logo
Norm Denetimi Kararları Kullanıcı Kılavuzu

(AYM, E.1992/27, K.1992/31, 05/05/1992, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

 

Esas Sayısı : 1992/27

Karar Sayısı : 1992/31

Karar Günü : 5.5.1992

R.G. Tarih-Sayı :12.03.1993-21522

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Trabzon Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU : 4.2.1329 tarihli "Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat"ın 1., 2., 3.,4., 5., 6., 7., 13. ve 14. maddelerinin Anayasa'nın 2., 6/3, 9. ve 140. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

I- OLAY :

Akçaabat Kaymakamlığı İlçe Yönetim Kurulu, 26.12.1990 günlü, 13 sayılı kararıyla Sağlık Ocağı otomobilini devirerek tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu mağdurenin yaralanmasına neden olan Sağlık Memurunun Türk Ceza Yasası'nın 459. maddesi gereğince yargılanmasını gerekli görmüştür.

Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 13. ve 14. maddelerinin iptali için 17.10.1991 günü Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur.

III- YASA METİNLERİ :

A - İPTALİ İSTENEN YASA KURALLARI:

İptali istenen Yasa tümüyle şöyledir:

Madde 1- Memurinin vazifei memuriyetlerinden münbais veya vazifei memuriyetlerinin ifası sırasında hadis olan cürümlerinden dolayı icrayı muhakemeleri şeraiti atiye dairesinde mehakimi adliyeye aittir.

Madde 2- Memurinden birinin vazifei memuriyetinden dolayı veya ifayı vazife esnasında bir cürmü ika eylediği gerek doğrudan doğruya ve gerek bir şikayet ve ihbar ve iddia üzerine anlaşıldıkta o memur memurini merkeziyeden ise evvelemirde mensup olduğu nezaret veya daire ve memurini vilayetten ise vali ve mutasarrıf ve kaymakam veya merbut bulunduğu şubei idare amiri tarafından usulü muhakematı cezaiye kanununa tevfikan bizzat veya bilvasıta hakkında tahkikatı iptidaiye icra edilir ve evrakı tahkikiye zirine tahkikatı vakıanın hülasasını ve netayicini havi fezlekesi yazılarak bunun ziridahi tahkikatı icra eden zat tarafından imza ve tahtim olunur.

Madde 3- Tahkikatı iptidaiye evrakı mevaddı atiyede beyan olunan usul veçhile ait olduğu meclise tevdi olunur. Ve bu meclisin memurinden olan azaları içtima ederek suveri atiye veçhile tetkikatı idariyede bulunurlar. Ancak tahkikatı iptidaiye fezlekesini tanzim ve imza eden daire amiri bu heyetlerde aza sıfatiyle hazır bulunamaz ve alelumum esnayı tetkikte memuru mes'ulün mensup olduğu Nezaret veya idare canibinden izahat alınmak üzere ya daire amiri veya izam eyliyeceği memur celp ve davet olunabilir.

Madde 4- Kazalarda kaza kaymakamı ile şuabatı idarei kaza rüesayı memurininden ve meclisi idarei kaza azasından maada bilcümle memurin ve müstahdemin ile nahiye müdür ve müstahdemini hakkındaki evrakı tahkikiye kaza meclisi idaresine ve sancaklarda mutasarrıf ile şuabatı idarei liva rüesayı memurininden ve meclisi idarei liva azasından maada bilumum memurin ve müstahdemini liva ve mülhak kazalar kaymakamlariyle şuabatı idarei kaza ve rüesayı memurini ve mecalisi idarei kaza azası hakkındaki evrakı tahkikiye meclisi idarei livaya ve vilayet merkezlerinde vali ile ba iradei seniye mansup memurini merkeziyei vilayetten ve meclisi idarei vilayet azasından maada bilcümle memurini merkeziyei vilayetve mülhak liva mutasarrıflariyle şuabatı idarei liva rüesayı memurini ve mecalisi idarei liva azası ve merkezi vilayete mülhak kazalar kaymakamlariyle şuabatı idarei kaza rüesayı memurini ve mecalisi idarei kaza azası hakkındaki evrakı tahkikiye meclisi idarei vilayete ve bir vilayetin ba idarei seniye mansup memurini merkeziyesiyle meclis idaresi azası hakkındakki evrakı tahkikiye dahi Şurayı Devlet Mülkiye Dairesine tevdi edilerek işbu meclislerce mevaddı atiye veçhile memuru maznunun lüzum veya men'i muhakemesine karar verilir.

