ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2018/83
Karar Sayısı
: 2022/144
Karar Tarihi
: 30/11/2022
R.G.Tarih-Sayı
: 27/4/2023-32173
İPTAL DAVASINI AÇAN:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri Engin
ALTAY, Özgür ÖZEL ve Engin ÖZKOÇ ile birlikte 113 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 7/2/2018 tarihli ve 7089 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. maddesinin
ve ekli (1) sayılı listenin,
B. 3. maddesinin
ve ekli (3) sayılı listenin,
C. 5. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının ve ekli (5) sayılı listenin,
Ç. 6. maddesinin
ve ekli (7) sayılı listenin,
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 13., 15., 17.,
20., 23., 35., 36., 38., 42., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128.,
129. ve 130. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve
yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ
İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un iptali talep edilen kuralların
da yer aldığı;
1. 1. maddesi
şöyledir:
“Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik
Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka
hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir
tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis
edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan
kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve
bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet,
kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına
ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları
kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.
Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine
derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince
pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden
çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi
unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını
kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan
haklardan yararlanamazlar.”
2. 3. maddesi
şöyledir:
“Rütbesi alınan emekli Türk Silahlı Kuvvetleri
personeli
MADDE 3- (1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk
edilen, kendi isteğiyle emekli olan, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu hükümlerine göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma
cezası alan, Devlet memurluğundan çıkarılan, sözleşmeleri fesih edilen, müstafi
sayılan veya istifa eden subay, sözleşmeli subay, astsubay, sözleşmeli
astsubay, Devlet memuru, işçi, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve erler ile
27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun geçici
32 nci maddesi kapsamında haklarında işlem tesis edilenlerden; terör
örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği,
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve
ekli (3) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri
iptal edilir. Bu kişiler kamu görevine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya
dolaylı görevlendirilemezler. Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları
mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı
olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her
türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye
kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah
ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel güvenlik
şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.”
3. 5. maddesinin
(1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Yurtdışında öğrenim görenler
MADDE 5- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi
Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna tabi öğrencilerden, terör
örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (5) sayılı listede yer alanların
öğrencilikle ilişikleri kesilmiştir. Bunlar hakkında 18/10/2016 tarihli ve 6749
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 4 üncü maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Bunların bu kapsamda gördükleri
eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmaz ve bunlar söz konusu
eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan
yararlanamazlar.
…”
4. 6. maddesi
şöyledir:
“Geri alınan madalyalar
MADDE 6- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik
Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve
ekli (7) sayılı listede yer alan kişilere 24/10/1983 tarihli ve 2933 sayılı
Madalya ve Nişanlar Kanunu kapsamında verilmiş olan madalyalar geri
alınmıştır.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar
ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU,
Hicabi DURSUN, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ,
Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla
17/5/2018 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas
inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör
İsmail Emrah PERDECİOĞLU tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava
konusu kanun hükümleri, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un 1. Maddesi ile Ekli (1) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
3. Kanun’un dava konusu 1. maddesinde, terör örgütlerine
veya Millî Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin millî güvenliğine karşı faaliyette
bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya
iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kamu personeli hakkında uygulanacak
tedbirler düzenlenmiştir.
4. Maddenin (1) numaralı fıkrasında, terör örgütlerine
veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan ve Kanun’a ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin kamu
görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldığı, bu kişilere
ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayacağı, haklarında özel kanun hükümlerine
göre işlem tesis edileceği öngörülmüştür.
5. Maddenin (2) numaralı fıkrasında, (1) numaralı fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin mahkûmiyet kararı aranmaksızın
rütbe ve/veya memuriyetlerinin alınacağı, bu kişilerin görev yaptıkları
teşkilata yeniden kabul edilmeyecekleri, bir daha kamu hizmetinde istihdam
edilemeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri,
bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de
sona ermiş sayılacağı, bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin
belgeleri ve pilot lisanslarının iptal edileceği, bu kişilerin oturdukları kamu
konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilecekleri,
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları, bu
kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhâl
bildirimde bulunulacağı ve bu bildirim üzerine pasaport birimlerince
pasaportlarının iptal edileceği belirtilmiştir.
6. Maddenin (3)
numaralı fıkrasında ise (1) numaralı fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanların
varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar,
kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları, bu
unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamayacakları hüküm altına alınmıştır.
7. Bu kapsamda Kanun’a
ekli dava konusu (1) sayılı listeyle, çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışan 7.395 kişinin görevine başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın son
verilmiştir.
2. İptal Taleplerinin Gerekçesi
8. Dava dilekçesinde
özetle;
- Kamu görevinden çıkarma tedbirinin süre yönünden
herhangi bir belirleme içermediği, etkilerinin olağanüstü hâlden (OHAL) sonra
da devam ettiği, kapsamının geniş tutulduğu, tedbire muhatap kişiler hakkında
objektif, tarafsız ve şeffaf bir soruşturma süreci yürütülmediği, savunma hakkı
tanınmadan kişilerin görevlerine son verildiği,
- Tedbirlerin uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet,
iltisak ve irtibat kavramlarının belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu kavramların
hukukumuza ilk defa girdiği 22/7/2016 tarihinden önceki fiillere uygulanmasının
yanında terör örgütlerinin ya da MGK’ca millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit
edilen, yapı oluşum ve grupların tespiti açısından da kuralların geçmişe
yürütüldüğü, ayrıca siyasi ve idari bir organ olan MGK’nın kararına dayalı
olarak tedbir uygulanmasının hukukilik sorunu doğuracağı, kuralların kamu
düzenine karşı oluşan tehdidi ortadan kaldırma amacı bakımından zorunlu ve
ölçülü olmadığı gibi OHAL’in gerekleriyle de uyumlu olmadığı, kurallarda
öngörülen hususların Anayasa’nın mülga 121. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
münhasıran 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu ile
düzenlenebileceği, OHAL’in gerekli kıldığı konularda çıkarılabilecek OHAL kanun
hükmünde kararnamesi (KHK) niteliği taşımayan düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin
1991 ve 2003 yıllarında belirlediği içtihatlarında belirtildiği gibi
