"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir :
"Mahkememizin 1995/219 esas sayılı davasının 22.10.1996 tarihli celsesinde iddia makamı sanıklar hakkında bu davada tatbiki istenen ve iddianamede bulunan sevk maddesi olan TCK.nun 367. maddesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve bu maddenin iptali için Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 152/1. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine gidilmesini talep etmiştir.
Cumhuriyet Savcısının bu talebine karşı Mahkememizin 1995/219 sayılı dosyasının taraflarının tamamından; Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 27/2. maddesi uyarınca görüşleri sorulmuş; Müdahil ve sanıklar bu konunun takdirini mahkememize bırakmışlardır;
Vezirköprü Cumhuriyet Başsavcılığının 18.07.1995 tarih ve 1995/192 sayılı iddianamesiyle Mahkememize açılan kamu davasının konusu, Vezirköprü'de bulunan mülkiyeti Maliyeye ait olan iki gayri menkulün 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulü ile satışa çıkarıldığı ve bu ihaleye katılan şahıslardan bir kısmının ihaleyi almak için; diğer katılanlara menfaat temin ederek ihaleye katılmaktan çekilmelerini sağladığını iddia ederek:
İhaleyi almak için menfaat öneren şahısların TCK.nun 367. maddesi uyarınca,
İhaleye devamından menfaat karşılığı vazgeçen şahısların da TCK.nun 368. maddesi uyarınca cezalandırılmasını istemiştir.
Mahkememizde görülen 1995/219 sayılı kamu davasının TCK.nun 367. ve 368. maddelerinin uygulanması hususunda bir tereddüt yoktur.
Mahkememizin 1995/219 sayılı kamu davasında uygulanması istenilen TCK.nun 367. ve 368. maddeleri TCK.nun 6. bap'ında düzenlenen Ammenin itimadı aleyhine cürümlerin içinde yer almış olup; Bu maddelerin amacı kamu idaresi hesabına yapılacak açık artırma ve eksiltme işlemlerinde rekabet serbestisini sağlamak ve bu alanda kamu itimadını teminat altına almaktır.
Bu itibarla resmi artırma veya eksiltme alanındaki kamu itimadı bir yandan kamu idaresini ve öte yandan iktisadi ve ticari faaliyet serbestisini ilgilendirmesinden; bu mevzudaki ihalelere hile karıştırmak serbest rekabeti de bozan bir fiildir.
Bu nitelikleri itibariyle kamu ihalelerine fesat karıştırılması olayı TCK.nun 367. ve 368. maddeleriyle ceza yaptırımına bağlanmış ise de olayımızda uygulanması istenen TCK.nun 367. maddesi bu suçu işleyen "rekabeti men veya ihlal yahut müzayedeye pey sürenleri çekilmeye mecbur edenler" için TCK.nun 119. maddesinde düzenlenen ön ödeme ile açılan kamu davasının ortadan kaldırılması imkanını tanıdığı ve böylece de; Bu suçun sanığının daha hazırlık aşaması sırasında hiç mahkemeye dahi çıkmadan ve hakkında kamu davası bile açılmaması sebebiyle sabıka kaydının oluşmaması bunun neticesinde yüz kızartıcı bir suçtan sabıka kaydının olmaması yeniden ihalelere katılabilmesi, birdaha suç işlediğinde hakkında özel veya genel tekerrür hükümlerinin dahi uygulanmaması gibi çok geniş manada sonuçlar doğduğu halde;
Yine olayımızda uygulanması istenen TCK.nun 368. maddesi ise "Bir kimse kendisine veya başkasına vaad olunmuş para veya sair menfaat mukabilinde müzayedeye veya münakasaya devamdan istinkaf suretiyle resmi müzayede fesat karıştırırsa" bu şahıs için TCK.nun 119 uncu maddesinde ön görülen ön ödeme ile kamu davasının ortadan kaldırılması imkanı olmayıp bu kişinin yargılamasının yapılıp neticesinde ceza alması ve yüz kızartıcı bir suçtan dolayı sabıkasının bulunması bir daha aynı suçu işlemesi durumunda özel tekerrür hükümlerinin uygulanması mümkün olmaktadır.
