ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1989/4
Karar Sayısı: 1989/23
Karar Günü: 16.5.1989
R.G. Tarih-Sayı :08.10.1989-20306
İPTAL DAVASINI AÇAN: Anamuhalefet Partisi (Sosyaldemokrat Halkçı
Parti) TBMM Grubu adına Grup Başkanı Erdal İNÖNÜ
İPTAL DAVASININ KONUSU : 3.11.1988 günlü, 347 sayılı "233
Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin
yasayla düzenlenmesi gereken konuları içermesi bakımından tümüyle, 1.
maddesinin ise Anayasa'nın 2., 7., 10,, 12., 13., 91., 123.ve 128. maddelerine
aykırılığı nedeniyle iptali istemidir.
II- YASA METİNLERİ:
A. İptali İstenen Kanun Hükmünde Kararname:
Resmî Gazete'nin 21 Kasım 1988 günlü, 19996. sayısında yayımlanan
3.11.1988 günlü, 347 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde
Kararname" tümüyle şöyledir:
"233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 12 nci maddesinde değişiklik yapılması; 12.3.1986 tarihli
ve 3268 sayılı, 9.4.1987 tarihli ve 3347 sayılı, 12.10.1988 tarihli ve 3479
sayılı kanunların verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu'nca 3.11. 1988
tarihinde kararlaştırılmıştır.
"Madde 1-8.6.1984 tarihli ve 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 12- Genel Müdür olarak atanabilmek için aşağıdaki şartlar
aranır.
1- Yükseköğrenim görmüş olmak,
2- Dört yılı kamuda, altı yılı özel sektörde geçmek şartıyla en az
on yıl hizmeti bulunmak, (Dört yıldan az kamu hizmeti bulunanların özel sektöre
geçen her iki hizmet yılı, kamuda geçen bir hizmet yılı sayılır.)
Ayrıca kamu hizmeti bulunmayanlarda ise özel sektörde asgari onbeş
yıl çalışmış olma şartı aranır.
3- Genel müdürlük görevini yerine getirebilecek yetenek, bilgi ve
tecrübeye ^ahip olmak."
Madde 2- Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
Madde 3- Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür."
B. İlgili KHK ve Yasa Kuralları:
1- Resmî Gazete'nin 18.6.1984 günlü, mükerrer 18435. sayısında
yayımlanan 8.6.1984 günlü. 233 sayılı "Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname"nin "Teşebbüs Genel Müdürü" başlıklı
12. maddesi aynen şöyledir:
"Madde 12- Genel müdür olarak atanabilmek için yüksek öğrenim
ve en az dört yıl kamu hizmeti yapmış, kamu ve özel sektör kuruluşlarında
toplam olarak asgari on yıl hizmet vermiş ve genel müdürlük görevini yerine
getirebilecek yetenek, bilgi ve tecrübeye sahip olmak gerekir."
2- Resmî Gazete'nin 19.3.1986 günlü, 19052. sayısında yayımlanan,
12.3.1986 günlü, 3268 sayılı "Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Hakkında
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu" aynen şöyledir:
"Amaç
Madde 1.- Memurların ve diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
müessiriyeti artırmak ve kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, verimli ve
ekonomik bir şekilde yürütülmesini temin etmek maksadıyla idari, malî ve sosyal
haklarında iyileştirmeler yapmak üzere aşağıda belirtilen çerçeve dahilinde
Bakanlar Kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilmiştir.
Kapsam
Madde 2.- Bu Yetki Kanununa göre çıkartılacak Kanun Hükmünde
Kararnameler,
Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlarla diğer kamu görevlilerinin
idarî, malî ve sosyal haklarında günün ekonomik şartlarına uygun olarak;
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda,
b) 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda,
c) 2424 sayılı Mülkî İdare Amirliği Hizmetleri Tazminat Kanununda,
d) 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda,
e) 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununda,
f) 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi
Hakkında Kanunun 38 inci maddesinde,
g) 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun 22 nci
maddesinde,
h) 1600 sayılı Askerî Yargıtay Kanununun 42 nci maddesinde,
i) 1602 sayılı Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 80 inci
maddesinde,
j ) 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununun 18 inci maddesinde,
k) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede,
l ) 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede,
m) Diğer Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin Devlet memurları
ile diğer kamu görevlilerinin idarî malî ve sosyal hakları ile ilgili
hükümlerinde,
Yapılacak yeni düzenleme ve değişiklikleri kapsar.
İlkeler
Madde 3- Bakanlar Kurulu, l inci madde ile verilen yetkiyi;
kullanırken; kamu hizmetlerinin yürütülmesinde müessiriyeti artırmak, ülkenin
ekonomik ve sosyal durumunu gözönünde bulundurarak yeterli ve adil bir ücret
seviyesini sağlamak, memur ve diğer kamu görevlilerinin idarî, malî ve sosyal
haklarında hizmetin özellik ve gereklerine uygun iyileştirmeler yapmayı
gözönünde bulundurur.
Yetki süresi
Madde 4.- Bu Kanunla Bakanlar Kuruluna verilen yetki,Kanununun
yayımından itibaren iki yıl süre ile geçerlidir. Bu süre içinde Bakanlar Kurulu
birden fazla kanun hükmünde kararname çıkartabilir.
