ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2022/126
Karar Sayısı : 2023/29
Karar Tarihi : 16/2/2023
R.G. Tarih - Sayı : 9/3/2023
- 32127
İTİRAZ
YOLUNA BAŞVURANLAR:
1.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (E.2022/126)
2.
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi (E.2023/16)
3.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi (E.2023/20)
İTİRAZIN KONUSU: 24/4/1969
tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na 10/6/2022 tarihli ve 7410 sayılı
Kanun’un 2. maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin Anayasa’nın 2., 10., 13.,
35. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline ve yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmesi talepleridir.
OLAY: Konut yapı
kooperatiflerince yapılan kesin maliyet hesabının davalı ortaklardan talep
edilmesi nedeniyle açılan davalarda itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı
olduğu kanısına varan Mahkemeler, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ
İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un geçici 11. maddesi şöyledir:
“Geçici Madde 11- (Ek:10/6/2022-7410/2 md.)
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri
ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu
madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c) Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe
tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin
yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu
devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından
yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış
borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan
alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan
kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin
yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat
davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak;
ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme
kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra
işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar
kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen
icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair
davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun
bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde
takip sonlandırılır.”
II. İLK İNCELEME
A. E.2022/126 Sayılı Başvuru Yönünden
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü
ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, M.
Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU,
Selahaddin MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR ve Muhterem İNCE’nin
katılımlarıyla 26/10/2022 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma
talebinin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
B. E.2023/16 Sayılı Başvuru Yönünden
2. Anılan İçtüzük hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan
Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan
GÜLEÇ, Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin
MENTEŞ, Basri BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR ve Muhterem İNCE’nin
katılımlarıyla 25/1/2023 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma
talebinin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
C. E.2023/20 Sayılı Başvuru Yönünden
3. İçtüzük hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin
GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Engin YILDIRIM, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Rıdvan GÜLEÇ,
Recai AKYEL, Yusuf Şevki HAKYEMEZ, Yıldız SEFERİNOĞLU, Selahaddin MENTEŞ, Basri
BAĞCI, İrfan FİDAN, Kenan YAŞAR ve Muhterem İNCE’nin katılımlarıyla 16/2/2023
tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından
işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. BİRLEŞTİRME KARARLARI
A. E.2023/16 Sayılı Başvuru Yönünden
4. 24/4/1969 tarihli
ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na 10/6/2022
tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2.
maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin
iptaline ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talebiyle yapılan
itiraz başvurusuna ilişkin E.2023/16 sayılı davanın aralarındaki hukuki irtibat
nedeniyle E.2022/126 sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına,
esas incelemenin E.2022/126 sayılı dosya üzerinden yürütülmesine 25/1/2023
tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B. E.2023/20 Sayılı Başvuru Yönünden
5. 24/4/1969 tarihli
ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na 10/6/2022
tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2.
maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin
iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusuna ilişkin E.2023/20
sayılı davanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle E.2022/126 sayılı dava
ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına, esas incelemenin E.2022/126
sayılı dosya üzerinden yürütülmesine 16/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
IV. ESASIN İNCELENMESİ
6. Başvuru kararları ve
ekleri, Raportör Hilal YAZICI tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin
rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları
ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
1. Genel Açıklama
7. 1163 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre tüzel kişiliği
haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle
meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla
karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla
gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli
ortaklıklara kooperatif denir. 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanunu’nun 124. maddesi gereğince kooperatifler ticaret şirketidir. Dolayısıyla
tüzel kişiliğe sahip ve ticaret şirketi olan kooperatif, bu kapsamda alacaklı
konuma geçebilir ve borç ilişkileri yaratabilir.
8. 1163 sayılı Kanun’un 8. maddesinin üçüncü fıkrasında
yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayılarının kooperatif genel
kurulu tarafından belirleneceği ve yönetim kurulunun bu sayıyı aşacak şekilde
üye kaydı yapamayacağı hüküm altına alınmıştır. Anılan Kanun’un 42. maddesinin
(8) numaralı bendinde de yapı kooperatiflerinde; kooperatifin ortak sayısı ile
yapılacak konut veya işyeri sayısının belirlenmesi genel kurulun yetkileri
arasında sayılmıştır. Buna göre yapı kooperatiflerinde, ortak sayısının kural
olarak sabit olduğu ve ortakların konut veya işyeri ihtiyacının karşılanması
amacıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet yükümlülüğüyle bir araya
geldiği anlaşılmaktadır.
