ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1993/36
Karar Sayısı : 1993/35
Karar Günü : 6.10.1993
R.G. Tarih-Sayı :23.11.1993-21767
İPTAL DAVASINI AÇAN : Anamuhalefet (Anavatan) Partisi Türkiye
Büyük Millet Meclisi Grubu adına Grup Başkanı A. Mesut YILMAZ.
İPTAL DAVASININ KONUSU : 17.9.1993 günlü 21701 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanan 524 sayılı "Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinin
Kuruluşu ve İdaresine Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin Anayasa'nın genel
ilkelerine, 7., 87., 91. ve 153. maddelerine aykırılığı savıyla iptali
istemidir.
II- YASA METİNLERİ :
A. İptali İstenilen Kurallar:
524 sayılı "Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinin Kuruluş
ve İdaresine Dair Kanun Hükmünde Kararname"
Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevlerinin Kuruluş ve İdaresinin
yeniden düzenlenmesi; 24.6.1993 tarih ve 3911 sayılı Kanunun verdiği yetkiye
dayanılarak Bakanlar Kurulu'nca 10/9/1993 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Amaç, Kapsam, Tanımlar
Madde 1- Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı, ceza infaz
kurumlarıyla tutukevlerinin kuruluş ve idaresine ilişkin esas ve usulleri
düzenlemektir.
Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen;
a) Bakan: Adalet Bakanını,
b)Bakanlık: Adalet Bakanlığını,
c) İdare: Kurumların müdürlük ve servis kuruluşunu,
d) Kurum: Ceza İnfaz kurumları ile tutukevlerini,
e) Ceza İnfaz Kurumları: Kapalı ve açık cezaevleri ile çocuk,
eğitim evlerini,
f) İşletmeler ve İşyurtları Kurumu: Cezaevi ve Çocuk Eğitimevi
İşletmeleri ve İşyurtları Kurumunu,
g) İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulu: Cezaevi ve Çocuk
Eğitimevi İşletmeleri ve İşyurtları Yüksek Kurulunu,
h) İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğü: Cezaevi ve Çocuk
Eğitimevi İşletmeleri ve İşyurtları Genel Müdürlüğünü,
ı) Kurum Müdürü: Kuruluşu tam olan kurumun müdürünü,
i) Müdür : Kurum müdürü dışındaki servis müdürünü,
k) İdare Müdürü: Kuruluşu tam olmayan kurumun müdürünü,
l) Kapalı Cezaevi: İçten ve dıştan korumayla görevli personeli
bulunan ve firara karşı koruma önlemlerinin alındığı ceza infaz kurumlarını,
m) Açık Cezaevi: Hükümlülerin çalıştırılması esası üzerine kurulmuş,
dıştan korumayla görevli personeli bulunmayan ve firara karşı koruma önlemleri
olmayan ceza infaz kurumlarını,
n)Çocuk Eğitimevi: Çocuk hükümlülerin tretmanı amacıyla kurulmuş
dıştan korumayla görevli personeli bulunmayan ve firara karşı koruma önlemleri
olmayan kurumları,
o) Tutukevi: Tutuklama kararının yerine getirildiği, içten ve
dıştan korumayla görevli personeli bulunan ve firara karşı koruma önlemlerinin
alındığı kurumları,
ifade eder.
Kurumlar
Madde 2- Kurumlar Bakanlığa bağlı olup Bakanlıkça belirlenen
yerlerde kurulur. Bakanlıkça bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen hizmetleri
gerçekleştirmeye elverişli fiziki yapıya sahip elektronik donanımlı kurum
binaları sağlanır. Kapalı ve açık cezaevleri ayrı yerlerde kurulacağı gibi
personeli ayrı olmak koşuluyla aynı yerde de kurulabilir.
Kurum bulunmayan veya kurumları kullanılamaz hale gelen yerlerdeki
hürriyeti bağlayıcı cezalar ile tutuklama kararları Bakanlıkça belirlenen
kurumlarda yerine getirilir.
Hazinece adalet hizmetleri ile kurumlar için tahsis edilen bina ve
arsaların tahsis amaçlarına uygun olarak kullanılma niteliklerini yitirmeleri
veya bölge cezaevi yapımı nedeniyle kullanılmalarından vazgeçilmesi halinde;
bunların satışına ve satış parasının mahkeme ve kurum binalarının yapım, onarım
ve tadilatı ile işletme ve işyurdu faaliyetlerinde kullanılmak üzere İşletmeler
ve İşyurtları Kurumu Bütçesine gelirkaydına Bakanlık yetkilidir.
Kurum Personeli, Nitelikleri, Atanmaları, Yetki ve Sorumlulukları
Madde 3- Kurum müdürü ve diğer personelin atama ve nakilleri
Bakanlıkça yapılır.
Kuruluşu tam kurumlar; bir kurum müdürünün yönetiminde infaz
müdürü, koruma müdürü, idari ve mali işler müdürü, personel müdürü ve bunları
bağlı birimlerden oluşur.
Kurum müdürü, kurumun amiri olup yönetiminden Bakanlığa karşı
sorumludur. Bütün personel üzerinde gözetim ve denetim ile emir ve talimat
verme yetkisine sahiptir.
Kurum müdürü: hukuk, kamu yönetimi, sosyal hizmetler, sosyoloji,
psikoloji, eğitim bilimleri alanında en az dört yıl öğretim yapan fakülte veya
yüksek okullar ile bunlara denkliği kabul edilmiş yabancı öğretim kurumları
mezunları arasından atanır. Kriminoloji, penoloji veya insan hakları konusunda
lisans üstü eğitim yapmış olmak öncelikli atanma nedenidir.
Müdürler en az iki yıllık yüksek okul mezunları arasından atanır.
Kurum müdürünün atanmasında aranan niteliklere sahip olmak öncelik nedenidir.
İki yıllık yüksek okul mezunu müdürlerin, kurum müdürlüğüne atanabilmesi için
en az beş yıl müdürlük yapması ve görevinde başarılı olması gerekir. Kurum
müdürünün atanmasında aranan niteliklere sahip olanlarda süre koşulu aranmaz.
Çocuk eğitimevi kuruluşu tam kurum olup, bir kurum müdürünün
yönetimde eğitim müdürü, idari ve mali işler müdürü, personel müdürü ile
bunlara bağlı birimlerden oluşur.
Çocuk eğitimevinde, kurum müdürlüğüne, yukarıdaki fıkrada yazılı
koşulların yanında çocuk suçluluğu veya korunmaya muhtaç çocuklar konusunda
lisans üstü eğitim yapmış olmak öncelikli atanma nedenidir.
Açık cezaevinde koruma müdürü bulunmaz. Bu kurumda infaz ve koruma
başmemur ve memurları infaz müdürüne bağlı olarak görev yapar.
İşletme veya işyurdu bulunan kurumlarla çocuk eğitimevlerinde;
işletme faaliyetini yürütmek üzere işletme müdürü, işyurdu faaliyetini yürütmek
üzere işyurdu müdürü bulunur.
İşletme ve işyurdu müdürleri, işletme ve işyurdu faaliyeti
konularında İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğüne bağlıdır.
İşletme müdürü olmak için, iş idaresi, ekonomi ve ilgili
mühendislik birimleri alanında en az dört yıl öğretim yapan fakülte veya yüksek
okullar ile bunlara denkliği kabul edilen öğretim kurumlarından mezun olmak ve
işletmenin faaliyeti konusuna giren bir işte özel veya resmî kurum veya
kuruluşlarda en az dört yıl çalışmış olmak gerekir.
İşletme faaliyetinde ihtisaslaşma halinde veya faaliyetin niteliğine
göre diğer fakülte ve yüksek okul mezunları da işletme müdürü olarak
çalıştırılabilir.
Kuruluşu tam olmayan kurumlar, bir idare müdürünün yönetiminde
koruma personelinden oluşur.
