"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ :
İtirazın yoluna başvuran yerel mahkemenin 29.3.1988 günlü başvuru kararının gerekçesi aynen şöyledir :
"Davacılar Antalya topallı köyü ekşili mahalle mevkiinde bulunan doğusu ormandan çıkarılan yer, batısı : kalabaklı dere, kuzeyi : yol, güneyi : kalabaklı derili çevrili yerin evvelden beri kendine ait olduğunu, bu yerin orman kadastr komisyonunca orman dışına çıkarılmasına karar verilmediği, kendine ait bu yeri orman dışına çıkarılmasına ve komisyonun kararının iptaline karar verilmesi istemektedirler.
Uzun ölçüm memuru ve bilirkişilerle yapılan keşif sonunda dava edilen yeri 16.12.1986 tarihinde havale edilen krokide kırmızı çizgilerle çizilen 39300 m2'lik yer olduğu tesbit edilmiştir. Bu yerin 1946 yılında yapılan tahdit sonunda devlet ormanı olarak tesbit edildiği, 1944 sayılı ve 1975 yılından sonra yürürlüğe giren Orman Kanunu ve 2896 S.K.nun 2/B. maddesine göre inceleme yapıldığı ve yine devlet ormanı kapsamında bırakıldığı tesbit edilmiştir. Bu tesbitler nazara alındığında dava edilen yer evvelden de devlet ormanı vasfında olduğu, sonradan da bu vasfı kaybetmediği anlaşılmaktadır. Dava Orman Kanunu 2. maddesi gereğince inceleme yapan orman kadastro komisyonunun kararının iptali ve bu yerin davacı adına devlet ormanı dışına çıkarılma davasıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu 45.maddesinin 3, 4 ncü fıkraları davaya uygulanacaktır. Zira 45. madde 1. fıkrasıda belirtil(orman dışına ..... çıkarılacak yerlerde; .... tarla .... gibi tarım arazileri 31.12.1981 tarihinden önceki vergi kaydı veya geçerli bir belgeye dayanarak 14. maddeyegöre zilyetleri adına tesbit edilir.), 4 üncü fıkrada (Orman Kanunu 2/B. maddesinin uygulanmasında bu madde hükmü tatbik edilir.), 3. fıkrada da orman sınırları içinde kalan ..... tapulu yerlerle ..... başka bir şart aranmadan hak sahipleri adına tesbit vetescil edilir.) hükümleri gereği davacının 23.3.1981 tarih ve 31 no.lu istinat ettiği tapu kaydına göre dava edilen yerin devlet ormanı dışına çıkarılacak ve davacıya aidiyeti kabul edilecek ve adına tescil yapılabilecek bir durumdadır. Bu yönlerden davayaorman kanunu 2/B maddesi, 3402 S.K.nun 15. maddesinin 1,3 ve 4 üncü fıkraları davaya uygulanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 169 uncu maddesi 2. fıkrası 1. bendinde (Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz.) 3. bendinde (bu ormanlar zaman aşımıile mülk edinilemez.). Aynı madde son fıkrasında (31.12.1981 den evvel orman vasfını kaybeden yerlerin orman dışına çıkartılacağı, bunlar haricinde ormanların daraltılamayacağı) yer almıştır. Davacının iddiası sabit olması halinde devlet ormanı vasfını kaybetmeyen ve halen devlet ormanı kapsamında kalan dava edilen yerin 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin 1-3-4 üncü fıkraları gereği işlem yapılacak ve devlet ormana vasfındaki bu yer devlet ormanı dışına çıkartılmasına karar verilecektir. Bütün bunlar nazaraalındığında 3402 S.K. Kadastro Kanununun 45. maddesinin 1-3-4 fıkralarının Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 169. maddesine aykırı olduğu kanısına varılmış ve davanın geri bırakılması yoluna gidilmiştir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1988/29
Karar Sayısı: 1989/2
Karar Günü: 12.1.1989
R.G. Tarih-Sayı :25.01.1989-20060
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN:Antalya Asliye 3. Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 21.6.1987 günlü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının Anayasa'nın 169. maddesine aykırılığı nedeniyle iptalleri istemidir.
