ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2018/164
Karar Sayısı : 2022/134
Karar Tarihi : 9/11/2022
R.G.Tarih-Sayı :
9/5/2023-32185
İPTAL DAVASINI AÇAN:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri Engin
ALTAY, Özgür ÖZEL ve Engin ÖZKOÇ ile birlikte 137 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 31/10/2018 tarihli ve 7150 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. maddesinin
ve ekli (1) sayılı listenin,
B. 3. maddesinin
ve ekli (4) sayılı listenin,
C. 4. maddesinin
ve ekli (5) sayılı listenin,
Ç. 5. maddesinin
ve ekli (6) sayılı listenin,
D. 6. maddesinin
ve ekli (7) sayılı listenin,
E. 7. maddesinin
ve ekli (8) sayılı listenin,
yok hükmünde olduklarına, yok
hükmünde olduklarının kabul edilmemesi
hâlinde Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9., 13., 15., 17., 20., 23.,
26., 28., 29., 30., 33., 35., 36., 38., 42., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128., 129. ve 130. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek
iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi talebidir.
I. İPTALİ
İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un iptali talep edilen;
1. 1. maddesi
şöyledir:
“Kamu personeline ilişkin tedbirler
MADDE 1- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik
Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka
hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir
tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis
edilir.
(2) Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan
kişilerin, mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe ve/veya memuriyetleri alınır ve
bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler; bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet,
kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına
ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları
kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir.
Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.
Bu kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine
derhal bildirimde bulunulur. Bu bildirim üzerine pasaport birimlerince
pasaportlar iptal edilir.
(3) Birinci fıkra kapsamında kamu görevinden
çıkarılanlar, varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi
unvanları ve müsteşar, kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını
kullanamazlar ve bu unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan
haklardan yararlanamazlar.”
2. 3. maddesi
şöyledir:
“Rütbesi
alınan Türk Silahlı Kuvvetleri personeli
MADDE 3- (1) Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekliye sevk
edilen, kendi isteğiyle emekli olan, istifa eden veya başka bir sebeple
ayrılanlardan, terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli
güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
değerlendirilen ve ekli (4) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır ve
emekli kimlikleri iptal edilir. Bu kişiler kamu görevine yeniden kabul
edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler. Ayrıca bunlar
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve
bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu
kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de
sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, pilot lisansları, gemi
adamlığına ilişkin belgeleri ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal
edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı
olamazlar.”
3. 4. maddesi
şöyledir:
“Rütbesi
alınan Emniyet Teşkilatı personeli
MADDE 4- (1) 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet
Teşkilat Kanununun 55 inci maddesinin ondokuzuncu ve yirminci fıkraları ile
geçici 27 nci maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilenler, kendi isteğiyle
emekli olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre
meslekten veya Devlet memurluğundan çıkarılanlar ile müstafi sayılanlardan
terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği,
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve
ekli (5) sayılı listede yer alanların rütbeleri alınır. Bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan
veya dolaylı görevlendirilemezler; ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları
mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı
olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her
türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye
kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah
ruhsatları, emekli polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot
lisansları ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu
kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar.”
4. 5. maddesi
şöyledir:
“Rütbesi alınan
Jandarma Genel Komutanlığı Teşkilatı personeli
MADDE 5- (1) Jandarma Genel Komutanlığından resen
emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan, ilişiği kesilen, sözleşmesi
feshedilen, istifa eden, müstafi veya çekilmiş sayılan, 31/1/2013 tarihli ve
6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanununa göre Silahlı Kuvvetlerden
ayırma cezası verilerek Jandarma Genel Komutanlığından çıkarılan, 14/7/1965
tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 31/1/2018 tarihli ve 7068
sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Kabul Edilmesine Dair Kanun hükümlerine göre, Devlet memurluğundan veya
meslekten çıkarılan subay, astsubay ve uzman jandarma ile 27/7/1967 tarihli ve
926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun geçici 32 nci maddesi
kapsamında haklarında işlem tesis edilenlerden; terör örgütlerine veya Milli
Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve ekli (6) sayılı listede yer
alanların rütbeleri alınır ve emekli kimlikleri iptal edilir. Bu kişiler kamu
görevine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı görevlendirilemezler.
Ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını
kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamazlar. Bu kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet,
kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevleri de sona ermiş sayılır. Bunların silah ruhsatları, pilot lisansları,
ilgili pasaport birimlerince pasaportları iptal edilir. Bu kişiler özel
güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar. Bu kişilerden,
çeşitli sebeplerle halen kamu konutlarında oturanlar on beş gün içinde tahliye
edilir.”
5. 6. maddesi
şöyledir:
“Yurt
dışında öğrenim görenler
MADDE 6- (1) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi
Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna tabi öğrencilerden, terör
örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (7) sayılı listede yer alan
kişinin öğrencilikle ilişiği kesilmiştir. Bu kişi hakkında 18/10/2016 tarihli
ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 4 üncü
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır. Bu kişinin bu
kapsamda gördüğü eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemleri yapılmaz ve bu
kişi söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı
haklardan yararlanamaz.”
6. 7. maddesi
şöyledir:
“Kurum ve kuruluşlara ilişkin tedbirler
MADDE 7- (1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik
Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve
ekli (8) sayılı listede yer alan kurum ve kuruluşlar kapatılmıştır.
