ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1984/2
Karar Sayısı:1984/3
R.G. Tarih-Sayı:01.05.1984-18388
İptal Davasını Açan : Türkiye Büyük Millet Meclisinin 85 Üyesi
İptal Davasının Konusu : 18/1/1984 günlü, 2972 sayılı
"Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi
Hakkında Kanun"un 2, 23, 35, Geçici 5 ve Geçici 7. maddelerinde yer alan
kimi hükümlerinin Anayasanın 2, 10, 13, 31, 67, 68/2, 91/1-2. ve 127.
maddelerine aykırı olduğu öne sürülerek iptaline karar verilmesi istenmiştir.
I - İPTAL İSTEMİNİN GEREKÇESİ :
Dava dilekçesinde öne sürülen iptal istemi gerekçesi aynen
şöyledir :
DAVA : 18/1/1984 gün ve 2972 sayılı "Mahalli İdareler ile
Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında" ki 18 Ocak
1984 gün ve 18285 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kanunun Bazı
Madde, Fıkra ve Hükümlerinin iptali.
DAVANIN KONUSU : Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve
İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkındaki Kanunun 2 nci ve 23 üncü maddesinin bazı
fıkra ve hükümleri ile Geçici 5 inci maddenin tamamı ve 7 nci maddenin 1
nci ve 35 inci maddenin 2 nci fıkralarının iptali talebinden ibarettir.
III. SONUÇ:
Yukarıda arz ve izah olunan gerekçelerimizde belirtildiği gibi
ve ayrıca tetkik anında görülecek sair gerekçelerle;
A) Sözü geçen kanunun 2 nci maddesinin 2 nci fıkrasının sonundan
başlayan "onda birlik baraj uygulamalı hükmü ile 23üncü maddesinin (a)
bendinin i inci satırında yeralan bir seçim çevresinde ile başlayan 2 nci
fıkrasının tamamı ve 3 üncü fıkrasının 1 inci satırında yer alan "Yapılan
çıkarmadan sonra geriye oyu kalan" hükmü ile yine fıkranın 2 nci
satırındaki adayların isimleri alt alta sözcüğünden sonra gelen
"Kalan" sözcüğünün, Anayasanın 2, 10, 13, 67 ve 68/2 nci maddelerine,
B) Geçici Madde 5 in Anayasanın 91/1-2 ve 127 nci maddelerine,
C) Geçici Madde 7 nin 1 inci fıkrasının Anayasanın 10, 67 nci
maddelerine,
D) 35 inci maddenin 2 nci fıkrasının Anayasanın 10 ve 31 inci
maddelerine,
Aykırı bulunduklarından ilgili madde ve fıkra hükümlerinin
Anayasanın 148, 150, 151 inci maddeleri ile Anayasa Mahkemesinin Kuruluş ve
Yargılama Usulleri Hakkında 10/ü/1983 gün ve 2949 sayılı Kanunun 18, 19, 20,
26, 27 ve 29 uncu maddeleri de nazara alınarak iptalini arz ve talep ederiz.
II - YASA METİNLERİ :
18/1/1984 günlü, 2972 sayılı Kanunun iptali istenilen
hükümlerini içeren maddeleri şöyledir :
"MADDE 2 - Mahalli idareler seçimleri serbest, eşit, gizli,
tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve
denetimi altında yapılır.
İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan
seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye
başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır"
"MADDE 23 - al Siyasi partilerin ve bağımsız adayların elde
ettikleri il genel meclisi ve belediye meclisi asıl üye sayısı aşağıdaki
şekilde hesaplanır :
Bir seçim çevresinde kullanılan geçerli oy toplamının onda
birine tekabül eden sayı, bütün partilerin ve bağımsız adayların aldıkları oy
sayısından ayrı ayrı çıkarılır. Bu çıkarmadan sonra geriye oyu kalmayan siyasi
partiler ve bağımsız adaylar üye tahsisinde hesaba katılmaz.
Yapılan çıkarmadan sonra geriye oyu kalan siyasi partilerin ve
bağımsız adayların isimleri alt alta, kalan oyları da hizalarına yazılır. Bu
sayılar önce bire, sonra ikiye, sonra üçe... şeklinde devam edilmek suretiyle o
seçim çevresinin çıkaracağı asıl üye sayısına ulaşıncaya kadar bölünür. Elde
edilen paylar, siyasi parti ayırımı yapılmaksızın, en büyükten en küçüğe doğru
sıralanır. Belediye ve il genel meclisi üye tamsayısı kadar üyelikler, bu
payların sahibi olan siyasi partilere ve bağımsız adaylara, sayıların büyüklük
sırasına göre tahsis olunur.
Son kalan asıl üyelikler için birbirine eşit rakamlar bulunduğu
takdirde bunlar, aralarında ad çekmek suretiyle, tahsis yapılır.
b) Siyasi parti adaylarından seçilenler aşağıdaki şekilde tespit
edilir :
İlçe seçim kuruluna verilen aday listesindeki sıra, seçimlerde
siyasi partilerin kazandıkları il genel . veya belediye meclisi asıl
üyeliklerinin tespitine esas olur.