I- OLAY :
Yerel mahkeme,davacıların, çok önceden beri kendilerinin olan, Kadastro Komisyonu'nca orman sınırları içinde bırakılan 39300 m2' lik taşınmazlarının tapu ve vergi kayıtlarına dayanarak orman dışına çıkarılmasını ve Komisyon kararının iptalini isteyerek açtıkları orman sınırlamasına itiraz davasını, 1946 yılında yapılan sınırlama sırasında orman içinde bırakılan, 1744 ve 2829 sayılı Yasalara göre orman dışına çıkarılmayan bu yerin orman niteliğinde bulunduğu görüşüyle reddetmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin kararı bozmasından sonra da 3402 sayılı Yasa'nın itiraz konusu kurallarının Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına vararak iptalleri istemiyle doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ :
A- İPTALİ İSTENİLEN YASA KURALLARI :
21.6.1987 günlü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun iptali istenen fıkraları da içeren maddesi şudur :
"MADDE 45.- Orman dışına çıkarılmış ve çıkarılacak yerlerde; değişik 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin (B) bendinde belirtilen şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları ile tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı) gibi tarım arazileri, 31.12.1981 tarihinden önceki vergi kaydı veya geçerli bir belgeye dayanmak şartıyla 14 üncü maddeye göre zilyetleri adına tesbit edilir. Zilyetlik müddeti 31.12.1981 tarihinden geriye doğru hesaplanır.
6831 sayılı Orman Kanunu veya ek ve değişikliklerine göre, orman kadastrosu yapılarak evvelce Hazine adına tesbit veya tescil edilmiş yerlerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Orman sınırları içerisinde kalan veya orman dışına çıkarılan alanlarda tapulu yerlerle iskan suretiyle veya toprak tevzii yoluyla verilen yerler (işlemleri tamamlanmış olsa dahi) başka bir şart aranmadan hak sahipleri adına tespit veya tescil edilir.
6831 sayılı Orman Kanunun değişik 2 nci maddesinin (B) bendinin uygulanmasında bu madde hükmü tatbik edilir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu gereğince belirtilen turizm alanlarında, Orman Kanunları hükümlerine göre tahsis edilen yerlerde ve imar plânlarının kapsadığı alanlarda kalan taşınmazın mallar hakkında yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz."
B- İLGİLİ YASA KURALLARI :
6831 sayılı Orman Kanunu'nun konuyla ilgili maddesi de şudur :
"MADDE 2.- Orman sayılan yerlerden:
A) Öncelikle orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi maksadıyla, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde yarar olduğu tesbit edilen yerler ile halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü yerlerden tarım dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
B) 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerden; tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı, çam fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşimalanları,
Orman sınırları dışına çıkartılır.
Orman sınırları dışına çıkartılan bu yerler Devlete ait ise Hazine adına, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise bu müesseseler adına, hususi orman ise sahipleri adına orman sınırları dışına çıkartılır. Uygulama kesinleştikten sonra tapuda kesin tahsis ve tescil işlemi yapılır.
Bu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir suretle daraltma yapılamaz.
Bu madde hükümleri; muhafaza ormanı, milli park olarak ayrılan, izin ve irtifak hakkı tesis edilen ormanlık alanlarda ve 3üncü madde ile orman rejimi içine alınan yerlerde bu niteliklerin devamı süresince, yanan orman sahalarında ise hiçbir şekilde uygulanmaz.
Bu maddenin (B) bendi ile orman sınırları dışına çıkarılıp, 2924 sayılı kanunun 11 ve 12 nci maddeleri gereğince fiilî durumlarına göre ifraz edilerek bedeli karşılığı satılacak yer yapı ve tesisleri kullananlardan, satış işlemleri tamamlanıncaya kadar ecri misil alınmaz."
C- DAYANILAN ANAYASA KURALLARI :
"MADDE 169.- Devlet,ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaadeedilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla,bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz."