(2) Birinci fıkra kapsamında kapatılan kurum ve
kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü malvarlığı, alacak ve haklar,
belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait
taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden
ari olarak tescil edilir. Bunların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde
Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devre ilişkin işlemler ilgili tüm
kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı
tarafından yerine getirilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Zühtü ARSLAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Serdar
ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Recep KÖMÜRCÜ, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI,
Muammer TOPAL, M. Emin KUZ, Hasan Tahsin GÖKCAN, Kadir ÖZKAYA, Rıdvan GÜLEÇ,
Recai AKYEL ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in katılımlarıyla
17/1/2019 tarihinde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü durdurma talebinin esas
inceleme aşamasında karara bağlanmasına OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III. ESASIN İNCELENMESİ
2. Dava dilekçesi ve ekleri, Raportör
İsmail Emrah PERDECİOĞLU tarafından hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, dava
konusu kanun hükümleri, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların
gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği
görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un Yok
Hükmünde Olduğunun Tespiti Talebinin İncelenmesi
3. Dava dilekçesinde özetle, dava konusu kuralların da yer aldığı
Kanun’un olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnamesinin (OHAL KHK’sı)
onaylanmasından ibaret olduğu, bununla
birlikte KHK’nın onaylanması için Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün
öngördüğü otuz günlük süreye uyulmadığından Kanun’un yürürlükten kalkmış olan
bir KHK’yı onayladığı, diğer yandan KHK’nın 4/6/2018 tarihli Bakanlar Kurulu
toplantısında kararlaştırıldığı, yayım tarihinin ise 8/7/2018 olduğu
gözetildiğinde kendilerine yaptırım uygulanan kişiler ile kurum ve kuruluşların
isimlerinin yer aldığı ekli listelerin KHK’ya sonradan eklendiğinin
anlaşıldığı, Kanun’un OHAL’in sona erdiği 18/7/2018 tarihinden sonra kabul
edildiği belirtilerek Kanun’un 1., 3., 4., 5., 6. ve 7. maddeleri ile ekli (1),
(4), (5), (6), (7) ve (8) sayılı listelerinin Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
2., 8., 9., 13., 15., 17., 20., 23., 26., 28., 29., 30., 33., 35., 36., 38.,
42., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddelerine
aykırı olduğu ve öncelikle yokluğunun tespitine karar verilmesi gerektiği ileri
sürülmüştür.
4. Anayasa’nın
87. maddesinde kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nin (TBMM) görev ve yetkileri arasında sayılmış; 89. maddesinde de
Cumhurbaşkanının TBMM’ce kabul edilen kanunları on beş gün içinde
yayımlayacağı, yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları ise bir daha görüşülmek
üzere aynı süre içinde TBMM’ye geri göndereceği belirtilmiştir.
5. Kanun
tasarı ve tekliflerinin TBMM’de görüşülerek kabul edilmesi, söz konusu tasarı
veya teklifin kanunlaşması sonucunu doğurmakta; bir başka deyişle TBMM’nin
tasarı ve teklifin kabulü yönündeki iradesi, kanunun varlık kazanması için
gerekli ve yeterli bulunmaktadır. Cumhurbaşkanının bir kanunu yayımlaması,
TBMM’nin bu yöndeki kabulü ile vücut bulan kanuna yeniden varlık sağlamadığı
gibi bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermesi de kanunun varlığını
ortadan kaldırmamaktadır. Belirtilen nedenle Cumhurbaşkanının kanunu yayımlama
iradesi ve kanunun Resmî Gazete’de yayımlanması, kanunun aleniyet kazanması ve
yürürlüğe girmesi bakımından önem taşımaktadır.
6. Bir
normun yokluğu, hukuk dünyasında hiç doğmamış olduğunun ifadesidir. Normun
varlığı ise o normun yürürlüğe girmesine ve uygulanmasına bağlı
bulunmamaktadır. Varlık, yürürlük ve uygulanma kavramları
birbirinden farklı olup varlık, bir normun hukuk âleminde vücut
bulmasını ifade etmektedir. Kanunlar bakımından yokluk, parlamento iradesinin
bulunmaması gibi durumlarda, başka bir ifadeyle bir normun varlığının zorunlu
koşulları bulunmadığı takdirde söz konusu olabilecektir.
7. Yokluktan
farklı olan hukuka aykırılık hâli ise hukuk âleminde var olan normun, hukukun
öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde çıkarılmaması anlamını taşımaktadır.
Hukuka aykırılık hâli ne kadar ağır ve açık olursa olsun bir normun hukuka
aykırı olması, zorunlu koşullarının bulunması suretiyle var olan o normun
yokluğu sonucunu doğurmaz. Bu nedenle kanunların veya kanun hükümlerinin
Anayasa’ya uygunluk denetimi kapsamında incelenmesi gereken hususlarda
Anayasa’ya aykırılığının tespiti, ilgili kanun veya kanun hükümlerinin
yokluğunu değil iptalini gerekli kılar (AYM, E.2018/59, K.2018/60, 31/05/2018,
§ 7).
8. Dava dilekçesinde
Kanun’un Anayasa’ya aykırılığı yolunda ileri sürülen hususlar ile Kanun’da yer
alan düzenlemelerin niteliği, Kanun’un varlık kazanmasını imkânsız kılan hâller
kapsamına girmediğinden, söz konusu kuralların Anayasa’ya uygunluk denetimi
kapsamında incelenmesini ve bu inceleme neticesinde varılacak sonuca göre
ilgili kuralın iptalini ya da iptal talebinin reddini gerekli kılmaktadır.
9. Açıklanan nedenlerle, dava konusu kuralların yok
hükmünde olduklarının tespiti talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Kadir ÖZKAYA ve Yusuf
Şevki HAKYEMEZ bu sonuca farklı gerekçeyle katılmışlardır.
B. Kanun’un 1. Maddesi ile Ekli (1) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
10. Kanun’un dava konusu 1. maddesinde, terör örgütlerine
veya Millî Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin millî güvenliğine karşı faaliyette
bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya
iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kamu personeli hakkında uygulanacak
tedbirler düzenlenmiştir.