İdare müdürü, kuruluşu tam olmayan kurumun amiri olup yönetiminden
Bakanlığa karşı sorumludur. Kurum müdürü ile servis müdürlerinin görevini
yapar.
Cumhuriyet Başsavcıları, kurumlar ve personelüzerinde denetim ve
gözetim yetkisine sahiptir.
Kurum personelinin görevden doğan suçlarından dolayı haklarında
bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığınca doğrudan ve genel hükümlere göre
soruşturma ve kovuşturma yapılır.
Kurum görevlilerinin çalışma gün, saat ve şekilleri Bakanlıkça
düzenlenir.
İnfaz ve koruma başmemur ve memurları görev sırasında Bakanlıkça
belirlenen ve sağlanan kıyafetleri giyerler.
Kurum personeline, görevleri başında bulunduğu sürelerde yemek
verilir.
Mutfak kuruluşu bulunmayan kurumlarda çalışan personele yiyecek
bedeli nakdi olarak ödenir.
Bu Kanun Hükmünde Kararnamede hüküm bulunmayan hallerde; personel hakkında
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, işçiler hakkında 1475 sayılı İş Kanunu
hükümleri uygulanır.
Kurumların Korunması ve İnfaz ve Koruma Memurlarının
Yetiştirilmesi
Madde 4- Kurumların iç ve dış koruması infaz ve koruma başmemur ve
memurları tarafından sağlanır. Bu personelin iç veya dış koruma ile
görevlendirilmesi atama işleminde belirlenir.
Çocuk eğitimevinde, iç korumayla görevli infaz ve koruma başmemur
ve memurları grup sorumlusu olarak görev yapar.
Dış koruma personeli silahlı olarak görev yapar.
Kurum içindeki asayiş ve güvenliği bozucu olayların önlenip
bastırılması hariç olmak üzere dış koruma personeli kuruma silahlı olarak
giremez.
Dış koruma personeline verilecek silah ve cephane ödeneği Adalet
Bakanlığı bütçesinden karşılanmak suretiyle Milli Savunma Bakanlığınca tedarik
ve ikmal edilir.
Kurum müdürü, koruma personeli tarafından önlenemeyen asayiş ve
güvenliği bozucu olaylarla kurumda yapılacak aramalarda mahallin en büyük mülki
amirinden yardım isteyebilir.
Grup sorumlusu ve infaz ve koruma memur adayları, Bakanlığa bağlı,
kuruluş yerleri Bakanlıkça belirlenen eğitim merkezlerinde dokuz ay süre ile
eğitime tabi tutulur.
Eğitim merkezi, nitelikleri yönetmelikte belirlenen ve atamaları
Bakanlıkça yapılan bir müdür, iki müdür yardımcısı ile bir bürodan oluşur.
Eğitim merkezinde görevlendirilecek öğretim görevlileri: Bakanın
istemi üzerine, yetkili kurul ve organlarınca ek görevle görevlendirilmeleri
uygun görülen yeteri kadar üniversite öğretim üyeleri ve araştırma görevlileri
ile adli ve idari yargı hakim ve savcıları, avukatlar, diğer uzman ve
öğretmenlerden oluşur.
Adayların kalmalarını sağlamak üzere Bakanlıkça eğitim
merkezlerinde yatılı tesisler kurulur. Adaylara ayrıca yemek çıkarılır.
Eğitim merkezinde çalışan personel, adaylara çıkarılan yemek
tabelasına dahil edilir.
Eğitim merkezlerindeki yatılı tesislerin her türlü gereksinim ve
giderleri Bakanlık bütçesinden karşılanır.
Eğitim merkezi yatılı tesislerinde, adaylardan yatak ve yemek
ücreti alınmaz.
Eğitim merkezinde görevlendirilen öğretim görevlilerinden;
a) Üniversite öğretim üyelerine, Yüksek Öğretim Personel Kanununa
göre,
b) Üniversite dışından görevlendirilenlere; birinci derecede
olanlar için profesörlere, ikinci derecede olanlar için doçentlere, üç veya
daha aşağı derecede olanlar ile kamu görevlisi olmayanlar için okutmanlara
ödenen ek ders ücreti miktarınca ders ücreti ödenir.
Adaylar eğitim merkezinde geçirdikleri sürelere göre mecburi
hizmetle yükümlüdür. Bu konuda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri
uygulanır.
İşletme ve İşyurtları Kurumu
Madde 5- İşletmeler ve İşyurtları Kurumu: Tüzel kişiliğe sahip,
faaliyetlerinde özerk, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı, bu Kanun Hükmündeki
Kararnamedeki hükümler saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bir
kuruluştur. İşletmeler ve İşyurtları Kurumu hükümlü ve tutukluların tretman
amacına yönelik olarak çalışmalarını sağlamak; ticari gaye ile malve hizmet
üretmek ve pazarlamak üzere işletmeler ve işyurtları kurar.
İşletmeler ve İşyurtları Kurumunun organları, İşletmeler ve
İşyurtları Yüksek Kurulu ve Genel Müdürlüktür.
İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulu: Bakanlık Müsteşarının
başkanlığında bu konuda görevlendirilen müsteşar yardımcısı, Ceza İnfaz
Kurumları ve Tutukevleri Genel Müdürü, İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürü,
İdari ve Mali İşler Dairesi Başkanı, Teknik İşler Dairesi Başkanı, yılı içinde
en yüksek kârlılığı sağlamış olan işletmemüdürü, kamu veya özel sektörde
çalışan bir maliyeci ve bir ekonomistten oluşur. Bakan, gerekli gördüğünde bu
Kurula başkanlık eder.
İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulu başkan ve üyelerine 500
gösterge rakamının Bütçe Kanunlarında Devlet memurları için tesbit edilen maaş
katsayısı ile çarpılması sonucu bulunacak miktarda İşletmeler ve İşyurtları Kurumu
bütçesinden kamu görevlisi olanlara huzur hakkı, kamu görevlisi olmayanlara
huzur ücreti ödenir.
İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğü; Genel müdür, genel müdür
yardımcıları, daire başkanları ve bürodan oluşur.
İşletmeler ve İşyurtları Kurumunu, İşletmeler ve İşyurtları Yüksek
Kurulu Başkanı idare ve yargı mercilerinde ve üçüncü kişilere karşı temsil
eder. Gerektiğinde bu yetkisini devredebilir.
İşletmeler ve İşyurtları
Madde 6- İşletme, açık cezaevleri bünyesinde oluşturulan ekonomik
ölçekte seri üretim yapan ekonomik faaliyet yerleri ile buna bağlı tesislerdir.
İşyurtları, hükümlü ve tutukluların meslek ve zanaat sahibi
olmalarını sağlamak amacıyla kapalı veya açık cezaevleri bünyesinde oluşturulan
atölye, ünite ve tesislerdir.
İşletmeler ve işyurtları tüzel kişiliğe sahiptir.
İşletmeler ve İşyurtları Kurumu ile işletmeler ve işyurtları
Muhasebei Umumiye Kanunu, Devlet İhale Kanunu ve Sayıştay'ın denetimine tabi
değildir. İşletmeler ve İşyurtları Kurumu ile İşletmeler ve İşyurtları 2/4/1987
tarih ve 3346 sayılı Kanun uyarınca denetlenir.
İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulunun Görevleri
Madde 7- İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulunun görevleri
şunlardır:
a) İşletmeler ve işyurtlarının genel amaç ve politikalarını
belirlemek,
b) İşletmeler ve İşyurtları Kurumunun bütçesini hazırlamak ve
Bakan onayına sunmak,
c) Yeni işletme ve işyurtlarının kurulmasına veya kaldırılmasına
karar vermek,
d) İşletme ve işyurtlarının sermaye miktarlarını belirlemek,
kaynak tahsisi yapmak ve gerektiğinde birinden diğerine kaynak aktarması
yapılmasına karar vermek,
e) İşletme ve işyurtlarının yıllık bütçe, ek bütçe, program ve
projeleri ile faaliyet raporları ve netice hesaplarını onaylamak veya
reddetmek,
f) Hükümlü ve tutukluların çalıştırılma esas ve ilkelerini belirlemek,
g) Genel bütçeden kadrolu personelin işletme veya işyurdunda
çalıştırılmasına ilişkin İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğünün
önerilerini karara bağlamak,
h) İşletmeler ve işyurtları yönetim kurullarının önerisi üzerine
1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre işçi çalıştırılmasına, ücretlerinin
belirlenmesine ve bunların işten çıkarılmasına karar vererek Bakanlık onayına
sunmak,
i) Fazla iş çıkarmak suretiyle işletme ve işyurduna yararlı olan
personel, işçi ve hükümlülere prim ödenmesinin esas ve ilkelerini belirlemek;
işletme ve işyurdu yönetim kurullarının, senelik bilançolarında tahakkuk edecek
kârdan personel, işçi ve hükümlülere kâr payı ödenmesineilişkin önerilerini
karar bağlamak,
j) İşletme ve işyurtlarının faaliyetlerini kontrolörlere veya
denetim şirketlerine denetletmek veya adalet müfettişleri tarafından
denetlenmesini Bakan'a önermek,
k) İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğü ile Ceza İnfaz
Kurumları ve Tutukevleri Genel Müdürlüğü arasında koordinasyonu sağlamak.
İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğü
Madde 8- İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürü, müşterek kararla
atanır. İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürü olarak atanabilmek için iş
idaresi, ekonomi, hukuk ve mühendislik bilimleri alanında en az dört yıl
öğrenim yapan fakülte veya yüksek okullar ile bunlara denkliği kabul edilen
öğretim kurumlarından mezun olmak ve özel veya resmi bir işletme veya kurumda
işletmecilik konusunda en azaltı yıl çalışmış olmak gerekir. Bu koşulların
yanında işletme lisans üstü eğitimi yapmış olmak tercih nedenidir.
İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:
a) İşletmeler ve işyurtlarını yönetmek, hesap işlerini izlemek ve
denetlemek, bunlara ait diğer işlemleri yapmak,
b) Hükümlü ve tutukluların çalıştırılmaları ile ilgili her türlü
işlemi yürütmek, küçüklerin çalışma koşulları bakımından ilgili bakanlık ve
kamu kuruluşları ile işbirliği yapmak,
c) İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulu kararlarını yerine
getirmek,
d) İşletmeler ve işyurtlarının yıllık iş programlarını, bütçelerini,
ek bütçelerini, faaliyet raporu ve netice hesaplarını İşletmeler ve İşyurtları
Yüksek Kuruluna sunmak,
e) İşletmeler ve işyurtlarındaki Bakanlık kadrosunda bulunan
personelin atanma, yükselme, yer değiştirme, izin, istifa ve emeklilik gibi
özlük işlerinin yürütülmesinde Personel Genel Müdürlüğü ile hizmet öncesi,
hizmet içi ve bir üst göreve hazırlama eğitimlerinde Eğitim Dairesi Başkanlığı
ile koordinasyonusağlamak,
f) İşletme yönetim kurulu ile işyurdu yönetim kurullarının, genel
bütçeden kadrolu personelin işletme ve işyurdunda çalıştırılmasına ilişkin
önerilerini İşletme ve İşyurtları Yüksek Kuruluna sunmak,
g) İşletmeler ile işyurtlarında 1475 sayılı İş Kanunu uyarınca
çalıştırılacak işçilere ilişkin işletme ve işyurdu yönetim kurullarının önerilerini
İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kuruluna sunmak,
h) İşletme müdürlerinin sözleşmesini düzenlemek ve Bakan onayına
sunmak,
i) Kurumlardan salıverilen hükümlülerin işe yerleştirilmeleri
konusunda infaz sonrası koruma ve yardım müesseseleri ve diğer kurullarla
ilişkileri düzenlemek,
j) Görev alanına giren konularda mevzuat yetersizliğine ve
aksaklığına ilişkin inceleme ve araştırma yaparak İşletmeler ve İşyurtları
Yüksek Kuruluna öneride bulunmak, tüzük ve yönetmelik tasarılarını hazırlamak
ve izlemek, görüş, bildirmek, genelge düzenlemek,
k) Kanunlarda gösterilen ve Bakanlıkça verilen diğer görevleri
yapmak,
Sermaye Kaynakları
Madde 9- İşletmeler ve İşyurtları Kurumunun sermaye kaynakları
şunlardır:
a) Genel bütçeden ayrılan ödenek ve sermaye katılım payları,
b) 2548 sayılı Cezaevleriyle Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı
Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiye cek Bedelleri Hakkında
Kanunun 1inci maddesine göre tahsil edilen harçlar,
c) 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1) ve (3) sayılı tarifelere
göre alınan yargı harçlarının % 50'si,
d) 27/5/1988 tarihli ve 3454 sayılı Kanuna göre genel, katma ve
mahallî idareler dışında, kuruluşlara ve kişilere başvuruları üzerine verilecek
adlî sicil kayıtları sebebiyle alınan ücretlerin tamamı,
e) 27/5/1988 tarihli ve 3454 sayılı Kanuna göre adlî yargıda
asliye hukuk, sulh hukuk, kadastro, ticaret ve iş mahkemelerine açılan
davalarda, icra ceza davaları hariç olmak üzere icra tetkik mercilerince
bakılan iş ve davalarda; idarî yargıda, idare ve vergi mahkemelerinde açılan
davalarda; icra ve iflâs dairelerinde, talimat dahil her icra işinde; izale-i
şuyu satış memurlukları, tereke mümessillikleri ile Bakanlıkça kurulmuş ticaret
sicili memurluklarında kullanılacak dosya gömlekleri ve basılı evraktan alınan
ücretlerin tamamı,
f) 27/5/1988 tarihli 3454 sayılı Kanuna göre Bakanlığın yayın
hizmetlerinden elde edilen gelirlerin tamamı,
g) İşletmeler ve işyurtlarının yıl sonu kârlarından İşletmeler ve
İşyurtları Yüksek Kurulu tarafından ayrılan miktarlar,
h) 2 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca elde edilen satış
paraları,
i) Kurumlar, işletmeler ve işyurtlarının demirbaşına kayıtlı olup
hizmet dışı bırakılan eşya ve araçların satışından elde edilen gelirler,
j) Faiz ve sair gelirler,
k) Bağış ve yardımlar,
Yukarıdaki fıkranın (b) bendine göre tahsil edilen harçlar ile (c)
bendine göre tahsil edilen yargı harçları ve (d) ve (e) bendlerine göre alınan
ücretler İşletmeler ve İşyurtları Kurumunun Ankara'da millî bir bankada
açılacak hesabına aktarılmak üzere, günlük olarak bulundukları mahalledeki bu
bankanın şubesine yatırılır.
(b) ve (c) bendinde yazılı olanlar makbuz karşılığı tahsil edilir.
(f) ve (i) bendlerine göreelde edilen gelirler tahsilatı takiben
ikinci fıkrada belirtilen hesaba yatırılır.
(a) bendinde yazılı sermaye katılım payları yukarıda bahsi geçen
hesaba yatırılır.
İşletmeler ve İşyurtları Kurumu bütçesinden, Bakanlıkça belirlenen
miktar ve esaslar dahilinde, Bakanlık merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
kuruluşların her türlü ihtiyaçlarını karşılamak üzere harcama yapılabilir.
İşletme ve işyurdu bütçelerinden, işletme ve işyurdu hizmet ve
çalışmalarının yürütülmesi ile ilgili her türlü döşeme, demirbaş, makina,
techizat, kara, hava ve deniz taşıtları alım, bakım onarım ve işletilmesi ile işletmeye
ilişkin tüm giderlere harcama yapılır.
