ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1976/32
Karar sayısı:1976/56
Karar günü:23/12/1976
Resmi Gazete tarih/sayı:22.3.1977/15886
İptal
davasını açan : Demokratik Parti Millet Meclisi Grubu.
İptal
davasının konusu : 6/3/1976 günlü, 15520 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 27/2/1976 günlü, 1940 sayılı "Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976
yılı Bütçe Kanunu" nün 8. maddesinin Anayasa'nın 10/2., 41/1. ve 126/3.
maddelerine aykırı olduğu öne sürülerek iptaline karar verilmesi işlenmiştir.
II-
YASA METİNLERİ:
l-
İptali istenen Yasa kuralı:
27/2/1976
günlü, 1940 sayılı "Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 yılı Bütçe Kanunu"
nun iptali istenilen 8. maddesi 6/3/1976 günlü, 15520 sayılı Resmi Gazete'deki
metne göre şöyledir:
Madde
8- "Mazbut vakıflarda ilgililerin intifa hakları, Vakıflar Nizamnamesine
ek 23/12/1937 ve 13/10/J939 tarihli nizamnamelere göre ödenir."
2-
Dayanılan Anayasa kuralları:
Davacının
Anayasa'ya aykırılık savının dayanağı olarak ileri sürüldüğü Anayasa maddeleri
ile kararın dayandığı Anayasa maddelerinin konu ile ilgili kuralları şöyledir:
Madde
10- "Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel
hak ve hürriyetlere sahiptir.
Devlet,
kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adalet ve hukuk
devleti ilkeleriyle bağdaşamıyacak surette sınırlıyan siyasi, iktisadi ve
sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi
için gerekli şartları hazırlar."
Madde
41/1- "İktisadi ve sosyal hayat, adalete, tam çalışma esasına ve herkes
için insanlık haysiyetine yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlanması amacına göre
düzenlenir."
Madde
64/1- (20/9/1971 günlü, 1488 sayılı Anayasa değişikliği) "Kanun koymak,
değiştirmek ve kaldırmak, Devletin bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını
görüşmek ve kabul etmek, para basılmasına genel ve özel af ilanına,
mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar
vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkilerindendir."
Madde
92- "Kanun tasarı ve teklifleri önce Millet Meclisinde görüşülür.
Millet
Meclisinde kabul değiştirerek kabul veya reddedilen tasarı ve teklifler
Cumhuriyet Senatosuna gönderilir.
Millet
Meclisinde kabul edilen metin, Cumhuriyet Senatosunca değişiklik yapılmadan
kabul edilirse, bu metin kanunlaşır.
Cumhuriyet
Senatosu, kendisine gelen metni değiştirerek kabul ederse, Millet Meclisinin bu
değişikliği benimsemesi halinde metin kanunlaşır.
Millet
Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni benimsemezse her iki Meclisin
ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki üyelerden bir karma komisyon
kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet Meclisine sunulur. Millet
Meclisi, karma komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca veya daha önce kendisince
hazırlanmış olan metinlerden birini olduğu gibi kabul etmek zorundadır.
Cumhuriyet Senatosunda üye tamsayısının salt çoğunluğu ile kabul edilmiş olan
madde değişikliklerinde, Millet Meclisinin kendi ilk metnini benimsemesi için,
üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Bu halde açık oya
başvurulur.
Millet
Meclisinin reddettiği bir tasarı veya teklif, Cumhuriyet Senatosunca da
reddedilirse düşer.
Millet
Meclisinin reddettiği bir tasarı veya teklif, Cumhuriyet Senatosunca olduğu
gibi veya değiştirilerek kabul edilirse, Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosunun
kabul ettiği metni yeniden görüşür. Cumhuriyet Senatosunun metni Millet
Meclisince benimsenirse, kanunlaşır; reddedilirse, tasarı veya teklif düşer;
Cumhuriyet Senatosundan gelen metin Millet Meclisince değiştirilerek kabul
edilirse 5 inci fıkra hükümleri uygulanır.
