ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
Karar Günü : 30.1.1992
R.G. Tarih-Sayı :16.06.1994-21962
İPTAL DAVASINI AÇAN : Anamuhalefet Partisi (Sosyaldemokrat Halkçı
Parti) TBMM Grubu Adına Grup Başkanı Erdal İNÖNÜ.
İPTAL DAVASININ KONUSU: 28.12.1990 günlü, 20739 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanan 24.12.1990 günlü, 3690 sayılı "1991 Mali Yılı Bütçe
Kanunu"nun 4., 9., 10., 12., 24., 30., 31., 33., 34., 35., 36., 37., 38.,
39., 40., 47., 48., 49., 50., 51., 52., 53., 58. ve 66. maddelerinin
Anayasa'nın 161. maddesine aykırılığı nedeniyle iptali istemidir.
II- İPTALİ İSTENEN YASA KURALLARI
1991 yılı Bütçe Yasası'nın iptali istenilen maddeleri şunlardır.
1. "MADDE 4.- Maliye ve Gümrük Bakanı;
a) Harcamalarda tasarrufu sağlamak, tutarlı, dengeli ve etkili bir
bütçe politikası yürütmek amacıyla ödeneklerin dağıtım ve kullanımını, gelir ve
giderlere ilişkin kanun, yönetmelik ve kararnamelerin uygulamalarını düzenlemek
üzere, gerekli önlemleri almaya, standartları tespite ve sınırlamaları koymaya,
b) Giderlerinin yarısından fazlası Hazine yardımları ile
karşılanan ve katma bütçeli idare durumunda bulunmayan özel kanunlarla kurulmuş
kamu kuruluşlarının hizmet programlarını yılı içinde düzenlemeye ve bunlar için
harcamalar ve istihdam esasları yönünden, gerekli standartları tespite ve
sınırlamaları koymaya,
c) Genel bütçeli dairelerle, katma bütçeli idarelerin Türkiye
Elektrik Kurumu ile büyükşehir belediyelerinin elektrik, su ve havagazı
işletmelerine olan borçlarının ödenmesine ilişkin esas ve usulleri tespite,
gerektiğinde adı geçen idarelere yapılacak ödemeleri gerçekleştirmek
maksadıyla, ilgili kuruluşun borç tertibine ya da bu amaçla yeniden açılacak
tertibe aktarmada bulunmaya,
Yetkilidir.
Maliye ve Gümrük Bakanı bu maddede yazılı alacakların tahsili ve
belediyelere ödenmesini gerçekleştirmek üzere ilgili daire ve idarelerin
bütçesinde bu maksatla yer alan ödeneklerden yeterli miktarda kesinti yaparak
Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesine aktarmada bulunabilir.
Bu madde hükmü özel idareler, belediyeler, döner sermayeli
kuruluşlar ve Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkında da uygulanır."
2. "MADDE 9.-a) Yıllık programlara ek yatırım cetvellerinde
yer alan projelerle TBMM.'nce verilen kanunlaşan ödeneklerle kabul edilmiş
projeler dışında herhangi bir projeye yatırım harcaması yapılamaz. Ancak
Silahlı Kuvvetler Bütçesinin programlarında (1) ödenek türü içinde yer alan
savunma sektörü, altyapı, inşa, iskan ve tesisleriyle, NATO enfrastrüktürün
gerektirdiği inşa ve tesisler ve bunlara ilişkin kamulaştırmalar ile RE-MO
programı içerisinde yer alan alım ve hizmetler, Devlet Planlama Teşkilatı
vizesine bağlı olmayıp, yıllık programlara ek yatırım çizelgelerinde yer almaz.
b) Yıllık yatırım programında bir proje numarası ile ödenekleri
toplu olarak verilmiş, alt harcama kalemleri itibariyle tadad edilmemiş olan ve
çeşitli işleri ihtiva eden projelerden Yatırım Programına göre Devlet Planlama
Teşkilatının onayını gerektirmeyenler ile makine-teçhizat, idame-yenileme ve
büyük onarım gibi harcama konuları; genel ve katma bütçeli kuruluşlar
tarafından 28 Şubat 1991 tarihine kadar kuruluşun bağlı olduğu Bakanın onayı
ile detaylı bir prgrama bağlanarak Sayıştay Başkanlığı, Maliye ve Gümrük
Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilatına gönderilir.
Genel ve katma bütçeli kuruluşlar, proje tavanı değişmemek üzere
projenin alt kalemlerinde ilgili Bakanın onayına dayanarak yapacakları
değişiklikleri Maliye ve Gümrük Bakanlığına ve Devlet Planlama Teşkilatına
bildirirler. Harcama kalemleri arasında aktarmayı gerektiren değişiklikler 1050
sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 56 ncı maddesine tabidir.
c) Yıllık Yatırım Programına ek yatırım cetvellerinde yer alan
projelerden Devlet Planlama Teşkilatının uygun görüşü ve ilgili Bakanın onayı
ile il özel idarelerince valinin yetki ve sorumluluğunda gerçekleştirilmesi
uygun görülenlerin bedelleri, münhasıran proje ile ilgili harcamalarda
kullanılmak üzere, hizmetin ait olduğu il özel idaresine ödenir. Mahalli hizmet
niteliği taşıyan işler, bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde program ve
proje safhasında da valinin yetki ve sorumluluğuna devredilebilir.
d) Emniyet Genel Müdürlüğü, yeniden teşkilatlanması ile ilgili
kanuni düzenleme yapılıncaya kadar, yılı programına dahil yatırımlarının
gerçekleştirilmesi ile ilgili işlemlerden gerekli gördüklerini Bayındırlık ve
İskan Bakanlığının uygun görüşünü almak kaydıyla, bizzat yapmaya yetkilidir.
e) Yıllık programa ek yatırım cetvellerinde yıl içinde yapılması
zorunlu değişiklikler için "1991 Yılı Programının Uygulanması Koordinasyonu
ve İzlenmesine Dair Karar"da yer alan usullere uyulur. Ancak, daire ve
idarelerin talebi üzerine, aynı program içerisindeki yatırım (işçilik hariç) ve
transfer ödeneklerinin % 10'una veya 5 milyar lirasına kadar olan kısmını (2)
ve (3) ödenek türü altında yer alan harcama kalemleri arasında aktarmaya Maliye
ve Gümrük Bakanı yetkilidir. Bu suretle aktarılan ödenekler ilgili projenin
amacı dışında kullanılamaz.
3. "MADDE 10.-a) 1991 Mali Yılı içinde, Milli Savunma
Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli
İstihbarat Teşkilatı ihtiyacı için Gümrük Giriş Tarife Cetvelinin (27.09)
tarife pozisyonunda yer alan hampetrol ile (27.10) tarife pozisyonunda yer alan
akaryakıt ve madeni yağların, (38.19.29) tarife pozisyonuna giren yalnız petrol
istihsalinde kullanılan kimyevi müstahzarlar ile (34.02.38.19) yalnız makine
yağı istihsalinde kullanılan katkı maddeleri (additifler) dışalım ve bunların
yurtiçinde üretilenlerinin teslimi, gümrük vergisi, belediye hissesi, ithalde
alınan damga resmi, ulaştırma altyapıları resmi ve akaryakıt tüketim vergisi
ile Hazineye, katma bütçeli idarelere, özel idare ve belediyelere ait her türlü
vergi, resim, harç, zam ve ardiye ücretlerinden (Katma Değer Vergisi hariç)
müstesnadır.
b) (27.10) gümrük tarife pozisyonuna giren akaryakıt ve madeni
yağlar Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik
Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı ihtiyaçları için adı geçen
kuruluşlara veya onların gerek göstermesi üzerine akaryakıt ikmalini yapan
müesseselere (a) fıkrasındaki istisna esasları çerçevesinde teslim edilir.
Ancak, Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı ihtiyaçları için vergi
bağışıklığı uygulanarak ithal olunan hampetrolden elde edilen ürünlerin bunlara
tahsis olunmayan kısmı yukarıdaki istisnadan faydalanamaz.
c) Türk Silahlı Kuvvetleri savunma hizmetlerinin yürütülmesi için
yurt dışından alınması zorunlu bulunan savaş silah, araç, makine ve teçhizatı
ile malzemelerinin yapılmış ve yapılacak dışalımları her türlü vergi, resim,
harç, zam ve ardiye ücretlerine (Katma Değer Vergisi hariç) tabi değildir.
d) Gümrük Muhafaza Teşkilatı ihtiyacı için Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca yurt dışından satın alınacak silah, makine, jeneratör, telsiz,
radar ve muhabere cihazları, televizyon ve sistemlerine ait cihazların, ses ve
resim kaydedici cihaz ve bunların parça levazımatı, 1991 Mali Yılı içinde gümrük
vergisi ve resimlerinden bağışık olarak ithal eder.
e) Bu Kanunda yer alan hükümlerde çeşitli mallar için Gümrük
Tarifelerindeki Eşya Tasnif Nomanklatürü esas alınarak belirtilmiş bulunan
tarife pozisyon numaraları yerine, aynı mallar için "Armonize Sistem
Nomanklatüründe" yer alan tarife pozisyonu numaralarını tatbike ve bu
konudaki düzenlemeleri yapmaya Maliye ve Gümrük Bakanı yetkilidir."
4. "MADDE 12.- 237 sayılı Taşıt Kanunu kapsamına giren
taşıtların edinilmesi, kullanılması ve elden çıkarılması hususlarında
tasarruflu bir bütçe politikası uygulanmasına yardımcı olmak üzere;
a) Taşıt Kanunu kapsamına giren kuruluşlarla bunlara bağlı fonlar,
anılan Kanuna ekli (1) sayılı cetvelde belirtilenlerin (Dışişleri Bakanlığı
Müsteşarı hariç) emir ve zatlarına verilen taşıtlar ile (2) sayılı cetvelin 1
ve 2 nci sırasında yeralan Başbakanlığa ait taşıtlar dışında her ne suretle
olursa olsun yabancı menşeli taşıt edinemezler. Yerli muhteva oranı % 40'ın
üzerinde olan taşıtlar yabancı menşeli sayılmaz.
Söz konusu kuruluş ve fonlar taşıt edinebilmek için mevzuatın
gerektirdiği diğer işlemler yanında, ayrıca, bağlı veya ilgili bulunulan
Bakanın teklifi ve Maliye ve Gümrük Bakanının görüşü üzerine Başbakanlıktan
önceden izin alacaklardır.
b) Başbakanlık, taşıt edinilmesi, kullanılması ve elden
çıkarılması konularında her türlü düzenlemeleri yapmaya, tedbirleri almaya ve
ilgili kuruluşları bu amaçla görevlendirmeye yetkilidir.
c) Taşıtların kadrolu şoför veya görevli personelce kullanılması
esastır. Ancak, sürücü belgeleri olmak kaydıyla, emir ve zatlarına veya
makamlarına taşıt tahsis edilenler ile ilgili veya bağlı bulunulan Bakandan (İl
özel idarelerinde vali, belediyeler belediye başkanı ve üniversitelerde rektör)
alınacak onayda belirtilen hizmetleri yerine getirecek kamu görevlileri
taşıtları bizzat kullanabilirler. Bu takdirde, alınan onayda; hizmet alanları,
kullanabilecek görevliler, taşıtların devri ve teslimine ilişkin esaslar ile
diğer hususların belirtilmesi şarttır."
5. "MADDE 24.- a) Silahlı Kuvvetlerin yeniden
teşkilatlanması, silah, araç ve gereçlerinin yenileştirilmesi amacıyla Milli
Savunma ve İçişleri (Jandarma Genel Komutanlığı) Bakanlıklarına gelecek yıllara
geçici yüklenmelere girişme yetkisi verilmesi hakkında 1904, 2020 ve 2300
sayılı Kanunlarla değişik 27/6/1972 tarih ve 1632 sayılı Kanunların 8/9/1983
tarih ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa aykırı olmayan hükümlerinin yürürlük
süresi uzatılmış ve ilgili bütçelerde yeni tertip açmaya ve geçen yıllar ödenek
bakiyelerini devretmeye Maliye ve Gümrük Bakanı yetkili kılınmıştır.
b) Türk Silahlı Kuvvetlerine stratejik hedef planı uyarınca temini
gerekli modern silah, araç ve gereçler ile gerçekleştirilecek savunma ve NATO
altyapı yatırımları için mali yıl içinde yapılacak harcamalar, 7/11/1985 tarih
ve 3238 sayılı Kanunla kurulan Savunma Sanayii Destekleme Fonunun kaynakları,
bu amaçla bütçeye konulan ödenekler ve diğer ayni ve nakdi imkanlar birlikte
değerlendirilmek suretiyle Savunma Sanayii İcra Komitesince tespit edilecek
esaslar dairesinde karşılanır.
c) Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerinde mevcut
ödeneklerden yukarıdaki fıkra gereğince tespit edilecek miktarlarını Savunma
Sanayii Destekleme Fonuna ödemeye Milli Savunma Bakanı yetkilidir.
d) Savunma Sanayii Destekleme Fonundan (a) fıkrası çerçevesinde
Hazineye yatırılacak paraları bir yandan bütçeye gelir, diğer yandan Milli
Savunma Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerine ödenek kaydetmeye ve geçen
yıllar ödenek bakiyelerini devretmeye Maliye ve Gümrük Bakanı yetkilidir.
e) 3238 sayılı Kanunda gerekli değişiklik yapılıncaya kadar,
Savunma Sanayii Destekleme Fonundan Emniyet Genel Müdürlüğü için kiralanan,
satın alınan ve satın alınacak helikopterler için yapılan ve yapılacak
ödemeler, bu amaçla Genel Müdürlük bütçesine konan ödeneğin Fona aktarılmasıyla
karşılanır. Aktarma işlemini yapmaya Maliye ve Gümrük Bakanı yetkilidir."
6. "MADDE 30.- Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli
idarelere bağlı döner sermayeli işletmelerin aylık gayri safi hasılatının %
15'ini ve sermayeye eklenmiş olsun veya olmasın kullanılmayan geçmiş yıl
karları dahil yıl sonu karlarını Hazineye yatırtmaya Maliye ve Gümrük Bakanı
yetkilidir. Maliye ve Gümrük Bakanı bu oranı, döner sermayeler veya işletmeleri
itibariyle sıfıra kadar indirebilir.
Peşin gelirlerin ve yıl sonu karlarının toplanmasına, kaydına,
raporlanmasına, bildirim ve ödeme sürelerinin tespitine ve peşin gelirlerin yıl
sonu karlarına mahsubuna ilişkin hususlar Maliye ve Gümrük Bakanlığınca
belirlenir.
Yıl sonu karları ve peşin gelirler yatırılmadığı takdirde, yıllık
% 12 zamlı olarak ve 6183 sayılı Kanundaki usullere göre tahsil edilir. Ancak,
hesaplanan zam, döner sermayelerin ita amiri ve saymanlarından yarı yarıya
alınır. Maliye ve Gümrük Bakanlığınca verilmiş ek süreler için zam uygulanmaz."
7. "MADDE 31.- 1. TC. Merkez Bankasında NATO hesabında
toplanan paralardan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca tespit edilecek
miktarlarla, 16/9/1960 tarih ve 79 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin 1 inci
fıkrası gereğince teşkil olunan "Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonu"nun
üçer aylık dönemler itibariyle gelir fazlalarından yarısına kadar olan
kısımları, yıl sonunda da net gelir fazlasının tamamı, bütçenin ilgili
tertiplerine gelir kaydedilir.
2. Kanunlarla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulmuş
olan fonların hasılatlarının % 50'si bütçeye gelir kaydedilir. Gerekli görülen
hallerde bu nispeti % 100'e kadar artırmaya veya % 50'den daha düşük bir nispet
tayinine Başbakan yetkilidir.
Genel ve katma bütçeli idarelerle, diğer kamu kuruluşları, bankalar
ve saymanlıkların fonlara yaptıkları ödemeler veya fonlar hesabına tahsil
ettikleri tutarlardan yukarıda belirtilen nispetlerde kesinti yapmaya,
kesintiye ilişkin esas ve usullerle, süreleri tespit etmeye, Maliye ve Gümrük
Bakanı yetkilidir.
3. Maliye ve Gümrük Bakanı fonlarla ilgili tahakkuklardan
ödenmemiş olması nedeniyle emanete alınmış miktarları gelir kaydetmeye
yetkilidir."
8. MADDE 33.- a) Devlet Borçlarının yönetimi 16/4/1986 tarih ve
3274 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığınca yürütülür.
b) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan, mali
yıl içerisinde ödenecek dış ve iç borç anaparaları ile dış ve iç borçlanma
tutarlarını bütçe dışında özel hesaplarda izletmeye, mali yıl zarfında iç ve
dış borç anapara geri ödemelerini bütçe ile ilgilendirmeksizin yapmaya
yetkilidir.
c) Devlet iç ve dış borç faizleri ve genel giderleri bu amaçla
bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır.
d) Katma bütçeli idarelerin dış borçları Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığınca bu madde esaslarına göre ödenir.
e) Devlet borçlarının uygulama sonuçları Hazine ve Dış Ticare
Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça hazırlanarak ilgili yıl kesinhesap
cetveli ile birlikte Hazine Genel Hesabına dahil edilmek üzere Maliye ve Gümrük
Bakanlığına gönderilir.
f) Devlet borçlarının yönetimi ve muhasebesi ile ilgili esas ve
usuller Maliye ve Gümrük Bakanlığı ile Hazine ve Dış ticaret Müsteşarlığı
tarafından birlikte düzenlenir."
9. MADDE 34.- a) Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı
olduğu Bakan mali yıl içinde bu Kanunun "Denge" başlıklı maddesinde
belirtilen tutarın bir katına kadar bir yıl ve daha uzun vadeli iç borçlanma
aktine yetkilidir.
b) Verilen yetki sınırları içinde çıkarılacak Devlet tahvillerinin
çeşitli ile bunların faiz oranı, ihraç fiyatı, ödeme süresi, basım ve satış
yöntemleri ve diğer şartları Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca tespit
olunur. Bu tahvillerin basım giderleri ve satışa katılacak bankalara ödenecek
komisyon ve banka muameleleri vergileri ile satışa katılan bankaların satış
işlemleri dolayısı ile yapacakları her türlü gider, vergi, resim ve harçların
Hazinece bankalara geri ödenmesinde ve tahvillerin basımında uygulanacak şekil
ve esaslar Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası arasında 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ile 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu hükümleri uygulanmaksızın akdedilecek mali servis anlaşması ile
tespit edilir.
Cari yıl içinde çıkarılacak veya daha önceki yıllarda çıkarılmış
tahviller, işlemiş faizleri ödenmek suretiyle, erken itfaya tabi tutulabilir.
Çıkarılacak tahvillerin faiz ve anapara ödemeleri ile yukarıda
sözü geçen mali servis anlaşmasında yer alacak ödemeler ve bunların dışında
kalan diğer konsolide Devlet borçları ile ilgili gider ve işlemler her türlü
vergi (Gelir ve Kurumlar Vergisi hariç), resim ve harçtan müstesnadır.
Bu fıkralardaki hükümler Hazine bonoları ile daha önceki yıllarda
ihraç olunan Devlet tahvili, Hazine bonoları ve diğer konsolide Devlet borçları
ile ilgili işlemlerde de geçerlidir.
1991 yılında çıkarılacak tahvil ve bonoların vergi istisnalarını
kaldırmaya veya uygulanacak oranları, yürürlükteki oranlar içinde kalmak üzere,
tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir.
c) Devlet iç borçlanma senetlerinin dövize endeksli olarak ihracı
halinde, anaparadaki kur artışları her faiz ödeme tarihi itibariyle yeniden
hesaplanıp, anapara değerine ilave edilerek iç borç kaydı yapılır.
d) Devlet iç borçlanma tahvilleri ile Hazine bonoları kamu
kurumlarının yapacakları ihale ve sözleşmelerde teminat olarak ve Hazinece
satılacak milli emlak bedellerinin ödenmesinde nominal değerleri üzerinden
kabul edilir. Tahvil ve bonolar nominal bedele faiz dahil edilerek ihraç
edilmiş ise bu işlemlerde anaparaya tekabül eden satış değerleri esas
alınır."
10. MADDE 35.- a) 2974 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşları
Borçlarının Tahkimi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması sonucu Hazinece
üstlenilerek tahkim olunan borçlar için 1991 yılında yapılacak faiz ve anapara
ödemelerinin gerektirdiği tutarda alacaklı kuruluşlara özel tertip Devlet iç
borçlanma tahvili vermeye,
b) Yukarıdaki fıkrada sözü edilen faiz ödemelerini "Bütçeden
Mahsup Edilecek Ödemeler Hesabı"ndan yaptırmaya, hesabın yılı içinde
mahsup edilemeyen artıklarını ertesi yıla devretmeye,
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan
yetkilidir."
11. "MADDE 36.- a) Yabancı ülke, banka ve kurumlarla veya
uluslararası kuruluşlarla yapılmış ve yapılacak anlaşmalara göre proje kredisi
olarak mali yıl içinde elde edilen imkanların;
1. Türk Lirası karşılıkları; dış borç kayıtları yapılarak Hazine
ve Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından,
2. Malzeme ve hizmet bedelleri; taahhüt evrakı ve sözleşme
tasarıları ile birlikte ilgili kuruluşlar tarafından,
Maliye ve Gümrük Bakanlığına bildirilir.
Sözkonusu miktarları gerektiğinde ilgili kuruluşlara ait
bütçelerde açılacak özel tertiplere;
1. Ödenek kaydederek,
2. Mevcut ödeneklerden aktarma yaparak,
Bütçeleştirmeye, bunlardan yılı içinde harcanmayan miktarları
ertesi yıl bütçesine devren ödenek kaydetmeye Maliye ve Gümrük Bakanı
yetkilidir.
Daha önceki yıllarda benzer şekilde sağlanan imkanların Türk
Lirası karşılıkları ile malzeme ve hizmet bedelleri için de yukarıdaki esaslara
göre işlem yapılır.
b) Dış borçlanma imkanları ile satın alınacak malzeme ve
hizmetlere ait taahhüt evrakı veya sözleşme tasarıları Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca vize edilmeden satın alma işlemi gerçekleştirilemez ve ilgili
miktarların dış borç kayıtları yapılamaz. Maliye ve Gümrük Bakanlığı gerektiğinde
dış borçlanma ile ilgili bütçeleştirme işlemleri yapılmadan önce (ilgili
miktarların ödenek, gider ve dış borç kayıtları daha sonra yapılmak üzere)
taahhüt evrakını ve sözleşme tasarısını vize etmeye yetkilidir.
c) Dış devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarının yürürlüğe
girmesini sağlayacak kanuni düzenlemelerin tamamlanmasına kadar kredi
anlaşmaları gereği peşin ödenmesi gereken komisyon, ücret, garanti ücreti ve
benzeri giderler ile gerektiğinde faiz ödemelerini de "Bütçeden Mahsup Edilecek
Ödemeler Hesabı"ndan yaptırmaya, hesabın yılı içinde mahsup edilemeyen
artıklarını ertesi mali yıla devretmeye Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının
bağlı bulunduğu Bakan yetkilidir.
d) Konsolide dış devlet borçlarıyla ilgili kredi anlaşmalarında
öngörülen bütün ödeme ve işlemler her türlü vergi, resim ve harçtan
müstesnadır.
e) Finansmanı yabancı devlet veya uluslararası kuruluşlarla
yapılan antlaşmalara göre sağlanarak gerçekleştirilecek olan işler, anlaşma
hükümlerinde özel ihale ve satınalma usullerinin öngörülmesi halinde, özel
kanun, kararname veya antlaşma hükümlerine göre yürütülür."