Anayasa’nın mülga 91. maddesi kapsamında yetki kanununa dayanılarak çıkarılan
bir KHK olarak da değerlendirilemeyeceği,
- Kişiler hakkında herhangi bir idari ya da adli
soruşturma yürütülmeden ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan terör
örgütleri ile ilişkili oldukları belirtilerek bu kişilere yaptırım
uygulanmasının Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dokunulamayacak çekirdek
haklardan olan masumiyet karinesine aykırılık oluşturduğu, bireysel idari işlem
niteliğindeki kamu görevinden çıkarma işleminin doğrudan OHAL KHK’sı adı
altında yapılmak suretiyle yargı denetimi dışında tutulduğu, her ne kadar daha
sonraki bir tarihte OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu (Komisyon) kurulmuşsa da
Komisyon ve sonraki sürecin kamu görevinden çıkarma işlemine karşı etkili bir
denetim mekanizması sağlamadığı,
- Kamu görevinden çıkarma işleminin kamu görevlilerinin
diğer özlük işleri kapsamında olduğundan Anayasa’nın 128. maddesine göre
münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiği, Anayasa’nın 130. maddesi uyarınca
öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulu ve üniversitelerin yetkili organları
dışında kalan makamlarca her ne surette olursa olsun görevlerinden
uzaklaştırılamayacakları, bu yönüyle kuralların OHAL KHK’sı niteliği taşımadığı
gibi Türkiye Büyük Millet
Meclisi (TBMM) tarafından kanun şeklinde
onaylanmasının Anayasa’nın mülga 121. maddesine aykırılık oluşturduğu,
- Yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereği yasama
organınca her konuda kanun çıkarılabilmesi mümkün olsa da kanunla bireysel
işlem ya da yargı kararı niteliğinde tasarrufta bulunulamayacağı, dava konusu
kurallarla Kanun’a ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin statülerinde
kalıcı değişiklikler yapıldığı, bu nedenle tedbirlerin bireysel idari işlem
niteliğinde olduğu, bireysel işlemlerin OHAL KHK’sı ile yapılarak kanun
şeklinde onaylanmasının açık bir fonksiyon gasbı niteliği taşıdığı,
- Bir kişinin terör örgütüne üye olup olmadığına ya da
bir yapı veya oluşumun terör örgütü olduğuna karar verme yetkisinin yargı
mercilerine ait olduğu, kuralların kanun adı altında hem yargısal hem de
bireysel işlemin özelliklerini barındıran karma bir yapıda olduğu, bu durumun
yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının tek organda toplanması anlamına
geldiği,
- Kamu görevinden çıkarılan kişilerin Kanun’a ekli (1) sayılı
liste ile isim ve kimlik bilgilerinin Resmî Gazete’de yayımlanmasının
itibarlarını zedelediği, kamu görevinden çıkarma, ruhsat ve lisansların iptal
edilmesi, unvan ve sıfatların alınması tedbirlerinin kişilerin maaş ve sosyal
güvenlik haklarında kayıplara sebebiyet verdiği, pasaportların iptal
edilmesinin seyahat hürriyetini engellediği, bu kişilerin kamu görevine
girmeleri ya da kamu hizmetinde çalışmaları, özel güvenlik şirketinin kurucusu
ve ortağı olma imkânlarının ellerinden alınması suretiyle çalışma hak ve
hürriyeti ile kamu hizmetine girme hakkına kısıtlama getirildiği,
belirtilerek kuralların Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
8., 9., 13., 15., 17., 20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128., 129. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinde Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
9. Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının dava
konusu kuralın da yer aldığı birinci cümlesinde, terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan Kanun’a
ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin
kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılacakları hüküm
altına alınmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan “…üyeliği, mensubiyeti
veya…” ibaresidir.
10. Dava konusu kural ile
6/2/2018 tarihli ve 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler
Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan maddenin
iptali talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin iptaline karar vermiştir.
11. Belirtilen kararda; üye ve mensup ibarelerinin
Kanun’a ekli (1) sayılı listede adı geçen ve terör örgütü üyeliği suçundan ceza
soruşturması veya kovuşturmasına maruz kalan ancak haklarındaki süreç
tamamlanıp suçlu olduklarına dair kesin hüküm tesis edilmeyen kişilerin terör
örgütü üyesi veya mensubu olarak nitelendirilmelerine sebebiyet
verebilecek nitelikte olduğu, dolayısıyla kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü olmadan
kişilerin suçlu sayılmasına neden olabilecek ifadeler içeren kuralın masumiyet
karinesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır (bkz.
§ 58). Kararda ayrıca Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dahi
masumiyet karinesine aykırı işlem yapılamayacağının hükme bağlandığı
belirtilmiştir.
12. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
13. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural; Anayasa’nın 15., 36. ve 38.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 23., 35., 48., 49.,
70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
Dışında Kalan Kısmı ile (2) Numaralı
Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan “…ve/veya memuriyetleri…” İbaresi
ve Kanun’a Ekli (1) Sayılı Liste
14. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43.
maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
15. Dava konusu
kurallarda terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olan Kanun’a ekli (1) sayılı
listede yer alan kişilerin kamu görevinden
başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılacakları ve memuriyetlerinin
alınacağı, bu kişilere ayrıca tebligat yapılmayacağı ve haklarında özel kanun
hükümlerine göre işlem tesis edileceği hükme bağlanmıştır. Kurallar kapsamında
her bir kamu görevlisinin kanun hükmüyle görevine son verilmiş ve memuriyetleri
alınmıştır.
16. Dava konusu kurallarla
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “…ve/veya memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı liste aynı
içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı
olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
17. Anılan kararda, kişilerin
özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına olağan dönem için Anayasa’da
öngörülen güvencelerin ötesinde bir sınırlama getiren kuralların olağanüstü
dönemlerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve
sınırlanmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği
tespiti yapılmış (bkz. §§ 63-90); kişilerin özel hayatına saygı
gösterilmesini isteme hakkının OHAL yönetiminin benimsendiği dönemlerde
Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması yasaklanmış
çekirdek haklar arasında bulunmadığına ve milletlerarası hukuktan kaynaklanan
diğer herhangi bir güvence (olağanüstü dönemlerde korunmaya devam eden
güvenceler) kapsamında da bulunmadığına işaret edilmiştir. Uygulanan tedbirin kapsam ve yöntem açısından incelenmesi sonucunda ise
söz konusu örgütlerle irtibatlı ya da
iltisaklı olan tüm kamu görevlileri hakkında tedbirlerin uygulanmasının millî
güvenlik ve kamu düzeninin korunması, kamu hizmetinin sağlıklı bir şekilde
yürütülebilmesi amaçlarına ulaşma bakımından gerekli olduğu, ayrıca tedbirlerin
her bir birey yönünden hukuka uygunluğunun denetlenmesinin yani
bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit veya tehlikenin bertaraf
edilmesine yönelik kuralların bu amaç dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını
engelleyecek nitelikte olduğu, bu durumda kişilerin
özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna
varılmıştır (bkz. §§ 91-129). Kararda
ayrıca kuralların MGK kararlarına icrai bir
işlev kazandırma sonucunu doğurmadığı da belirtilmiştir (bkz. §§ 130-139).
18. Dava konusu kurallar
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “…ve/veya memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı
listenin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kurallar yönünden de geçerlidir.
19. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi
gerekir.
Kurallarla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
8., 9., 17., 35., 36., 70. 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119.
maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kurallarda öngörülen tedbirlerin cezai niteliği haiz
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbirlere ceza hukukunun çekirdek
haklarının uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle
kuralların Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralların ayrıca Anayasa’nın 23., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin,
mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe…alınır” Bölümü
20. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
21. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin
rütbelerinin alınacağını hükme bağlamaktadır.
