ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1979/25
Karar Sayısı:1979/46
Karar günü:18/12/1979
Resmi Gazete
tarih/sayı:11.5.1980/16985
İPTAL DAVASINI AÇAN : Cumhurbaşkanı.
İPTAL DAVASININ KONUSU : Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18
Nisan 1979 günlü kararı ile bu karara dayanılarak 30 Nisan 1979 günlü, 16624
Mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı
"633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki
Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 4 Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun" un biçim yönünden Anayasa'nın 4. maddesinin üçüncü
fıkrası, 8., 64., 92. ve 93., esas yönünden de Anayasa'nın 2., 19. maddenin
üçüncü ve 154. maddeleri hükümlerine aykırı olduğu 25/5/1979 gününde 1342
numaraya kaydı yapılan 24/5/1979 günlü, dava dilekçesiyle öne sürülmüş ve
iptaline karar verilmesi istenmiştir.
II - METİNLER :
1 - Millet Meclisince 18/4/1979 gününde 80. Birleşim 1. Oturumda
alınan karar yazılı bir metin olarak ortaya çıkmadığından, bu kararın oluşum
evreleri ile içeriğine ilerdeki incelemelerde değinilecektir.
2 - İptali istenen 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasa şöyledir:
"633 sayılı Dinayet İsleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri
Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 4 Geçici
Madde Eklenmesine Dair Kanun
Kanun No : 1982 Kabul Tarihi: 26/4/1976
Madde l - 633 Sayılı Dinayet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve
Görevleri Hakkındaki Kanunun 2, 5 inci maddenin 1 inci fıkrası, 6, 7, 8, 11,
12, 13, 15, 21, 22, 23 ve 24 üncü maddeleri ile 31 inci maddenin 2 nci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Kuruluş :
Madde 2 - Dinayet İşleri Başkanlığı bir Başkanın yönetimi
altında üç Başkan Yardımcısı ile aşağıdaki birimlerden kurulur.
A) Merkez Kuruluşu :
Din işleri Yüksek Kurulu,
Dinî Hizmetler Dairesi
Olgunlaştırma Dairesi
Teftiş Kurulu,
Hukuk Müşavirliği,
Personel Dairesi,
Araştırma ve Planlama Müşavirliği,
Donatım Müdürlüğü.
B) iller Kuruluşları:
İl Müftülükleri,
İlçe Müftülükleri,
C) Yurt dışı Din Hizmetleri Müşavirlikleri:
Yurt dışına atanacak din hizmetleri müşavirliklerinin teşkilât,
çalışma usul ve şartları çıkarılacak bir tüzükle tespit edilir.)
Madde 5 - Din İşleri Yüksek Kurulu, Dinayet İşleri Başkanlığının
en yüksek karar ve danışma organı olup, bir başkanı ile on üyeden teşekkül
eder. Üyelerin görev süreleri üç yıldır. Süresi biten üyeler yeniden
atanabilirler.
Dinî Hizmetler Dairesi :
Madde 6 - Dinî Hizmetler Dairesi bir Başkanın yönetimi altında
aşağıdaki müdürlüklerden kurulur :
A) Dinî Hizmetler Müdürlüğü
B) Hac İşleri Müdürlüğü
Dinî Hizmetler Dairesine bağlı müdürlüklerin görevleri :
Madde 7 - Dinî Hizmetler Dairesine bağlı müdürlüklerin görevleri
aşağıda gösterilmiştir.
A) Dinî Hizmetler Müdürlüğünün görevleri:
a) İbadethanelerin içinde ve dışında toplumu din konusunda
aydınlatmak için gerekli işleri yapmak ve bu gaye ile teknik araç ve
imkânlardan yararlanmak,
b) Müslüman vatandaşların millî ülkülere bağlılıklarını koruyucu
inanç ve inanç aykırılıklarının istismarını Önleyici tedbirlerin alınmasını
sağlamak,
c) Yurt dışındaki vatandaşlarımız ve soydaşlarımızın
bulundukları yerlere Dinayet İşleri Başkanlığınca atanacak din görevlilerinin
seçimi ve çalışmaları ile ilgili işleri yürütmek,
d) Din konusunda toplumu ve yurt dışındaki yurtdaşlarımızı
aydınlatmak amacı ile gerekli çalışmaları yürütmek,
e) Yurt dışından gelen ve Başkanlık görevleri ile ilgili
konularda temas ve incelemelerde bulunmak isteyen kişi, heyet ve gruplarla
ilgilenmek,
f) Namaz vakitlerinin ve dinî günlerin doğru olarak
hesaplanmasını sağlamak,
g) Belediyelerle, cenazeler konusunda işbirliği yapmak, cenaze
imamları ve okuyucularının çalışmaları ile ilgili hizmetleri düzenleyip
yürütmek,
B) Hac İşleri Müdürlüğünün görevleri:
a) Hac ibadetini yapmak isteyen vatandaşlarımızla ilgili (yurt
içinde ve dışında) her çeşit işlemleri yürütmek,
b) Hac İşleri Döner Sermayesini maksadına uygun olarak yürütmek,
c) Hac işlerinin yürütülmesinde ilgili Bakanlık ve kuruluşlarla
iş birliği yapmak,
Hac İşleri Müdürlüğünün çalışma esasları altı ay içinde
çıkarılacak bir yönetmelikle tespit edilir.
Dinayet İşleri Başkanlığı bütçesine "Hac İşleri Döner
Sermayesi" adı ile 3 milyon lira ödenek konur. Bu sermayenin
işletilmesinden elde edilecek kârlar, sermaye 20 milyon lirayı buluncaya kadar
döner sermayeye eklenir. Sermaye bu miktarı bulduktan sonra artanı bütçeye
gelir kaydedilir. Gerektiğinde döner sermayenin arttırılmasına Bakanlar Kurulu
yetkilidir.
Döner sermayenin bütün harcamaları, 1050 ve 2490 sayılı Kanunlar
ile bunlara ek ve değişiklik hükümleri dışındadır.
Döner sermaye işlemleri ve hesap yöntemleri Maliye Bakanlığı ile
Başbakanlıkça birlikte hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Bu sermaye ile yapılan işlerden doğan gelir ve giderler için her
yıl sonunda düzenlenecek bilançolar belgeleri ile birlikte Sayıştaya ve ayrıca
bilançonun bir nüshası Maliye Bakanlığına verilir.
Bu işlerde çalışacak personelin kadroları, her yıl ihtiyaca göre
Devlet Personel Dairesi ve Maliye Bakanlığı ile birlikte tespit edilir.
Döner sermayenin hesap dönemi malî yıldır.
Olgunlaştırma Dairesi:
Madde 8 - Olgunlaştırma Dairesi bir başkanın yönetimi altında
aşağıdaki Kurul ve Müdürlüklerden kurulur :
A) Eğitim Müdürlüğü
B) Derleme ve Yayın Müdürlüğü
C) Kütüphane ve Arşiv Müdürlüğü
D) Mushafları İnceleme Kurulu
Olgunlaştırma Dairesine bağlı Kurul ve Müdürlüklerin görevleri :
A) Eğitim Müdürlüğünün görevleri:
a) Başkanlığın çeşitli kademelerine bilgili elemanlar temin
etmek amacı ile, yurt içindeki ve yurt dışındaki her dereceli okullara burs
tahsis etmek ve burslarla ilgili işleri yürütmek,
b) Başkanlık personelinin mesleki bilgi ve görgülerini
geliştirmek amacı ile lüzumlu kurs, seminer ve konferanslar hazırlamak ve
bunların çalışmalarını yürütmek,
c) Yurt içinde ve yurt dışında açılan dinî ve mesleki kurs,
seminer, konferans ve kongrelere kuruluş personelinden lüzumlu görülenlerin
devamını sağlamak ve bu konudaki işleri yürütmek,
d) Meslekî Öğretim yapan Kur'an kurslarının açılış, eğitim,
öğretim ve denetim işlerini Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yaparak
yürütmek,
e) Başkanlık eğitim merkezleri ile ilgili işleri yürütmek,
f) Din şûrası ile ilgili çalışmaları yürütmek,
B) Derleme ve Yayın Müdürlüğünün görevleri:
a) Başkanlığın her çeşit yayın işlerini yürütmek,
b) Dinî yayınlar döner sermayesini maksadına uygun olarak
yürütmek,
c) Din ile ilgili yayınları derlemek,
2527 sayılı Basmayazı ve Resimleri Derleme Kanunu hükümlerine
giren ve dini mahiyette olan basmayazı ve resimlerden ikişer nüshayı
basımevciler Diyanet işleri Başkanlığı Derleme ve Yayın Müdürlüğüne
gönderirler. Bu Kanuna uymayanlar hakkında gerekli kovuşturmanın yapılmasını
Başkanlık C. Savcılığından ister.