TCK.nun uygulamasında Anayasamız herkesin dil, din, ırk, mezhep ve cinsiyet eşit olduğunu ve kanunlar önünde eşitlik ilkesini getirmiştir. Buna rağmen TCK.nun 367. ve 368. maddelerinde ön görülen ihaleye fesat karıştırmak suçlarında; TCK.nun 368. maddesi uyarınca eylemi cezalandırılan müzayedeye elde ettiği menfaat karşılığı devam etmemek suretiyle fesat karıştıran kişi hakkında kamu davasının açılması zorunluluğu bulunduğu halde; Aynı ihaleyi almak için ihaleye katılan diğer kişilerin ihaleden çekilmesini mecbur edenlerin eylemini müeyyideye bağlayan TCK.nun 367. maddesi uyarınca kamu davası açılmasını ancak bu şahsın TCK.nun 119. maddesinde öngörülen şartlarda ön ödeme önerisini yerine getirmeme şartına bağlı olduğundan ve her iki suç failinin ihlâl ettiği değer rekabet serbestisini bozmak ve kamu itimadını ortadan kaldırmak olduğundan;
Kamuya ait ihaleye fesat karıştırarak ihaleyi alan kişinin hakkında kamu davası açılmasını ön ödeme şartını yerine getirmemesi koşuluna bağlayan TCK.nun 367 nci maddesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10 uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı bulduğumuzdan;
Bu gerekçelerle iddia makamının talebi ciddi bulunmuş olup TCK.nun 367. maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına dair karar verilmiştir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1996/71
Karar Sayısı : 1997/49
Karar Günü : 14.5.1997
Resmi Gazete tarih/sayı:26.9.1997/23122
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Vezirköprü Asliye Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 765 Sayılı Türk Ceza Yasası'nın 367. maddesinin, Anayasa'nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Maliye Hazinesi adına arsa olarak kayıtlı taşınmaz malın satışı için, 2886 sayılı Devlet İhale Yasası'nın 45. maddesine göre açık teklif usulü ile yapılan ihale sonucunda, ihaleye fesat karıştırdığı savıyla açılan davada Cumhuriyet Savcısı'nın Anayasa'ya aykırılık savını ciddî bulan Mahkeme, Türk Ceza Yasası'nın 367. maddesinin iptali istemiyle başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenen Yasa Kuralı
Türk Ceza Yasası'nın iptali istenen 367. maddesi şöyledir :
"Madde 367- Gerek resmî daireler marifetiyle ve gerek beynennas bilmüzayede alınıp satılacak yahut kiraya verilip alınacak mal ve mülklerin müzayedesinde yukarki maddede gösterilen suretlerden biriyle rekabeti meni veya ihlâl yahut müzayedeye pey sürenleri çekilmeğe mecbur edenler bir aydan üç aya kadar hapse ve otuz liradan yüz liraya kadar ağır cezayi naktiye mahkûm olur."
B- İlgili Yasa Kuralı
Türk Ceza Yasası'nın konuyla ilgili 366. maddesi şöyledir :
"Madde 366- Her kim Hükûmet hesabına olarak icra kılınan müzayede ve münakasada şiddet veya tehdit ile veya hediye vait ve itasiyle veya sair menfaatler teminiyle veya gizli ittifak yahut sair hileli vasıtalar ile rekabeti meni veya ihlâl yahut müzayede ve münakasada pey sürenleri çekilmeğe sevkederse üç aydan bir seneye kadar hapse ve otuz liradan iki yüz liraya kadar ağır cezayi nakdiye mahkum olur.
Eğer fail kanunen veya Hükümet tarafından müzayede veya münakasaya memur olan kimse ise bir seneden üç seneye kadar hapis ve elli liradan dört yüz liraya kadar ağır cezayi nakti hükmolunur."