Büyük şehir belediye başkanlığını kazananlara il seçim
kurulları, diğer kazananlara ilçe seçim kurulları tarafından tutanakları
verilir.
İl seçim kurulu başkanı büyük şehir belediye başkanlığına
seçileni, ilçe seçim kurulu başkanı da belediye başkanlığı, belediye meclis
üyelikleri ve il genel meclis üyeliklerine seçilenleri gösteren tutanağın bir
suretini o seçim çevresinde derhal alışılmış usullerle ilan ettirir, bir
suretini de bir hafta süre ile seçim kurulu kapısına astırır.
c) Yedek üyelikler için de (a) ve (b) bentleri hükümleri
uygulanır. Siyasi partilerin kazandıkları yedek üyeler asıl üyeliğe
seçilenlerden sonra gelen isimden itibaren sıra ile tespit olunur.
"MADDE 35 - Mahalli idareler seçimlerinde propaganda 298
sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun dairesinde
serbesttir.
Ancak 298 sayılı Kanunun 52-55 inci maddeleri ile düzenlenen
radyo ve televizyonda propagandaya ilişkin hükümleri, 52. maddenin son bendi
hariç, bu seçimlerde uygulanmaz"
"GEÇİCİ MADDE 5 - Bu kanunda seçim usul ve esasları hükme
bağlanan büyük şehir yönetiminin hukuki statüsü, bu kanunun yürürlüğünü takip
eden ilk seçimin oy verme gününden önce, 17/6/1982 gün ve 2680 sayılı Kamu
Kurum ve Kuruluşlarının, Kuruluş, Görev ve Yetkilerinin Düzenlenmesi ile ilgili
Yetki Kanununda belirtilen esas ve usullere uygun olarak çıkarılacak kanun
hükmünde kararnamelerle düzenlenir"
"GEÇİCİ MADDE 7 - Bu kanunun yürürlüğe girmesini takip eden
ilk mahalli idareler seçiminde oy verme günü 25 Mart 1984 tarihidir.
Seçim döneminin başlangıç tarihi Yüksek Seçim Kurulunca,
yukarıdaki fıkrada 'belirtilen oy verme günü esas alınarak tespit ve ilan
edilir.
Yüksek Seçim Kurulu, bu seçimlere mahsus olmak üzere, bu Kanun
ile 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve
2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun seçimlere ilişkin olarak tespit ettiği
süreleri kısalarak uygular "
III - DAYANILAN ANAYASA KURALLARI :
"MADDE 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir"
"MADDE 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi
düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
"MADDE 13 - Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli
güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının; genel ahlakın ve
genel sağlığın korunması amacı ile ve ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde
öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla
sınırlanabilir.
Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar
demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç
dışında kullanılamaz.
Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel hak ve
hürriyetlerin tümü için geçerlidir"
"MADDE 31 - Kişiler ve siyasi partiler, kamu tüzel
kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşmeye yayım araçlarından
yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla
düzenlenir.
Kanun, 13 üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında bir
sebebe dayanarak, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere
ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar
koyamaz."
"MADDE 67 - Vatandaşlar kanunda gösterilen şartlara uygun
olarak, seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi
faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli,
genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi
altında yapılır.
Yirmibir yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve
halkoylamasına katılma hakkına. sahiptir.
Bu hakların kullanılması kanunla düzenlenir.
Silah altında bulunan er ve erbaşlarla, askeri öğrenciler, ceza
ve tevkif evlerinde bulunan tutuklular ve hükümlüler oy kullanamazlar"
"MADDE 68 - Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne
g&re partilere girme ve partilerden çıkma hakkına sahiptir. Parti üyesi
olabilmek için yirmibir yaşını ikmal etmek şarttır.
Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez
unsurlarıdır.
Siyasi partiler, önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve
kanun hükümleri içinde faaliyetlerini sürdürürler.
Siyasi partilerin tüzük ve programları, Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, millet egemenliğine,
demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz.
Sınıf veya zümre egemenliğini veya herhangi bir tür diktatörlüğü
savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayan siyasi partiler kurulamaz.
Siyasi partiler, yurt dışında teşkilatlanıp faaliyette
bulunamaz, kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan
kuruluşlar meydana getiremez, vakıf kuramazlar.
Hakimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları,
yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri,
kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları
hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, öğrenciler ve
Silahlı Kuvvetler mensupları siyasi partilere giremezler."
"MADDE 91 - Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar
Kurulu'na kanun hükmünde kararname çıkarına yetkisi verebilir. Ancak,
sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasa'nın ikinci
kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve
ödevleri ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler kanun
hükmünde kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulumun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin
bitmesi, belli süre içinde verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu veya
süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanının
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına
ilişkin hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir
tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmi Gazete'de yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisi'ne sunulur.