C) Kütüphane ve Arşiv Müdürlüğünün görevleri :
a) Dinayet İşleri Başkanlığı Arşivini kurmak ve kurulanları
yönetmek,
b) Merkezde ve iller kuruluşlarında kütüphaneler kurmak,
kurulmuş olanları yönetmek.
Arşiv ve Kütüphanelerin kuruluş ve yönetimleri, çıkarılacak bir
yönetmelikle belirtilir.
D) Mushafları İnceleme Kurulu ve görevleri :
Mushafları İnceleme Kurulu bir Başkan ile 6 üyeden teşekkül eder
ve aşağıda gösterilen görevleri yapar :
a) Türkiye'de bastırılacak Mushaf ve cüzlerinin, mealli
mushafların, her ne suretle olursa olsun Mushaf metinlerinin doğru olarak
basılmasını sağlamak ve kontrol etmek,
b) Yurt dışından ithal olunacak veya yurt dışında bastırılacak
Mushaf ve cüzlerinin yurda sokulup sokulmayacağına karar vermek,
c) Başkanlıkça verilecek diğer işleri yapmak.
Mushafları İnceleme Kurulunun kontrolundan geçip bu Kurulun
mührünü taşımayan Mushaf ve cüzlerinin satışı yasaktır. Kontroldan geçmeden
satışa çıkarılan Mushaf ve cüzleri, mahkeme kararı ile toplatılır.
Mushafları İnceleme Kuruluna inceletmeden veya bu kurulca
yapılan düzeltmeleri dikkate almadan Mushaf ve cüz bastıranlar hakkında,
basılan Mushaf ve cüzlerinin değerinin dörtte birinden az olmamak üzere ağır
para cezasına hükmolunur.
Mushafları inceleme Kurulunun çalışma usul ve esasları altı ay
içinde çıkarılacak bir yönetmenlikle tespit edilir.
personel dairesi:
Madde 1l - Personel Dairesi bir Başkanın yönetimi altında
aşağıdaki müdürlüklerden kurulur:
A. Atama İşleri Müdürlüğü
B. Sicil İşleri Müdürlüğü
C. Bütçe ve Muhasebe İşleri Müdürlüğü
D. Evrak ve İdare İşleri Müdürlüğü
Personel Dairesine bağlı Müdürlerin görevleri:
Madde 12 - Personel Dairesine bağlı müdürlüklerin görevleri
aşağıda gösterilmiştir :
A. Atama İşleri Müdürlüğünün görevleri:
a) Başkanlığın Merkez ve İller Kuruluşuna atanacak personelin
atanmalarına ilişkin işleri yürütmek,
b) Yeniden alınacak personelin sınavlarını yapmak, bu personelin
atanacak yerlerini tespit etmek ve mecburî hizmetlilerin takibi gibi işleri yürütmek,
c) Başkanlığın kadro ve disiplinle ilgili işlerini yürütmek.
B. Sicil İşleri Müdürlüğünün görevleri:
a) Başkanlığın Merkez ve İller Kuruluşunda çalışan personelin
sicil ve özlük dosyalarının düzenlenmesi, korunması, personelin durumunda
meydana gelen değişmelerin dosyasına işlenmesi ile ilgili işleri yürütmek,
b) Personelin terfii, kıdem, intibak, izin, sağlık, rapor,
emeklilik gibi özlük hakları ile ilgili işleri yürütmek.
C. Bütçe ve Muhasebe İşleri Müdürlüğünün görevleri:
a) Başkanlığın bütçesini hazırlamak, bütçe kanunlarına göre
uygulama ile ilgili işleri yürütmek.
b) Personelin aylık, yolluk gibi malî hakları ile ilgili işleri
yapmak.
D. Evrak ve İdare İşleri Müdürlüğünün görevleri:
Bu Müdürlüğün görevleri Başkanlığın genel evrak işlerini
düzenlemek, ilgililere işlerinin durumu hakkında bilgi vermek ve bütün daire
hizmetlerini yönetmek ve yürütmek.
Olgunlaştırma Dairesi ile Personel Dairesi her iki daireyi
ilgilendiren konularda koordineli çalışırlar.
Araştırma ve Planlama Müşavirliği:
Madde 13 - Bir Başmüşavirin Başkanlığında, Organizasyon ve Metot
Müşaviri, Planlama Müşaviri ile yeteri kadar Müşavir ve uzmandan kurulur.
A. Başmüşavirin görevleri :
a) Müşavirliğine bağlı müşavirler ile diğer personelin
çalışmalarını düzenler ve yönetir.
b) Başkanlıkça verilen diğer işleri görür.
B. Organizasyon ve Metot Müşavirinin görevleri :
a) Başkanlığın çalışmalarında verimi artırmak, sürat, kolaylık
ve basitlik sağlamak üzere araştırmalar yapar, tavsiyelerde bulunur,
b) Türkiye çapında Başkanlık teşkilâtının çalışmaları ile ilgili
anketler düzenler ve neticeyi Başkanlığa sunar,
c) Başmüşavir tarafından verilen diğer işleri görür.
C. Planlama Müşavirinin görevleri:
a) Başkanlığın, kalkınma planlarında yer alması gereken geleceğe
dönük hizmetlerini planlar,
b) Planda yer alan Başkanlıkla ilgili bölümlerin uygulanması
hususunda ilgili birimlere görüş bildirir.
B. İller Kuruluşları İl Kuruluşu
Madde 15 - Diyanet İşleri Başkanlığının İller Kuruluşu; İl ve
ilçe müftülükleri; müftü yardımcıları, vaiz, murakıp, şef, imam - hatip, Kur'an
Kursu Öğreticisi, Müezzin - Kayyum, memur, kayyum ve diğer görevlilerden
meydana gelir.
Atamalar :
Madde 21-Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşuna dahil görevlere
atanma usul ve şartları aşağıda gösterilmiştir :
a) Diyanet işleri Başkanı Başbakanın teklifi üzerine
Cumhurbaşkanının imza edeceği Bakanlar Kurulu kararıyle,
b) Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri Diyanet İşleri Başkanının
teklifi, Başbakanın inhası üzerine Bakanlar Kurulu kararıyle atanırlar.
c) Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı, kurul üyelerinin kendi
aralarında gizli oy ve salt çoğunlukla seçmeleri ve Başbakanın onayı ile,
d) Diyanet İşleri Başkan yardımcıları, Dinî Hizmetler Dairesi
Başkanı, Olgunlaştırma Dairesi Başkanı, Teftiş Kurulu Başkanı, müfettişler,
hukuk müşavirleri, Personel Dairesi Başkanı, başmüşavir, donatım müdürü, il
müftüleri, yurt dışı din hizmetleri müşavirleri Diyanet İşleri Başkanının
inhası üzerine ortak kararname ile,
e) Merkez Kuruluşu Müdürleri, Müşavirler, Mushafları İnceleme
Kurulu Başkanı ve üyeleri, müfettiş yardımcıları ile diğer memurlar, ilçe
müftüleri, vaizler, murakıplar, Kur'an kursu öğreticileri ve yurt dışındaki
Türk işçilerinin bulunduğu yerlere atanacak görevliler, Personel Dairesi
Başkanının inhası üzerine Diyanet işleri Başkanınca,
f) Kadrolu imam - hatipler, müezzin kayyumlar Personel Dairesi
Başkanının inhası üzerine Diyanet İşleri Başkanlığınca (bu görevliler valilik
emrine atanırlar, il sınırları içindeki görev yerleri ile müftüsünün teklifi ve
valinin onayı ile tespit edilir.)
g) Cenaze imamları ve okuyucular Personel Dairesi Başkanının
inhası üzerine Dinayet işleri Başkanlığınca,
h) Kadrosuz köy imam - hatipleri köy derneğinin teklifi, ilgili
müftünün inhası üzerine valilik ve kaymakamlıkça,
i) İl ve ilçe kuruluşunun diğer hizmetlileri ilgili müftünün
inhası üzerine valilik ve kaymakamlıkça,
Yukarıdaki bentler dışında kalan memurlar Başkanlıkça atanırlar.
