ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1974/8
Karar Sayısı:1974/19
Karar Günü:21/5/1974
Resmi Gazete tarih/sayı:4.8.1974/14966
İtiraz
yoluna başvuran : Genelkurmay Başkanlığı Askerî Mahkemesi.
İtirazın
konusu: 11/7/1973 günlü, 14591 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 26/6/1973
günlü, 1773 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanunun geçici 1. maddesinin Anayasanın 4., 12., 32., 136., 138.
maddelerine aykırı olduğu yolundaki sanık Avukatının iddiasını ciddî görmeyen
mahkeme, davayı bitiren 23/8/1973 günlü, 1973/416-453 sayılı hükmün Askerî
Yargıtay Daireler Kurulunun 25/1/1974 günlü, 1974/8-3 sayılı ilâmı ile ve bu
yüzden bozulması üzerine ilâmının bağlayıcılığı dolayisiyle Anayasanın değişik
151. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
I-
OLAY :
a)
Siyasî ve askerî casusluk maksadı ile hizmet kabulü suçundan sanık bir kimse
hakkında Genelkurmay Başkanlığı Askerî Mahkemesince verilen 22/12/1972 günlü,
1972/228-502 sayılı hükümlülük kararı Askerî Yargıtay Birinci Dairesinin
18/6/1973 günlü, 1973/92-107 sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
b)
Dosya Askerî Yargıtaydan döndükten sonra 23/8/1973 günlü duruşmada mahkeme
bozmaya uyup uymama konusunda bir karar vermeden önce sanık avukatı Anayasaya
aykırılık iddiasını ileri sürmüş; mahkeme iddiayı ciddî görmemiş ve eski
hükümde direnmeğe karar vermiştir. (23/8/1973 günlü, 1973/453-416 sayılı
karar).
c)
Askerî Yargıtay Daireler Kurulu, Anayasaya aykırılık iddiasının ciddî
görülmemesinde isabet bulunmadığı nedeniyle hükmün önce bu yönden bozulmasını
25/1/1974 günlü, 1974/8-3 sayılı ilâmla karara bağlamıştır.
ç)
Mahkeme Askerî Yargıtay Daireler Kurulunun bozma ilâmının bağlayıcı olması
nedeniyle dava dosyasının Anayasa Mahkemesine gönderilmesine ve gelecek karar
beklenmek üzere "duruşmanın muvakkaten tatili" ne karar vermiştir.
(19/3/1974 günlü, 1974/240-23 sayılı karar).
III-
YASA METİNLERİ :
1-
Anayasaya aykırılığı ileri sürülen Kanun kuralı:
26/6/1973
günlü, 1773 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanunun Anayasaya aykırılığı ileri sürülen geçici 1. maddesi - 5.
Tertip Düstur, Cilt 12, İkinci Kitap. 2546. sayfadaki metne göre - şöyledir :
"Geçici
madde l- Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlenen ve Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin görevine giren suçlar hakkında, bu Kanun hükümleri
uygulanır."
2-
Dayanılan Anayasa kuralları:
Anayasaya
aykırılık iddiasını desteklemek üzere ileri sürülen Anayasa kuralları aşağıda
yazılı olduğu gibidir :
"Madde
4/3- Egemenliğin kullanılması, hiç bir suretle belli bir kişiye, zümreye veya
sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan, almayan bir
Devlet yetkisi kullanamaz."
"Madde
12- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep
ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir."
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz."
"Değişik
madde 32- Hiç kimse, kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne
çıkarılamaz.
Bir
kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkartma sonucunu
doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz."
"Değişik
madde 136/1, 2, 7- Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri işleyişi ve
yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
Devletin
ülkesi ve milletiyle bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada
belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devlet güvenliğini
ilgilendiren suçlara bakmakla görevli Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulur.
Ancak, sıkıyönetim ve savaş haline ilişkin hükümler saklıdır.
Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin kuruluş ve İşleyişi, görev ve yetkileri ve yargılama
usulleri ile ilgili diğer hükümler kanunda gösterilir."
"Değişik
madde 138/1, 2- Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri
tarafından yürütülür. Bu mahkemeler asker kişilerin askerî olan suçlan ile,
bunların asker kişiler aleyhine veya askerî mahallerde yahut askerlik hizmet ve
görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla
görevlidirler.
Askerî
mahkemeler asker olmayan kişilerin özel kanunda belirtilen askerî suçları ile
kanunda gösterilen görevlerini ifa ettikleri sırada veya kanunda gösterilen
askerî mahallerde askerlere karşı işledikleri suçlara bakmakla
görevlidirler."
IV-
İLK İNCELEME :
Anayasa
Mahkemesi içtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 25/4/1974 gününde Muhittin Taylan,
Avni Givda, Kemal Berkem, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Ahmet Akar, Halit Zarbun,
Abdullah Üner, Kani Vrana, Ahmet Koçak, Muhittin Gürün, Lûtfi ömerbaş, Şevket
Müftügil, Nihat O. Akçakayalıoğlu ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun katılmaları ile
yapılan ilk inceleme toplantısında :
l-
a) Mahkemenin, kendisini Anayasaya aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına
götürmüş görüşünü açıklayan kararı da göndermesi 22/4/1962 günlü, 44 sayılı
Kanunun 27. maddesinin birinci fıkrasının 2 sayılı bendi gereği iken böyle bir
karar olmadığı gibi en son alınan 19/3/1974 günlü, 1974/240-23 sayılı kararda
da bu konuya yer verilmemiş olduğu görülmüşse de mahkeme daha önce Anayasaya
aykırılık iddiasını ciddî görmemiş ve ancak Askerî Yargıtay Daireler Kurulunun
25/1/1974 günlü, 1974/8-3 sayılı bozma ilâmına uyma zorunluğunda bulunduğu için
itiraz yoluna başvurmuş ve sözü geçen ilâmda da Anayasaya aykırılık iddiasının
ciddî olduğu görüşü gerekçeye dayandırılmış olduğundan şu duruma göre dosyanın
eksiği yok sayılması sonucuna varılmıştır.
b)
İtiraz konusu kural 1773 sayılı Kanunda yer almasaydı mahkemenin görevsizlik
kârarı vermesi gerekeceği için bunun, bozma ilâmına uyma zorunluğu dolâyısiyle
"bakılmakta olan dava" niteliğini sürdürmekte olan işte uygulanacak
bir yasa kuralı olduğu, onun için de Anayasanın değişik 151. maddesi uyarınca
itiraz konusu yapılabileceği görülmüştür.
2-
Böylece;
Dosyanın
eksiği bulunmadığı sonucuna varıldığından Anayasama değişik 151. ve 44 sayılı
Kanunun 27. maddelerine uygunluğu görülen işin esasının incelenmesine 25/4/1974
gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.
V-
ESASIN İNCELENMESİ:
İtirazın
esasına ilişkin rapor, Genelkurmay Başkanlığı Askerî Mahkemesinin 29/3/1974
günlü, 1974/282-240 sayılı yazısına bağlı olarak gelen 19/3/1974 günlü,
1974/240-23 sayılı karar ve ekleri, iptali istenen Yasa kuralı, dayanılan
Anayasa kuralları, bunlara ilişkin gerekçeler ve başka yasama belgeleri ve konu
ile ilişkisi bulunan öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
A-
İtiraz konusu kuralı kapsayan Kanunun biçim yönünden Anayasaya aykırı olup
olmadığı sorunu :
1773
sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin Anayasaya aykırılığı iddiasında ve iddianın
ciddiliği görüşünde aykırılığın esas yönünden olduğunu belirleyen gerekçelere
dayanılmıştır.
44
sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasına göre Anayasa Mahkemesi
kanunların ve Yasama Meclisleri içtüzüklerinin Anayasaya aykırılığı konusunda
ilgililerce ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. Mahkeme
istemle bağlı kalmak koşulu altında, başka gerekçe ile de Anayasaya aykırılık
kararı verebilir. Bu kural, Anayasaya aykırılık iddiasının yalnız esas yönünden
ileri sürülmüş bulunması halinde Anayasa Mahkemesinin biçim yönünden de
Anayasaya aykırılık bulunup bulunmadığını araştırma ve böyle bir aykırılık
saptanırsa bu gerekçe ile iptale gitme yetkisini de içerir.
Anayasa
Mahkemesi bu işte, 44 sayılı Kanunun 28. maddesinin birinci fıkrasındaki
yetkiye dayanarak önce itiraz konusu geçici 1. maddeyi kapsayan 1773 sayılı
Kanunun biçim yönünden Anayasa'ya aykırı olup olmadığı sorunu üzerinde
durmuştur. İlk olarak, bu konu aşağıda tartışılacaktır.
1773
sayılı Kanuna ilişkin tasarı ve bu arada tasarının geçici 1. maddesi üzerindeki
yasama çalışmalarında ilk bakışta aksak gibi görünen üç yön göze çarpmaktadır.
Bunlar; tasarının Millet Meclisinde ve Cumhuriyet Senatosundaki öncelik ve
ivedilikle görüşülmesi işlemleri; bir de geçici 1. maddenin Cumhuriyet
Senatosunda görüşme açılmaksızın oylanmasına gidilmiş bulunulmasıdır.
l-
Millet Meclisindeki öncelik ve ivedilik işlemleri:
İtiraz
konusu kuralı kapsayan 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarı Millet Meclisinde
öncelik ve ivedilikle görüşülüp kabul edilmiştir.