Madde 5- (Değişik: 24 Teşrinisani 1330) Tahkikatı iptidaiye evrakı beyan olunan meclislerden birine geldikte bir hafta zarfında tetkikata mübaşeret olunarak tetkikatı mükemmele icra ve icap edenlerden tahriren yahut şifahen izahatı lazime ahzedilerek memuru maznunun tahtı muhakemeye alınmasına lüzum görülür ise lüzumu muhakemesi esbabını mübeyyin bir mazbata tanzim edilip memuru maznuna tebliğ edilir. Memuru maznun işbu mazbata aleyhine tebliğ tarihinden itibaren beş gün zarfındaitiraz edebilir. Müddeti itirazın hitamında veyahut indelitiraz derecei saniyede icra kılınacak tetkikat neticesinde mezkur mazbata tasdik edildiği takdirde müstantik kararnamesi mahiyetinde olan işbu mazbata ve evrakı tahkikiye cünhalarda doğrudan doğruyamahkemeye ve cinayetlerde heyeti ithamiyeye sevk olunmak üzere ait olduğu mahkemei adliye müddeiumumisine tevdi olunur. Memuru mumalialeyhin tahtı muhakemeye alınmasına lüzum görülmez ise esbabının beyaniyle men'i muhakemesi hakkında bir mazbata yapılıp memuru mumaialeyhin mensup olduğu daire reisine ve var ise müddei şahsiye tebliğ edilir. Daire reisi ve müddei şahsi işbu mazbata aleyhine tarihi tebliğinden itibaren beş gün zarfında itiraz edebilirler. Bunlar tarafından itiraz vuku bulsun bulmasın men'i muhakeme kararları herhalde mafevki meclise sevk olunur ve oraca badettetkik mazbatai mezkure tasdik olunursa bir sureti musaddakası memuru mumaileyhe verilir.

Madde 6- Tahkikatı iptidaiye icrasında ve lüzum veya men'i muhakemeye ait muamelatta işbu kanunda musarrah olmayan hususatta usulü muhakematı cezaiye ahkamına tevfikan hareket olunur. Bir meclisin kararı aleyhindeki itiraz mafevki mecliste ve bir vilayet meclisi idaresinin kararlarına vuku bulacak itirazat dahi Şurayı Devlet mülkiye dairesinde tetkikedilir. Ancak mutasarrıflar ve kaymakamlar hakkında mecalisi idarece ittihaz olunacak bu kabil mukarrerat itiraz vukubulsun bulmasın herhalde Şurayı Devlet mülkiye dairesinde tetkik olunur.

Madde 7- Lüzumu muhakemesine karar verilen memurin bu kararı ita eden meclisi idarenin bulunduğu mahaldeki mahkemei adliyede muhakeme olunur. Şu kadar ki bir kaza meclisi idaresince lüzumu muhakemesine karar verilen bir memurun cürmü cinayet nev'inden ise muhakemesi merbut bulunduğu livada cinayet davasını rü'yet edenmahkemeye aittir. Vilayet merkezlerinin ba iradei seniye mansup memurini ile mecalisi idaresi azasından Şurayı Devlet mülkiye Dairesince lüzumu muhakemelerine karar verilen memurların icrayı muhakemeleri daireyi mezkurece lüzumu muhakeme kararında tayinve tasrih edilecek en yakın vilayet merkezi mehakimi adliyesine aittir.

