“Mersin 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/... esas sayılı dosyasında davacı ... davalılar .... ve ... olup tasarrufun iptali davası nedeniyle Mersin 3 . İcra Müdürlüğünün 2022/... sayılı dosyası ile dava konusu Mersin ili Yenişehir ilçesi Menteş mahallesi ... .... numarasında kayıtlı taşınmazın muvazaalı devrinden dolayı dava açıldığı, mahkememiz dosyasında ise davalı ... kardeşi dava dışı ... bilgilerini verdikleri çekleri keşide ettiğini bu çeklerin daha sonra lehtar tarafından müvekkiline ciro ile verildiğini, bankada karşılığı çıkmayınca bu kez 25/11/2019 vade tarihli … bono düzenlediklerini, ancak bononun ödenmemesi nedeni ile açtıkları icra takibinde yapılan sorgulamalarda davalının mal kaçırmak amacı ile davaya konu taşınmazı diğer davalıya devir ettiğini bu devrin muvazaalı olduğunu, iptalinin gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 2022/... sayılı dosyanın davacısı ... olup dava dayanağı Mersin 8.İcra Müdürlüğünün 2019/..., 2019/..., 2019/..., 2019/..., 20l9/..., 2019/..., 2019/..., 2019/..., 2019/... ve 2019/... sayılı takipleri de 10 adet bonoya dayanmaktadır. Birleşmesi istenen Mersin 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/... sayılı dosyasının davacısı ... olup dava dayanağı Metsin 3 icra Müdürlüğünün 2023/... sayılı takip dosyasıdır. Bu dosyadaki icra dosyasında 11 adet çekin tahsili istenmektedir. Görüldüğü üzere mahkememizin 2022/... sayılı dosyası ile Mersin 3 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/... esas sayılı dosyasının davacıları, dayandığı takip dosyaları, dayandığı takip dayanağı belgeler birbirinden farklıdır.
Yukarıda belirlendiği üzere takip dayanaklarının farklı olması, davacının farklı olması, yarılamanın her bir davacı için ayrı yapılmasından dolayı bunların birleştirilmesi uygun olmayıp çok defa bu şekilde usulsüz verilen kararların mahkememizce ayrı bir esas numarası verilip yargılamaya o şekilde devam edilmekte ve buda eşitsizliği yol açmaktadır.
Örnek verecek olursak ekte sunduğumuz mahkememizin 2021/... esas, 2021/... karar sayılı dosyasında ihalenin hak ediş bedeli alacağı ile Mersin 8 Asliye Hukuk Mahkemesinde ihalenin gecikmesi sebebiyle cezai şart alacağının dava dosyası birleştirilmiş ise de mahkememizce geriye dönüş olmadığından ve bir arada görülmesi asla mümkün olmayan davalar ayrılarak mahkememizce esas numarası altında yargılaması yapılıp sonuçlandırılmış, Mersin 8 Asliye Hukuk Mahkemesinin bir fazla işini biz tamamlamış olduk, bu dosyanın da Mersin 8 Asliye Hukuk Mahkemesince keşif yapılmış olup son aşamada bize gönderildiğini dikkatinizi sunmak isterim. Böyle örnekler onlarca vardır. Ancak fazla evrak olmaması açısından şimdilik göndermiyoruz, istemeniz halinde gönderebileceğimizi belirtiriz.
Genelde uygulama olarak bu tür birleştirme kararların çoğunluğu bazı hakimlerin işini azaltmak, dosyayı incelemekten kurtulmak ve hedeflenen terfiye ulaşmak amacıyla yapılmakladır. HMK.167. maddesindeki uygulama genelde pratik amaç için uygulanan hüküm olup eski HMUK da hakimler birleştirme "sen de mi olur, ben de mi olur " çekişmesiyle dosyaları birbirlerine göndermelerinin önüne geçmek amacıyla yapılmış olup yine bu konuda bir pratiklik düşünülecekse birleştirme vermek isteyen hakimin birleştirmek istediği mahkeme hakiminden görüş alması uygun görüş bildirmediği taktirde yargılamaya kendi mahkemesinde devam etmesidir.
SONUÇ VE İSTEM:
Tüm bu nedenlerle HMK.nun 167/1 bendinin mahkemelerin eşitliği, hakimlerin emir ve talimat almaması şeklinde düzenlenen Anayasa’nın 152. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden iptali ile yukarıda beyan ettiğimiz şekilde yeni bir düzenlemeyle bu haksızlık ve hukuksuzluğun giderilmesi amacıyla bu maddenin iptalini saygılarımla arz ve talep ederiz. ”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/59
Karar Sayısı : 2024/73
Karar Tarihi : 14/3/2024
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Mersin 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 167. maddesinin Anayasa’nın 152. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Tasarrufun iptali davasında itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un 167. maddesi şöyledir:
“Davaların ayrılması
MADDE 167- (1) Mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden karar verebilir. Bu durumda mahkeme, ayrılmasına karar verilen davalara bakmaya devam eder.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatma KARAMAN ODABAŞI tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği belirtilmiş; anılan fıkranın (a) bendinde de “İptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı” Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. Anılan İçtüzük’ün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde itiraz yoluna başvuran mahkemenin gerekçeli kararında, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği, (2) numaralı fıkrasında da gerekçeli başvuru kararının aslının Anayasa Mahkemesine sunulacağı ifade edilmiştir.
4. İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde ise Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği; (2) numaralı fıkrasında da anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
5. Yapılan incelemede itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından gerekçeli başvuru kararının aslının sunulmadığı ve itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 152. maddesine hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte gösterilmediği anlaşılmıştır.
6. Açıklanan nedenlerle 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile İçtüzük’ün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendine ve (2) numaralı fıkrasına aykırı olduğu anlaşılan başvurunun anılan Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından reddi gerekir.
III. HÜKÜM
12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 167. maddesinin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE 14/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL