"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ : Yerel mahkemenin, 23.3.1988 günlü iptal isteyen kararından sonra eksiklik nedeniyle dosyanın geri çevrilmesi üzerine davalının savunmasını alarak verdiği ikinci başvuru kararına ilişkin 20.5.1988 günlü gerekçesi aynen şöyledir:
"Olayımızda davalı lehine uygulanma ihtimali bulunan 21.6.1987 tarih ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45. maddesi 1. fıkrasında "Orman dışına çıkarılmış ve çıkarılacak yerlerde; değişik 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesinin (B) bendinde belirtilen şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları ile tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı) gibi tarım arazileri 31.12.1981 tarihinden önceki vergi kaydı veya geçerli bir belgeye dayanmak şartıyla 14. maddeye göre zilyetleri adına tesbit ve tescil edilir"denmektedir.
3402 sayılı yasanın 14. maddesi ise; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal çekişmesiz ve aralıksız en az 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tesbit edilir.
Sulu ve kuru toprak ayırımı 3083 sayılı kanun hükümlerine göre yapılır. Taşınmaz malın yukarıdaki fıkranın kapsamı dışında kalan kısmının zilyedi adına tesbit edilebilmesi için birinci fıkra gereğince delillendirilen zilyetliğin ayrıca aşağıdaki belgelerden birine dayandırılması lazımdır.
A) 31.12.1981 tarihine veya daha önceki tarihlere ait vergi kayıtları,
B) Tasdikli irade suretleri ile fermanlar,
C) Muteber mütevelli sipahi, mültezim, temessük veya senetleri,
D) Kayıtları bulunmayan tapu veya mülga hazinei hassa senetleri veya muvakkat tasarruf ilmühaberleri,
E) Tasdiksiz tapu yoklama kayıtları,
F) Mülkname muhasebatı atika kalemi kayıtları,
G) Mübayaa istihkam ve ihbar hüccetleri,
H) Evkaf idarelerinden tapuya devredilmemiş tasarruf kayıtları" hükmünü içermektedir.
45. madde bahsi geçen değişik 6831 sayılı orman kanunu 2. maddesinde ise "aşağıda belirtilen durum ve şartlara uyan yerler Devlet eliyle ihya edilerek kısmen veya tamamen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi veya bu amaçla değerlendirilmesi maksadıyla orman sınırları dışına çıkarılır.
A) Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tesbit edilen yerler.
B) 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından Orman niteliğini kaybetmiş yerlerden su ve toprak rejimine zarar vermeyen orman bütünlüğünü bozmayan tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık, (Antep fıstığı) gibi çeşitli tarım alanları veya otlak, kışlak, yaylak gibi hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tesbit edilen araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının topluolarak bulunduğu yerleşim sahaları,
Bu yerler dışında orman sınırlarında hiçbir surette daraltma yapılamaz.
Orman sınırları dışına çıkarılan yerler devlet ormanı ise Hazine adına hükmü şahsiyete haiz amme müesseselerine ait orman ise bu müesseseler adına hususi orman sahipleri ise adına tescil edilir..." denilmektedir.
B fıkrasında orman sınırı dışına çıkarılacak yerler tarif edilmektedir.
3402 sayılı Kadastro kanununun 45. maddesinde belirtilen "değişik 6831 sayılı yasanın 2. maddesi" bu yasanın yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan 6831 sayılı yasanın 2896 sayılı yasa ile değişik 2. maddesidir.
Aynı maddenin 3. fıkrasında ise orman dışına çıkarılan yerlerin ne şekilde iktisap edileceği açıklanmaktadır.
Ancak 3402 sayılı yasanın 45. maddesi bu konuda yeni bir uygulama getirerek orman dışına çıkarılacak yerlerin 14. maddedeki şartlara uymak ve 31.12.1981 tarihinden önceki vergi kaydı veya geçerli bir belgeye dayanmak kaydıyla zilyetleri adına tesbit ve tescil edileceği hükmünü getirmektedir.
Bu maddeye göre "31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetmiş olan yerler" ile "Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tesbit edilen yerler" orman kadastrosu sonucu orman dışına çıkarıldığında; Zilyelik süresi 31.12.1981 tarihinden geriye doğru hesaplanmak kaydıyla 31.12.1981 tarihinden öncesine dayanan vergi kaydı ve geçerli belgeye dayanarak 20 yıl malik sıfatıyla çekişmesiz aralıksız zilyetliğini ispat eden zilyed adına tesbit ve tescil edilebilecektir.
Bu durumda 31.12.1981 tarihinden geriye doğru 20 yıl zilyetlik süresi o yerin orman olarak kabul edildiği dönemi de kapsayacaktır.
2896 sayılı yasanın 2. maddesinin yürürlük tarihi 1.1.1984 dür. Orman sınırı dışına çıkarılmış ve çıkarılacak yerlerde (Gerek 2896 sayılı yasa ile değişik 2. maddeye göre gerek 1744 sayılı yasa ile değişik 2. maddeye göre) 31.12.1981 tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlik süresi bu yerlerin hukuken orman sayıldığı dönemi içine alacaktır.
2709 sayılı T.C. Anayasasının 169. maddesinin 2. fıkrası; "Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre devletçe yönetilir ve işletilir. BU ORMANLAR ZAMANAŞIMI İLE MÜLK EDİNİLEMEZ ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz" demektedir.