Yetki kanunları v e bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Komisyonları ve Genel Kurulu'nda öncelikte ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce reddedilen
kararnameler bu kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmi Gazete'de yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
"MADDE 127 - Mahalli idareler; il, belediye veya köy
halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları
kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda, gösterilen, seçmenler
tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir.
Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden
yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
Mahalli idarelerin seçimleri, Anayasanın 67 nci maddesindeki
esaslara göre beş yılda bir yapılır. Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel
yönetim biçimleri getirebilir.
Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını
kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri, konusundaki denetim
yargı yolu ile olur. Ancak görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında
soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların
üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar
uzaklaştırabilir.
Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin
idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde
birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği
gibi karşılanması amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari
vesayet yetkisine sahiptir.
Mahalli idarelerin belirli kamu hizmetlerinin görülmesi amacı
ile, kendi aralarında Bakanlar Kurulunun izni ile birlik kurmaları, görevleri,
yetkileri, maliye ve kolluk işleri ve merkezi idare ile karşılıklı bağ ve
ilgileri kanunla. düzenlenir. Bu idarelere, görevleri ile orantılı gelir
kaynakları sağlanır."
IV - İLK İNCELEME :
1) Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 3ı/1/1984
gününde Ahmet H. Boyacıoğlu, H. Semih Özmert, Necdet Darıcıoğlu, Nahit
Saçlıoğlu, Hüseyin Karamüstantikoğlu, Kenan Terzioğlu, Yılmaz Aliefendioğlu,
Yekta Güngör Özden, Orhan Onar, Muammer Turan, Mehmet Çınarlı, Selahattin
Metin, Servet Tüzün, Mahmut C. Cuhruk ve O. Mikdat Kılıç'ın katılmalarıyla
yapılan ilk inceleme toplantısında :
Kimi hükümlerinin Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla iptali dava
edilen 18/1/1984 günlü, 2972 sayılı "Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun"un 18/1/1984
günlü, 18285 Mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı, dava dilekçesinin
27/1/1984 gününde Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği'nce kaleme havale
edilerek 1984/2 esas sayısını aldığı, 10/11/1983 günlü, 2949 sayılı Yasanın 27.
maddesi gereğince davanın bu tarihte ve süresi içinde açıldığı anlaşılmış; dava
dilekçesinin Millet Meclisi üye tamsayısının beşte bir oranını aşan
milletvekilleri tarafından imzalanmış olduğu saptanmış ise de, imzaları ihtiva
eden her sayfanın o sayfada ad ve soyadları ile imzaları bulunanların
milletvekili ve imzaların da kendilerine ait olduğunun ayrı ayrı Millet Meclisi
Başkanınca mühür ve imza konularak tasdiki gerekirken, sadece 14. sayfada
tasdik işleminin yapılması 10/11/1983 günlü, 2949 sayılı Yasanın 27. maddesinin
ikinci fıkrasına aykırıdır.
Bu nedenle dava dilekçesinin imzalar kısmındaki söz konusu
noksanlığın giderilmesi için, 2949 sayılı Yasanın 27. maddesinin dördüncü
fıkrası uyarınca, 15 gün süre verilmesine, işin rnüstaceliyeti nazarı dikkate
alınarak dava dilekçesinde tebligat için adresleri bildirilen Erzurum
Milletvekili Sabahattin Eryurt ile Sinop Milletvekili Hilmi Biçer'e, Türkiye
Büyük Millet Meclisi'ndeki adreslerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 2.
maddesine dayanılarak memur eliyle ayrı ayrı tebligat yapılmasına, adı
geçenlerin Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğine, dava dilekçesindeki tasdik
noksanını gidermeleri için başvurmaları halinde, noksanları giderildikten sonra
iade etmeleri koşuluyla ve imzaları karşılığında kendilerine verilmesine, 15
günlük bu süre içinde noksanlığın giderilmemesi halinde 10/11/1983 günlü, 2949
sayılı Yasanın 27. maddesinin son fıkrasında gösterilen yaptırımın uygulanacağı
hususuna da tebligatta yer verilmesine, 31/1/1984 gününde oybirliğiyle karar
verilmiştir.
Dava dilekçesi vs eklerinin ger i gelmesi üzerine 3/2/1984
gününde H. Semih Özmert, Necdet Darıcıoğlu, Nahit Saçlıoğlu, Hüseyin Karamüstantikoğlu,
Kenan Terzioğlu, Yılmaz Aliefendioğlu, Yekta Güngör Özden, Orhan Onar, Muammer
Turan, Mehmet Çınarlı, Selahattin Metin, Servet Tüzün, Mahmut C. Cuhruk, O.