Nitelikler :
Madde 22 - Dinayet İşleri Başkanı ile Kuruluşun bütün
görevlilerinde (itikadı, ibadeti, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine
uygunluğu çevresinde bilinir olduğu) ortak niteliğin bulunması, ayrıca;
a) Dinayet İşleri Başkanı ile Başkan yardımcılarının, Din İşleri
Yüksek Kurulu Başkan ve üyelerinin, Dini Hizmetler Dairesi Başkanının,
Olgunlaştırma Dairesi Başkanının ve Başmüşavirin dinî yüksek öğrenim görmüş
olması, yüksek öğreniminden sonra Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşunun çeşitli
kademelerinde, din eğitimi veren müesseselerin mesleki öğretim üyeliği ve
öğretmenliğinde, (veya orta dereceli okulların din ve ahlâk dersleri
öğretmenliğinde) toplam en az 6 yıl çalışmış olması ve arapça bilmesi (fazla
olarak batı dili bilmek tercih sebebidir.)
b) Teftiş Kurulu Başkan ve üyelerinin Personel Dairesi
Başkanının, Merkez Kuruluşu Müdürlerinin, müfettiş yardımcılarının, müftü,
müftü yardımcısı ve vaizlerin, yurt dışına atanacak din görevlilerinin dinî
yüksek Öğrenim yapmış olmaları,
c) Hukuk müşavirlerinin Hukuk Fakültesini bitirmiş olmaları,
d) Mushafları İnceleme Kurulu Başkan ve üyelerinin dinî yüksek
öğrenim yapmış ve hafız olmaları,
e) Din İşleri Yüksek Kurulu Raportörlerinin dinî yüksek öğrenim
yapmış olmaları ve arapça bilmeleri,
f) Kadrolu imam - hatiplerin imam - hatip okulu II nci devresini
bitirmiş olmaları (Bu nitelikte istekli bulunmadığı takdirde imam - hatip
okulları I inci devresini bitirenler de atanabilirler.) Müezzin - kayyumların,
ilkokul ve Kur'an kursunu bitirmiş olmaları,
g) Kur'an kursu öğretmenliği için ilâhiyat Fakültesi, İslam
Enstitüsü ve imam - Hatip Lisesi ikinci devre mezunu olanlar (Bu nitelikte
istekli bulunmadığı taktirde imam - Hatip Lisesi birinci devre mezunu olanlar,
bunlar da bulunmazsa ilk okul mezunu olanlar atanabilirler. Hafızlık tercih
sebebidir.)
h) Cenaze imamlarının imam - hatip okulu II nci devresini
bitirmiş olmaları (B nitelikte istekli bulunmadığı takdirde imam - hatip okulu
I inci devresini bitirenlerde atanabilirler.) okuyucuların ilkokul mezunu ve
hafız olmaları, kadrosuz köy imam - hatiplerinin din bilgisine sahip ve enaz
ilkokulu bitirmiş olmaları (Din bilgisinin belgesi olarak Kur'an kurslarından
alınmış belge ibraz edilmediği takdirde dinî bilgisinin derecesi yeterliği
Müftülük Komisyonunda yapılan sınavla tespit edilir.) lazımdır.
Disiplin Kurulları ve Muhakemat Komisyonu :
Madde 23 - Disiplin kurulları; Yüksek Disiplin Kurulu, Merkez
Disiplin Kurulu, İl Disiplin Kurulları olmak üzere aşağıda gösterilen üyelerden
teşekkül eder.
A. Yüksek Disiplin Kurulu, Kıdemli Başkan Yardımcısının
başkanlığında Din İşleri Yüksek Kurulundan bir üye, Teftiş Kurulu Başkanı,
Birinci Hukuk Müşaviri ve Personel Dairesi Başkanlığından kurulur.
B. Merkez Disiplin Kurulu, Başkan yardımcılarından birinin
başkanlığında, ikinci Hukuk Müşaviri, Başmüfettiş, Başmüşavir ve Atama İşleri
Müdüründen kurulur.
C) İl Disiplin Kurulu, Vali veya görevlendireceği Vali
muavininin Başkanlığında İl Müftüsü, Hukuk İşleri Müdürü ve iki il vaizinden
kurulur. (iki vaiz bulunmadığı takdirde, başkanlığın diğer görevlileri
arasından müftünün teklifi ve valinin onayı ile boş üyelikler doldurulur.)
D) Dinayet İşleri Başkanlığı teşkilatında çalışan müftü, vaiz,
murakıp, Kur'an kursu öğreticisi ve imam - hatip gibi personelin görevlerinden
doğan veya görevlerin yapılması sırasında işledikleri suçlardan dolayı
yargılanmaları, Memurin Muhakematı hakkında Kanun hükümlerine göre yapılır.
Merkez teşkilatında çalışan memurların görev suçları hakkında
Yüksek Disiplin Kurulu, Memurin Muhakemat Komisyonu görevini de yapar.
Disiplin Cezaları:
Madde 24 - Dinayet İşleri Başkanlığı Disiplin Kurullarınca işlem
yapılabilecek görevliler hakkında Devlet Memurları Kanununun disiplin
cezalarına ait hükümlerinden başka, görülen hizmetin özelliğinden doğan diğer
disiplin suç ve cezaları altı ay içerisinde çıkarılacak bir yönetmelikte
belirtilir.
Genel ve özel ceza kanunları hükümleri saklıdır.
Madde 31 - Bu sermayenin işletilmesinden elde edilecek kârlar,
sermaye 50 milyon TL. sını buluncaya kadar, döner sermayeye eklenir. Sermaye bu
miktarı bulduktan sonra artanı Hazineye yatırılır ve bütçe gelirlerine
geçirilir.
Ancak bu kanun yürürlüğe girmeden önce Dinî Yayınlar Döner
Sermayesinin limitini aşan kısmının tamamı, bu sermayeye ilâve edilir.
Bağış ve yardımlar ile demirbaş eşya 50 milyon liralık tahdidin
dışındadır.
Madde 2 - 633 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici 8, 9, 10 ve 11 inci
maddeler eklenmiştir :
Geçici Madde 8 - Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihte vekil imam
-hatip olarak görevli bulunanların :
a) 10 yıl süre ile - disiplin sebepleri dışında bir sebeple -
görevlerine son verilemez. Ancak kendi istekleri veya idari zaruretlerle
yerleri değiştirilebilir. Bu süre içinde Devlet memurlarına tanınan sosyal
haklardan yararlanırlar.
b) Bu gibiler (Dinayet İşleri Başkanlığınca tespit edilecek süre
içinde müracaat etmeleri halinde) Dinayet İşleri Başkanlığınca, bu Kanunun
yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay içinde Kur'an-ı Kerim, dini bilgiler ve
hitabet konularından bir sınava tabi tutulurlar. Bu sınavda başarı gösterenler
öğrenim durumlarına uygun imam - hatip kadrolarına asaleten atanırlar.
Kazanamayanlar veya bu sınava katılmayanlar için sınav tarihinden itibaren iki
yılda bir olmak üzere dört defa daha sınav açılır.
c) Vekil imam - hatipler bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren 6 yıl içinde imam - hatip okulu l inci devre diploması ibraz ettikleri
takdirde asaleten imam - hatip kadrolarına atanırlar ve bunların vekil imam -
hatiplikte geçen hizmet süreleri öğrenim derecelerine göre kademe ilerlemesi ve
derece yükselmesi suretiyle değerlendirilir.