11. Maddenin (1) numaralı fıkrasında, terör örgütlerine
veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan ve Kanun’a ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin kamu
görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldığı, bu kişilere
ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayacağı, haklarında özel kanun hükümlerine
göre işlem tesis edileceği öngörülmüştür.
12. Maddenin (2) numaralı fıkrasında, (1) numaralı fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin mahkûmiyet kararı aranmaksızın
rütbe ve/veya memuriyetlerinin alınacağı, bu kişilerin görev yaptıkları teşkilata
yeniden kabul edilmeyecekleri, bir daha kamu hizmetinde istihdam
edilemeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri,
bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de
sona ermiş sayılacağı, bunların silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin
belgeleri ve pilot lisanslarının iptal edileceği, bu kişilerin oturdukları kamu
konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilecekleri,
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları, bu
kişiler hakkında bakanlıkları ve kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhâl
bildirimde bulunulacağı ve bu bildirim üzerine pasaport birimlerince pasaportlarının
iptal edileceği belirtilmiştir.
13. Maddenin (3)
numaralı fıkrasında ise (1) numaralı fıkra kapsamında kamu görevinden çıkarılanların
varsa uhdelerinde taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar,
kaymakam ve benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacakları, bu
unvan, sıfat ve meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamayacakları hüküm altına alınmıştır.
14. Bu kapsamda
Kanun’a ekli dava konusu (1) sayılı listeyle, çeşitli kamu kurumlarında çalışan
18.626 kişinin görevine başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın son
verilmiştir.
2. İptal Taleplerinin Gerekçesi
15. Dava dilekçesinde
özetle;
- Kamu görevinden çıkarma tedbirinin süre yönünden
herhangi bir belirleme içermediği, etkilerinin OHAL’den sonra da devam ettiği,
kapsamının geniş tutulduğu, tedbire muhatap kişiler hakkında objektif, tarafsız
ve şeffaf bir soruşturma süreci yürütülmediği, savunma hakkı tanınmadan
kişilerin görevlerine son verildiği,
- Tedbirlerin uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet,
iltisak ve irtibat kavramlarının belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu kavramların
hukukumuza ilk defa girdiği 22/7/2016 tarihinden önceki fiillere uygulanmasının
yanında terör örgütü ya da MGK’ca millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit
edilen, yapı oluşum ve grupların tespiti açısından da kuralların geçmişe
yürütüldüğü, ayrıca siyasi ve idari bir organ olan MGK’nın kararına dayalı
olarak tedbir uygulanmasının hukukilik sorunu doğuracağı, kuralların kamu
düzenine karşı oluşan tehdidi ortadan kaldırma amacı bakımından zorunlu ve
ölçülü olmadığı gibi OHAL’in gerekleriyle de uyumlu olmadığı, kurallarda
öngörülen hususların Anayasa’nın mülga 121. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
münhasıran 25/10/1983 tarihli ve 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu ile
düzenlenebileceği, OHAL’in gerekli kıldığı konularda çıkarılabilecek OHAL
KHK’sı niteliği taşımayan düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin 1991 ve 2003
tarihli içtihatlarında belirtildiği gibi Anayasa’nın mülga 91. maddesi
kapsamında yetki kanununa dayanılarak çıkarılan bir KHK olarak da
değerlendirilemeyeceği,
- Kişiler hakkında herhangi bir idari ya da adli
soruşturma yürütülmeden ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan terör
örgütleri ile ilişkili oldukları belirtilerek yaptırım uygulanmasının
Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dokunulamayacak çekirdek haklardan olan
masumiyet karinesine aykırılık oluşturduğu, bireysel idari işlem niteliğindeki
kamu görevinden çıkarma işleminin doğrudan OHAL KHK’sı adı altında yapılmak
suretiyle yargı denetimi dışında tutulduğu, her ne kadar daha sonraki bir
tarihte OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu (Komisyon) kurulmuşsa da Komisyon ve
sonraki sürecin kamu görevinden çıkarma işlemine karşı etkili bir denetim
mekanizması sağlamadığı,
- Kamu görevinden çıkarma işleminin kamu görevlilerinin
diğer özlük işleri kapsamında olduğundan Anayasa’nın 128. maddesine göre
münhasıran kanunla düzenlenmesi gerektiği, Anayasa’nın 130. maddesi uyarınca
öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulu ve üniversitelerin yetkili organları
dışında kalan makamlarca her ne surette olursa olsun görevlerinden
uzaklaştırılamayacakları, bu yönüyle kuralların OHAL KHK’sı niteliği taşımadığı
gibi TBMM tarafından kanun şeklinde onaylanmasının Anayasa’nın mülga 121.
maddesine aykırılık oluşturduğu,
- Yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereği yasama
organınca her konuda kanun çıkarılabilmesi mümkün olsa da kanunla bireysel
işlem ya da yargı kararı niteliğinde tasarrufta bulunulamayacağı, dava konusu
kurallarla Kanun’a ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin statülerinde
kalıcı değişiklikler yapıldığı, bu nedenle tedbirlerin bireysel idari işlem
niteliğinde olduğu, sırf yargı denetimi dışına çıkarmak amacıyla bireysel
işlemlerin OHAL KHK’sı ile yapılarak kanun şeklinde onaylanmasının açık bir
fonksiyon gaspı niteliği taşıdığı,
- Bir kişinin terör örgütüne üye olup olmadığına ya da
bir yapı veya oluşumun terör örgütü olduğuna karar verme yetkisinin yargı
mercilerine ait olduğu, kuralların kanun adı altında hem yargısal hem de
bireysel işlemin özelliklerini barındıran karma bir yapıda olduğu, bu durumun
yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarının tek organda toplanması anlamına
geldiği,
- Kamu görevinden çıkarılan kişilerin Kanun’a ekli (1) sayılı
liste ile isim ve kimlik bilgilerinin Resmî Gazete’de yayımlanmasının
itibarlarını zedelediği, kamu görevinden çıkarma, ruhsat ve lisansların iptal
edilmesi, unvan ve sıfatların alınması tedbirlerinin kişilerin maaş ve sosyal
güvenlik haklarında kayıplara sebebiyet verdiği, pasaportların iptal
edilmesinin seyahat hürriyetini engellediği, bu kişilerin kamu görevine
girmeleri ya da kamu hizmetinde çalışmaları, özel güvenlik şirketinin kurucusu
ve ortağı olma imkânlarının ellerinden alınması suretiyle çalışma hak ve
hürriyeti ile kamu hizmetine girme hakkına kısıtlama getirildiği,
belirtilerek kuralların Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile
2., 8., 9., 13., 15., 17., 20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91.,
mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinde Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
16. Kanun’un 1.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının dava konusu kuralın da yer aldığı birinci
cümlesinde, terör örgütlerine veya devletin
millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan Kanun’a
ekli (1) sayılı listede yer alan kişilerin
başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın kamu görevinden çıkarıldıkları hüküm
altına alınmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan “…üyeliği, mensubiyeti
veya…” ibaresidir.