İşletmeler ve İşyurtları Kurumu, işletme ve işyurduna ait mallar
Devlet malı sayılır. Bunlar aleyhine suç işleyenler, Devlet malları aleyhine
suç işleyenler gibi cezalandırılır.
Sözleşmeli Personel Çalıştırılması, Fazla Çalışma, Kâr Payı
Dağıtımı
Madde 10- İşletmeler ve İşyurtları Genel Müdürlüğü ile işletmeler
ve işyurtlarında, özel bir meslek bilgisine ve uzmanlığa ihtiyaç gösteren
işlerde çalıştırılacak personel ile işletme müdürü, muhasebe müdürü, üretim müdürü,
ve pazarlama müdürü kadroları karşılık gösterilmek suretiyle 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması
hakkındakihükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabilir. Bu
şekilde çalıştırılacak personelin sayısı ile yapılacak sözleşmenin usul ve
esasları, ödenecek ücret miktarı ve diğer malî haklar Bakanlar Kurulu
tarafından tespit edilir.
Kurum personelikendilerinin isteği, İşletmeler ve İşyurtları
Yüksek Kurulunun izniyle işletme ve işyurdunda çalıştırılabilir. İşletme ve
işyurdunda görevlendirilen personel o işin sorumlu memuru sayılır.
İşletme veya işyurdu yönetim kurullarının önerisi, İşletmeler ve
İşyurtları Yüksek Kurulunun kararı ve Bakanlık onayı ile ücretleri işletme veya
işyurdundan ödenmek üzere 1475 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre işletmeler ve
işyurtlarında işçi çalıştırılabilir.
İşletme ve işyurdu müdürlerinin kararıyla, işletme ve
işyurtlarında çalışma saatleri dışında veya tatil günlerinde fazla çalışma
yapılabilir. Fazla çalışma yapan personel ve işçilere Bütçe Kanunlarında
belirlenen miktarlarda fazla çalışma ücreti ödenir.
İşletmeler ve İşyurtları Yüksek Kurulunun onayı ile, işletme ve
işyurtlarında görevli personel, işçi ve hükümlülere; işletme ve işyurtlarının
senelik bilançolarında tahakkuk edecek kârdan bunun yüzdeyirmibeşini aşmamak ve
ilgilinin ele geçen yıllık net ücretinin yüzde ellisini geçmemek üzere her sene
Bütçe Kanunlarında gösterilen memur maaş katsayısının taban olarak (5.000),
tavan olarak (10.000) rakamı ile çarpımından elde edilecek tutar arasında,
çalıştıkları süre ile yaptıkları işin özellik ve güçlüğüne göre belirlenecek
oranlarla kâr payı ödenir. Ödemeler, çalışmayı takip eden bütçe yılında ve bir
defada yapılır.
Kadro Cetvelleri
Madde 11- Ekli (1) ve (2) sayılı listelerde yer alan kadrolar
iptal edilerek 13/12/1983 tarih ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki
(I) ve (1) sayılı cetvellerin Adalet Bakanlığına ait bölümünden çıkartılmıştır.
Ekli (3), (4) ve (5) sayılı listelerde yazılı kadrolar 13/12/1983
tarih ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki (I) ve (1) sayılı
cetvellerin Adalet Bakanlığına ait bölümüne eklenmiştir.
Yönetmelik
Madde 12- a) Kurum müdürü ile diğer müdürlerin görevleri,
b) Kurum personelinin görevleri,
c) Kurulların görevleri,
d) Grup sorumlusu ve infaz ve koruma memurlarının yetiştirilmesine
ilişkin usul ve esaslar,
e) Cezaevi ve Çocuk Eğitimevi İşletmeleri ve İşyurtları Kurumu ile
işletmeler ve işyurtlarına ilişkin hususlar,
f) Kurumlarda yapılacak aramaların usul ve esasları,
g) Fazla çalışma usul ve esasları,
h) Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin uygulanmasına ilişkin sair
hususlar,
Yönetmelikte gösterilir.
Yönetmelik, Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihden
itibaren altı ay içinde çıkarılır.
Düzenlenecek yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar, kurumlar ve
işyurtlarına ait mevcut yönetmelik ve talimatnamelerin uygulanmasına devam
olunur.
Ceza İnfaz Kurumları ile Tevkifevlerinin Yönetimine ve Cezaların
İnfazına Dair Tüzüğün bu Kanun Hükmünde Kararnameye aykırı olmayan hükümlerinin
uygulanmasına devam olunur.
Kaldırılan Hükümler
Madde 13- 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 114 üncü
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde geçen "Ceza infaz kurumları,
çocuk eğitim, ıslah ve infaz kurumları ve tutukevlerinin memur ve hizmetlileri
ile" ibaresi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası ve ek 1 inci maddesi,
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 10, 11 ve ek 3 üncü maddeleri,
1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerin İdaresi Hakkında Kanunun 1, 3, 4, 6 ve
7 nci maddeleri; 4358 sayılı Ceza ve Tevkifevleri Umum Müdürlüğünün Teşkilat ve
Vazifeleri Hakkında Kanunun 5 ve 6 ncı maddeleri ile 7 nci madde sinin birinci
fıkrası, 8,9, 11, 12, 14 ve 15 inci maddeleri, 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 20 nci maddesi yürürlükten kaldırılmış; 2802 sayılı Hakimler ve
Savcılar Kanununa ekli (1) sayılı cetvelde yer alan "Cezaevi mümessil
Cumhuriyet Savcılığı" ünvanı cetvel metninden,30.6.1934 tarihli ve 2548
sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında yazılı "harç ve"
ibareleri fıkra metninde çıkarılmıştır.
27.5.1988 tarihli ve 3454 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci
fıkrası hükmü aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi bakımından uygulanmaz.
Değiştirilen Hükümler
Madde 14- 2992 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin başlığı,
başlangıcındaki cümle ile (a), (b), (c), (d) bentleri aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
"Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Genel Müdürlüğü"
"Cezaİnfaz Kurumları ve Tutukevleri Genel Müdürlüğünün
görevleri şunlardır:
a) Ceza infaz kurumları ve tutukevlerini yönetmek, denetlemek,
hesap işlerini izlemek,
b) Hükümlü ve tutukluların giydirilmesi, beslenmesi, yatırılması
ve eğitilmesi işleriyle Cezaevleri ve Mahkeme Binaları İnşaası Karşılığı Olarak
Alınacak Harçlar ve Mahkûmlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında
Kanun"da gösterilen her türlü işlemleri yapmak,
c) Ceza infaz kurumları ile tutukevlerini, küçüklerin ceza larının
yerine getirileceği eğitimevlerini, hakkında tedbir uygulanmış olan küçüklerin
yetiştirileceği müesseseleri, küçüklerin kısa sürelerde kabul edilecekleri
kurumları ve küçüklere mahsus tutukevlerini sevk ve idare etmek ve buralara
alınmış küçüklerin muhafaza, bakım ve eğitim işlerinin kontrolünü yapmak,
d) Ceza ve infaz kurumları, çocuk eğitimevleri, tutukevleri ile
eğitim merkezinde görevli personelin atanma, yükselme, yer değiştirme, izin,
istifa ve emeklilik gibi özlük işlerinin Personel Genel Müdürlüğü ile bu
kurumlardaki bütün personelin hizmet öncesi, hizmet içi ve bir üst göreve
hazırlama eğitimlerinin Eğitim Dairesi Başkanlığı ile koordinasyonunu
sağlamak."
Madde 15- 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunu Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunu 15
inci maddesi birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"c) Cumhuriyet savcılıkları ile adlî ve idarî mahkemelerin ve
adalet komisyonlarının kalem işlerini, icra ve iflâs dairelerini, noterlik
dairelerini, geçici yetkili noter yardımcılarını, kapalı ve açık cezaevleri ile
tutukevleri ve çocuk eğitimevlerini, işletmeler ve işyurtlarını, koruma
kurullarını, 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun uyarınca kurulmuş bulunankurum ve müesseseleri, ticaret sicili
memurluklarını, icra tetkik mercii kalemlerini, mahkeme veznelerini, suç eşyası
emanet, tereke, izale-i şuyu satışı, ayniyat ve levazım memurluklarını, PTT ve
daire mutemetliklerini, Bakan tarafından gösterilecek lüzumüzerine merkez
kuruluşu içerisindeki birimleri ve Bakanlığa bağlı diğer üniteleri denetlemek
ve işlemlerini incelemek."