Mikdat Kılıç ve Mithat Özok'un katılmalarıyla yapılan toplantıda :
31/1/1984 günlü karar gereği, davacılar tarafından yerine
getirilerek, dava dilekçesinin son sayfasındaki 85 imzanın tasdikine ek olarak
imzaları. ihtiva eden her sayfanın o sayfada ad ve soyadları ile imzaları
bulunanların Milletvekili ve imzaların da kendilerine ait olduğu, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı'nca mühür ve imza konulmak suretiyle tasdik edildiği ve
böylece eksikliğin tamamlanmış olduğu anlaşılmakla işin esasının incelenmesine
3/2/i984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
2) Eldeki davanın özelliği dolayısıyla gündem düzenlenmesi işini
göz-üşmek üzere Anayasa Mahkemesi 21/2/1984 gününde toplanmıştır. Toplantıya H.
Semih Özmert, Necdet Darıcıoğlu, Nahit Saçlıoğlu, Hüseyin Karamüstantikoğlu,
Kenan Terzioğlu, Yılmaz Aliefendioğlu, Yekta Güngör Özden, Orhan Onar, Muammer
Turan, Mehmet Çınarlı, Selahattin Metin, Servet Tüzün, Mahmut C. Cuhruk, Osman
Mikdat Kılıç ve Mithat Özok katılmışlardır.
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 33. maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca gündemin, toplantı gününden en az on gün önce üyelere dağıtılması
zorunludur. Ancak ivedi durumlarda bu süre Mahkemece kısaltılabilir. Söz edilen
İçtüzüğün 16. maddesinde de raportörler tarafından hazırlanan raporun bir
örneğinin gündemin dağıtılmasından en az on gün önce üyelere verileceği
yazılıdır. Bu iki madde birbirine paralel düzenlenmiş olup raporun dağıtılması
ile toplantı günü arasında günlük bir sürenin olması gerekmektedir. İvedi
durumlarda Mahkeme bu süreyi kısaltabilir.
Anayasaya uygunluk denetimine konu olan 18/1/1984 günlü, 2972
sayılı Kanun hükümlerine göre mahalli idareler organlarının seçimi 25 Mart 1984
tarihinde yapılacaktır. Seçime kısa bir süre kaldığından Mahkeme konunun
özelliğini dikkate alarak bu yetkisini kullanmak suretiyle sürenin
kısaltılmasını ve davanın bir an önce sonuçlandırılmasını uygun bulmuştur.
H. Semih ÖZMERT, Necdet DARICIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Yekta
Güngör ÖZDEN, Mehmet ÇINARLI ve Selahattin METİN Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
esasa ilişkin raporların gündemin dağıtılmasından en az on gün önce üyelere
verilmesine ilişkin 18. maddesi kuralının olayda gözönünde tutulması gerektiği,
bu sürenin Mahkemece kısaltılmasına olanak bulunmadığı; İçtüzüğün 33. maddesine
göre gündemin toplantı gününden en az on gün önce Üyelere dağıtılması
gerekmekte ise de aynı maddeye göre acele hallerde bu sürenin Mahkemece
kısaltılabileceği; bu nedenle, söz konusu 16. maddedeki süreye uyulmadan
toplantı gününün saptanamayacağı yolundaki karşıoylarıyla bu görüşe
katılmamışlardır.
Sonuç :
1 - İçtüzükteki 16. ve 33. maddelerde öngörülen sürelerin aynı
olduğuna, H. Semih ÖZMERT, Necdet DARICIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU,
Yekta Güngör ÖZDEN, Mehmet ÇINARLI ve Selahattin METİN'in karşıoylarıyla ve
oyçokluğuyla,
2 - Sürenin kısaltılmasına ve davanın esasının 28/2/1984 Salı
günü saat 1000 da incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ :
Davanın esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi, iptali istenen
18/1/1984 günlü, 2972 sayılı "Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları
ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun" hükümleri, Anayasanın 'konuya
değinen maddeleri, bunlarla ilgili yasama belgeleri, konu ile ilgili öteki
metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
A - Kanunun 2. ve 23. maddeleri yönünden inceleme :
1) Dava dilekçesinde, 18/1/1984 günlü, 2972 sayılı Mahalli
İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında
Kanun'un 23. maddesindeki geçerli oy toplamının onda birine tekabül eden
sayının onda birlik sayıyı aşan ve üye çıkarmaya hak kazanmış olan partilerin
ve bağımsız adayların aldıkları geçerli oy sayısından ayrı ayrı çıkarılmasının
eşitlik ilkesi ve gerçekleşmiş iradeye ve kanunlara göre geçerli sayılmış olan
oyların ayrı bir düzenlemeyle geçersiz sayılması gibi Anayasal ilkeye aykırı
bir sonuç doğurduğu, ayrıca, bu halin daha fazla oy almış partileri sebepsiz
yere nispi temsil ilkesine aykırı bir duruma getirmekte olduğu; bu nedenlerle,
(sözü geçen Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasının sonundan başlayan
"onda birlik baraj uygulamalı" hükmü ile 23 üncü maddesinin (a)
bendinin birinci satırında yer alan bir seçim çevresinde ile başlayan ikinci
fıkrasının tamamı ve 3 üncü fıkrasının birinci satırında yer alan "yapılan
çıkarmadan sonra geriye oyu kalan" hükmü ile yine aynı fıkranın ikinci
satırındaki adayların isimleri alt alta sözcüğünden sonra gelen
"Kalan" sözcüğünün, Anayasanın 2, 10, 13, 67. ve 68/2 nci
maddelerine) aykırı bulunduğu ileri sürülmektedir.