Cumhuriyet
Senatosunca üye tamsayısının salt çoğunluğu ile tümü reddedilen bir metnin
Millet Meclisi tarafından kabulü için, üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu
lâzımdır. Bu halde açık oya başvurulur.
Cumhuriyet
Senatosunca üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile tümü reddedilen bir metnin
kanunlaşabilmesi, Millet Meclisi tarafından üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu
ile kabul edilmesine bağlıdır. Bu halde açık oya başvurulur.
Cumhuriyet
Senatosu, kendisine gönderilen bir metni, Millet Meclisi komisyonlarında ve
genel kurulundaki görüşme süresini aşmıyan bir süre içinde karara bağlar; bu
süre üç ayı geçemez ve ivedilik hallerinde onbeş günden, ivedi olmıyan hallerde
bir aydan kısa olamaz. Bu süreler içinde karara bağlanmıyan metinler,
Cumhuriyet Senatosunca Millet Meclisinden gelen şekliyle kabul edilmiş sayılır.
Bu fıkrada belirtilen süreler Meclislerin tatili devamınca işlemez.
Yasama
Meclislerinin ve mahalli idarelerin seçimleri ve siyasi partilerle ilgili
tasarı ve tekliflerin kabul veya reddinde yukarıdaki fıkralar hükümleri
uygulanır. Ancak, karma komisyon kurulmasını gerektiren hallerde, karma
komisyonun raporu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin birleşik toplantısında
görüşülür ve karara bağlanır; Türkiye Büyük Millet Meclisinin Birleşik
toplantısında Millet Meclisinin ilk metninin kabulü için üye tamsayısının salt
çoğunluğunun oyu lâzımdır. 8 inci ve 9 uncu fıkralar hükümleri saklıdır."
Madde
93- "Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilen kanunları
on gün içinde yayınlar; uygun bulmadığı kanunu, bir daha görüşülmek üzere, bu
hususta gösterdiği gerekçe ile birlikte aynı süre içinde Türkiye Büyük Millet
Meclisine geri gönderir. Bütçe kanunları ve Anayasa bu hükmün dışındadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, geri gönderilen kanunu yine kabul ederse, kanun
Cumhurbaşkanınca yayınlanır."
Madde
94- "Genel ve katma bütçe tasarıları ile milli bütçe tahminlerini gösteren
rapor, mali yılbaşından en az üç ay önce, Bakanlar Kurulu tarafından, Türkiye
Büyük Millet Meclisine sunulur.
Bu
tasanlar ve rapor, otuzbeş milletvekiliyle onbeş Cumhuriyet Senatosu üyesinden
kurulu bir karma komisyona verilir. Bu komisyonun kuruluşunda, iktidar grubuna
veya gruplarına en az otuz üye verilmek şartıyla, siyasi parti gruplarının ve
bağımsızların oranlarına çare temsili gözönünde tutulur.
Karma
Komisyonun en çok sekiz hafta içinde kabul edeceği metin, önce Cumhuriyet
Senatosunda görüşülür ve en geç on gün irinde karara bağlanır.
Cumhuriyet
Senatosunca kabul edilen metin, en geç bir hafta içinde yeniden görüşülmek
üzere, Karma Komisyona verilir. Karma Komisyonun kabul ettiği son metin Millet
Meclisinde görüşülür ve mali yılbaşına kadar karara bağlanır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclislerinin genel kurullarında, Bakanlık ve
daire bütçeleriyle katma bütçeler hakkındaki düşüncelerin, her bütçenin tümü
üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri,
üzerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oya konur..
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri, bütçe kanunu tasarılarının genel kurullarda
görüşülmesi sırasında gider artırıcı veya belli gelirleri azaltıcı teklifler
yapamazlar."
"Madde
126- Devletin ve kamu iktisadi teşebbüsleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin
harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Kanun,
kalkınma planlan ile ilgili yatırımlar veya bir yıldan fazla sürecek iş ve
hizmetler için özel süre ve usuller koyabilir.