Yürürlük
Madde 5.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 6.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
3- Resmî Gazete'nin 17 Nisan 1987 günlü, 19434. sayısında yayımlanan,
9.4.1987 günlü, 3347 sayılı "12.3.1986 Tarih ve 3268 sayılı Kanun ile Kamu
Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilatlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki
Kanunu" aynen şöyledir:
Madde L- 3268 sayılı Kanunun l inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Amaç
Madde L- Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
müessiriyeti artırmak ve kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, verimli ve
ekonomik bir şekilde yürütülmesini temin etmek amacıyla bunların idari, mali,
sosyal haklarında iyileştirmeler yapmak; kamu kurum ve kuruluşların
(Cumhurbaşkanlığı Dairesi, Yasama Organı İdari Kuruluşları, Genelkurmay
Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Yargı Kuruluşları, Sayıştay ve
Üniversiteler hariç) kuruluş, görev ve yetkilerine dair konularda aynı amaçla
aşağıda belirtilen çerçeve dahilinde düzenlemelerde bulunmak için Bakanlar
Kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi verilmiştir.
Madde 2.- 3268 sayılı Kanunun 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Kapsam
Madde 2.- Bu Yetki Kanununa göre çıkartılacak Kanun Hükmünde
Kararnameler;
A. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlarla diğer kamu
görevlilerinin idari, mali ve sosyal haklarına ilişkin olarak;
a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda,
b) 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda,
c) 2424 sayılı Mülkî idare Amirliği Hizmetleri Tazminat Kanununda,
d) 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununda,
e) 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununda,
f) 2247sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında
Kanunun 38 inci maddesinde,
g) 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanununun 22 nci
maddesinde,
h) 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanununun 42 nci maddesinde,
i ) 1602 sayılı Askeri Yüksekîdare Mahkemesi Kanununun 80. inci
maddesinde,
j ) 357 sayılı Askeri Hakimler Kanununun 18 inci maddesinde,
k) 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede,
l ) 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede,
m) Diğer Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin Devlet memurları
ile diğer kamu görevlilerinin idari, mali ve sosyal hakları ile ilgili
hükümlerinde,
B. Kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin
olarak;
a) Kamu hizmetlerinin bakanlıklar arasında bölünüşüne, hangi ana
hizmet kuruluşlarının hangi bakanlıklara bağlanacağına, bağlı veya ilgili
kuruluşlar kurulmasına, mevcut kurum ve kuruluşların birleştirilmesine veya
kaldırılmasına, bakanlıkların taşrada ve yurt dışında teşkilat kurmasına:
kurulması, muhafazası, birleştirilmesi veya yeniden düzenlenmesi öngörülen kamu
kurum ve kuruluşlarının kuruluş biçimlerine, hukuki yapılarına, hangi ana
hizmet birimlerinden oluşacağına, birimler arasındaki hiyerarşik ilişkilere,
bütün kuruluşlarda benzer hizmet yapan birimlerin görev, yetki ve
yükümlülüklerine ait genel esaslarda,
b) Bu esaslara uygun olarak, kurum ve kuruluşların görev, yetki,
teşkilat ve kadrolarının düzenlenmesine ilişkin hükümlerinde,
Yapılacak yeni düzenleme ve değişiklikleri kapsar.
Madde 3.- 3268 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
İlkeler
Madde 3.- Bakanlar Kurulu l inci madde ile verilen yetkiyi kullanırken
;
a) Kamu hizmetlerinin verimli ve müessir bir şekilde
yürütülmesini; ülkenin ekonomik ve sosyal durumunu dikkate alarak yeterli ve
adil bir ücret seviyesini sağlamayı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
idari, mali ve sosyal haklarında hizmetin özellik ve gereklerine uygun
iyileştirmeler yapmayı,
b) Başbakanlık, Bakanlıklar ve bunlara bağlı kuruluşlar eliyle,
genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinde iş bölümü ve
koordinasyonun sağlanmasını; bir hizmetin tek kuruluş veya birim tarafından
yürütülmesini ve kaynak kullanımında israfın önlenmesini,
c) Merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatlarının, hizmetlerin
özelliğinden kaynaklanan zorunlu farklılıklar saklı kalmak kaydı ile,
hiyerarşik bağlılık, unvan ve rütbe standardizasyonu sağlanacak şekilde
düzenlenmesini,
d) Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş ve teşkilatlanmasında,
hizmetin gerekliliği, ülke ekonomisine yararlılık, verimlilik ve kârlılık
esaslarını,
Gözönünde bulundurur.
Madde 4.- 3268 sayılı Kanunun süresi 31.12.1988 tarihine kadar
uzatılmıştır.
Geçici Madde- Bu Kanuna dayanılarak çıkarılacak kanun hükmünde
kararnameler uyarınca yapılacak olan yeni düzenlemeler sebebiyle kadro unvan ve
derecesi değişen görevlilerin eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge ve her
türlü zam ve tazminat hakları yeni görevlerinde kaldıkları sürece şahıslarına
bağlı olarak saklı tutulur.
Yürürlük
Madde 5.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 6.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür."