C- Dayanılan Anayasa Kuralı
"MADDE 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Yekta Güngör ÖZDEN, Güven DİNÇER, Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL ve Fulya KANTARCIOĞLU'nun katılmalarıyla 3.12.1996 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, sınırlama sorununun esas inceleme evresinde ele alınmasına karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
İşin esasına ilişkin rapor, başvuru kararı ile ekleri, Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülen yasa kuralı, itiraza dayanak yapılan Anayasa kuralları, bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
İlk inceleme evresinde çözümlenmesi gerekli bir sorunla, dosyanın esas inceleme aşamasında karşılaşıldığında öncelikle incelemeyi bu yönden sürdürmek ve sonuca varmak gerekmektedir. Bu nedenle bakılmakta olan davada, itiraz konusu hükmün uygulanacak yasa kuralı olup olmadığının incelenmesi önem taşımaktadır.
Anayasa'nın 152. maddesinin birinci fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca bir davaya bakmakta olan mahkemenin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için, Anayasa'ya aykırı gördüğü ya da davanın taraflarından birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddî olduğu kanısına varacağı kuralın, bakmakta olduğu davada uygulanacak kural olması zorunluluktur. Davada uygulanacak yasa kuralından, davayı yürütmeye, sonuçlandırmaya ve uyuşmazlığı çözmeye elverişli kurallar anlaşılmak gerekir.
İtiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta olduğu dâvada; kendisinin kazanması amacıyla, kimilerinin ihaleye katılmaması, katılanların da düşük bedel önermelerini sağlamak için para verdikleri ileri sürülen sanıkların eylemlerine göre Türk Ceza Yasası'nın 367. ve 368. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenmiştir.
Türk Ceza Yasası'nın 366. maddesinde, Hükûmet hesabına yapılacak artırma ve eksiltmelerde, kimi yasaklamaların yanısıra, hile yaparak rekâbeti ortadan kaldıranlar ile pey sürenlerin artırma ve eksiltmelerden çekilmesini sağlayanların cezalandırılmaları öngörülmüştür. Türk Ceza Yasası'nın 367. maddesinde ise resmî daireler marifetiyle ve özel şahıslar arasında yapılacak artırmalara hile karıştırılması ceza kuralına bağlanmıştır. Eylem, Maliye Hazinesi'ne ait taşınmazın açık artırma ile satışında ihaleye fesat karıştırmak olduğu için, olayda uygulanacak kural, Türk Ceza Yasası'nın 367. maddesi değil, 366. maddesidir. Bu nedenle Türk Ceza Yasası'nın 367. maddesi görülmekte olan davada uygulanacak kural değildir.
VI- SONUÇ
1.3.1926 günlü, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun itiraz konusu 367. maddesi, itiraz yoluna başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanacak kural olmadığından, başvurunun mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE, Selçuk TÜZÜN, Ali HÜNER, Lütfi F.TUNCEL ile Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
14.5.1997 gününde karar verildi.
Başkan
Yekta Güngör ÖZDEN
Başkanvekili
Güven DİNÇER
Üye
Selçuk TÜZÜN
Ahmet N. SEZER
Samia AKBULUT
Haşim KILIÇ
Yalçın ACARGÜN
Mustafa BUMİN
Ali HÜNER
Lütfi F. TUNCEL
Fulya KANTARCIOĞLU
KARŞIOY GEREKÇESİ
Anayasa'nın 152., 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesi uyarınca, bir davaya bakmakta olan mahkemenin bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi ya da taraflardan birinin aykırılık savını ciddi bularak iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için iptali istenen kuralın davada uygulanacak olması gerekir.
Yargıcın, davayı yürütmesinde ve çözüme ulaştırmasında, olumlu ya da olumsuz biçimde katkısı olacak kurallar, uygulanacak yasa kuralı niteliğindedir.