Genel
ve katma bütçelerin nasıl yapılacağı ve uygulanacağı kanunla gösterilir. Bütçe
Kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz."
III-
İLK İNCELEME :
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 10/6/1976 gününde Kani Vrana, Şevket
Müftügil, Ahmet Akar, Ziya Önel, Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Şekip Çopuroğlu,
Fahrettin Uluç, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Hasan Gürsel, Ahmet Salih Çebi,
Adil Esmer, Nihat O. Akçakayalıoğlu, Ahmet H. Boyacıoğlu'nun katılmalarıyla
yapılan ilk inceleme toplantısında aşağıda açıklanan konular üzerinde durulmuş
ve şu sonuçlara varılmıştır :
1-
Anayasa'ya aykırılığı öne sürülerek 8. maddesi dava konusu yapılan 27/2/1976
günlü, 1940 sayılı "Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 Yılı Bütçe Kanunu"
6/3/1976 günlü, 15520 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Dava dilekçesi
Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğince 25/5/1976 tarihinde Başkâtipliğe havale
edilerek 748 sıra ve 1976/32 esas sayısını almıştır. Böylece davanın,
Anayasa'nın 150. ve 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasa'nın 22., 26. maddeleri
kurallarına göre süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
2-
Dava dilekçesini, Demokratik Parti Millet Meclisi Grup Başkanvekili
imzalamıştır. Dosyada bulunan 25 Mayıs 1976 günlü, 7 sayılı grup kararından bu
kişinin Grup Başkanvekili olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle kendisinin
bu sıfatını doğrulayan ayrı bir belgenin aranmasına gerek görülmemiştir. Ahmet
H. Boyacıoğlu, dosyada böyle bir belgenin bulunmamasının 22/4/1962 günlü, 44
sayılı Yasa'nın 26. maddesi uyarınca eksiklik sayılması gerektiği görüşünü öne
sürmüştür.
3-
22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasa'nın 25. maddesinin (2) işaretli bendine göre
siyasi parti grupları adına iptal davası, grup başkanları veya vekilleri
tarafından açılır. Bu dava, yukarıda da belirtilmiş olduğu gibi Demokratik
Parti Millet Meclisi Grup Başkanvekili tarafından açılmıştır. Anayasa'nın
değişik 149. maddesindeki kural karşısında 44 sayılı Yasa'nın iptal davası
açmak için yetki verdiği görevlinin, dava açılmasına ilişkin grup kararında
veya grupça alınan ayrı bir kararda dava açmakla yetkili kılındığının ayrıca
belirtilmesine gerek bulunmamaktadır. Ziya Önel, Ahmet Koçak, Şekip Çopuroğlu,
Adil Esmer ve Nihat O. Akçakayalıoğlu bu görüşe katılmamışlardır.
4-
Yukarıda sözü edilen kurala göre siyasi parti gruplarının, iptal davası
açabilmeleri için, genel kurullarının en az üye tam sayısının salt çoğunluğu
ile bu konuda bir karar almaları gerekir. Davacı siyasi parti grubu üye
tamsayısının kaç kişiden oluştuğu ve dava açılmasına ilişkin kararı kaç oyla
alındığı dosyadaki belgelerden anlaşılamamıştır. Bu durumları belirten onanlı
bir belgenin dosyada bulunmaması 44 sayılı Yasa'nın 26. maddesine göre eksiklik
sayıldığından, bu konudaki açıklamanın otuz gün içinde bildirmesi gereğinin
davacı siyasi parti grubuna tebliğine oybirliği ile karar verilmiştir.
5/10/1976
gününde, Kani Vrana, Şevket Müftügil, Ahmet Akar, Halit Zarbım, Ziya Önel,
Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Sekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç, Muhittin Gürün, Lûtfi
Ömerbaş, Hasan Gürsel, Ahmet Salih Çebi, Nihat O. Akçakayalıoğlu, Ahmet H.