4.- Resmî Gazete'nin 28 Ekim 1988 günlü, 19973. sayısında
yayım-Janan 12.10.1988 günlü, 3479 sayılı "3268 sayılı Kanun ile 3347
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması 2954 sayılı Kanunun Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun" aynen şöyledir:
"Madde 1- 12.3.1986 tarihli ve 3268 sayılı Kanunun 3347
sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesinin (A) fıkrasının (k) bendî aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve (B) fıkrasının (a) bendine ".... hangi ana hizmet
kuruluşlarının hangi bakanlıklara bağlanacağına ...." ibaresinden sonra
gelmek üzere "yeni bakanlık ve ...." ibaresi eklenmiştir.
k) 78 ve 190 sayılı Kanun hükmünde kararnamelerde,
Madde 2.- 3268 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Hakkında
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu ve 12.3.1986 tarihli
ve 3268 sayılı Kanun ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilatlarında
Değişiklik Yapılmasına Dair 3347 sayılı Yetki Kanununun süreleri 31.12.1990
tarihine kadar uzatılmıştır.
Madde 3.- 11.11.1983 tarihli ve 2954 sayılı Kanunun 13 üncü
maddesinin l inci fıkrasına 281 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci
maddesi ile eklenen ibare aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"ve ücreti ile ikramiyesi dahil her türlü mali ve sosyal
hakları Yüksek Planlama Kurulunca belirlenir."
Madde 4.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 5.- Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür." C. Dayanılan Anayasa
Kuralları:
1- "Madde 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
2- "Madde 7.- Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük
Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez."
3- "Madde 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî
düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun
önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
4 "Madde 12.- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz,
devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Temel hak ve hürriyetler kişinin topluma, ailesine ve diğer
kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder."
5- "Madde 13.- Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî egemenliğin, Cumhuriyetin, millî
güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlâkın ve
genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde
öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla
sınırlanabilir.
Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar
demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç
dışına kullanılamaz.
Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve
hürriyetlerin tümü için geçerlidir."
6- "Madde 91.- Türkiye Büyük Millet Meclisi, BakanlarKuruluna
kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve
olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikmci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulu'nun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin
bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu
veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında
toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin
hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler,Resmî Gazetede yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir
tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük. Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
7- "Madde 123.- İdare, kuruluşve görevleriyle bir bütündür ve
kanunla düzenlenir.
İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve yerinde
yönetim esaslarına dayanır.
Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği
yetkiye dayanılarak kurulur."
8- "Madde 128.- Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları
kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer
kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer
özlük işleri kanunla düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla
özel olarak düzenlenir."
III- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Mahmut C.
CUHRUK, Yekta Güngör ÖZDEN, Necdet DARICIOĞLU; Muammer TURAN; Mehmet ÇINARLI;
Servet TÜZÜN, Mustafa ŞAHİN, İhsan PEKEL; Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER ve Erol
CANSEL'in katılmalarıyla 26. l. 1989 günü yapılan ilk inceleme toplantısında,
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar
verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ:
Davanın esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi, iptali istenen KHK,
ilgili KHK ve ilgili yasalarla iptal istemine dayanak gösterilen Anayasa
kuralları, bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunduktan sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, önce de değinildiği gibi Kamu iktisadî Teşebbüslerine genel
müdür atanması konusunda 8.6.1984 günlü, 233 sayılı KHK nin 12. maddesinde
3.11.1988 günlü, 347 sayılı KHK ile yapılan değişikliğin iptali istemine
ilişkindir. Kararın "Yasa Metinleri" bölümüne olduğu gibi alınan
önceki ve şimdiki 12. maddelerin içerikleri düzenleme değişikliklerini
göstermektedir. Davacı, Anayasa'nın 91, maddesine aykırılık savında KHK çıkarma
yetkisinin kötüye kullanıldığını, uygulamayla ayrık bir yetkinin genel ve ana
kural durumuna dönüştürülmesi suretiyle yasama ve yürütme yetkilerinin
yürütmede birleştirildiğini ileri sürerek iptal isteminde bulunmuş, 128.
maddeye aykırılık savında, KHK konusu hususların ancak yasa ile düzenleneceğine
ağırlık vermiş ise de, KHK nin başlangıcında belirtilen yetki yasalarının
kapsamı dışında kalıp kalmadığı üzerinde durmamıştır.
İptali istenen 347 sayılı KHK nin başlangıcında bu Kararname'nin,
12.3.1986 günlü, 3268 sayılı; 9.4.1987 günlü, 3347 sayılı ve 12.10.1988 günlü,
3479 sayılı Yasaların verdiği yetkiye dayanılarak çıkarıldığı belirtilmiştir.
Anayasa'nın 91. maddesinin verdiği yetkiyle çıkarılanbu üç yetki Yasası'na
dayanılıp dayanılamayacağı, 347 sayılı KHK nin anılan yetki yasaları kapsamına
girip girmediği sorununun çözümü Anayasa'ya uygunluk denetiminde öncelik
taşımaktadır.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 29. maddesinin birinci fıkrası, Anayasa
Mahkemesi'nin, Anayasa'ya aykırılık hususunda ilgililerce ileri sürülen
gerekçeye dayanmak zorunluluğunda olmadığını, istekle bağlı kalmak koşuluyla
başka gerekçeyle de Anayasa'ya aykırılık kararı verebileceğini öngörmüştür. Bu
kural gözetilerek dava konusu KHK'nin 1. maddesi yönünden Anayasa'ya aykırılık
savları üzerinde durulmadan önce tümüyle yetki yasalarına dayanıp dayanmadığı
üzerinde durularak sorunu yasal dayanak bakımından incelemek ve kaynaktageçerlik
durumunu belirlemek yararlı olacaktır. Sorunu temelden çözecek bu yöntemde ele
alınacak iki sorun, KHK'nin içerdiği konuların bir KHK ile düzenlenip
düzenlenemeyeceğine ve bu KHK nin, başlangıcında belirtilen yetki yasalarının
kapsamı dışında kalıp kalmadığıdır. Bu sorunların incelenmesinin sonucunda,
istem yerinde görülürse, sonraki sorunu incelemek gereksiz olacaktır.