Geçici Madde 9 - Vekil imam - hatip olarak atanıp da, bu kanun
yürürlüğe girmeden Önce imam - hatip okulu diploması alarak asıl imam -
hatipliğe geçirilmiş olanların vekil imam - hatiplikte geçmiş hizmetleri de
geçici 8 inci maddenin (c) fıkrası hükümlerine göre değerlendirilir.
Geçici Madde 10 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte mülhak
vakıflara ait cami ve mescitlerde görev yapan cami görevlileri, Diyanet işleri
Başkanlığı kadrolarına atanırlar. Mülhak vakıflarda geçen hizmetleri öğrenim
durumlarına göre kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi suretiyle
değerlendirilir.
Mülhak cami görevlilerinden bu kanun yürürlüğe girmeden Önce
Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarına geçenlerin mülhak vakıflarda geçen hizmet
süreleri de öğrenim durumlarına göre kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi
olarak değerlendirilir.
Bu gibilere Vakıflar Genel Müdürlüğünce veya mütevellilerince
ödenmesi gereken ücretler Hazineye irat kaydedilir.
Geçici Madde 11 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
belediyeler emrinde ve kadrolarında bulunan cenaze imamları ve okuyucular
Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarına geçirilirler. Cenaze imamları ve
okuyucuların görev ve çalışma usulleri ile belediyelerle ilişkiler konusu bu
kanunun yürürlüğü tarihinden itibaren 6 ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle
düzenlenir.
Madde 3 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 4 - Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür."
3 - Dayanılan Anayasa Kuralları:
"Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve
Başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, millî demokratik, lâik ve sosyal
bir hukuk devletidir."
"Madde 4 - Fıkra 3 - Egemenliğin kullanılması, hiçbir
suretle belli bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya
organ, kaynağını Anayasa'dan almıyan bir devlet yetkisi kullanamaz."
"Madde 8 - Kanunlar Anayasa'ya aykırı olamaz.
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare
makamları ve kişileri bağlıyan temel hukuk kurallarıdır. "
"Madde 19 Fıkra 3) Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere
katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz. Kimse, dini inanç
ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz."
"Madde 64 - Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak,
Devletin bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek, para
basılmasına, genel ve özel af ilânına, mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm
cezalarının yerine getirilmesine karar vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
yetkilerindendir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi kanunla belli konularda, Bakanlar
Kuruluna kanun hükmünde kararnameler çıkarmak yetkisi verebilir. Yetki veren
kanunda, çıkarılacak kararnamelerin amacı, kapsamı ve ilkeleriyle bu yetkiyi
kullanma süresinin ve yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerinin açıkça gösterilmesi
ve kanun hükmünde kararnamede de yetkinin hangi kanunla verilmiş olduğunun
belirtilmesi lâzımdır.
Bu kararnameler, Resmî Gazete'de yayımlandıkları gün yürürlüğe
girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir tarih de
gösterilebilir. Kararnameler, Resmî Gazete'de yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan
kararnameler, Anayasa'nın ve yasama meclisleri içtüzüklerinin kanunların
görüşülmesi için koyduğu kurallara göre, ancak, komisyonlarda ve genel
kurullarda diğer kanun tasarı ve tekliflerinden önce ve ivedilikle görüşülüp
karara bağlanır.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazete'de yayımlandığı gün yürürlüğe girer.
Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer
alan temel hak ve hürriyetler ile dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve
ödevler kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez. Anayasa Mahkemesi, bu
kararnamelerin Anayasa'ya uygunluğunu da denetler."
"Madde 92 - Kanun tasarı ve teklifleri önce Millet
Meclisinde görüşülür,
Millet Meclisinde kabul, değiştirilerek kabul veya reddedilen
tasarı ve teklifler Cumhuriyet Senatosuna gönderilir.
Millet Meclisinde kabul edilen metin, Cumhuriyet Senatosunca
değişiklik yapılmadan kabul edilirse bu metin kanunlaşır.
Cumhuriyet Senatosu, kendisine gelen metni değiştirerek kabul
ederse, Millet Meclisinin bu değişikliği benimsemesi halinde metin kanunlaşır.
Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni
benimsemezse, her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki
üyelerden bir karma komisyon kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet
Meclisine sunulur. Millet Meclisi, karma komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca
veya daha önce kendisince hazırlanmış olan metinlerden birini olduğu gibi kabul
etmek zorundadır. Cumhuriyet Senatosunda üye tamsayısının salt çoğunluğu ile
kabul edilmiş olan madde değişikliklerinde, Millet Meclisinin kendi ilk metnini
benimsemesi için, üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Bu halde
açık oya başvurulur.
Millet Meclisinin reddettiği bir tasarı veya teklif, Cumhuriyet Senatosunca
da reddedilirse düşer.
Millet Meclisinin reddettiği bir tasarı veya teklif, Cumhuriyet
Senatosunca olduğu gibi veya değiştirilerek kabul edilirse, Millet Meclisi,
Cumhuriyet Senatosunun kabul ettiği metni yeniden görüşür. Cumhuriyet
Senatosunun metni Millet Meclisince benimsenirse, kanunlaşır; reddedilirse,
tasarı veya teklif düşer; Cumhuriyet Senatosundan gelen metin Millet Meclisince
değiştirilerek kabul edilirse, 5 inci fıkra hükümleri uygulanır.
Cumhuriyet Senatosunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile tümü
reddedilen bir metnin Millet Meclisi tarafından kabulü için, üye tamsayısının
salt çoğunluğunun oyu lâzımdır. Bu halde açık oya başvurulur.
Cumhuriyet Senatosunca üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile
tümü reddedilen bir metnin kanunlaşabilmesi, Millet Meclisi tarafından üye
tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilmesine bağlıdır. Bu halde açık
oya başvurulur.
Cumhuriyet Senatosu, kendisine gönderilen bir metni, Millet
Meclisi komisyonlarında ve genel kurulundaki görüşme süresini aşmıyan bir süre
içinde karara bağlar; bu süre üç ayı geçemez ve ivedilik hallerinde onbeş
günden, ivedi olmıyan hallerde bir aydan kısa olamaz. Bu süreler içinde karara
bağlanmıyan metinler, Cumhuriyet Senatosunca, Millet Meclisinden gelen şekliyle
kabul edilmiş sayılır. Bu fıkrada belirtilen süreler Meclislerin tatili
devamınca işlemez.
Yasama Meclislerinin ve mahallî idarelerin seçimleri ve siyasî
partilerle ilgili tasarı ve tekliflerin kabul veya reddinde yukardaki fıkralar
hükümleri uygulanır. Ancak, karma komisyon kurulmasını gerektiren hallerde,
karma komisyonun raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik toplantısında
görüşülür ve karara bağlanır; Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik
toplantısında Millet Meclisinin ilk metninin kabulü için üye tamsayısının salt
çoğunluğunun oyu lâzımdır. 8 inci ve 9 uncu fıkralar hükümleri saklıdır."
"Madde 93 - Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince
kabul edilen kanunları on gün içinde yayınlar; uygun bulmadığı kanunu, bir daha
görüşülmek üzere, bu hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte, aynı süre içinde
Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderir. Bütçe kanunları ve Anayasa bu hükmün
dışındadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu yine kabul
ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayınlanır."
"Madde 154 - Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri
Başkanlığı özel kanunda gösterilen görevleri yerine getirir."
III- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca Şevket
Müftügil, Lûtfi Ömerbaş, Ahmet Erdoğdu, Osman Tokcan, Rüştü Aral, Ahmet Salih
Çebi, Muammer Yazar, Nihat O. Akçakayalıoğlu, Nahit Saçlıoğlu, Hüseyin
Karamüstantikoğlu, Kenan Terzioğlu, Necdet Darıcıoğlu, İhsan N. Tanyıldız,
Bülent Olcay ve Yılmaz Aliefendioğlu'nun katılmalarıyla 14/6/1979 gününde
yapılan ilk inceleme toplantısında, iptali istenen 18/4/1979 günlü Türkiye
Büyük Millet Meclisi kararının dava konusu edilip edilemeyeceği, dava konusu
edilmesine olanak varsa, incelemenin, 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasadan ayrı
ve bağımsız olarak yapılması gerekip gerekmediği yönleri üzerinde durulmuştur.
Konunun açıklığa kavuşturulabilmesi için olayın oluş biçimini
kısaca gözden geçirmekte yarar görülmüştür.
26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasanın kabulünden sonra sözü
edilen Yasa, Cumhurbaşkanınca Anayasa'nın 93. maddesi gereğince aşağıdaki yazı
ile bir daha görüşülmek üzere Millet Meclisi Başkanlığına geri çevrilmiştir.
"Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 30 Nisan 1976 tarih ve Kanunlar Müdürlüğü 1011-8953
sayılı yazınız:
1 - 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri
Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Beş Geçici
Madde Eklenmesine Dair 29 Nisan 1975 tarih ve 1893 sayılı Kanun, 16 Mayıs 1975
tarih ve 4-394 sayılı yazımızla belirtilen gerekçe ile uygun bulunmayarak, T.
C. Anayasasının 93 üncü maddesi gereğince bir daha görüşülmek üzere geri
gönderilmiş idi.
2 - Sözü geçen kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde yeniden
görüşülmesi sonunda 26 Nisan 1976 tarihinde kabul edilip ilgi yazı ile
yayınlanması için gönderilen ve 1982 numarayı alan Kanunun incelenmesinde; geri
gönderme gerekçesinin (a) ve (b) fıkralarında belirtilen hususlar uygun
bulunarak, Diyanet İşleri Başkanının dahi, başka bir biçimde oluşturulan Aday
Tespit Kurulunca seçilmesine dair 20 inci madde metinden çıkarılmasına mukabil,
gerekçenin (c) fıkrasında, niteliklerden bahseden 22 nci maddeye ilişkin husus
aynen muhafaza edildiği ve fakat, geri gönderilen 1893 sayılı Kanunun 5 inci
maddesi ve 31 inci maddesinin 2 nci fıkrası değiştirildiği gibi 7 ve 21 inci
maddelerin (a) fıkralarında da bazı düzeltmeler yapıldığı görülmüştür.
3 - Bu durumda Türkiye Büyük Millet Meclisinin, geri gönderilen
1893 sayılı Kanunu değil, değişik bir metni ihtiva eden 1982 sayılı Kanunu
kabul etmiş olması muvacehesinde, T.C. Anayasasının 93 üncü maddesine göre
yayınlama zorunluğu ortadan kalktığı ve 1982 sayılı Kanunun arz edilen niteliği
itibariyle yeni bir kanun olduğu mütalâa edilerek yapılan incelemede:
a) Diyanet İşleri Başkanlığının en yüksek karar ve danışma
organı olan (Din İşleri Yüksek Okulu) üyelerinin görev süreleri (6) yıl olarak
saptanmış iken 1982 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle bu süre (3) yıla
indirilmiştir. Kanunda (En Yüksek Karar ve Danışma Organı) olarak nitelenen bir
kurulun tüm üyelerinin üç yılda bir yenilenmesi, bu nitelikte bir kurulda
varlığı zorunlu olan fikir ve içtihat istikrarını zedeleyeceği gibi ayrıca,
kanunun 20 nci maddesi (e) fıkrası 2 nci bendine göre, (Aday Tespit Kurulu) nun
(6) yılda bir seçilmesi hükmü ile de çelişki teşkil edecektir. Bu itibarla, 5
inci maddenin 1893 sayılı Kanunda saptandığı şekilde düzenlenmesi daha uygun
mütalâa edilmektedir.
b) 633 sayılı Kanunun 31 inci maddesi l inci fıkrasında bahis
konusu edilen (Dinî Yayınlar Döner Sermayesi), aynı maddenin 2 inci fıkrasıyle
(3) milyon lira olarak sınırlandırılmış ve sermaye bu miktarı bulduktan sonra
artanı Hazineye yatırılacağı belirtilmiş iken, bu miktar 1893 sayılı Kanunla
(20) milyon lira olarak saptanmış, 1982 sayılı Kanunla ise (50) milyon liraya
çıkarılmıştır. Ayrıca yeniden eklenen bir fıkra ile bu kanun - 1982 sayılı
Kanun - yürürlüğe girmeden önce dinî yayınlar döner sermayesinin limitini aşan
kısmının tamamı, bu sermayeye ilâve edileceği hükmü konmuştur.
Dinayet İşleri Başkanlığı, Anayasamızın 154 üncü maddesi
gereğince, genel idare içinde yer almakla beraber görevlerinin,
Cumhuriyetimizin niteliklerini tespit eden 20 inci maddesindeki (Lâiklik)
ilkesine göre düzenlenmesinde Anayasal bir zorunluluk olduğu aşikârdır. Bu
görev, 633 sayılı Kuruluş ve Görev Kanununun 1 inci maddesinde "İslam
dinînin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, din
konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek" olarak
belirlenmiştir. Her halde, bu görevler arasında sayılan (Din konusunda toplumu
aydınlatmak )amacı ile tesis edilmiş olan döner sermayeye, on yıl Önce (3)
milyon lira olarak saptanmış ve bir yıl önce kabul edilmiş olan 1893 sayılı
Kanunla da (20) milyon liraya çıkarılmış iken sermayenin bu kez (30) milyon
lira daha artırılması ve bu miktara sermaye limitini aşan kısmının tamamının
ilâve edileceği hükmünün getirilmesi, görevin amacını çok aşan bir durum olarak
görülmektedir. Kaldı ki, Devletin resmi yayınlarını sağlayan Başbakanlık
Basımevi İşletmesinin döner sermayesi, 10 Nisan 1969 tarih ve 852 sayılı Kanuna
göre sadece (20) milyar liradan ibarettir.
c) Esasa ilişkin olan bu hususların yanında; 1893 sayılı Kanun,
Millet Meclisinde yeniden görüşülmesi tamamlandıktan sonra 26 Ocak 1976 tarih
ve 1011 sayılı yazı ile Cumhuriyet Senatosu Başkanlığına gönderilmiş ve 14
Nisan 1976 tarihinde Millî Eğitim, Gençlik ve Spor ve Kültür Komisyonunda
konuşularak, Millet Meclisinin kabul ettiği metnin 5, 20, 21 ve 22 nci
maddeleri ile geçici 8 ve 10 ncu maddeleri değiştirilerek kabul olunduğu -
Cumhuriyet Senatosu S. Sayısı 592 - ve Kanun 21 Nisan 1976 tarihinde gündeme
alındığı halde Hükümet temsilcisinin Genel Kurulda hazır bulunmaması
dolayısıyle görüşülemediği anlaşılmıştır. 22 Nisan öğleden sonra ve 23 Nisanın
bayram, 24 ve 25 Nisan tarihlerinin ise tatil günlerine rastlaması ve görüşme
süresi 26 Nisan 1976 tarihinde sona ermesi itibariyle kanun, Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulunda görüşülemeden kanunlaşmış ve dolayısiyle Komisyonun
öngördüğü değişiklikler üzerinde sayın Senatonun karar ve iradesi
belirlenmemiştir.
4 - Bu nedenlerle uygun bulunmayan 1982 sayılı Kanun T. C.
Anayasasının 93 üncü maddesi gereğince bir daha görüşülmek üzere geri
gönderilmiştir.