22. Dava
konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan
kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır” bölümü aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
23. Belirtilen
kararda, darbe girişimiyle devletin
demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan terör örgütleri veya
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplarla mücadele etmek amacıyla OHAL şartlarında olağan
usullerin ötesinde bir uygulamayla Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişilerin rütbelerinin alınmasını düzenleyen kuralın,
özellikle tedbire karşı etkili idari ve yargısal yolların tesis edilmesiyle
birlikte demokratik anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı
bakımından kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna
varılmıştır (bkz. § 148).
24. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın
rütbe … alınır” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
25. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 70. 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemezler;…” Bölümü
26. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
27. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin görev
yaptıkları teşkilata yeniden alınmamalarını ve bir daha kamu hizmetinde
istihdam edilmemelerini, doğrudan ya da dolaylı olarak görevlendirilmemelerini
hükme bağlamaktadır.
28. Dava
konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemezler; …” bölümü aynı içeriğe sahiptir.
Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla
söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
29. Anılan
kararda, millî güvenlik bakımından risk
oluşturabilecek durumları nedeniyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin görev
yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmemelerini ve bir daha kamu hizmetinde
istihdam edilmemelerini öngören ve kamu hizmetine girme hakkına sınırlama
getiren tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin hukuka
uygunluğunun denetlenebilmesi için Komisyona ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca tedbirin devletin kamu otoritesiyle bağlantılı olmayan özel sektör
alanında istihdam edilme imkânını ortadan kaldıracak herhangi bir kısıtlama
getirmediği, bu durumda kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir şekilde
yürütülmesini sağlama bakımından kamu hizmetine girme hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 165,166).
30. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
31. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 70., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri
çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 40., 70., 118.
ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca
inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48., 49., mülga 91.,
mülga 121., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “…bunların uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.”
Bölümü
32. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
33. Kural, Kanun’a
ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de sona ermiş sayılacağını
hükme bağlamaktadır.
34. Dava konusu kural
ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “… bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul,
komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevleri de sona ermiş sayılır.” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
35. Söz konusu kararda
7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın
rütbe … alınır.” bölümüne ilişkin açıklanan gerekçelerin uygun olduğu
ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 174).
36. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…
bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de
sona ermiş sayılır.” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
37. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 35., 36., 70., 125., 128., 129. ve
130. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15.,
20., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler
yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “Bunların silah
ruhsatları,…” Bölümü
38. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
39. Kural, Kanun’a ekli (1)
sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan
kişilerin hangi sebeple edinildiğine bakılmaksızın her türlü silah ruhsatının
iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
40. Dava konusu kural
ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin “Bunların silah ruhsatları, …” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
41. Anılan
kararda 7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı
listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin silah ruhsatlarının iptal
edilmesini öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin
hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca silah ile kamu güvenliği kavramları arasındaki yakın ilişki dikkate
alındığında silah edinilmesinde bireysel menfaatlere karşı toplumsal yararın
öncelikli bir konumda olduğu, bu durumda demokratik anayasal düzenin ve kamu
güvenliğinin korunması amacı bakımından söz konusu kişilerin silah
ruhsatlarının iptal edilmesini öngören tedbirin mülkiyet hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 191, 192).
42. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları, …” ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
43. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir.
İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri
çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40., 118.
ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48., 49., 70., mülga
91., mülga 121. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri…” Bölümü
44. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
45. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin gemi
adamı belgelerinin iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
46. Dava
konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
ikinci cümlesinde yer alan “… gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümü aynı içeriğe
sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
47. Kararda,
7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle
kamu görevinden çıkarılan kişilerin gemi adamı belgelerinin iptal edilmesini
öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin hukuka
uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru imkânı
getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı, ayrıca bu
belgelerin sağladığı bir takım avantajların kamu güvenliği aleyhine
kullanılmasının önüne geçilmesine ilişkin tedbirin demokratik anayasal düzenin
ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından çalışma hak ve hürriyetine durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 213-215).
48. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
ikinci cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
49. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir.
İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125.
maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40.,
48., 49., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler
yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91., mülga 121.,
128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “…ve pilot lisansları
iptal edilir...” Bölümü
50. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
51. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin pilot
lisanslarının iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
52. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve pilot
lisansları iptal edilir...” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
53. Kararda, 7086 sayılı Kanun’a
ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin pilot
lisanslarının iptal edilmesini öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey
yönünden tedbirin hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, ayrıca bu belgelere dayanılarak kamu güvenliği
aleyhine bir takım faaliyetlerin önüne geçilmesini hedefleyen kuralın
demokratik anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından
çalışma hak ve hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 229-231).
54. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve pilot
lisansları iptal edilir...” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
55. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 23., 35.,
36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları
Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91.,
mülga 121., 128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” Bölümü
56. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden
de incelenmiştir.
57. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu
görevinden çıkarılan kişilerin oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilmelerini hükme bağlamaktadır.
58. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya
vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
59. Kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmı ile
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve/veya
memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı listeye ilişkin
açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 237, 238).
60. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından
veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
61. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir.
İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 36., 70., 125., 128., 129. ve
130. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15.,
35., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler
yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
h. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Üçüncü
Cümlesi
62. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
63. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste
ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
64. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
65. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden
çıkarılan kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı
olamayacaklarını öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin
hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca kişilerin özel güvenlik alanında gösterdiği faaliyetlerin kamu güvenliği
ile doğrudan bir ilgisinin bulunduğu dikkate alındığında demokratik anayasal
düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından söz konusu kişilerin
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını
öngören tedbirin çalışma hak ve hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü
aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (bkz.
§§ 252-254).
66. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
67. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48.,
49., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri
çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49.,
118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden
ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ı. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının
Dördüncü ve Beşinci Cümleleri
68. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de
incelenmiştir.
69. Kurallar, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişiler hakkında görev yaptıkları bakanlıklar ve
kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhâl bildirimde bulunulacağını, bu
bildirim üzerine bu kişilerin pasaportlarının iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
70. Dava konusu kurallar ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümleleri aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir.
71. Söz konusu kararda, kişilerin
yurt dışına çıkma hürriyetine olağan dönem için Anayasa’da öngörülen
güvencelerin ötesinde bir sınırlama getiren kuralların olağanüstü dönemlerde
temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve sınırlanmasını
düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği tespiti
yapılmış (bkz. §§ 256-267); OHAL koşullarında Kanun’a ekli listelerle
kamu görevinden çıkarılarak pasaportları iptal
edilen kişilerin söz konusu tedbire karşı başvurabilecekleri etkili bir denetim
mekanizması öngörülmediğinden seyahat
hürriyetine olağanüstü dönemde durumun gerektirdiği ölçüyü aşan bir sınırlama getirildiği sonucuna
varılmıştır (bkz. §§ 269-276).
72. Dava konusu kurallar açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümlelerinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kurallar yönünden de geçerlidir.
73. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 23.
ve 40. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.