12. "MADDE 37.- a) Yabancı ülkeler, uluslararası kurumlar
veya yabancı ülkelerde yerleşik banka ve kurumlardan borçlanma yoluyla sağlanan
finansman imkanlarını, ekonominin çeşitli sektörlerinde gelişmeyi sağlamak
amacıyla ve andlaşmalar hükümleri uyarınca kamu ve özel sektör kurumlarına
ikraz, devir veya kullandırmaya ve bu kredilerden yapılması gereken geri
ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben ikraz veya krediye dönüştürmeye,
b) Yukarıda belirtilen imkanların doğrudan Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası veya Türkiye'de yerleşik kurumlar ile Türk bankaları tarafından
sağlanması halinde, bu kredileri kısmen veya tamamen devralmaya, devralınan bu
kredileri kısmen veya tamamen kamu kurumlarına ikraz, devir veya kullandırmaya
ve bu kredilerden yapılması gereken geri ödemeleri aynı kuruluşlar için hesaben
ikraz veya krediye dönüştürmeye,
c) Yabancı ülkelerin kredi kuruluşları, uluslararası kurumlar veya
yabancı ülkelerde yerleşik banka ve kurumlar ile Türkiye'de yerleşik bankalar
tarafından kamu kurumlarına (Özel hukuk hükümlerine tabi olmakla beraber
sermayelerinin % 50'sinden fazlası kamuya ait olanlar dahil) ve yatırım
bankalarına verilecek kredileri, anlaşmalarındaki şartlarıyla garanti etmeye,
ulusal banka ve kamu kuruluşlarınca yabancı ülkelere açılacak kredilerin geri
ödenmesini garanti etmeye, yabancı ülkelerde doğrudan teminat mektubu vermeye,
yetkili ulusal bankalar lehine garanti vermeye, özel sektör kurumlarına
verilecek kredilere Türk Parası Kıymetini Koruma Mevzuatına göre transfer
garantisi vermeye,
d) Yap - İşlet - Devret modeline dayalı olarak gerçekleştirilecek
özel hukuk hükümlerine tabi şirket statüsüne sahip yerli ve/veya yabancı
ortaklardan oluşan Türk şirketlerinden kamu, kurum ve kuruluşları ile bağlı
ortaklıklarının ve mahalli idarelerin satın alacakları mal ve hizmet bedelleri
için ödeme garantisi vermeye, gerektiğinde, projeyle ilgili anlaşmalardaki
koşullar çerçevesinde köprü krediler sağlanmasına veya sağlanacak bu krediler
için geri ödeme garantisi vermeye ve Yap - İşlet - Devret modeline dayanan
tesisin sözkonusu projelere ilişkin anlaşmalardaki koşullar muvacehesinde satın
alınması halinde de kredi borçlarını yüklenecek kamu kurum ve kuruluşları ile
bağlı ortaklıklarının ve mahalli idarelerin lehine, finansör kuruluşlara
garanti vermeye,
e) Türkiye Cumhuriyeti adına Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
tarafından yabancı ülkeler resmi kuruluşları veya uluslararası kuruluşlardan
sağlanan kredilerin teknik yardım ve eğitim amaçları kapsamındaki bölümlerini
anlaşma hükümlerine istinaden gerektiğinde özel ve özerk bütçeli kamu
kuruluşları ile kamu kuruluşu addedilen kurumlara karşılıksız olarak
kullandırmaya,
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı oldu Bakan yetkilidir.
f) Daha önceki yıllarda yapılan işlemler için de bu esaslar
geçerlidir."
13. "MADDE 38.- a) Yıllık programlarla belirlenen dış
finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 31/5/1963 tarih ve 244 sayılı
Kanunun kapsamı dışında kalan kuruluşlarla kredi anlaşmaları yapmaya ve projelerin
yapılabilirlik çalışmalarının dış finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere
Dünya Bankası il üzerinde anlaşılacak şartlarla (10 000 000) ABD Dolarına kadar
olan borçlanmaların yapılmasına Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı
olduğu Bakan yetkilidir.
b) Bu gibi anlaşmalar savunma borçlanmalarına ilişkin kredi
anlaşmaları ve bütçe kanunları hükümlerine dayanılarak yapılmış olup, Bakanlar
Kurulunca uygun görülen diğer kredi anlaşmaları Bakanlar Kurulu kararıyla
yürürlüğe girer. Bu kararnameler 31/5/1963 tarih ve 244 sayılı Kanun ve
23/5/1928 tarih ve 1322 sayılı Kanun hükümlerine tabi değildir.
c) Türkiye Cumhuriyetinin, bu Kanunun "Dış Borçların İkraz,
Devir ve Garanti Edilmesi" başlığını taşıyan maddesi ve bu madde
hükümlerine dayanarak, sırasıyla borçlu veya garantör sıfatı ile taraf olduğu
kredi anlaşmalarından doğan borçlarının dünya sermaye piyasalarında mevcut
muhtelif finansman araçları vasıtasıyla yönetimi amacıyla anlaşma yapmaya
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Sözkonusu
anlaşmalar imzalandıkları tarihte yürürlüğe girer.
d) Daha önceki bütçe yıllarında aktedilmiş benzeri anlaşmalar
hakkında da bu hüküm uygulanır."
14. "MADDE 39.- a) Yabancı ülkeler, yabancı ülke kredi
kuruluşları ve uluslararası mali kuruluşlar ile hibe anlaşmaları yapmaya, bu
yolla sağlanan finansman imkanlarını kamu ve özel kuruluşlara kullandırmaya
Hazine ve dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir. Sözkonusu
anlaşmalar imzalandıkları tarihte yürürlüğe girer.
b) Yabancı piyasa, ülke ve kuruluşlara borç ve hibe şeklinde
finansman sağlamak amacıyla anlaşmalar yapmaya ve bu anlaşmaların esas ve
şartlarını belirlemeye Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan
yetkilidir.
c) Yabancı ülke ve kuruluşlara verilecek olan borç ve hibeler,
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bütçesine bu amaçla konulacak ödenekten
karşılanır."
15. "MADDE 40.-Genel bütçe ödemelerini zamanında yapabilmek
ve tahsilatın göstereceği mevsimlik dalgalanmalardan bu ödemelerin olumsuz
yönde etkilenmesini önlemek, uygulanmakta olan para politikasını yönlendirmek
amaçları ile mali yıl içinde gerçek ve tüzelkişilere, genel bütçeden Hazine
yardımı yapılan kamu kurum ve kuruluşlarına, kanunla kurulmuş fonlara en çok
bir yıl vadeli Hazine bonoları satmaya, gerektiğinde bu bonoları satın almaya,
satılacak Hazine bonolarının çeşitlerini, miktarını, satış usul ve esasları ile
şartlarını tespite, 14/1/1970 tarih ve 1211 sayılı Kanunun 50 nci maddesi
esaslarına göre TC. Merkez Bankasından kısa vadeli avans almaya Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkilidir.
Hazine bonolarının faizleri ve genel giderleri bu amaçla bütceye
konulacak ödeneklerle karşılanır.
Hazine bonolarının faiz ve bedelleri ile bunlarla ilgili ödemeler
ve borçlanmaya ilişkin bütün işlemler her türlü vergi (Gelir ve Kurumlar
Vergisi hariç) ve resimden müstesnadır."
16. "MADDE 47.-a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
değişik 154 üncü maddesi uyarınca gösterge rakamlarının aylık tutarlarına
çevrilmesinde (352) memuriyet taban aylığı göstergesi için ise (480) katsayısı
uygulanır.
b) Kurumların yurt dışı kuruluşlarına dahil kadrolarında görev
alan Devlet memurlarının yurt dışı aylıkları, yeni kurlar ve yeni emsaller
tespit edilinceye kadar, 12/3/1987 tarih ve 87/11595 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararı ile ek ve değişikliklerinde yer alan hükümlere göre ödenir.
c) 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3 üncü maddesinin (c)
bendi uyarınca çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme ücret tavanı
(6.750.000) lira olarak uygulanır."
17. "MADDE 48.-a) 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine
Dair Kanun ile ek ve değişikliklerine göre verilen ve aynı Kanunla belirtilen
oran ve tutarlar uygulanmak suretiyle bulunacak ikrameyenin ödenmesine devam
olunur. Anılan Kanunun 26/7/1983 tarih ve 2867 sayılı Kanunla değişik 60 ıncı
maddesinin 3 üncü fıkrasında bütçe kanunu ile belirleneceği ifade edilen ikramiye
katsayısı olarak 1991 yılında Devlet memurları aylıkları için tespit olunan
katsayı uygulanır.
b) 5441 sayılı Devlet Tiyatrosu Kuruluşu Hakkında Kanunun
14/7/1970 tarih ve 1310 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile Devlet
tiyatrolarında oynanacak eserleri seçen edebi kurulun tiyatro dışından katılan
üyelerine her toplantı için özel kanunlarında değişiklik yapılıncaya kadar
(10.000) TL. toplantı ödeneği verilir.
c) 1615 sayılı Gümrük Kanununun 165 inci maddesinde gerekli
değişiklik yapılıncaya kadar aynı Kanunun 164 üncü maddesine göre, olağan
çalışma saatleri dışında yapılacak gümrük işlemleri ve yük alıp vermeleri için
aynı madde uyarınca iş sahiplerinden tahsil edilen ve emanete alınan
ücretlerden en az yarısı 164 üncü madde hükümlerine göre belirlenecek hak
sahiplerine ödenir. Bu ücretlerden kalan paraların söz konusu Bakanlık (Bağlı
kuruluşlar dahil) personeline ödenmesine veya anılan Kanunun 161 inci
maddesinin 4 üncü bendinde belirtilen amaçlarla kullanımına yahut kısmen ya da
tamamen hazineye irat kaydına ilişkin esasları tespite Maliye ve Gümrük Bakanı
yetkilidir.
1615 sayılı Kanunun 164 üncü maddesi hükmünden yukarıdaki fıkrada
belirtilen işlerde görevlendirilen diğer bakanlıklar personeli ile bu işlerde
fiilen çalışan saymanlık memurları ve diğer memurlar da
yararlandırılırlar."
18. "MADDE 49.-a) Bazı Kamu Personeline Tayın Bedeli
Verilmesi Hakkında 22.6.1989 tarih ve 2155 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
üçüncü fıkrası uyarınca ödenecek aylık tayın bedeli, günlük er istihkakının bir
aylık tutarı esas alınarak hasaplanır. Ancak, bu şekilde ödenecek tayın
bedelinin aylık tutarı (500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile
çarpılması sonucu bulunacak miktarı geçemez.
b) Ordu hastabakıcı, hemşire ve ebelerinin erler gibi iaşe
edilmelerine devam olunur. Bunlardan, kazandan iaşelerinin mümkün olmadığı,
bağlı bulundukları komutanlık veya kurum amirliğince yazılı belge ile tevsik
edilenler bedelen iaşe edilirler."
19. "MADDE 50.- 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 40
ıncı maddesinin son fıkrası kapsamına gidenlere asli görevlerinin yanında aynı
fıkrada belirtilen görevlerden sadece birisi verilebilir."
20. "MADDE 51.-a) Genel bütçeye dahil dairelerle katma
bütçeli idarelere, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara, kanunlarla
kurulan fonlara, kefalet sandıklarına ve hizmetlerini genel ve katma bütçelerin
transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürütülen kuruluşlara tahsis
edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarından
31.12.1990 tarihi itibariyle boş olanlar ile bu tarihten sonra herhangi bir
nedenle boşalanların açıktan atama amacıyla kullanılması Maliye ve Gümrük
Bakanlığının görüşü üzerine Başbakanlığın iznine tabidir. Ancak, mecburi
hizmetli personel, hakimlik ve savcılık mesleklerinde bulunanlar ile meslekten
sayılan görevlerde olanlar, Yükseköğretim Kurumu öğretim elemanları ve 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 59 uncu maddesi uyarınca istisnai
memuriyetlere atanacak olanlar için izin aranmaz.
b) Genel ve katma bütçeli kuruluşlarla, mahalli idareler ve kamu
iktisadi teşebbüsleri, özel kanuna veya özel kanunla verilmiş yetkiye
dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı işyerleri, sakat ve
eski hükümlüler için;
1. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde
belirtilen genel ve özel şartları taşımak kaydıyla anılan Kanuna göre
çalıştırdıkları personele ait kadrolardan,
2. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/c maddesine göre
istihdam edilen sözleşmeli personele ait sözleşmeli personel pozisyonlarından,
3. Maliye ve Gümrük Bakanlığınca vize edilmiş işçi kadro ve
pozisyonlarından,
İş Kanununun 25 inci maddesinde belirlenen oranlarda kadro ve
pozisyon ayırmaya ve yükümlü oldukları kadar atama yapmaya mecburdurlar.
c) 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun değişik 17 nci maddesine
göre hükümlü çalıştırmakla yükümlü kuruluşlar, bu amaçla, mevcut işçi kadro ve
pozisyonlarının % 3'ünden az ve % 5'inden fazla olmamak üzere, işçi kadro ve
pozisyonu ayırmak zorundadırlar.
d) Genel ve katma bütçeli kuruluşların döner sermaye ve fon saymanlığı
kadroları ile katma bütçeli kuruluşların saymanlık ve bu saymanlıklarda çalışan
memurlara ait kadrolardan Maliye ve Gümrük Bakanlığınca uygun görülenler
gerektiğinde bu Bakanlığın kadro cetvelllerine eklenebilir."
21. "MADDE 52.- Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli
idareler, döner sermayeli kuruluşlar, belediyeler, il özel idareleri, kanunla
kurulan fonlar ve hizmetlerini genel ve katma bütçelerin trasfer tertiplerinden
aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşlarda sözleşme ile
çalıştırılacak personel hakkında 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar
Kurulu kararı ile ek ve değişikliklerinin uygulanmasına devam olunur.
Birinci fıkrada sayılan kuruluşlar, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu dışında diğer kanun hükümlerine göre çalıştırdıkları sözleşmeli
personelin unvan, sayı ve ücretlerini belirten cetvelleri ve tip sözleşme
örneklerini, 1991 yılı Ocak ayı sonuna kadar Maliye ve Gümrük Bakanlığına vize
ettirmek zorundadırlar.
Bütçe yılı içinde ilgili mevzuat hükümlerine dayanılarak sonradan
görevlendirilecek yeni sözleşmeli personel için de kuruluşlarca ayrıca
düzenlenecek ek cetvellerin ve farklı hükümler kapsaması halinde tip sözleşme
örneklerinin Maliye ve Gümrük Bakanlığına vize ettirilmesi gereklidir.
Yukarıdaki fıkralara göre vize işlemleri yapılmadan sözleşme yapılamaz ve
herhangi bir ödemede bulunulamaz.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B)
fıkrası ile ek geçici 16 ncı maddesi ve özel kanunları uyarınca 1990 mali
yılında sözleşme ile çalıştırılanlardan 1991 mali yılında görevlerine devam
etmeleri ilgili bakanlık veya kuruluşlarca uygun görülenlerin Ocak-Şubat
aylarına ait sözleşme ücretleri, sözleşme ile çalıştırılmaları konusundaki
kanuni işlemleri tamamlayıncaya kadar 1990 mali yılında vize edilmiş
sözleşmelerine göre, yeni sözleşmeleri esas alınarak gerekli düzeltmeler daha
sonra yapılmak üzere, Maliye ve Gümrük Bakanlığı vizesi aranmaksızın
ödenir."
22. "MADDE 53.- Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli
idareler, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar,
hizmetlerini genel ve katma bütçelerin transfer tertiplerinden aldıkları
ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşların 1.1.1991 tarihinden itibaren 30 iş
gününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş
pozisyonları, ilgili bakanlığın onayı alınmak suretiyle 31.1.1991 tarihine
kadar Maliye ve Gümrük Bakanlığına vize ettirilecektir.
1991 mali yılında, kanunla, uluslararası antlaşmalarla veya 1991
yılı programı ile kurulması veya genişletilmesi öngörülen birimler için
yapılacak yeni vizeler dışında, 1990 mali yılında vize edilmiş miktarları
aşacak şekilde vize yapılamaz.
Vize edilmiş bulunan geçici işçi pozisyonları Maliye ve Gümrük
Bakanlığının uygun görüşü ile başka unvanlı geçici işçi pozisyonları ile
değiştirilebilir veya iptal edilebilir. Birimlerarası ve kuruluşlararası
aktarmalarda da aynı usule uyulur.
Maliye ve Gümrük Bakanlığınca vize edilen cetvellerin bir örneği,
ilgilisine göre, Sayıştay Başkanlığına veya Başbakanlık Yüksek Denetleme
Kuruluna gönderilir.
Bu vize işlemi yapılmaksızın ödeme yapılamaz. Kamu iktisadi
teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları 1.1.1991 tarihinden itibaren 30 iş gününden
fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçilere ait geçici iş pozisyonları ile
1990 mali yılı ve daha önceki yıllarda alınmış bulunan geçici işçi pozisyonları
ilgili bakanlıkları kanalıyla 31.1.1991 tarihine kadar Başbakanlık Devlet
Personel Başkanlığına vize ettirilir. Vize ettirilen cetvellerin bir örneği
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna gönderilir. Bu vize işlemi yapılmaksızın
ödeme yapılamaz. Vize edilen geçici işçi pozisyonları Başbakanlık Devlet Personel
Başkanlığınca başka unvanlı geçici işçi pozisyonları ile değiştirilebilir veya
iptal edilebilir."
23. "MADDE 58.- 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu
Gelirleri Kanununun 4 üncü maddesinin (c) bendinde yer alan yüzde 3,5 oranı
1991 yılında yüzde 1 olarak uygulanır. Bakanlar Kurulu bu oranı yüzde 3,5'a
kadar artırmaya veya yüzde 1'e kadar azaltmaya yetkilidir."
24. "MADDE 66.- a) (1) 9/6/1958 tarihli ve 7126 sayılı Sivil
Müdafaa Kanununun 21/10/1960 tarih ve 107 sayılı Kanunla değişik 37 nci maddesinin
(a) fıkrası,
(2) 6831 sayılı Orman Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine
ve bu Kanuna Üç Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair 20/6/1973 tarih
ve 1744 sayılı Kanunun ek 3/d üncü maddesi,
(3) 18/2/1963 tarih ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi
Kanununun 17 nci maddesinin Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonuna pay verilmesine
ilişkin,
Hükümleri, 1991 bütçe yılında, bu Kanuna bağlı (A) cetvelinin
ilgili tertiplerine konulmuş ödenek tutarları düzeyinde uygulanır.
b) 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 36 ncı maddesinin 4 üncü fıkrası, bu Kanunun "Kamu İktisadi
Teşebbüslerinin Karları" başlıklı maddesi hükümleri çerçevesinde
uygulanır.
c) 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanunun 60 ıncı
maddesinin 6 ncı bendinin a/1 fıkrasında yer alan ikramiye oranları 1991 mali
yılında sırasıyla (Yüzde on) ve (Yüzde doksan) olarak uygulanır.
d) 2/2/1981 tarih ve 2380 sayılı Kanunun 4/12/1985 tarih ve 3239
sayılı Kanunla değişik 1 inci maddesi uyarınca belediylelerle ve il özel
idarelerine genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplam üzerinden ayrılacak
payların hesaplanmasında ve dağıtımında; aynı Kanunun 3239 sayılı Kanunun 131
inci maddesi ile değişik geçici 3 üncü maddesinde 1986 yılı için tespit edilen
nispetlerin uygulanmasına 1991 yılında da devam olunur.
e) 2/2/1981 tarih ve 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel
İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun
"Payların Hesaplanması ve Dağıtımı" başlıklı değişik 1 inci maddesinin
dağıtıma ilişkin esasları 1991 yılında uygulanmaz. Bunun yerine söz konusu
madde uyarınca 1991 yılında ayrılacak payların belediyelere dağıtımı,
belediyelerin nüfusları, kalkınmışlık dereceleri, mali kaynakları ve turistik
durumları göz önünde bulundurularak İçişleri, Maliye ve Gümrük ve Bayındırlık
ve İskan Bakanlıklarınca birlikte tespit edilecek ve Başbakanlıkça uygun
görülecek esas ve usuller çerçevesinde yapılır.
f) 24/3/1988 tarih ve 3418 sayılı Kanunun 18/5/1989 tarih ve 3558
sayılı Kanunla değişik 39 uncu maddesinin (a) bendinin, Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne
ayrılan % 16'lık payın bölüşüm ve ödenek kaydına ilişkin hükmü, Gençlik ve Spor
Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne
ayrılan % 16'lık pay, Başbakanın onayı ile bu kuruluşlar arasında
paylaştırılır. Bu paylar bir yandan ilgili katma bütçeli kuruluşların (B)
işaretli cetvellerine özel gelir, diğer yandan aynı kuruluşların bütçelerinde
mevcut veya yeniden açılacak özel tertiplere ödenek kaydedilir. Bu ödeneklerden
yıl içinde harcanmayan miktarlar ertesi yıl bütçelerine devren gelir ve ödenek
kaydolunur, şeklinde uygulanır.
g) 1/7/1976 tarih ve 2022 sayılı "65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç,
Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun"un
1 inci maddesinde yer alan 60 gösterge rakamı 100 olarak uygulanır.
h) 2946 sayılı Kamu Konutları Kanununun 5 inci maddesinin 3 üncü
paragrafı (Büyükelçiler, daimi delegeler, maslahatgüzarlar, askeri temsil
heyetleri başkanları ve başkonsoloslar dışındaki personelden, kendilerine yurt
dışında gerek kamu kurum ve kuruluşunun mülkiyetinde bulunan, gerek kiralanan
konutların tahsis edilmesi halinde, ilgili memurun emsal katsayılarına göre
belirlenen yurt dışı net aylığının % 25'ini geçmemek üzere, Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca tespit edilen tutarlar kadar kira beledi alınır. Kira bedeli
alınan konutların mefruşat, elektrik, su, gaz, telefon, garaj ve genel
giderleri de ilgili personelce ayrıca karşılanır.) şeklinde uygulanır.