Belirtilen aykırılıklar nedeniyle KHK nin iptali olanaksız görülürse, daha
sonra asıl iptal nedeni olan 1. maddenin Anayasa'ya aykırılığı incelenerek
içeriği öz yönünden ele alınacaktır.
A. 347 sayılı KHK nin içerdiği konuların KHK ile düzenlenip
düzenlenemeyeceği sorununun Anayasa'nın 123., 128. ve 91. maddeleri yönünden
incelenmesi:
Anayasa'nın "idarenin bütünlüğü ve kamu tüzelkişiliği"
başlıklı 123. maddesinin birinci fıkrasında, kuruluş ve görevleriyle bir bütün
olan idarenin, "kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler"inden;
"Genel ilkeler" başlıklı 128. maddesinin ikinci fıkrasında da,
memurların ve diğer kamu görevlilerininnitelikleri, atanmaları, görev "ve
yetkileri, hakları ve yükümlülükleriyle aylık, ödenek ve diğer özlük işlerinin
yasayla düzenleneceği öngörülmüştür. Memur-kamu görevlisi niteliği tartışmasız
bulunan KİT genel müdürlerinin atanmalarına ilişkin konunun yasayla
düzenleneceğini açıkça öngören Anayasa'nın "Kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi verme" başlıklı 91. maddesinin birinci fıkrasının ikinci
tümcesi de "Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere,
Anayasanın ikinci kısmının birinci veikinci bölümlerinde yer alan temel haklar,
kişi hakları ve ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve
ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez" hükmünü içermektedir.
Bu kurala göre, sıkıyönetim ve olağanüstü haller dışında, Anayasa'nın 12-40.
maddeleriyle 66-74. maddelerindeki konular KHK ile değil, ancak yasayla
düzenlenebilir. Daha açık bir anlatımla, ancak belirtilen maddelere ilişkin
yasaklar dışında kalan bir konu KHK ile düzenlenebilecek; sıkıyönetim ve
olağanüstü durumlarda ise her konuda KHK çıkartılabilecektir.
Anayasa'nın, bir konunun yasayla düzenleneceğini öngördüğü
durumlarda, o konu KHK ile ilgili özel hüküm olan 91. maddesinin sınırlaması
dışında kalmadıkça ya da 163. maddede olduğu gibi kanun hükmünde kararname
çıkarılamayacağı açıkça belirtilmedikçe KHK ile düzenlenebilir. Anayasa'nın
genelde yasayla düzenlemeyi öngörmesi, ayrık kural olan 91. maddeyi gereksiz ve
geçersiz kılamaz. Yasa ile KHK nin hukuksal yapıları, nitelik ve oluşum
yöntemleri ayrı olsa da Anayasa, 91. maddesiyle açıkça KHK ile düzenlemeye olur
vermiştir. Anayasa'nın 12-40. maddeleriyle 66-74 maddelerinin öngördüğü yasayla
düzenleme yolu, 91. maddeyle korunarak bu konularda KHK de çıkarılamayacağı
kolaylığı getirilmiştir Bu durum karşısında, Anayasa'nın yasayla düzenleme
yapılacağını öngören her maddesini, mutlak ve yalnız yasa çıkarılmasını
gerektiren bir zorunluluk sayıp KHK yi sakıncalı bulmak, 91. maddeyi bunlar
dışında geçerli görmek olanaksızdır.
TBMM tarafından Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisinin ancak
önemli, zorunlu ve ivedi durumlarda verilmesi, yasama yetkisinin devri anlamına
gelecek ya da bu izlenimi verecek biçimde güncelleştirip sık sık bu yola
başvurulmaması Anayasakoyucunun amacına, kuşkusuz, daha uygundur. Bir tür
olağanüstü yöntem olan yasa düzeyindeki bu düzenleme yolunun özellikleri 91.
maddenin ikinci ve sonraki fıkralarında gözetilip gösterilmiştir. Yetki
yasasında belirlenmesi zorunlu, KHK nin amacı, kapsamı, ilkeleri, kullanma
süresi ve süresi içinde birden fazla kararnameçıkarılıp çıkarılamayacağı
hususları bu ereği doğrulamaktadır. Özellikle, KHK nin Resmî Gazete'de
yayımlandığı gün TBMM. ne sunulması, yetki yasaları ile KHK'lerin TBMM
Komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve ivedilikle görüşülmesi gereği
konunun önemini vurgulamaktadır.