17. Dava
konusu kural ile 6/2/2018 tarihli ve 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı
Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair
Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan maddenin
iptali talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin iptaline karar vermiştir.
18. Belirtilen kararda,
üye ve mensup ibarelerinin, Kanun’a ekli (1) sayılı listede adı
geçen ve terör örgütü üyeliği suçundan ceza soruşturması veya kovuşturmasına
maruz kalan ancak haklarındaki süreç tamamlanıp suçlu olduklarına dair kesin
hüküm tesis edilmeyen kişilerin terör örgütü üyesi veya mensubu olarak
nitelendirilmelerine sebebiyet verebilecek nitelikte olduğu, dolayısıyla
kesinleşmiş mahkûmiyet hükmü olmadan kişilerin suçlu sayılmasına neden
olabilecek ifadeler içeren kuralın masumiyet karinesini ihlal ettiği sonucuna
ulaşılmıştır (bkz. § 58). Kararda ayrıca
Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dahi masumiyet karinesine aykırı işlem
yapılamayacağının hükme bağlandığı belirtilmiştir.
19. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
20. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve 38. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 36. ve 38.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 23., 35., 48.,
49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
Dışında Kalan Kısmı ile (2) Numaralı
Fıkrasının Birinci Cümlesinde Yer Alan “…ve/veya memuriyetleri…” İbaresi
ve Kanun’a Ekli (1) Sayılı Liste
21. 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın
40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
22. Dava konusu
kurallarda terör örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette
bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla
irtibatı olan Kanun’a ekli (1) sayılı
listede yer alan kişilerin kamu görevinden
başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılacakları ve memuriyetlerinin
alınacağı, bu kişilere ayrıca tebligat yapılmayacağı ve haklarında özel kanun
hükümlerine göre işlem tesis edileceği hükme bağlanmıştır. Kurallar kapsamında
her bir kamu görevlisinin kanun hükmüyle görevine son verilmiş ve memuriyetleri
alınmıştır.
23. Dava konusu kurallarla
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “…ve/veya memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı liste aynı
içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı
olmadıklarına ve iptal taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
24. Anılan kararda, kişilerin
özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına olağan dönem için Anayasa’da
öngörülen güvencelerin ötesinde bir sınırlama getiren kuralların olağanüstü
dönemlerde temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve
sınırlanmasını düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi
gerektiği tespiti yapılmış (bkz. §§ 63-90); kişilerin özel hayatına
saygı gösterilmesini isteme hakkının OHAL yönetiminin benimsendiği dönemlerde
Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması yasaklanmış
çekirdek haklar arasında bulunmadığına ve milletlerarası hukuktan kaynaklanan
diğer herhangi bir güvence (olağanüstü dönemlerde korunmaya devam eden
güvenceler) kapsamında da bulunmadığına işaret edilmiştir. Uygulanan tedbirin kapsam ve yöntem açısından incelenmesi sonucunda ise
söz konusu örgütlerle irtibatlı ya da iltisaklı
olan tüm kamu görevlileri hakkında tedbirlerin uygulanmasının millî güvenlik ve
kamu düzeninin korunması, kamu hizmetinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi
amaçlarına ulaşma bakımından gerekli olduğu, ayrıca tedbirlerin her bir
birey yönünden hukuka uygunluğunun denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin
sağlanması için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru imkânı getirilmek
suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı, söz konusu
güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit veya tehlikenin bertaraf edilmesine
yönelik kuralların bu amaç dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını engelleyecek
nitelikte olduğu, bu durumda kişilerin özel
hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına durumun gerektirdiği
ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 91-129). Kararda ayrıca kuralların MGK kararlarına icrai bir işlev kazandırma
sonucunu doğurmadığı da belirtilmiştir (bkz. §§ 130-139).
25. Dava konusu kurallar
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer
alan “…ve/veya memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı listenin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kurallar
yönünden de geçerlidir.
26. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal taleplerinin reddi
gerekir.
Kurallarla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70. 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kurallarda öngörülen tedbirlerin cezai niteliği haiz
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbirlere ceza hukukunun çekirdek
haklarının uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle
kuralların Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralların ayrıca Anayasa’nın 23., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin,
mahkûmiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır” Bölümü
27. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
28. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin
rütbelerinin alınacağını hükme bağlamaktadır.
29. Dava
konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu görevinden çıkarılan
kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır” bölümü aynı
içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
30. Belirtilen
kararda, darbe girişimiyle devletin
demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan terör örgütleri veya
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplarla mücadele etmek amacıyla OHAL şartlarında olağan
usullerin ötesinde bir uygulamayla Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişilerin rütbelerinin alınmasını düzenleyen kuralın,
özellikle tedbire karşı etkili idari ve yargısal yolların tesis edilmesiyle
birlikte demokratik anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı
bakımından kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesi hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna
varılmıştır (bkz. § 148).
31. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın
rütbe … alınır” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
32. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70. 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına
gerek görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemezler; …” Bölümü
33. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
34. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin görev
yaptıkları teşkilata yeniden alınmamalarını ve bir daha kamu hizmetinde
istihdam edilmemelerini, doğrudan ya da dolaylı olarak görevlendirilmemelerini
hükme bağlamaktadır.
35. Dava
konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı
olarak görevlendirilemezler; …” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
36. Anılan
kararda, millî güvenlik bakımından risk
oluşturabilecek durumları nedeniyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin görev
yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmemelerini ve bir daha kamu hizmetinde
istihdam edilmemelerini öngören ve kamu hizmetine girme hakkına sınırlama
getiren tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin hukuka
uygunluğunun denetlenebilmesi için Komisyona ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca tedbirin devletin kamu otoritesiyle bağlantılı olmayan özel sektör
alanında istihdam edilme imkânını ortadan kaldıracak herhangi bir kısıtlama
getirmediği, bu durumda kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı bir şekilde
yürütülmesini sağlama bakımından kamu hizmetine girme hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 165,166).
37. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin “…ve bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul
edilmezler; bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya
dolaylı olarak görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
38. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 70., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları, Anayasa’nın 15., 40., 70., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48., 49., mülga 91.,
mülga 121., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “… bunların uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.”
Bölümü
39. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
40. Kural, Kanun’a
ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de sona ermiş sayılacağını
hükme bağlamaktadır.
41. Dava konusu kural
ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “… bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul,
komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevleri de sona ermiş sayılır.” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
42. Söz konusu kararda
7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra
gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın
rütbe … alınır.” bölümüne ilişkin açıklanan gerekçelerin uygun olduğu
ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 174).
43. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…
bunların uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de
sona ermiş sayılır.” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
44. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları, …” İbaresi
45. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
46. Kural, Kanun’a ekli (1)
sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan
kişilerin hangi sebeple edinildiğine bakılmaksızın her türlü silah ruhsatının
iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
47. Dava konusu kural
ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların silah ruhsatları, …” ibaresi
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
48. Anılan
kararda 7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı
listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin silah ruhsatlarının iptal
edilmesini öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin
hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca silah ile kamu güvenliği kavramları arasındaki yakın ilişki dikkate
alındığında silah edinilmesinde bireysel menfaatlere karşı toplumsal yararın
öncelikli bir konumda olduğu, bu durumda demokratik anayasal düzenin ve kamu
güvenliğinin korunması amacı bakımından söz konusu kişilerin silah
ruhsatlarının iptal edilmesini öngören tedbirin mülkiyet hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 191, 192).
49. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların
silah ruhsatları, …” ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
50. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir.
İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48., 49., 70., mülga
91., mülga 121. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “… gemi adamlığına
ilişkin belgeleri…” Bölümü
51. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
52. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin gemi
adamı belgelerinin iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
53. Dava
konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
ikinci cümlesinde yer alan “… gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümü aynı içeriğe
sahiptir. Anayasa Mahkemesinin
24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
54. Kararda,
7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle
kamu görevinden çıkarılan kişilerin gemi adamı belgelerinin iptal edilmesini
öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin hukuka
uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru imkânı
getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı, ayrıca
bu belgelerin sağladığı birtakım avantajların kamu güvenliği aleyhine
kullanılmasının önüne geçilmesine ilişkin tedbirin demokratik anayasal düzenin
ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından çalışma hak ve hürriyetine durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği
sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 213-215).
55. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
ikinci cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına ilişkin belgeleri…” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
56. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir.
İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91., mülga 121.,
128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “… ve pilot lisansları
iptal edilir...” Bölümü
57. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
58. Kural,
Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin pilot
lisanslarının iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
59. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve pilot
lisansları iptal edilir...” bölümü aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
60. Kararda, 7086 sayılı Kanun’a
ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden çıkarılan kişilerin pilot
lisanslarının iptal edilmesini öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey
yönünden tedbirin hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, ayrıca bu belgelere dayanılarak kamu güvenliği
aleyhine birtakım faaliyetlerin önüne geçilmesini hedefleyen kuralın demokratik
anayasal düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından çalışma hak ve
hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 229-231).
61. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve pilot
lisansları iptal edilir...” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
62. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119.
maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91.,
mülga 121., 128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İkinci
Cümlesinin “… ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” Bölümü
63. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
64. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu
görevinden çıkarılan kişilerin oturdukları kamu konutlarından veya vakıf
lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilmelerini hükme bağlamaktadır.
65. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya
vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
66. Kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmı ile
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve/veya
memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı listeye ilişkin
açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 237, 238).
67. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından
veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
68. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir.
İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36., 70., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
h. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Üçüncü
Cümlesi
69. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
70. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste
ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
71. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
72. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı listeyle kamu görevinden
çıkarılan kişilerin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı
olamayacaklarını öngören tedbire ilişkin olarak her bir birey yönünden tedbirin
hukuka uygunluğunun denetlenmesi için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
ayrıca kişilerin özel güvenlik alanında gösterdiği faaliyetlerin kamu güvenliği
ile doğrudan bir ilgisinin bulunduğu dikkate alındığında demokratik anayasal
düzenin ve kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından söz konusu kişilerin
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını
öngören tedbirin çalışma hak ve hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü
aşacak şekilde bir sınırlama getirmediği sonucuna varılmıştır (bkz.
§§ 252-254).
73. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kural yönünden de geçerlidir.
74. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48.,
49., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128., 129. ve 130. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ı. Kanun’un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının
Dördüncü ve Beşinci Cümleleri
75. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de
incelenmiştir.
76. Kurallar, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu
görevinden çıkarılan kişiler hakkında görev yaptıkları bakanlıklar ve
kurumlarınca ilgili pasaport birimine derhâl bildirimde bulunulacağını, bu
bildirim üzerine bu kişilerin pasaportlarının iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
77. Dava konusu kurallar ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümleleri aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlelerin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir.
78. Söz konusu kararda, kişilerin
yurt dışına çıkma hürriyetine olağan dönem için Anayasa’da öngörülen
güvencelerin ötesinde bir sınırlama getiren kuralların olağanüstü dönemlerde
temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve sınırlanmasını
düzenleyen Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği tespiti
yapılmış (bkz. §§ 256-267); OHAL koşullarında Kanun’a ekli listelerle
kamu görevinden çıkarılarak pasaportları iptal
edilen kişilerin söz konusu tedbire karşı başvurabilecekleri etkili bir denetim
mekanizması öngörülmediğinden seyahat
hürriyetine olağanüstü dönemde durumun gerektirdiği ölçüyü aşan bir sınırlama getirildiği sonucuna
varılmıştır (bkz. §§ 269-276).
79. Dava konusu kurallar açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümlelerinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kurallar yönünden de geçerlidir.
80. Açıklanan nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 23.
ve 40. maddelerine aykırıdır. İptalleri gerekir.
Kurallar, Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38.,
48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
i. Kanun’un 1. Maddesinin (3) Numaralı Fıkrası
81. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
82. Kural, Kanun’a ekli (1) sayılı liste ile kamu görevinden
çıkarılan kişilerin varsa uhdelerinde
taşımış oldukları büyükelçi, vali gibi unvanları ve müsteşar, kaymakam ve
benzeri meslek adlarını ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu unvan, sıfat ve
meslek adlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
83. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrası aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla
söz konusu fıkranın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
84. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra gereğince kamu
görevinden çıkarılan kişilerin, mahkumiyet kararı aranmaksızın rütbe … alınır.”
bölümüne ilişkin açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 281).
85. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
86. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128., 129. ve 130. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15., 20., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
C. Kanun’un 3. Maddesi İle Ekli (4) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
87. Kanun’un
dava konusu 3. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) emekliye sevk
edilen, kendi isteğiyle emekli olan, istifa eden veya başka bir sebeple
ayrılanlardan, terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı
olduğu değerlendirilenler hakkında uygulanacak
tedbirler düzenlenmiş, dava konusu ek (4) sayılı listede de haklarında tedbir
uygulanan kişilerin isim ve soy isimlerine yer verilmiştir.
88. Maddenin birinci cümlesinde madde kapsamında nitelikleri belirtilen
emekli TSK mensuplarından terör örgütlerine
veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar
verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve
Kanun’a ekli (4) sayılı listede yer alan kişilerin rütbelerinin alınacağı ve
emekli kimliklerinin iptal edileceği öngörülmüştür.
89. Maddenin
ikinci ve üçüncü cümlelerinde, bu kişilerin kamu görevlerine yeniden kabul
edilmeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri,
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını
kullanamayacakları, bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamayacakları belirtilmiştir.
90. Maddenin dördüncü cümlesinde bu
kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin
sona ermiş sayılacağı belirtilmiş, beşinci ve altıncı cümlelerinde ise silah
ruhsatlarının, pilot lisanslarının, gemi adamlığına ilişkin belgelerinin ve
ilgili pasaport birimlerince pasaportlarının iptal edileceği, bu kişilerin özel
güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hüküm altına
alınmıştır.
91. 27/7/1967 tarihli
ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 29. maddesinde
TSK’daki subay rütbeleri asteğmen, teğmen, üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbay,
albay, tuğgeneral – tuğamiral, tümgeneral – tümamiral, korgeneral – koramiral,
orgeneral – oramiral, mareşal – büyükamiral olarak gösterilmiş; 77. maddesinde
de astsubay rütbelerinin astsubay astçavuş,
astsubay çavuş, astsubay kıdemli çavuş, astsubay üstçavuş, astsubay kıdemli
üstçavuş, astsubay başçavuş, astsubay kıdemli başçavuş olduğu belirtilmiştir.
92. Kural kapsamında TSK’dan farklı nedenlerle ayrılan
Kara Kuvvetleri Komutanlığından 240, Deniz Kuvvetleri Komutanlığından 22 ve
Hava Kuvvetleri Komutanlığından 62 olmak üzere toplam 324 kişinin rütbeleri
alınmış ve haklarında ilave tedbirler uygulanmıştır.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
93. Dava
dilekçesinde özetle; kuralların Kanun’un 1. maddesi ile ekli (1) sayılı listeye
yönelik gerekçelerle Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9., 13., 15., 17.,
20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve
129. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 3. Maddesinin Birinci Cümlesinde
Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
94. Kanun’un 3. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının dava konusu kuralın da yer aldığı birinci cümlesinde, terör
örgütlerine veya devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar
verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut
bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Kanun’a ekli (4) sayılı
listede yer alan kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal
edileceği hüküm altına alınmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresidir.
95. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde
yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip
olup daha önce de belirtildiği üzere anılan maddenin iptali talebiyle açılan
davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle söz konusu ibarenin
iptaline karar vermiştir.
96. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
97. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 36. ve 38. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9.,
17., 20., 23., 35., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129.
maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 3. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
Dışında Kalan Kısmı ile Kanun’a Ekli (4) Sayılı Liste
98. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
99. Dava konusu
kurallarda, TSK’dan çeşitli sebeplerle ayrılmış olup da terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı
olduğu değerlendirilen ve ekli (4) sayılı
listede yer alan TSK personelinin rütbelerinin alınacağı ve emekli
kimliklerinin iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
100. Dava konusu kurallarla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü cümlesinde yer alan “…emekli
polis kimlikleri,…” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı liste benzer
nitelikte olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45
sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal
taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
101. Anılan
kararda, darbe girişimiyle devletin
demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan Fetullahçı Terör
Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) ile mücadele etmek amacıyla
olağanüstü hâl koşullarında olağan usullerin ötesinde bir uygulamayla liste
usulüne göre emekli emniyet teşkilatı personelinin rütbelerinin alınması ve emekli
polis kimliğinin iptalini öngören kuralların olağanüstü hâle neden olan şartlar
ve özellikle bireyselleştirmeyi sağlamaya elverişli idari ve yargısal başvuru
imkânları dikkate alındığında millî güvenliğin ve demokratik anayasal düzenin
korunması amacı bakımından kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirdiğinin söylenemeyeceği
belirtilmiştir ( bkz. §§ 299-314).
102. Dava konusu kurallar açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü cümlesinde yer alan “…emekli
polis kimlikleri,…” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı listenin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kurallar yönünden de geçerlidir.
103. Açıklanan nedenlerle kurallar,
Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
taleplerinin reddi gerekir.
Kurallarla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 3. Maddesinin
İkinci Cümlesi
104. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
105. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a
ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin kamu görevine yeniden kabul
edilmeyeceklerini, doğrudan ya da dolaylı olarak görevlendirilemeyeceklerini
hükme bağlamaktadır.
106. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan
veya dolaylı görevlendirilemezler; …” bölümü benzer nitelikte olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
107. Anılan kararda, 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve
bu kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler;…” bölümüne ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 318).
108. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev
yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan
veya dolaylı görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
109. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48.,
49., mülga 91., mülga 121. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 3. Maddesinin
Üçüncü Cümlesi
110. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
111. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal
edilen Kanun’a ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin uhdelerinde
taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu
unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını
hükme bağlamaktadır.
112. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış
oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve
sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümü benzer
nitelikte olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45
sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal
talebinin reddine hükmedilmiştir.
113. Anılan kararda, 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerin uygun
olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(bkz. § 322).
114. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve
bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
115. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49.,
70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 3. Maddesinin Dördüncü Cümlesi
116. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
117. Kural, rütbeleri alınan ve
emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (4)
sayılı listede yer alan TSK personelinin uhdelerinde bulunan her türlü
mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye
kurulu üyeliği ve sair görevlerin sona ermiş sayılacağını hükme bağlamaktadır.
118. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
119. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…bunların uhdelerinde bulunan
her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu,
tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.” bölümüne
ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 326).
120. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
121. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları,…” İbaresi
122. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
123. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a
ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin hangi sebeple edinildiğine
bakılmaksızın silah ruhsatlarının iptal edilmesini hükme bağlamaktadır.
124. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların
silah ruhsatları,…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
125. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen
kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 330).
126. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
127. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına
gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinin “…pilot
lisansları,…” Bölümü
128. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
129. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a
ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin pilot lisanslarının iptal
edileceğini hükme bağlamaktadır.
130. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve
E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
131. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…pilot
lisansları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 338).
132. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
133. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci
Cümlesinin “…gemi adamlığına ilişkin belgeleri…iptal edilir.” Bölümü
134. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
135. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a
ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin gemi adamlığına ilişkin belgelerinin
iptal edileceğini hüküm altına almaktadır.
136. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri,…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
137. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…gemi
adamlığına ilişkin belgeleri…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 334).
138. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
139. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 3. Maddesinin Beşinci Cümlesinde
Yer Alan “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları …” İbaresi
140. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
141. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen
Kanun’a ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin pasaportlarının
ilgili birim tarafından iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
142. Dava konusu kuralla 7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportları…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan maddenin iptali
talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve
iptaline hükmedilmiştir.
143. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerine ilişkin
gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu ibare yönünden de geçerli olduğu
ifade edilmiştir (bkz. § 342).
144. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
145. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 23. ve 40. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128. ve 129. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
h. Kanun’un 3. Maddesinin Altıncı Cümlesi
146. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
147. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen
Kanun’a ekli (4) sayılı listede yer alan TSK personelinin özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve
çalışanı olamayacaklarını hükme bağlamaktadır.
148. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesi aynı içeriğe sahip olup
Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla
söz konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
149. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesine ilişkin gerekçelerin uygun
olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(bkz. § 346).
150. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
151. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
Ç. Kanun’un 4. Maddesi İle Ekli (5) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
152. Kanun’un dava
konusu 4. maddesinde, 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat
Kanunu’nun 55. maddesinin on dokuzuncu ve yirminci fıkraları ile geçici 27.
maddesi uyarınca resen emekliye sevk edilenler ile kendi isteğiyle emekli
olanlar veya Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre meslekten veya
devlet memurluğundan çıkarılanlar ve müstafi sayılanlardan, terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenler
hakkında uygulanacak tedbirler düzenlenmiş, dava konusu ek (5) sayılı listede
de haklarında tedbir uygulanan kişilerin isim ve soy isimlerine yer
verilmiştir.
153. Maddenin
birinci cümlesinde, madde kapsamında nitelikleri belirtilen emekli emniyet
teşkilatı mensuplarından millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen
ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan kişilerin rütbelerinin alınacağı
öngörülmüştür.
154. Maddenin ikinci ve
üçüncü cümlelerinde, rütbeleri alınan bu kişilerin görev yaptıkları teşkilata
ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemeyecekleri, uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve
sıfatlarını kullanamayacakları, bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan
haklardan yararlanamayacakları, uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet,
kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair
görevlerinin sona ermiş sayılacağı belirtilmiştir.