IV- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Mahmut C. CUHRUK,Yekta Güngör ÖZDEN, Necdet DARICIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Muammer TURAN, Mehmet ÇINARLI, Servet TÜZÜN, Adnan KÜKNER, Oğuz AKDOĞANLI, İhsan PEKEL ve Selçuk TÜZÜN'ün katılmalarıyla 14.6.1988 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esastan incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ :
İşin esasına ilişkin rapor, başvurma kararı ve ekleri, Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülen yasa ve ilgili yasa kurallarıyla itiraza dayanak yapılan Anayasa maddesi, bunların gerekçeleri ve öbür yasama belgeleri okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Yerel mahkeme, 3402 sayılı Yasa'nın 45. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarının tümüyle iptalleri istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun değişik 2. maddesine göre orman dışına çıkarma işlemlerini yapan Orman Kadastro Komisyonları, taşınmazı Hazine adına orman dışına çıkarmaktadırlar. Bu aşamadaHazine adına tapu kaydı çıkmamış olduğundan bu yerlerin zilyetlikle edinilmesi (iktisabı) olanaklıdır. Dava konusu 45. maddenin birinci fıkrası, bu olanağı tanıdığı yerler olarak, kapsadığı yerleşim alanları ile tarım arazilerini saymaktadır. Fıkra, tesbitkoşulları ve zilyetlik süresiyle bir bütünlük taşıdığı, fıkradaki ibareler birbirini tamamladığı ve birbirinden ayırmak anlamsızlık yaratacağı için tümüyle incelenmelidir.
Ancak, maddenin üçüncü fıkrası, itiraz nedeni olan "tapulu yerler" dışında, iskân suretiyle ya da toprak dağıtımı yoluyla verilen yerleri de kapsamaktadır. Mahkemenin bakmakta olduğu dava konusu yer için böyle bir savda bulunulmamıştır. Dava konusu yer bu niteliği taşımayınca fıkranın tümüyle incelenmesi ve iptali, amaç dışı sonuçlar doğuracaktır. Oysa, "..... tapulu yerlerle......" ibaresiyle sınırlı bir inceleme, itiraza ve iptal istemine daha uygun düşecek, olası iptal durumunda da fıkranın kalan bölümünde bir anlam düşüklüğü olmayacaktır. Üçüncü fıkradaki inceleme, orman sınırı dışınaçıkarılan ya da orman sınırları içinde kalanı da kapsıyacak ".... tapulu yerlerle ......" ibaresiyle sınırlı olarak yapılmalıdır.
Dördüncü fıkra, üçüncü fıkra yönünden davada uygulanmak durumundadır. Bu nedenle, dördüncü fıkradaki inceleme de ".... tapulu yerler ...."le bağlantılı ve bunlarla sınırlı olarak yapılacaktır. Bu fıkra, Orman Kadastro Komisyonu'nun ve mahkemelerin, orman dışına çıkarma işlemi sırasında, üçüncü fıkranın gözetilmesini öngörmektedir. Yaptığı yollamayla iskân ya da toprak dağıtımısuretiyle verilen yerler orman dışına çıkarma işlemi sırasında, üçüncü fıkranın gözetilmesini öngörmektedir. Yaptığı yollamayla iskân ya da toprak dağıtımı suretiyle verilen yerler orman dışına çıkarılacak ve Hazine adına değil, verildiği kimseler adına tescil edilecektir. Bu fıkra olmasaydı, söz konusu yerler, yalnızca Kadastro Yasası'nın uygulandığı alanlarda hak sahipleri adına tescil edilecekti. Fıkra, tüm taşınmazlara uygulama olanağı getirmiştir. Kadastro Yasası'nın 33. maddesinin üçüncü fıkrası, 45.maddeyi ülkedeki tüm taşınmazlara uygulanacak madde olarak belirlemişken incelenen dördüncü fıkra ve sonucu sağlamıştır. Bu fıkranın tümüyle incelenmesi hükmünün bütünlüğünden ileri gelen bir zorunluluktur.