Gereğini arz ederim.
|
Fahri S. Korutürk
Cumhurbaşkanı
|
Millet Meclisi Başkanlığı bütün işlemleri, 26 Haziran 1973
günlü, 1779 sayılı "Bazı Orman Suçlarının Affına ve Bunlardan Mütevellit
İdare Şahsi Haklarının Düşürülmesine Dair Kanun" üzerinde yürütmüş ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi 18 Nisan 1979 günlü kararı almış olduğundan
26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasa hakkında 20/4/1979 gününe kadar hiçbir işlem
yapılmamıştır. Millet Meclisi Başkanı, Millet Meclisi Genel Sekreterliği
Kanunlar Müdürlüğü ifadeli, 24/4/1979 günlü, 1011-19988 sayılı Yazı ile, sözü
edilen Yasayı yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanına göndermiştir. Bu yazı şöyledir
:
" Cumhurbaşkanlığına
İlgi : a) 6/5/1975 tarih ve 1011-8953 sayılı yazınız,
b) 16/5/1975 tarih ve 4 - 394 sayılı yazınız,
c) 30/4/1976 tarih ve 1011 - 8953 sayılı yazınız,
d) 7/5/1976 tarih ve 4-383 sayılı yazınız,
Yüce Makamınızca 7 Mayıs 1976 tarihinde, bir daha görüşülmek
üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine ikinci kez geri gönderilen; 26 Nisan 1976
tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen, 633 sayılı Dinayet
İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 4 Geçici Madde Eklenmesine Dair 1982 Numaralı
Kanun; Bazı Orman Suçlarının Affına ve Bunlardan Mütevellit İdare Şahsi
Haklarının Düşürülmesine Dair 26 Haziran 1973 tarihli, 1779 Numaralı Kanun
nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18/4/1979 tarihinde aldığı, Sayın
Cumhurbaşkanının, Anayasa'nın 93 ncü maddesine göre kanunları bir daha
görüşülmek üzere bir defadan fazla Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderemiyeceğine
ilişkin karar gereğince yayınlanması için ilişikte sunulmuştur.
Saygılarımla arz ederim.
|
Cahit Karataş
Millet Meclisi Başkanı
|
Dava dilekçesinde, 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı "633 sayılı
Dinayet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı
Maddelerin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna 4 Geçici Madde Eklenmesine Dair
Kanun" un iptali ile bunun yanında bu istekten bağımsız olarak ayrıca
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18 Nisan 1979 günlü kararının da iptali
istenmiştir. 18/4/1979 günlü Yasama Organı karariyle 1982 sayılı Yasayı,
birbiriyle ilişkisi olmayan metinler saymaya olanak yoktur. Gerçi her iki metin
birbirinden tümüyle bağımsızdır; ancak 18/4/1979 günlü kararın Cumhurbaşkanını,
dava konusu olan yasayı yayımlamakla ve onu yürütme alanına koymakla zorunlu
tuttuğu da bir gerçektir. Sözü edilen kararın içeriği ve anlamı yönünden
başlıbaşına yada ilgili yasa ile birlikte dava konusu edilebileceğinde
duraksamaya yer yoktur. Nitekim görüşmelerde bu iki tasarrufa karşı aynı dava
dilekçesiyle dava açılamıyacağı yolunda bir düşünce öne sürülmüş değildir.
18/4/1979 günlü Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı ile, söz konusu edilen yasa
arasındaki bu sıkı ilişki, bu metinlerin bir dilekçe ile dava edilmesine olanak
verir. Hemen belirtmek gerekir ki, bu durum, yani metinler arasındaki bu sıkı
ilişki, 18/4/1979 günlü kararın ya da yasanın yalnız başına dava konusu
edilemiyeceği anlamına da gelmez. Anayasanın değişik 147. maddesiyle Anayasa
Mahkemesine yasaların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin Anayasaya,
Anayasa değişikliklerinin Anayasada belli edilen şekil şartlarına uygunluğunu
denetleme yetkisi verilmiş olduğuna, Anayasanın kimi maddelerinde de
Meclislerin 147. maddenin genel anlamı dışında kalan işlemlerinden hangilerinin
(örneğin Madde 81 de olduğu gibi) Anayasa Mahkemesince denetleneceği,
"Kanun" olmadıkları halde, Anayasaca kanun niteliğinde sayılan belgelerden
hangisinin denetime bağlı olacağı, hangisinin olmayacağı (örneğin madde 65 son
fıkra) gösterilmiş bulunmasına ve oluşum biçimi açıklanan 18/4/1979 günlü
Türkiye Büyük Millet Meclisi kararının, denetime bağlı tutulan yasama belgeleri
arasında gösterilmediğine göre, davaya konu edilen bu kararın Anayasa
Mahkemesince denetlenebilirliği üzerinde durulmuştur.
Anayasaca Yasama Meclislerine verilen görevler belli olduğuna
göre, Anayasa koyucunun Anayasa Mahkemesinin denetimine ilişkin kuralları
saptarken, Anayasada gösterilen yasama işlemlerini de gözönünde bulundurduğunda
kuşku yoktur. Bu nedenle Yasama Meclislerince Anayasada belirtilen adlara
(Anayasa değişikliği, kanun, kanun hükmünde kararname, içtüzük gibi) ve
yöntemlere uyularak yapılan işlemlerin Anayasa Mahkemesinin denetimine bağlı
olup olmadığının saptanmasında Anayasanın açık kurallarına başvurulmasını
olağan görmek gerekir. Ancak, Yasama Meclislerince Anayasada öngörülenler
dışındaki adlar altında ve başka yöntemler uygulanarak oluşturulan işlemlerin Anayasa
Mahkemesinin denetimine bağlı olup olmadığının saptanmasında aynı yola
başvurulmasına olanak bulunmadığı da açık bir gerçektir. Böyle olunca bu
nitelikteki bir işlemin Anayasa Mahkemesinin görev alanına girip girmediği
belirlenirken, meydana getirilen metin veya belgenin oluşturulmasında uygulanan
yöntem kadar içeriğinin niteliği üzerinde de durulması, değer ve etkisinin
ortaya konulması ve bu metin veya belge, Anayasaca denetime bağlı tutulan
işlemlerle eşdeğerde ve nitelikte ise, denetime bağlı olduğunun kabul edilmesi
zorunludur.
Nitekim Anayasa Mahkemesi konuya bu açıdan bakmış ve
kararlarında sorunu bu anlayışla çözüme bağlamıştır. (örneğin 27/2/1968 günlü
1967/6 - 1969/9 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı, Resmî Gazete, gün : 19/6/1968,
sayı : 12927; 22/2/1977 günlü, 1977/6-14 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı, Resmî
Gazete gün : 28/3/1977, sayı: 15892)
Konunun bu açıdan incelenmesi ve değerlendirilmesi, sözü edilen
yasama meclisi kararının, Anayasa Mahkemesinin denetimine bağlı bir yasama
belgesi olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır.
Özetlemek gerekirse, 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasanın
yanında ayrıca iptali istenmiş bulunan 18 Nisan 1979 günlü Yasama Meclisi
Kararını, iptali istenen yasadan ayrı ve bağımsız olarak incelemek ve böylece
anayasal denetimden geçirmek, Anayasa Mahkemesinin görev alanı içinde
bulunmaktadır.
Bu görüşe, Lütfi Ömerbaş, Kenan Terzioğlu ve Yılmaz
Aliefendioğlu "kararın incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin görevi içinde
olmadığı" nı, Ahmet Salih Çebi ve Nihat O. Akçakayalıoğlu da "dava
konusu Yasama Meclisi kararının iptali istenen yasa ile birlikte incelenmesi
gerektiği" ni öne sürerek katılmamışlardır.
Böylece yapılan ilk inceleme sonunda :
1 - 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı "633 sayılı Dinayet işleri
Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve bu Kanuna 4 Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun" un
yanında ayrıca iptali istenen 18 Nisan 1979 günlü Yasama Meclisi Kararının sözü
geçen yasadan ayrı ve bağımsız olarak incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin
görevi içinde bulunduğuna, Lûtfi Ömerbaş, Kenan Terzioğlu ve Yılmaz
Aliefendioğlu'nun "kararın incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin görevi
içinde olmadığı", Ahmet Salih Çebi ve Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun ise
"dava konusu Yasama Meclisi kararının iptali istenen yasa ile birlikte
incelenmesi gerektiği" biçimindeki karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
2 - Dosyanın eksiği bulunmadığından işin özünün incelenmesine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV - ESASIN İNCELENMESİ:
İşin esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi, iptali istenen yasa
hükümleri ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kararı, konu ile ilgili metinler ve
Anayasa Kuralları ve bunların gerekçeleri okunduktan sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
A - Dava dilekçesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18/4/1979
günlü kararının ve ayrıca 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasanın tümünün iptaline
karar verilmesi istenmektedir.