ı) 12/6/1936 tarih ve 3054 sayılı Kanunun 7 nci, 24/6/1938 tarih
ve 3488 sayılı Kanunun 6 ncı ve 1/5/1930 tarih ve 1601 sayılı Kanunla değişik
7/1/1929 tarih ve 1379 sayılı Kanunun 5 inci maddesi;
(2) 29/8/1977 tarih ve 2108 sayılı Muhtar Ödenek ve Sosyal
Güvenlik Kanununun 2 nci maddesi;
(3) Uluslararası kurumlarca, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarınca
ve diğer her türlü dış kaynaklarca kamu kurumlarına, yatırım bankalarına ve
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına Hazine tarafından garanti edilenler de
dahil olmak üzere verilecek krediler ve bu kredilerin sözkonusu kuruluşlara
geri ödenmesi dolayısıyla düzenlenecek kağıtlar için 1/7/1964 tarih ve 488
sayılı Damga Vergisi Kanunu;
(4) 2/1/1964 tarih ve 195 sayılı Basın-İlan Kurumu Teşkiline Dair
Kanunun 42 ve 43 üncü maddeleri (Özel kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumları
ile bunların aynı Kanun 29 uncu maddesinin (b) bendi kapsamı dışında kalan
iştirakleri hakkında);
(5) 9/5/1985 tarih ve 3202 sayılı Kanunun 45 inci maddesinin
birinci bendi;
(6) 1/6/1978 tarih ve 2148 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinin
birinci fıkrası;
(7) 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 71 inci maddesi,
(İhtiyaçların kamu kuruluşlarından karşılanmasına ilişkin esas ve usuller
Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belirlenir.);
(8) 1615 sayılı Gümrük Kanununun 165 inci maddesinin 2 nci
fıkrası;
(9) 3234 sayılı Orman Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanunun 35 inci maddesinin (i) bendi ve son paragrafı;
(10) 3/7/1968 tarih ve 1053 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin
ikinci fıkrası ile aynı Kanunun 3 üncü maddesi;
(11) Genel Bütçeye dahil dairelerle, katma bütçeli idareler bütçelerinden
kamu iktisadi teşebbüslerine yapılacak "İktisadi Transferler ve Yardımlar
Hakkında" 8/6/1959 tarihli ve 7338 sayılı Kanun hükümleri;
1991 mali yılında uygulanmaz."
III- DAYANILAN VE İLGİLİ ANAYASA KURALLARI :
1. "MADDE 88.- Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve
milletvekilleri yetkilidir.
Kanun tasarı ve tekliflerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde
görüşülme usul ve esasları İçtüzükle düzenlenir."
2. "MADDE 89.- Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince
kabul edilen kanunları onbeş gün içinde yayımlar.
Yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek
üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde, Türkiye
Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Bütçe kanunları bu hükme tâbi değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu aynen kabul
ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır; Meclis, geri gönderilen kanunda yeni
bir değişiklik yaparsa, Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclise geri
gönderebilir.
Anayasa değişikliklerine ilişkin hükümler saklıdır."
3. "MADDE 161.- Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri
dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları, yıllık bütçelerle yapılır.
Mali yıl başlangıcı ile genel ve katma bütçelerin nasıl
hazırlanacağı ve uygulanacağı kanunla belirlenir.
Kanun, kalkınma planları ile ilgili yatırımlar vya bir yıldan
fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz."
IV- İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Necdet
DARICIOĞLU, Yekta Güngör ÖZDEN, Servet TÜZÜN, Mustafa ŞAHİN, İhsan PEKEL,
Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER, Erol CANSEL, Yavuz NAZAROĞLU, Güven DİNÇER ve
Haşim KILIÇ'ın katılmalarıyla 5.3.1991 gününde yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ :
Davanın esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi ve ekleri, iptali
istenen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve
öteki yasama belgeleri okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Bütçeye ilişkin genel açıklama :
Anayasa'nın 161. maddesinde bütçenin hazırlanması ve
uygulanmasının kanunla düzenleneceği öngörülmüştür. Anayasa'nın bu kuralı
gereğince Muhasebei Umumiye Kanunu'nda bütçenin nasıl hazırlanacağına ve
uygulanacağına ilişkin hususlar düzenlenmiştir. Yasa'nın 6. maddesinde bütçe
şöyle tanımlanmaktadır. "Bütçe, Devletin ve ona bağlı kamu kuruluşlarının
yıllık gelir ve bu gelir ve masrafların uygulamaya konulmasına izin veren bir
kanundur." Öte yandan bütçe; iktidarların program ve politikalarını hayata
geçirme konusunda kullandıkları bir araçtır.
Her ne kadar, gelirlerin ve giderlerin toplanma ve harcanmalarına
ilişkin usul, esas ve yükümlülükler başka başka yasalarla düzenlenmişse de
bunların uygulanmaya konması 1050 sayılı Yasa'nın yukarıda belirtilen hükmü
gereğince ancak Bütçe Yasalarının verdiği izinle olanaklıdır. Bütçe Yasası;
gelirlerin toplanmasını ya da giderlerin yapılmasını düzenleyen yasaların o yıl
içinde uygulanmasına izin verebileceği gibi, uygulanmamasını da öngörebilir.
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 39. maddesinde, yasaya
dayanmadıkça hiçbir vergi ve resimin, tarh ve tahsil edilemeyeceği belirtilerek
bununda ancak bütçe yasası ile mümkün olacağı kuralı getirilmiştir. Bütçelerin
(c) cetvelinde gelirlerin dayanağını gösteren yasalar tek tek belirtilmektedir.
Başka bir anlatımla, belirtilen bu yasalar gereğince tahsil edilecek gelirleri
toplamaya bütçe yasası ile izin verilmektedir. Muhasebei Umumiye Kanununun 45.
maddesinde ise, yapılacak harcamalar için ödeneğin ayrılacağı belirtilmekte,
bunun ayrıntılarının da bütçe yasasına ekli (A) cetvelinde gösterilmesi
öngörülmektedir.
Yine Anayasa'nın 161. maddesi gereğince; bütçeler yıllık yapılır;
ancak bütçe yasasına bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.
Sınırlı durumlarda gelecek yıllara ilişkin hükümler içerebilir.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu :
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkileri Anayasa'nın
87. maddesinde belirtilirken bütçe yasa tasarısını görüşmek ve kabul etmek
dışında diğer yasaları koymak, değiştirmek ve kaldırmak biçiminde bir ayrım
yapılmıştır, Bütçe yasalarını öteki yasalardan ayrı tutan bu Anayasa ilkesi
karşısında, herhangi bir yasa ile düzenlenmesi gereken bir konunun bütçe yasası
ile düzenlenmesine veya herhangi bir yasada yer alan hükmün bütçe yasaları ile
değiştirilmesine ve kaldırılmasına olanak yoktur.
Anayasa'nın 88. ve 89. maddelerinde yasaların Türkiye Büyük Millet
Meclisinde teklif, görüşme usul ve esasları ile yayımlanması düzenlenirken
bütçe yasalarının görüşme usul ve esasları 162. maddede ayrıca belirtilmiştir.
Bu maddeye göre bütçe yasa tasarılarının görüşülmesinde ayrı bir yöntem kabul
edilmiş, genel kurulda üyelerin gider arttırıcı veya gelir azaltıcı tekliflerde
bulunmaları önlenmiş ve Anayasa'nın 89. maddesiyle de Cumhurbaşkanına bütçe
yasalarının bir daha görüşülmek üzere TBMM'ne geri gönderme yetkisi
tanınmamıştır. Öte yandan Anayasa'nın 163. maddesinde bütçelerde değişiklik
yapılabilmesi esasları ayrıca düzenlenmiş Bakanlar Kurulu'na kanun hükmünde
kararname ile bütçede değişiklik yapma yetkisi verilmemiştir.
Anayasa'da birbirinden tamamen ayrı ve değişik olarak düzenlenen
bu iki yasalaştırma yönteminin doğal sonucu olarak birisinin konusuna giren bir
işin, öteki yöntemin uygulanması ile düzenlemesinin, değiştirilmesinin veya
kaldırılmasının mümkün olamıyacağı ortaya çıkmaktadır.
Anayasa'nın 161. maddesinin son fıkrasında "Bütçe Yasalarına
bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz." denilmektedir
Maddenin gerekçesinde de belirtildiği gibi, bütçe yasaları öteki yasalardan
ayrı olması sebebiyle bir yasa kuralı nasıl aynı nitelikte bir yasa kuralıyla
değiştirilebilirse bütçe yasaları da aynı biçimde hazırlanmış ve kabul edilmiş
bir bütçe yasası ile değiştirilebilir. Yasa konusu olabilecek bir kuralı
kapsamaması koşuluyla "bütçe ile ilgili hükümler" ifadesi de bütçeyi
açıklayıcı, uygulanmasını kolaylaştırıcı nitelikte düzenlemeler olarak
değerlendirilmelidir.
Bir yasa kuralının bütçeden harcamayı ya da bütçeye gelir
sağlamayı gerektirir nitelikte bulunması, mutlak biçimde "bütçe ile ilgili
hükümlerden" sayılmasına yetmez. Her yasada değişik türde gidere neden
olabilecek kurallar bulunabilir. Böyle kuralların bulunmasıyla örneğin eğitim,
savunma, sağlık, yargı, tarım, ulaşım ve benzeri kamu hizmeti alanlarına
ilişkin yasaların bütçeyle ilgili hükümler içerdiği kabul edilirse, bu
konulardaki yasaların değiştirilip kaldırılması için de bütçe yasalarına
hükümler koymak yoluna gidilebilir. Oysa bu tür yasa düzenlemeleri, bütçenin
yapılması ve uygulanması yöntemiyle ilişkisi bulunmayan, Yasakoyucunun başka
amaçla ve bütçeninkinden tümüyle değişik yöntemlerle gerçekleştirilmesi gereken
yasama işlemleridir. "Bütçe ile ilgili hüküm" ifadesine dayanılarak,
gider ya da gelirle ilgili bir konuyu olağan bir yasa yerine bütçe yasası ile
düzenlemek Anayasa'nın 88. ve 89. maddelerini bu tür yasalar bakımından
uygulanamaz duruma düşürür.
Anayasa'nın 161. maddesinin getiriliş amacı, bütçe yasalarında,
bütçe kavramı dışındaki konulara yer vermemek böylece bütçe yasalarını ilgisiz
kurallardan uzak tutmak kendi yapısı içinde bütünleştirmektir.
1991 Mali Yılı Bütçe Kanunu'nun iptali istenen maddeleri
belirtilen bu açıklamalara göre incelenecektir.
1- Yasanın 4. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu :
a) Maddenin birinci fıkrasının incelenmesi :
aa- (a) bendinin incelenmesi
Fıkranın (a) bendi ile harcamalarda tasarrufu sağlamak, tutarlı,
dengeli, etkili bir bütçe politikası yürütmek amacı ile ödeneklerin dağıtım ve
kullanımı konusunda önlemler almaya ve sınırlamalar koymaya Maliye Bakanı
yetkili kılınmaktadır. Hükümetler mali politikalarını yönlendirmeleri açısından
ödenekleri araç olarak kullanmakta olup bu konuda Maliye Bakanına önlemler
almak ve sınırlamalar koymak yetkisi verilmesi tamamen bütçe ile ilgili bir
hüküm olup Anayasa'nın 161. maddesine aykırı bir yönü görülmemiştir.
Bu konudaki iptal isteminin reddi gerekir.
bb- (b) bendinin incelenmesi
Fıkranın (b) bendinde; Giderlerinin yarısından fazlası hazine
yardımları ile karşılanan ve katma bütçeli idare durumunda da bulunmayan
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Maden Tetkik ve Arama
Genel Müdürlüğü, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Elektrik İşleri Etüd İdaresi,
Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü, Devlet Opera ve Balesi Genel
Müdürlüğü, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Milli Prodüktivite
Merkezi, Türk Standartları Enstitüsü gibi kuruluşların hizmet programlarını
yılı içinde düzenlemeye ve bunlar için harcama ve istihdam esasları yönünden
gerekli standartları tesbite ve sınırlamalar koymaya Maliye Bakanı yetkili
kılınmaktadır. Saydığımız bu kurumlar faaliyetlerini bütçeden aldıkları
ödeneklerle sürdürmekle beraber mali konularda bağımsız olup, 1050 sayılı Muhasebe-i
Umumiye ve 832 sayılı Sayıştay Yasalarına bağlı değildirler.
Belirtilen kurumların kuruluş yasalarının kimi hükümleri bir
yıllığına da olsa değişikliğe uğratılmaktadır. Nitekim kısa adı TÜBİTAK olan
7.7.1963 gün ve 278 sayılı "Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu
Kurulması Hakkında Kanun"un 3. maddesinde kuruluş ve organlar
gösterilmekte, kurumun başkan ve yönetim kurulu tarafından temsil edileceği
belirtilip 6. maddesinin (f) fıkrasında başkana kurumun çalışma plan ve
programlarını hazırlama görevi verilerek 5. maddenin (c) fıkrasının üçüncü
bendinde de hazırlanan plan ve programları onaylama yetkisi Yönetim Kuruluna
bırakılmaktadır. Ayrıca, Yasanın 10. ve 17. maddelerinde kurumun çalıştıracağı
personele ilişkin istihdam esasları , gösterilmektedir.
Yine, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun 11.8.1983 gün
ve 2876 sayılı Kuruluş Yasasının 9. maddesinin (e) fıkrasında kurumun kısa,
orta, uzun vadeli çalışma plan ve programlarını hazırlatmak ve yetkili
organlara sunmak, (g) fıkrasında ise; gerektiğinde kurulacak araştırma ve
uygulama birimlerinin çalışmalarının hizmet ve faaliyetlerinin verimli olması
için öngörülen planlama ve programlama kurum başkanının görevleri arasında
sayılmıştır. Yasanın 6. maddesinde ise Kurumun çalışma plan ve programı ile
bütçesini onaylama görevi Yüksek Kurula verilmiştir. Kurum personelinin statü
ve özlük haklarına ilişkin konular da aynı Yasada düzenlenmiştir.
25.6.1958 gün, 7163 sayılı Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi
Enstitüsü Teşkilat Kanunu'nun 6., 17., 18. ve 20. maddeleri ve 14.6.1935 günlü,
2804 sayılı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Kanunu'nun 5. ve 10.
maddeleri; Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Kuruluşu Hakkında Kanun'un 3.
maddesinin (a) fıkrası ile 5., 6., 8. ve 9. maddeleri belirtilen kurumların
çalışma programları ve personelinin istihdam biçimlerini düzenlemektedir.
Görüldüğü gibi belirtilen kurumların Anayasa'nın 88. ve 89.
maddelerine uygun olarak çıkarılmış Kuruluş Yasalarının hizmet programları,
harcama ve istihdam biçimlerine ilişkin hükümleri değişikliğe uğratılmaktadır.
Bu konuda kurumların başkan ve kurullarına verilen yetkiler bütçe dönemi
sayılan bir yıllık süre için geçici de olsa Maliye ve Gümrük Bakanı'na
bırakılmaktadır.
Genel yasa tasarı ve teklifleri ile Bütçe Kanunu tasarılarının
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülüp kabul edilmeleri Anayasa'da ayrı
yöntem ve kurallara bağlanmıştır. Bütçe Yasası ile genel bir yasa kuralının
değiştirilmesi kararın V/B bölümünde açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 88., 89.
ve 161. maddelerine aykırı olacağından (b) bendinin iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe
katılmamışlardır.
- (c) bendinin incelenmesi
Bütçe Yasası'nın 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde
genel bütçeli idareler ile katma bütçeli idarelerin Türkiye Elektrik Kurumuna
olan borçları ile aynı idarelerin büyükşehir belediyelerine bağlı elektrik, su
ve havagazı işletmelerine olan borçlarının ödenmesini sağlamak amacıyla ilgili
kuruluşun borç tertibine ya da bu amaçla yeniden açılacak tertibe aktarmada
bulunmaya Maliye ve Gümrük Bakanı yetkili kılınmaktadır.
Anayasa'nın 161. maddesinin ikinci fıkrası "... Genel ve
katma bütçelerin nasıl hazırlanacağı ve uygulanacağı kanunla belirlenir."
biçiminde düzenlenmiştir. Bu kurala uygun olarak çıkarılmış olan 1050 sayılı
Muhasebei Umumiye Kanunu'nun değişik 56. maddesinde ödeneklerin aktarılmasına
ilişkin olarak şöyle denilmektedir:
"Bütçeler ve bölümler arasında ödenek aktarması yasa ile
olur. Ancak, harcamalarda tasarrufu sağlamak, dengeli ve etkili bir bütçe
politikasını gerçekleştirmek üzere bu tür aktarmaları yapmaya ve yeni tertipler
açmaya bütçe kanunlarıyla Maliye ve Gümrük Bakanı yetkili kılınabilir.
Bölüm içi aktarmalar Maliye ve Gümrük Bakanının izni ile
yapılır."
Görülüyorki ödeneklerin aktarılması ve yeni tertiplerin açılması
konusunda Maliye ve Gümrük Bakanı bütçe ile bazı durumlarda yetkili
kılınmaktadır. Genel ve katma bütçeli kuruluşların elektrik, havagazı ve su
borçlarının ödenebilmesi için ilgili kuruluşun borç tertibine veya bu amaçla
yeniden açılacak tertibe gerektiğinde ödenek aktarabilme yetkisinin Maliye ve
Gümrük Bakanına verilmesi bütçe ile ilgili bir hüküm niteliğindedir.
Bu nedenle Anayasa'ya aykırı bir yön görülmemiştir.
b) Maddenin ikinci fıkrasının incelenmesi
Maddenin ikinci fıkrasında da, birinci fıkranın (c) bendinde
belirtildiği gibi Maliye ve Gümrük Bakanına genel ve katma bütçeli kuruluşların
belediyelere olan borçlarının ödenmesi amacıyla o idarelerin bütçelerinden
kesinti yapma ve aktarma yetkisi verilmektedir. Birinci fıkranın (c) bendinde
açıklanan gerekçelerle bütçe ile ilgili hüküm niteliğinde görülen bu fıkra için
iptal isteminin reddi gerekir.
c) Maddenin üçüncü fıkrasının incelenmesi
İptali istenen 4. maddenin üçüncü fıkrası "Bu madde hükmü
özel idareler, belediyeler, döner sermayeli kuruluşlar ve kamu iktisadi
teşebbüsleri hakkında da uygulanır." biçiminde düzenlenerek maddenin diğer
fıkralarında belirtilen hükümlerin adı geçen kuruluşlara da uygulanacağı
vurgulanmaktadır.
Buna göre; özel idarelerin, belediyelerin, döner sermayeli
kuruluşların ve Kamu İktisadi Teşebbüslerinin elektrik, su ve havagazı
borçlarının ödenmesi için bütçelerinde bu maksatla ayrılan ödeneklerden kesinti
yapmaya ve Maliye Bakanlığı bütçesine aktarmaya Maliye ve Gümrük Bakanı yetkili
kılınmaktadır.
- Özel idareler, genel ve katma bütçeli idareler dışında bütçeleri
kendilerince hazırlanan özel bütçeli mahalli kuruluşlardır. Bu idarelerin
bütçeleri valiler tarafından hazırlanır ve il genel meclisinde kabul edildikten
sonra İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile yürürlüğe girer. İdari vesayet yetkisi
bulunan bu Bakanlığın özel idare bütçesini onaylaması sırasında hangi konularda
değişiklik yapabileceği 13.3.1329 gün ve 3360 sayılı İl Özel İdaresi Yasası'nın
86. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Bunun dışında vesayet yetkisine dayanarak
herhangibir değişiklik yapması mümkün değildir. Vesayet makamına özel idare
bütçesinde sınırlı bir ödenek artırma yetkisi verilmişken bu bütçelerde
elektrik, su ve havagazı borçlarının ödenmesi için ayrılmış ödeneklerden
kesinti yapmaya ve bunu Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesine aktarmaya Maliye
Bakanının yetkili kılınması İl Özel İdare Yasası'na eklenen geçici de olsa yeni
bir kural niteliğindedir.
- Aynı biçimde 3.4.1930 gün ve 1580 sayılı Belediye Yasası'nda bütçenin
hazırlanması, onaylanması ve uygulanmasına ilişkin hükümler yer almakta, 123.
maddesinde İçişleri Bakanlığı'nın bütçeyi onaylaması sırasında yapabileceği
değişiklikler belirtilmiş, 124. maddesinde ise bunun dışında hiçbir değişiklik
yapılamayacağı hükme bağlanmıştır.
Maliye ve Gümrük Bakanına mahalli idareler bütçesinden hangi
sebeple olursa olsun Genel bütçe ile ödenek kesintisi yapma yetkisi verilmesi,
belirtilen yasalarda bir yıllık değişikliğe neden olmaktadır.
- Döner Sermaye İşletmeleri Yasa ile kurulur ve 1050 sayılı
Muhasebei Umumiye Kanunu'nun 49. maddesi gereğince bütçeden ayrılan ödeneklerle
sermayeleri oluşturulur.
27.9.1984 gün ve 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev
Esaslarına İlişkin Yasa'nın 40. maddesinde;
"Bakanlıklar ve bağlı kuruluşlar ihtiyaç halinde döner
sermaye işletmeleri kurabilirler.
Döner sermaye işletmelerinin kurulması, sermayesi, gelirleri,
işleyiş ve denetimi ile ilgili esas ve usuller kanunla düzenlenir."
denilmektedir.
Belli bir konu için döner sermayeli bir devlet işletmesi
kurulması, sermayesinin oluşturulması, işlemlerinin ve kârlarının hangi
kurallara bağlanması gibi konuların bütçe ile ilgili bir yönü olmayıp yasalarla
düzenlenmesinin zorunlu olduğunda kuşku yoktur. İşin bütçe ile ilgili yönü
sadece sermayesinin oluşması için bütçeden ödenek ayrılmasının veya kârlarının
bir bölümünün ya da tümünün bütçeye devrinin Yasada öngörülmesi hallerinde (ki
genellikle böyle olmaktadır) Yasada belirtilen ödenek miktarlarının bütçeye
konulmasından ve gelir bütçesinde yer alacağı tertibi göstermekten ibarettir.
Döner sermayeli işletmelerin kuruluş ve işleyişleri ancak yasa ile
düzenlenmesi zorunludur. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin önceki kararlarında da
bu görüş benimsenmiştir. Elektrik, su ve havagazı borçlarını ödemek üzere
Maliye ve Gümrük Bakanına ödenek kesintisi yapma yetkisi verilmesi, bunların
kuruluş yasalarında belirtilmesi gereken genel konulardan olması nedeniyle,
bütçe yasası ile bir ilgisi yoktur.
- Kamu İktisadi Teşebbüsleri özerk bütçeli kuruluşlar olup bunların
bütçelerinin hazırlanması, kabulü, uygulama ve denetimi, genel bütçeden ayrı
yöntem ve kurallara bağlıdır. Anayasa'nın 161. maddesinin ilk fıkrası da kamu
iktisadi teşebbüslerinin harcamalarını Genel bütçenin dışında tutmuştur.
Elektrik, su ve havagazı işletmelerine olan borçlarının ödenmesi için Maliye ve
Gümrük Bakanına bütçelerinde kesinti yapma yetkisi verilmesi Anayasa'nın 161.
maddesinin son fıkrasına aykırılık oluşturmaktadır.
Bütçe Yasası'nın 4. maddesinin son fıkrası hem genel yasalarla
yapılması gereken konuları düzenlemekte hem de kimi yasaların kurallarını
değişikliğe uğratmaktadır. Anayasa'ya aykırılık sorununun genel olarak
incelendiği V/(B) bölümünde belirtilen gerekçelerle fıkra, Anayasa'nın 88-89.
ve 161. maddelerine aykırı olup, iptali gerekir.
Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve Haşim KILIÇ bu görüşlere iptalin kapsamı
yönünden, Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU esastan
katılmamışlardır.
2- Yasa'nın 9. Maddesinin (c) ve (d) fıkralarının Anayasa'ya
Aykırılığı Sorunu
a- Maddenin (c) fıkrasının incelenmesi
Maddenin (c) fıkrasının son tümcesinde "... Mahalli hizmet
niteliği taşıyan işler bu fıkrada belirtilen esaslar çerçevesinde ve proje
safhasında da valinin yetki ve sorumluluğuna devredilebilir."
denilmektedir. Fıkranın başında, yıllık yatırım programına ek yatırım
cetvellerinde yer alan projelerin, Devlet Planlama Teşkilatının uygun görüşü ve
ilgili Bakanın onayı ile Valinin yetki ve sorumluluğunda gerçekleştirilebiceği,
bu projelerde harcanmak üzere gönderilecek paraların hizmetin ait olduğu il
özel idaresine ödeneceği belirtilmektedir. Mahalli hizmet niteliği taşıyan
işlerin de bu esaslar içinde valinin yetki ve sorumluluğuna devredileceği
öngörülmektedir.
Mahalli hizmet niteliği taşıyan projelerin finansmanını karşılamak
üzere genel bütçeden yapılacak transferlerin etkin biçimde harcanmasının
sağlanması ve merkezi yönetimin plân ve proje üzerindeki iş yoğunluğunun
valinin sorumluluğuna terkedilerek hafifletilmesi, yatırımların
çabuklaştırılması amacını gerçekleştirmek üzere yapılan bu düzenleme genel
bütçeden yapılacak transfer ödemeleri nedeniyle bütçeyle ilgili olup
Anayasa'nın 161. maddesine aykırı görülmemiştir.
Yekta Güngör ÖZDEN, Selçuk TÜZÜN ve Yalçın ACARGÜN bu görüşe
katılmamıştır.
b- (d) fıkrasının incelenmesi
Maddenin (d) fıkrasında; Emniyet Genel Müdürlüğü'nün Kuruluş
Yasası'nda gerekli düzenleme yapılıncaya kadar program dahilindeki yatırımların
gerçekleştirilmesine ilişkin kimi işlemler Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın
uygun görüşü alınarak bu genel müdürlüğe bırakılması öngörülmektedir.
4.6.1937 günlü, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu'nda; program
dahilinde yürütülen yatırımlara ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü'ne verilmiş
herhangi bir görev ve yetki yoktur. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın görev ve
yetkisinde bulunan yatırımlara ilişkin işlemlerin bütçe yasası ile başka bir
kuruluşa devri mümkün değildir. Kaldı ki fıkrada geçen "Kanuni düzenleme
yapılıncaya kadar" ifadesi de bu düzenlemenin bütçe yasası dışındaki
yasalarla yapılması gerektiğini de vurgulamaktadır. Önceki bölümlerde
açıklandığı gibi Anayasa'nın 88. ve 89. maddelerini işlemez duruma sokan bu
düzenlemenin bütçeyle ilgisi yoktur.
Bu nedenle Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olan bu
fıkranın iptali gerekir.
Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe katılmamıştır.
3- Yasa'nın 10. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
a) Maddenin (a) fıkrasının incelenmesi
Maddenin (a) fıkrasıyla 1991 Mali Yılı içinde; Milli Savunma
Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Milli
İstihbarat Teşkilatının ihtiyacı olan ham petrol, akaryakıt ve madeni yağlar
ile yalnız makine yağı üretiminde kullanılan katkı maddeleri ve yalnız petrol
üretiminde kullanılan kimyevi müstahzarların dışalımı ile bunların yurt içinde
üretilenlerinin tesliminde vergi ve resim bağışıklığı getirilmektedir.
Fıkraya göre, yukarıdaki malların dışalım ve yurt içinde
üretilenlerin tesliminde; gümrük vergisi, belediye hissesi, ithalde alınan
damga resmi, ulaştırma altyapıları resmi, akaryakıt tüketim vergisi ile Hazineye,
katma bütçeli idarelere, özel idare ve belediyelere ait her türlü vergi, resim,
harç, zam ve ardiye ücretleri (Katma Değer Vergisi hariç) alınmayacaktır.
19.7.1972 gün ve 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun
"Muafiyetler" başlığını taşıyan 8. maddesinin birinci fıkrasının
18.4.1983 gün ve 2817 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile değişik 4. bendinde gümrük
vergisinden bağışık tutulan kuruluşlar ve eşyalar belirtilmektedir. Buna göre,
Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının
belirtilen ihtiyaçları yalnızca gümrük vergisinden muaf tutulmuştur. Halbuki
iptali istenen 10. maddenin (a) fıkrasında belirtilen kurumlar, gümrük vergisi
yanında belediye hisseleri, ithalde alınan damga resmi, akaryakıt tüketim
vergisi ile Hazineye, katma bütçeli idarelere, Belediye ve özel idarelere ait
her türlü vergi, resim ve harç'tan bağışık tutulmaktadır. Başka bir anlatımla
bütçe kanunu ile ilgili bütçe yılı içinde yeni vergi bağışıklığı
getirilmektedir.
14.5.1964 gün ve 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında
Kanun'un 2. maddesi, 31.10.1990 gün ve 3675 sayılı İthalde Alınacak Damga
Vergisi Hakkında Kanun'un 1. maddesi, 20.11.1984 gün ve 3074 sayılı Akaryakıt
Tüketim Vergisi Kanunu'nun 2. ve 4. maddeleri gereğince bu vergi ve resimlere
ait oranlarda artırma ve eksiltmeleri tespite Bakanlar Kurulu yetkili
kılınmıştır. Vergi muafiyet ve istisna oranlarında yapılması gereken değişiklik
için Bakanlar Kuruluna yasa ile yetki verilebilir. Nitekim Anayasa'nın 73.
maddesinin son fıkrasında Bakanlar Kuruluna böyle bir yetkinin verilebileceği
öngörülmektedir.
İptali istenen 10. maddenin (a) fıkrası ile yapılan değişiklik
vergi muafiyet ve istisnalarının kapsamını genişletici niteliktedir.
Anayasa'nın 73. maddesine göre vergi bağışıklığı yasalarla düzenlenecek bunun
yanında oranların alt ve üst sınırları belirtilmek suretiyle Bakanlar Kuruluna
bu oranlarda değişiklik yapma yetkisi verilebilecektir.
Dava konusu kural bütçeyle ilgisi bulunmadığından Anayasa'nın 161.
maddesine ve diğer yasalarla yapılması gereken bir düzenlemenin bütçe yasasıyla
yapılması nedeniyle de 88. ve 89. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
b- (b) fıkrasının incelenmesi
Fıkrada Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatının ihtiyacı olan akaryakıt
ve madeni yağların belirtilen kuruluşların gerek göstermesi üzerine akaryakıt
ikmali yapan müesseselere teslimi sırasında (a) fıkrasında gösterilen
istisnaların aynen uygulanacağı fıkranın ikinci paragrafında ise vergi
bağışıklığı uygulanarak ithal olunan ham petrolden elde edilen ürünlerin
yukarıda belirtilen kuruluşlara tahsis olunmayan kısmına bu istisnaların
uygulanmayacağı belirtilmektedir.
1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun 8. maddesinin 4. bendinde öngörülen
gümrük vergisi bağışıklığı Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'na tanındığı halde, dava konusu fıkra ile Milli
İstihbarat Teşkilatı da kapsam içine alınmış, ayrıca bunların gerek göstermesi
halinde akaryakıt ikmali yapan kuruluşlara da (a) fıkrasında belirtilen vergi
bağışıklıklarının uygulanacağı öngörülmüştür.
İstisna kapsamını genişleten bu fıkranın da (a) fıkrasında
belirtilen gerekçelerle iptali gerekir.
c- (c) fıkrasının incelenmesi :
Fıkrada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savunma hizmetlerinin
yürütülmesi için yurt dışından alınması zorunlu bulunan savaş silah, araç,
makine, teçhizat ve malzemeyle ilgili yapılmış ve yapılacak dışalımları her
türlü vergi, resim, harç ve zamdan bağışık tutulması öngörülmüştür.
1615 sayılı Gümrük Yasası'nın 8. maddesinde gümrük vergisinden
bağışık tutulan kuruluş ve mallar belirtilmiştir. İptali istenen fıkra ile
Silahlı Kuvvetlerin dışarıdan aldığı savaş silah araç ve gereç gümrük vergisi
yanında diğer tüm vergi, resim, harç ve zamdan bağışık tutulmak suretiyle
kapsam genişletilmiştir. Bu sebeple (a) fıkrasında belirtilen gerekçelerle (c)
fıkrasının da iptali gerekir.
d- (d) fıkrasının incelenmesi
Bu fıkra ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca, Gümrük Muhafaza
Teşkilatı'nın ihtiyacı için yurt dışından satınalınacak silah, makine,
jeneratör, telsiz, radar ve haberleşme cihazları gümrük vergisi ve
resimlerinden bağışık tutulmaktadır.
19.7.1972 günlü, 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun 8. maddesinin
birinci fıkrasının 4. bendinde, Gümrük Muhafaza Genel Müdürlüğü'nün sayılan
eşyaya ilişkin dışalımlarda sadece gümrük vergisi yönünden bağışık tutulduğu
belirtilmektedir. Dava konusu fıkrayla ise gümrük vergisi yanında gümrük resmi
içinde bağışıklık getirilerek kapsamı genişletilmiştir. Maddenin (a) fıkrasının
incelenmesinde belirtilen gerekçelerle bu fıkra da Anayasa'nın 88., 89. ve 161.
maddelerine aykırı olup iptali gerekir.
Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU maddenin (a), (b), (c), (d)
fıkralarının iptaline ilişkin bu görüşlere katılmamışlardır.
e- (e) fıkrasının incelenmesi
Bu fıkraya göre; Bütçe Kanunu'nda yer alan hükümlerde çeşitli
mallar için gümrük tarifelerindeki eşya tasnif Nomanklatürü esas alınarak
belirtilmiş bulunan tarife pozisyon numaraları yerine aynı mallar için
"Armonize Sistem NomanKlatürü"nde yer alan tarife pozisyonu
numaralarını tatbik ve bu konudaki düzenlemeleri yapma yetkisi Maliye ve Gümrük
Bakanı'na verilmektedir.
22.11.1988 günlü ve 3501 sayılı; Uyumu Sağlanmış (Armonize) Mal
Tanımı ve Kodlama Sistemi Hakkında Uluslararası Sözleşmeye Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun'un 2. maddesinde "Uyumu Sağlanmış (Armonize) Mal
Tanım ve Kodlama Sistemi Hakkında Uluslararası Sözleşmeye taraf olunması
sebebiyle doğacak yükümlülükler için tedbir alınması ve gerekli düzenleme yapılması
hususunda Bakanlar Kurulu yetkilidir." denilmektedir.
Uluslararası bu sözleşmeye katılmamız nedeniyle gümrük giriş
tarife cetveli; 14.5.1964 günlü, 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli
Hakkında Kanun'un 3502 sayılı Kanunla değişik 1. maddesi ile cetvel Armonize
Sistem NomanKlatürü esas alınarak yeniden düzenlenmiştir. Bu cetvelde yer alan
eşyaların pozisyonlarını, alt tarife pozisyonlarını ve bunlara ait sosyal
kodları, fasıl ve alt tarife pozisyon notlarını değiştirmeye belirtilen
Yasa'nın 1. maddesiyle Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.
Böylece bütçe ile hiçbir ilgisi olmayan, tamamen genel nitelikteki
yasalarla düzenlenmesi gereken konular bütçe yasasında yer almış ve Bakanlar
Kurulu'na verilen yetkiler değiştirilerek Maliye ve Gümrük Bakanı'na
verilmiştir.
Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olan bu fıkranın
da iptali gerekir.
4- Yasanın 12. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
a) (a) bendinin incelenmesi
Bendin birinci paragrafında; Taşıt Kanunu kapsamına giren
kuruluşlarla bunlara bağlı fonların bazı istisnalar dışında her ne suretle
olursa olsun yabancı menşeli taşıt edinemeyecekleri belirtildikten sonra yerli
muhteva oranı % 40'ın üzerinde olan taşıtların yabancı menşeli sayılmayacağı
öngörülmüştür.
5.1.1961 günlü, 237 sayılı Taşıt Kanunu'nun 1. maddesinde kapsam
açıklanırken, genel bütçeye dahil dairelerle katma ve özel bütçeli idareler,
bunlara bağlı sabit ve döner sermayeli kuruluşlar yanında;
- İktisadi devlet teşekkülleri ve özel kanun ve kararnamelerle
kurulan her çeşit banka ve teşekküller,
- Yukarda sayılan kuruluşların sermayesinin yarısından fazlasına
sahip bulundukları teşekkül ve müesseseler,
- Kamuya yararlı derneklerden Bakanlar Kurulunca lüzumlu
görülenlerin, bu Yasa hükümlerine tabi olacağı belirtilmiştir.
Buna göre, Taşıt Yasası genel ve katma bütçeli kuruluşlar yanında,
kamu iktisadi teşekkülleri ile yukarıda belirtilen diğer kurumları da kapsam
içine almıştır. Genel ve katma bütçeli kuruluşlar dışında kalmasına rağmen
yukarıda kapsam içinde belirtilen tüm kurum ve kuruluşların genel bütçe kanunu
ile hiçbir ilgisi yoktur. Bunların taşıt edinmeleri 237 sayılı Yasa'nın 10.
maddesinin üçüncü fıkrasında ayrıca düzenlenerek Bakanlar Kurulu'nun iznine
bağlanmıştır. Bu nedenle (a) bendinin birinci paragrafı, genel ve katma bütçeli
kuruluşlarla bunlara bağlı fonlar dışında kalan kuruluşlar yönünden Anayasa'nın
161. maddesine aykırı olup, iptali gerekir.
Bendin ikinci paragrafında ise; belirtilen kuruluşların taşıt
edinebilmesi, ilgili Bakanın teklifi ve Maliye ve Gümrük Bakanı'nın görüşü
üzerine Başbakanlıktan önceden alınacak izne bağlı tutulmuştur.
237 sayılı Yasa'nın 10. maddesinin birinci paragrafında; genel ve
katma bütçeli kuruluşların satın alacağı taşıtların cinsi, adedi ve hangi
hizmetler için satın alınacağı her yıl bütçe kanunlarına bağlı (R) işaretli
cetvelde gösterilmesi gerekeceği belirtilmiştir. Maddenin üçüncü paragrafında
ise; genel ve katma bütçeli kuruluşlar dışında kalan kurumların taşıt satın
alabilmesi ancak satın alınacak taşıtın kullanılacağı hizmet, taşıtın cinsi ve
muhammen bedeli gösterilmek suretiyle önceden alınmış Bakanlar Kurulu iznine
bağlanmıştır.
Buna göre, dava konusu bendin ikinci paragrafı ile genel ve katma
bütçeli kuruluşların taşıt satınalabilmesi Başbakanlığın iznine bağlanarak yeni
bir kural getirilmiş ayrıca genel ve katma bütçeli kuruluşlar dışındaki
kurumların taşıt alabilmesi Bakanlar Kurulu'nun iznine bağlı iken, bu defa
Başbakanlığın iznine dönüştürülerek Taşıt Yasası'nın 10. maddesinin üçüncü
fıkrası değişikliğe uğratılmıştır.
Dava konusu 12. maddenin (a) bendinin ikinci paragrafı ile Taşıt
Yasası'nda değişiklik yapıldığından Anayasa'nın 88., 89. ve Bütçeyle ilgisi
bulunmadığından da 161. maddesine aykırı olup iptali gerekir.
b) (b) bendinin incelenmesi
Bu bend ile, taşıtların edinilmesi, kullanılması ve elden
çıkarılması konusunda her türlü düzenlemeleri yapmaya Başbakanlık yetkili
kılınmıştır.
237 sayılı Taşıt Yasası'nın 10. maddesinde taşıt edinilmesi, 12.
maddesinde kullanılması, 13. maddesinde de taşıtların elden çıkarılması
konuları düzenlenmiştir. Buna göre genel ve katma bütçeli kuruluşların taşıt
edinmeleri ancak bütçe kanunlarına bağlı cetvellerde gösterilmesiyle mümkündür.
Kullanılmalarıyla ilgili yöntemler Taşıt Yasası'nın 12. maddesi gereğince
Bakanlar Kurulunca tesbit edilir ve elden çıkarılmasına ilişkin yöntem ise 13.
maddeye uygun olarak yapılır. Bu maddelerin hiçbirinde Başbakanlığa verilmiş
bir yetki yoktur.
Maddenin (b) bendi ile Başbakanlığa verilen yetki 237 sayılı Taşıt
Yasası'nın 10., 12. ve 13. maddelerini değiştirir nitelikte görüldüğünden
Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
c) (c) bendinin incelenmesi
Bend'de, taşıtların kadrolu şoförler veya görevli personelce
kullanılacağı bunun dışında emirlerine ya da makamlarına araç tahsis edilenler
ile gerekli izni alan diğer kamu görevlilerinin de bizzat taşıt
kullanabilmelerini sağlamak için gerekli düzenleme yapılmaktadır.
Bu kural 237 sayılı Taşıt Yasası'nda olmayan bir konuyu
düzenlemektedir. Halbuki taşıtların kullanılması ile ilgili gerekli yöntemleri
tesbite Taşıt Yasası'nın 12. maddesi gereğince Bakanlar Kurulu yetkili
kılınmıştır.
Bu kuralla hem Bütçe Yasası ile ilgili olmayan bir konu
düzenlenmekte hem de 237 sayılı Taşıt Yasası'nın 12. maddesi değişikliğe
uğratılmaktadır. Anayasa'ya aykırı olan bu bendin iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU maddenin iptaline
ilişkin görüşlere katılmamışlardır.
5- Yasa'nın 24. Maddesinin (a) ve (e) bendlerinin Anayasa'ya
Aykırılığı Sorunu
a) (a) bendinin incelenmesi
Silahlı kuvvetlerin yeniden teşkilatlanması, silah araç ve
gereçlerinin yenileştirilmesi amacıyla Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarına
gelecek yıllarda geçici yüklenmelere girişme yetkisi verilmesi hakkında iki
yasa çıkarılmıştır. Bunlardan birisi 27.6.1972 gün ve 1601 sayılı Yasa olup,
Milli Savunma Bakanlığına Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden teşkilatlanması,
silah, araç ve gereçlerin yenileştirilmesi için 1973 yılından başlayıp 1979
yılına kadar (ödenekleri de ilgili yıl bütçelerine konulmak suretiyle) gelecek
yıllara geçici yüklenmelere girişme yetkisi vermektedir. Diğeri ise Jandarma
Genel Komutanlığının yukarıda belirtilen ihtiyaçlarını sağlamak için İçişleri
Bakanlığı'na 1973 yılından başlayıp 1987 yılına kadar (ödenekleri de konulmak
suretiyle) devam eden gelecek yıllara geçici yüklenmelere izin veren 23.11.1972
gün ve 1632 sayılı Yasa'dır. Bütçe Yasası'nın 24. maddesinin (a) bendi ile
yukarıda belirtilen yasalarda 1979 ve 1987 yılına kadar verilmiş olan gelecek
yıllarda yüklenmelere girişme yetkisinin yürürlük süresi uzatılmıştır. Halbuki
belirtilen iki yasanın yürürlük süresi biri 1979 yılında diğeri de 1987 yılında
sona ermiştir. Yürürlüğü, belirtilen tarihlerde sona eren iki yasa'ya dava
konusu bend ile 1991 bütçe yılı içinde canlılık kazandırılmıştır.
Bütçe Yasası dışındaki diğer yasalarla yapılması gereken bir
düzenlemenin Bütçe Yasası ile değiştirilmesi V/B bölümünde belirtilen
gerekçelerle Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olduğundan bendin
iptali gerekir.
b) (e) bendinin incelenmesi :
Bend'de; 7.11.1985 gün ve 3238 sayılı Savunma Sanayii Destekleme
Fonu Kurulması Hakkında Yasa'da gerekli değişiklik yapılıncaya kadar, bu fondan
Emniyet Genel Müdürlüğü için kiralanan, satınalınan ve satınalınacak
helikopterler için yapılan ve yapılacak ödemeler, Genel Müdürlüğün bütçesine bu
amaçla konan ödeneğin Fona aktarılmasıyla karşılanacağı belirtilmektedir.
Fonun kuruluşunu sağlayan 3238 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde
modern savunma sanayiinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin modernizasyonunun
sağlanmasının amaçlandığı belirtilmektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
hizmetlerinin iyileştirilmesi kapsam içine alınmamıştır. Ayrıca Yasa'nın 12.
maddesinde Fon'un kaynakları belirtilmiş fakat Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
bütçesinden kaynak aktarılması Fon'un gelirleri arasında sayılmamıştır. Bu
durumda dava konusu fıkra ile 3238 sayılı Savunma Sanayii Müsteşarlığı
Kurulması Hakkındaki Yasa'da değişiklik yapılarak yeni düzenlemeler
getirilmiştir. Fıkranın başında "3238 sayılı Kanunda gerekli değişiklik
yapılıncaya kadar" ifadesinin kullanılması da geçici bir süre için
değişiklik yapıldığını açıkça vurgulamaktadır.
Bütçe Yasası ile diğer yasalarda böyle bir değişikliğin yapılması
Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Güven DİNÇER, Yavuz NAZAROĞLU ve Haşim KILIÇ bu görüşe
katılmamışlardır.
6- 30. Maddenin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin birinci ve ikinci fıkrasında genel bütçeye dahil
dairelerle katma bütçeli idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin aylık
hasılatları ile yıl sonu kârlarından Hazine'ye yatıracakları miktarlara ilişkin
düzenlemelerde bulunmaya ve yöntemleri tesbite Maliye Bakanlığı yetkili
kılınmakta, üçüncü fıkrasında ise bu gelirler ve yıl sonu kârları yatırılmadığı
takdirde ne yapılacağı konusunda ayrıntılı kurallar getirilmektedir.
Döner Sermayeli bir devlet işletmesinin kurulması, kuruluşların
kendi yasalarında mevcut özel kurallar gereğince mümkündür. Kuruluş yasalarında
sermayenin oluşturulması yapılacak işlemler ve yılsonu kârlarının nasıl
kullanılacağı konularında ayrıntılı düzenlemeler yapılmaktadır. Örneğin; 2547
sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'nun 58. maddesinde, Üniversitelere bağlı döner
sermaye işletmelerinin nasıl kurulacağı, işletme usulü, sermayenin kaynağı ve
yıl sonu kârlarına ilişkin ayrıntılı düzenlemeler vardır.
Dava konusu maddede, Hazine'ye yatırılması gereken paylarla bu
payların yatırılmaması halinde uygulanacak yaptırımlara ilişkin olarak
getirilen yeni kurallar, döner sermaye işletmelerinin kuruluşunu düzenleyen
diğer yasalarda öngörülmemiştir.
Görüldüğü gibi 30. madde ile diğer yasalar değiştirilmekte ve
bütçeyle ilgisi olmayan yeni kurallar getirilmektedir. Bu nedenle madde
Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olup, iptali gerekir.