Anayasa'nın
85. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler çalışmalarım kendi
yaptıkları içtüzüklerin hükümleri uyarınca yürütürler. Yine Anayasa'nın geçici
3. maddesi gereğince Millet Meclisinin toplantı ve çalışmalarında kendi
içtüzüğü yapılıncaya değin uygulanması gerekli olan ve Millet Meclisi İçtüzüğünün
yürürlüğe girdiği 1/9/1973 gününe dek ve bu arada 1773 sayılı Kanuna ilişkin
tasarı ile ilgili toplantı ve çalışmalar sırasında da uygulanma alanında kalan
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27 Ekim 1957 tarihinden önce yürürlükteki
içtüzüğünün (l Kasım 1956 günlü Dahilî Nizamname) 99., 78. maddelerinde kanun
tasan ve tekliflerinin iki kez görüşülmesi kural olarak kabul edilmiş;
gündemlerin düzenlenmesinde izlenecek sıra saptanmış, hangi tasarıların tek
görüşmeye bağlı tutulacağı, iki görüşmeye bağlı tasarı ve tekliflerin bir kez
görüşülmesi ile nasıl yetinilebileceği ve gündemdeki sıraların bozulması usulü
istisna hükümleri halinde ayrıca gösterilmiştir.
Bir
kanun tasarı veya teklifinin bir kez görüşülmesiyle yetinilmesi için o tasan
veya teklif Yasama Meclisine sunulurken veya birinci görüşmesinden önce
Hükümetin, teklif sahibinin yahut ilgili komisyonun ivedilik kararı verilmesini
istemesi, ortada Yasama Meclisinin kabul edeceği esaslı bir nedenin bulunması,
istemin yazılı ve gerekçeli olması gereklidir. (Dahilî Nizamname: Madde 70, 71,
72).
Gündem
sırasının bozulabilmesi, başka deyimle bir kanun tasarı veya teklifinin
gündemdeki öteki işlerden önce görüşülebilmesi için de Hükümetin veya
komisyonun öncelikle görüşme kararı istemesi, istemin yazılı ve gerekçeli
olması, Meclisin de o yolda karar vermesi koşulları vardır (Dahilî Nizamname :
Madde 74).
1773
sayılı Kanuna ilişkin tasarı için Millet Meclisi 114 sayılı Geçici Komisyonunun
29/5/1973 günlü, 1/831-2 sayılı raporunda "öncelik ve ivedilik ve gündemdeki
tüm işlere takdimen görüşülme" kararı istendiği anlaşılmaktadır. Burada
gerekçe, "Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kuruluşundaki maksat ve
Anayasa'da öngörülen mucip sebepler muvacehesinde tasarının bir an önce
kanunlaşmasını teminen" sözleriyle açıklanmıştır (Millet Meclisi Tutanak
Dergisi: Dönem 3; Cilt 38; Toplantı 4; 897 S, sayılı basmayazı, sayfa 10, 1).
Millet
Meclisinde 13/6/1973 günlü 126. Birleşimin başında tasarının tümü üzerinde
görüşmelere geçilmeden önce de Adalet Bakanı ve 114 numaralı Geçici Komisyon
Başkanı ayrı ayrı önergelerle "öncelik ve ivedilikle ve gündemdeki Öteki
işlere takdimen görüşülme" kararı istemişlerdir. Gerekçeler; Adalet
Bakanının önergesinde "kanunlaşmanın bir Anayasa gereği bulunması ve
özellikle bu mahkemelerin kuruluşuna ilişkin Anayasa değişikliğinin
gerekçesinde öngörülen mucip sebepler muvacehesinde"; Komisyon Başkanının
önergesinde ise "raporda belirtilen gerekçelerle ve önemine binaen"
diye belirlenmektedir (aynı Dergi Sayfa 701-702).
Anayasa'nın
136. maddesine, Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulabilmesi için, altı fıkra
eklenmesi öngörülürken gerekçede "son yıllarda bütün dünyada olduğu gibi
ülkemizde de yeni suç ve suçluluk kavramlarının ortaya çıktığından; bunların
kovuşturulması ve yargılanması için yeni yöntemler bulunması gerektiğinden;
Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri
Anayasa'da belirtilmiş Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devlet
güvenliğini ilgilendiren suçların kovuşturulmasında ve yargılanmasında gerek
ceza etkinliğini artırmak ve yargılamayı hızlandırmak gerekse özelliği olan bu
suçların uzmanlaşmış mahkemelerde görülmesini sağlamak için Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin kurulmasında yarar güdüldüğünden" söz edilmektedir. (Millet
Meclisi Tutanak Dergisi Dönem 3 -Cilt 33 - Toplantı 4 - 794 S. Sayılı
basmayazı, sayfa 8). Adalet Bakanının öncelik ve ivedilikle görüşme önerisinde
ve Geçici Komisyon raporunda gönderme yapılan gerekçe budur. Komisyon
Başkanının önergesinde sözü geçen "önem "i de yine bu gerekçenin
belirlediği ortadadır. Öncelik ve ivedilik istem ve kararları için "Dahilî
Nizamname"ce öngörülen gerekçe koşulunun Geçici Komisyon raporunda ve
Adalet Bakanı ve Komisyon Başkanı önerilerinde, yerine getirilmiş olduğunu
kabule raporda ve önergelerde yer alan açıklamalar elverişli niteliktedir. Öte
yandan Anayasa buyruğuna dayanılarak Devlet bütünlüğünü, hür demokratik düzeni,
Cumhuriyeti ve Devlet güvenliğini korumak üzere hazırlanan ve Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin kuruluşunu ve yargılama yöntemini düzenleyecek olan böyle bir
kanun tasarısının öncelik ve ivedilikle görüşülmesi önerilerinde içtüzüğün
aradığı gerekçe ve önemli neden koşullarının bir anlamda kendiliğinden var
olduğunu kabul etmek yanlış bir tutum da sayılmaz.
Eldeki
işte öncelik, ivedilik önerilerinin esaslı nedene dayandırılmış sayılamayacağı
yolunda da bir görüş bulunduğu için daha ayrıntılı bir açıklama ve
değerlendirmeye gidilmesi yerinde olacaktır.
Yukarıda
da değinildiği gibi Anayasa'nın 85. maddesinin birinci fıkrası kuralı uyarınca
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler çalışmalarını kendi yaptıkları
içtüzükler hükümlerine göre yürütmek durumundadırlar. Anayasa'nın bu kuralından
içtüzük hükümlerine Yasama Meclislerince uyulmamış veya bu hükümlerin yanlış,
eksik uygulanmış olmasının olayla ilgili kanunu kesin olarak Anayasa'ya aykırı
duruma getireceği anlamı çıkarılamaz. Çünkü İçtüzüklerin biçime ilişkin tüm
hükümleri aynı önem derecesinde değildir. Bunlar arasında Yasama Meclislerince
verilen kararların geçerliği üzerinde etkili olabilecek nitelik taşıyanlar
bulunduğu gibi ayrıntı sayılabilecek nitelikte olanlar da vardır. İlk kümeye gireceklere
aykırı tutumun iptal nedenini oluşturacağını, buna karşılık öteki biçim
kurallarına uymamanın iptali gerektirmeyeceğini kabul etmek yerinde olur.
Anayasa'da gösterilmeyen ve yalnız içtüzükte bulunan biçim kuralları arasında
böyle bir ayrım yapılması zorunludur. Çünkü içtüzüklerdeki biçim kurallarına
aşın bağlılık Yasama Meclislerinin çalışmalarını gereksizce aksatır. İçtüzük
hükümlerine aykırı düşen işlemlerden hangilerinin iptal nedeni sayılacağı
sorunu, uygulanacak İçtüzük hükümlerinin önemine ve işin niteliğine göre
çözülecek ve incelemeleri sırasında Anayasa Mahkemesince değerlendirilip
saptanacak bir konudur. Şimdiye değin mahkemenin bu sorun üzerindeki görüşü hep
böyle olagelmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin değerlendirmeyi yaparak işi bir çözüme bağlarken yalnız içtüzük
hükümlerinin önem ve niteliğini değil bir de kendi görev ve yetki sınırlarını
ve bu sınırların olanaklarını gözönüne almasında zorunluluk vardır. Anayasaya
uygunluk denetimi Anayasaca Anayasa'nın biçim kurallarına inhisar ettirilen
veya kanunun yapısı yönünden 07. ürerinde denetim olanağı bulunmayan işlerde
Anayasa Mahkemesinin İçtüzük kurallarını katı bir biçimde ele alarak
değerlendirmeyi buna göre yapması doğal sayılmak gerekir. Öz yönünden de
denetim yetkisinin veya olanağının bulunduğu konularda Mahkemenin işi aynı
katılıkta ele alarak bir değerlendirmeye gitmesi savunulamaz ve böyle bir görüş
haklı da gösterilemez. Şu duruma göre 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarının
Millet Meclisinde öncelik ve ivedilikle görüşülmesi üzerinde bir karara
varılırken işin esas yönünden de Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilmesi
olanağı bulunduğu için, ortada itiraz konusu kuralın biçim yönünde iptalini
gerektirecek ölçü ve nitelikte bir aksaklık bulunup bulunmadığı geniş ve esnek
olarak ele alınıp araştırılmalı ve bu arada, yukarıda yapıldığı gibi, sözgelimi
öncelik ve ivedilik önerileri gerekçe ve esaslı neden yönlerinden Komisyon
raporu, tasarının gerekçesi, tasarıya kaynaklık eden Anayasa değişikliği ve
bunun gerekçesi gibi belgelerin ışığı altında bir bütün olarak
değerlendirilebilmelidir.