Kurallar Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48.,
49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
i. Kanun’un 1. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası
74. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
75. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden
çıkarılan kişilerin varsa uhdelerinde
taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve
benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu unvan, sıfat ve
meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
76. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrası aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla söz konusu fıkranın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin
reddine hükmedilmiştir.
77. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu
görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır.”
bölümüne ilişkin açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 281).
78. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
79. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak
Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 35., 36., 70., 125., 128., 129. ve
130. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15.,
20., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler
yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
B. Kanun’un 3. Maddesi ile Ekli (3) Sayılı Listenin İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
80. Kanun’un
dava konusu 3. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) emekliye sevk
edilenler ile kendi isteğiyle emekli olanlar, istifa edenler veya başka bir
sebeple ayrılanlardan, terör örgütlerine
veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar
verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenler
hakkında uygulanacak tedbirler düzenlenmiş; dava konusu ek (3) sayılı listede
de haklarında tedbir uygulanan kişilerin isim ve soy isimlerine yer
verilmiştir.
81. Anılan maddenin birinci cümlesinde madde kapsamında nitelikleri belirtilen
TSK mensuplarından terör örgütlerine veya
MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olduğu değerlendirilen ve Kanun’a ekli
(3) sayılı listede yer alan kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli
kimliklerinin iptal edileceği öngörülmüştür.
82. Maddenin
ikinci ve üçüncü cümlelerinde, bu kişilerin kamu görevlerine yeniden kabul
edilmeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri,
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını
kullanamayacakları, bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamayacakları belirtilmiştir.
83. Maddenin dördüncü cümlesinde bu
kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin
sona ermiş sayılacağı belirtilmiş; beşinci ve altıncı cümlelerinde ise silah
ruhsatlarının, gemi adamlığına ilişkin belgelerinin, pilot lisanslarının ve
ilgili pasaport birimlerince pasaportlarının iptal edileceği, bu kişilerin özel
güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hüküm altına
alınmıştır.
84. Dava konusu madde kapsamında TSK’dan farklı
nedenlerle ayrılan toplam 342 kişi hakkında söz konusu tedbirler uygulanmıştır.
2. İptal Taleplerinin Gerekçesi
85. Dava
dilekçesinde özetle; kuralların Kanun’un 1. maddesi ile ekli (1) sayılı listeye
yönelik gerekçelerle Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 13., 15., 17.,
20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve
129. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 3. Maddesinin Birinci
Cümlesinde Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
86. Kanun’un 3. maddesinin dava
konusu kuralın da yer aldığı birinci cümlesinde, terör örgütlerine veya
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer alan kişilerin
rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği hüküm altına
alınmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…”
ibaresidir.
87. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde
yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip
olup daha önce de belirtildiği üzere anılan maddenin iptali talebiyle açılan
davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle söz konusu ibarenin
iptaline karar vermiştir.
88. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
89. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural; Anayasa’nın 15., 36. ve 38. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9.,
17., 20., 23., 35., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129.
maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 3. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
Dışında Kalan Kısmı ile Kanun’a Ekli (3) Sayılı Liste
90. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
91. Dava konusu kurallarda, TSK’dan çeşitli sebeplerle
ayrılmış olup da terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (3) sayılı listede yer alan
kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği hükme
bağlanmıştır.
92. Dava konusu kurallar ile 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile
dördüncü cümlesinde yer alan “…emekli
polis kimlikleri, …” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı liste aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı
olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
93. Anılan kararda, darbe
girişimiyle devletin demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile mücadele
etmek amacıyla olağanüstü hâl koşullarında olağan usullerin ötesinde bir
uygulamayla liste usulüne göre emekli emniyet teşkilatı personelinin
rütbelerinin alınması ve emekli polis kimliğinin iptalini öngören kuralların
olağanüstü hâle neden olan şartlar ve özellikle bireyselleştirmeyi sağlamaya
elverişli idari ve yargısal başvuru imkânları dikkate alındığında millî
güvenliğin ve demokratik anayasal düzenin korunması amacı bakımından kişilerin özel
hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına durumun gerektirdiği
ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama
getirdiğinin söylenemeyeceği belirtilmiştir ( bkz. §§ 299-314).
94. Dava konusu kurallar açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü
cümlesinde yer alan “…emekli polis kimlikleri, …” ibaresi ve Kanun’a
ekli (4) sayılı listenin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler uygun olduğu ölçüde bu kurallar
yönünden de geçerlidir.
95. Açıklanan nedenlerle kurallar,
Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
taleplerinin reddi gerekir.
Kurallarla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri
çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve
119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca
inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 3. Maddesinin İkinci Cümlesi
96. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
97. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer
alan TSK personelinin kamu görevine yeniden kabul edilmeyeceklerini, doğrudan
ya da dolaylı olarak görevlendirilemeyeceklerini hükme bağlamaktadır.
98. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan
veya dolaylı görevlendirilemezler; …” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
99. Anılan kararda, 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve
bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler;…” bölümüne ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 318).
100. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan
veya dolaylı görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
101. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48.,
49., mülga 91., mülga 121. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 3. Maddesinin
Üçüncü Cümlesi
102. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
103. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal
edilen Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer alan TSK personelinin uhdelerinde
taşımış oldukları mesleki unvan ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu unvan
ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
104. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış
oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve
sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümü aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
105. Anılan kararda, 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerin uygun
olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(bkz. § 322).
106. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve
bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
107. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri
çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve
119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca
inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49.,
70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 3. Maddesinin Dördüncü Cümlesi
108. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
109. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen
Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer alan TSK personelinin uhdelerinde bulunan
her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu,
tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerin sona ermiş sayılacağını hükme
bağlamaktadır.
110. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
111. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…bunların uhdelerinde bulunan
her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu,
tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.” bölümüne
ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 326).
112. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
113. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları,…” İbaresi
114. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
115. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer
alan TSK personelinin hangi sebeple edinildiğine bakılmaksızın silah
ruhsatlarının iptal edilmesini hükme bağlamaktadır.
116. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların
silah ruhsatları,…” ibaresi aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
117. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu
kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 330).
118. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
119. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın
Başlangıç kısmı ile 8., 9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinin “…gemi
adamlığına ilişkin belgeleri,…” Bölümü
120. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
121. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer
alan TSK personelinin gemi adamlığına ilişkin belgelerinin iptal edileceğini
hükme bağlamaktadır.
122. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri,…” ibaresi aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
123. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…gemi
adamlığına ilişkin belgeleri…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 334).
124. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
125. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121., 128.
ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci
Cümlesinin “…pilot lisansları…iptal edilir.” Bölümü
126. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
127. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer
alan TSK personelinin pilot lisanslarının iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
128. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresi aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve
E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
129. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…pilot
lisansları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 338).
130. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
131. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci
Cümlesinde Yer Alan “…ve
ilgili pasaport birimlerince pasaportları …” İbaresi
132. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
133. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal
edilen Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer alan TSK personelinin
pasaportlarının ilgili birim tarafından iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
134. Dava konusu kuralla 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportları…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan maddenin iptali
talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve
iptaline hükmedilmiştir.
135. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerine ilişkin
gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu ibare yönünden de geçerli olduğu
ifade edilmiştir (bkz. § 342).
136. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
137. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 23. ve 40. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128. ve 129. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
h. Kanun’un 3. Maddesinin Altıncı Cümlesi
138. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
139. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen
Kanun’a ekli (3) sayılı listede yer alan TSK personelinin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve
çalışanı olamayacaklarını hükme bağlamaktadır.
140. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesi aynı içeriğe sahiptir.
Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla
söz konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
141. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesine ilişkin gerekçelerin uygun
olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(bkz. § 346).
142. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
143. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
C. Kanun’un 5. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası ile Ekli
(5) Sayılı Listenin İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
144. 7089 sayılı Kanun’un dava konusu 5. maddesinin birinci cümlesinde 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi
Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’a tabi öğrencilerden, terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla
irtibatı olan ekli (5) sayılı listede yer alan kişilerin öğrencilikle
ilişiklerinin kesildiği hükme bağlanmıştır.
145. Kuralda öngörülen öğrencilikle ilişiğin kesilmesi tedbiri
kişilerin yurt dışında devam eden eğitiminin sonlandırılmasına yol açmamakta;
sadece yurt dışına eğitim amacıyla gönderilen
kişilerin 1416 sayılı Kanun uyarınca sahip olduğu statüyü sona
erdirmekte ve devlet bursu ile yurt dışında
tahsil görme imkânını ortadan kaldırmaktadır.
146. Dava konusu maddenin ikinci cümlesinde öğrencilikle
ilişiği kesilenler hakkında 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 4. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümlerinin
uygulanacağı belirtilmiştir. Anılan fıkralarda; terör örgütlerine veya devletin
millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ya da
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
değerlendirilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılanlar hakkında uygulanacak
ilave tedbirler düzenlenmiştir.
147. Dava konusu maddenin üçüncü cümlesinde ise
öğrencilikle ilişiği kesilenlerin bu kapsamda gördükleri eğitimlere ilişkin
olarak denklik işlemlerinin yapılmayacağı ve bunların söz konusu eğitimleri
kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamayacağı
düzenlemesine yer verilmiştir.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
148. Dava dilekçesinde özetle;
- Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi tedbirinin süre yönünden herhangi bir belirleme içermediği,
etkilerinin OHAL’den sonra da devam ettiği, kapsamının geniş tutulduğu OHAL’in gereklerini aşan nitelikte bir düzenleme olduğu,
- Tedbirlerin
uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet, iltisak ve irtibat
kavramlarının belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu tespitin hangi kriterlere göre ve nasıl yapıldığı
hususlarının belirli olmadığı,
- Kuralın genel, soyut ve sürekli nitelikte değil sadece
ekli (5) sayılı listede adı bulunan kişileri etkileyen bireysel nitelikte bir
işlem olduğu, bu nedenle kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu gibi yürütme
ve yargı fonksiyonlarının gasbı anlamına da geldiği,
- Kuralla OHAL’lerde dokunulamayacak haklar kapsamında
olan suç ve cezaların kanunla konulması ilkesinin, ceza normlarının geçmişe
yürümezliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, öğrencilik
statüsüne son verilen ve diğer yaptırımlara tabi tutulan kişilerin yargı yoluna
başvurma imkânı bulunmadığından mahkemeye erişim hakkının elinden alındığı,
- Kişinin resmî devlet burslu öğrenci statüsünün ortadan
kaldırılması sebebiyle eğitimini tamamlayamamasının ve almış olduğu eğitime
ilişkin denklik işlemlerinin yapılmamasının,
akademik unvan ve derecesine bağlı haklardan yararlandırılmamasının eğitim hakkını ihlal ettiği,
- İlişiği kesilenlerin isimlerinin ve bazı kimlik
bilgilerinin Resmî Gazete’de yayımlanmasının
maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme
hakkı ile özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu, burslarının kesilmesi,
bazı ruhsat ve lisanslarının iptal edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal
edildiği, bu kişilerin özel güvenlik şirketlerinde çalışamayacakları, bu
şirketlerin kurucu ve ortağı olamayacakları hükmüne yer verildiğinden çalışma
ve teşebbüs hürriyetinin, ayrıca kamu hizmetinde çalışmaları yasaklandığından
kamu hizmetine girme hakkının ortadan kaldırıldığı,
belirtilerek kuralın Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 13., 15., 17., 20., 36., 38., 42., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121. ve
125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Fıkranın Birinci Cümlesi ile Kanun’a Ekli (5) Sayılı
Liste
149. 6216 sayılı
Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi
yönünden de incelenmiştir.
150. Kuralda, 1416 sayılı Kanun’a tabi öğrencilerden terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ekli
(5) sayılı listede yer alanların öğrencilikle ilişiklerinin kesildiği hükme
bağlanmıştır.
151. Dava
konusu kural ile 6/2/2018 tarihli ve 7081
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 4. maddesinin birinci
cümlesi benzer mahiyettedir. Anayasa
Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
152. Anılan
kararda, kuralla eğitim ve öğretim
hakkına sınırlama getirildiği, anılan hakkın OHAL yönetiminin benimsendiği
dönemlerde Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması yasaklanmış
çekirdek haklar arasında bulunmadığı ve milletlerarası hukuktan kaynaklanan
diğer herhangi bir güvence (olağanüstü dönemlerde korunmaya devam eden
güvenceler) kapsamında da olmadığı belirtilmiştir
(bkz. §§ 18-27).
153. Tedbirin her bir birey yönünden hukuka uygunluğunun
denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit veya
tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik kuralın bu amaç dışında keyfî bir
şekilde uygulanmasını engelleyecek nitelikte olduğu, bu durumda kişilerin eğitim hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirilmediği sonucuna
varılmıştır (anılan kararda bkz. §§ 28-51).
154. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7081 sayılı Kanun’un 4.
maddesinin birinci cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
155. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40. ve 42. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 13., 17., 20., 36., 48., 49., 70. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15.,
40. ve 42. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler
yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralda öğrencilikle ilişiğin kesilmesi tedbirinin
demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amacıyla
uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında söz konusu tedbir
cezalandırma amacına matuf olmadığı gibi bunun için uygulanan usulün de ceza
usul hukuku alanındaki yargısal uygulamalarla herhangi bir benzerliği
bulunmamaktadır.
Bu açıdan kuralda öngörülen tedbirin cezai niteliği
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbire ceza hukukunun çekirdek haklarının
uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle kuralın
Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
b. Maddenin İkinci Cümlesi
156. 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 35.,
40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
157. Dava konusu kuralda, 1416 sayılı Kanun’a tabi
öğrencilerden terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ekli (5) sayılı listede yer alan ve
öğrencilikle ilişikleri kesilenler hakkında 6749 sayılı Kanun’un 4. maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanması öngörülmüştür.