Maddenin birinci ve ikinci fıkralarının iptaline ilişkin görüşlere
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU katılmamıştır.
7- Yasa'nın 31. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddeye göre, TC. Merkez Bankası'nın Nato hesabında toplanan
paralardan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca tesbit edilecek miktar ile
Akaryakıt Fiat İstikrar Fonu'nun gelir fazlasının yarısına kadar olan ve yıl
sonunda da net gelir fazlasının tamamı bütçenin ilgili tertibine gelir
kaydedilebilecektir.
Ayrıca, fonların gelirlerinin % 50'si bütçeye gelir yazılabilecek,
gerekli görülen hallerde bu oran Başbakan tarafından maddede belirtilen
oranlarda arttırılıp düşürülebilecektir. Kesintiye ilişkin esas ve usulleri
tesbite Maliye ve Gümrük Bakanı yetkili kılınmaktadır.
Yasayla düzenlenmesi gereken konular bütçe yasası ile
düzenlendiğinden maddenin iptali istenmektedir.
2.7.1953 gün ve 6095 sayılı "Kuzey Atlantik Andlaşması
Teşkilatı Müşterek Enfrastrüktür Proğramı Gereğince Türkiyede Yapılacak İnşa ve
Tesis İşlerine Dair Kanun"un 3. maddesine göre, Müşterek Enfrastrüktür
fonundan tahsil olunan paralarla 2. maddede yazılı miktarların TC. Merkez
Bankası'nda açtırılacak bir hesapta toplanacağı öngörülmekte, 4. maddesinde ise
Müşterek Enfrastrüktür fonundan tahsil olunacak paraların tamamının bütçenin (B)
işaretli cetveline gelir, Milli Savunma Bakanlığı bütçesine ise ödenek
kaydedileceği belirtilmektedir. Buna göre, iptali istenen maddenin birinci
bendinde belirtildiği gibi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bu konuda
herhangi bir belirleme yetkisi yoktur. Görüldüğü gibi Bütçe Yasası ile
belirtilen Yasa'da değişiklik yapılmıştır.
Öte yandan, maddenin aynı bendinde "Akaryakıt Fiyat İstikrar
Fonu"nun gelir fazlalıklarının bütçeye irad kaydedileceği
belirtilmektedir. 10.9.1960 gün ve 79 sayılı Yasa'nın 3571 sayılı Yasa ile
değişik 5. maddesiyle Akaryakıt Fiyat İstikrar Fonu'ndan yapılacak ödemelerle,
fona aktarılacak paraların usûlü ve esaslarının Bakanlar Kurulu tarafından
tesbit edileceği öngörülmektedir. Yasa gereğince Bakanlar Kurulu kararı ile
düzenlenmesi gereken bir konu Bütçe Yasası ile değişikliğe uğratılarak fon'un
gelir fazlası bütçeye doğrudan gelir kaydedilmektedir.
Maddenin ikinci bendinin birinci paragrafında, yasalarla veya
yasaların verdiği yetkiye dayanılarak kurulmuş tüm fonların hasılatlarının %
50'si bütçeye gelir kaydedileceği, gerekli görülen hallerde de Başbakanın bu
oranı % 100'e kadar arttırabileceği gibi % 50 oranının altına da düşürebileceği
öngörülmektedir.
İkinci bendin ikinci paragrafında ise belirtilen kuruluşların
fonlara yaptıkları ödemeler ile fonlar adına yaptıkları tahsilatlardan bendin
birinci fıkrasında belirtilen oranlarda kesinti yapmaya, bunun esas ve usulünü
tesbite Maliye ve Gümrük Bakanı yetkili kılınmaktadır.
Bu bend ile yapılan düzenlemelerde ilgili fon yasalarında ya
değişiklik yapılmış ya da yeni kurallar getirilmiştir.
27.5.1988 gün ve 3454 sayılı Adalet Teşkilatını Güçlendirme Fonu
Kurulmasına İlişkin Yasa'nın 4. maddesinde fon kaynaklarının nasıl
kullanılacağı belirtilmiş yukarıda açıklanan kesintiye ilişkin herhangi bir
kural getirilmemiştir. Yine 7.11.1985 günlü, 3238 sayılı Yasa'nın 12. maddesine
dayanılarak kurulmuş olan Savunma Sanayii Destekleme Fonu'nun kaynaklarının
nasıl kullanılacağı konusunda esasların tesbiti aynı Yasa'nın 6. maddesi ile
"Savunma Sanayii İcra Komitesi"ne verilmiştir. Öte yandan 10.6.1985
gün ve 3230 sayılı "Tanıtma Fonu Teşkiline" ilişkin Yasa'nın 4.
maddesinde Fon'da toplanacak paranın % 20'sinin bütçeye gelir yazılacağı,
Başbakanlık bütçesinin ilgili tertibine de ödenek kaydolunacağı
belirtilmektedir. Görüldüğü gibi fon yasalarında dava konusu bend ile
öngörülen, ne fon hasılatlarının kesilerek bütçeye gelir kaydedileceği, ne de
bu konuda Başbakan ile Maliye ve Gümrük Bakanı'na yetki verildiğine ilişkin bir
kural bulunmamaktadır.
Maddenin üçüncü bendinde, fonlara ait emanete alınmış paraları
gelir kaydetmeye Maliye ve Gümrük Bakanı'na yetki veren düzenleme, yukarıda
belirtilen yasaları değiştiren yeni bir kural niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine
aykırı olan 31. maddenin iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe
katılmamışlardır.
8- Yasa'nın 33. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
"Devlet Borçlarının Yönetimi" başlıklı bu madde ile
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na Devlete ait iç ve dış borçların yönetim
görevi verilmiştir.
Maddede, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu
Bakan'ın iç ve dış borçların bütçe dışında özel hesaplarda takibe yetkili olduğu
belirtilmekte, bunlara ait faiz ve genel giderlerin bütçeye konulacak
ödeneklerle karşılanacağı öngörülerek tamamen borç yönetimini ilgilendiren usul
ve esaslar düzenlenmektedir.
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'nun 113. maddesi gereğince
devlet borçlarının yönetimi Maliye ve Gümrük Bakanlığına verilmiş iken
16.4.1986 gün ve 3274 sayılı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkındaki Yasa ile bu görev Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına
aktarılmıştır. Bu Yasa'nın özellikle 9. maddesinde devlet borçlarının
yönetimine ilişkin kurallar düzenlenmiştir.
Dava konusu madde ile yapılan düzenleme devlet borçlarını yönetim
görevi verilen Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının kuruluş yasasında
belirtilen kurallar ile diğer yasalarda herhangi bir değişiklik yapmadığı gibi
yeni bir kuralı da içermemektedir. Devlet bütçesinin denkleşterilmesinde önemli
yeri olan devlet borçlarının nasıl yönetileceğine ilişkin uygulamaya yön veren
dava konusu kuralın Anayasa'ya aykırı bir yönü görülmediğinden aykırılık
savının reddi gerekir.
9- Yasa'nın 34. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Madde ile; Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu
Bakan iç borçlanma akdi yapmaya yetkili kılınmakta, devlet tahvillerinin basım,
ihraç fiyatı, ödeme süresi ve satış yöntemlerine ilişkin koşulların tesbiti
Hazine Müsteşarlığına verilmektedir. Ayrıca bu maddeyle cari yılda ya da önceki
yıllarda çıkarılmış tahvillerin erken itfa'ya tabi tutulabileceğine,
çıkarılacak tahvillerin faiz ve anapara ödemeleri ile diğer ilgili ödemelerin
her türlü vergi ve harçtan ayrık tutulacağına, iç borçlanma senetlerinin kayıt
ve kullanma biçimlerine ilişkin kurallar getirilmektedir.
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakana
maddenin (a) bendiyle iç borçlanma akdi yapma yetkisi verilmesi Müsteşarlığın
kuruluş ve görevlerini düzenleyen 3274 sayılı Yasa'nın 9. maddesinde de vardır.
Bu maddenin (h) fıkrası "Devlet borçlarının yönetimine ilişkin olarak her
türlü iç borçlanmaların hazırlık, akit, ihraç ve dış borçlanmalar da dahil
olmak üzere tediye, itfa ve kayıt işlemlerini yürütmek ..." biçiminde
düzenlenmiştir. Var olan bir yetkinin tekrarından ibaret olan dava konusu
maddenin (a) bendinin Anayasa'ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
(b) bendinin birinci ve ikinci fıkrası ile Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığına görev olarak verilen Devlet tahvillerinin çeşidi, faiz oranı,
ihraç fiyatı, ödeme süresi, basım ve satış yöntemlerine ilişkin düzenleme
Müsteşarlığın yukarıda belirtilen Kuruluş Yasası'nın 9. maddesinde de bulunmaktadır.
Maddenin (a) bendi ile (b) bendinin birinci ve ikinci fıkraları yasalarda
değişiklik yapmadığı gibi yeni bir kural da içermemektedir. Bütçe açığının
kapatılması amacıyla Devlet tahvillerinin çıkarılma biçimlerini düzenleyen
kuralların bütçe ile doğrudan ilgisi vardır. Bu nedenle (b) bendinin birinci ve
ikinci fıkraları Anayasa'ya aykırı bulunmadığından, istemin reddi gerekir.
(b) bendinin üçüncü fıkrasında, çıkarılacak tahvillerin faiz ve
anapara ödemeleriyle belirtilen diğer Devlet borçlarına ilişkin gider ve
işlemler (Gelir ve Kurumlar Vergisi hariç) her türlü resim ve harçtan ayrık
tutulmaktadır.
Önceki bölümlerde de belirtildiği gibi, vergi resim harç ve
benzeri mali yükümlülükler Anayasa'nın 73. maddesi gereğince ancak bütçe
dışındaki yasalarla konmakta, değiştilmekte veya kaldırılabilmektedir. Fıkra
ile, bir yıllık bir süre içinde olsa belirtilen yükümlülükler ortadan
kaldırılmaktadır. Diğer yasalarla düzenlenmesi gereken konuların belirtilen
fıkrayla düzenlenmesi Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırıdır. Bu
nedenle (b) bendinin üçüncü fıkrasının iptali gerekir.
Aynı bendin dördüncü fıkrasıyla, üçüncü fıkra da belirtilen
bağışıklık, hazine bonoları ve önceki yıllarda çıkarılmış Devlet tahvili,
hazine bonoları ve diğer konsolide Devlet borçlarına ilişkin işlemler için de
geçerli kılınmıştır. Üçüncü fıkra da belirtilen Anayasa'ya aykırılık gerekçesi
bu fıkra için de geçerli olup, bu fıkranın üçüncü fıkra yönünden iptali
gerekir.
(b) bendinin beşinci fıkrasıyla, 1991 yılında çıkarılacak tahvil
ve bonolara ilişkin vergi istisnalarını kaldırmaya ya da uygulanacak oranları
tespite Bakanlar Kurulu yetkili kılınmaktadır.
Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasına göre vergi, resim,
harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kaldırılması ancak Yasa ile olanaklı iken
bu fıkra ile Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir. Diğer yasalarla
düzenlenmesi gereken bu konuların Bütçe yasasıyla düzenlenmesi Anayasa'nın 88,
89 ve 161. maddelerine aykırı bulunduğundan fıkranın iptali gerekir.
İptal edilen fıkralarla ilgili görüşlere Servet TÜZÜN ve Yavuz
NAZAROĞLU katılmamıştır.
Maddenin (c) ve (d) bendlerinde ise, iç borçların kayıt yöntemi
ile satılan tahvil ve hazine bonolarının kamu kurumları tarafından yapılan
ihale ve sözleşmelerde güvence olarak kullanılabileceği öngörülmektedir. Bütçe
açıklarının kapatılmasında önemli kaynak olan iç borçlanmayı çekici hale
getirmek için özendirme tedbirleri bağlamında düşünülen bu düzenlemeler
bütçeyle ilgili bulunduğundan Anayasa'ya aykırı değildir.
10- Yasanın 35. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) bendinde; 2974 sayılı Bazı Kamu Kurum ve Kuruluşları
Borçlarının Tahkimi Hakkında'ki Yasa hükümlerinin uygulanması sonucu Hazine'ce
üstlenilerek tahkim olunan borçlarla ilgili düzenleme getirilmekte ve bu konuda
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan yetkilendirilmekte;
Aynı Yasa'nın 3. maddesinde de, tahkim olunan borçların gerektirdiği
miktarlarda özel tertip tahvil çıkarmaya ve şartları tesbite Başbakan'ın
yetkili olduğu belirtilmektedir.
Başbakana verilen bu yetki ile dava konusu maddede Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan'a verilen yetki arasında bir fark
yoktur. Çünkü, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri
Hakkında'ki 3274 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, Müsteşarlığın Başbakanlığa
bağlı olduğunu, Başbakan'ın bununla ilgili yetkilerini Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı veya Devlet Bakanı vasıtasıyla kullanabileceği
belirtilmektedir. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan'ın
Başbakanlık teşkilatı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden iptali istenen
maddenin (a) bendi, mevcut yasa hükmünün tekrarından ibarettir. İptal isteminin
reddi gerekir.
Maddenin (b) bendinde faiz ödemelerine ilişkin kayıt yöntemi
tespit edilmekte, bu konuda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu
Bakan Yetkili kılınmaktadır. Kararın daha önceki bölümlerinde de belirtildiği
gibi Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın iç borçlara ilişkin "kayıt
yöntemleri"ni tespite yetkili olduğu kuruluş yasasında da vardır. Bu
sebeble maddede Anayasa'ya aykırılık görülmemiştir. İptal isteminin reddi
gerekir.
11- Yasa'nın 36. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) fıkrasında; yabancı ülke, banka ve kurumlarla veya
uluslararası kuruluşlarla yapılmış ve yapılacak anlaşmalara göre temin edilecek
proje kredilerinin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nca borç kayıt yöntemleri
belirtilmekte, sağlanan kredilere ilişkin olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca
bütçede açılacak özel tertiplere ödenek kaydedileceği öngörülmekte, mevcut
ödeneklerden aktarma yapılabileceği ve yılı içinde harcanmayan ödeneklerin
ertesi yıl bütçesine ödenek kaydedileceği düzenlenmektedir.
Dış borç kayıt yöntemlerine ilişkin düzenlemelerin Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığı'nın yetkisi içinde olduğu Müsteşarlığın 3274 sayılı
kuruluş yasasında da belirtilmektedir. Öte yandan sağlanan kredilere ilişkin
ödenek karşılıklarının bütçelerde açılacak özel tertiplere kaydedileceği
konusunda Maliye ve Gümrük Bakanlığına verilen bütçeleştirme yetkisi 1050
sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'nda da mevcuttur. Bütçe dengesinin
sağlanmasında dış borçların kayıt yöntemlerine ilişkin bu düzenlemeler
Anayasa'nın 161. maddesine aykırılık oluşturmamakta ayrıca öteki yasa
hükümlerinde de herhangi bir değişiklik yapmamaktadır.
(b) fıkrasında; dış borçlanma imkânları ile satın alınacak malzeme
ve hizmetlere ait taahhüt evrakı veya sözleşme tasarılarının Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'nca vize edilmeden satınalma işleminin gerçekleştirilmeyeceği ve
ilgili miktarların dış borç kayıtlarının yapılamayacağı, ancak dış borçlarla
ilgili bütçeleştirme işlemleri daha sonra yapılmak üzere taahhüt evrakı ve
sözleşme tasarılarını vize etmeye Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın yetkili olduğu
belirtilmektedir.
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'nun 26.10.1988 günlü 3483
sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değişik 64. maddesinin birinci fıkrasında;
harcamayı gerektirecek taahhüt ve sözleşme tasarılarının vize edilmek üzere
Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na gönderileceği, Bakanlıkça vizesi uygun görülmeyenlerin
ilgili kuruluşa geri yollanacağı, aykırılık veya eksiklikler giderilmediği
sürece vizenin mümkün olmadığı öngörülmektedir.
1050 sayılı Yasa'nın belirtilen bu kuralına paralel olarak dava
konusu maddenin (b) fıkrası ile, finansmanı dış borçlanma yolu ile sağlanacak
olan malzeme ve hizmetlere ait sözleşme tasarılarıyla taahhütlere ilişkin
ayrıntılı ve açıklayıcı düzenlemeler getirilmektedir. Herhangi bir yasada da
değişiklik öngörmeyen bütçeyle ilgili bu kuralın Anayasa'ya aykırı yönü yoktur.
(c) fıkrası, dış borçlarla ilgili kredi anlaşmalarının yürürlüğe
girebilmesi için uyulması gereken yasal prosüdür tamamlanıncaya kadar, peşin
ödenmesi gereken komisyon, ücret, garanti ücreti ve benzeri giderler ile
gerektiğinde faiz ödemelerinin yapılabilmesi için Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan'a yetki verilmektedir.
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'nun 33. maddesi gereğince
devletin gerek iç, gerekse dış borçlanmalara ilişkin akit yapabilmesi ya özel
yasaların ya da bütçe yasalarının açıkça vereceği izne bağlıdır. Bu izin
olmadıkça akit yapılamaz. 3274 sayılı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın
Kuruluş Yasası'nda Devletin iç ve dış borçlanmalara ilişkin işlemlerini
yürütmek üzere bu müsteşarlık zaten yetkili kılınmıştır. Dış borçlanmalara
ilişkin anlaşmalar yapılmadan önce, kredi antlaşmasının zorunlu bir neticesi
olan fıkrada yazılı peşin giderler yapılan borçlanmanın bütünlüğü içinde
değerlendirilmelidir. Bu bütünlük içinde açıklayıcı nitelikte görülen kuralın
Anayasa'ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
(d) fıkrasında, konsolide dış devlet borçlarına ilişkin kredi
anlaşmalarında öngörülen bütün ödemeler her türlü vergi, resim ve harçtan ayrık
tutulmuştur.
Yukarıda açıklandığı gibi Anayasa'nın 73. maddesi gereğince vergi
ve benzeri mali yükümlülükleri kaldırmak ancak bir yasa ile mümkün
olabilmektedir. Bir yıllık sürede uygulanacak Bütçe Yasasıyla genel yasa
kurallarını düzenlemek mümkün değildir. Yasalaşması Anayasa'nın 88. ve 89.
maddelerinde özel olarak düzenlenen genel yasalar Bütçe yasalarından farklıdır.
Böyle bir uygulama Anayasa'nın 88. ve 89. maddelerini işlemez duruma getirir.
Bu nedenle Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olan bu fıkranın
iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu fıkraya ilişkin
iptal görüşüne katılmamışlardır.
(e) fıkrasında; Yabancı devlet veya uluslararası kuruluşlarla yapılan
anlaşmalar uyarınca finanse edilecek işlerin, anlaşmada gösterilen özel ihale
usullerine veya özel kanun ve kararname hükümlerine bağlı olacağı
belirtilmektedir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 82. maddesinde de yabancı
Devlet veya uluslararası kuruluşlarca kaynak sağlanarak yapılacak işlerin özel
kanun, kararname ve antlaşma hükümlerine göre yürütülmesi öngörülmektedir.
Yasada bir değişiklik de yapmayan bu fıkra hükmü, dış borçlanmalara ilişkin
açıklayıcı hüküm niteliğindedir. Gider yasalarının uygulanmasına bütçe
yasalarıyla izin verildiğinden Devlet İhale Yasası'nda belirtilen hükmün
fıkrada aynen tekrarında Anayasa'ya aykırı bir yön görülmemiştir.
İptal isteminin reddi gerekir.
12- Yasa'nın 37. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Bu maddeyle, yabancı ülkeler, uluslararası kurumlar veya yabancı
ülkelerde yerleşik banka ve kurumlardan borçlanma yoluyla sağlanan imkanların
ikraz, devir ve garanti edilmesine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler getirilmiş ve
bu konuda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan yetkili
kılınmıştır.
3274 sayılı Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun'un 32. maddesi ile, daha önce Maliye ve Gümrük
Bakanlığına bağlı olan Hazine Genel Müdürlüğü ve Milletlerarası İktisadi
İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliğine ait görev, yetki ve sorumluluk Hazine
ve Dış Ticaret Müsteşarlığına devredilmiştir. Bu Yasa'nın 7. maddesinin (e) ve
9. maddesinin (h) bendleri gereğince, yabancı ülkeler ve piyasalardan borç alma
ve bunlara borç verme esaslarını belirleme ve uygulama ile Devletçe verilen
kefalet, taviz, garanti ve ikrazata ilişkin işlemleri yapma görevi Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığına aittir. Başbakanlık Teşkilatı içinde yer alan
Müsteşarlığın bağlı olduğu Bakana bu konuda yetki verilmesi diğer yasa
hükümlerinde de herhangi bir değişiklik yapmamaktadır. Yasada belirtilen görev
ve yetkiler Bütçe Yasası'nda ayrıntılı biçimde yer almıştır. Bütçe açıklarının
dengelenmesinde önemli yer tutan dış borç uygulamalarına ilişkin hükümler bütçe
ile doğrudan ilgilidir. Anayasa'ya aykırı görülmeyen bu madde hakkındaki iptal
isteminin reddi gerekir.
13- Yasa'nın 38. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
31.5.1963 tarih ve 244 sayılı Yasa, milletlerarası antlaşmaların
nasıl yapılacağı, yürürlüğü ve yayınlanmasına ilişkin kurallar içermekte ve bu
konuda Bakanlar Kurulu'na yetki vermektedir. İptali istenen kural ise 244
sayılı Yasa kapsamı dışında kalan kuruluşlarla kredi antlaşması yapmaya Hazine
ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanı yetkili kılmaktadır.
Milletlerarası antlaşmaların onaylanması bir kanunla uygun
bulunmasına rağmen maddede belirtilen kuruluşlarla yapılan antlaşma için böyle
bir yöntem öngörülmemiştir. Yalnız maddenin (b) bendinde belirtildiği gibi, bu
antlaşmalarla savunma borçlanmalarına ilişkin kredi anlaşmaları ve bütçe
kanunları hükümlerine dayanılarak yapılmış olup da Bakanlar Kurulunca uygun
görülen diğer kredi antlaşmaları ancak Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe
girebilecektir. Görüldüğü gibi 244 sayılı Yasa'da belirtilen milletlerarası
antlaşmalarla, iptali istenen dava konusu maddeyle düzenlenen antlaşmalar
birbirinden farklıdır. Bu sebeple 244 sayılı Yasa'yı değişikliğe de
uğratmamaktadır.
Bütçe Yasalarında olması gerekenleri düzenleyen 1050 sayılı Yasa'nın
33. maddesi gereğince özel yasa veya Bütçe Yasalarıyla açıkça verilen bir izne
dayanmadıkça borçlanma akitlerinin yapılamayacağı öngörülmektedir. Bütçe
Yasası'nın 38. maddesiyle, milletlerarası antlaşma kapsamı dışında kalan
kuruluşlarla kredi anlaşması yapma izni Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının
bağlı olduğu Bakana verilmektedir. Kaldı ki belirtilen kuruluşlarla kredi
antlaşmaları yapma görevi Müsteşarlığın kuruluş yasasında da belirtilmiştir.
Bütçe Yasası ile bu konuda ayrıntılı açıklamalar getirilmiştir.