9. Kanun’un 81. maddesinin ikinci fıkrasında yapı
kooperatiflerinin ana sözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi
mülkiyete geçilip konutların ve/veya işyerlerinin ortaklar adına tescil
edilmesiyle amacına ulaşmış sayılacağı ve dağılacağı hükme bağlanmıştır.
10. Öte yandan geçici 11. maddenin birinci fıkrasında da
belirtildiği üzere yapı kooperatiflerinde, taahhüt edilen konutların veya
işyerlerinin etaplar hâlinde tamamlanması mümkündür. Buna göre tamamlanan
etapta yer alan konutların veya işyerlerinin ferdi mülkiyete geçirilmesi ve
ortaklar adına tescil edilmesi söz konusu iken taahhüt edilen konutların veya
işyerlerinin tümüyle tamamlanmamış ve amacın gerçekleşmemiş olması nedeniyle
kooperatif tasfiye sürecine girmeyecektir.
11. Temel amacı ana sözleşme uyarınca ortaklara uygun
fiyatlarla taşınmaz kazandırmak olan yapı kooperatiflerinde kooperatif ortağı,
ortaklık sözleşmesini imzalarken kooperatif ana sözleşmesini kabul etmiş
olmakta, bu kapsamda kooperatif yetkili organlarının kanunlar ve ana sözleşme
uyarınca aldıkları ve geçerliliğini koruyan kararlarının getirdiği
yükümlülükleri de kabul etmiş bulunmaktadırlar. Ana sözleşmenin kooperatife
yüklediği edim, taşınmazı ortak adına tescil ettirmek, ortağa yüklediği edim
ise ana sözleşmede belirtilen amaç doğrultusundaki faaliyetler bağlamında
kooperatif tasfiye oluncaya kadar belirlenen parasal yükümlülükleri yerine
getirmektir.
12. Ferdi mülkiyete geçilerek ortağa tapu devrinin
yapılması, Kanun’da ortaklık sıfatını sona erdiren hâller arasında
sayılmamıştır. Kanun’un 23. maddesi uyarınca ortaklar, kanunun kabul ettiği
esaslar dâhilinde hak ve yükümlülüklerde eşittir. Dolayısıyla devam eden
ortaklık sıfatı, parasal yükümlülüklerin de devamı sonucunu doğurmaktadır.
Ayrıca Kanun’un 27. maddesinde ortaklığın sona ermesinin ortağın ana sözleşme
veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının ortadan kalmasını gerektirmeyeceği de
hüküm altına almıştır.
2. Anlam ve Kapsam
13. 1163 sayılı Kanun’un geçici 11. maddesinin birinci
fıkrasında Kayseri ilinde bulunan ve anılan maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla bazı şartları taşıyan yapı kooperatifleri tarafından konutun tapu
devrinin yapılmasından sonraki dönem için yönetim giderleri hariç olmak üzere
her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmaların veya bu kapsamda
üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin
işlemlerin hükümsüz olduğu öngörülmüştür.
14. Maddenin uygulanacağı Kayseri ilindeki yapı kooperatifleri
bakımından getirilen şartlar şöyledir: İnşaatların etaplar hâlinde yapılarak
teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız
bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması ve
kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması. Bu
itibarla Kayseri ilinde olup maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu
şartları taşıyan yapı kooperatifleri tarafından konutun tapu devrinin
yapılmasından sonraki dönemler için yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne
ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü
şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler
hükümsüzdür.
15. Anılan maddenin ikinci fıkrasına göre de söz konusu
şartları birlikte sağlayan kooperatif ortaklarına karşı yapı kooperatifinin
veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış
oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan
ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak ilgilinin talebi hâlinde bu davalarda
verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve
takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye
uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak
devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci
fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde
borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi
zorunludur. Borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz
edilmesi hâlinde takip sonlandırılır.
16. Bu suretle kanun koyucunun, konut yapı
kooperatiflerinden bazı şartları taşıyanlarla ilgili olarak söz konusu
kooperatiflerde konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için
yapılmış borçlandırmalar veya alacağın devri işlemleri bakımından Kayseri
ilinde bulunan konut yapı kooperatiflerinin ve dolayısıyla bu kooperatiflerin
üyelerinin borç ve yükümlülükleri yönünden farklı bir uygulamayı benimsediği
anlaşılmaktadır.