Olayda, Hazine adına kayıtlı taşınmazın, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesine göre yapılan ihalesine, fesat karıştırmak suçundan iki sanık hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun 367. maddesine göre kamu davası açılmıştır. Cumhuriyet Savcılığı'nın Anayasa'ya aykırılık savının ciddî olduğu kanısına varan Mahkeme, anılan kuralın iptali için başvuruda bulunmuştur.
Ceza Yasası'nın 367. maddesi, yalnız alınıp satılacak veya kiraya verilecek mal ve mülklerin müzayedesini düzenlediğinden, aynı konuda genel kurallar getiren 366. maddeye göre özel niteliktedir. Bu nedenle, olayda, 367. madde uygulanacak kuraldır. Aksi düşünüldüğünde de, iki maddenin içerdiği konular arasındaki büyük benzerlik nedeniyle yargıcın, davada uygulanacak kuralı saptaması için iki maddeyi de gözönünde bulundurması gerekeceğinden, 367. madde yönünden olumsuz da olsa yine bir uygulama söz konusu olacaktır.
Açıklanan nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
Hazine adına kayıtlı taşınmazın, Devlet İhale Yasası'nın 45. maddesi uyarınca yapılan ihalesine fesat karıştırmak suçundan sanık hakkında TCK.nun 367. maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, Cumhuriyet Savcısının Anayasa'ya aykırılık savını ciddi bulan Mahkeme TCK.nun 367. maddesinin iptali istemiyle başvuruda bulunmuştur.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddeleri gereğince, bir davaya bakmakta olan Mahkemenin, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi, Anayasa'ya aykırı gördüğü veya taraflardan birinin ileri sürdüğü Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına vardığı kuralın, bakmakta olduğu davada uygulanacak kural olması koşuluna bağlıdır. Davada uygulanacak yasa kuralından amaç, davayı yürütmeye, sonuçlandırmaya ve böylece uyuşmazlığı çözmeye olumlu veya olumsuz şekilde etkisi olacak kurallardır.
Mahkemenin bakmakta olduğu davada, ihaleyi kazananın, ihaleye katılmayanlara katılmamaları ve ihaleye katılanlara da düşük bedel teklifleri için para verdiği ileri sürülerek iki sanık hakkında TCK.nun 367. ve üç sanık hakkında da 368. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istenilmiştir.
İtiraz konusu TCK.nun 367. maddesinde, gerek resmî daireler marifetiyle gerekse kişiler arasında artırma yoluyla alınıp satılacak veya kiraya verilip alınacak mal ve mülklerin müzayedesinde, 366. maddede gösterilen suretlerden biriyle rekabeti men veya ihlâl veya müzayedeye pey sürenleri çekilmeye mecbur edenlerin cezalandırılacağı belirtilmektedir.
İtiraz konusu 367. maddede, resmî daireler marifetiyle ve şahıslar arasında yapılacak ihalelerden söz edilmekte ve ihalenin konusu da gösterilmektedir. İhalenin konusu, alınıp satılacak veya kiraya verilip alınacak mal ve mülklerin artırma yoluyla ihalesidir. Bu suçun oluşabilmesi için, resmî daire ile gerçek ve tüzel kişilerin alınıp satılacak, kiraya verilip alınacak taşınmaz mallarının müzayedesinde 366. maddede gösterilen vasıtalarla rekabetin önlenmesi veya bozulması yahut pey sürenlerin ihaleden çekilmeye yöneltilmesi gerekir. Her iki madde arasında farklılıklar vardır. 366. maddede, artırma ve eksiltme resmî nitelikte (hükümet hesabına) olduğu halde, 367. maddedeki artırma, resmî olabileceği gibi gerçek ve tüzel kişiler hesabına da olabilmektedir. Ayrıca 366. maddenin konusu, mal ve taşınır eşya olduğu halde, 367. maddenin konusu taşınmaz malların alım-satımı veya kiralanmasıyla sınırlıdır.
Görülmekte olan davanın konusu ve işleniş biçimi yönünden davanın yürütülmesinde ve çözümünde TCK.nun 367. maddesi uygulanacak kural niteliğinde olduğundan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.