2) 2972 sayılı Kanunun 2. ve 23. maddelerinin Anayasaya aykırı
olduğu iddiası, anamuhalefet partisi sıfatıyla Halkçı Parti Meclis Grubu adına
Grup Başkanı'nın 25/1/1984 günlü başvurusu üzerine, daha önce Mahkememizce
incelenerek yerinde görülmemiş ve iptal istemi 1/3/1984 günlü, 1984/1 esas ve
1984/2 karar sayılı kararla red edilmiştir. Bu kararın, (A-2) bölümünde 2. ve
23, maddelerin Anayasaya aykırı olmadığı, gerekçeleri gösterilmek suretiyle,
etraflı bir biçimde açıklanmıştır. O gerekçeler, bu işte de geçerli olduğundan,
burada, ayrıca tekrar edilmesine lüzum görülmeyerek anılan karardaki düşünce ve
görüşlere yollama yapılmakla yetinilmiştir.
Bu düşünce ve görüşlere Nahit SAÇLIOĞLU ve Yekta Güngör ÖZDEN
katılmamışlardır.
B - Kanunun Geçici 5. maddesi yönünden inceleme :
1) Dava dilekçesinde, Anayasanın ı27. maddesinde, Kanunun büyük
yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebileceğinin kabul edilmiş
bulunması nedeniyle bu konudaki düzenlemenin kanun hükmünde kararnamelerle
yapılamıyacağı; amaç ve kapsamı mahalli idarelerin hukuki statüsünü düzenlemeyi
öngörmeyen 17/6/1982 günlü, 2680 sayılı Yetki Kanunu'na istinaden büyük şehir
yönetiminin hukuki statüsünün tanzim edilemiyeceği; bu nedenlerle Geçici 5.
maddenin Anayasanın 91/1-2 ve 127. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2) Yukarıda sözkonusu edilen 1/3/1984 günlü, 1984/1 esas ve
1984/2 karar sayılı kararda 2972 sayılı Kanunun Geçici 5. maddesi Anayasaya
aykırı görülmemiştir. Bu kararın (E-2) bölümünde açıklanmış olan. gerekçeler bu
işte de geçerli olduğundan, burada, yinelenmemiş ve anılan karardaki düşünce ve
görüşlere yollama yapılmakla yetinilmiştir. Ancak, bu gerçeklere, şu husus da
eklenmelidir : Dava dilekçesinde, Anayasanın 127. maddesinde kanunun büyük
yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirilebileceğinin kabul
edilmiş bulunması nedeniyle bu konudaki düzenlemenin kanun hükmünde
kararnamelere yapılamıyacağı da iddia edilmektedir.
Anayasanın 127. maddesinin üçüncü fıkrasında, büyük yerleşim
merkezleri için özel yönetim biçimlerinin kanunla düzenleneceğinin belirtilmiş
olması, bu düzenlemenin, Anayasanın 91. maddesinin birinci fıkrasında yer alan
ve kanun hükmünde kararname ile düzenlenemeyecek olan hak ve ödevlerle bir
ilgisi bulunmaması nedeniyle; normlar hiyerarşisinde kanunla eş değerde bulunan
kanun hükmünde kararnamelerle yapılmasına engel teşkil etmez.
Bu görüşe Nahit SAÇLIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve Yekta Güngör
ÖZDEN katılmamışlardır.
C - Kanunun Geçici 7. maddesinin birinci fıkrası yönünden
inceleme :
Dava dilekçesinde, Ülkemizdeki iklim şartları nazara alınarak
bugüne kadar Mart ayında seçim yapıldığına rastlanmadığı, birçok yerlerde
özellikle doğu ve karadeniz bölgesinin dağlık ve dağınık yerleşim bölgeleruu3e
oy sandığı başına gidilmesinin mümkün olmadığı, genel nitelik taşıyan bu
seçimde vatandaşın sandık başına gidememesinin serbest, eşit ve genel oy
prensiplerinin ihlali niteliğinde bulunduğu ileri sürülerek Anayasanın 10. ve
87. maddelerine aykırı olan 7. maddenin birinci fıkrasının iptali istenmiştir.
Anayasanın 67. maddesinde yer alan serbest, eşit ve genel oy
esasları ile ilk mahalli idareler seçimlerinin, iklim şartlarının uygun
olmadığı ileri sürülen 25 Mart 1984 tarihine alınması arasında bir bağlantı
kurulması mümkün değildir.