Madde 16- 2992 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi başlığı ile birlikte
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bakanlığa Bağlı Kuruluşlar
Madde26- 14/4/1982 tarih ve 2659 sayılı Kanunla kurulan Adli Tıp
Kurumu ile Cezaevi ve Çocuk Eğitimevi İşletmeleri ve İşyurtları Kurumu
Bakanlığa bağlı kuruluşlardır."
Madde 17- Kanunlarda geçen "mütedavil sermaye ile iş
görencezaevleriyle ıslahevleri" ibareleri "İşletmeler ve İşyurtları
Kurumu ile İşletmeler ve İşyurtları" olarak değiştirilmiştir.
GEÇİCİ MADDE 1- Kurumlarda çalışan personelden cezaevi
müdürlerinin yeni görevlere atanmaları Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılır.
Cezaevi müdürlerinden yeni görevlere atamaları yapılanlar, yan
ödeme kararnamesinde değişiklik yapılıncaya kadar, ünvanları ile aylık
derecelerine göre ödenmekte olan yan ödemelerini alırlar.
Görev ve ünvanları değişmeyen diğer personelin yeniden atamaları
yapılmaz. Bu personel görevlerine devam eder.
GEÇİCİ MADDE 2- 14/6/1930 tarihli ve 1721 sayılı Kanunun 4 üncü
maddesi ile 13.1.1943 tarih 4358 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi gereğince
kurulmuş bulunan işyurtlarının ayni ve nakti bütün mal varlığı ile alacak ve
borçları bu Kanun Hükmünde Kararnameyle kurulan İşletmeler ve İşyurtları
Kurumuna devredilmiş sayılır.
İşletmeler ve İşyurtları Kurumuna, 9 uncu maddenin (d) bendinde
yer alan gelirlerden 1993 yılında aktarılacak miktar 1992 yılı kesinhesabı esas
alınarak hesaplanır.
GEÇİCİ MADDE 3- Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe
girmesinden itibaren Kararnameye uygun biçimde yönetsel ve fiziki yapılanması
tamamlanan, dış koruma personeli görevlendirilen kurumlarda, Bakanlıkça
belirlenen tarihte, Jandarmanın dış koruma görevi sona erer. Kurumların
Kararname hükümlerine uygun biçimde yönetsel ve fiziki yapılanmasının
gerçekleştirilmesi ve dış koruma personelinin Bakanlıkça görevlendirilmesi beş
yıl içinde tamamlanır. Bu süre içinde tamamlanamaması halinde sürenin bir
katına kadar artırılmasına Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Yürürlük
Madde 18- Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
Yürütme
Madde 19- Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
B. Dayanılan Anayasa Kuralları:
İptal gerekçesinde dayanılan Anayasa kuralları şunlardır:
1- "BAŞLANGIÇ
Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk
Devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet devrinde benzeri görülmemiş bölücü ve
yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada,
Türk Milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin,
milletin çağrısıyla gerçekleştirdiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonucunda, Türk
Milletinin meşrû temsilcileri olan Danışma Meclisince hazırlanıp, Milli
Güvenlik Konseyince son şekli verilerek Türk Milleti tarafından kabul ve tasvip
ve doğrudan doğruya O'nun eliyle vazolunan bu ANAYASA:
- Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman
Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve O'nun inkılâp ve ilkeleri
doğrultusunda;
- Dünya milletler ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi
olarak; Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet varlığı, refahı, maddî ve manevî
mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
- Millet iradesinin mutlaküstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız
Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmağa yetkili kılınan
hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun
icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
- Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük
sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret
ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak
Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
- Hiçbirdüşünce ve mülahazanın Türk millî menfaatlerinin, Türk
varlığının Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve
manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve
medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği
kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle
karıştırılmayacağı;
- Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden
eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür, medeniyet ve
hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî varlığını bu
yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
- Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî
sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve
külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin
hak ve hürriyetine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik
duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde,
huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde
saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan
ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur."
2. "MADDE7.- Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük
Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.
3. "MADDE 87.- Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve
yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; Bakanlar Kurulunu ve
bakanları denetlemek; Bakanlar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi vermek; bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını
görüşmek ve kabul etmek; para basılmasına ve savaş ilânına karar vermek;
milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak, Anayasanın 14 üncümaddesindeki
fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere, genel ve özel af ilânına,
mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar
vermek ve Anayasanın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve
görevleri yerinegetirmektir."
4. "MADDE 91.- Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar
Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim
ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ive
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin
bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük MilletMeclisi tarafından
süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya süre
bitimine kadar devam ettiği de belirtilir. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde,
Cumhurbaşkanının Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde
kararnameçıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir
tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmi Gazetede yayımlandıkları günTürkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan kararnameler
bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen kararnameler bu kararın
Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten kalkar. Değiştirilerek kabul
edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu değişikliklerin Resmî
Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
5. "MADDE 153.- Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.
İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin
tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir
uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede
yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi
iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih,
kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukukî boşluğu
dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar.
İptal kararları geriye yürümez.
Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve
yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve
tüzelkişileri bağlar."
C. İlgili Yasa Kuralları :
Dava konusu Kanun Hükmünde Kararname'nin dayanağını oluşturan
24.6.1993 günlü, 3911 sayılı "Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri
Hakkındaki Bazı Kanunlar ile Teşkilat Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına Dair
Yetki Kanunu"
Amaç
MADDE 1.- Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
çalışmalarında etkinliği artırmak, kamu hizmetlerinin düzenli, süratli ve
verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere bunların malî, sosyal ve diğer
haklarında iyileştirmeler yapmak; yürütme organı bünyesindeki kamu kurum ve
kuruluşlarının (Genelkurmay Başkanlığı hariç) kuruluş, görev ve yetkilerine
ilişkin konularda düzenlemelerde bulunmak ve Genel, Katma, Özel ve Özerk bütçeli
bütün kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmaz mallar üzerindeki yönetim ve
tasarruf esaslarının tespiti; BAĞ-KUR, SSK ve TC. Emekli Sandığı Kanunlarında
düzenlemelerde bulunmak; özelleştirme kapsamına giren kuruluşlarla diğer kurum
ve kuruluşlar arasındaki ihtilafların çözülmesi esaslarının tespiti; TC. Merkez
Bankası ve Bankalar Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda düzenlemeler
yapılması için ivedi ve zorunlu hallere münhasır olmak üzere Bakanlar Kuruluna
Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermektir.
Kapsam
MADDE 2.- Bu Kanuna göre çıkarılacak Kanun Hükmünde Kararnameler;
a) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlarla diğer kamu
görevlilerinin malî, sosyal ve diğer haklarıyla ilgili olan kanun ve kanun
hükmünde kararnamelerde,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin
olarak, kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasında bölünüşüne, bağlı ve ilgili
kuruluşlar kurulmasına, mevcut kurum ve kuruluşların birleştirilmesine veya
kaldırılmasına, bunların kuruluş biçimlerine, görev, yetkive yükümlülüklerine
ait esaslarla bu esaslar çerçevesinde teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine
ilişkin hükümlerinde,
c) 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Beşinci Bölümünde,
d) Genel, Katma, Özel ve Özerk bütçeli bütün kamu kurum ve
kuruluşlarına ait taşınmaz mallar üzerindeki yönetim ve tasarruf esaslarının
tespiti; BAĞ-KUR, SSK ve TC. Emekli Sandığı Kanunlarında düzenlemelerde
bulunmak; özelleştirme kapsamına giren kuruluşlarla diğer kamu kurum ve
kuruluşları arasındaki ihtilafların çözülmesi esaslarının tespiti; TC. Merkez
Bankası ve Bankalar Kanunu ile Sigorta Murakabe Kanununda,
Yapılacak değişiklik ve yeni düzenlemeleri kapsar.