158. Kuralın atıfta bulunduğu 6749 sayılı Kanun’un 4. maddesinin
(2) numaralı fıkrasında, maddenin (1) numaralı fıkrası uyarınca görevine son
verilenlerin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceği, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemeyeceği, görevinden çıkarılanların uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de sona ermiş sayılacağı,
bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi sıfatını
taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş; (3)
numaralı fıkrasında da bu maddeye göre görevlerine son verilenlerin silah
ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisanslarının iptal
edileceği ve bu kişilerin oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından
on beş gün içinde tahliye edileceği, bu kişilerin özel güvenlik şirketlerinin
kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hükme bağlanmıştır.
159. Dava konusu kuralla 7081 sayılı
Kanun’un 4. maddesinin ikinci cümlesi aynı mahiyettedir. Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022
tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararıyla söz konusu cümlenin
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
160. Anılan kararda, öğrencilikle
ilişiği kesilenler hakkında uygulanması öngörülen tedbirler ile 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan tedbirlerin aynı
içerikte olduğu, Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45
sayılı kararıyla söz konusu tedbirleri
içeren kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine
hükmedildiği, dava konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmadığı, dava konusu kuralda öngörülen tedbirlerle aynı
içerikte olan tedbirleri içeren kuralların Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçelerin bu kural yönünden de geçerli olduğu
belirtilmiştir (bkz. §§ 59,60). Bu
bağlamda 26/10/2022 tarihli söz konusu kararda
1416 sayılı Kanun kapsamındaki öğrencilik statüsü sona erdirilen kişiler için
öngörülen ilave tedbirleri düzenleyen kuralların demokratik anayasal düzenin ve
kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından ilgili bulunduğu temel hak ve
hürriyetlere durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama
getirmediği sonucuna ulaşılmıştır (anılan kararda bkz. § 61).
161. Dava konusu kural açısından söz konusu kararlardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7081
sayılı Kanun’un 4. maddesinin ikinci cümlesinin Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
162. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 20., 35., 40., 48., 49., 70., 118. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 13., 17., 36., 42., 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 35., 40., 48.,
49., 70., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan
hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Maddenin Üçüncü Cümlesi
163. Dava konusu kuralda, terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ekli (5)
sayılı listede yer alan ve öğrencilikle ilişikleri kesilenlerin bu kapsamda
gördükleri eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemlerinin yapılmayacağı ve
bunların söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine
bağlı haklardan yararlanamayacakları öngörülmüştür.
164. Dava konusu kuralla
7081 sayılı Kanun’un 4. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahiptir.
Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı
kararıyla söz konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline
hükmedilmiştir.
165. Anılan
kararda, kuralın OHAL’in ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf
edilmesine yönelik olarak bu dönemde uygulandığından Anayasa’ya uygunluk
denetiminin Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında yapılması gerektiği belirtilmiş,
söz konusu tedbirin millî güvenlik, demokratik anayasal düzen ve kamu güvenliğinin
sağlanması ve korunması amacına hizmet etmediği görüldüğünden kuralda meşru bir
amacın bulunmadığı, kuralla öngörülen tedbirin yukarıda sayılan amaçlara
ulaşma bakımından gereklilik unsurunu sağlamadığı ve durumun gerektirdiği ölçünün
ötesinde bir sınırlama getirdiği sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 79-85 ).
166. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7081 sayılı Kanun’un 4.
maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
167. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20. ve 42. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 20. ve 42. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9.,
13., 17., 35., 36., 40., 48., 49., 70. ve 125. maddeleri yönünden
incelenmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
Ç. Kanun’un 6. Maddesi ile Ekli (7) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
168. 7089 sayılı Kanun’un dava konusu 6. maddesinde terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla
irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan kişilere 24/10/1983 tarihli
ve 2933 sayılı Madalya ve Nişanlar Kanunu kapsamında verilmiş olan madalyaların
geri alındığı hüküm altına alınmış, dava konusu ek (7) sayılı listede de bu
kişilerin isim ve soy isimlerine yer verilmiştir.
169. 2933 sayılı Kanun’da devlet madalya ve nişanlarının
çeşidi, madalya ve nişanların verileceği kişiler, verilme, tescil, taşıma ve
geri alınma usulleri, mirasçılara intikal şekli, zayi hâlinde yapılacak
işlemler, giderlerinin karşılanması ile yasak tasarruflar ve cezai müeyyidelere
ilişkin esaslar düzenlenmektedir.
170. Anılan Kanun’un 2. maddesinde devlet madalyaları;
devlet şeref madalyası, devlet övünç madalyası, devlet üstün hizmet madalyası
ve devlet savaş madalyası olarak gösterilmiş ve bunların kim tarafından, hangi
hâllerde, kimlere verileceği düzenlenmiştir. Bu çerçevede söz konusu madalyalar
Türkiye Cumhuriyetinin bekası, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğü, toplumun
huzuru, birlik ve beraberliği için yurt içinde veya yurtdışında üstün feragat,
fedakarlık, başarı ve yararlık göstererek haklı gurur kaynağı teşkil eden, ülke
ve dünya çapında emsallerine nazaran üstün başarı göstererek Devletin
yücelmesine ve milli menfaatlere önemli ölçüde katkısı olan kişilere; malul
olan ve şehit olan kişiler ile bu kişilerin mirasçılarına; askeri alanda
başarılı sevk ve idaresi ile muharebe kazanan veya muharebenin kazanılmasını
hazırlayan ve kolaylaştıran veya düşmanla çarpışmada görev icaplarının üstünde
kahramanlık ve cesaret gösteren kişilere Cumhurbaşkanı kararı ile tevcih edilmektedir.
171. 2933 sayılı Kanun’un 5. maddesine göre madalyaların
miras yoluyla intikal etmesi mümkün olmakla birlikte, 7. maddesine göre devletin
şahsiyetine karşı işlenen cürümlerden dolayı hüküm giyenlerin mahkeme kararı
ile madalya ve nişanlarının geri alınması da mümkündür. Anılan Kanun’un 11.
maddesiyle ise madalyaların hak edenlerce satılması, devredilmesi, bağışlanması
veya şeklinin değiştirilmesi yasak kılınmıştır.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
172. Dava dilekçesinde özetle; kuralın Kanun’un 1. maddesi ile ekli (1) sayılı listeye yönelik
gerekçelerle ve ayrıca disiplin yaptırımı niteliğinde bir yaptırım öngörmesi
sebebiyle bu yaptırımın kanunla düzenlenmesi gereken işlemlerden olduğu
belirtilerek Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 13., 15., 17., 20., 38.,
mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129 maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
173. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden
de incelenmiştir.
174. Devlet tarafından
madalya tevcih edilmiş olmanın, kişiler ve devlet nezdinde güven oluşturmada
etkili bir araç olarak kullanılabileceği gözetildiğinde 2933 sayılı
Kanun kapsamında kendilerine madalya tevcih edilmiş bulunan ancak daha
sonrasında terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kişilerin, söz konusu madalya vesilesiyle sağlamış oldukları
toplumsal itibarın söz konusu örgüt, yapı, oluşum veya grupların menfaatleri
doğrultusunda kullanılabilmesi mümkündür.