Boyacıoğlu'nun katılmalarıyla yapılan ilk inceleme toplantısında, davacı siyasi
partinin Millet Meclisi grubunun 10/6/1976 günlü ilk inceleme kararı uyarınca
süresinde gönderdiği açıklama yazısı incelenmiştir.
15/7/1976
günlü, 508 sayılı bu yazıya göre, iptal davası açılmasına ilişkin kararın
alındığı günde Demokratik Parti Millet Meclisi Grubunun 23 üyesi vardır;
bunlardan 18 üye toplantıya katılmış ve adı geçen karara katılan üyelerin
tamamı olumlu oy vermişlerdir. 22/4/1962 günlü 44 sayılı Yasa, siyasi parti
gruplarının, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılmasına ilişkin kararları,
genel kurullarının üye tamsayısının salt çoğunluğu ile alınmasını yeterli
gördüğüne göre, 23 üyeden oluşan Demokratik Parti Millet Meclisi Grubu Genel
Kurulunun 18 üyesinin oyu ile alınan ve 27/2/1976 günlü, 1940 sayılı Yasa'nın
8. maddesinin iptali için dava açılmasına dair olan 25 Mayıs 1976 günlü, 7
sayılı karar yasanın öngördüğü yönteme uygun bulunmaktadır.
Böylece
dosyanın eksiği bulunmadığı anlaşıldığından işin esasının incelenmesine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV-
ESASIN İNCELENMESİ :
Davanın
esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi, 1940 sayılı "Vakıflar Genel
Müdürlüğü 1976 Yılı Bütçe Kanunu" nun iptali istenen 8. maddesi, dayanılan
Anayasa ilkeleri, bunlara ilişkin gerekçeler ve başka yasama belgeleri, dava
ile ilişkisi bulunan Öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü
:
Anayasa'ya
aykırılık sorununun çözümü için önce iptali istenen kuralın niteliğinin ve
hangi amaçla adı geçen Bütçe Kanununa alındığının saptanması ve varılan
sonuçlara göre Anayasa'ya aykırı olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
A-
İptali istenen kuralın niteliği :
l-
27/2/1976 günlü, 1940 sayılı "Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 Yılı Bütçe
Kanunu" nun iptali istenen 8. maddesi, mazbut vakıflarda ilgililerin
intifa haklarının Vakıflar Nizamnamesine ek 23/12/1937 ve 13/10/1939 tarihli
nizamnamelere göre ödeneceğini açıklamaktadır. Bu maddede adı geçen tüzüklerden
ilki "Vakıflarda intifa haklarının ne suretle tespit ve ita edileceği
hakkında, 17/7/1939 tarihli Vakıflar Nizamnamesine Ek Nizamname" adını
taşımakta ve mazbut vakıflarda ilgililerin intifa haklarının esaslarını ve
ödeme şeklini belirtmektedir, ikinci tüzük ise, yine intifa hakları ile ilgili
olmak üzere, birinci tüzüğe kimi maddeler eklemiştir.
2762
sayılı "Vakıflar Kanunu" nun 39. maddesi de aynı konuyu
düzenlemiştir. Bu maddenin ikinci fıkrası .......alâkalıların vakfiyeye göre
intifa haklan mahfuzdur." kuralı ile, mazbut vakıflarda ilgililerin
vakfiyede belirtilen intifa haklarını saklı tutmuştur. Bu kurala göre,
ilgililerin intifa haklarının vakfiyede saptanmış olan koşullar uyarınca
ödenmesi gerekir.
Böylece
mazbut vakıflarda ilgililerin intifa haklarının ödenmesi konusu hem yasa ile
hem de bu yasaya dayanan tüzüklerle düzenlenmiş bulunmaktadır. Hal böyle iken,
"Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 Yılı Bütçe Kanunu" nun iptali istenen
8. maddesi ile, intifa haklarının ödenmesinde, yasa kuralının bir yana
bırakılarak, sadece tüzük kurallarının uygulanması sağlanmak istenmiştir.