Böyle
yapıldıkta öncelik ve ivedilik kararlarının alınması konusundaki yukarıdan beri
tartışılan aksaklığın incelenen yasa kuralının biçim yönünden iptalini
gerektirir bir nitelik ve ağırlık taşımadığı kendiliğinden ortaya çıkar. Öte
yandan Millet Meclisinin 1/9/1973 günü yürürlüğe giren İçtüzüğünde kanun tasarı
ve tekliflerinin iki kez görüşülmesi ilkesinin bırakılmış ve tek görüşme
yolunun tutulmuş, bunun sonucu olarak da bir "ivedilik kararı verme"
konusunun artık kalmamış bulunduğuna burada işaret edilmesi yerinde olacaktır.
Muhittin
Taylan, Avni Gîvda, Ahmet Akar, Ahmet Koçak, Muhittin Gürün, Nihat O.
Akçakayalıoğlu yukarıda belirtilen gerekçeye katılmamakla birlikte itiraz
konusu kuralın biçim yönünden iptali gerekmediği sonucunda birleşmişlerdir.
2-
Cumhuriyet Senatosundaki öncelik ve ivedilik İşlemleri:
İtiraz
konusu kuralı kapsayan 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarı Cumhuriyet Senatosunda
da öncelik ve ivedilikle, başka deyimle gündemdeki sırasından da önce bir kez
görüşülüp kabul edilmiştir. Tasarıyı inceleyen Cumhuriyet Senatosunun Millî
Savunma, Anayasa ve Adalet Komisyonlarının raporlarında öncelik ve ivedilikle
görüşme önerileri bulunduğu gibi Genel Kurulda görüşmelerin başlayacağı
25/6/1973 günlü, 77. Birleşimin üçüncü oturumunda Adalet Bakanı da bu konuda
bir önerge vermiştir.
1773
sayılı Kanuna ilişkin tasarının Cumhuriyet Senatosunda öncelik ve ivedilikle
görüşülmesi ile ilgili olarak üzerinde durulması gerekli üç sorun göze
çarpmaktadır. Bunlar aşağıda ayrı ayrı ele alınarak tartışılacaktır :
a)
Öncelik ve İvedilik önergesinin yeniden okutulmaksızın oylanması işlemi:
Cumhuriyet
Senatosu Tutanak Dergisine göre (Toplantı 12. Cilt 12, sayfa 630 - 632)
25/6/1973 günlü 77. Birleşimin üçüncü oturumu saat 20.30 da açılmış; önce başka
bir kanun tasarısı oylanarak kabul edilmiş; daha sonra 1773 sayılı Kanuna
ilişkin tasarı için Adalet Bakanının verdiği öncelik ve ivedilik önergesi
okunmuştur. Bunun üzerine kimi üyeler ayağa kalkarak çoğunluğun bulunmadığını
ileri sürmüş ve yoklama yapılmasını istemişlerdir. Yoklama sonunda Başkan
çoğunluk bulunmadığını bildirerek 21.30 da toplanılmak üzere oturumu saat 20.55
de kapatmıştır.
Dördüncü
oturum açılınca yoklama yapılmış; Başkan çoğunluğun bulunduğunu açıklamış;
öncelik ve ivedilik önergesinin daha önceki oturumda okunduğundan söz ederek,
yeniden okutmaksızın öncelik ve ivedilik önerilerini ayrı ayrı oya koymuş ve
kabul edildiklerini belirlemiştir. Bundan sonra tasarının tümü üzerinde görüşme
açılmıştır.
Anayasa'nın
86. maddesinin birinci fıkrasına göre her Meclis üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile toplanır ve Anayasa'da başkaca hüküm yoksa, toplantıya
katılanların salt çoğunluğu ile karar verilir. Cumhuriyet Senatosu içtüzüğünün
52. maddesinde de üye tamsayısının salt çoğunluğu hazır bulunmadıkça görüşmeye
başlanılamıyacağı yazılıdır. Söz konusu öncelik ve ivedilik önergesi toplantı
yetersayısının bulunmadığı bir oturumda okunmuşsa bu okumanın geçerli sayılması
düşünülemez ve daha sonraki oturumda oylamaya konulmadan önce okutulması
gerekir.
Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulunun 25/6/1973 günlü 77. Birleşiminin üçüncü oturumunun
başında yoklama yapılmamış ve yetersayı olmadığı da ileri sürülmemiştir. Bu
Başkanlık Divanının yeter sayı olup olmadığında kuşkuya düşmediğini ve saat
20.30 da Genel Kurulda çoğunluk bulunduğunu gösterir. Saat 20.55 de ise
çoğunluğun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Kimi üyelerin çoğunluk
bulunmadığını ileri sürerek istemde bulunmaları dolayısiyle yapılan yoklama
ancak yapıldığı andaki durumu saptar. Daha önce ve özellikle söz konusu öncelik
ve ivedilik önergesinin okunması sırasında çoğunluk bulunmadığına kanıtlık
edemez. Kimi üyelerin yetersayı üzerinde titizlikle durarak çoğunluk kalmadığı
kanısına varır varmaz yoklama istemelerine bakılırsa baştan böyle bir durum
olsaydı daha önergenin okunmasına girişilirken yoklama isteneceğini düşünmek
yerinde olur. Üyelerin bu türlü bir girişimde bulunmamaları önerge okunurken
yetersayının korunmakta olduğunu anlatacak bir davranış sayılmalıdır. Tersi
saptanmadığına göre önergenin okunduğu sırada Genel Kurulda çoğunluğun
bulunduğunu kabul gerekir. Onun için de öncelik ve ivedilik önergesinin
dördüncü oturumda yeniden okunmaksızın oya sunulmasında bir usulsüzlük
bulunduğu ve itiraz konusu kuralın biçim yönünden iptalini gerektirir bir
nedenin oluştuğu düşünülemez.
Avni
Givda, Ahmet Akar, Muhittin Gürün, Nihat O. Akçakayalıoğlu bu görüşe
katılmamışlardır.
b)
Önerge üzerinde söz verilmeden oylamaya gidilmesi sorunu :
Cumhuriyet
Senatosu içtüzüğünün 47. maddesine göre ivedilik önerisi, lehinde ve aleyhinde
birer üyeye söz verilerek, işari oyla kabul veya reddedilir. 1773 sayılı Kanuna
ilişkin tasarının ivedilikle görüşülmesi önerisi oylanmadan önce Başkan lehte,
alehte konuşacak kimse bulunup bulunmadığını sormaksızın oylamaya geçmiştir
(aynı Tutanak Dergisi: sayfa 632).
Cumhuriyet
Senatosu üyelerinin haklarını ve yetkilerini, kendî İçtüzüklerini ve bu arada
içtüzüğün 47. maddesi kuralını bilmeleri doğal ve olağandır. Tutanak Dergisine
göre bu kurala dayanarak söz isteyen çıkmamış ve oylamaya girişilmesine de bu
yönden bir itirazda bulunulmamıştır. Şu durumda ve işin niteliğine göre
Başkanın üyelere konuşma haklarını hatırlatmamasını ve lehte, aleyhte söz
isteyen bulunup bulunmadığını araştırmaması itiraz konusu kuralın biçim
yönünden iptalini gerektirir önem ve ağırlıkta bir aksaklık saymaya olanak
bulunmadığı ortadadır.
c)
Öncelik ve ivedilik önergesinin kapsam ve içeriğinden doğan durum :
Cumhuriyet
Senatosu içtüzüğünde de (madde 69, 44) kanun tasarı ve tekliflerinin iki kez
görüşülmesi kural olarak kabul edilmiş; hangi tasarıların tek görüşmeye bağlı
tutulacağı, iki görüşmeye bağlı tasarı ve tekliflerin bir kez görüşülmesi ile
nasıl yetinilebileceği ve gündemdeki sıraları bozma yöntemi istisna hükümleri
halinde ayrıca gösterilmiştir. (madde 46, 47, 48, 45). Bir kanun tasarı veya
teklifinin bir kez görüşülmesi ile yetinilmesi için Hükümetin, teklif sahibinin
veya ilgili komisyonun ivedilik kararı verilmesini istemesi, ortada Yasama
Meclisinin kabul edeceği esaslı bir nedenin bulunması, istemin yazılı ve
gerekçeli olması; gündem sırasının bozulabilmesi için de Hükümetin veya
komisyonun yazılı ve gerekçeli bir öneri ile öncelikle görüşme kararı istemesi
Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünün yukarıda değinilen maddelerinde kurala bağlamış
bulunmaktadır.
1773
sayılı Kanuna ilişkin tasarı için Cumhuriyet Senatosunda öncelik ve ivedilikle
görüşme isteyen Millî Savunma Komisyonunun 18/6/1973 günlü, 1/205 - 12 sayılı
raporunda "Kanunun ehemmiyetine binaen"; Anayasa ve Adalet
Komisyonunun 19/6/1973 günlü, 1/205-51 sayılı raporunda "Tasarının bir
Anayasa gereği olması"; Adalet Bakanının önergesinde ise "kanun
tasarısının kanunlaşmasının, bir Anayasa gereği bulunması ve özellikle bu
mahkemelerin kuruluşuna ilişkin Anayasa değişikliğinin gerekçesinde öngörülen
mucip sebepler muvacehesinde" sözleri gerekçe ve esaslı neden olarak yer
almış (aynı Tutanak Dergisi : sayfa 631 ve 284 S. sayılı basmayazı). Yukarıda
(kararın V/A-1 bölümü) Millet Meclisi Genel Kurulunun verdiği öncelik ve
ivedilik kararları dolayısiyle söylenenlerin tümü burada da geçerli ve sorunu
aydınlatıp çözmeye yeterli olduğu için bunların tekrarlanmasına
gidilmeyecektir. Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunda oylanan öncelik ve ivedilik
önergesinin kapsamı ve içeriği itiraz konusu kuralın biçim yönünden iptalini
gerektirir nitelikte değildir.