Öte yandan, ilk mahalli idareler seçimlerinde oy verme günü olan
25 Mart 1984 tarihinden, seçimlere katılan bütün siyasi partiler, aynı ölçüde
etkileneceğinden, bu durumun Anayasanın 10. maddesinde yer alan eşitlik
ilkesini zedeler bir yanı da bulunmamaktadır.
Görüldüğü gibi burada Kanun Koyucunun takdir ve tercihi söz
konusudur. Bu nedenlerle 2972 sayılı 'Yasanın Geçici 7. maddesinin birinci
fıkrası hükmünün Anayasaya aykırı olduğu iddiası geçerli değildir.
Bu görüşe Nahit SAÇLIOĞLU ve Yekta Güngör ÖZDEN
katılmamışlardır.
D - Kanunun 35. maddesi yönünden inceleme :
1 - Dava dilekçesinde, 35. maddenin ikinci fıkrasının iptali
isteğine ilişkin olarak, 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu
Kanunu'nun 22. maddesinin radyo ve televizyonda propaganda yapılacağı hükmünü
getirdiği, bu maddenin, lafzı ile olduğu gibi ruhu ile de propagandanın ülke
çapındaki değerini ortaya koyduğu, milletvekili seçimlerinde yer alan
propagandanın mahalli idareler seçimlerinde yer almamasının kanunların
uygulanmasındaki esas prensiplere ters düştüğü, iktidar partilerinin aynı süre
içerisinde çeşitli kanallardan düşüncelerini kamu oyuna açıklamak imkanına
malik oldukları, ayrıca kamu oyunu ve seçmeni etkilemek yönünden siyasi
partiler arasındaki eşitlik ilkesini de ihlal ettiği; bu nedenlerle Anayasanın
10. ve 31. maddelerine aykırı olan Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrası
hükmünün iptali istenmiştir.
2 - Yukarıda söz konusu edilen 1/3/1984 günlü, 1984/1 esas ve
1984/2 karar sayılı kararda 2972 sayılı Kanunun 35. maddesi Anayasaya aykırı
görülmemiştir. Bu kararın (C-2) bölümünde yazılı olan gerekçeler, bu işte de
geçerli bulunduğundan, burada, tekrarlanmamış ve anılan karardaki düşünce ve
görüşlere yollama yapılmakla yetinilmiştir.
Bu düşünce ve görüşlere Nahit SAÇLIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve
Yekta Güngör ÖZDEN katılmamışlardır.
VI - SONUÇ :
18/1/1984 günlü, 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle
Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun :
1 - 2. maddesinin ikinci fıkrasındaki ".. onda bir baraj
uygulamalı..." ibaresinin Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal isteminin
reddine, Nahit SAÇLIOĞLU ve Yekta Güngör ÖZDEN'in karşıoylarıyla ve
oyçokluğuyla,
2 - 23. maddesinin (a) bendinin "Bir seçim çevresinde
sözleri ile başlayan ikinci paragrafının tamamıyla, üçüncü paragrafının birinci
satırındaki "yapılan çıkarmadan sonra geriye oyu kalan" ibaresinin ve
aynı paragrafın ikinci satırındaki "adayların isimleri alt alta
sözlerinden sonra gelen "...kalan sözcüğünün Anayasaya aykırı olmadığına
ve iptal isteminin reddine, Nahit SAÇLIOĞLU ve Yekta Güngör ÖZDEN'in
karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
3 - Geçici 5. maddesinin Anayasaya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin reddine, Nahit SAÇLIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve Yekta Güngör
ÖZDEN'in karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
4 - Geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının Anayasaya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin reddine, Nahit SAÇLIOĞLU ve Yekta Güngör ÖZDEN'in
karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
5 - 35. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasaya aykırı olmadığına
ve iptal isteminin reddine, Nahit SAÇLIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU ve Yekta
Güngör ÖZDEN'in karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
1/3/1984 gününde karar verildi.
Başkanvekili
H. Semih Özmert
|
Üye
Necdet Darıcıoğlu
|
Üye
Nahit Saçlıoğlu
|
Üye
Hüseyin Karamüstantikoğlu
|
Üye
Kenan Terzioğlu
|
Üye
Yılmaz Aliefendioğlu
|
Üye
Yekta Güngör Özden
|
Üye
Orhan Onar
|
Üye
Muammer Turan
|
Üye
Mehmet Çınarlı
|
Üye
Selahattin Metin
|
Üye
Servet Tüzün
|
Üye
Mahmut C. Cuhruk
|
Üye
Osman Mikdat Kılıç
|
Üye
Mithat ÖZOK
|
KARŞIOY YAZISI
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 85 üyesi, 18/1/1984 günlü, 2972
sayılı "Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri
Seçimi Hakkında Kanun" un 2, 23, 35, Geçici 5. ve Geçici 7/1. maddelerinde
yer alan kimi hükümlerinin Anayasanın 2, 10, 13, 31, 67, 68/2, 91/1-2 ve 127.
maddelerine aykırı olduklarını öne sürerek iptallerine karar verilmesini
istemiştir.