Bu
durum sözü geçen, Bütçe Kanunu yolu ile 2762 sayılı "Vakıflar Kanunu"
nda değişiklik yapmakta olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Her
ne kadar, 2762 sayılı Yasa'nın 39. maddesinin yürürlükten kaldırılmamış
olmasına ve sözü geçen değişikliğin bir mali yıl için geçerli olup yılın
bitmesiyle yasa kuralının kendiliğinden yürürlüğünü sürdürmeye başlayacağına
bakılarak bütçe kanunu kuralının 2762 sayılı Yasa'da değişiklik meydana
getirmediği düşünülebilirse de, bir mali yıl içinde yasanın asıl kuralının
uygulanmasının durduğu ve adı geçen tüzük kuralları doğrultusunda uygulamayı
zorunlu kıldığı da bir gerçektir. Kaldı ki bu kural Vakıflar Genel Müdürlüğü
bütçe yasalarında 1974 yılından beri yinelenmekle süreklilik kazanmış
bulunmaktadır. Şu halde Bütçe Kanununun, asıl kanunu belli bir süre için
değiştirmiş olduğu kuşkusuzdur.
2-
2762 sayılı "Vakıflar Kanunu" hükümlerine göre, mazbut vakıflar, ayrı
ayrı tüzel kişiliklerini kaybetmiş ve tamamı mali yönden birleşmiş
olduklarından bunların gelirleri ve giderleri, kendilerini yönetmekle görevli
kılınan Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinde yer alır. Öte yandan dava konusu
madde, mazbut vakıflarda ilgililerin intifa haklarının ödeme biçimini
düzenlediğine göre, mali bir nitelik de taşımaktadır. Ancak gerek maddenin bu
niteliği, gerekse mazbut vakıfların gelir ve giderlerinin Vakıflar Genel
Müdürlüğü Bütçesi içinde gösterilmesi, aşağıda ayrıntılı olarak açıklanacağı
üzere söz konusu kuralın "bütçe ile ilgili kural" deyiminin kapsamı
içinde sayılması İçin yeterli değildir.
B-
İptali istenen maddenin Anayasa'ya aykırılığı sorunu;
"Vakıflar
Genel Müdürlüğü 1976 Yılı Bütçe Kanunu" nun 8. maddesi kuralının
Anayasa'nın, 64. 92. 93. 94. ve 126. maddelerindeki kurallar açısından
incelenmesi, aşağıda açıklanan sonuçları vermektedir:"
l-
Anayasa'nın değişik 64. maddesi açısından inceleme:
Anayasa'nın
değişik 64. maddesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin görev ve yetkilerini
göstermektedir. Maddenin ilk fıkrasında (kanun koymak, değiştirmek ve
kaldırmak) ve ondan sonrada (Devletin Bütçe ve kesinhesap kanun tasarılarını
görüşmek ve kabul etmek) işleri bu yetkiler arasında sayılmaktadır.
Görüldüğü
gibi Anayasa, (Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak) işi ile ( bütçe kanun
tasarılarını görüşüp kabul etmek) İşini ayrı nitelikte yetki alanları
saydığından değişik biçimde belirlemek yolunu seçmiştir.
Böylece
bütçe kanunlarını öteki yasalardan ayrı tutan Anayasa ilkesi karşısında: bir
yasa hükmünün ancak aynı nitelikte olarak hazırlanıp kabul edilen bir başka
yasa hükmü ile değiştirilebilmesinin veya kaldırılabilmesinin mümkün
olabileceğini, bunun gibi bütçe kanunları hükümlerinin de aynı nitelikte
hazırlanmış ve kabul edilmiş bulunan bütçe kanunu ekleriyle değiştirilebileceğini
kabul etmenin zorunlu olduğu ,doğal olarak, ortaya çıkmaktadır.
Bu
açıklamadan, bir yasa hükmünün bütçe kânunu ile veya bir bütçe kanunu hükmünün
genel anlamdaki bir yasa hükmü ile değiştirilmesine veya kaldırılmasına Anayasa
ilkelerinin olanak tanımadığı kolayca anlaşılmaktadır.