Muhittin
Taylan, Avni Givda, Ahmet Akar, Ahmet Koçak, Muhittin Gürün, Nihat O.
Akçakayalıoğlu bu görüşe katılmamışlardır.
3-
İtiraz konusu kuralın Cumhuriyet Senatosunda görüşme açılmaksızın oylanmış
olması sorunu :
Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulunda 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler bitirilerek maddelere geçilmesi kabul edildikten sonra Adalet
Partisi Cumhuriyet Senatosu Grubu Başkanı "maddeler üzerindeki
görüşmelerde yalnız değişiklik önergesi verilen maddelerin müzakere olunmasını,
öteki maddelerin okunarak oya sunulmasını" önermiş; Başkan önergeyi oya
koymuş ve kabul edildiğini belirlemiştir. İtiraz konusu geçici 1. maddeye
ilişkin değişiklik önergesi bulunmadığından madde, üzerinde görüşme
açılmaksızın kabul edilmiştir (aynı Tutanak Dergisi: Sayfa 689 ve 707).
Anayasa'nın
92. maddesinde kanun tasarı ve tekliflerinin "görüşülmesi"nden söz
edilmektedir. Kanun tasarı ve teklifleri maddelerden oluşur; maddelerin
üzerinde görüşme açılmamışsa o kanun tasarı veya teklifi yönünden
"görüşülme" gereği yerine getirilmiş sayılamaz. Nitekim Cumhuriyet
Senatosu İçtüzüğünde bu doğrultuda kurallar yer almıştır. İçtüzüğün 69. maddesine
göre Cumhuriyet Senatosunun ilgili komisyonlarınca incelendikten sonra Genel
Kurula gelen kanun tasan ve teklifleri iki kez görüşülerek sonuçlandırılır. Bu,
genel kuraldır. İstisna kuralı, başka deyimle bir kez görüşülme, 48. maddede
belirlendiği üzere, ivedilik kararının sonucu olarak işler. Bir kez görüşme
yönteminin birinci görüşmeyi değil ancak ikinci görüşmeyi bir yana bıraktığında
kuşku yoktur.
Birinci
görüşme İçtüzüğün 73; 74. maddelerinde, ikinci görüşme ise 75. maddede
düzenlenmiştir. Bu maddelerin incinmesinden anlaşılacağı üzere birinci
görüşmede tasarı veya teklifin tümü üzerinde ve maddelere geçilmesi kabul
edilmişse bütün maddeler üzerinde görüşme açılması zorunludur. İkinci görüşmede
ise tüm üzerinde ve değiştirilmeleri önerilmemiş maddeler üzerinde görüşme
yapılmaz.
Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulunda itiraz konusu geçici 1. madde, bunu kapsayan tasarının
bir kez görüşülmesi kararlaştırıldığı halde ve böyle bir durumda İçtüzüğün
birinci görüşme kurallarının uygulanması gerekli iken tasarı iki görüşmeye
bağlı imiş ve ikinci görüşme yapılıyormuş gibi üzerinde değişiklik önergesi
bulunmadığı için görüşme açılmaksızın oylanıp kabul edilmiştir. Bu tutum
Cumhuriyet Senatosu içtüzüğünün 73., 74. ve dolayısiyle Anayasa'nın 92. ve 85.
maddeleri ile çelişen ve 1773 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin geçerliğini
etkileyerek biçim yönünden iptalini gerektirir önem ve ağırlıkta bir aykırılığı
oluşturmaktadır. İtiraz konusu kural biçim yönünden Anayasaya aykırılığı
dolayısiyle iptal edilmelidir.
Kemal
Berkem, Şahap Arıç, Halit Zarbun bu görüşe katılmamışlardır.
B-
1773 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin esas yönünden Anayasaya aykırılığı
sorunu:
1773
sayılı Kanunun itiraz konusu geçici 1. maddesinin biçim yönünden Anayasa'ya
aykırılığı saptandığına ve bu nedenle iptali öngörüldüğüne göre esas yönünden
Anayasaya aykırılık sorunu üzerinde ayrıca durulmasına yer kalmamıştır.
VI-SONUÇ:
I.
l- 11/7/1973 günlü, 14591 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 26/6/1973 günlü,
1773 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri
hakkındaki Kanuna ilişkin tasarının Millet Meclisindeki öncelik ve ivedilikle
görüşülmesi işlemlerinin itiraz konusu kuralın biçim yönünden iptalini
gerektirmediğine sonuçta oybirliği ve Muhittin Taylan, Avni Givda, Ahmet Akar,
Ahmet Koçak, Muhittin Gürün ve Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun gerekçede
karşıoyları ve oyçokluğu ile,
2-
1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarının Cumhuriyet Senatosunda öncelik ve
ivedilikle görüşülmesi ile ilgili olarak;
a)
25/6/1973 günlü 77. Birleşimin 4. oturumunda öncelik ye ivedilik önergesinin
yeniden okunmadan oylanmasının itiraz konusu kuralın biçim yönünden iptalini
gerektirmediğine Avni Givda, Ahmet Akar, Muhittin Gürün, Nihat O.
Akçakayalıoğlu'nun karşıoyları ve oyçokluğu ile;
b)
Söz konusu önergenin, lehte, aleyhte konuşacak kimse bulunup bulunmadığı
sorulmadan Başkanlıkça oya konulmasının itiraz konusu kuralın biçim yönünden
iptalini gerektirir nitelikte bir aksaklık olmadığına oybirliği ile,
c)
Oylama konusu olan öncelik ve ivedilik önergesinin kapsamı ve içeriğinin itiraz
konusu kuralın biçim yönünden iptalini gerektirir nitelikte olmadığına Muhittin
Taylan, Avni Givda, Ahmet Akar, Ahmet Koçak, Muhittin Gürün ve Nihat O.
Akçakayalıoglu'nun karşıoyları ve oyçokluğu ile,
3-
1773 sayılı Kanunun itiraz konusu geçici 1. maddesi üzerinde Cumhuriyet
Senatosunda görüşme açılmaksızın oylamaya gidilmesinin İçtüzüğü ve dolayısiyle
Anayasa'ya aykırı olduğuna ve kuralın bu nedenle biçim yönünden iptaline Kemal
Berkem, Şahap Arıç ve Halit Zarbun'un karşı oyları ve oy çokluğu ile,
II.
İtiraz konusu kuralın biçim yönünden iptaline karar verildiğine göre esas
yönünden Anayasa'ya aykırılık sorunu üzerinde durulmasına yer olmadığına
oybirliğiyle,
21/5/1974
gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Muhittin
Taylan
|
Başkanvekili
Avni
Givda
|
Üye
Kemal
Berkem
|
Üye
Şahap
Arıç
|
|
|
|
|
Üye
İhsan
Ecemiş
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Ziya
Önel
|
Üye
Abdullah
Üner
|
|
|
|
|
Üye
Kâni
Vrana
|
Üye
Ahmet
Koçak
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
|
|
|
Üye
Şevket
Müftügil
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARŞI
OY YAZISI
Üye
Sayın Muhittin Gürün'ün benim düşüncelerimi de yansıtan ve mahkeme kararına
ekli bulunan karşı oy yazısının l sayılı bölümü ile 2 sayılı bölümünün b
bendinde gösterilen ve ayrıca daha önce Anayasa Mahkemesinin konu ile ilgili
olup, Resmî Gazete'de yayımlanmış bulunan 17/1/1972 günlü ve 1972/16-49 sayılı
ve 26/3/1974 günlü, 1973/32, 1974/11 sayılı kararlara ekli karşı oy yazılarında
belirlenen gerekçelerle dava konusu kuralın biçim yönünden iptali gerektiği
kanısında bulunduğumdan çoğunluğun görüşüne bu nedenlerle karşıyım.
KARŞI
OY YAZISI
l-
Millet Meclisinin 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasan üzerindeki öncelik ve
ivedilik işlemleri:
Geçici
1. maddesinin Anayasa'ya uygunluk denetimi yapılan 26/6/1973 günlü, 1773 sayılı
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna
ilişkin tasarı Millet Meclisinde öncelik ve ivedilikle görüşülüp kabul
edilmiştir.
Anayasa'nın
85. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler çalışmalarını
kendi yaptıkları içtüzüklerin kuralları uyarınca yürütürler. Yine Anayasa'nın
geçici 3. maddesi gereğince Millet Meclisinin toplantı ve çalışmalarında kendi
içtüzüğü yapılıncaya değin uygulanması gerekli olan ve Millet Meclisi
İçtüzüğünün yürürlüğe girdiği 1/9/1973 gününe dek ve bu arada 1773 sayılı
Kanuna ilişkin tasarı ile ilgili toplantı ve çalışmalar sırasında da uygulanma
alanında kalan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27 Ekim 1957 tarihinden önce
yürürlükteki İçtüzüğünün (l Kasım 1956 günlü Dahilî Nizamname) 99., 78.
maddelerinde kanun tasarı ve tekliflerinin iki kez görüşülmesi kural olarak
kabul edilmiş; gündemlerin düzenlenmesinde izlenecek sıra saptanmış; hangi
tasarıların tek görüşmeye bağlı tutulacağı iki görüşmeye bağlı tasan ve
tekliflerin bir kez görüşülmesi ile nasıl yetinilebileceği ve gündemdeki
sıraların bozulması yöntemi istisna hükümleri halinde ayrıca gösterilmiştir.