Ne var ki Anayasa'nın 123. ve 128. maddeleri, 91. maddesinin
yukarıya alınan birinci fıkrasının ikinci tümcesinin çizdiği sınır dışında
kalmaktadır.1Anayasa'nın bir maddesinin yasayla düzenleneceğini
öngördüğü bir konunun, Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının açıkça
yasakladığı hükümler ile ilgili olmadıkça, ya da KHK ile düzenlenemeyeceği
Anayasa'da özel olarak belirtilmedikçe KHK ile düzenlenmesi Anayasa'ya aykırı
değildir. Anayasa'da, davacının savını doğrulayacak biçimde,KHK çıkarılmasını
yasaklayan doğrudan ya da dolaylı bir sınırlama, bir engel yoktur. Bakanlar
Kurulu'nun KİT genel müdürlerinin atanması konusunda KHK çıkarılmasının
Anayasa'nın 123., 128. ve 91 maddelerine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, içerdiği konuların KHK ile düzenlenemeyeceği
ileri sürülerek 347 sayılı KHK'ye yöneltilen iptal istemi reddedilmelidir.
Yekta Güngör ÖZDEN, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve Ahmet N. SEZER bu
görüşe katılmamışlardır.
B. 347 sayılı KHK nin, başlangıcında dayanak olarak gösterilen
3268, 3347 ve 3479 sayılı Yetki Yasalarının kapsamı dışında kalıp kalmadığı
sorununun Anayasa'nın 91. maddesi yönünden incelenmesi:
Anayasa'nın 91. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, KHK çıkarmak
için Bakanlar Kurulu'na yetki veren Yasa'da çıkarılacak KHK nin amacı, kapsamı
ve ilkelerinin gösterilmesi zorunludur. Denetlenen 347 sayılı KHK'nin
başlangıcında bu KHK nin adında belirtilen konudaki düzenlemenin 12.3.1986
günlü, 3268 sayılı, 9.4.-1987 günlü, 3347 sayılı ve 12.10.1988 günlü,3479
sayılı Yetki Yasaları'na dayanılarak kararlaştırıldığı belirtilmiştir. Bu
bağlamda durum bu yetki yasalarının yürürlüğe konuluşları sırasıyla
irdelenecektir.
1- Resmî Gazete'nin 19.3.1986 günlü, 19052. sayısında yayımlanan
12.3.1986 günlü, 3268 sayılı "Memurlar ve Diğer Kamu Görevlileri Hakkındaki
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu" "Amaç"
başlıklı 1. maddesiyle; memurların ve diğer kamu görevlilerinin çalışmalarında
etkinliği artırmak ve kamu hizmetlerinin düzenli, hızlı, verimlive ekonomik
biçimde yürütülmesini sağlamak amacıyla idarî, malî ve sosyal haklarında
iyileştirmeler yapmak üzere Bakanlar Kurulu'na KHK çıkarma yetkisini vermiştir.
Bu Yasa'nın kapsamını belirleyen 2. maddesinin (I) bendinde KİT'lere ilişkin
233 sayılı KHKden açıkça söz edilmiştir. 9.4.1987 günlü, 3347 sayılı
"12.3.1986 Tarih ve 3268 Sayılı Kanun ile Kamu Kurum ve Kuruluşlarının
Teşkilatlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu" nün 2.
maddesiyle 3268 sayılı Yasa'nın 2. maddesi değiştirilerek, kamukurum ve
kuruluşlarında çalışan memurlarla diğer kamu görevlilerinin idarî, malî ve
sosyal haklarına ilişkin olarak (A) bendinin 13 alt bendinde sayılan Yasalar
yanında, kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin olarak
birimlerinin görev, yetki ve yükümlülükleri konularında genel esaslarla,
teşkilat ve kadrolarında düzenlemeyi öngörmüştür.
347 sayılı KHK nin 3268 sayılı Yetki Yasası'nın 1. ve 2.
maddelerinde değinilen idari, malî ve sosyal haklarla bir ilişkisi bulunmadığı
gibi, bu maddeyi birimlerin teşkilâtlanması, görev, yetki ve yükümlülükleri
yönünden genişleten ve (A) ve (B) bentlerinden oluşan 3347 sayılı Yetki
Yasa-sı'yla da bir ilişki bulunmamaktadır. (A) bendi (a)-(m) alt bentlerinde
sayılan yasalardaki düzenlemelerle ilgilidir. Görevlilerin idarî hakları atanma
kurumu dışındadır. KİT. genel müdürlerinin atanma koşulları, örgütün öğesi
olan. birimin görev, yetki ve yükümlülüğüne değil, bir üst yöneticinin kişisel
niteliklerine ilişkindir. (A) bendi bir dayanak olamaz. 3347 sayılı Yetki
Yasası'nın 2. maddesinin hiçbir yerinde 347 sayılı KHK ye dayanak olacak
açıklık yoktur. Yetki verilmeyen bir konuda KHK çıkarılması olanaksızdır.
Anayasa Mahkemesi'nin 3 Mayıs 1989 günlü, 20157 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanan 8.2.1989 günlü, Esas: 1988/ 38, Karar: 1989/ 7 sayılı kararında
belirtildiği gibi 3347 sayılı Yetki Yasası'nın amacı, memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin salt idarî, malî ve sosyal haklarında iyileştirmeler yapmak ve
bu amaca uygun düzenlemeleri gerçekleştirmektir. 347 sayılı KHK ile getirilen
atanma koşulları bu kavramların dışında kaldığı gibi bunların KİT. genel
müdürlüğüne gelebilecek kamu çalışanları için iyileştirme olmadığı da
belirgindir. 3347 sayılı Yetki Yasası'nın "İlkeler" başlıklı 3.
maddesinde de konuya değinen biraçıklık yoktur. Atanma koşullarını belirlemek,
görev düzenlemesi olarak değerlendirilse bile, hizmet birimlerinin yetki ve
yükümlülüklerini belirleyen bir öğe değildir. Kaldıki, teşebbüs genel müdürünün
görev ve yetkileri, 233 sayılı KHK nin 347 sayılı KHKile değiştirilen 12.
maddesinde değil 13. maddesinde, sorumlulukları ise 49. ve 51. maddelerde
düzenlenmiştir. Salt 3347 sayılı Yetki Yasası'nın 2. maddesinin (B) bendinin
(a) altbendinde geçen "görev" sözcüğüne ya da (b) altbendinde geçen
"kadroların düzenlenmesi" sözcüklerine dayanarak 347 sayılı KHK yi
anılan Yetki Yasası kapsamında görmek olanaksızdır.