Maddenin (c) bendi ile de Türkiye Cumhuriyeti'nin borçlu veya
garantör sıfatı ile taraf olduğu kredi anlaşmalarından doğan borçlarının, dünya
sermaye piyasalarında mevcut çeşitli finansman araçlarıyla yönetimi amacı ile
antlaşma yapmaya Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan
yetkili kılınmıştır. Dış borçların yönetimi dünya sermaye piyasalarında meydana
gelen dalgalanmalar nedeniyle acil karar vermeyi zorunlu kılmaktadır. Ayrıca iç
ve dış borçların ülke yararına en iyi biçimde yönetilmesi Müsteşarlığın Kuruluş
Yasasında belirtilen görevleri arasındadır.
Bütçe ile doğrudan ilgisi olan ve dış borçların antlaşma ve
yönetimine ilişkin bir düzenlemeyi içeren maddenin Anayasa'ya aykırı bir yönü
yoktur. İptal isteminin reddi gerekir.
Erol CANSEL bu görüşe katılmamıştır.
14- Yasanın 39. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) fıkrasında Türkiye Cumhuriyeti ile yabancı ülkeler,
yabancı ülke kredi kuruluşları ve uluslararası mali kuruluşlarla hibe anlaşması
yapmaya Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkili
kılınmaktadır. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığına, Türkiye Cumhuriyetine
yapılacak hibeye ilişkin antlaşmaları yapma görevi kuruluş yasasında
verilmemiştir. Milletlerarası antlaşmaların yapılması hakkındaki 244 sayılı
Yasa'nın 5. maddesi gereğince alınacak hibelere ilişkin devletlerarası ikili
antlaşmaları yapma görevi Bakanlar Kurulu'nundur. 244 sayılı Yasa kapsamı
dışında kalan kuruluşlarla antlaşma yapma görevi Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığına verildiği halde ülkelerarası antlaşma yapma ancak 244 sayılı
Yasa'da belirtilen biçimde gerçekleşebilir. Bakanlar Kurulu'na ait bir görevin
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakana verilmesi belirtilen
yasa hükmünün Bütçe Yasası ile değiştirilmesi anlamındadır. Yukarıda açıklanan
nedenlerle Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olan (a) fıkrasının
iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe
katılmamışlardır.
Maddenin (b) fıkrasında, yabancı piyasalara ve kuruluşlara borç ve
hibe şeklinde finansman sağlamak amacıyla anlaşmalar yapmaya Hazine ve Dış
Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yetkili bulunmakta, (c) fıkrasında
ise bu yolla verilecek borç ve hibelerin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının
bütçesine konacak ödenekten karşılanacağı belirtilmektedir. 3274 sayılı Hazine
ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın kuruluş yasasında yukarıda belirtilen görev ve
yetkilere ilişkin düzenlemeler mevcuttur. 39. maddenin (b) ve (c) fıkraları ile
bu Yasa da ve diğer yasalarda herhangi bir değişiklikte yapılmadığından
Anayasa'ya aykırı görülmemiştir.
Maddenin (b) ve (c) fıkralarına ilişkin iptal isteminin reddi
gerekir.
15- Yasa'nın 40. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin birinci fıkrası ile genel bütçe ödeneklerinin olumsuz
yönde etkilenmesini önlemek için çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlara bir yıl
vadeli hazine bonusu satmaya bu konudaki usul ve esasları belirlemeye, Merkez
Bankası'ndan kısa vadeli avans almaya Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın
bağlı olduğu Bakan yetkili kılınmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında ise "Hazine bonolarının faizleri
ve genel giderleri bu amaçla bütçeye konulacak ödeneklerle karşılanır."
denilmektedir.
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın kuruluşuna ilişkin 3274
sayılı Yasa'nın 9. maddesinin (b) bendi ile Devlet tahvili, hazine bonosu ve
borçlanma senedi çıkarma görev ve yetkisi bu Müsteşarlığa verilmiştir. Öte
yandan 14.1.1970 tarih ve 1211 sayılı Yasa'nın 50. maddesi gereğince Merkez
Bankası, Hazine'ye cari yıl genel bütçe ödemeleri toplamının % 15'ini geçmemek
üzere kısa vadeli avans verebilir. Avansa uygulanacak faiz oranı ile avans
oranı Başbakanlık ile banka arasında kararlaştırılır. Başbakanlık teşkilatı
içinde yer alan Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakana bu
yetkilerin verilmesi yukarıda belirtilen yasa hükümlerinde bir değişiklik
yapmadığı gibi yeni bir kural da getirmemektedir. Bütçe ile doğrudan ilgili
olan Hazine bonosu çıkarma ve Merkez Bankası'ndan avans kullanma işlemlerine
ilişkin ayrıntılı açıklayıcı düzenlemeler içeren birinci ve ikinci fıkralar
Anayasa'ya aykırı görülmemiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında ise Hazine bonolarının faiz ve
bedellerine ilişkin ödemeler ve borçlanmayla ilgili bütün işlemler her türlü
Vergi (Gelir ve Kurumlar Vergisi hariç) ve resimden ayrık tutulmuştur.
Yukarıda açıklandığı gibi Anayasa'nın 73. maddesi gereğince vergi
ve benzeri mali yükümlülüklerin kaldırılması değiştirilmesi ve konması ancak
bütçe yasaları dışındaki yasalarla mümkün olabilir. Aksi halde, bütçe yasaları
ile bu düzenlemelerin yapılması Anayasa'nın 88 ve 89. maddelerini uygulanmaz
duruma getirir. Bu sebeple Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı
görülen üçüncü fıkranın iptali gerekir.
Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU iptal görüşüne katılmamışlardır.
16- Yasa'nın 47. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) fıkrasının birinci tümcesinde, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun değişik 154. maddesi gereğince gösterge rakamlarının aylık
tutarlarına çevrilmesinde (352) katsayı uygulanması öngörülmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın değişik 154. maddesinin
birinci fıkrasının birinci tümcesinde "Gösterge tablosunda yeralan
rakamlarla ek göstergelerin aylık tutarlarına çevrilmesinde uygulanacak
katsayı, memleketin ekonomik gelişmesi, genel geçim şartları ve Devletin mali
imkanları birlikte gözönünde bulundurulmak suretiyle Genel Bütçe Kanunu ile
tesbit olunur." denilmektedir.
Görüldüğü gibi 657 sayılı Yasa'nın 154. maddesi Genel Bütçe
Yasası'na göndermede bulunmaktadır. Bütçe Yasası ile ilgili olan ve birinci
tümcede belirtilen katsayı tespitinin Anayasa'ya aykırı bir yönü yoktur.
Aynı fıkranın ikinci tümcesinde ise "memuriyet taban aylığı
göstergesi için ise (480) katsayı uygulanır." kuralı getirilmiştir. 657
sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 154. maddesine 22.8.1989 gün ve 378 sayılı
KHK'nin 3. maddesi ile eklenen ikinci fıkrasında "Mali yılın her iki
yarısı içinde memuriyet taban aylığı göstergesine uygulanacak katsayıyı
belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir" denilmektedir.
657 sayılı Yasa ile Bakanlar Kurulu'na verilen bir yetki Bütçe
Yasası ile değişikliğe uğratılmıştır. Geçici nitelikteki Bütçe Yasaları ile
diğer yasaları değiştirmek önceki maddelerde belirtilen gerekçelerle Anayasa'ya
aykırıdır. Bu nedenle fıkranın ikinci tümcesinde yer alan "...memuriyet
taban aylığı göstergesi için ise (480) katsayı..." ibaresinin iptali
gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe
katılmamışlardır.
Maddenin (b) fıkrasında, kurumların yurt dışı kuruluşlarına dahil
kadrolarında görev alan memurların yurt dışı aylıklarına ilişkin düzenleme yer
almaktadır. 657 sayılı Yasa'nın 156. maddesinde, "Kurumların yurt dışı
kuruluşlarına dahil kadrolarında görev alan Devlet memurlarının aylıkları, 155
inci maddeye göre tespit edilen aylık tutarından, alınacak vergi ve kanunlar
gereğince yapılacak bütün kesintiler indirildikten sonra kalan kısmın, Devlet
Personel Başkanlığı, Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarının görüşüne dayanılarak
Bakanlar Kurulu tarafından tespit edilecek emsal ile çarpılmasında hasıl olacak
miktar üzerinden ödenir.
................
Bu emsal her yıl Bütçe Kanununda gösterilir." denilmektedir.
Bu durumda, emsallerinin Bütçe Yasası'yla saptanması konusunda bir
kuralın olması ve yeni emsallerin belirlenmesine kadar daha önce çıkmış
12.3.1987 gün ve 87/11595 sayılı Bakanlar Kurulu kararına göre ödeme yapılması
Bütçe Yasası gereği zorunlu olduğuna göre böyle bir düzenlemenin Anayasa'ya
aykırı bir yönü yoktur.
Maddenin (c) fıkrasıyla, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
3. maddesinin (c) bendine göre çalıştırılan sözleşmeli personelin sözleşme
ücret tavanı saptanmaktadır. 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 25.
maddesinin (c) fıkrası, 3. maddenin (c) bendi kapsamındaki sözleşmeli personlin
ücret tavanının her yıl Bütçe Yasaları ile belirleneceğini öngörmektedir. Bu
düzenlemeninde Anayasa'ya aykırı, bir yönü yoktur.
İptal isteminin reddi gerekir.
17- Yasanın 48. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) fıkrasında 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine
Dair Kanun gereğince verilecek ikrameyenin hesabında kullanılacak katsayı
belirlenmektedir. Buna göre 1991 yılında Devlet memurları aylıkları için tespit
okunan katsayı burada da uygulanacaktır.
7.1.1937 gün ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun'un
26.7.1983 gün ve 2867 sayılı Kanunla değişik 60. maddesinin 3. fıkrasın da şu
hüküm yer almaktadır.
"Uyuşturucu madde yakalamalarında;
Her türlü uyuşturucu maddenin birim miktarı için İçişleri ile
Maliye ve Gümrük Bakanlıklarınca müştereken tespit edilecek sabit bir rakamın
her yıl bütçe kanunlarında belirlenen ikramiye katsayısı ile çarpımı sonucu
bulunacak değerin sahipli olarak yakalanan uyuşturucu maddeler için tamamı,
sahipsizler için yarısı ikramiye olarak ödenir."
Bu Yasa kuralı ile muhbir ve müsadirlere verilecek ikrameyenin
bulunmasında uygulancak katsayı için Bütçe Yasalarına yollama yapılmaktadır.
Buna göre, getirilen düzenleme bu yasa gereğince öngörülen ikramiye katsayısını
belirtmekten ibaret olup Anayasa'ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Maddenin (b) fıkrasında ise; Devlet tiyatrolarında oynanacak
eserleri seçen edebî kurulun tiyatro dışından katılan üyelerine özel
yasalarında değişiklik yapılıncaya kadar her toplantı için verilecek ödenek
belirlenmektedir.
Devlet Tiyatrosu Kuruluşu Hakkındaki 10.6.1949 gün ve 5441 sayılı
Kanunun 14.7.1970 gün ve 1310 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinde; Devlet
Tiyatrolarında oynanacak eserlerin edebî kurul tarafından seçileceği ve kurulun
oluşumu belirtildikten sonra son fıkrasında, "Edebî kurulun tiyatro da
memur bulunmayan üyelerine her toplantı için 100 lira toplantı ödeneği"
verilmesi öngörülmesine karşın bütçe yasası ile bu yasada belirtilen ödenek
miktarı değiştirilmiştir.
48. maddenin (c) fıkrası ile de Gümrük Yasası'nın bazı maddeleri
değişikliğe uğratılmıştır. 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun 164. maddesinde
memurların yasal çalışma saatleri dışında veya tatil zamanlarında yaptıkları
gümrük işlemleri karşılığında çalışma ücretleri ve yolluklarının iş
sahiplerince ödeneceği öngörülmekte, 165. maddesinde ise bu çalışma
ücretlerinin dağıtım biçimi düzenlenmektedir.
Gümrük Yasası'nın belirtilen maddelerinde iş sahiplerince
memurlara verilmek üzere ödenen çalışma ücretlerinin dağıtımı konusunda
Bakanlık yetkili kılındığı halde dava konusu maddeyle toplanan paraların en az
yarısının hak sahiplerine ödeneceği belirtilerek bir sınır getirilmekte,
Bakanlık merkez teşkilatında çalışanlara Gümrük Yasasında % 20 hisse ayrıldığı
halde bütçe yasasıyla bu kaldırılarak oran tespiti Maliye ve Gümrük Bakanına
bırakılmaktadır.
Önceki maddelerin iptal gerekçelerinde belirtildiği gibi Bütçe
Yasası ile diğer Yasalarda değişiklik yapmak Anayasa'nın 88., 89. ve 161.
maddelerine aykırılık oluşturur. Bu sebeble 48. maddenin (b) ve (c)
fıkralarının iptali gerekir.
18- Yasa'nın 49. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) fıkrası ile 22.6.1978 gün ve 2155 sayılı Bazı Kamu
Personeline Tayın Bedeli Verilmesi Hakkındaki Yasa'nın 1. maddesi gereğince
ödenecek olan tayın bedelinin aylık tutarına üst sınır getirilmektedir. Tayın
bedeli verilmesini öngören Yasa'nın 1. maddesinin üçüncü fıkrası "Tayın
bedelinin aylık tutarı o yılın Bütçe Kanununda gösterilen miktarı aşmamak üzere
...." biçiminde Bütçe Yasasına yollama yapmaktadır. Yapılan düzenleme
bütçeyle doğrudan ilgili olduğundan Anayasa'ya aykırı bir yönü görülmemiştir.
Maddenin (b) fıkrası ile de ordu hastabakıcı, hemşire ve
ebelerinin, erler gibi iaşe edilecekleri, kazandan iaşelerinin mümkün olmadığı
durumlarda ise bedelin iaşe edilmeleri öngörülmektedir.
25.9.1981 gün ve 2528 sayılı Er Kazanından İaşe Edileceklere
İlişkin Kanunun 1. maddesinde, yukarıda belirtilen personelin er tabelasına
ithal edilerek iaşe edilmeleri öngörülmekte, son fıkrasında ise"... Bu
istihkak hiçbir şekilde para veya yiyecek maddesi olarak verilemez"
denilmektedir. İptali istenen maddenin (b) fıkrasında ise belirtilen personelin
kazandan iaşesi mümkün olmadığı takdirde bağlı bulundukları komutanlık veya
kurum amirliğinden alacakları yazılı belge ile tevsik etmeleri halinde bedelen
iaşe edilecekleri ifade edilmektedir. Böylece Er Kazanından İaşe Edileceklere
İlişkin Yasa'nın 1. maddesinin son fıkrası Bütçe Yasası ile değişikliğe
uğratılmıştır. Önceki maddelerde belirtilen gerekçelerle (b) fıkrası da
Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırı olup iptali gerekir.
19- Yasa'nın 50. maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Madde ile, 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 40. maddesinin
son fıkrası kapsamına giren personelin aslî görevleri yanında alabilecekleri
görevlere bir sınır getirilmektedir. 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 40.
maddesinin son fıkrasında; "Kamu kurum ve kuruluşları ile sermayesinin
yarıdan fazlası Devlete ait kurum ve kuruluşlarda çalışan memur, sözleşmeli
personel ve diğer kamu görevlilerine aslî görevlerinin yanında Devlet
iştirakleri de dahil olmak üzere kamuya ait iktisadi kuruluşlarda verilen
yönetim ve danışma kurulu başkan ve üyelikleri ile, denetçi ve tasfiye kurulu
üyeliği görevleri hakkında da 499 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 54.
maddesi hükümleri uygulanır." denilmektedir.
İptali istenen yasa hükmü 499 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
40. maddesinin yukarıya alınan son fıkrasını değişikliğe uğratmıştır. Fıkrada,
sayılan personelin asli görevleri yanında alabilecekleri görevler belirtilmiş,
herhangi bir sınır öngörülmemiştir. Oysa, Bütçe Yasası ile yukarıya aynen
alınan fıkrada belirtilen görevlerden sadece birisinin alınabileceği kuralı
getirilmiştir.
Dava konusu madde ile yasalaşma biçimi Anayasa'da farklı
maddelerde düzenlenen KHK'de değişiklik yapılmıştır. Bütçe ile ilgisi olmayan
bu düzenleme Anayasa'nın 91. ve 161. maddelerine aykırı olup iptali gerekir.
20-Yasa'nın 51. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin (a) fıkrasının birinci tümcesinde, genel bütçeye dahil
dairelerle katma bütçeli idarelere, bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara,
kanunlarla kurulan fonlara, kefalet sandıklarına ve hizmetlerini genel ve katma
bütçelerin transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlara
tahsis edilmiş bulunan serbest memur kadroları ile sürekli işçi kadrolarına
açıktan yapılacak atamalar Başbakanlığın iznine bağlanmaktadır. Son tümcesinde
ise atamalarında bu iznin aranmayacağı memuriyetler sayılmaktadır.
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede, yukarıda belirtilen kurum ve kuruluşlara ait memur ve işçi
kadrolarının ihdası, serbest bırakılması, kadroların dağılımı değişikliği ve
iptaline ilişkin ayrıntılı düzenlemeler bulunmakta olup, yukarıda belirtilen
dava konusu kuraldaki serbest kadrolar için gerekli Başbakanlık iznine benzer
bir düzenleme yer almamıştır.
Bütçeler, genel yapısı itibariyle hükümetlerin program ve
politikalarını gerçekleştirmek için kullandıkları en etkili araç olup,
ekonomik, sosyal ve bütçe olanakları gözönünde tutularak düzenlemeler yapılır.
Açıktan atama yolu ile memur ve işçi kadrolarının kullanılması için Başbakanlık
izni aranması bu politikanın uzantısıdır. Getirilen düzenleme diğer yasalarda
herhangi bir değişiklik yapmamakta, istihdam politikasının gereği olan bu
ayrıntının bütçe ile ilgisi nedeniyle Anayasa'nın 161. maddesine aykırılık
oluşturmamaktadır.
Maddenin (b) fıkrasıyla; genel ve katma bütçeli kuruluşlar,
mahalli idareler ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile özel kanunla kurulmuş banka
ve kuruluşlara, İş Kanunu'nun 25. maddesinde belirlenen oranlarda eski
hükümlüler ve sakatlar için kadro ve pozisyon ayırma zorunluluğu
öngörülmektedir.
Yukarıda belirtilen kurum ve kuruluşlar 657 sayılı Devlet Personel
Kanunu'na göre çalıştırdıkları personele ait kadrolardan veya 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'nin 3/c maddesine göre istihdam ettikleri sözleşmeli
personele ait sözleşmeli personel pozisyonlarından, İş Kanunu'nun 25.
maddesinde belirtilen oranlarda eski hükümlü ve sakatlar için kadro ve pozisyon
ayırarak yükümlü oldukları kadar atama yapacaklardır.
Bu düzenleme ile İş Yasası'nın yukarıda belirtilen 25. maddesi
değişikliğe uğratılmıştır. Zira 1475 sayılı İş Yasası'nın 2869 sayılı Yasayla
değişik 25. maddesinde:
"A) İşverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları
işyerlerinde % 2 oranında sakat kimseyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun
bir işte çalıştırmakla yükümlüdürler.
.........................
B) İşverenler, 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları
işyerlerinde % 2 oranında eski hükümlüyü mesleklerine uygun bir işte
çalıştırmakla yükümlüdür." denilmektedir.
İş Yasası eski hükümlüler ve sakatlar için belli oranda kontenjan
ayırma yükümlülüğünü "işçi çalıştıran işyerleri" için öngörmüştür.
Oysa iptali istenen kuralla 657 sayılı Devlet Personel Yasası hükümlerine göre
memur çalıştıran işyerleriyle 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname esaslarına
göre sözleşmeli personel çalıştıran işyerleri kapsam içine alınarak İş
Yasası'nın 25. maddesinin uygulama alanına genişletilmiştir.
İş Yasası'nın ilgili maddesinde yapılacak değişiklik ancak
Anayasa'nın 88. ve 89. maddelerinde öngörülen biçimde olabilir. Bütçe ile
ilgisi olmayan bir konunun Bütçe Yasası ile düzenlenmesi Anayasa'nın 161.
maddesine aykırılık oluşturacağından (b) fıkrasının iptali gerekir.
Maddenin (c) fıkrasında, 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında
Kanunun değişik 17. maddesine göre, hükümlü çalıştırmakla yükümlü kuruluşlar
için mecvut işçi kadrolarının % 3'ünden az ve % 5'inden fazla olmamak üzere
zorunlu olarak ayrılan kadro için bir sınırlama öngörülmektedir.
647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 3193 sayılı Yasa'yla
değişik 17. maddesinde, hükümlülerin çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışma usul ve esasları belirtilmiş ancak iptali istenen kuralda öngörüldüğü
gibi herhangi bir kadro oranından sözedilmemiştir. Bu nedenle sözkonusu Yasa'da
olmayan bir kuralın Bütçe Yasası ile düzenlenmesi ve bütçeye ilişkin olmaması
Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine aykırılık oluşturacağından iptali
gerekir.
(d) fıkrasına göre, Genel ve katma bütçeli kuruluşların döner
sermaye ve fon saymanlığı kadroları ile katma bütçeli kuruluşların saymanlık ve
bu saymanlıklarda çalışan memurlara ait kadrolar gerektiğinde Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'nın kadro cetvellerine eklenebilecektir.
14.12.1983 gün ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Amaç başlıklı 1. maddesinde "...kapsamında bulunan
kamu kurum ve kuruluşlarına ait kadroların ihdası, iptali ve kullanılmasına
dair esas ve usullerini düzenlemektir." denilmekte; 2. maddesinde ise,
genel ve katma bütçeli kuruluşlarla bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar ve
kanunla kurulan fon ve kefalet sandıkları 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
kapsamı içinde gösterilmektedir. KHK'nin 4. maddesinde, yukarıda belirtilen
kuruluşların 1 sayılı kadro cetvelinde yer alacağı, 8. maddesinde ise bu
cetvellerde yapılacak dağılım ve değişiklik yöntemleri belirtilerek kimi
yasaklar öngörülmektedir.
Maddenin (d) fıkrası sözkonusu KHK'nin 8. maddesindeki yöntemleri
değiştirmektedir. KHK.'lerin değişikliği ve yasalaşma usulü Anayasa'nın 91.
maddesinde belirlenmiştir. Farklı yöntemlerle çıkarılan Bütçe Yasası ile
KHK'lerde değişiklik yapılması Anayasa'nın 91. ve 161. maddelerine aykırılık
oluşturacağından (d) fıkrasının da iptali gerekir.
21- Yasa'nın 52. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin birinci fıkrasında, genel bütçeye dahil daireler, katma
bütçeli idareler, döner sermayeli kuruluşlar, belediyeler, il özel idareleri,
kanunla kurulan fonlar ve hizmetlerini genel ve katma bütçelerin transfer
tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 8.6.1984 gün ve 233
sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında kalan kuruluşlarda sözleşme ile
çalıştırılacak personel hakkında 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu
kararı ile ek ve değişikliklerinin uygulanacağı belirtilmektedir.