Bir
kanun tasan veya teklifinin bir kez görüşülmesiyle yetinilmesi için o tasarı
veya teklif Yasama Meclisine sunulurken veya birinci görüşmesinden önce
Hükümetin, teklif sahibinin yahut ilgili komisyonun ivedilik kararı verilmesini
istemesi, ortada Yasama Meclisinin kabul edeceği esaslı bir nedenin bulunması,
istemin yazılı ve gerekçeli olması gereklidir (Dahilî Nizamname : madde 70, 71,
72).
Gündem
sırasının bozulabilmesi, başka deyimle bir kanun tasarı veya teklifinin
gündemdeki öteki işlerden önce görüşülebilmesi İçin de Hükümetin veya
komisyonun öncelikle görüşme kararı istemesi, istemin yazılı ve gerekçeli
olması, Meclisin de o yolda karar vermesi koşullan vardır (Dahilî Nizamname:
madde 74).
Öncelik
ve ivedilik istemi ve kararları için İçtüzüklerce öngörülen gerekçe koşulu bir
kanunun geçerliği üzerinde etkili olabilecek nitelikte önemli ve esaslı biçim
kurallarındandır. Kurala aykırı tutum o kanunun biçim yönünden iptali nedenini
oluşturur. Anayasa Mahkemesinin bu karşıoy yazısının ilişkin bulunduğu
21/5/1974 günlü, 1974/8-19 sayılı kararında da söz konusu koşulun önemi
benimsenmekte olduğu; ancak Anayasa'ya uygunluk denetiminin esas yönünden de
yapılabilmesi yetkisi veya olanağının bulunduğu işlerde ölçünün katı değil
geniş ve esnek olarak ele alınması görüşü savunulduğu için burada öncelik ve
ivedilik istem ve kararları bakımından içtüzüklerde öngörülen gerekçe koşulunun
neden bir kanunun geçerliliğini etkileyecek nitelikte önemli ve esaslı biçim
kurallarından sayılması gerektiği üzerinde ayrıntılara girilip tartışma ve
çözümlemelere gidilmesine yer ve gerek yoktur.
Sırası
gelmişken, tıpkı 1773 sayılı Yasada olduğu gibi öncelik ve ivedilik konularında
içtüzük kurallarına aykırı davranıldığı için 17/3/1972 günlü, 1576 sayılı
Kanunun biçim yönünden Anayasa'ya aykırı görülerek iptaline gidilmiş olduğuna
değinilmesinde yarar vardır (6/4/1972 günlü, 1972/13-18 sayılı Anayasa
Mahkemesi kararı - 7/4/1972 günlü, 14152 mükerrer sayılı ve 24/7/1972 günlü,
14255 sayılı Resmî Gazeteler) Bir tüzük kuralının Yasama Meclislerince verilen
kararın geçerliği üzerinde etkili olabilecek nitelik taşıdığı ve kurala aykırı
düşen işlemin biçim yönünden iptal nedeni sayılacağı Anayasa Mahkemesince
saptanmışsa bu ölçünün bütün benzeri durumlarda geçerli olması gerekir.
Kanunların kümelendirilip bir bolümü için biçim yönünden iptal nedeni sayılan
durumların öteki bölüm kanunlar için iptali gerektirmez nitelikte görülmesi
hukukça itibar edilebilir ve savunulur bir tutum olamaz.
1773
sayılı Kanuna ilişkin tasarı için Millet Meclisi 114 sayılı Geçici Komisyonunun
29/5/1973 günlü, 1/831-2 sayılı raporunda "öncelik ve ivedilik ve
gündemdeki tüm işlere takdimen görüşülme" kararı istendiği
anlaşılmaktadır. Burada gerekçe "Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
kuruluşundaki maksat ve Anayasa'da öngörülen mucip sebepler muvacehesinde
tasarının bir an önce kanunlaşmasını teminen" sözleriyle açıklanmıştır
(Millet Meclisi Tutanak Dergisi; Dönem 3; Cilt 38; Toplantı 4; 897 S. sayılı
basmayazı; sayfa 10, 11).
Millet
Meclisinde 13/6/1973 günlü 126. Birleşimin başında tasarının tümü üzerinde
görüşmelere geçilmeden önce de Adalet Bakanı ve 114 sayılı Geçici Komisyon
Başkanı ayrı ayrı önergelerle "öncelik ve ivedilikle ve gündemdeki öteki
işlere takdimen görüşülme" kararı istemişlerdir. Gerekçeler; Adalet
Bakanının önergesinde "kanunlaşmanın bir Anayasa gereği bulunması ve
özellikle bu mahkemelerin kuruluşuna ilişkin Anayasa değişikliğinin
gerekçesinde öngörülen mucip sebepler muvacehesinde", Komisyon Başkanının
önergesinde ise "raporda belirtilen gerekçelerle ve önemine binaen"
diye belirlenmektedir (aynı Dergi: sayfa 701-702).
Görülüyor
ki 114 sayılı Geçici Komisyon raporunda Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
kurulması ile güdülen ereğe ve Anayasa değişikliğinin gerekçesine
dayanılmıştır; Adalet Bakanının önergesinde yine Anayasa değişikliği
gerekçesine gönderme yapılmakla birlikte kanunun çıkmasının Anayasa gereği
olduğuna değinilmektedir. Komisyon Başkanının önergesinde ise rapordaki
gerekçelere gönderme yapılması ile yetinilmekte ve "önemine binaen"
gibi yuvarlak bir deyim kullanılmaktadır.
Düzenlenme
nedeni ne olursa olsun her kanun tasarı veya teklifinin kendine göre bir önemi
vardır ve bu önemin gerek gerekçede gerekse komisyon raporlarında belirtilmesi
olağan ve zorunlu olduğu gibi tasarı veya teklifin getirdiği düzenlemenin
belirli süreler içinde kanunlaşması için Türkiye Büyük Millet Meclisine
sunulmuş bulunduğu da ortadadır. İçtüzüklerin aradığı ve üstünde titizlikle
durduğu ise, ivedilik ve öncelik kararı verilebilmesi için esaslı bir nedenin
ve gerekçenin varlığı, bunların da önerilerde açıklanmış olmasıdır. Kaldı ki
bir kanun tasarı veya teklifinin konusunun önemli oluşu onun olağan yöntemlerle
ve konunun öneminin gereklerine uygun olarak ağır ağır, dikkat ve teenni ile
incelenip görüşülmesini zorunlu kılar.
Özetlenecek
olursa durum şudur: 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarı Millet Meclisinde
görüşülürken gerekçesiz istemler üzerine öncelik ve ivedilik kararları
verilerek Dahili Nizamnamenin 70., 71., 74. maddelerine aykırı davranılmıştır.
Bu davranış kararları değersiz ve hükümsüz bıraktığı için ana kurallardan
ayrılma ve tasarının gündemdeki sırası gelmeden ve bir kez görüşülmesi işlemi
de böylece hukukî dayanaktan yoksun kalmış ve Dahilî Nizamnamenin 99. maddesinde
yer alan kurala da ayrıca aykırı düşülmüştür. Anayasanın 85. maddesinin birinci
fıkrası ile çelişen bu durum 1773 sayılı Kanunu biçim yönünden Anayasa'ya
aykırı kılar ve dolayısiyle bu Kanunun itiraz konusu geçici 1. maddesinin biçim
yönünden iptalini gerektirir. Ancak Millet Meclisinin 1/9/1973 günü yürürlüğe
giren içtüzüğünde kanun tasarı ve tekliflerinin iki kez görüşülmesi ilkesinin
bırakılmış ve tek görüşme yolunun tutulmuş, bunun sonucu olarak da
"ivedilik kararı verme" konusunun artık kalmamış bulunması
dolayısiyle ve daha aşağıda görüleceği üzere Cumhuriyet Senatosundaki öncelik
ve ivedilik işlemlerindeki aksaklık ayrıca itiraz konusu kuralı biçim yönünden
Anayasa'ya aykırı düşürür ve iptalini gerektirir nitelikte bulunduğu için
yukarıda açıklanan nedenle iptale gidilmesinde hukukî bir yarar bulunmadığından
biçim yönünden iptal gerekmediği sonucunda çoğunlukla birleşilmiştir.
2-
Cumhuriyet Senatosundaki öncelik ve ivedilik işlemleri :
a)
Öncelik ve ivedilik önergesinin yeniden okutulmaksızın oylanması :
Bu
karşıoy yazısının ilişkin bulunduğu 21/5/1974 günlü, 1974/8-19 sayılı Anayasa
Mahkemesi kararında da belirtildiği gibi Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisine
göre (Toplantı 12, Cilt 12, sayfa 630-632) 25/6/1973 günlü 77. Birleşimin
üçüncü oturumu saat 20.30 da açılmış; önce başka bir kanun tasarısı oylanarak
kabul edilmiş; daha sonra 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarı için Adalet
Bakanının verdiği öncelik ve ivedilik önergesi okunmuştur. Bunun üzerine kimi
üyeler ayağa kalkarak çoğunluğun bulunmadığını ileri sürmüş ve yoklama
yapılmasını istemişlerdir. Yoklama sonunda Başkan çoğunluğun bulunmadığını
bildirerek 21.30 da toplanılmak üzere oturumu saat 20.55 do kapatmıştır.
Dördüncü
oturum açılınca yoklama yapılmış; Başkan çoğunluğun bulunduğunu açıklamış;
öncelik ve ivedilik önergesinin daha önceki oturumda okunduğundan söz ederek,
yeniden okutmaksızın öncelik ve ivedilik önerilerini ayrı ayrı oya koymuş ve
kabul edildiklerini belirlemiştir. Bundan sonra tasarının tümü üzerinde görüşme
açılmıştır.