Anayasa Mahkemesi, ileri sürülen savları yerinde görmeyerek
iptal isteminin tümünü oyçokluğu ile reddetmiştir.
Davacının savlarını yerinde gördüğümden red gerekçelerine
karşıyım.
Davacının savları, Geçici 7 nci maddenin 1 nci fıkrası dışında,
Halkçı Parti tarafından açılmış olan davada da - bazı fıkra ve deyim farkları
ile - ileri sürülmüş ve Mahkemece reddedilmişti. Ben o red kararına da karşı
olmuş ve bu davada ileri sürülenleri de kapsayacak biçimde oldukça ayrıntılı ve
genel bir karşıoy yazısı yazmıştım.
Ayrıca, bu karşıoy yazısında Geçici 7 nci maddenin 1 nci
fıkrasını Anayasaya aykırı gördüğümü de belirtmiştim.
Kısacası, bu davadaki red kararına muhalefet sebeplerimin tümü
Halkçı Parti tarafından açılmış olan Esas Sayısı : 1984/i, Karar Sayısı :
1984/2 sayılı kararda belirtilmiş olduğundan oradaki karşıoy gerekçelerimi bu
dava için de geçerli sayıyor ayrı bir karşıoy yazısı yazmıyorum.
KARŞIOY YAZISI
2972 sayılı Yasanın propaganda serbestliği başlığını taşıyan 35.
maddenin birinci fıkrasında "Mahalli İdareler Seçimlerinde propaganda, 298
sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkında Kanun dairesince serbest olduğu
belirlenirken; ikinci fıkrasında 298 sayılı Yasanın radyo ve televizyonda
propagandaya ilişkin 52. (son bent hariç) ile 55. maddelerinin bu seçimlerde
uygulanmayacağından söz edilmektedir. Böylece mahalli idare seçimlerinde, radyo
ve televizyonda propaganda olarak, sadece, haber bültenlerinin, siyasi
partilerin seçim çalışmalarıyla ilgili bölümünde seçime katılan siyasi partiler
tarafından verilecek metinler okunabilecektir.
Anayasanın "kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı
kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı" nı düzenleyen 31. maddesinde
: kişiler ve siyasi partiler, kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın
şartları ve usulleri kanunla düzenlenir.
Kanun, 13 üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında bir
sebebe dayanarak, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere
ulaşmasını ve kamu oyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar
koyamaz" denilmektedir. Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle
haberleşme araçları radyo - televizyon ve resmi haber ajanslarıdır. Maddenin
birinci fıkrasında kişilerin ve siyasi partilerin yararlanma hakkından söz
edilmekte, ikinci fıkrasında ise yararlanma hakkının kullanılmasıyla güdülen
amaç, ya da yararlanma hakkının işlevi belirlenmektedir. Bu amaç, halkın haber
alması, düşünce ve kanaatlara ulaşması ve kamu oyunun serbestçe oluşmasıdır.
İkinci fıkraya göre, kişilerin ve siyasi partilerin bu haktan
yararlanma koşullarını ve usulünü düzenleyen yasa, Anayasanın 13: maddesinde
yer alan genel sınırlamalar dışında kalan bir sebebe dayanarak, halkın bu
araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamu oyunun
serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz. Başka bir deyişle maddede
belirtilen kitle haberleşme araçlarından yararlanma, halkın bu araçlarla ha(ber
almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamu oyunun serbestçe oluşmasını
sağlayacak biçimde olmalıdır. Bu yararlanma, ancak 13. maddede yer alan genel
sebeplerle sınırlandırılabilir.
TRT, ayrı fikir ve görüşlerin yansız ve serbestçe verilmesi ve
iletilmesi yoluyla halkın düşünce ve kanaatlere ulaşmasında ve kamu oyunun
serbestçe oluşmasında en etkili araçtır. Maddenin birinci fıkrasında bu
araçlardan yararlanma hakkı siyasi partilere ve halkı oluşturan kişilere verilmiştir.
Bu araçlardan, kişilerin yararlanma hakkının, doğru haber alma,
ayrı görüşleri dinleyebilme ve kamu oyunun serbestçe oluşması gibi daha çak
pasif nitelikte olmasına karşın, Anayasanın 68. maddesine göre demokratik
siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru durumunda bulunan siyasi partilerin
yararlanma hakkı temsil ettikleri görüşleri iletmek suretiyle halkın düşünce ve
kanaatlere ulaşmasında ve kamu oyunun serbestçe oluşmasında etkili olmaları
nedeniyle aktif başka bir deyişle doğrudan yararlanmayı gerektirir
niteliktedir.