26/6/1973 günlü, 1779 sayılı Yasa ile birlikte iptali dava
edilmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18/4/1979 günlü kararı, Anayasa
Mahkemesince, başka bir dava nedeniyle Anayasaya uygunluk denetiminden
geçirilmiş ve 18/12/1979 günlü, 1979/22-45 sayılı kararla iptaline karar
verilmiş olduğundan, aynı konu üzerinde durulmasına ve yeniden karar
verilmesine yer kalmamıştır.
B - 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı Yasanın Anayasaya aykırılığı
sorunu :
Anayasa Mahkemesinin 18/12/1979 günlü, 1979/22-45 sayılı
karariyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18 Nisan 1979 günlü kararının iptal
edilmiş olması, Anayasanın 93. maddesinin buyruğu ve içtüzük hükümleri
gereğince üzerinde görüşme açılmayan ve böylece kabulü yasama meclislerinin
oyuna sunulmamış olan dava konusu 26/4/1976 günlü, 1982 sayılı "633 sayılı
Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi ve bu Kanuna 4 Geçici Madde Eklenmesine Dair
Kanun" u biçim yönünden Anayasaya aykırı duruma getirir. Sözü edilen
yasanın bu nedenle iptaline karar verilmelidir.
C - İptal hükmü üzerinde yasal bir boşluğun oluşacağı ve bunun kamu
düzenini bozucu bir etki ve durum ortaya çıkaracağı görüldüğünden, iptal
hükmünün, Anayasanın değişik 152. ve 44 sayılı Yasanın 50. maddeleri hükümleri
uyarınca, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra
yürürlüğe girmesi gerekli bulunmuştur.
Ahmet Salih Çebi bu görüşe katılmamıştır.
V - SONUÇ:
1 - Dava konusu edilen Türkiye Büyük Millet Meclisinin 18/4/1979
günlü kararının, Anayasa Mahkemesinin 18/12/1979 günlü, Esas : 1979/22, Karar:
1979/45 sayılı karariyle iptaline karar verilmiş bulunması karşısında, aynı
konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına oybirliğiyle,
2 - Yukarıda sözü edilen Türkiye Büyük Millet Meclisinin
18/4/1979 günlü kararının, Anayasa Mahkemesince 18/12/1979 günlü, Esas :
1979/22, Karar : 1979/45 sayılı karariyle iptal edilmiş olması karşısında,
26/4/1976 günlü, 1982 sayılı ve Resmî Gazetenin 30/4/1979 günlü, 16624 mükerrer
sayısında yayımlanan "633 sayılı Dinayet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve
Görevleri Hakkındaki Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna 4
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun" un biçim yönünden Anayasaya aykırı
olduğuna ve iptaline oybirliğiyle,
3 - İptal kararı ile yasa boşluğu oluşacağından, Anayasanın
değişik 152. ve 44 sayılı Yasanın 50. maddeleri hükümleri uyarınca, iptal hükmünün,
kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe
girmesine, Ahmet Salih Çebi'nin karşıoyuyla ve oyçokluğuyla.
18/12/1979 gününde karar verildi.
|
|
|
Başkan
Şevket Müftügil
|
Başkanvekili
Ahmet H. Boyacıoğlu
|
Üye
Ahmet Erdoğdu
|
|
|
|
Üye
Osman Tokcan
|
Üye
Rüştü Aral
|
Üye
Ahmet Salih Cebi
|
|
|
|
Üye
Muammer Yazar
|
Üye
Adil Esmer
|
Üye
Nihat O. Akçakayalıoğlu
|
|
|
|
Üye
Nahit Saçlıoğlu
|
Üye
Hüseyin Karamüstantikoğlu
|
Üye
Necdet Darıcıoğlu
|
|
|
|
Üye
İhsan N. Tanyıldız
|
Üye
Bülent Olçay
|
Üye
Yılmaz Aliefendioğlu
|
KAŞIOY YAZISI
Cumhurbaşkanının, Anayasanın 93. maddesine dayanarak evvelce
geri gönderdiği yasa metnini, yeniden görüşülmek üzere ikinci kez Türkiye Büyük
Millet Meclisine döndürüp döndüremiyeceği konusunda oluşturulan 18/4/1979 günlü
kararın, oluşumuna neden olan kanundan ayrı tutularak anayasal denetime
alınamayacağı yolundaki görüşümüzün dayanakları şunlardır :
Alınan karar, belli bir kanunun en uygun hükümlerle
oluşturulmasına yardım için, aynı yolu Cumhurbaşkanının bir kez daha kullanma
isteklerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinin karşı çıkışıdır. Kararın, bu
sonuçtan ayrı olarak ve yâni, uygulama yeri ve uygulama etkisi dışında, ele
alınması olanaksızdır. Çünkü :
l - Anayasa Mahkemesinin, Anayasa denetimine alabileceği
belgeler asıl olarak T. C. Anayasasının 147. maddesinde belirlendiği üzere,
"Anayasa değişiklikleri" ile "Kanunlar" ve "Türkiye
Büyük Millet Meclisi İçtüzükleri" dir. Bunlardan başka 64. ve 81.
maddelerdeki belgeler de denetime bağlanmıştır. Adı ne olursa olsun, içeriği ve
etkisi ile bu nitelikleri gösteren belgelerin dahi "denetim" içine
girdikleri kuşkusuzdur.
İnceleme konusu karar ise, çoğunluğumuzun ileri sürdüğü gibi,
bir yasa veya içtüzük düzenlemesi değildir.
İçtüzük kurallarını, yalnızca kendi çalışmalarını düzenleme için
koyabilecek olan meclislerin Cumhurbaşkanının uğraşlarını da düzenlemeyi
hedefleyen bir kural getirdikleri kabullenilemez.
Cumhurbaşkanının, Anayasanın 93. maddesiyle tanınan yetkisinin
özel bir yasa konusu olabileceğine değinen bir anayasa kuralı olmadığına ve bir
yasa ile Anayasanın karşısına çıkılamıyacağına göre ele alınan belgenin bir
"kanun" yerini aldığının kabulü de olanaksızdır.
Meclisler, gelecekte de, aynı kanıyı korudukları takdirde, yeni
bir karar almak zorundadırlar. Kanaatlerini değiştirdiklerinde ise, bir karar
oluşturmaya gerek duymaksızın, ikinci kez geri gönderilen metni
inceleyeceklerdir.
Bütün bu kesin görünümler karşısında inceleme konusu kararın,
Anayasanın belli bir hükmünü anlayış biçimi olduğu ve bir yasayı oluştururken,
öteki anayasal yöntemler arasında, oluşan yasayı etkilediği ölçüde ve yasanın
denetimi sırasında ele alınabileceği açıktır.
2 - Anayasanın 93. maddesi son cümlesi "... Türkiye Büyük
Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu kabul ederse..." diyerek geri
çevrilen metnin, yeniden görüşmeye ve değişik hükümlerle kabule açık olduğunu
belirtmekte, eski metnin geri çevrilmesiyle "kanun olabilme"
niteliklerinin eksik kalacağını vurgulamaktadır. Gerçekten, bu metin tam
nitelikli bir kanun olsaydı onun "geri gönderilmesi"nden değil,
"değiştirilmesi" teklif ve tasarısından söz edilirdi.
Onaylanıp Resmî Gazete ile yayınlanmasına Cumhurbaşkanınca
buyruk verilmeyen bir metnin, bağlayıcı niteliklere sahip ve uyulup uygulanması
herkes için zorunlu bir "kanun" ile eş değerde tutulmasına Anayasa
izin ve olanak vermiş değildir.