Madde 13- Birinci madde mucibince hadis olacak cürümlerinden dolayı lüzumu muhakemelerine karar verilip mahkemeye sevk edilmek üzere evrakı ve lüzumu muhakeme mazbatası müddeiumumilere tevdi edilmedikçe bunlar tarafından memurin hakkında doğrudan doğruya takibat icrası memnudur.

Madde 14- Bir memurun lüzumu muhakemesine karar verildikte mahkemeye sevkini mucip olan cürüm neden ibaretse yalnız o husustan dolayı muhakemesi lazımgelip esnayı muhakemede diğer bazı ceraimi de ika eylemiş olduğu veyahut diğer bazı memurların da o cürümde dahlü iştirakleri olduğu anlaşıldığı takdirde devairi aidesine malumat ita olunur. Devairi mezkurece dahi bu kanuna tevfikan tahkikat icra ve ikmali lazımgelir.

B- DAYANILAN ANAYASA KURALLARI

İptal istemine dayanak yapılan Anayasa kuralları şunlardır:

1. "MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir."

2. "MADDE 6.- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz."

3. "MADDE 9.- Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır."

4. "MADDE 140.- Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev yaparlar. Bu görevler meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülür.

Hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev ifa ederler.

Hakim ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri, aylık ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin ve görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin kovuşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi,görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma yapılması ve yargılanmalarına karar verilmesi, meslekten çıkarmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve meslek içi eğitimleri ile diğer özlük işleri mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.

Hakimler ve savcılar altmışbeş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler; askeri hakimlerin yaş haddi, yükselme ve emeklilikleri kanunda gösterilir.

Hakimler ve savcılar, kanunda belirtilenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görev alamazlar.

Hakimler ve savcılar idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.

Hakim ve savcı olup da adalet hizmetindeki idari görevlerde çalışanlar, hakimler ve savcılar hakkındaki hükümlere tabidirler. Bunlar, hakimler ve savcılara ait esaslar dairesinde sınıflandırılır ve derecelendirilirler, hakimler ve savcılara tanınan her türlü haklardan yararlanırlar."

IV- İLK İNCELEME :

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Yekta Güngör ÖZDEN, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Servet TÜZÜN, Mustafa ŞAHİN, İhsan PEKEL, Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER, Erol CANSEL, Yavuz NAZAROĞLU, Haşim KILIÇ ve Yalçın ACARGÜN'ün katılmalarıyla 5.5.1992 günü yapılan ilk inceleme toplantısında; işin niteliği gözetilerek ve işin esastan incelenmesi uygun bulunarak başvuru kararı ve ekleri, Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülen Yasa kuralları ile dayanılan Anayasa kuralları, bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü :

A. UYGULANACAK KURAL SORUNU :

İtiraza konu Kanunun 14. maddesinin uygulanabilmesi için sanığın bir başka suç işlediğinin anlaşılması veya diğer bazı memurların suça iştiraklerinin anlaşılmış olması zorunludur. Mahkemenin elindeki işte böyle bir durum söz konusu olmadığı için anılan madde bakılmakta olan davada uygulanacak kural değildir.

B. ANAYASA'YA UYGUNLUK İNCELEMESİ:

1. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın hukukumuzdaki yeri :

Ülkemizde memurların görevlerinden doğan ya da görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı özel bir soruşturma yöntemine bağlı tutulmasının yüz yılı aşan bir geçmişi vardır. Bu konudaki ilk genel hukuksal düzenleme 1288 (1872) tarihli "Memurin Muhakematı Nizamnamesi"dir. Bu düzenlemede, memurlarıngörevlerinde işledikleri suçlardan dolayı uygulanacak yöntem gösterilmiş olup İmparatorluk Danıştay'ının kuruluşu ve görevlerini gösteren "Şurayı Devlet Nizamnamesi"nde de bu sistem ile Danıştay'ın bağlantısı kurulmuştur. Daha sonra 1329 (1913) yılında çıkarılan "Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat", bugüne kadar süregelen uygulamanın temelini oluşturmuştur.