Hal
böyle iken, "Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 Yılı Bütçe Kanunu" nun 8.
maddesi, yukarda açıklanmış olduğu gibi, 2762 sayılı Yasa'nın 39. maddesinin
uygulanmasını 1976 mali yılı içinde geçerli olmak üzere ertelemiş ve sonuç
olarak onu değiştirmiş olduğundan Anayasa'nın 64. maddesine aykırı
bulunmaktadır.
2-
Anayasa'nın 92. 93. ve 94. maddeleri açısından inceleme:
Anayasa,
sözü geçen maddelerinde, kanun tasarı ve teklifleri ile bütçe kanunu
tasarılarının Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülüp kabul edilmelerini ve
Cumhurbaşkanınca yayınlanmak suretiyle yürürlüğe konulmalarını ayrı yöntem ve
kurallara bağlamıştır.
Anayasa'nın
92. maddesine göre kanun tasarı ve tekliflerinin önce Millet Meclisinde, sonra
da Cumhuriyet Senatosunda görüşülüp kabul edilmesi; Meclislerde değişik
sonuçlara varılmışsa her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit
sayıdaki üyelerden kurulu karma komisyonda görüşüldükten sonra işin Millet
Meclisinde kesin sonuca bağlanması gerekmektedir. Millet Meclisinde ve C.
Senatosundaki oylamalarda aranacak yeter sayılar, çeşitli olasılıklar gözönünde
bulundurularak maddede belirlenmektedir. Bu kurallara uygun olarak kanunlaşan
ve yayınlanmak üzere kendisine gönderilen metinleri Cumhurbaşkanının on gün
içinde yayınlaması da 93. maddenin gereği bulunmaktadır. Yine aynı madde,
Cumhurbaşkanına, uygun bulmadığı kanunları, bir daha görüşülmek üzere
gerekçesini göstermek kaydiyle, on gün içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine
geri gönderme yetkisi vermekte, T.B.M. Meclisinin yine kabulü halinde
yayınlanma zorunluğunu koymaktadır.
Buna
karşılık Bütçe Kanunu taşanları için Anayasa'da değişik bir yöntemin kabul
edildiği görülmektedir.
Gerçekten,
Anayasa'nın 94. maddesine göre Bütçe Kanunu tasarısı önce otuzbeş
milletvekilinden ve onbeş C. Senatosu üyesinden kurulu elli kişilik bir karma
komisyona verilir. Karma Komisyonun kuruluşunda iktidar grubuna ve gruplarına
en az otuz üyelik verilmek şartiyle siyasi parti gruplarının ve bağımsızların
oranlarına göre temsilinin gözönünde tutulması gerekir.
Karma
Komisyonca kabul edilen metin, önce C. Senatosunda, sonra tekrar Karma
Komisyonda, sonra da Millet Meclisinde görüşülerek karara bağlanır. Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri, meclislerin genel kurullarında, bakanlık ve daire
bütçeleriyle katma bütçeler üzerindeki düşüncelerini ancak her bütçenin tümü
üzerindeki görüşmeler sırasında açıklarlar; bölümler ve değişiklik önergeleri,
üzerlerinde ayrıca görüşme yapılmaksızın okunur ve oya konur. Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyeleri, bütçe Kânunu tasarılarının genel kurullarda görüşülmesi
sırasında gider artırıcı veya belli gelirleri azaltıcı teklifler yapamazlar.
Görüldüğü
gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ve dolayısiyle meclisler, bütçe kanun
tasarılarının görüşülmesinde ve kabulünde öteki kanun tasarı ve tekliflerinde
olduğu gibi tam bir serbestlik içinde değildirler. Bir takım sınırlamalarla
bağlıdırlar.
Öte
yandan, Anayasa'nın 93. maddesi, yayınlanmak üzere, kendisine gelen bütçe
kanunlarını bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri
gönderebilme yetkisini Cumhurbaşkanına vermemiş, açık bir hükümle bunu yetki
dışı bırakmıştır.