İlkeler
MADDE 3.- Bakanlar Kurulu, ivedi ve zorunlu durumlara münhasır
olmak kaydıyla, 1 inci madde ile verilen yetkiyi kullanırken;
a) Kamu hizmetlerinin verimli ve etkin bir şekilde yürütülmesini;
ülkenin ekonomik ve sosyal durumunu dikkate alarak yeterli ve adil bir ücret
seviyesini sağlamayı; memurlar ve diğer kamu görevlilerinin malî, sosyal ve
diğer haklarında, hizmetin özellik ve gereklerine uygun iyileştirmeler yapmayı,
b) Başbakanlık, bakanlıklar ve bunlara bağlı kuruluşlar eliyle,
genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinde iş bölümü ve
koordinasyonun sağlanmasını; bağlı ve ilgili kuruluşlar kurulurken benzer
hizmetlerin tek kuruluş veya birim tarafından yürütülmesini ve kaynak
kullanımında israfın önlenmesini,
c) 28.5.1986 tarihli ve 3291 sayılı Kanunun Beşinci Bölümünde
değişiklik yapılırken ülke ekonomisine yararlılık, verimlilik ve kârlılık
esaslarını,
Gözönünde bulundurur.
Yetki Süresi
MADDE 4.- Bu Kanunla Bakanlar Kuruluna verilen yetki, bir yıl süre
ile geçerlidir. Bu süre içinde Bakanlar Kurulu birden fazla kanun hükmünde
kararname çıkartabilir.
MADDE 5.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 6.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
III. İLK İNCELEME ve ESASIN İNCELENMESİ :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Güven DİNÇER,
Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Mustafa GÖNÜL, Oğuz AKDOĞANLI, İhsan PEKEL, Selçuk TÜZÜN,
Ahmet N. SEZER, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN ve Sacit ADALI'nın
katılmalarıyla 6.10.1993 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, konunun
özelliği nedeniyle başka hususlar üzerinde durulmaksızın işin esasına geçilerek
incelemenin sürdürülmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
İşin esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi ve ekleri, iptali
istenilen Kanun Hükmünde Kararname kurallarıyla dayanılan Anayasa kuralları,
bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü :
A- Kanun Hükmünde Kararname Hakkında Genel Açıklama :
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Kurumu, 22.9.1971 günlü ve 1488
sayılı Yasa ile 1961 Anayasası'nın 64. maddesinde yapılan değişiklik sonucu
hukukumuza girmiştir. Bu değişikliğin gerekçesinde "Parlamenter
rejimlerde, kanun yapmanın belli usullere uyulmak zorunluluğu sebebiyle zaman
aldığı ve gecikmeler meydana getirdiği bir gerçektir. Değişen iktisadî ve
sosyal şartların gereği olarak bazı hukuk kurallarının bu usuller dışında yürürlüğe
konulabilmesi çağdaş devlet anlayışının tabiî sonucu olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Anayasa'nın 5. maddesi hükmünün prensibini bozmamak ve her halde
önceden yasama meclislerince esasları bir kanunla tesbit olunan sınırlar
içerisinde kalmak kaydıyla hükümete KHK'ler çıkarma yetkisinin verilmesi ve bu
yetkiyi düzenleyen hükmün TB.MM.nin genel olarak görev ve yetkilerini
belirleyen 64. maddesine eklenmesi uygun görülmüştür." denilmektedir.
KHK'ler, temelde 1961 Anayasası'ndan çok farklı olmamakla birlikte1982
Anayasası'nda kimi yeniliklerle ve fakat benzer gerekçelerle 91. maddede
düzenlenmiştir. Böylece, hem yürütme organını güçlendirmek hem de değişen
ekonomik ve sosyal konuların ortaya çıkardığı sorunlara ivedi çözümler bulmak
amacına ulaşılmak istenilmiştir.
Olağan dönemlerde çıkarılan KHK'lerin mutlaka bir yetki yasasına
dayanması zorunludur. Yetki Yasası'nın içeriği ve öğeleri de Anayasa'nın 91.
maddesinde belirlenmiştir. 87. maddede ise Bakanlar Kurulu'na "belli
konularda" KHK çıkarma yetkisi vermek TBMM'nin görev ve yetkileri arasında
sayılmıştır.
Bakanlar Kurulu'nun belli bir konuda KHK çıkarabilmesi için
öncelikle TBMM tarafından kendisine bu konuda yasa ile bir yetkinin verilmiş
olması gerekir. Bakanlar Kurulu, bir yasa ile önceden yetkilendirilmedikçe,
kendiliğinden KHK çıkartamaz. Yasa ile verilen yetkiye dayanılarak çıkartılan
KHK, yürürlükteki yasa hükümlerini kaldırabilmekte ve değiştirebilmekte, başka
bir anlatımla yasanın hukuksal gücüne sahip bulunmaktadır. Yasama yetkisinin,
"kanun koymak,değiştirmek ve kaldırmak" öğelerini içerdiği
kuşkusuzdur. KHK, yürürlükteki yasa hükümlerini kaldırabilmekte ve
değiştirebilmektedir.
Anayasa'da öngörüldüğü biçimi ile KHK'ler yapısal (organik-uzvî)
bakımdan yürütme organı işlemi, işlevsel (fonksiyonel) yönden ise yasama işlemi
niteliğindedirler. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi verdiği yetkiyi bir yasa
ile her zaman geri alabileceği gibi kendisine sunulan KHK'leri aynen kabul
etmek ya da reddetmek zorunda olmayıp dilediğinde değiştirerek de kabul edebilir.
Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisinin verilmesi, yasayla düzenlemesi
gereken konuların yasama alanından çıkarılıp yürütme organının düzenleme
alanına sokulması sonucunu doğurmaz. Bu nedenle, Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma
yetkisinin verilmiş olması Anayasa'nın 7. maddesinde öngörülen "Yasama
yetkisinin devredilmezliği" ilkesini ortadan kaldırmaz.
Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarılabilmesine yetki veren yasada yer
alması zorunlu öğeler Anayasa'nın bu konuya ilişkin 91. maddesinin ikinci
fıkrasında gösterilmiştir. Buna göre :
"Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin
amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir." Bundan anlaşılacağı gibi
yetki yasası, yürürlüğe konulacak KHK'nin amacını, kapsamını, ilkelerini,
kullanma süresini ve bu süre içinde birden çok kararname yürürlüğe konulup
konulamayacağını belirtmek zorundadır. Bakanlar Kurulu'na verilen türevsel
yetki, yasada öngörülen amaç, ilke, kapsam ve süre ilesınırlı bir yetkidir. O
halde, yetki yasasında Anayasa'nın belirlediği öğelerin belli bir içeriğe
kavuşturularak somutlaştırılması gerekir.
Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisinin "belli
konularda" verilebileceği 1961 Anayasası'nın 64. maddesinde açıkça belirtildiği
halde, 1982 Anayasası'nın yetki yasasının sahip olması gereken öğelerini
gösteren 91. maddesinde bu koşul yer almamaktadır. Ancak, 1982 Anayasası'nın
87. maddesinde "... Bakanlar Kuruluna belli konularda Kanun Hükmünde
Kararname çıkarma yetkisi vermek..." TBMM'nin görev ve yetkileri arasında
sayılmış bulunmaktadır. Bu nedenle, 91. maddede "belli konularda"
ifadesinin yer almaması bir noksanlık sayılamaz. Çünkü, 87. maddede, Bakanlar
Kurulu'na verilecek KHK çıkarma yetkisinin ancak belli konularda olabileceği
açıkça gösterilmektedir. Bu durumda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar
Kurulu'na ancak belli konularda bu yetkiyi verebilir; her konuyu kapsayacak
biçimde bir KHK çıkarma yetkisi veremez. KHK'nin konusunun yetki yasasında
belirlenmesizorunludur. Yetki, somutlaştırılmış ve belli bir konuda
tanınmalıdır. Bakanlar Kuruluna sınırları belirsiz bir konuda KHK çıkarma
yetkisi verilemez. KHK'nin konusu da yetki yasasında belirlenen çerçevenin
dışına çıkamaz. KHK'nin yetki yasasında belirtilenamaç, kapsam ve ilkelere de
uygun olması gerekir. Verilen yetkinin konusunun yasada gösterilmesi
zorunluluğunun bu yasaya dayanılarak yürürlüğe konulan KHK'lerin yetki yasası
kapsamı içinde kalıp kalmadıklarının hem yargısal hem de siyasal denetimlerinin
yapılması yönünden çok büyük bir önemi vardır. Yetki Yasası'nın kapsamı dışında
yürürlüğe konulan veya başka bir anlatımla yasanın öngörmediği bir konuda
düzenleme yapan bir KHK'nin Anayasa'ya aykırı olacağı kuşkusuzdur. Anayasa'da
kimi konuların KHK'lerledüzenlenmesi yasaklanmaktadır. 91. maddenin birinci
fıkrasında "Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak, sıkıyönetim ve olağanüstü haller
saklı kalmak üzere, Anayasa'nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde
yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan
siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez."
denilmektedir.
Buna göre, Anayasa'nın KHK'lerle düzenlenemeyeceğini belirlediği konularda
TBMM tarafından Bakanlar Kurulu'na düzenlemede bulunması için bir yetki
verilmesi de olanaksızdır. Verilen yetkinin konusunun belli olmasının,
Anayasa'nın 91. maddesindeki "yetki verilemeyecek konular"ı da
kapsayıp kapsamadığının incelenebilmesiyönünden de önemi büyüktür.
Bu nedenlerle, Bakanlar Kurulu'nun hangi konularda KHK
çıkarabileceği Yetki Yasası'nda açıkça belirtilmeli ve verilen yetki konu
yönünden mutlaka belirgin olmalıdır. Anayasa'nın 91. maddesine göre Yetki
Yasası'nda çıkarılacak KHK'nin "amacı", "kapsamı" ve
"ilkeleri"nin de belirtilmesi gerekir. Amaç, Bakanlar Kurulu'nun
kendisine verilen yetki ile neleri gerçekleştirmesinin istendiğini
belirlediğinden yetki yasasında KHK'nin amacı da somut olarak açıklanmalıdır.
KHK'nin amacı vekapsamı da konusu gibi geniş içerikli her yöne çekilebilecek
biçimde genel anlatımlarla gösterilmemeli; değişik yorumlamaya elverişli
olmamalıdır. KHK'nin yetki yasasında gösterilen amaç ve kapsam doğrultusunda,
verilen ilkelere uygun çıkarılıp çıkarılmadığının saptanması hem yargısal hem
de siyasal denetim yönünden zorunludur. KHK, yasada gösterilen amacı dışında
yürürlüğe konulmuşsa ya da yetkinin kapsamını aşıyorsa veya ilkelere uygun
değilse bu durumu onu yetki yasasına ve dolayısıyla Anayasa'ya aykırıdüşürür.
Anayasa'ya göre yetki yasasında, Bakanlar Kurulu'na verilen
yetkinin süresinin de gösterilmesi zorunludur. Bu zorunluluk, Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin yetkilerini çok uzun bir süre yürütme organına vermekten
alıkoymaktadır.
Yasada öngörülen sürenin bitiminden sonra çıkarılan KHK'nin
Anayasa'ya aykırı düşeceği kuşkusuzdur. Ancak, yetki süresi içerisinde
çıkarılmış olan KHK'ler yasadaki sürenin bitiminden sonra da Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nce onaylanmış olmasalar da geçerliliklerini korurlar.
Anayasa'nın 91. maddesinde ayrıca "Kanun hükmünde
kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girerler.
Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih
de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
denilmektedir.
B- KHK'nin Yargısal Denetimi :
Anayasa'ya göre KHK'ler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
denetimine bağlıdırlar. Anayasa'nın 91. maddesinde "Kararnameler, Resmî
Gazete'de yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelik ve
ivedilikle görüşülür." denilmektedir. Öncelik ve ivedilik koşuluyla, yetki
yasalarının gecikmeden çıkarılabilmesi ve çıkarıldıktan sonra da yürürlüğe
konulan KHK'lerin aynı biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde karara
bağlanması istenilmiştir.
Anayasa'da KHK'lerin siyasal denetimi yanında yargısal denetimi de
öngörülmüştür. KHK'ler, işlevsel (fonksiyonel) yönden yasama işlemi niteliğinde
olduklarında bunların yargısal denetimlerinin yapılması görev ve yetkisi de
Anayasa Mahkemesi'ne verilmiştir. Anayasa'nın 148., 150., 151., 152. ve 153.
maddeleri hükümlerine göre, KHK'lerin Anayasa'ya biçim ve esasbakımlarından
uygunluğunu Anayasa Mahkemesi denetler.
KHK'nin yargısal denetiminin sözkonusu olduğunda KHK'nin dayandığı
yetki yasasının öncelikle Anayasa'ya daha sonra da KHK'nin kendisinin hem yetki
yasasına hem de Anayasa'ya uygunluğu sorunlarının çözümlenmesi gerekir.
Hernekadar, Anayasa'nın 148. maddesinde KHK'lerin yetki yasalarına uygunluğunun
denetlemesinden değil yalnızca Anayasa'ya biçim ve esas bakımlarından
uygunluğunun denetlenmesinden söz edilmekte ise de, Anayasa'ya uygunluk
denetiminin içerisine öncelikle KHK'nin yetki yasasına uygunluğunun denetimi
girer. Çünkü, Anayasa'da, Bakanlar Kuruluna ancak yetki yasasında belirtilen
sınırlar içerisinde KHK çıkarma yetkisi verilmiştir. Yetki yasası olmazsa
(Anayasa mad. 121 dışında) KHK olamaz. Bu yetkinin dışına çıkılması KHK'yi
Anayasa'ya aykırı duruma getirir. Böylece, KHK'nin yetki yasasına aykırı olması
Anayasa'ya aykırı olması ile özdeşleşir. Nitekim, 3268, 3347 ve 3479 sayılı
Yetki Yasalarına dayanılarak yürürlüğe konulan 335 ve 347 sayılı KHK'ler
dayandırıldıkları Yetki Yasalarının kapsamı dışında kalmaları nedeniyle Anayasa
Mahkemesi'nin 8.2.1989 gün E.1988/38, K.1989/7 ve 16.5.1989 gün E.1989/4,
K.1989/23 sayılı kararlarıyla iptal edilmiştir.
Olağanüstü Hal KHK'leri dayanaklarını doğrudan doğruya Anayasa'dan
(mad. 121) alırlar. Bu tür KHK'lerin bir yetki yasasına dayanması gerekli
değildir. Buna karşın, olağan HKH'lerin bir yetki yasasına dayanmaları
zorunludur. KHK'ler, yasa gücünü dayandıkları yetki yasasından alırlar. Bu
nedenle KHK'ler iledayandıkları yetki yasası arasında çok sıkı bir bağ vardır.