B- Yasa'nın 45. maddesinin birinci ve üçüncü fıkralarının Anayasa'ya aykırılığı sorunu:
Birinci fıkrayla, sınırlama kararı gereğince incelenen üçüncü fıkrasındaki ".... tapulu yerlerle ......" ibaresi, Resmi Gazete'nin 20.8.1988 günlü, 19905. sayısında yayımlanan 1.6.1988 günlü, Esas: 1987/31, Karar: 1988/3 sayılı kararıyla iptal edilerek Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kararın yayımı gününde yürürlükten kalkmıştır. Bu durumda, geçerliği kalmayan hükümler için karar vermek gereksizdir.
C- Yasa'nın 45. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırılığı sorunu:
Maddenin üçüncü fıkrasının sınırlamasına ilişkin kararın gerekçesi, sınırlama dışında kalan hüküm bölümünün uygulama durumunda bulunmadığını göstermektedir. Dördüncü fıkra uyarınca, orman dışına çıkarma işlemi sırasında, artık tapulu yerler dışındaki alanlar gözetilecektir. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun değişik 2. maddesinin (B) bendinin uygulanmasını sağlayan bu fıkra yoluyla iskân ve toprak dağıtımı suretiyle verilen yerler orman dışına çıkarılarak, yalnızca Kadastro Yasası'nınuygulandığı alan olup olmadığına bakılmaksızın, verildiği kimseler adına tescil edilecektir. Üçüncü fıkranın "...... tapulu yerler ......" ibaresi dışındaki hükmü yürürlüğünü sürdürdüğüne göre, dördüncü fıkra gereğince 6831 sayılı Yasa'nın değişik 2. maddesinin (B) bendi kapsamındaki yerler için uygulama bir aykırılık yaratmayacaktır. Kadastro bölgesi dışında kalan yerlerde yapılan orman sınırı dışına çıkarma işlemi sırasında gözetilecek bir hükmün iptal edilebilmesi, bu uygulama genişliğinin Anayasa'ya aykırı olması gerekir. Üçüncü fıkranın inceleme dışı tutulan kalan bölümünün, iptal edilmedikleri sürece Anayasa'ya uygun sayılma ilkesi nedeniyle, kadastro bölgesi içinde ve dışında olmasına bakılmaksızın orman dışına çıkarma işlemi sırasında uygulanması Anayasa'ya aykırılık oluşturamaz. Kadastro bölgesi olan ve olmayan yerlerde, orman dışına çıkarma işlemi sırasında, üçüncü fıkranın gözönünde bulundurulmasını zorunlu kılarak, yurdun bir bölgesinde uygulanan bir kuralın başka yerinde de uygulanmasını sağlayacak biçimde genişleten kuralı salt bu durumu ve bu yapısıyla, öbür kurallardan ayrı ve bağımsız olarak Anayasa'ya aykırı bulmak olanaksızdır. Kadastro bölgesi içi ve dışı arasında, uygulamayı iki tür yeri de kapsıyacak biçimde genişletmeyi, aykırı gösterecek bir fark yoktur.
Bu nedenle itiraz reddedilmelidir.
IV- SONUÇ:
21.6.1987 günlü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesine ilişkin esas incelemenin;
A- Birinci ve dördüncü fıkralarının tümüyle, üçüncü fıkradaki ".... tapulu yerlerle ....." ibaresiyle sınırlı olarak yapılmasına,
B- Birinci fıkrası ile sınırlama kararı gereğince incelenen üçüncü fıkrasındaki ".... tapulu yerlerle ....." ibaresi, Resmî Gazete'nin 20.8.1988 günlü, 19905 sayısında yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 1.6.1988 günlü, Esas: 1987/31, Karar: 1988/13 sayılı kararıyla iptal edildiğinden bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
C- Dördüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
12.1.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Mahmut C. CUHRUK
Başkanvekili
Yekta Güngör ÖZDEN
Üye
Necdet DARICIOĞLU
Muammer TURAN
Mehmet ÇINARLI
Servet TÜZÜN
Mustafa ŞAHİN
İhsan PEKEL
Selçuk TÜZÜN
Ahmet N. SEZER
Erol CANSEL