Kurtuluş Savaşı sırasında ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında temel devlet kurumlarının oluşturulması aşamasında, henüz Cumhuriyet Danıştay'ı kurulmamış ve göreve başlamamışken Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat ile Danıştay'a verilen görevlerin yerine getirilememesi devlet hayatını yönetim ve adalet hizmetleri yönünden olumsuz biçimde etkilemiş ve bunun üzerine Danıştay'ın memurların yargılanması ile ilgili görevleri TBMM'nde kurulan özel bir kurula verilmiştir. Daha sonra 1927 yılında Danıştay'ın kurulup göreve başlaması ile bugünkü sistemin esasları ortaya çıkmıştır.

Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'a dayanan sistem, 1924 Anayasası döneminde olduğu gibi 1961 ve 1982 Anayasası dönemlerinde de sürekli bir biçimde uygulanmıştır. Bu durumuyla sözü edilen Yasa, kamu yönetiminin gereksinimlerini karşılamış ve memurların yargılanmasında, kamu yönetimi ile yargı mercileri arasındakibağlantıyı sağlamıştır.

2. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın Yapısı:

Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat, memurların görevlerinden doğan ya da görevlerini yerine getirmeleri sırasında işledikleri ileri sürülen suçların, mahkemeye gelmeden önceki evrede kovuşturulmasını düzenleyen yasa'dır.

Yasa'ya göre, görevinden dolayı ya da görevin yerine getirilmesi sırasında suç işleyen memurlar hakkında kamu davası açılabilmesi için, idari kurullarca memurun yargılanmasına karar verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi gerekmektedir. İnceleme iki kademeli olmakta, İlçe yönetim kurulu'nca verilen kararlar İl yönetim kurulu'nda, İl yönetim kurulu'nca verilen kararlar ise Danıştay'da itiraz üzerine ya da kendiliğinden, ikinci kez incelenmektedir. Üstdereceli memurlar hakkında ilk derecede Danıştay'da karar verilmekte, ikinci derece incelenmesi de yine Danıştay'da yapılmaktadır.

Bir suçun mahkeme önüne gelebilmesi için gerekli evreler bu Yasa'da birleştirilmiş ve bu düzenleme; "tahkikatı iptidaiye" olarak adlandırılmıştır.

Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın getirdiği kovuşturma yönteminin adli kovuşturma yönteminden farkı, ilk soruşturmayı yapanla soruşturma sonucunu karara bağlayan mercilerin ayrı oluşudur.

Yasa'nın 1. maddesinde; memurların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmalarında adliye mahkemeleri görevli sayılmakta, 2. maddesinde; sanık memur hakkında merkez veya il memuru olmasına göre Bakanlık, daire ve idare şubesi amirince veya vali ve kaymakamca doğrudan doğruya veya vasıtalı olarak Ceza Yargılama Usulü Yasası'na göre soruşturma yapılacağı, soruşturma sonucunun fezlekeye bağlanacağı, 3. maddesinde; ilk soruşturmayı yapan ve fezlekeyi düzenleyen daire amirinin bu kurullara üyeolarak giremeyeceği, 4. maddesinde; memurun durumuna ve kimliğine göre ilk soruşturmayı inceleyerek "lüzumu muhakeme" veya "meni muhakeme" kararı verecek kurullar sayılmakta; 5. maddesinde; "lüzumu muhakeme" ve "men'i muhakeme" kararlarının hangi durumlarda, nasıl verileceği ve kararların nasıl kesinleşeceği ile itiraz yolları ve kesinleşen "lüzumu muhakeme" kararlarının niteliği belirlenmekte; 6. maddesinde; itiraz mercileri saptanmakta ve Ceza Yargılama Usulü Yasası'na yollama yapılmakta, 7. maddesinde;yargılanmasına karar verilen memurların durumlarına ve kimliklerine göre yargılanacakları mahkemeler belirlenmekte, 13. maddede ise; yargılanma kararı savcılara gönderilmedikçe doğrudan işlem yapılması yasaklanmaktadır.