Maddenin diğer fıkralarında ise belirtilen kuruluşlarda
çalıştırılacak sözleşmeli personele ilişkin kurumların yerine getirecekleri
biçimsel yükümlülükler sayılmaktadır.
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 128. maddesi gereğince Yasa ile
düzenlenmesi gereken konuların Bütçe Yasası'nda yer almış olması nedeniyle
maddenin iptali istenmektedir.
Maddede belirtilen kuruluşlarda çalıştırılması gereken sözleşmeli
personel hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu 4. maddesinde öngörülen
çerçeve içinde uygulama yapılması gerekir. Bu maddeye, göre sözleşmeli
personel; kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli
projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi ve işlerliği için şart olan zaruri
ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve
ihtisasına ihtiyaç gösteren işlerde çalıştırılmasına Bakanlar Kurulu'nca karar
verilen ve işçi de sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.
Aynı madde gereğince bu personele ödenebilecek ücretlerin üst
sınırlarıda Bakanlar Kurulu'nca kararlaştırılır.
Dava konusu maddede, 657 sayılı Yasa'nın yukarıda belirtilen 4.
maddesi gereğince çıkarılmış 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu
kararına yollamada bulunulması Anayasa'ya aykırı görülmemiştir. Çünkü,
Anayasa'nın 128. maddesinde öngörülen sözleşmeli personel çalıştırma usul ve
esaslarının yasa ile belirlenmesi gereği 657 sayılı Yasa'nın 4. maddesiyle
yerine getirilerek madde de Bakanlar Kurulu'na kimi yetkiler verilmiştir. Gün
ve sayısı belirtilen Bakanlar Kurulu kararında da bu Yasa'nın verdiği yetkiler
kullanılmıştır.
Bütçe Yasası'nda iptali istenen kural ile sözleşmeli personelin
çalışma usul ve esasları düzenlenmeyip, yasal dayanak olan Bakanlar Kurulu
kararına yollamada bulunulmaktadır. Konunun bütçeyle yakın ilgisi olması ve
diğer yasalarda da herhangi bir değişiklik yapılmaması nedeniyle dava konusu
maddenin Anayasa'ya aykırı bir yönü görülmemiştir.
22- Yasa'nın 53. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Maddenin son fıkrası dışında kalan fıkralarında genel bütçeye
dahil dairelerle, katma bütçeli idareler, bunlara bağlı döner sermayeli
kuruluşlar, kanunla kurulan fonlar, hizmetlerini genel ve katma bütçelerin
transfer tertiplerinden aldıkları ödeneklerle yürüten kuruluşlar ile 233 sayılı
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamı dışında
kalan kuruluşların 1.1.1991 tarihinden itibaren 30 iş gününden fazla süre ile
çalıştıracakları geçici işçilere ait kadrolarını, ilgili bakanlığın onayı
alınmak suretiyle Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na vize ettirecekleri, vizesi yapılan
bu geçici işçi pozisyonlarının değiştirilmesi, iptal edilmesi ve kuruluşlar
arası aktarmalara ilişkin işlemlerde de Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın uygun
görüşünün aranacağı öngörülmektedir.
190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
kapsamı içinde sayılan kuruluşlarda istihdam edilecek sürekli işçilere ait
kadroların vizesi, değiştirilmesi aktarma ve iptal işlemlerinin nasıl
yapılacağı aynı kararnamenin 11. maddesinde düzenlenerek Maliye ve Gümrük
Bakanlığı bu konularda yetkili kılınmıştır. İptali istenen maddede belirtilen
kuruluşlarda 30 günden fazla çalıştırılacak geçici işçilere ait pozisyonların
vizesine, değişikliğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Geçici işçi çalıştırma ihtiyacı mevsime ve ekonomik koşullara göre
değişebilmektedir. Bu değişikliğe uygun düzenlemelerin zamanında yapılabilmesi
için Maliye ve Gümrük Bakanlığı'na belirtilen konularda yetki verilmiştir.
Bütçe olanakları ile yakından ilgisi nedeniyle belirtilen kuruluşlara ait
geçici işçi kadrolarına ilişkin vize işlemlerinin Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'nca yapılmasında Anayasa'ya aykırı bir yön görülmemiştir.
Maddenin son fıkrasında ise, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bağlı
ortaklıklarında 1991 yılı içinde çalıştırılacak geçici işçilere ait kadroların
Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı'nca vize edileceği belirtilmektedir.
Bu fıkra ile; Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile bağlı ortaklıklarının
30 işgününden fazla süre ile çalıştıracakları geçici işçi pozisyonlarının vize
işlemlerine ilişkin yöntemler düzenlenmiştir. Anayasa'nın 161. maddesinin
birinci fıkrasında Kamu İktisadi Teşebbüsleri genel bütçenin dışında tutulmuş
son fıkrasında ise Genel Bütçe Yasası'na, bütçe ile ilgili hükümler dışında
hiçbir hükmün konulamayacağı vurgulanmıştır. Genel Bütçe ile ilgisi olmayan
Kamu İktisadi Teşebbüslerine ilişkin sözkonusu düzenleme Anayasa'nın 161.
maddesine aykırı olup iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN, İhsan PEKEL ve Yavuz NAZAROĞLU bu
fıkranın iptaline ilişkin görüşe katılmamışlardır.
23- Yasa'nın 58. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu.
3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun
4. maddesinin (c) bendinde elektrik üreten kurumların TRT için yapacakları
ödemelerin oranı 1991 yılı için % 3,5 tan % 1'e indirilmektedir. Ayrıca
Bakanlar Kurulu bu oranı % 3,5'a kadar arttırmaya veya % 1'e kadar azaltmaya
yetkili kılınmaktadır.
Dava dilekçesinde, iptali istenen maddenin 3093 sayılı Yasa'yı
değiştirdiği, bununda bütçe ile ilgili bir düzenleme olmadığı belirtilmektedir.
4.12.1984 gün ve 3093 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Gelirleri
Kanunu'nun 4. maddesinin (c) bendi şöyledir:
"Türkiye Elektrik Kurumu ve bu Kurum dışında kanunla elektrik
üretimi ve iletimi tesisleri kurmaya ve işletmeye, dağıtım ve ticaretini
yapmaya yetkili kılınan diğer kurum ve kuruluşlar, tüketilen enerji miktarının
birim bedel ile çarpımından elde edilecek meblağın yüzde 3,5 oranı tutarındaki
payı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'na intikal ettirirler."
Bütçe Yasası'nın 58. maddesi ile 3093 sayılı Yasa'nın 4.
maddesinin (c) bendi değişikliğe uğratılmakta, Bakanlar Kurulu'na belirtilen
oranlar da arttırma ve eksiltme yetkisi verilerek Yasa'da olmayan yeni
düzenlemeler getirilmektedir.
Önceki maddelerde belirtildiği gibi Bütçe Yasası ile diğer
Yasa'larda değişiklik yapmak Anayasa'nın 88 ve 89. maddelerine uygun değildir.
Bütçeyle ilgisi bulunmadığından da Anayasa'nın 161. maddesine aykırı olup
iptali gerekir.
24- Yasa'nın 66. Maddesinin Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu
Bu madde ile 1991 yılı içinde çeşitli yasaların kimi hükümlerinin
kısmen uygulanması, kimilerinin de hiç uygulanmaması öngörülmüştür.
a- Maddenin (a) fıkrasının incelenmesi
(a) fıkrasının (1) bendinde 9.6.1958 gün ve 7126 sayılı Sivil
Müdafaa Kanunu'nun 21.10.1960 gün ve 107 sayılı Kanun'la değişik 37. maddesi
adı geçen Yasa'nın 36. maddesiyle kurulması öngörülen Sivil Müdafaa Fonu'na
Devletin gelir bütçesinden aktarılacak paya ilişkin,
(2) bendinde; 6831 sayılı Orman Kanunu'nun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve bu Kanuna Üç Ek Madde ile Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair
20.6.1973 gün ve 1744 sayılı Kanunun ek 3. maddesinde kurulması öngörülen fon'a
Genel Bütçeden ayrılan paya ilişkin,
(3) bendinde ise; 18.2.1963 gün ve 197 sayılı Motorlu Taşıtlar
Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinde Trafik Hizmetleri Geliştirme Fonu'na pay
verilmesine ilişkin;
hükümlerin 1991 bütçe yılında, bu Kanun'a bağlı (A) cetvelinin
ilgili tertiplerine konulmuş ödenek tutarları ile sınırlı uygulanacağı
öngörülmektedir.
Belirtilen fonlara, Genel Bütçeden aktarılacak paylar (A) cetveline
konulan ödeneklerle sınırlandırılmakta, böylece daha fazla gider yapılmasına
olanak verilmemektedir. Anayasa'nın 161. maddesi gereğince çıkarılan ve Bütçe
Yasalarının hazırlanmasını belirleyen 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'nun
6. maddesi bütçeyi, gelirlerin toplanmasına ve giderlerin yapılmasına izin
veren bir yasa olarak tanımlamaktadır. Yukarıda belirtilen düzenleme ile bu
tanıma uygun olarak giderlerin bütçe tertiplerine konan ödenekler kadar
yapılmasına izin verilmektedir. Bu nedenle Anayasa'ya aykırı görülmeyen (a)
fıkrasına ilişkin iptal isteminin reddi gerekir.
b- (b) fıkrasının incelenmesi
İptali istenen 66. maddenin (b) fıkrasında Hazine'ye devredilecek
KİT kârlarının Bütçe Yasası'nın 44. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde
devredileceği açıklanmaktadır. Belirtilen 44. madde de ise KİT'lerin 1990 yılı
kârlarının Hazineye isabet eden tutarlarından 233 sayılı KHK.'de belirtilen
kısıtlamalara bağlı kalmaksızın bütçeye gelir, ödenek ve gider kaydetmeye
Maliye ve Gümrük Bakanına yetki verilmektedir.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname'nin 36. maddesinin dördüncü fıkrasında teşebbüs kârlarından çeşitli
mahsuplar yapıldıktan sonra kalan miktarın Hazine'ye devredileceğini öngören
kısıtlamalar vardır. Dava konusu fıkra bu kısıtlamaları kaldırmaktadır.
Anayasa'nın 161. maddesinin birinci fıkrasında Kamu İktisadi
Teşebbüsleri bütçeleri Genel Bütçe'nin dışında tutulmuştur. Bu nedenle Kamu
İktisadi Teşebbüsleri'ne ilişkin düzenlemelerin Genel Bütçe Yasası ile
ilgilendirilmesi mümkün değildir. Anayasa'nın 161. maddesine aykırı olan bu
fıkranın iptali gerekir.
Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ve Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe
katılmamışlardır.
c- (c) fıkrasının incelenmesi
1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibi Hakkında Kanun'un 60.
maddesinin altıncı bendinin a/1 fıkrasında yer alan muhbir ve müsadirlere
ödenecek ikramiye oranları (yüzde elli) ve (yüzde elli) olarak belirtilmesine
rağmen iptali istenen 66. maddenin (c) fıkrası ile ikramiye oranları sırasıyla
(yüzde on) ve (yüzde doksan) olarak değiştirilmektedir. Yukarıda da
belirtildiği gibi Bütçe Yasaları ile diğer yasalarda değişiklik yapmak mümkün
değildir. Bu sebeple Anayasa'nın 88, 89 ve 161. maddelerine aykırı olan (c)
fıkrasının iptali gerekir.
d- (d) fıkrasının incelenmesi
Maddenin (d) fıkrasında aynen "2.2.1981 tarih ve 2380 sayılı
Kanun'un 4.12.1985 tarih ve 3239 sayılı Kanun'la değişik 1. maddesi uyarınca
belediyelere ve il özel idarelerine genel bütçe vergi gelirleri tahsilat
toplamı üzerinden ayrılacak payların hesaplanmasında ve dağıtımında; aynı
Kanun'un 3239 sayılı Kanun'un 131. maddesi ile değişik geçici 3 üncü maddesinde
1986 yılı için tesbit edilen nisbetlerin uygulanmasına 1991 yılında da devam
olunur" denilmektedir.
Buna göre, Belediyelere ve İl Özel İdarelerine genel bütçe vergi
gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak payların hesaplanmasında ve
dağıtımında belirtilen yasalarda 1986 yılı için tesbit edilmiş oranların 1991
yılında da uygulanacağı öngörülmektedir. Genel bir Yasa'da 1986 yılı için
yapılmış bir düzenlemeye Bütçe Yasası ile canlılık kazandırılarak 1991 yılında
da uygulama olanağı getirilmektedir. (c) fıkrası için belirtilen nedenlerle
Anayasa'nın 88, 89 ve 161. maddelerine aykırı bu düzenlemenin de iptali
gerekir.
e- (e) fıkrasının incelenmesi
(e) fıkrasında; Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe
Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında 2.2.1981 gün ve 2380 sayılı Kanun'un
"Payların Hesaplanması ve Dağıtımı" başlıklı değişik 1. maddesi 1991
yılı içinde uygulamadan kaldırılarak bunun yerine, payların belediyelere
dağıtımı; İçişleri, Maliye ve Gümrük, Bayındırlık ve İskân Bakanlıklarınca
birlikte tesbit edilecek ve Başbakanlıkça uygun görülecek usul ve esaslar
gereğince yapılacağı öngörülmektedir.
Yasa ile yapılmış genel bir düzenleme Bütçe Yasası ile değişikliğe
uğratılmıştır. Bu nedenle (e) fıkrası Anayasa'nın 88., 89. ve 161. maddelerine
aykırı olup, iptali gerekir.
Servet TÜZÜN bu görüşe katılmamıştır.
f- (f) ve (g) fıkralarının incelenmesi
Maddenin (f) fıkrası ile; 24.3.1988 günlü, 3418 sayılı Yasa'nın
18.5.1989 günlü, 3558 sayılı Yasa ile değişik 39. maddesinin (a) bendinin;
"Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu Genel Müdürlüğü'ne ayrılan % 16'lık payın, Başbakan'ın onayı ile bu
kuruluşlar arasında paylaştırılmasını ve bu payların bir yandan ilgili katma
bütçeli kuruluşların (B) işaretli cetvellerine özel gelir, diğer yandan aynı
kuruluşların bütçelerinde mevcut veya yeniden açılacak özel tertiplerine ödenek
kaydedilmesini ve bunlardan yılı içinde harcanmayan miktarların ertesi yıl
bütçelerine devren gelir ve ödenek kaydolma" biçiminde uygulanması
öngörülmektedir.
Belirtilen Yasa'nın (a) fıkrasında bu kaynaktan yapılacak
harcamaların; 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhalet
Kanunu ve 832 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 30-37 maddelerindeki vize işlemlerine
tâbi olmayacağı belirtilmesine rağmen, iptali istenen 66. maddenin (f)
fıkrasında yapılan değişiklikle bu ayrıcalık kaldırılmıştır.
Maddenin (g) fıkrasında da; 1.7.1976 tarih ve 2022 sayılı "65
Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık
Bağlanması Hakkında Kanun"un 1. maddesinde yer alan 60 gösterge rakamı 100
olarak değiştirilmiştir.
Bu durumda (f) ve (g) fıkraları genel yasalarda değişiklik
yapmaları nedeniyle Anayasa'nın 88, 89 ve 161. maddelerine aykırıdır, iptalleri
gerekir.
g- (h) fıkrasının incelenmesi
Maddenin (h) fıkrası, Anayasa Mahkemesi'nin 27.11.1991 günlü,
Esas:1991/37, Karar:1991/44 sayılı kararıyla iptal edildiğinden bu konuda
yeniden bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
h- (ı) fıkrasının incelenmesi
Maddenin (ı) fıkrasının (1) bendinde; 12.6.1936 tarih ve 3054
sayılı Kanun'un 7. maddesi ile 24.6.1938 gün ve 3488 sayılı Kanun'un 6. maddesi
ve 1.5.1930 gün ve 1601 sayılı Kanun'la değişik 7.1.1929 gün ve 1379 sayılı
Kanun'un 5. maddesinin 1991 yılında uygulanmayacağı belirtilmektedir.
Uygulanmaması öngörülen maddelerde İstanbul, İzmir illeri içinde ve Ankara ili
dışında ki kimi resmi kurumlara ücretli ve ücretsiz verilecek telefonlara ilişkin
düzenlemeler yer almaktadır. Belirtilen maddelerin 1991 bütçe yılında
uygulanmaması durumunda bu maddeler gereğince telefon ücreti ödememesi gereken
kurumlar ücret öder hale gelecektir. Böylece, bir yasa ile getirilen istisnalar
bütçe yılı içinde ortadan kaldırılmaktadır. Yasa kuralı ile düzenlenen
ayrıklığın bütçe yasası ile uygulanmamasını öngörmek yasanın, o yıl içinde
değiştirilmesi niteliğinde olup önceki maddelerde belirtilen nedenlerle
Anayasa'nın 88, 89 ve 161. maddelerine aykırıdır.
Fıkranın iptali gerekir.
Güven DİNÇER bu görüşe katılmamıştır.
Fıkranın (2) bendine göre: 29.8.1977 gün ve 2108 sayılı Muhtar
Ödenek ve Sosyal Güvenlik Kanunu'nun 2. maddesinde belirtilen şehir ve kasaba
mahalle muhtarlarının 15.4.1944 tarih ve 454 sayılı Yasa'ya göre tahsil
edecekleri harçlara ilişkin düzenleme 1991 yılında uygulanmayacaktır.
Anayasa'nın 161. maddesi gereğince çıkarılan ve bütçeyi düzenleyen
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu'nun 6. maddesi bütçeyi, bir yıl içinde
gelirlerin toplanmasına ve giderlerin yapılmasına izin veren bir yasa olarak
tanımlamıştır.
Bütçe Yasası ile gelirlerin toplanmasına ilişkin izin, bütçenin
(c) cetvelinde gelir çeşitlerinin herbirinin dayandığı yasalar gösterilmek
suretiyle verilmektedir. Muhtarların ödeneklerine ilişkin 2108 sayılı Yasa, (c)
cetvelinde gelir dayanağı olarak gösterilmiş fakat 2. maddesinin
uygulanmayacağına ilişkin ayrık kural Bütçe Yasası'nın 66. maddesinde belirtilmiştir.
Başka bir anlatımla Yasa'nın 2. maddesi gereğince tahsil edilmesi gereken
harçların toplanmasına izin verilmemiştir. Bütçeyle ilgili bu kuralın
Anayasa'nın 161. maddesiyle çelişen bir yönü yoktur. Bu nedenle iptal isteminin
reddi gerekir.
Fıkranın (3) bendine göre, 1.7.1964 tarih ve 488 sayılı Damga
Vergisi Kanunu; Uluslararası kurumlarca, yabancı ülkelerin kredi kuruluşlarınca
ve diğer her türlü dış kaynaklarca kamu kurumlarına, yatırım bankalarına ve
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına hazine tarafından garanti edilenler de
dahil olmak üzere verilecek krediler ve bu kredilerin söz konusu kuruluşlara
geri ödenmesi dolayısıyla düzenlenecek kağıtlar için 1991 bütçe yılında
uygulanmayacaktır.
2. bendde açıklanan nedenlerle Anayasa'ya aykırı olmayan 3. bendin
iptaline ilişkin istemin reddi gerekir.
Fıkranın (4) bendinde: 2.1.1964 günlü ve 195 sayılı Basın İlân
Kurumu Teşkiline Dair Kanun'un 42 ve 43. maddelerinin özel Yasa'yla kurulan
Sosyal Güvenlik Kurumları ile bunların aynı kanunun 29. maddesinin (b) bendi
kapsamı dışında kalan iştirakleri hakkında 1991 yılında uygulanmayacağı
belirtilmektedir.
Basın İlân Kurumu Teşkiline Dair Kanun'un 29. maddesinin (b)
bendinde sayılan resmi kurumlar gazete ve dergilere verecekleri ilân ve
reklamları aynı Yasa'nın 42 ve 43. maddeleri gereğince ancak, Basın İlân Kurumu
aracılığı ile yayımlatabileceklerdir. İncelenen bend ile, özel yasayla kurulan
Sosyal Güvenlik Kurumlarının gazete ve dergilere verecekleri ilân ve reklamlar
için Basın İlan Kurumunun aracılığı 1991 yılı için ortadan kaldırılmaktadır.
Böyle bir uygulama genel bir yasa kuralını değiştirir nitelikte olduğundan
Anayasa'nın 88, 89 ve 161. maddelerine aykırı olup iptali gerekir.
Fıkranın (5). bendinde, 9.5.1985 gün ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğünün kuruluşuna ilişkin Yasa'nın 45. maddesinin 1991 mali yılında
uygulanmayacağı öngörülmüştür. Adı geçen Yasa'nın 45. maddesinin birinci
bendinde ise genel müdürlük gelirlerinden yılı içinde harcanmayan kısmın
sonraki yıl bütçesine devren gelir ve ödenek kaydedileceği belirtilmektedir. Bu
kuralın 1991 yılında uygulanmaması, yılı içinde harcanmayan genel müdürlük
gelirlerinin ertesi yıla devir suretiyle o yıl içinde sarfedilmesine izin
verilmemesi anlamını taşır. Bütçe yasaları yılı içinde giderlerin yapılmasına
da izin veren bir yasa olması nedeniyle fıkrada belirtilen gelirlerin
harcanmasını engelleyen bu kural bütçe uygulanmasına ilişkin bulunduğundan
iptal isteminin reddi gerekir.
Yekta Güngör ÖZDEN, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Selçuk TÜZÜN, Erol
CANSEL ve Yalçın ACARGÜN bu görüşe katılmamışlardır.
Fıkranın (6). bendinde 1.6.1978 gün ve 2148 sayılı Kanunun ek 3.
maddesinin birinci fıkrasının 1991 malî yılının uygulanmaması öngörülmektedir.
2148 sayılı Yasa ile getirilen Ek 3. maddesinin birinci fıkrasında; "Hazinece
adalet hizmetleri ile ceza, infaz, islah ve tutuklama hizmetleri için tahsis
edilen bina ve arsaların, tahsis amaçlarına uygun olarak kullanılma
niteliklerini kaybetmeleri halinde bunların satışına ve satış parasının açık
cezaevlerinde kullanılmak üzere, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü
Kuruluşuna bağlı döner sermaye bütçesine gelir kaydına Adalet Bakanlığı
yetkilidir" denilmektedir..
Bu fıkranın 1991 yılı içinde uygulanmaması Adalet Bakanlığına
verilmiş, yukarıda niteliği belirtilen yetkinin kullanılmaması anlamını taşır.
Bir yasa ile verilmiş bir yetkinin ortadan kaldırılması ancak aynı
yöntemle çıkarılacak yasa ile olanaklıdır. Bütçe yasaları ile bu düzenlemenin
yapılması Anayasa'nın 88, 89 ve 161. maddelerine aykırıdır. Bu nedenle bendin
iptali gerekir.
Yavuz NAZAROĞLU bu görüşe katılmamıştır.
Fıkranın (7). bendinde, 2886 sayılı Devlet ihale Kanunu'nun 71.
maddesinin 1991 yılında uygulanmayacağı ve ihtiyaçların kamu kuruluşlarından
karşılanmasına ilişkin esas ve usullerin Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nca
belirleneceği öngörülmektedir.