175. Bu itibarla kuralla 2933 sayılı
Kanun kapsamında verilmiş olan madalyaların geri alınmasını öngören tedbirin
OHAL ilanına sebep olan tehdit veya tehlikelerin bertaraf edilmesi amacına
yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan kuralda öngörülen tedbir OHAL
döneminde defaten uygulanmış ve bu dönemde neticesini meydana getirerek
tükenmiştir. Başka bir anlatımla kural OHAL dönemini aşan genel bir düzenleme
niteliği taşımamaktadır. Bu itibarla kuralın anayasallık denetiminin
Anayasa’nın OHAL’lerde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimini
düzenleyen 15. maddesi kapsamında yapılması gerekir.
176. Anayasa’nın
“Özel hayatın gizliliği” başlıklı 20. maddesinin birinci fıkrasında “Herkes,
özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir.
Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.” hükmü yer
almaktadır.
177. Anayasa’nın 20. maddesinin gerekçesinde de
belirtildiği üzere özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı bir yönüyle
özel hayatın gizliliğinin korunmasını, başkalarının gözleri önüne
serilmemesini, bir başka ifadeyle kişinin özel hayatında yaşananların yalnız
kendisi veya kendisinin bilmesini istediği kimseler tarafından bilinmesini
isteme hakkını korurken diğer yönüyle resmî makamların özel hayata müdahale
edememesi yani kişinin ferdî ve aile hayatını kendi anladığı gibi düzenleyip
yaşayabilmesi hakkını güvence altına almaktadır.
178. Anayasa Mahkemesi kararlarında;
özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkının, kişinin çevresinde
bulunanlarla temas kurma hakkını içerdiği, kişilerin mesleki hayatları ile özel
hayatları arasında sıkı bir ilişki bulunduğu, kişinin mesleği ile ilgili
tasarrufların özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında
değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir (Serap Tortuk, B. No:
2013/9660, 21/1/2015, § 37; Bülent Polat [GK], B. No: 2013/7666,
10/12/2015, § 62). Ayrıca meslek hayatı ve buna bağlı kazanımları etkileyen bir
düzenlemenin sebep unsurunu özel hayata ilişkin davranışlar oluşturmamakla
birlikte bu türden bir düzenlemenin sonuçları itibarıyla kişilerin özel
hayatını önemli ölçüde etkileyebileceği de kabul edilmelidir (AYM, E.2018/81,
K.2021/45, 24/12/2019, § 71).
179. Kural kapsamında 2933 sayılı Kanun
uyarınca kendilerine daha önce tevcih edilen madalyaları geri alınan kişilerin
madalya sahibi olma sıfatıyla elde etmiş oldukları toplum nezdindeki itibarları
sona erdirilmiştir. Özel hayata saygı hakkı, bireyin diğer insanlarla ve dış
dünyayla iletişim kurma hakkını da kapsar. Bireyin sosyalleşmesinin temel
araçlarından olan iş ya da mesleki faaliyetleri ya da bunların kazanımlarının,
kişinin yaşamına katacağı değer özel hayata saygı hakkı bağlamında oldukça
önemli bir yer tutar. Dolayısıyla elde edilmesinde mesleki faaliyetlerdeki
başarı ve fedakarlıkların ön planda olduğu madalya sahibi kişinin
madalyalarının geri alınması işlemi ile özel hayata saygı gösterilmesini isteme
hakkı arasında sıkı bir bağ bulunmaktadır. Bu itibarla kuralda öngörülen
tedbirin Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı
gösterilmesini isteme hakkıyla yakından ilgili olduğu ve bu hakka sınırlama
getirdiği kabul edilmelidir.
180. Özel hayata saygı gösterilmesini
isteme hakkı OHAL yönetiminin benimsendiği
dönemlerde Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, dokunulması
yasaklanmış çekirdek haklar arasında bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu hak
yönünden OHAL’lerde Anayasa’daki güvencelere aykırı tedbirlerin alınması
mümkündür.
181. Anayasa’nın
15. maddesi uyarınca olağanüstü dönemlerde özel hayata saygı gösterilmesini
isteme hakkının kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulması veya bunlar
için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilmesi mümkün
olmakla birlikte bu husus, yapılacak düzenlemelerde sınırsız bir takdir yetkisi
tanındığı anlamına gelmemektedir. Anılan maddede OHAL’lerde durumun
gerektirdiği ölçüde söz konusu düzenlemelerin yapılabileceği belirtilmiştir. Bu
nedenle temel hak ve özgürlüklere getirilen sınırlamanın Anayasa’nın 15.
maddesi kapsamında durumun gerektirdiği ölçüde olduğunun kabul
edilebilmesi için bunu aşan keyfî müdahalelere izin verilmemesi gerekir.
182. Devletin
kişilere madalya tevcih edilmesi noktasında 2933 sayılı Kanun’da gösterilen
şartların sağlanıp sağlanmadığı bakımından sahip olduğu geniş takdir yetkisinin
söz konusu madalyaların geri alınmasında da geçerli olduğunun kabulü gerekir.
183. Bu itibarla millî güvenlikle bağdaşmayacak biçimde
terör örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı olduğu belirtilen
kişilerin devletten aldıkları madalyaların geri alınmasının söz konusu
madalyaların veriliş gayesi dışında kullanılmasının veya etki yaratmasının
engellenmesi bakımından elverişli ve gerekli olmadığı söylenemez.
184. Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında
ölçülülük incelemesinde, madalyaları geri
alınan kişilerin tedbirin uygulanması aşamasına kadarki sürece ne şekilde dâhil
edildiği, bireysel durumları değerlendirilerek tedbir kapsamında olmalarını
gerektiren fiilî ve hukuki olgulardan haberdar edilip edilmedikleri, kişilere
haklarındaki iddialara karşı cevap verme ve delil sunma, sürece karşı etkili
idari ya da yargısal yollara başvuru imkânının sağlanıp sağlanmadığının
gözönüne alınması, başka bir ifadeyle kişilerin
madalyalarının geri alınması sürecinde bireyselleştirmenin ne ölçüde
sağlandığının da ele alınması gerekir.
185. OHAL koşullarında darbe teşebbüsü sürecinde oluşan
tehlikeye karşı etkili ve acil tedbir alma ihtiyacının ortaya çıkardığı hukuki
ve fiilî zorunluluklar nedeniyle tedbire muhatap kişiler yönünden tedbir öncesi
bireyselleştirme sağlanmadan kuralda öngörülen tedbirin uygulandığı
görülmüştür.
186. Bununla birlikte bazı hukuki ve fiilî zorunluklar
nedeniyle de olsa bireyselleştirme sağlanmadan söz konusu tedbirin
uygulanmasına izin verilmesi Anayasa’nın 15. maddesi bağlamında durumun
gerektirdiği ölçüde bir sınırlama olarak görülemez. Zira her durumda tedbir
sürecinde keyfî uygulamaların önüne geçilebilmesi için her bir kişi nezdinde
tedbir işleminin sorgulandığı etkili idari veya yargısal denetim mekanizmasının
tesis edilmesi gerekir. Bu durum söz konusu keyfîliğe karşı hukukun mutlak
üstünlüğünü öngören hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir sonucu olduğu gibi
Anayasa’nın 40. maddesinin de bir gereğidir.