3. Sisteme Karşı Görüşler:

Memurların yargılanmasında özel kuralların uygulanması, Türk hukuk ve adalet yaşamında, uzun tartışmalara neden olmuştur. Bir bölümü hukuksal yerindelikle ilgili olmakla birlikte genelde anayasal kural ve ilkelere dayanan eleştiri ve tartışmalar, yargı ve bilimçevrelerinde yoğunlaşmıştır. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'a göre soruşturmayı yapan kamu görevlilerinin ve Danıştay dışındaki karar mercilerinin bağımsız olmadıkları, çalışmalarının yönetsel kabul edilerek yargı denetimine bağlı tutulması gerektiği, ceza uyuşmazlıklarının Danıştay'ın başında bulunduğu yönetsel bir sistem içinde karara bağlanmasının kuvvetler ayrılığı ve farklı yargı kurumları ilkesine dayanan Anayasa sistemine aykırı bulunduğu, yapılan soruşturmaların yargısal olduğu ve yönetim makamlarına verilmemesi gerektiği, vatandaşın yapılan soruşturmalara ve alınan kararlara güven duymadığı, soruşturmaların yargıç güvencesi olmayan kişilerce yapıldığı, bu yüzden memurlar için özel ve farklı bir soruşturma sisteminin getirilmesinin Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu görüşleri ileri sürülmüştür.

4. Kanunun Anayasa'ya Aykırılığı Sorunu :

a. Mahkeme, başvurusunda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın bazı maddelerinin Anayasa'nın 2., 6/3., 9. ve 140. maddelerine aykırı olduğu savıyla iptalini istemiştir.

Ancak, konu Anayasa'nın yargı yetkisini düzenleyen 9. maddesi, hak arama özgürlüğünü öngören 36. maddesinin birinci fıkrası, yönetimin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunu açık tutan 125. maddesi, kamu hizmeti görevlilerinin görev sorumluluklarını düzenleyen 129. maddesi ve hakimlik ve savcılık mesleğini düzenleyen 140. maddesi ile ilgilidir.

b. Anayasa'ya aykırılık sorununun çözümlenebilmesi için inceleme kapsamına giren maddelerin bir bütünlük içinde olması nedeniyle Anayasa kuralları karşısındaki durumlarının birlikte ele alınmaları zorunludur.

Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın kapsamına giren suçların soruşturması yönetim organlarına bırakılmıştır. Ceza yargılama yöntemine ayrık olan bu özel düzenlemenin Anayasa'ya uygunluk yönünden denetlenebilmesi için öncelikle Yasa'nın anayasal dayanaklarının araştırılması ve bu Yasa'ya göre yapılan soruşturma ile soruşturmaya dayanan kararların yargı yetkisine etkisi üzerinde durulması gerekir.

Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'na göre soruşturma yetkisi Cumhuriyet Savcısınındır. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat ile getirilen sistemin temeli, bu Yasa kapsamındaki suçlarda Savcının soruşturma yetkisinin yönetim organlarınca kullanılmasıdır.

1924 ve 1961 Anayasalarında memurların yargılanmasını düzenleyen herhangi bir hüküm olmamasına karşın, Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasası dönemindeki kimi kararlarında konuyu anayasal yönden yorumlamış ve sistemin bir bütün olarak Anayasa'ya aykırı olmadığına karar vermiştir.

1982 Anayasası'nın kamu hizmeti görevlilerinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen 129. maddesinin son fıkrası ile konuya şu açıklık getirilmiştir :

"Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine tabidir."

1982 Anayasası'nın hazırlık evresi ile yasama belgelerinde bu hükmün Anayasa'ya konulması nedenleri hakkında bir açıklama bulunmamaktadır. Belirtilen kural, başta Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat olmak üzere memurları kapsayan özel soruşturma ve izin sisteminin anayasal temelini oluşturmuştur.