Anayasa'nın
86. maddesinin birinci fıkrasına göre her Meclis üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile toplanır ve Anayasa'da başkaca hüküm yoksa, toplantıya
katılanların salt çoğunluğu ile karar verilir. Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünün
52. maddesinde de üye tamsayısının salt çoğunluğu hazır bulunmadıkça görüşmeye
başlanılamıyacağı yazılıdır. Söz konusu öncelik ve ivedilik önergesi toplantı
yetersayısının bulunmadığı bir oturumda okunmuşsa bu okumanın geçerli sayılması
düşünülemez ve daha sonraki oturumda oylamaya konulmadan önce okutulması
gerekir.
Cumhuriyet
Senatosu Genel Kurulunun 25/6/1973 günlü 77. Birleşiminin üçüncü oturumunun
başında yoklama yapılmadığı gibi Başkan çoğunluğun bulunduğunu da sözle
açıklamış değildir. Bu durum, Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği gibi,
Başkanlık Divanının yetersayı olup olmadığında kuşkuya düşmediğini ve saat
20.30 da Genel Kurulda çoğunluk bulunduğunu değil ancak o sıralarda her nedense
yetersayı üzerinde durulmamış olduğunu gösterir. Bu oturumda Adalet Bakanının
öncelik ve ivedilik önergesinin okutulmasından önce bir kanun tasarısının
oylanıp kabul edilmiş olması da, oylama işarı oy biçiminde olduğu için,
yetersayı bulunduğuna kanıtlık edemez. Öte yandan Adalet Bakanının önergesi
okunur okunmaz derhal çoğunluk bulunmadığı ileri sürülüp yoklama istendiği ve
yine hemen yoklamaya geçildiği için yoklama sonucunun önergenin okunması
sırasındaki durumu yansıttığında kuşku yoktur. Böylece önergenin toplantı
yetersayısının bulunmadığı bir oturumda okunduğu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda
önergenin usulünce okunmuş sayılması düşünülemez. Demek ki dördüncü oturumda
içeriği ve bu arada ne gibi nedenlere ve gerekçelere dayandığı bilinmeyen
öncelik ve ivedilik önerileri oylanıp kabul edilmiş; bu yüzden de ana
kurallardan ayrılma tutumu ve kanun tasarısının gündemdeki sırası gelmeden ve
bir kez görüşülmesi işlemi hukukî dayanaktan yoksun kalmıştır.
Yukarıdan
beri açıklananlar öncelik ve ivedilik kararlarının alınmasında Cumhuriyet
Senatosu içtüzüğünün 52., 44., 69., ve Anayasa'nın 85. ve 86. maddeleri ile
açık bir çelişkinin ve 1773 sayılı Kanunun ve dolayısiyle bu Kanunun geçici 1.
maddesinin geçerliğini etkileyerek itiraz konusu kuralın biçim yönünden
iptalini gerektirir önem ve ağırlıkta bir aykırılığın oluştuğunu kesinlikle
ortaya koymaktadır .
b)
Öncelik ve ivedilik önergesinin kapsam ve içeriğinden doğan durum :
Cumhuriyet
Senatosu İçtüzüğünde de (madde 69. 44) kanun tasarı ve tekliflerinin iki kez
görüşülmesi kural olarak kabul edilmiş; hangi tasarıların tek görüşmeye bağlı
tutulacağı, iki görüşmeye bağlı tasarı ve tekliflerin bir kez görüşülmesi ile
nasıl yetinilebileceği ve gündemdeki sıraları bozma yöntemi istisna hükümleri
halinde ayrıca gösterilmiştir (madde 46, 47, 48, 45). Bir kanun tasarı veya
teklifinin bir kez görüşülmesi ile yetinilmesi için Hükümetin, teklif sahibinin
veya ilgili komisyonun ivedilik kararı verilmesini istemesi, ortada Yasama
Meclisinin kabul edeceği esaslı bir nedenin bulunması istemin yazılı ve
gerekçeli olması; gündem sırasının bozulabilmesi için de Hükümetin veya
komisyonun yazılı ve gerekçeli bir öneri ile öncelikle görüşme kararı istemesi
Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünün yukarıda değinilen maddelerinde kurala
bağlanmış bulunmaktadır.
1773
sayılı Kanuna ilişkin tasan için Cumhuriyet Senatosunda öncelik ve ivedilikle
görüşme isteyen Millî Savunma Komisyonunun 18/6/1973 günlü, 1/205-12 sayılı
raporunda "Kanunun ehemmiyetine binaen", Anayasa ve Adalet
Komisyonunun 19/6/1973 günlü, 1/205-51 sayılı raporunda "Tasarının bir
Anayasa gereği olması; Adalet Bakanının önergesinde ise "kanun tasarısının
kanunlaşmasının bir Anayasa gereği bulunması ve özellikle bu mahkemelerin
kuruluşuna ilişkin Anayasa değişikliğinin gerekçesinde öngörülen mucip sebepler
muvacehesinde" sözleri gerekçe ve esaslı neden olarak yer almıştır (aynı
Tutanak Dergisi : sayfa 631 ve 284 S. sayılı basmayazı).
Yukarıda
(karşıoy yazısının l sayılı bölümü) Millet Meclisi Genel Kurulunun verdiği
öncelik ve ivedilik kararları dolayisiyle söylenenlerin tümü burada da geçerli
ve sorunu aydınlatıp çözmeye yeterli olduğu için bunların tekrarlanmasına
gidilmeyecektir. 1773 sayılı Kanuna ilişkin tasarı Cumhuriyet Senatosu Genel
Kurulunda görüşülürken gerekçesiz istemler üzerine öncelik ve ivedilik kararlan
verilerek Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünün 45., 46. maddelerine aykırı
davranılmıştır. Bu davranış kararlan değersiz ve hükümsüz bıraktığı için ana
kurallardan ayrılma tutumu ve tasarının gündemdeki sırası gelmeden ve bir kez
görüşülmesi işlemi de böylece hukukî dayanaktan yoksun kalmış ve İçtüzüğün 69.
maddesinde yer alan kurala da ayrıca aykırı düşülmüştür. Anayasa'nın 85.
maddesinin birinci fıkrası ile çelişen şu durum 1773 sayılı Kanunu biçim
yönünden Anayasa'ya aykırı kılar ve dolayisiyle bu kanunun itiraz konusu geçici
1. maddesinin biçim yönünden iptalini gerektirir.
SONUÇ:
Anayasa
Mahkemesinin 21/5/1974 günlü, 1974/849 sayılı kararına yukarıda açıklanan
yönlerden ve yine yukarıda belirlenen nedenlerle karşıyız.
|
|
|
Başkanvekili
Avni
Givda
|
Üye
Ahmet
Akar
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
KARŞI
OY YAZISI
Geçici
birinci madde üzerinde söz istenmemiş olduğuna göre, görüşme açılmaksızın
oylamaya gidilmiş olması, Senato'nun iradesini sakatlayacak ve bu maddenin
biçim yönünden iptalini gerektirecek nitelik ve ağırlıkta sayılmamalıdır.
Bu
nedenle çoğunluk kararının bu kesimine karşıyım.
KARŞI
OY YAZISI
1773
sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin Cumhuriyet Senatosunda görüşme açılmaksızın
oylanmış olması sorunu hakkında karşı oy :
Cumhuriyet
Senatosunda, itiraz konusu tasarının tümü görüşülmüş ve maddelere geçilmesi
oylanıp kabul edilmiş, bundan sonra verilen bir önergede "maddeler
üzerindeki görüşmelerde yalnız değişiklik önergesi verilen maddelerin müzakere
olunması diğer maddelerin okunarak oya konulması" teklif edilmiştir.
Başkan önergeyi oya koyarak kabul edildiğini açıklamıştır. Genel Kurulun aldığı
bu karar üzerine, itiraz konusu madde hakkında değişiklik önergesi
bulunmadığından maddenin, üzerinde görüşme açılmaksızın kabul edilmiş olduğu
tutanak dergisinden anlaşılmaktadır.
Anayasa
Mahkemesince bu hususta verilen karar özetle şöyledir :
Anayasa'nın
92. maddesinde Kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesinden söz edilmektedir.
Kanun tasarı ve teklifleri maddelerden oluşur. Maddeler üzerinde görüşülme
açılmaması o Kanun tasarı veya teklifi yönünden "görüşülme" gereğini
yerine getirmiş sayılamaz, Nitekim Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünde 69, 73, 74
üncü maddelerinde bu doğrultuda kurallar yer almıştır. Cumhuriyet Senatosu
Genel Kuruluna gelen Kanun tasarı veya teklifleri iki kez görüşülerek
sonuçlandırılır. Bu, genel kuraldır. Bir kez görüşme 48. madde hükmünce
ivedilik kararı sonucu olarak işler. İvedilik kararı ile bir kez görüşme
yöntemi ikinci görüşmeyi bir yana bırakır. Genel Kurulda geçici 1. maddenin bir
kez görüşülmesi kararlaştırılmış bu durumda maddeler üzerinde birinci görüşme
yapılması gerekirken yapılmamış ve bir değişiklik önergesi de bulunmadığından
görüşme açılmaksızın oylanıp kabul edilmiştir.
Bu
tutum Cumhuriyet Senatosu İçtüzüğünün 73.. 74. ve dolayısiyle Anayasa'nın 92 ve
85. maddeleriyle çelişen ve 1773 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin
geçerliğini etkileyerek biçim yönünden iptalini gerektirir önem ve ağırlıkta
bir aykırılığı oluşturmaktadır. İtiraz konusu kuralın İçtüzüğe ve dolayısiyle
Anayasa'ya aykırı olduğuna ve kuralın bu nedenle biçim yönünden iptaline oy
çokluğu ile karar verilmiştir.