2- Resmî Gazete'nin 28 Ekim 1988 günlü, 19973. sayısında
yayımlanan 12.10.1988 günlü, 3479 sayılı "3268 Sayılı Kanun ile 3347
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılması, 2954 Sayılı Kanunun Bir Maddesinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun"un 1. maddesiyle, 3268 sayılı Yetki
Yasası'nın 3347 sayılı Yetki Yasası'yla değişik 2. maddesinin (A) fıkrasının
(k) bendi değiştirilerek 78 ve 190 sayılı KHK'lerde yeni düzenlemeve
değişiklikler yapma yetkisi verilmiş ayrıca (B) fıkrasının (a) bendine
"... hangi ana hizmet kuruluşlarının hangi bakanlıklara bağlanacağına
...." ibaresinden sonra gelmek üzere "yeni bakanlık ve ...."
ibaresi eklenmiş, 2. maddesiyle 3268 ve 3347 sayılı Yetki Yasalarının süreleri
31.12.1990 tarihine kadar uzatılmıştır.
Görülmektedir ki, KİT. genel müdürlerinin atanması konusundaki 233
sayılı KHK nin değişik 12. maddesine ilişen bir açıklık bu Yetki Yasası'nda da
bulunmamaktadır. Açıkça yetki verilmeyen bir konunun KHK ile düzenlenmesi
düşünülmez. Anayasa'ya aykırılık belirgindir. Bu nedenlerle 347 sayılı KHK
iptal edilmelidir.
C. Bu sonuç karşısında, dava konusu KHK nin içerik yönünden
irdelenmesine ve 1. maddesine yönelik Anayasa'ya aykırılık savlarının
değerlendirilmesine gerek kalmamıştır.
V- SONUÇ:
3.11.1988 günlü, 347 sayılı "233 Sayılı Kamu İktisadi
Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname"nin;
A. İçerdiği konuların Kanun Hükmünde Kararname ile
düzenlenemeyeceği ileri sürülerek iptali isteminin REDDİNE, Yekta Güngör ÖZDEN,
Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve Ahmet N. SEZER'in karşıoyları ve oyçokluğuyla,
B. Başlangıcında belirtilen 12.-3.1986 günlü, 3268 sayılı,
9.4.1987 günlü, 3347 sayılı ve 12.10.1988 günlü, 3479 sayılı yetki yasaları
kapsamı dışında kaldığından İPTALİNE, oybirliğiyle,
C. İptal kararı karşısında öbür yönlerin üzerinde durulmasına
gerek olmadığına, oybirliğiyle,
16.5.1989 gününde karar verildi.
Başkan
Mahmut
C. CUHRUK
|
Başkanvekili
Yekta
Güngör ÖZDEN
|
Üye
Necdet
DARICIOĞLU
|
Üye
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
Üye
Muammer
TURAN
|
Üye
Mehmet
ÇINARLI
|
Üye
Mustafa
ŞAHİN
|
Üye
İhsan
PEKEL
|
Üye
Selçuk
TÜZÜN
|
Üye
Ahmet
N. SEZER
|
Üye
Erol
CANSEL
|
|
|
|
|
KARŞIOY
GEREKÇESİ
Kanun Hükmünde Kararname(KHK), koşulları, içeriği, uygulama
yöntemi bakımından taşıdığı özelliklerle yasa düzeyinde bir yürütme
düzenlemesidir. Geçerlik yeteneği kimi sınırlamalara bağlı tutulmuş, yasama
organının onayına, değin yürütme işlemi niteliği tartışmasız bir hukuksalyapısı
bulunmaktadır. Oluşumu, yarı yasa türünde bir tanımı doğrulamaktaysa da,
sonuçları yönünden yasayla eşdeğer durumu anayasa1- bir gerçektir. Fransa
kaynaklı bu durum, Bonn Anayasasından olabildiğince uzaklaşılarak İtalya Anayasası'ndaki
örneği olumsuzbiçimde değiştirilerek hukukumuza aktarılmıştır. Yürütmeyi, çok
önekli ve zorunlu durumlarda, yasalaşma sürecinin geciktirdiği önlemleri ivedi
olarak uygulaması için yetkilendirmek anlamındaki KHK, yasama ve yargıya, karşı
üstünlük sağlama aracı değildir.Anayasa'nın "uygar bir işbölümü ve
işbirliği" olarak değerlendirdiği kuvvetler ayırımı, her erkin kendi
işlerinde egemen, birbirine karşı saygılı konumunu açıklarken üstünlük
kalkışmasının ve çabasının gereksiz bir girişim olacağını vurgulamaktadır.