3. İptal Taleplerinin Gerekçesi
17. Başvuru kararlarında özetle; itiraz konusu kuralla
yalnızca Kayseri ilindeki bazı şartları taşıyan yapı kooperatiflerine özel
düzenlemeler öngörülmesi suretiyle hukuk devleti, yasama yetkisinin genelliği
ve eşitlik ilkelerinin ihlal edildiği, bu kapsamdaki uyuşmazlıklara ilişkin
olarak devam eden yargılamaların durmasının ve kesinleşmiş yargı kararlarının
ortadan kaldırılmasının hükme bağlanması nedeniyle de mahkemelerin bağımsızlığı
ilkesinin zedelendiği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 3., 5., 10. ve 36.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
4. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Geçici 11. Maddenin Birinci Fıkrasının İncelenmesi
18. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 48. maddesi yönünden de incelenmiştir.
19. Anayasa'nın
48. maddesinin birinci fıkrasında herkesin dilediği alanda sözleşme özgürlüğüne
sahip olduğu belirtilmek suretiyle sözleşme özgürlüğü güvence altına
alınmıştır.
20. Sözleşme özgürlüğü devletin kişilerin istedikleri
hukuki sonuçlara ulaşmalarını sağlaması ve bu bağlamda kişilerin belirli hukuki
sonuçlara yönelen iradelerini geçerli olarak tanıması, onların iradelerinin
yöneldiği hukuki sonuçların doğacağını ilke olarak benimsemesi ve koruması
anlamına gelmektedir. Sözleşme özgürlüğü uyarınca kişiler, hukuksal
ilişkilerini özgür iradeleriyle ve sözleşmelerle düzenlemekte serbesttir.
Anayasa’nın anılan maddesinde koruma altına alınan sözleşme özgürlüğü, sözleşme
yapma serbestisinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını
da içerir (AYM, E.2017/154, K.2019/18, 10/4/2019, § 11).
21. Kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik
menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve
parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp
korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve
değişir sermayeli ortaklıklar olarak özel teşebbüs niteliğini haizdir (AYM,
E.2014/90, K.2014/180, 4/12/2014).
22. Kooperatifler, kurucu ortakların imzalayacağı bir ana
sözleşme ile kurulur. Hak ve yükümlülüklerde eşitlik, karşılıklı yardım ve
dayanışma gibi ilkeler 1163 sayılı Kanun’un kooperatif hukukuna ilişkin olarak
getirdiği ilkelerdir. Kooperatif ana sözleşmeleri de emredici nitelikteki bu
ilkelere aykırı olmayacak şekilde hazırlanır. Yapı kooperatiflerinde kooperatif
genel kurulunun tespit edeceği ortak sayısına kadar üye kabulü mümkün
olduğundan üyeliğe sonradan kabul edilen üyeler de 1163 sayılı Kanun ve
kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini kabul ederek ortak sıfatı kazanır.
23. Anayasa’nın 10. maddesinde “Herkes, dil, ırk,
renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir./ Kadınlar ve erkekler
eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla
yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak
yorumlanamaz./ Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul
ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı
sayılmaz./ Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz./
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” denilmek suretiyle
kanun önünde eşitlik ilkesine yer verilmiştir.
24. Anayasa’nın anılan maddesinde belirtilen kanun
önünde eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur.
Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin
amacı aynı durumda bulunan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı
tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir.
Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar
uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde
eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez.
Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik
kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı
hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik
ilkesi zedelenmez (AYM, E.2020/95, K.2022/3,
26/1/2022, § 25; E.2022/65, K.2022/102, 8/9/2022, § 11).
25. Eşitlik ilkesi yönünden yapılacak anayasallık
denetiminde öncelikle Anayasa’nın 10. maddesi çerçevesinde aynı ya da benzer
durumda bulunan kişilere farklı muamele yapılıp yapılmadığı tespit edilmeli, bu
bağlamda aynı ya da benzer durumdaki kişiler arasında farklılık gözetilip
gözetilmediği belirlenmelidir. Yapılacak bu belirlemenin ardından ise farklı
muamelenin nesnel ve makul bir temele dayanıp dayanmadığı ve ölçülü olup
olmadığı hususları irdelenmelidir. Ölçülülük ilkesi, amaç ve araç arasında
hakkaniyete uygun bir dengenin bulunması gereğini ifade eder. Diğer bir
ifadeyle bu ilke, farklı muamelenin öngörülen objektif amaç ile orantılı
olmasını gerektirmektedir (AYM, E.2021/1, K.2021/32, 29/4/2021, § 32;
E.2022/65, K.2022/102, 8/9/2022, § 12).