Devlet İhale Kanunu'nun 71. maddesi, ihtiyaçların kamu
kuruluşlarından karşılanmasına ilişkin ihale işlerinin Maliye ve Gümrük
Bakanlığı'nın uygun görüşü alınarak kıymet takdiri suretiyle yapılacağına
ilişkin olup iptali istenen fıkra ile bu yöntem kaldırılarak Maliye Bakanlığına
yetki verilmektedir.
Fıkranın (8). bendi ile de; 1615 sayılı Gümrük Kanunu'nun 165.
maddesinin 2. fıkrası 1991 yılında uygulamadan kaldırılmaktadır.
Yasal çalışma saatleri dışında iş görecek gümrük memurlarına iş
sahiplerince ödenen ücretlerin dağıtımını düzenleyen 165. maddenin 2.
fıkrasında "Ancak, emanete alınan bu ücretlerden % 20'si Bakanlık adına
merkezdeki hesaba aktarılır ve geri kalanı da hak sahiplerine ödenir."
denilmektedir.
Buna göre, Bakanlık adına merkezdeki hesaba aktarılmak üzere
yapılacak % 20 kesinti 1991 yılında uygulanamaz duruma gelmektedir.
7. ve 8. bentlerle getirilen düzenlemeler belirtilen Yasa
hükümlerini değiştirmekte olup yukarıda açıklanan nedenlerle Anayasa'nın 88.,
89. ve 161. maddelerine aykırıdır. Bu bentlerin de iptali gerekir.
Fıkranın (9) bendinde, 31.10.1985 günlü ve 3234 sayılı Orman Genel
Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 35. maddesinin (i) bendi ve
son paragrafının 1991 yılında uygulanmayacağı öngörülmektedir. 3234 sayılı
Yasa'nın 35. maddenin (i) bendinde; "Diğer Gelirler.", son
paragrafında ise; "Yukarıdaki gelirlerden ilgili mevzuatın verdiği
yetkilerle o yıl içerisinde yapılmış bulunan giderler karşılandıktan sonra
kalan meblağ gelecek yılın bütçesine gelir kaydedilir." denilmektedir.
Bu durumda 9. bentdeki düzenleme Bütçe Yasası'nın uygulanmasına
ilişkin bulunduğundan iptal isteminin reddi gerekir.
Yekta Güngör ÖZDEN, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Selçuk TÜZÜN, Erol
CANSEL ve Yalçın ACARGÜN bu görüşe katılmamışlardır.
Fıkranın (10). bendi: 1991 yılında uygulanmayacağı belirtilen
3.7.1968 günlü ve 1053 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin ikinci fıkrası ile 3.
maddesi Ankara ve İstanbul şehirlerinin içme, kullanma ve endüstri suyu
sağlanması konusunda, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'ne 6200 sayılı kuruluş
yasasında belirlenen limitlere göre gelecek yıllarda devam edecek taahütlere
girişme yetkisi ile yapılacak yardımlar konusunda düzenlemeleri içermektedir.
Fıkranın (11). bendinde de; Genel Bütçeye dahil dairelerle, katma
bütçeli idareler bütçelerinden Kamu İktisadi Teşebbüslerine yapılacak
"İktisadi Transferler ve Yardımlar Hakkında", 8.6.1959 günlü 7338
sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Yasası hükümlerinin 1991 yılında
uygulanmayacağı öngörülmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi bütçe; Anayasa'nın 161. maddesi
gereğince çıkarılan 1050 sayılı Yasa'da gelirlerin toplanması ile giderlerin
yapılmasına izin veren bir Yasa'dır. Bu iznin verilmemesi Anayasa'ya aykırılık
oluşturmaz. Bu nedenle 10. ve 11. bentler için iptal isteminin reddi gerekir.
VI- SONUÇ:
24.12.1990 günlü, 3690 sayılı "1991 Malî Yılı Bütçe
Kanunu"nun;
A- 4. maddesinin;
1- Birinci fıkrasının (a) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- Birinci fıkrasının (b) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
3- Birinci fıkrasının (c) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
4- İkinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
5- Üçüncü fıkrasının, maddenin ikinci fıkrası yönünden Anayasa'ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU'nun iptalin "maddenin
tümü yönünden olması gerektiği", Haşim KILIÇ'ın ise "fıkradaki döner
sermayeyi kapsamaması gerektiği" yolundaki görüşleri ve Güven DİNÇER,
Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- 9. maddesinin;
1- (c) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Yekta Güngör ÖZDEN, Selçuk TÜZÜN ile Yalçın ACARGÜN'ün karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2- (d) fıkrasının, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Servet
TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
C- 10. maddesinin;
1- (a), (b), (c) ve (d) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- (e) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
D- 12. maddesinin;
1- (a) bendi birinci paragrafının genel ve katma bütçeli
kuruluşlarla bunlara bağlı fonlar dışında kalan kuruluşlar yönünden,
2- (a) bendi ikinci faragrafı ile (b) ve (c) bentlerinin,
Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALLERİNE, Güven DİNÇER, Servet
TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
E- 24. maddesinin;
1- (a) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
2- (e) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Güven
DİNÇER, Yavuz NAZAROĞLU ile Haşim KILIÇ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
F- 30. maddesinin;
1- Birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2- Son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
G- 31. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Güven
DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
H- 33. maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
I- 34. maddesinin;
1- (a) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (b) bendinin;
a. Birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
b. Üçüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
c. Dördüncü fıkrasının, aynı bendin üçüncü fıkrası yönünden
Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
d. Beşinci fıkrasının, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- (c) bendinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
4- (d) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
İ- 35. maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
J- 36. maddesinin;
1- (a), (b) ve (c) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (d) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Güven
DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- (e) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
K- 37. maddesinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
L- 38. maddesinin, Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Erol CANSEL'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
M- 39. maddesinin;
1- (a) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Güven
DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- (b) ve (c) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
N- 40. maddesinin;
1- Birinci ve ikinci fıkralarının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- Üçüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
O- 47. maddesinin;
1- (a) fıkrasında yer alan "... memuriyet taban aylığı göstergesi
için ise (480) katsayı ..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA, bentte yeralan diğer hükümlerin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (b) ve (c) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
Ö- 48. maddesinin,
1- (a) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (b) ve (c) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
P- 49. maddesinin;
1- (a) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (b) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
R- 50. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
S- 51. maddesinin;
1- (a) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (b), (c) ve (d) fıkralarının, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
Ş- 52. maddesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
T- 53. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, Güven DİNÇER, Servet TÜZÜN, İhsan PEKEL ile Yavuz NAZAROĞLU'nun
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, maddenin diğer fıkralarının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
U- 58. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
Ü- 66. maddesinin;
1- (a) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (b) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Güven
DİNÇER, Servet TÜZÜN ile Yavuz NAZAROĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- (c) ve (d) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
4- (e) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Servet
TÜZÜN'ün karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
5- (f) ve (g) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
6- (h) fıkrasının, Anayasa Mahkemesi'nin 27.11.1991 günlü, Esas
1991/37, Karar 1991/44 sayılı kararıyla daha önce iptal edilmiş olması
nedeniyle bu konuda BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, OYBİRLİĞİYLE,
7- (i) fıkrasının;
a) 1. bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Güven
DİNÇER'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
b) 2. ve 3. bentlerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE ,
c) 4. bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
d) 5. bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Yekta Güngör ÖZDEN, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Selçuk TÜZÜN, Erol CANSEL
ile Yalçın ACARGÜN'ün karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
e) 6. bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Yavuz
NAZAROĞLU'nun karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
f) 7. ve 8. bentlerinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
g) 9. bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
REDDİNE, Yekta Güngör ÖZDEN, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Selçuk TÜZÜN, Erol CANSEL
ile Yalçın ACARGÜN'ün karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
h) 10. ve 11. bentlerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
30.1.1992 gününde karar verildi.
Başkan
Yekta Güngör
ÖZDEN
|
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
Üye
Servet TÜZÜN
|
Üye
İhsan PEKEL
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Ahmet N. SEZER
|
Üye
Erol CANSEL
|
Üye
Yavuz
NAZAROĞLU
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
Anayasa'nın 161. maddesinin birinci fıkrasında Kamu İktisadî
Teşebbüsleri genel bütçenin dışında tutulmuş ise de; Anayasa'nın İdarenin
bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği başlıklı 123. maddesiyle, Kamu hizmeti
görevleriyle ilgili hükümler 1. Genel ilkeler başlıklı 128. maddesi hükümleri
uyarınca, yatırım ve finansman programlarıyla personel rejimlerinin düzenlenme
ve uygulamaları ve tasarruf tedbirlerinin genel düzenlemelere uygunluk içinde
yürütülmesi Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkındaki 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin bir gereğidir.
İnceleme konusu Yasa'nın 53. maddesinin son fıkrası diğer
fıkraları gibi personelle, dolaylı olarak da finansman ve yatırımla ilgili olup
bütçenin yıllık uygulamasına ilişkindir. Yukarda belirtilen anayasal zorunluk
itibariyle kamu iktisadî teşebbüslerinde tasarrufu izleme ve sağlamaya yönelik
bu düzenlemenin bütçe kanununun genel uygulamasıyla ilgisi açıktır.
Bu nedenle Anayasa'ya aykırılık olmadığından çoğunluk görüşüne
katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
Anayasa'nın 161. maddesinde, "Devletin ve kamu iktisadi
teşebbüsleri dışındaki kamu tüzelkişilerinin harcamaları, yıllık bütçelerle
yapılır. Malî yıl başlangıcı ile genel ve katma bütçelerin nasıl hazırlanacağı
ve uygulanacağı kanunla belirlenir. Kanun, kalkınma planları ile ilgili
yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve hizmetler için özel süre ve
usuller koyabilir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir
hüküm konulamaz." biçiminde hüküm yer almaktadır.
Bütçe Yasası, bütçenin niteliklerini ve bir yıla ilişkin uygulama
kurallarını belirleyen maddelerden ve ek cetvellerden oluşur. Anayasa'nın 161.
maddesinin tüm fıkraları birlikte değerlendirildiğinde; Devletin ve kamu
tüzelkişilerinin harcamalarının yıllık bütçe kanunu ile yapılacağının ve bu
kanunda, bütçenin uygulanmasına ilişkin kural ve hükümlere yer verileceğinin
kabul edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu 1992 Malî Yılı Bütçe Kanunu'nda Anayasa'ya aykırılık
sorunu bakımından önemli olan ve açıklığa kavuşturulması gereken husus, sözü
edilen 161. maddenin son fıkrasında yer alan "Bütçe kanununa, bütçe ile
ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamayacağına" ilişkin deyimler
olmaktadır.
Bütçe yasalarında sadece Devletin ve kamu tüzelkişilerinin yıllık
harcamaları düzenlenip, Anayasa'nın 161. maddesi ikinci fıkrasında belirtildiği
gibi bu harcamaların nasıl yapılacağına dair bir yıllık uygulama ile ilgili
hükümlere yer verilmemesi halinde, bütçenin uygulanması ve netice itibariyle
harcamaların yapılabilmesi gerçekleşemez. Bu bakımdan bahis konusu edilen
maddenin son fıkrasındaki "Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında
hiçbir hüküm konulamaz." biçimindeki kuralın, genel ve katma bütçelerin
uygulanmaları ile ilgili ve o yıla ait harcamalara ilişkin olup, bütçenin
uygulanması sonunda kendiliğinden yürürlükten kalkan hükümleri kapsadığı
düşünülemez.
24.12.1990 günlü, 3690 sayılı "1991 Malî Yılı Bütçe
Kanunu"nun; 4. maddesinin birinci fıkrası (b) bendinde, üçüncü fıkrasında,
9. maddesinin (d) bendinde, 10. maddesinin (a), (b), (c) ve (d) fıkralarında,
12. maddesinin (a), (b) ve (c) bendlerinde, 30. maddesinin birinci ve ikinci
fıkralarında 31. maddesinde, 34. maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkralarında, 36. maddesinin (d) fıkrasında, 39. maddesinin (a) fıkrasında, 40.
maddesinin üçüncü fıkrasında, 47. maddesinin (a) fıkrasında, 53. maddesinin son
fıkrasında, 66. maddesinin (b) ve (e) fıkralarında yer alan hükümler yukarıda
açıklandığı üzere bütçenin uygulanması ile ilgili bir yıllık kuralları içerdiği
cihetle, Anayasa'ya aykırı bir yönleri bulunmamaktadır.
Çoğunluğun işbu düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olduğuna ilişkin
görüşüne bu nedenlerle katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
1990 yılı Bütçe Kanunu'nun 38. maddesinin (a) fıkrası, yıllık
programlarla belirlenen dış finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla
31.5.1963 gün ve 244 sayılı Kanun'un kapsamı dışında kalan kuruluşlarla kredi
anlaşmaları yapmak üzere 10.000.000 ABD dolarına kadar Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan'a yetki vermektedir.
Bu Kanun'un ismi : "Milletlerarası Andlaşmaların yapılması,
yürürlüğü ve yayınlanması ile bazı Andlaşmaların yapılması için Bakanlar
Kurulu'na yetki verilmesi hakkında Kanun"dur. Bu Kanun Anayasa'nın 90.
maddesine uygun düzenlemeler içermekte ve bir taraftan Milletlerarası Andlaşmaların
yapılması, yürürlüğü ve yayınlanmasına ilişkin kuralları koymakta; diğer
taraftan da bazı Andlaşmaların yapılması için Bakanlar Kurulu'na yetki
verilmesi kurallarını düzenlemektedir. Şu halde, Milletlerarası Andlaşmaların
yapılması, yürürlüğe girmesi, yayınlanması konularını düzenleyen 244 sayılı
Kanun mevcutken, bu Kanun bir tarafa bırakılarak bir borç anlaşması yapılmasına
ilişkin düzenlemenin Bütçe Kanunu'nda yer alması, 244 sayılı Kanun hükümlerinin
tadili anlamına gelir.
Yine, 38. maddenin (b) bendi de 244 sayılı Kanun kapsamı dışında
kalan anlaşmaları, savunma borçlarına ilişkin kredi anlaşmalarını ve bütçe
kanunlarına dayanılarak yapılan ve Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe
gireceğine dair hükümler bulunan 244 sayılı ve 23.5.1928 tarih, 1322 sayılı Kanunlar'ın
uygulanmasını bertaraf ederek bu kanunlardakinden farklı hükümler getirmekte ve
bu kanunların ilgili hükümlerinin uygulanmasını bir malî yıl ertelemektedir.
38. maddenin (c) ve (d) bentleri de Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nın bağlı olduğu Bakan'a çeşitli kredi anlaşmaları ile sağlanan
borçların dünya piyasalarında mevcut muhtelif finansman araçları ile yönetimi
amacıyla anlaşma yetkisi veren ve bu anlaşmaların imza ile yürürlüğe gireceğini
belirten ve geçmiş yıllar Bütçe Yasalarında akdedilmiş benzeri anlaşmaların
aynı hükümlere tâbi olacağını bildiren hükümleri de 244 ve 1322 sayılı
Kanunlar'ı uygulama dışı bırakmaktadır.
Bu nedenlerle, Bütçe Yasası'nın 38. maddesine Anayasa'nın 161, 88
ve 89. maddelerine aykırı olduğu inancıyla, iptali gerektiğini düşünüyorum.
KARŞIOY
YAZISI
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
Anayasa'nın 161. maddesi gereğince bütçelerin yıllık olması ve
bütçe kanunlarına bütçe dışında hüküm konulamaması, bütçe kanunlarına o yılın
bütçesi ile ilgili olarak kamu yönetimine yönelik ve uygulamanın gerektirdiği
bütün hükümlerin konulabilmesi anlamındadır.
Bütçe gelirlerinin hukuki kaynağı, vergi ve gelirleri düzenleyen
yasalardır. Harcamalara ilişkin usul ve esaslar ise başta Muhasebei Umumiye
Kanunu olmak üzere çeşitli gider kanunlarında gösterilmiştir. Ancak, her bütçe
yılı için gelirlerin toplanabilmesi ve harcamaların yapılabilmesi TBMM'ce
yıllık bütçe yasaları ile verilecek izne bağlıdır.
Uyuşmazlık konusu hükümler bütçe harcamalarına yönelik hükümlerdir.
Harcamalar konusunda harcamaların disiplin altına alınması ve hükümetin siyasi,
iktisadi-mali tercihlerini uygulayabilmesi için bu konularda yıllık hükümler
konulmasına engel olacak veya kayıtlayacak özel bir Anayasa hükümü yoktur.
Ancak, bu hükümlerin, mevcut gider yasalarının hükümlerine aykırı olmaması
gerekir. Mevcut bir yasa hükmüne aykırı olmamak kaydıyla bütçe kanunu ile
hükümetlerin yıllık ve daha uzun vadeli hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik
her çeşit yıllık hüküm konulabilir. Aksini kabul etmek Bütçenin işlevine aykırı
olduğu gibi ülke yönetiminde ekonomik ve mali karar alma sürecinin işlemesini
de durdurur.
Dava konusu Bütçe Kanununun Mahkememizce iptaline muhalif
kaldığımız bütün hükümleri, herhangi bir yasaya veya gider yasasına aykırı
değildir. Bu hükümler harcamalar konusunda belirli bir anlayış içinde konulmuş
ve uygulama boşluğunu dolduran yıllık hükümlerdir. Bu hükümlerin tamamı kamu
yönetimine yöneliktir. Bu tarz kurallar idarece çeşitli idari metinlerle de
konulabilir ve uygulatılabilir. Bu hükümlerin Bütçe Kanununa konulması
uygulamanın objektifliğini ve genelliğini sağlama yönünden gereklidir.
Anayasa kurallarına aykırı ve gider yasalarını değiştirici
nitelikte olmayan fakat gider yasalarını bütçe yılı uygulamaları yönünden
harcama disiplinine sokan kamu yönetimine yönelik hiçbir yıllık kural,
Anayasa'nın 161. maddesine aykırı değildir. Tam tersine TBMM'nin temel görevi
olan Devletin gelir, gider ve mallarına sahip olma ve bunların yönetim ve
denetimi ile ilgili kuralları koyma görevi gereğidir.
Bu sebepten iptaline muhalif kaldığımız kurallar Anayasa'nın 87.,
160. ve 161. maddelerine uygundur ve bunlara yönelik iptal isteminin reddi
gerekir.
Başkanvekili
Güven
DİNÇER
|
Üye
Yavuz
NAZAROĞLU
|
KARŞIOY
YAZISI
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
3690 sayılı 1991 Malî Yılı Bütçe Kanunu'nun;
4. maddesinin üçüncü fıkrasının, yalnız maddenin ikinci fıkrası
yönünden değil, tümü açışından Anayasaya aykırı olduğu ve iptali gerektiği;
66. maddesinin (i) fıkrasının 5. bendine gelince, bu fıkra ile
9.5.1985 gün ve 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kuruluşuna
ilişkin Yasa'nın 45. maddesinin 1991 malî yılında uygulanmıyacağı
öngörülmüştür. 3202 sayılı Yasanın 45. maddesinin birinci bendinde, Genel
Müdürlük gelirlerinin yılı içinde harcanmayan kısmının sonraki yıl bütçesine
devren gelir ve ödenek kaydedileceği belirtilmektedir. Böylece Bütçe Yasasıyla,
3202 sayılı Yasanın 45. maddesindeki "Genel Müdürlük gelirlerinin yılı içinde
harcanmayan kısmının sonraki yıl bütçesine devren gelir ve ödenek
kaydedileceğine" ilişkin kural, 1991 yılı için uygunlanmıyacaktır.
Her ne kadar bütçe, Devletin ve ona bağlı kamu kuruluşlarının
yıllık gelir ve giderlerinin uygulamaya konulmasına izin veren bir yasa olması
nedeniyle, gelir ve giderlerle ilgili yasaların ya da onların kimi kurallarının
o yıl içinde uygulanmasını yahut uygulanmamasını öngörebilir ise de, bu
yasaların doğrudan gelir ya da gider yazılmasına ilişkin olmayan kurallarını
değiştiremez ya da bir yıl için de olsa uygulanmasını durduramaz.
Olayda, Bütçe Yasasıyla, uygulanması durdurulan kural, bir gelirin
elde edilmesi ya da giderin yapılması ile doğrudan ilgili bulunmamakta, bunun
yerine yıl içindeki gelirlerin harcanmayan kısmının ne yapılacağına ilişkin
yöntem belirlemektedir.
Böylece yöntemi belirleyen bir yasa kuralının, Bütçe Yasasıyla
1991 yılı için uygulanmasının durdurulması Anayasaya aykırı düştüğü ve iptali
gerektiği;
Bütçe Yasasının aynı madde ve fıkrasının 9. bendinin de yöntem
belirlemesi nedeniyle yukarıda açıklanan görüşle Anayasaya aykırı düştüğü ve
iptali gerektiği;
Oyu ile verilen karara karşıyım.
KARŞIOY
GEREKÇESİ
Esas Sayısı : 1991/8
Karar Sayısı : 1992/5
Kararın kimi bölümlerinde kullandığımız karşıoyumuzun
gerekçelerini sırasıyla belirtiyoruz:
1. Yasanın 9. maddesinin (c) fıkrası içeriğinde, yerel nitelik
taşıyan işlerin proğram ve proje aşamasında valinin yetki ve sorumluluğuna
devredilebileceği öngörülmüştür. "Devredilebilir" sözcüğünün
açıklığı, yetkinin temelde genel yönetimde olmadığını, ancak devir yoluyla
yerel yönetimlerden alınıp vesayet organı durumundaki genel yönetim temsilcisi
valiye verilebileceğini göstermektedir. Bu durum Anayasa'nın 127. maddesine
aykırı olduğu gibi, Bütçeyle ilgili olmadığı için de Anayasa'nın 161. maddesine
de aykırıdır. İşlerin finansmanının genel bütçeden yapılacak transferle
karşılanması başka, valinin yetkili kılınması başkadır. Para akışının izlenip
denetlenmesi olanağını aşan işin valinin sorumluluğuna devrinin geçerli
bulunması Bütçe Yasası'yla bağdaştırılamaz.
2. Yasanın 66. maddesinin (i) fıkrasının:
a. 5. bendinde, 3202 sayılı Yasa'nın 45. maddesinin birinci
bendinin 1991 yılında uygulanmayacağı öngörülmüştür. Bir özel yasanın, Bütçe
Yasası ile yürürlükten geçici ya da sürekli olarak kaldırılması Anayasa'nın
161. maddesine aykırıdır. Ayrıca, ertesi yıla gelir devrinin önlenmesi ertesi
yılda gideri yasaklamak olmayıp, gelir yılında gidere olanak vermektir.
b. 9. bendinde, 3234 sayılı Yasa'nın 35. maddesinin (i) bendiyle
son paragrafının 1991 yılında uygulanmayacağı öngörülmüştür. "Diğer
gelirler" ile kalan paranın böylece gelecek yıla gelir yazılmasının
önlenmesi de Bütçe Yasası'yla değil özel yasasında bir yasayla yapılacak
değişiklikle sağlanabilir. Burada da Anayasa'nın 161. maddesine aykırılık
açıktır. 30.1.1992
Başkan
Yekta Güngör
ÖZDEN
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|