Yetki Yasası, KHK ve KHK'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce
aynen ya da değiştirilerek kabulü birbirinden bağımsız işlemler olmayıp
Anayasa'da öngörülen bir sürecin değişik aşamalarıdır. KHK'nin yetki yasası ile
olan bağı, KHK'yi aynen ya da değiştirerek kabul eden yasa ile kesilir. Bu
yasa, KHK'yi kendi bünyesine alarak genel anlamda bir yasa niteliğine
dönüştürür. Bu nedenle, KHK ile dayandığı yetki yasası arasındaki bağ KHK'nin
aynen ya da değiştirilerek yasaya dönüşmesine kadar devam etmektedir. KHK, yasa
gücünü, dayandığı yetki yasası ile konulan esaslara uygunluğu ve yetki
yasasının da Anayasa'ya uygunluğu varsayıldığı için kazanmaktadır. Yetki
yasasının Anayasa'ya aykırılığının saptanmasıya da bu nedenle iptaline karar
verilmesi durumunda, bu varsayım gerçekleşmediğinden, bu yasaya dayanılarak
çıkartılan KHK Anayasal dayanaktan yoksun kalır. Bu durumda KHK, Anayasa'nın
uygun gördüğü ölçünün ötesinde verilen bir yetkinin kullanılması sonucuçıkartılmış
olması nedeniyle Anayasa'ya aykırılık oluşturur. KHK; yetki yasasına ve içeriği
yönünden de Anayasa'ya aykırı bulunmasa bile dayandığı yetki yasası Anayasa'ya
aykırı ise bu nedenle iptali gerekir.
KHK'nin Anayasa'ya uygun bir yetki yasasına dayanması geçerliliğin
ön koşuludur. Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan veya dayandığı yetki
yasası Anayasa'ya aykırı olan bir KHK'nin kuralları, içerikleri yönünden
Anayasa'ya aykırılık oluşturmasalar bile, Anayasa'ya uygunluğundan söz
edilemez.
Öbüryönden, KHK'lerin Anayasa'ya uygunluk denetimleri yasaların
denetimlerinden farklıdır. Anayasa'nın 11. maddesinde; "Kanunlar Anayasaya
aykırı olamaz." denilmektedir. Bu nedenle yasaların denetimde, onların
yalnızca Anayasa kurallarına uygun olup olmadıkları saptanır. KHK'ler ise konu,
amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem dayandıkları yetki yasasına hem de
Anayasa'ya uygun olmak zorundadırlar. Bu nedenlerle, KHK kurallarının içerikler
yönünden de Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılabilmesi için öncelikleortada
Anayasa'ya uygun bir yetki yasasının varlığı gerekir.
KHK'lerin Anayasa'ya aykırılığı saptanmış ya da bu nedenle iptal
edilmiş bir yetki yasasına uygun olup olmadığının incelenmesi ise denetimi
anlamsız kalır. Çünkü Anayasa'ya aykırı bir yetki yasasına dayanılarak
çıkartılan KHK'lerin Anayasa'ya uygun görülmesi olanaksızdır.
Yetki yasasının iptalinin, bu yasaya dayanılarak çıkartılan
KHK'lere etkisinin Anayasa'nın 153. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi
uygun değildir. Çünkü, Anayasa'nın 153. maddesindeki "İptal kararları
geriye yürümez." kuralına dayanarak, yetki yasasının iptaline ilişkin
kararın, Resmî Gazetede yayımı gününe kadar çıkarılan KHK'lerin etkilenmeyeceği
biçiminde bir ilke de konulamaz.
Bütün bu nedenlerle dayandığı yetki yasasının Anayasa'ya
aykırılığı saptanan ya da iptaline karar verilen KHK'lerin, Anayasa'nın
Başlangıç'ındaki "Hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen
hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı",
2. maddesindeki"Hukuk devleti" ilkeleriyle 6. maddesindeki "Hiç
kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi
kullanamaz." kuralı ve KHK çıkarma yetkisine ilişkin 91. maddesiyle
bağdaştırılmaları olanaksızdır.
Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan, yetki yasasının kapsamı
dışında kalan, dayandığı yetki yasasının Anayasa'ya aykırılığı saptanan ya da
Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle iptal edilen KHK'lerin anayasal konumları
birbirinden farksızdır. Böyle durumlarda KHK'ler anayasal dayanaktan yoksun
bulunduklarından içerikleri Anayasa'ya aykırı bulunmasa bile dava açıldığında
iptalleri gerekir.
C- 524 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'ya Aykırılığı
Sorunu :
Dava dilekçesinde, 524 sayılı "Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevlerinin Kuruluşu ve İdaresine Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin
Anayasa'nın genel ilkelerine, 7., 87., 91. ve 153. maddelerine aykırı olması
nedeniyle iptaline karar verilmesi istenilmiştir. Ancak, 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesi hükmü
gereğince Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya aykırılık konusunda ilgililer
tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle bağlı
kalmak koşuluyla başka bir gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık kararı verebilir.
Dava konusuedilen 524 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 24.6.1993
gün ve 3911 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak çıkartılmıştır. KHK'nin
dayandığı 3911 sayılı Yetki Yasası ise bir bölümünün Anayasa'nın 153.
maddesine, kalan bölümünün de Anayasa'nın 7., 87. ve 91. maddelerine aykırılığı
nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nin 16.9.1993 gün ve Esas 1993/26, Karar 1993/28
sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Böylece, 524 sayılı KHK anayasal dayanaktan
yoksun kalmıştır.
KHK'lerin yargısal denetimi bölümünde açıklanan nedenlerle
Anayasa'ya aykırı görülerek iptal edilen 3911 sayılı Yetki Yasası'na
dayanılarak çıkarılmış bulunan 524 sayılı KHK Anayasa'nın Başlangıç'ında yer
alan egemenliği "Millet adına kullanmağa yetkili kılınan hiçbir kişi ve
kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla
belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı", 2. maddesindeki "hukuk
devleti", 6. maddesindeki "Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.", ilkeleriyle, KHK çıkarma
yetkisine ilişkin 91. maddesine aykırıdır. Bu gerekçe karşısında dava
dilekçesinde ileri sürülen diğer aykırılık nedenlerin üzerinde durulmaksızın
KHK'nin 1. maddesinin iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Haşim KILIÇ ve Sacit ADALI bu görüşe katılmamışlardır.
D- İptal Hükmünün Yürürlüğe Gireceği Gün Sorunu:
Anayasa'nın 153. maddesi ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesi hükümleri
uyarınca, yasa, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğü yada bunların belirli madde veya hükümleri iptal kararının Resmî
Gazete'de yayımlandığı gün yürürlükten kalkar. Ancak, Anayasa Mahkemesi, iptal
kararı ile meydana gelecek olan hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu
yararını ihlal edici nitelikte görürse, boşluğun doldurulması için iptal
kararının yürürlüğe gireceği günü ayrıca kararlaştırabilir.
Dava konusu 524 sayılı KHK'nin iptaline karar verilmesi ile
meydana gelen hukuksal boşluk kamu yararını olumsuz yönde etkileyecek nitelikte
olduğundan, gerekli göreceği yeni düzenlemeleri yapması için Yasama organına
süre tanımak amacıyla iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından
başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi uygun bulunmuştur.
IV- SONUÇ :
A. 10.9.1993 günlü, 524 sayılı "Ceza İnfaz Kurumları ile
Tutukevlerinin Kuruluş ve İdaresine Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin,
dayanağını oluşturan 24.6.1993 günlü, Esas 1993/26, Karar 1993/28 sayılı
kararıyla iptal edilmiş bulunması nedeniyle Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, Güven DİNÇER'in "Kanun Hükmünde Kararname'nin Anayasa'nın 153.
maddesindeki Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesine aykırılığı
nedeniyle iptali gerekir." yolundaki gerekçede değişik oyu, Haşim KILIÇ
ile Sacit ADALI'nın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B. İptal nedeniyle oluşan hukukî boşluğun yasama organınca
doldurulması için Anayasa'nın 153. ve 2949 sayılı Yasa'nın 53. maddeleri
gereğince iptal kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak altı ay
sonra yürürlüğe girmesine, OYBİRLİĞİYLE;
6.10.1993 gününde karar verildi.
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
Üye
Mustafa GÖNÜL
|
Üye
Oğuz AKDOĞANLI
|
Üye
İhsan PEKEL
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Ahmet N. SEZER
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Mustafa BUMİN
|
Üye
Sacit ADALI
|
|