Ancak, yasanın anayasal temellerinin bulunması ilgili hükümlerin Anayasa'nın yargı ile ilgili diğer kuralları içinde ele alınıp değerlendirilmesine de engel değildir.

c. Anayasa'nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin mahkemeler dışında başka bir organca kullanılamayacağı ve mahkemelerin bu yetkiyi diğer organlarla paylaşamayacağı açık ve her türlü tartışmadan uzak bir biçimde belirtilmiştir.

Yönetsel organlar tarafından yürütülen soruşturma "yargı yetkisi"ne bağlanamaz. Adı ne olursa olsun salt soruşturma, yargı yetkisini kullanma sayılamaz. Soruşturma ile ilgili kurallar yargı yetkisini kullanma biçiminde yorumlanamaz. Esasen, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın yönetsel organlara verilen yargı yetkisini veya bu yetkiyi kullanma içeriğini taşıyan kuralları daha önce Anayasa Mahkemesi kararları ile iptal edilmiştir.

Anayasa'da soruşturmanın Hakimler ya da yalnızca Cumhuriyet Savcıları tarafından yapılacağı yolunda bir kural yoktur. Ayrıca soruşturma yetkisinin yönetim organlarına verilmesi genel bir anlamda olmayıp Yasa'da gösterilen sınırlarla özel yöntemler içindedir.

Bu nedenlerle soruşturmanın yönetim organlarınca yapılmasının, Anayasa'nın 140. maddesindeki "Hakimlik ve savcılık görevinin meslekten hakim ve savcılar eliyle yürütülmesi"ni öngören kurala da aykırı bir yönü yoktur.

d. Memurların yargılanması ile ilgili soruşturma sonucunda verilen kararlar, yargılamanın gerekliliği (Lüzumu Muhakeme) ve yargılamaya gerek olmadığı (Men'i Muhakeme) biçiminde sonuçlanmaktadır.

İl Yönetim Kurulları'nın İlçe Yönetim Kurulları kararı üzerine "yargılamaya gerek olmadığı" yolunda verdikleri kararların kesin olması, yargıçların sanığın suçsuzluğu yönünden verdiği kararlarla eşdeğer sonuçlar doğurması yönünden özel bir önem taşımaktadır.

Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat sistemi içinde yer alan İl ve İlçe Yönetim Kurulları ve bu kurulların üyeleri, mahkemeler ve yargıçlarda bulunması gereken anayasal niteliklerden hiçbirine sahip değildirler. Bu nedenle İl ve ilçe Yönetim Kurulları , yargısal nitelikte karar veremezler. Anayasa'da açık ve dolaylı bir biçimdeyer alan "kanunla kurulma", "tarafsızlık ve bağımsızlık" "açık ve adil yargılama" ilkelerinin mevcut memurların yargılanması sistemi içinde uygulanma olanağı yoktur.

Yargısal nitelikte sonuçlar doğurabilecek bir kararın sanık, müşteki veya kamu hizmetinin sahibi devlet tarafından merciine itiraz veya başka yollarla getirilememesi, kesin sonuçlu karar veren İl Yönetim Kurullarına yargı yetkisini kullandırma anlamına gelmektedir.

Bu yönüyle Yasa'nın 6. maddesindeki İl Yönetim Kurulu kararlarına karşı yargı yerine ya da sistemin kendi içinde bulunan Danıştay'a başvuru yolunu kapayan kural, Anayasa'nın yargı yetkisinin ancak bağımsız mahkemelerce kullanılabileceği yolundaki 9. maddesi ile herkese geçerli araç ve yollardan yargı mercileri önünde savda bulunmave savunma yapmak hakkını veren 36. maddesine ve yönetimin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunu açık tutan 125 maddesine aykırıdır. Bu nedenlerle Yasa'nın 6. maddesindeki İl Yönetim Kurulu kararlarına karşı yargı yerlerine başvuru yolunu kapayan "Bir meclisin kararları aleyhindeki itiraz mafevki mecliste ....... tetkik edilir" biçimindeki hükmün il yönetim kurulu kararları yönünden iptali gerekir.