26. 1163 sayılı Kanun'un 16. maddesinin beşinci fıkrası
gereğince kooperatif ortağı, ortaklık sıfatı sona ermedikçe ortaklığa ilişkin
borçlardan sorumludur. Anılan Kanun’un 27. maddesinde de ortaklığın sona
ermesinin ana sözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçların yok olmasını
gerektirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
27. İtiraz konusu geçici 11. maddenin birinci fıkrasında
bu fıkra kapsamına girenler yönünden kooperatif ortaklığı sıfatının sona
ermesiyle ilgili herhangi bir düzenleme öngörülmemiştir. Bu bakımdan anılan
fıkra kapsamına giren ortakların da ortaklık sıfatları tıpkı diğer ortaklar
gibi hukuken varlığını korumaktadır. O hâlde ortaklığa ilişkin borçlardan
sorumlu olmak bakımından bütün kooperatif ortaklarının aynı hukuki konumda
bulunduğu açıktır.
28. Geçici 11. madde, Kayseri ilinde bulunan yapı
kooperatifi ortaklarının bir kısmının ortaklık ilişkisinden kaynaklanan
yükümlülüklerine ilişkindir. Yapı kooperatiflerinde inşaatların etaplar hâlinde
yapılması, etabı tamamlanan inşaatın geçici maliyet hesabı yapılarak konutların
ferdileştirilmesi ve tapu devrinin ana sözleşmede belirlenen usulle bazı
ortaklara dağıtılması mümkün olabilmektedir. Geçici 11. maddenin birinci
fıkrası hükümleri ise böyle bir durumda tapusunu almış olmakla birlikte
ortaklık sıfatı devem eden kooperatif üyesinin yönetim giderleri dışında başka
herhangi bir borç altına girmemesini sağlamaktadır.
29. Halbuki kooperatif genel kurulu tarafından belirlenen
konut sayısı tamamlanana kadar bütün ortakların hak ve yükümlülükleri eşittir
ve bu kapsamda yine genel kurul tarafından belirlenen aidat miktarının ortaklar
tarafından ödenmesi zorunluluğu devam etmektedir. Ayrıca kooperatif genel
kurulunun, ortaklara tapu devri yapıldıktan sonra geçici maliyet bedelini iptal
ederek kesin maliyet bedeli tespiti yapması hâlinde, tapu devri yapılan ortağın
geçici maliyet bedeline ilişkin ödemesi de gözönünde bulundurularak kalan
borcun talep edilmesi Kanun ve ana sözleşme hükümleri uyarınca mümkündür.
30. Dolayısıyla tapu devir işlemleri tamamlanan etaba
ilişkin çeşitli mali yükümlülüklere katlanan, ancak konutunun tapu devri
sonraki etaplarda mümkün olan bir ortağın katlanacağı mali yükümlülüklerle,
tapu devri daha önce yapılmış olması nedeniyle geçici 11. maddenin birinci
fıkrası kapsamında olan ortağın yükümlülüklerinin farklılaştırıldığı; söz
konusu ortağın, yönetim giderleri dışında başka hiçbir mali yükümlülükle
yükümlü kılınmadığı, tapu devrini almış olmakla birlikte devam eden ortaklık
sıfatı gereğince yükümlülüklere katlanması gerekirken kendi konutunun dahil
olduğu inşaatlara ilişkin yükümlülüklere katkı sunan ortaklara bu anlamda herhangi
bir katkısının olmayacağı anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle, 1163 sayılı
Kanun’un kooperatif ortaklarının yükümlülüklerine ilişkin -genel- hükümleri
Kayseri ilinde bulunan bir kısım yapı kooperatifi ortakları bakımından
geçerliliğini korumakta, geçici 11. maddenin birinci fıkrası kapsamına
girenlerin yükümlülükleri ise diğerleri aleyhine olacak şekilde
hafifletilmektedir. O hâlde, Kayseri ilinde bulunan konut yapı
kooperatiflerinin ortakları arasında, Kanun’dan ve kooperatif ortaklığı
sözleşmesinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerde farklılık meydana getirildiği
açıktır.