Kaçınılması zorunluluk taşıyan aykırılıkların varlığı geçerliği temelde
etkiler. Zorunluluk ve ivedilik yanında yasama organının yetkilerine bağlılık
yargı denetimine açıklık ilkelerini gözardı etmemek özeni de aranacaktır.
Özüyle ve sözüyle Anayasa'ya uygunluk, oluşum sürecinde biçimsel gereklere
uyulmuş olmasıyla gerçekleşmiş sayılamaz. İçeriği ve yasa olarak TBMM'nden
çıkarma olanağı ele alınmalı, özellikle Anayasa'nın düzenlenen konuda yasayı
öngörüp öngörmediği üzerinde durmalıdır.
Çoğunluk görüşünü yansıtan Anayasa Mahkemesi kararları,
Anayasa'nın 91. maddesinin birinci fıkrasının, sıkıyönetim ve olağanüstü
durumlarda her konunun KHK ile düzenlenebileceğini, ancak Anayasa'nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasal haklar ve ödevlerin KHK'lerle
düzenlenemeyeceğini öngördüğünü benimsemiştir. Bu yargıya yürütmeye, yasama
alanına elatma yetkisini her durumda tanıdığı için, katılmak güçtür.
Anayasa'nın bir maddesinde, o maddenin içerdiği konu ya da
konuların yasayla düzenleneceği öngörülmüşse, zorunluluk, ivedilik dışında salt
91. maddenin birinci fıkrasının olur vermesi nedeniyle KHK yolu izlenmemelidir.
Bu madde, özel bir kural, ayrık bir hüküm olsa da, Anayasa'nın amacı ve kurumun
anlamı, güncelleştirilip olağanlaştırılmasını uygun kılmamaktadır. Yürütme,
istediği yasayı, istediği zaman çıkarmak olanağı elindeyken KHK yoluna
başvurursa üstelik, Anayasa'nın öncelik ve ivedilikle görüşme buyruğuna karşın
yıllarca TBMM.nde gündeme aldırmazsa bir Anayasa savsaklaması belirgindir. Süre
belirtmesi; öncelik ve ivedilik gereğinden daha önemli değildir, öncelik ve
ivedilik, günlük ve saatlik özel belirtmelerden sonra, Anayasa ve İçtüzük'te
görülen görüşmelerde ayrıcalığın koşuludur. Oysa yetki yasaları ve KHK'ler
yasama organının dışladığı izlenimini doğrulayacak biçimde süresizliğe
bırakılmakta, yürütme erki, yasama erkinin bu konudaki yetkisine el atmış, onu
etkisiz duruma düşürmüş olmaktadır. Bu olgu, Anayasa katında hoşgörüyle
karşılanamaz. Uygulama, hemen hemen her konuda, istendiği zaman ve şimdiki
kararda saptandığı gibi yetki yasasına dayanmadan KHK çıkarıldığını, böylece
anayasal düzenin, erkler dengesinin alt-üst edildiğini göstermektedir. Bu tutum,
KHK'lerin yasalarayeğlendiğini, daha kolay yürürlüğe konulmasının bu yolu
çekici kıldığını, bunun sonucu olarak yasama çalışmalarının önemsenmediği,
yürütmenin yasamaya üstün görünüm kazandığını ortaya koymaktadır. Sakıncalar
taşıyan uygulama biçimi, anayasal denetimde sıkı düzeni gerektirmeli, bunun
için de "yasayla düzenlenme" öngörülmüşse, 91. maddenin özel kural
olması genel kural karşısında aykırılığın üstünlüğüne neden sayılmamalıdır.
Yasa ile düzenleme öngörülmüşse bu da özel bir durumdur ve anlamı yönünden 91.
maddeyle değerini yitirmemeli, "yasa" öngörülen konu KHK ile
düzenlenmemelidir. Nitekim Anayasa'nın 7. maddesinde yasama yetkisinin Türk
Ulusu adına TBMM. nin olup devredilemeyeceği bildirilmektedir. Anayasa'nın
"yasa" yi belirterek TBMM'nce düzenlenmesini istediği konuda KHK
yoluyla yetkiyi yürütmeye bırakmak, açık bir yetki devridir, bu ise yine
Anayasa'ya göre olanaksızdır. Yasa yapma yetkisi yalnız TBMM. olunca ve
özellikle yasa öngörülmüşse artık KHK -çok zorunlu durumlar dışında- 91. madde
olur verse de düşünülmemelidir. Maddelerdeki olurlar ya da yasaklamalar
Anayasa'nın tümlüğü için değerlendirilmeli, yasamayı yürütmenin egemenliğine
bağlayan yöntemin hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmadığı da gözetilmelidir.
Yasama yetkisi, Anayasa'nın cumhuriyeti somutlaştıran temel kurallarından
birisidir. "Genel Esaslar" kapsamındaki bu çok önemli kuralın,
anayasal sistemin özgün bir ilkesinin, gelişigüzel kullanılan özel kuraldan
sonraya alınması, ağır bir çelişki yaratmasa da sayısız sakıncalara yolaçar. Bu
durumdaKHK ye geçerlik tanınamaz. Denetimle, anayasal sakıncalar önlenmeli,
özel hüküm, amaç ve anlamıyla Anayasa'ya uygun yorumla sınırlarında
tutulmalıdır. Yasaya öncelik vermek, yasama organının istencini gerçekleştirmek
yerine tersine uygulama, yürütme organını yasama organım yerine geçirme
görünümü, biçim uğrunda özü yok etmek, öze kıymaktır. Biçimsel yönden uygunluk,
öz yönünden uygunluğa yeğlenemez ve, öz yönünden uygunlukla birleşmeyince
yeterli bulunamaz.