Ancak, itiraz yoluna başvuran mahkemece iptali istenilen Yasa'nın 6. maddesinin bir bölümü, Anayasa Mahkemesi'nin Resmi Gazete'nin 23.11.1992 günlü, 21414 sayısında yayımlanan 27.2.1992 günlü ve Esas 1991/26, Karar 1992/11 sayılı kararıyla iptal edildiğinden bu bölüm hakkında yeniden karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

e. Yasa'nın 6. maddesinin iptal edilen hükmü dışında kalan hükümleri ile 1., 2., 3., 4., 5., 7. ve 13. maddeleri, yukarıda yazılan gerekçeler karşısında Anayasa'ya aykırı değildir ve bu maddelerin iptaline yönelik itirazın reddi gerekir.

V- SONUÇ :

4.2.1329 günlü Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat'ın kimi maddelerinin iptaline yönelik itiraza ilişkin ilk incelemede işin niteliği gözetilerek esasa geçilmesine,

A- Yasa'nın 14. maddesi, bakılmakta olan davada uygulanacak kural olmadığından, bu hükme yönelik itirazın Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesi gereğince başvuran mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,

B- 6. maddesinde yer alan "Bir meclisin kararı aleyhindeki itiraz mafevki mecliste ... tetkik edilir." biçimindeki ikinci tümcesinin yalnız İlçe Yönetim Kurulu kararlarına yapılan itirazları sonuçlandıran İl Yönetim Kurulu kararlarına karşı yargı yolunu kapatması nedeniyle Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline 27.2.1992 gün ve Esas : 1991/26, Karar: 1992/11 sayılı ile karar verildiğinden bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

C- Yasa'nın 1., 2., 3., 4., 5., 7. ve 13. maddeleriyle 6. maddenin yürürlükteki hükümlerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,

5.5.1992 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

 

Başkan

Yekta Güngör ÖZDEN

Başkanvekili

Yılmaz ALİEFENDİOĞLU

Üye

Servet TÜZÜN

Üye

Mustafa ŞAHİN

Üye

İhsan PEKEL

Üye

Selçuk TÜZÜN

Üye

Ahmet N. SEZER

Üye

Erol CANSEL

Üye

Yavuz NAZAROĞLU

Üye

Haşim KILIÇ

Üye

Yalçın ACARGÜN

 

 

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Dönemi 1982
Karar No 1992/31
Esas No 1992/27
İlk İnceleme Tarihi 05/05/1992
Karar Tarihi 05/05/1992
Künye (AYM, E.1992/27, K.1992/31, 05/05/1992, § …)    
Dosya Sonucu (Karar Türü) Esas - Ret
Başvuru Türü İtiraz
Başvuran (Genel) - Başvuran (Özel) Asliye Ceza Mahkemesi - Akçaabat
Resmi Gazete 12/03/1993 - 21522
Üyeler Yekta Güngör ÖZDEN
Güven DİNÇER
M. Yılmaz ALİEFENDİOĞLU
Servet TÜZÜN
Mustafa GÖNÜL
Mustafa ŞAHİN
İhsan PEKEL
Selçuk TÜZÜN
Ahmet Necdet SEZER
Haşim KILIÇ
Yalçın ACARGÜN

II. İNCELEME SONUÇLARI


1754 Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat 1 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/96 , 1982/148 yok
2 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/6 , 1982/87 , 1982/88 , 1982/95 , 1982/94 , 1982/161 , 1982/162 , 1982/163 yok
3 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok
4 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok
5 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok
6 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok
6 Esas - Karar Verilmesine/İncelenmesine Yer Olmadığı Normun yürürlükten kaldırılmış / kaldırılacak olması 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok
7 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok
13 Esas - Ret Anayasaya esas yönünden uygunluk yok yok
14 Esas - Ret Uygulanacak norm 1982/2 , 1982/6 , 1982/9 , 1982/140 yok

T.C. Anayasa Mahkemesi