Halk kesimlerini temsil eden siyasala partilerin, seçim
zamanlarında ekonomik ve sosyal görüşlerini basın dışı kitle haberleşme
araçlarıyla da iletebilmeleri ve kamu oyunun, başla bir deyişle ulusal iradenin
oluşumunda rol almaları Anayasanın 2. maddesinde belirlenen Cumhuriyetin
demokratik olma niteliğinin bir gereğidir. Anayasanın 68. maddesinde, siyasi
partilerin, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olduklarının
belirlenmesi, demokratik niteliğin siyasi partilere dayanan özelliğini
göstermektedir. Ulusal iradenin belirlenmesi açısından milletvekilleri
seçimleriyle, mahalli idareler seçimleri arasında fazla bir ayrılık
bulunmamaktadır; Siyasi partilerin, milletvekili ya da mahalli idareler
seçimleri arasında bir ayırım yapılmadan, parti liderlerinin ya da sözcülerinin
görüntüleri ve kendi sesleriyle görüşlerini ve düşüncelerini iletebilmeleri
halkın düşünce ve kanaatlere ulaşmasının ve kamu oyunun serbestçe oluşmasının
en etkili yolu olup, Cumhuriyetin demokratik niteliğinin görüntülerinden
biridir. Seçim çalışmalarıyla ilgili bilgilerin TRT haber bültenlerinin ilgili
bölümünde partilerin hazırladıkları metinler halinde yayımlanması, Anayasanın
31. maddesinin ikinci fıkrasıyla güdülen amaç için yeterli sayılamaz.
Anayasanın 31. maddesine göre bu yararlanma. hakkına, ancak
Anayasanın 13. maddesindeki genel sınırlamalarla engelleyici kayıtlar
konabilir.
2972 sayılı Yasanın 35. maddesinin ikinci fıkrasının, 13.
maddedeki sınırlama dışında engelleyici kayıt getirmesi nedeniyle Anayasaya
aykırı bulunduğu ve iptali gerektiği görüşündeyim.
2972 sayılı Yasanın Geçici 5. maddesinde "Bu kanunda seçim
usul ve esasları hükme bağlanan büyük şehir yönetiminin hukuki statüsü, bu
kanunun yürürlüğünü takip eden ilk seçimin oy verme gününden önce, 17/6/1982
gün ve 2680 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Kuruluş, Görev ve Yetkilerinin
Düzenlenmesiyle ilgili Yetki Kanununda belirlenen esas ve usullere uygun olarak
çıkarılacak kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenir denilmektedir.
Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisinin bir yasayla, başka
bir yetki yasasına gönderme yapılması suretiyle verilmesi normal bir yol
olmamakla beraber sırf bu nedenle Anayasaya aykırılık savı haklı bulunamaz.
Ancak Anayasanın mahalli idarelerle ilgili 127. maddesinin ikinci fıkrasında
"Mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri; yerinden yönetim
ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir denmektedir. Anayasanın 91. maddesinin
ikinci fıkrasında yetki yasalarında çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin
"ilkelerinin" de gösterilmesi öngörülmesine karşın Geçici 5. maddede
ve bu maddenin gönderme yaptığı yetki yasasında bu ilkeden söz edilmemektedir.
Kaldı ki, Anayasanın yasayla düzenleneceğini açıkça belirlediği bir konuda,
yasa yerine kanun hükmünde kararnamelerle düzenleme yapılamaz. Çünkü, kanun
hükmünde kararname, parlamento tarafından onaylanıncaya kadar içeriği ve
bütünüyle yürütmenin bir düzenleyici işlemi olup, yasama yetkisinden çok
yürütme yetkisinin kullanılmasıyla oluşur. Anayasanın, ulusal iradenin en etkili
kullanım aracı olan yasa yapılması yoluyla düzenlenmesini istediği bir konuda,
bu görevin sadece yetki verilmesi yoluyla yürütme tarafından yapılması,
egemenliğin ulusa ait olması ilkesine aykırı düşebileceği gibi, Anayasanın
kuvvetler ayırımı yoluyla kurduğu dengeyi de bozabilir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle 2972 sayılı Yasanın 35.
maddesinin ikinci fıkrası ile Geçici 5. maddesinin iptali gerektiği oyu ile bu
maddelerin iptali isteminin reddine ilişkin karara karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇEM
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin beşte biri tarafından
açılan iptal davasına ilişkin çoğunluk görüşüyle alınan kararın tüm bölümlerine
karşıyım. Zaman ve yer almamaya özen göstererek, Halkçı Parti tarafından açılan
1/3/1984 günlü ve Esas 1984/1, Karar 1984/2 sayılı kararın katılmadığım
bölümlerine ilişkin karşıoy gerekçelerimi, TBMM üyelerince açılan bu dava için
de yineliyorum. Uygulama denetimine sunulan maddeleri genelde tüm olarak
irdelemeye çalıştığımdan, davanın belirli fıkralara yönelik bulunması
karşısında, karşıoyum bu fıkraları da içermiş olmaktadır. Konu birliği
nedeniyle durumu bu biçimde açıklayarak çoğunluk görüşüne katılmadığımı
belirtiyorum.