187. Anayasa’nın 40. maddesinde Anayasa ile tanınmış hak
ve özgürlükleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma
imkânının sağlanmasını isteme hakkı (etkili başvuru hakkı) güvence altına
alınmaktadır.
188. Etkili başvuru hakkı anayasal bir hakkının ihlal
edildiğini ileri süren herkese hakkın niteliğine uygun olarak iddialarını
inceletebileceği makul, erişilebilir, etkili, ihlalin gerçekleşmesini veya
sürmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan kaldırmaya elverişli idari ve
yargısal yollara başvuruda bulunabilme imkânının sağlanmasını teminat altına
almaktadır (AYM, E.2018/74, K.2019/92, 24/12/2019, §§ 30, 31).
189. 2/1/2017 tarihli ve 685
sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname (KHK) ile OHAL kapsamında başka bir işlem tesis edilmeksizin
doğrudan KHK hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları
değerlendirmek ve karara bağlamak üzere komisyon kurulmuştur. 685 sayılı KHK,
1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu
Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine
Dair Kanun’la TBMM tarafından kabul edilerek kanunlaşmıştır.
190. 7075 sayılı Kanun’un Komisyonun
görevlerini düzenleyen 2. maddesinin (2) numaralı fıkrasında “Olağanüstü
hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle gerçek veya
tüzel kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen ve
birinci fıkra kapsamına girmeyen işlemler de Komisyonun görev alanındadır.” denilmektedir. Anılan Kanun’un 11.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında da Ankara İdare Mahkemeleri arasından
belirlenecek mahkemelerde Komisyon kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi
öngörülmüştür.
191. Kural kişilere 2933 sayılı Kanun
kapsamında verilmiş olan madalyaların geri alınmasını öngörmek suretiyle hukuki
yönden bu kişilerin anılan Kanun kapsamında madalya tevcih edilmiş kişi
statüsünü doğrudan sona erdirmiştir. Bu itibarla kişilerin hukuki statülerine
yönelik olarak getirilen söz konusu tedbire
karşı 7075 sayılı Kanun kapsamında her bir birey açısından hukukiliğinin denetlenmesi
amacıyla Komisyon ve idare mahkemesine başvurma imkânı tanınmıştır.
192. Bu açıdan kuralda öngörülen tedbire karşı
Anayasa’nın 40. maddesi bağlamında etkili makul, erişilebilir, ihlalin
gerçekleşmesini veya devam etmesini engellemeye ya da sonuçlarını ortadan
kaldırmaya elverişli idari ve yargısal yollara başvuru imkânının sağlandığı
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla devletin kural
kapsamında tedbir uygulanan kişilere etkili idari ve yargısal yolu sağlama
yükümlülüğünü yerine getirmediği söylenemez.
193. Sonuç
olarak 7089 sayılı Kanun’a ekli (7) sayılı
listede yer alan kişilere 2933 sayılı Kanun hükümleri uyarınca verilmiş olan
madalyaların anılan Kanun’da düzenlenen olağan usullerin dışında bir
uygulamayla geri alınmasını öngören kural, OHAL’e neden olan şartlar ve
özellikle bireyselleştirmeyi sağlamaya elverişli idari ve yargısal başvuru
imkânları dikkate alındığında millî güvenliğin ve demokratik anayasal düzenin
korunması amacı bakımından kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama
getirmemektedir.
194. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 20. ve 40. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
Kuralla ilgili olarak Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8.,
9., 13., 17., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 20. ve 40. maddeleri kapsamında ele alındığından
anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
IV. İPTAL KARARININ
YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
195. Anayasa’nın 153.
maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal
kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken
hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden
başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216 sayılı Kanun’un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmak suretiyle Anayasa
Mahkemesinin gerekli gördüğü hâllerde Resmî
Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği
tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
196. 7089 sayılı Kanun’un; 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümlelerinin, 3. maddesinin beşinci cümlesinde yer alan “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları …” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk
kamu yararını ihlal edecek nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin
üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu
kurallara ilişkin iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından
başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
V. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
197. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kuralların uygulanmasının telafisi güç veya
imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceği belirtilerek yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi
talep edilmiştir.
7/2/2018 tarihli ve 7089 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. 1.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresine,
2. 3. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti
veya…” ibaresine,
3. 5. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesine,
yönelik yürürlüğün durdurulması taleplerinin, koşulları
oluşmadığından REDDİNE,
B. 1. 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü
ve beşinci cümlelerine,
2. 3. maddesinin beşinci
cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları...”
ibaresine,
yönelik iptal hükümlerinin yürürlüğe
girmelerinin ertelenmeleri nedeniyle bu cümlelere ve ibareye ilişkin yürürlüğün
durdurulması taleplerinin REDDİNE,
C. 1. 1.
maddesinin;
a. (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmı ile ikinci ve üçüncü
cümlelerine,
b. (2) numaralı fıkrasının birinci, ikinci ve üçüncü cümlelerine,
c. (3) numaralı fıkrasına,
2. 3. maddesinin;
a. Birinci
cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmına,
b. İkinci, üçüncü,
dördüncü ve altıncı cümlelerine,
c. Beşinci
cümlesinin “…ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları...” ibaresi
dışında kalan kısmına,
3. 5. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının birinci ve ikinci
cümlelerine,
4. 6. maddesine,
5. Ekli (1), (3), (5) ve (7) sayılı listelerine,
yönelik iptal talepleri, 30/11/2022 tarihli, E.2018/83,
K.2022/144 sayılı kararla reddedildiğinden bu maddeye, fıkraya, cümlelere,
kısımlara ve listelere ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
30/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VI. HÜKÜM
7/2/2018 tarihli ve 7089 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. maddesinin;
1. (1) numaralı fıkrasının;
a. Birinci
cümlesinin;
i. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
ii. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE,
b. İkinci ve
üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE,
2. (2) numaralı fıkrasının;
a. Birinci, ikinci
ve üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE,
b. Dördüncü ve
beşinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, iptal hükümlerinin, Anayasa’nın
153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
3. (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin REDDİNE,
B. 3. maddesinin;
1. Birinci
cümlesinin;
a. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b. Kalan kısmının Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE,
2. İkinci, üçüncü,
dördüncü ve altıncı cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE,
3. Beşinci
cümlesinin;
a. “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince,
KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE
GİRMESİNE,
b. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE,
C. 5. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının ;
1. Birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve
iptal taleplerinin REDDİNE,
2. Üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
Ç. 6. maddesinin
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE,
D. Ekli (1), (3),
(5) ve (7) sayılı listelerinin Anayasa’ya
aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin REDDİNE,
30/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|