31. Eşitlik ilkesi gereği olarak karşılaştırma yapılmaya
müsait olacak şekilde benzer durumda olanlar arasından bir kısmı lehine
getirilen farklı düzenlemenin bir ayrıcalık tanınması niteliğinde olmaması için
nesnel ve makul bir temele dayanması gerekir.
32. Anayasa'nın “Kooperatifçiliğin geliştirilmesi”
başlıklı 171. maddesinde ise "Devlet, millî ekonominin yararlarını
dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını
amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır." hükmüne
yer verilerek devletin kooperatif ilişkisini düzenlerken tüketicinin korunması
temelinde kooperatifçiliğin gelişmesini amaç edinmesi gerektiği özel olarak
vurgulanmıştır.
33. İtiraz konusu kurala ilişkin yasama belgeleri
incelendiğinde etap kooperatifçiliğinde yaşanan sorunların giderilmesinin
amaçlandığı görülmekle birlikte hangi nedenlerle Kayseri ilinde yapı
kooperatiflerinin ortakları arasında yükümlülük ve sorumluluk hükümlerini
farklılaştıracak bir düzenlemenin yapıldığına ilişkin bir bilgi ve
değerlendirme yer almamaktadır. Ayrıca yapı kooperatifleriyle ilgili etap
inşaatçılığından kaynaklanan sorunların sadece Kayseri’de rastlanan sorunlar olup
olmadığı, aynı ilde bulunan yapı kooperatifi üyelerinin bir kısmının
yükümlülüklerinin, diğerlerine külfet yükleyecek şekilde hafifletilmesinin
nedeni ile ilgili bir tartışma yapılmamıştır. Geçici 11. maddenin lafzı da
maddede belirtilen şartları taşıyan ortakların, ortaklık ilişkisi bağlamındaki
yükümlülük ve sorumlulukları yönünden getirilen ayrıcalığın nesnel ve makul bir
temele dayandığı sonucuna varmayı mümkün kılan bir içeriğe sahip değildir.
34. Bu itibarla kuralın sözleşme özgürlüğü bağlamında
eşitlik ilkesine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
35. Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 10. ve 48.
maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kuralın Anayasa’nın 2. maddesine de aykırı olduğu ileri
sürülmüş ise de bu bağlamda belirtilen hususların Anayasa’nın 10. ve 48.
maddeleri yönünden yapılan değerlendirmeler kapsamında ele alınmış olması
nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kural, Anayasa’nın 10. ve 48. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın 3. ve 5. maddeleri yönünden
incelenmemiştir.
b. Geçici 11. Maddenin Kalan Kısmının İncelenmesi
36. 1163 sayılı Kanun’un geçici 11.
maddesinin birinci fıkrasının iptali nedeniyle anılan maddenin kalan kısmının
uygulanma imkânı kalmamıştır. Bu nedenle söz konusu kalan kısım 6216 sayılı
Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası kapsamında değerlendirilmiş ve bu
kural yönünden Anayasa’ya uygunluk denetiminin yapılmasına gerek görülmemiştir.
V. İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
37. 6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrasında kanunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin veya Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğü’nün belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya
tümünün uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa bunların da Anayasa Mahkemesince
iptaline karar verilebileceği öngörülmektedir.
38. 1163 sayılı Kanun’un geçici 11. maddesinin birinci
fıkrasının iptali nedeniyle
uygulanma imkânı kalmayan anılan maddenin
kalan kısmının 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası
gereğince iptali gerekir.
VI. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
39. Dava dilekçelerinde özetle, dava konusu kuralın uygulanması
hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğabileceği belirtilerek
yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
24/4/1969 tarihli ve
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na 10/6/2022
tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2.
maddesiyle eklenen geçici 11. maddeye
yönelik yürürlüğün durdurulması talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE
16/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VII. HÜKÜM
24/4/1969 tarihli ve
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'na 10/6/2022
tarihli ve 7410 sayılı Kanun’un 2.
maddesiyle eklenen geçici 11. maddenin;
A. Birinci
fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE,
B. Kalan kısmının 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası
gereğince İPTALİNE,
16/2/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|