Aşağıda
iki yönden açıklanan nedenlerle bu görüşe katılmıyorum :
I.
Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunca, iptal konusu 1773 sayılı Kanunun geçici 1.
maddesinin görüşülme şekli hakkında, alınan karar bir içtüzük düzenlemesi
niteliğindedir.
Anayasa'nın
85. maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve meclisler çalışmalarım kendi
yaptıkları içtüzüklerin hükümlerine göre yürütecekleri belirtilmektedir. İptal
konusu geçici birinci maddenin görüşülmesi sırasında Cumhuriyet Senatosu Genel
Kurulunca bir önerge üzerine alınan karar, bir kanun yapılması hususunda
Cumhuriyet Senatosunun çalışmalarının yürütülmesine ilişkin bulunması nedeniyle
bir içtüzük düzenlemesi niteliğindedir. Zira, sorun, Cumhuriyet Senatosunda
tasarının, tümü üzerinde görüşmeler bitirilmiş ve maddelere geçilmesi de
oylanıp kabul edildikten sonra, (maddeler üzerindeki görüşmelerde, yalnız
değişiklik önergesi verilen maddelerin müzakere olunması ve diğer maddelerin
okunarak oya sunulması) hususunda olup Cumhuriyet Senatosu içtüzüğü
hükümlerinde değişiklik getiren bir nitelik taşımaktadır. Bu önergeyi kabul
eden genel kurul kararı bu niteliği ile bir içtüzükte bulunması gereken bir
konuyu düzenlemiştir. Bu suretle bu kararın konu ve erek bakımından bir içtüzük
sorununu düzenlediğinden, bir içtüzük niteliğinde bulunduğunda kuşku olmamak
gerekir. Nitekim Anayasa Mahkemesi iptal için Anayasa Mahkemesine başvurulan bu
gibi kararların bir içtüzük düzenlemesi niteliğinde olduğu kabul edilmiş
bulunmaktadır. (Örneğin E. 1970/25-26, K. 1970/32 sayılı ve 18/6/1970 günlü
karar Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi Cilt: 8, Sayfa: 354; E. 1970/57, K.
1971/33 sayılı ve 23/3/1971 günlü karan aynı dergi cilt : 9, sayfa : 389)
Öte
yandan Anayasa'nın 147. maddesi hükmünce Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüklerinin Anayasa'ya uygunluğunu denetleme Anayasa Mahkemesinin
görevlerindendir. Anayasa'nın 152. maddesi hükmünce de, Anayasa'ya aykırı
olduğundan iptaline karar verilen Kanun ve İçtüzük veya bunların iptal edilen
hükümleri gerekçeli kararın Resmî Gazete'de yayınlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Şu halde yayınlandığı tarihe kadar muteber ve yürürlüktedir.
Cumhuriyet
Senatosunun içtüzük niteliğinde olan bu kararının iptali için Anayasa
Mahkemesine başvurulmadığından bu kararın yürürlükte olduğu bir sırada iptal
konusu geçici 1. madde kanunlaşmıştır.
Her
ne kadar Anayasa'nın 92. maddesinde Kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesinden söz edilmiş ise de görüşmenin biçimi açıklanmış değildir. Bu
husus İçtüzüklere bırakılmıştır. Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunda ise
maddelerin tümü görüşülmüş bulunmasına göre iptal konusu geçici 1. madde
hakkında hiç bir görüşme yapılmamış olduğu söylenemez. Cumhuriyet Senatosu
İçtüzüğünde yer alan Kanun tasarı veya tekliflerinin görüşme şekilleri
hakkındaki hükmü değiştirir nitelikte olan bu içtüzük düzenlemesinin tüzük
değiştirme şekillerine uygun olup olmadığının incelenmesi ise ancak bu içtüzük
düzenlemesi hakkında iptal için Anayasa Mahkemesine başvurulduğunda
incelenebilecek bir husustur. Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunun sözü geçen
içtüzük düzenlemesi niteliğindeki karan iptal edilmediğinden bu genel kurul
kararma göre kanunlaşmış bulunan iptal konusu geçici 1. maddenin biçim yönünden
iptaline karar verilmesi Anayasa'ya uygun düşmemiştir.
II.
Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunca alınan bu karar, itiraz konusu geçici 1.
maddenin geçerliğini etkileyecek ve biçim yönünden iptalini gerektirecek önem
ve ağırlıkta bir aykırılık da teşkil etmemektedir. Zira, Kanun tasarıları
genellikle yetkili heyetlerce hazırlanmakta ve yasama meclislerinde ait olduğu
komisyonlarda görüşülüp incelenmektedir. Bu tasarıların komisyonlardaki
görüşmelerini yasama meclisleri üyeleri dinlemek yetkisine haiz oldukları gibi
tasarılar kendilerine daha önce dağıtılmaktadır.
Şu
suretle yasama meclisleri üyeleri Kanun tasarılarına vakıf olmaktadırlar.
Cumhuriyet Senatosunda kabul edilen önerge hükümlerine göre maddelerin okunarak
oya konulması kabul edilmiş ve bu suretle maddeler okunmuş bulunmasına nazaran
hadisede Cumhuriyet Senatosu üyelerinin reylerini kullanacak şekilde maddelere
vakıf olmadıkları kabul edilemez. Esasen yasama meclisi üyelerinin sözü geçen
önerge üzerine hemen bir önerge vererek söz hakkını kullanacaklarını
bildirmelerine bir engel mevcut değildir. Böyle bir istek de olmamıştır.
Bu
nedenlerle Cumhuriyet Senatosu Genel Kurulunca önerge üzerine verilen bir
içtüzük düzenlemesi niteliğinde olan bu kararın, iptal konusu geçici 1.
maddenin geçerliğini etkileyecek, biçim yönünden iptalini gerektirecek önem ve
ağırlıkta bir aykırılık teşkil etmemekte olduğundan iptaline karar verilmiş olması
Anayasa'ya uygun değildir.
Sonuç
: Yukarıda I ve II numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle iptal konusu 1773
sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin iptali isteğinin reddine karar verilmesi
gerektiği kanısında olduğumdan iptal hakkındaki karara karşıyım.
Sayın
Şahap Arıç'ın karşı oyuna aynen katılıyorum.
KARŞI
OY YAZISI
Sayın
Muhittin Gürün'ün karşı oy yazısının :
Millet
Meclisindeki görüşmelere ilişkin birinci kısmı ile, Cumhuriyet Senatosundaki
görüşmelere deyinen ikinci kısmın (b) bendinde yer alan düşüncelerine aynen
katılıyorum.
KARŞI
OY YAZISI
l-
26/6/1973 günlü ve 1773 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri hakkındaki Konunun Millet Meclisindeki görüşülmesinde
(öncelik) ve (ivedilik) usulleri uygulanmıştır.
Halbuki
Mahkememizin yukarıdaki kararının (1974/8-1974/19), (V-esasın incelenmesi)
bölümünün A bendinin l işaretli fıkrasındaki açıklamalarda, (öncelik) ve
(ivedilik) için yeterli gerekçe olarak kabul edilmiş bulunan hususları, o
tarihte yürürlükte bulunan Millet Meclisi Dahilî Nizamnamesinin bu konuya
ilişkin olan 70-75. maddelerinde aranan nitelikte bir gerekçe olarak kabul
etmeye imkân yoktur. Zira söz konusu kanuna ilişkin tasarının (ivedilik) usulü
ile görüşülmesi için öne sürülmüş bulunan gerekçe kanunun önemini söylemekten
ve Anayasa'daki yerini belirlemekten ibaret olup, bu gibi beyanların ise hemen
her kanun hakkında öne sürülmesi mümkündür.
İçtüzüğün
sözü geçen maddelerinde öngörülen ve (ivedilik) kararı verilebilmesi için
aranan, (bir tasarı veya teklifin bir defa müzakeresiyle yetirilmesi için
Meclisin kabul edeceği esaslı bir sebebin mevcut bulunması) şartının özel
niteliği ile burada ileri sürülen nedenlerin hiç bir ilgisi yoktur. Zira bir
kanunun önemli olmasının veya Anayasa gereği bulunmasının, ivedilik usulü ile
müzakeresini gerektirmeyeceği kuşkusuzdur. İvedilikle müzakere zorunluğu
doğması, yani ikinci müzakere için geçirilmesi gerekli olan en az beş günlük
aranın kaldırılarak kanununun ivedilikle çıkartılması için, ivedilik durumunun
kabulünü zorunlu kılan özel bir nedenin mevcut olduğunun ortaya konulması
gereklidir.
Anayasa
Mahkemesinin 17/10/1972 ve 26/3/1974 günlü ve 1972/16 -1972/49, 1973/32 -
1974/11 sayılı kararlarına ilişkin karşı oy yazılarımda bu konu üzerinde daha
ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup oradaki düşüncelerin buraya da aktarılması
gereksiz görülmüştür. (bak : Resmî Gazete l Mart 1973, sayı: 14463, Sh.
252-253; 21 Haziran 1974, sayı; 14922, Sh. 8-9).
Buraya
kadar yapılan açıklamalar, söz konusu kanunun, Millet Meclisinde, içtüzük
hükümlerine aykırı bir usul uygulanması suretiyle müzakere ve kabul edildiğini
ve bu suretle de Anayasa'nın 85. maddesine aykırı bir nitelik aldığını ortaya
koymaktadır. Bu nedenle, söz konusu kanunun iptali istenen geçici 1. maddesi
hükmünün de biçim yönünden Anayasa'ya aykırı olduğunun kabul edilmesi zorunlu
bulunmaktadır.
Ancak
l Eylül 1973 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan Millet Meclisi yeni İçtüzüğü,
Anayasa hariç olmak üzere, kanunların iki görüşmeye tabi olması kuralını
kaldırmış ve bu suretle Millet Meclisindeki görüşmelerde artık (ivedilik) usulünün
uygulanmasına yer kalmamıştır.
Böyle
olunca eski içtüzüğün (ivedilik) usullerine uyulmadığı gerekçesiyle yapılacak
iptal sonunda o tasarı veya teklif yine tek görüşme ile kanunlaşabilecektir.
Bu
duruma göre söz konusu kanun hükmünün bu gerekçe ile iptaline karar
verilmesinde bugün için hukukî yarar kalmamıştır.
Bu
nedenle esasta çoğunluk görüşüne karşı olmakla beraber sonucuna katılıyorum.
2-
Aynı kanuna ilişkin tasarının Cumhuriyet Senatosundaki görüşülmesi de (öncelik)
ve (ivedilik) usulleri uygulanarak yapılmıştır.
Yukarıki
kararın (V-esasın incelenmesi bölümünün (A) bendinin 2. fıkrasının a ve c alt
bentlerindeki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, buradaki görüşmeler sırasında
C. Senatosu İçtüzüğüne iki defa esaslı biçimde uyulmamıştır.
a)
Bu tasarının müzakeresinde öncelik ve ivedilik usulünün uygulanması için, ikisi
Millî Savunma, Anayasa ve Adalet Komisyonları raporları ile, birisi de 77,
Birleşimin üçüncü oturumunda tasarının müzakeresine başlanmadan önce Adalet
Bakanı tarafından verilen önerge ile olmak üzere üç teklif yapılmıştır.
C.
Senatosu Başkanı bunlardan yalnız Adalet Bakanının önergesinden söz ederek o
önergeyi oylatmış ve komisyonların raporlarının bu konudaki tekliflerini işleme
koymamış olduğu için incelememizin de sadece Adalet Bakanının önergesinin tabi
tutulduğu işlem üzerinde ve bu sınır içinde yapılması gerekmektedir.
77.
Birleşimin sabah saat 10.30 da başlayan birinci oturumunun başında Başkan
çoğunluğun bulunduğunu bildirerek görüşmelere başlatmıştır.
Söz
konusu kanun tasarısı ise bu birleşimin saat 20.30 da başlayan üçüncü
oturumunda görüşülmüş, bu oturumun başında ise Başkanlıkça çoğunluğun bulunduğu
yolunda bir bildiri yapılmamıştır. Esasen içtüzükte de her oturum başında bu
işlemin yapılacağı hakkında bir hüküm yoktur.
Bu oturumda
ilk Önce başka konular görüşüldükten sonra gündemde 17. sırada yer alan söz
konusu tasarının görüşülmesine başlanacağı ve Adalet Bakanının bir önergesi
bulunduğundan onun okutulacağı Başkanlıkça bildirilerek Bakanın öncelik ve
ivedilik usulünün uygulanmasını isteyen önergesi okunmuştur. Okunma biter
bitmez, yani aradan başkaca bir zaman fasılası geçmeden yedi üye tarafından
çoğunluk olmadığı öne sürülmüş, bunun üzerine yoklama yapılarak gerçekten
çoğunluk olmadığı anlaşıldığından saat 20.55 te oturum kapatılmıştır.
Bu
açıklama, önergenin okunduğu sırada çoğunluğun bulunmadığını ve üyelerce bu
durumun görülmesi üzerine yoklamaya başvurulduğunu kuşkusuz göstermektedir.
Durum bu derece açık iken, önergenin okunması sırasında çoğunluğun mevcut
olabileceği gibi olanaksız bir varsayıma dayanılmasının isabetsizliği
meydandadır.
Sonuç
olarak, Adalet Bakanının öncelik ve ivedilik usulünün uygulanmasını isteyen
önergesi, genel kurul toplanma yetersayısının bulunmadığı bir zamanda okunmuş
olduğundan bu işlemin, hukukî değerden yoksun bulunduğunu, bir başka deyimle
genel kurulda okunmayan bir önerge niteliğinde kaldığını kabul etmek
zorunludur.
C.
Senatosunun 77. Birleşiminin dördüncü oturumu saat 21.30 da başlamış ve yapılan
yoklama sonunda yetersayının bulunduğu anlaşılmıştır. Bundan sonra Başkan
(evvelki oturumda Devlet Güvenlik Mahkemeleri konusunda okunmuş olan öncelik ve
ivedilik önergesini oylarınıza arzedeceğim) diyerek oylamaya geçmiş ve
önergenin kabul edildiğini bildirmiştir. Komisyon raporunun okunmaması da
ayrıca oylanarak kabul edildiğinden tasarının müzakeresine geçilmiştir.
Bu
açıklama, C. Senatosu Genel Kurulunun yetersayı ile toplandığı bir oturumunda
okunmayan, yani Genel Kurulda okunmamış durumda olan bir önergenin,
yetersayının mevcut olduğu bir başka oturumda oya sunularak tasarının
müzakeresinin bu oylama sonucuna göre yürütüldüğü sonucunu ortaya koymaktadır.
Toplanma
yetersayısının mevcut bulunduğu bir oturumunda okutulmadığı cihetle Genel
Kurulun bilgisine resmen ulaştırılmamış olan bir önerge ile önerilen konu
hakkında, C. Senatosu iradesinin bilinçli olarak oluşmuş olduğu ileri
sürülemiyeceğinden böyle bir oylama geçersizdir ve hiç bir hukukî sonuç
doğurması da mümkün değildir.
Şu
duruma göre söz konusu tasarı, geçerli bir karar alınmadan ivedilik usulü
uygulanmak suretiyle C. Senatosunda müzakere edilmiş bulunmaktadır.
Böyle
bir hal, kanunun sağlığını etkileyecek nitelikte olduğundan ve Anayasa'nın 85.
maddesine açık bir aykırılık teşkil ettiğinden, söz konusu madde hükmünün iptal
edilmesine karar verilmesi zorunludur.
b -
Öte yandan, Adalet Bakanının, yukarıki açıklamada belirtilen biçimde oylanmış
olan (ivedilik) önergesi, C. Senatosu içtüzüğünün 46. maddesinde gösterilen
şartlara da uygun olarak düzenlenmemiştir. Zira (ivedilik) usulünün
uygulanabilmesi, yani bir tasarının, doğal usul olan, en az beş gün aralıkla
iki defa müzakere eilüme zorunluğundan kurtularak tek müzakere ile
yetinilmesine karar verilebilmesi için, bu yola başvurulmasını zorunlu kılan C.
Senatosunun kabul edeceği esaslı bir sebebin bulunduğu, ya bu usulü teklif eden
önergede yazılı olmalı veya 47. maddenin son fıkrasına göre açılacak görüşmede
bu yön ortaya konulmuş bulunmalıdır.
Halbuki
Adalet Bakanının sözü geçen önergesinde bu nitelikte bir açıklama bulunmamakta,
önergenin oylanmasında hiç bir konuşma yapılmadığı için de ivedilik konusunda
C. Senatosunca kabul edilen esaslı sebebin ne olduğu bilinmemektedir.
Her
ne kadar Adalet Bakanının önergesinde öncelik ve ivedilik teklifinin gerekçesi
olarak, söz konusu tasarının (...... komisyon raporunda belirtildiği üzere
kanunlaşmasının bir Anayasa gereği bulunması ve özellikle bu mahkemelerin
kuruluşuna ilişkin Anayasa değişikliğinin gerekçesinde öngörülen mucip sebepler
muvacehesinde......) ivedilikle gülüşülmesi gerektiği öne sürülmekte ise de
yukarıda l işaretli bölümde açıklandığı gibi bu sözlerin, bir kanunun beş gün
ara ile ikinci defa görüşülmesinden kaçınılması için zorunlu bir neden
olamayacağı meydandadır. Zira her kanun önemlidir, her kanun, ya bir Anayasa
emrini yerine getirmek veya Devlet hayatının, karşılanmasını zorunlu kıldığı
bir ihtiyaca cevap vermek için yapılır. Şu halde doğal müzakere yollarından
sapmak için yeterli ve esaslı bir sebebi bu önerge belirtmemektedir.
C.
Senatosu bakımından bu eksiklik, Millet Meclisine nazaran çok önemli bir
şekilde kanunun sağlığını etkiler. Zira C. Senatosu içtüzüğü, kanunların iki
defa müzakeresi ilkesini halen de muhafaza etmekte, bugün dahi bir kanunun,
usulüne uygun ivedilik kararı alınmadıkça, iki defa müzakeresi, onun sağlıklı
olmasının temel şartı bulunmaktadır.
Bu
suretle buradaki sonucun, yukarıki l işaretli bölümün sonucundan farklı olması
ve Anayasa'ya aykırılık nedeni sayılması zorunludur.
Sonuç:
Yukarıda belirtilen iki konuda, C. Senatosu İçtüzüğünün, kanunların sağlığına
önemli derecede etkisi bulunan hükümlerine riayet edilmemiş olduğundan 1773
sayılı Kanunun geçici birinci maddesi hükmü şekil yönünden Anayasa'ya aykırı
duruma düşmüştür. Bu yönden iptaline karar verilmelidir.
Bu
nedenle Mahkememizin yukarıdaki kararının (1974/8-1974/19) konuya ilişkin
bölümlerine karşıyım.