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrası, açıkça yasayla
düzenlemeyi öngördüğüne, ayrıca düzenlenecek hususlar da kimi temel haklar,
kişi haklan ve ödevleri düzeyinde ve niteliğinde olduğuna göre bunlar KHK
konusu yapılamaz. Bu nedenlerle kararın birinci bölümünde çoğunluk görüşünü
paylaşamıyor, karşıoykullanıyoruz.
Başkanvekili
Yekta
Güngör ÖZDEN
|
Üye
A.
N.SEZER
|
KARŞIOY
YAZISI
Yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmak bir yasama yetkisidir. Bu
yetki, Anayasa'nın 7. maddesine göre TBMM'nindir ve devredilemez. Kanun
Hükmünde Kararname ise, yürütmenin, temelde yasama yetkisine dayalı genel
düzenleyici bir işlemidir; ayrıklı ve bağlı bir yetkinin ürünüdür. Anayasa'nın
91. maddesine göre TBMM'nce verilen yetki uyarınca Bakanlar Kurulu'nca
çıkarılan bu kararnameler yasa gücünde sayılsalar da, yasa değildirler ve bir
yasama işlemi sayılmazlar. Anayasa'nın 91. maddesinde, bu kararnamelerin Resmî
Gazete'de yayımlandıkları gün TBMM'ne sunulmaları, komisyonlarda ve Genel
Kurulda öncelikle ve ivedilikle görüşülmesi öngörülmüşse de, Anayasa, TBMM'ne
sunulan KanunHükmünde Kararnamelerin ne kadar zamanda görüşeceğini
belirlememiştir. Bu nedenle Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve
aynı gün TBMM'ne sunulan Kanun Hükmünde Kararnamelerin görüşülüp karara
bağlanmaları çok uzun zaman almaktadır. Hatta yıllarsonra dahi TBMM'nde
görüşülmemiş Kanun Hükmünde Kararnameler bulunmaktadır.
Anayasa'nın 91. maddesine göre görüşülen Kanun Hükmünde
Kararnameler, TBMM'nce aynen ya da değişiklikle kabul edilebilir veya
reddedilebilir. Kanun Hükmünde Kararname, aynen kabul edildiği tarihte yasama
işlemine dönüşmüş olur. Ancak reddedilen Kanun Hükmünde Kararnameler, TBMM. ret
karalının Resmi Gazete'de yayımlandığı gün yürürlükten kalkmış olur. Bu
durumdaki bir Kanun Hükmünde Kararname hiç bir zaman bir yasama işlemi haline
dönüşmemiş olmasına karşın, Resmî Gazete'de yayımlandıkları günle red kararının
yayımlandığı gün arasında, yasa gücünde de olsa, bir Bakanlar Kurulu işlemi
olarak yürürlükte kalmış olurlar. Kanun Hükmünde Kararnamenin değişiklikle
kabulü durumunda aynı şey,değiştirilen hükümler yönünden söz konusudur.
TBMM'nde hiç görüşülmemiş Kanun Hükmünde Kararnameler ise doğal olarak, Kanun
gücünde de sayılsalar, gerçekte birer yürütme (Bakanlar Kararı) işlemi olarak
kalırlar.
Yukarıda açıklandığı üzere, "Kanun" ile "Kanun
Hükmünde Kararname" güçleri aynı kabul edilse dahi, organik olarak değişik
yetkilerin düzenlenmesidir ve birbirlerinden çok farklıdır. Kanun Hükmünde
Kararname hiç bir zaman bir "kanun" telakki edilemez.
Anayasa'nın kimi maddelerinde, o madde hükmüne göre yapılacak
düzenlemenin "kanun"la yapılmasını öngörmüştür. Başka bir deyişle,
Anayasa'nın o konuda aradığı bir yasama işlemidir. "Kanun" gücünde
sayılsa da bir yürütme işlemi olan Kanun Hükmünde Kararname ile bu konuda
düzenleme getirilmesi Anayasa'ya uygun düşmez. Bu durum Anayasa'nın, belirli
bir konuda yasamaya verdiği düzenleme yetkisinin yürütmeye devri anlamına gelir
ve Anayasa'nın 7. maddesine aykırı olur. Öte-yandan Anayasa'nın 91. maddesinde
Kanun Hükmünde Kararnamelerle düzenlenemeyecek alanlarbelirlendiğine göre,
Anayasa'nın bu maddesiyle yasaklanmayan konularda Kanun Hükmünde Kararname
çıkarılabileceği ileri sürülebilir. Ancak 91. maddedeki bu kural, genel bir
düzenlemedir. Anayasa'nın kimi maddelerinde bir konunun "Kanun"la
düzenlenmesi öngörülmüşse, bu hüküm özel kural niteliğindedir. Bu durumda 91.
maddedeki genel kural yerine, özel kurala itibar edilmesi ve o maddeye göre
yalnız yasayla, düzenleme yapılması gerekir. Çünkü "Kanun" ile
"Kanun Hükmünde Kararname" aynı şey değildir.
Dava konusumaddenin öncelikle yukarıda açıklanan nedenlerle iptali
gerektiği oyu ile verilen kararın bu yönüne karşıyım.