Oysa 3402 sayılı Kadastro Kanununun 45/1. maddesi uyarınca aynı yasanın 14. maddesinde yazılı şartlar oluştuğunda devlet ormanları üzerinde zilyetlik ispat edilmek suretiyle kazandırıcı zamanaşımı ile mülkiyet hakkı elde edilebilecektir.
Zorunlu olarak 3402 sayılı yasanın 45. maddesi 1. fıkrası uyarınca uygulanmak durumunda olan kazandırıcı zamanaşımı süresi o yerin hukuken orman olduğu dönemi içerisine alacaktır.
Bu durumda 3402 sayılı yasanın 45. maddesinin birinci fıkrası T.C. Anayasasının 169. maddesinin 2. fıkrasında yazılı "bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez" sözüne ve madde içeriğinin özüne aykırı görülmektedir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçeye binaen hazine vekilinin iddiası mahkememizce ciddi bulunmuştur.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1988/25
Karar Sayısı : 1988/30
Karar Günü : 27.9.1988
R.G. Tarih-Sayı :20.10.1988-19965
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Senirkent Sulh Hukuk Mahkemesi.
İTİRAZIN KONUSU : 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'nın 169. maddesine aykırılığı nedeniyle iptali istemidir.
I- OLAY : Davacı Maliye Hazinesi adına, taşınmazı elinde bulunduran davalıya karşı, müdahalenin men'i ve tescil istemiyle açılan davada, anlaşmazlık konusu taşınmazın 1744 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca orman dışına çıkarıldığı ve Hazinenin özel mülkiyetine geçtiği savı ileri sürülerek zilyetliğin orman dışına çıkarıldıktan sonra söz konusu olacağından yasaların aradığı 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı bildirilmiş, 23.3.1988 günlü duruşmada davalının savunmasında dayandığı 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin Anayasa'nın 169. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğunu belirten davacı vekili Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesini istemiş, Anayasa'ya aykırılık savını ciddi bulan Mahkeme iptal istemiyle itiraz yoluna başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ :
A- İPTALİ İSTENEN YASA KURALI :
İtiraz yoluna başvuran mahkemenin iptalini istediği fıkrayı da içeren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesi şöyledir :
"MADDE 45.- Orman dışına çıkarılmış ve çıkarılacak yerlerde; değişik 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesinin (B) bendinde belirtilen şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları ile tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı) gibi tarım arazileri,31.12.1981 tarihinden önceki vergi kaydı veya geçerli bir belgeye dayanmak şartıyla 14 üncü maddeye göre zilyetleri adına tespit edilir. Zilyetlik müddeti 31.12.1981 tarihinden geriye doğru hesaplanır.
6831 sayılı Orman Kanunu veya ek ve değişikliklerine göre, orman kadastrosu yapılarak evvelce Hazine adına tespit veya tescil edilmiş yerlerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.
Orman sınırları içerisinde kalan veya orman dışına çıkarılan alanlarda tapulu yerlerle iskan suretiyle veya toprak tevzii yoluyla verilen (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmadan hak sahipleri adına tespit ve tescil edilir.
6831 sayılı Orman Kanununun değişik 2 nci maddesinin (B) bendinin uygulanmasında bu madde hükmü tatbik edilir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu gereğince belirtilen turizm alanlarında, Orman Kanunları hükümlerine göre tahsis edilen yerlerde ve imar alanlarının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallar hakkında yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz."
B- DAYANILAN ANAYASA KURALI :
"Madde 169.-Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eylememüsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasî propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz."
IV- İLK İNCELEME :
Eksikliği tamamlanan dosyanın yeniden gönderilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Mahmut C.CUHRUK, Yekta Güngör ÖZDEN, Necdet DARICIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Muammer TURAN, Mehmet ÇINARLI, Mustafa GÖNÜL, Mustafa ŞAHİN, Adnan KÜKNER, İhsan PEKEL ve Selçuk TÜZÜN'ün katılmalarıyla 31.5.1988 günü yapılan ikinci ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esastan incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ :
İtiraz yoluna başvuran mahkeme, yukarıya olduğu gibi alınan karar gerekçesinde belirttiği nedenlerle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesinin birinci fıkrasının davacı vekilinin aykırılık savının ciddi olduğu kanısına vararak iptalini istemiştir.
Anayasa Mahkemesi'nde özel defterine 26.5.1988 günü yeniden yazılıp ilk incelemesi yapılan itirazdan sonra itiraz yolunu izleyen başka bir mahkemenin başvurusu üzerine dava konusu 45. madde 1.6.1988 günü, Esas: 1987/31, Karar: 1988/13 sayılı kararla iptal edilmiş olup, bu karar 20.8.1988 günlü, 19905 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yayım tarihinde yürürlükten kalkan hüküm için yeniden karar verilmesine gerek yoktur.
VI- SONUÇ :
21.6.1987 günlü, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 45. maddesinin birinci fıkrası, Anayasa Mahkemesi'nin 20.8.1988 günlü Resmî Gazete'de yayımlanan 1.6.1988 günlü, Esas: 1987/31, Karar: 1988/13 sayılı kararıyla iptal edilmiş bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
27.9.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Üye
Mahmut C. CUHRUK
Yekta Güngör ÖZDEN
Necdet DARICIOĞLU
Muammer TURAN
Mehmet ÇINARLI
Servet TÜZÜN
Mustafa GÖNÜL
İhsan PEKEL
Selçuk TÜZÜN