Buraya
kadar yapılan açıklamalardan doğal olarak çıkarılacak sonuç, Anayasa'nın
birbirinden tümüyle ayrı olarak düzenlediği bu değişik yasama yöntem ve
biçimlerinden belli birisine göre oluşturulmuş bir yasama belgesinin
değiştirilmesinin veya kaldırılmasının da ancak aynı yöntem ve yollardan
geçilerek sağlanabileceğidir. Esasen hukukun genel kuralları da, hukuk alanında
geçerli olan herhangi bir belgenin değiştirilmesinin veya kaldırılmasının,
tersine bir hüküm olmadıkça veya yetkili bir mahkeme kararı bulunmadıkça o
belgenin hazırlanmasında ve geçerli hale gelmesinde uygulanmış bulunan yol ve
yöntemlerden geçirilmek yoliyle mümkün olabileceği doğrultusundadır.
Bu
duruma göre bir kanun hükmünün mali yıl gibi geçici bir süre için bile olsa,
bütçe kanunu ile değiştirilmesine veya kaldırılmasına olanak bulunmadığı gibi
öteki kanunlarda da bütçe kanunu ile ilgili ödenek hükümlerinin yer alması aynı
nedenlerden ölürü olanaksız olduğundan her iki hale de uymayan bir hüküm, Anayasa'nın
92, 93. ve 94. maddelerine aykırı düşer.
İptali
istenen madde, yukarıda açıklanmış bulunan niteliklerinden anlaşılacağı üzere,
2762 sayılı "Vakıflar Kanunu" nün Anayasa'nın 92. ve 93. maddelerine
göre değiştirilmesi veya kaldırılması mümkün olan 39. maddesi kuralını,
Anayasa'nın 94. maddesindeki yol ve yöntemleri uygulamak yoluyla değiştirmiş
bulunduğundan, Anayasa'nın sözü geçen madlerine aykırı duruma düşmüştür.
3-
Anayasa'nın 126. maddesi açısından inceleme:
Anayasa'nın
bütçeye ilişkin 126. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesinde "Bütçe
Kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiç bir hüküm konulamaz" kuralı
yer almıştır
Burada
"bütçe ile ilgili hüküm" deyimi üzerinde kısaca durmak yerinde
olacaktır.
Anayasa
tasarısının temsilciler meclisindeki görüşülmesi sırasında kural üzerinde
yapılan değişiklik, konuyu gereği gibi aydınlatacak niteliktedir.
Anayasa
tasarısında bu kural, "Bütçe Kanununa mali hükümler dışında hiçbir hüküm
konulamaz" biçiminde iken Temsilciler Meclisindeki birinci görüşme sırasında
bir üye "mali hükümler" deyimi üzerinde durarak, erek, bütçe
uygulamasiyle ilgili olmayan konuların Bütçe Kanununda yer almaması olduğuna
göre, deyimin, ereği karşılamadığını ileri sürmüş ve komisyondan açıklama
istemiştir. Komisyon bu konuda bir açıklama yapmadan öteki görüşleri ile
gözönünde bulundurmak üzere maddeyi geri almış ve yeniden düzenlerken
"mali hükümler" deyimini "bütçe ile ilgili hükümler" olarak
düzeltmiş ve madde böylece Temsilciler Meclisinde kabul edilmiştir.
Şu
duruma göre Anayasanın 126. maddesinin son fıkrasında yer alan "Bütçe ile
ilgili hükümler" deyimini, mali (nitelikte hüküm anlamına değil, bütçenin
uygulanmasile ilgili, uygulanmayı kolaylaştırıcı veya kanun konusu olabilecek
yeni bir kuralı kapsamamak koşulu altında, açıklayıcı nitelikte hükümler olarak
düşünmek zorunluğu vardır.