3 - Cumhurbaşkanı ile ilgili temel hükümlerin T. C. Anayasanın
Yürütme kurallarını kapsayan bölümünde yer alması ve yetkilerini belirleyen 96.
ve 97. maddelerin içeriği, kendilerinin, Yasama işlevlerine yardımcı olmalarını
yasaklayan kurallar değildir. Bu arada, 93. maddede yeralan "Milletin
kayıtsız şartsız egemenliğini ve Anayasayı savunmak ... ve insan haklarına
dayanan demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden ayrılmamak..."
yükümlülükleri, Cumhurbaşkanının 93. maddede yer alan "geri gönderme"
yetkisini perçinleyen ve bir metnin Anayasaya ve insan haklarına dayanan
demokrasi ve hukuk devleti ilkelerine ters kurallarla yasalaşmasını önlemede
Yüce meclislere yardımcı olmalarını sağlayan yetkilerdir.
Bir metin, tam anlamıyla yasalaştıktan sonra Cumhurbaşkanı
ancak, Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Bu son yetkiden ayrık ve inceleme
konusu "geri gönderme" işlemi ise, metnin, yasalaşma evresinde kalan
bir yetki konusudur. Cumhurbaşkanının bu yetkisini, anayasa koyucunun, 96. ve
97. maddelerde sıraladıklarından ayırarak Kanunların yapılması bölümüne
almasının nedeni bu olmak gerekir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle, ancak uygulandığı kanunun
oluşmasına etkisi yönünden ele alınıp incelenebilecek olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi kararının tek başına denetime alınmasına karşıyız.
|
|
Üye
Ahmet Salih Çebi
|
Üye
Nihat O. Akçakayalıoğlu
|
AYRIŞIK OY
Anayasa Mahkemesi, Yasaların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
içtüzüklerinin Anayasa'ya, Anayasa değişiklerinin de Anayasada gösterilen biçim
koşullarına uygunluğunu denetler (Mad. 147). Anayasa'nın 150. maddesinde, iptal
davası açma hakkının, yasanın veya içtüzüğün Resmî Gazete'de yayımlanmasından
başlıyarak 90 gün sonra düşeceği belirtilmiş, 93. maddesinde ise
"Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları on
gün içinde yayınlar; uygun bulmadığı kanunu, bir daha görüşülmek üzere, bu
hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte, aynı süre içinde Türkiye Büyük Millet
Meclisine geri gönderir." hükmü yer almıştır.
Cumhurbaşkanının, Anayasa'nın 93. maddesinin verdiği yetkiye
dayanarak, T. B. M. M.'ne geri gönderdiği yasayı, yeniden görüşülmesini
istediği hususlar ve maddeler dışında değişiklik yapılsa dahi, bir kez daha
yeniden görüşülmek üzere (bir defadan fazla) geri gönderemiyeceğine ilişkin
dava konusu TBMM kararı, bir yasa niteliğinde değildir. Bir düzenleme
getirmediği, bir tasarı veya Önerinin yasama meclislerinden geçmesi sonucu da
oluşmadığı gibi, Cumhurbaşkanınca yayımlanmış da değildir.
Öteyandan kanun değer ve etkisinde kural koyan bir İçtüzük hükmü
niteliğinde de değildir. Anayasanın 85. maddesine göre İçtüzükler, Türkiye
Büyük Millet Meclisi ve Meclislerin çalışmalarının yürütülmesini sağlıyan
hükümlerdir ve değiştirilmedikçe yaşamlarını devam ettirirler, süreklidirler.
Dava konusu karar ise, meclislerin çalışmalarının yürütülmesine ilişkin
olmayıp, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Cumhurbaşkanının bir daha görüşülmek
üzere ikinci kez gönderdiği yasa karşısında tavrını ve Anayasanın 93.
maddesinin ne yönde anlaşılması gerektiğine ilişkin görüşünü belirliyen bir
karardır. Süreklilik ve bağlayıcılık niteliği bulunmamaktadır. Bu kararın
Anayasaya uygun bulunup bulunmadığı, 1982 sayılı Yasanın Anayasaya uygunluk
denetimi sırasında incelenebilir, uygun bulunmaması halinde 1982 sayılı Yasanın
Anayasaya uygun olmaması sonucu doğar ve iptali gerekir. T. B. M. M.'nîn bu
kararı, 1982 sayılı Yasadan ayrı olarak iptal davasına konu olamaz. 1982 sayılı
Yasanın Anayasa'ya uygunluk denetimi açısından incelenmesi sırasında, TBMM'nce
kabul edilmek suretiyle yasalaşan metin, Cumhurbaşkanınca bir kez daha
görüşülmek üzere geri çevrilmesi sonucunda TBMM'nce alman kararın yasalaşmadan
sonraki evreye ilişkin olduğu bu evrede yapılan aksaklıkların, Yasanın
Anayasaya uygunluk denetimi sırasında dikkate alınamayacağı ileri sürülebilir.
Nitekim, Anayasanın bîr çok maddesinde TBMM'nce kabul edilen metin için
"kanun" deyimi kullanılmaktadır. Ancak Anayasa'da, TBMM'nce kabul
edilip Cumhurbaşkanınca yayımlanan metinler için de, "kanun" deyimi
kullanılmıştır. TBMM'nce kabul edilip henüz Cumhurbaşkanınca yayımlanmamış
metin, hukuk aleminde henüz kesin ve yürütülmesi gerekli nitelik almamış bir
yasadır ve bu haliyle Anayasa Mahkemesi'nde dava konusu edilemez. Nitekim dava
açma süresini düzenleyen Anayasa'nın 150. maddesi, iptal davası açma hakkının,
yasanın veya içtüzüğün Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlıyarak 90 gün sonra
düşeceğini hükme bağlamıştır. Anayasaya göre TBMM'nce kabul edilip,
Cumhurbaşkanınca yayımlanan metin de yasadır. Ancak bu yasanın ötekinden farkı
kesin olması, yürütülmesi gerekli nitelikte bulunması ve dava konusu
edilebilmesidir. Yasama işlemleri, Öteki yönetimsel işlemler gibi durgun ve
dinamik aşamalar içerir. Yasama işleminin bir yasa olarak durgun aşamaya
ulaşabilmesi için Anayasanın öngördüğü biçimde TBMM'nce kabul edilmesi
evresinden geçmesi, dinamik nitelik kazanabilmesi, yani kesin ve yürütülmesi
gerekli hale gelebilmesi için ise Cumhurbaşkanınca yayımlanması gerekir.
Anayasanın 150. maddesinde dava açma süresinin Resmî Gazete'de yayımından
başlıyarak işleyeceği hükme bağlandığına göre, Anayasa Mahkemesinde Anayasaya
uygunluk denetimine bağlı kılınan yasa, kesin ve yürütülmesi gerekli hale
gelen, başka bir deyişle dinamik aşamaya ulaşan yasadır. Kaldı ki, Cumhurbaşkanının
yasaları yayımlama veya uygun bulmadığı yasayı bir defa daha görüşülmek üzere
TBMM'ne geri gönderme yetkilerini düzenleyen Anayasanın 93. maddesi yürütme ile
ilgili bölümde değil, kanunların yapılması ile ilgili yasama bölümünde yer
almıştır. Bu durum, Cumhurbaşkanının yasaları yayımlama veya uygun bulmadığı
yasayı gerekçesiyle TBMM'ne geri çevirme yetkilerinin yasalaşma evresi içinde
kaldığı anlamına gelir.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesince bir yasanın Anayasaya
uygunluk denetiminin yapılması evresinde; önerinin veya tasarının TBMM'nce
kabulünden sonra ancak Cumhurbaşkanınca yayımlanmadan Önce Anayasaya aykırı
işlemler yapılmış ise, bunlar da gözönüne alınır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Cumhurbaşkanının, uygun bulmadığı
yasaları bir defadan fazla geri gönderemiyeceğine ilişkin TBMM kararına
yöneltilen davanın, Mahkememizin görevine girmemesi nedeniyle reddi gerekir.