Şurasının
da gözönünde bulundurulması yerinde olur;
Bir
kanun kuralının bütçeden harcanmayı gerektirir veya bütçeye gelir getirir
nitelikte bulunması, onun 126. maddede öngörüldüğü gibi "Bütçe ile ilgili
hükümler" den sayılmasına neden olamaz. Çünkü hemen her yasada harcamalara
yol açabilecek bir veya bir çok hükümler bulunabilir. Keza her vergi kanunu
bütçeye belli bir kaynaktan gelir sağlar. Bütçe kanunlariyle öteki kanunlar
arasında mevcut olan bu (Gelir-Gider) ilişkisinin, söz konusu kanunların, 126.
maddede yer alan "Bütçe ile ilgili hüküm" deyiminin kapsamı içinde
sayılmasına olanak verdiği kabul edilecek olursa bütün bu kanunların, söz
gelimi tarım, orman, eğitim, savunma, sağlık ve benzeri kamu hizmetlerini
düzenliyen pek çok kanunun ve tüm vergi kanunlarının "Bütçe ile
ilgili" sayılarak değiştirilmeleri veya kaldırılmaları için bütçe
kanunlarına birer madde konulmasına gidilebilir. Oysa bu kanunlar, Bütçenin
yapısı ile, onun uygulanması yöntemleriyle ve bütçenin, Anayasa'nın 126.
maddesinde belirtildiği gibi yıllık harcamaların saptanmasından ibaret olan
temel ereği ile ilişkisi bulunmıyan, yasa koyucunun, herhangi bir alanda belli
bir erek doğrultusunda ve bütçelerden tüm değişik yöntemlerle oluşturduğu
düzenlemelere ilişkin yasama belgeleridir.
"Bütçe
ile ilgili hüküm" deyimine dayanarak, bir kanunun gider veya gelirle
ilgili kuralların bütçe kanunlariyle değiştirilebileceği yolunda bir görüş ve
uygulama, Anayasanın yukarıda (IV. esasın incelenmesi) bölümünün (B-2) sayılı
bendinde açıklanan, 92. ve 93. maddelerini gelirle ilgili veya gidere yol
açabilecek kanunlar bakımından işlemez duruma sokar ve 94. maddede yalnız bütçe
düzenlemelerinin özellikleri dolayısıyla ayrıcalıklı olarak öngörülen, pek
sınırlı nitelikteki yola, Anayasa Koyucunun ereğine aykırı olarak genişlik ve
genellik kazandırır. Oysa 126. maddedeki sözü geçen kuralın tek ereğinin, bütçe
kanunlarını bünyeye yabancı hükümlerden ayıklamak ve derli toplu düzenleme ile
bu kanunlarda gerçek anlamda bütçe kavramı dışında kalan konulara asla yer
vermemek olduğunda kuşku yoktur.
1940
sayılı Yasanın iptali istenen maddesindeki kural, yukarıda açıklanmış olduğu
gibi, "bütçe ile ilgili" olmadığı halde bütçe kanununda yer almış
bulunması nedeniyle Anayasının 126. maddesine açıkça aykırıdır.
Bu
nedenlerle dava konusu kural iptal edilmelidir.
V-
SONUÇ
6/3/1976
günlü, 15520 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27/27/1976 günlü, 1940 sayılı
"Vakıflar Genel Müdürlüğü 1976 yılı Bütçe kanunu" nun 8. maddesi
hükmünün, Anayasanın 64., 92., 93., 94., ve 126. maddelerinde yazılı ilkelere
aykırı olması nedeniyle iptaline,
23/12/1976
gününde oybirliği ile karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Kâni
Vrana
|
Başkanvekili
Şevket
Müftügil
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Ziya
Önel
|
|
|
|
|
Üye
Abdullah
Üner
|
Üye
Ahmet
Koçak
|
Üye
Şekip
Çopuroğlu
|
Üye
Fahrettin
Uluç
|
|
|
|
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Ahmet
Erdoğdu
|
Üye
Hasan
Gürsel
|
|
|
|
Üye
Adil
Esmer
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|