155. Maddenin dördüncü ve
beşinci cümlelerinde ise rütbeleri alınan kişilerin silah ruhsatları, emekli
polis kimlikleri, gemi adamlığına ilişkin belgeleri, pilot lisansları ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportlarının iptal edileceği, bu kişilerin özel
güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hüküm altına
alınmıştır.
156. 29/4/2015 tarihli
Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme
Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 5. maddesinde,
emniyet teşkilatında rütbeler; sınıf üstü emniyet müdürü, birinci sınıf emniyet
müdürü, ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf emniyet müdürü, emniyet amiri,
başkomiser, komiser, komiser yardımcısı, kıdemli başpolis memuru, başpolis
memuru ve polis memuru olarak tasnif edilmiştir.
157. Kurallar kapsamında, emniyet teşkilatından farklı
nedenlerle ayrılan 1. sınıf emniyet müdürü 25, 2. sınıf emniyet müdürü 29, 3.
sınıf emniyet müdürü 57, 4. sınıf emniyet müdürü 72, emniyet amiri 61, baş
komiser 17, komiser 17, komiser yardımcısı 11, baş polis 115, polis memuru 761,
sivil memur 2 olmak üzere toplam 1167 kişinin rütbelerinin alınmasına ve
haklarında ilave tedbirler uygulanmasına karar verilmiştir.
158. 3201 sayılı Kanun’un 55. maddesinin on dokuzuncu ve
yirminci fıkraları ile geçici 27. maddelerinde emniyet hizmetleri sınıfında
değişik rütbe ve görevlerde bulunan personelin kadrosuzluk nedeniyle emekliye
sevk edilmesine ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
159. Emniyet teşkilatı personeline ilişkin disiplin
hükümleri 24/4/1979 tarihli ve 16618 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile
çıkarılan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü kapsamında düzenlenmiş, olağanüstü
hâl sürecinde çıkarılan 31/1/2018 tarihli ve 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin
Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’la
söz konusu hükümler yeniden ihdas edilmiştir.
160. 7068 sayılı Kanun’un geçici birinci maddesinde,
maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu, 31/1/2013 tarihli ve 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Disiplin Kanunu ve 3201 sayılı Kanun ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü
hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin
cezalarının 7068 sayılı Kanun hükümleri uyarınca verilmiş sayılacağı
belirtilmiştir.
161. 7068 sayılı Kanun’un 8. maddesinde meslekten
çıkarma, 9. maddesinde ise devlet memurluğundan çıkarma hâlleri düzenlenmiştir.
Yine Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8. maddesinde meslekten çıkarmayı,
9. maddesinde ise memurluktan çıkarmayı gerektiren durumlar sayılmıştır.
162. 7068 sayılı Kanun ve Emniyet Teşkilatı Disiplin
Tüzüğü’nün 9. maddesinde, memurluktan çıkarma cezası için 657 sayılı Kanun
hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş; ayrıca 7068 sayılı Kanun’un 9.
maddesinin (a) bendinde, ülkenin bağımsızlığını zedelemeye, bütünlüğünü bozmaya
ve millî güvenliği tehlikeye düşürmeye yönelik herhangi bir faaliyette bulunmak
veya aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete, gruplaşmaya,
vakıf, dernek ve benzeri teşekküle katılmak, bunlara yardım etmek veya bu
yapılarla ilişki içerisinde bulunmak fiilinin kanun kapsamında devlet
memurluğundan çıkarma cezası yaptırımına tabi olduğu belirtilmiştir.
163. 657 sayılı Kanun’un 125. maddesinde disiplin
cezaları düzenlenmiş; maddenin birinci fıkrasının (E) bendinde, devlet
memurluğundan çıkarılma cezasını gerektiren hâller tek tek sayılmıştır. Bendin
(l) alt bendinde, terör örgütleriyle eylem birliği içinde olmak, bu örgütlere
yardım etmek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütleri desteklemeye yönelik
kullanmak ya da kullandırmanın, bu örgütlerin propagandasını yapmanın
memurluktan çıkarma cezasını gerektiren durumlar olduğu belirtilmiştir.
164. 657 sayılı Kanun’un 94. maddesinde ise devlet
memurunun bağlı olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle
memurluktan çekilme isteğinde bulunabileceği, mezuniyetsiz veya kurumlarınca
kabul edilen mazereti olmaksızın görevi terk etmesi ve bu terkin kesintisiz on
gün devam etmesi hâlinde yazılı müracaat şartı aranmaksızın çekilme isteğinde
bulunmuş sayılacağı belirtilmiştir.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
165. Dava dilekçesinde
özetle; kuralın Kanun’un 1. maddesi ile ekli (1) sayılı listeye yönelik
gerekçelerle Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9., 13., 15., 17., 20.,
23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129.
maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 4. Maddesinin Birinci Cümlesinde
Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
166. Kanun’un 4. maddesinin dava
konusu kuralın da yer aldığı birinci cümlesinde, terör örgütlerine veya
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı
olduğu değerlendirilen ve Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan kişilerin
rütbelerinin alınacağı hükme bağlanmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan
“…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresidir.
167. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde
yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip
olup daha önce de belirtildiği üzere anılan maddenin iptali talebiyle açılan
davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle söz konusu ibarenin
iptaline karar vermiştir.
168. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
169. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 36. ve 38. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9.,
17., 20., 23., 35., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129.
maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 4. Maddesinin Birinci
Cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…”
İbaresi Dışında Kalan Kısmı ile Dördüncü Cümlesinde Yer Alan “…emekli
polis kimlikleri…” İbaresi ve Kanun’a Ekli (5) Sayılı Liste
170. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
171. Dava konusu
kurallarda, terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve
ekli (5) sayılı listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin rütbelerinin
alınacağı ve emekli polis kimliklerinin iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
172. Dava konusu kurallarla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü cümlesinin “…emekli
polis kimlikleri,…” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı liste aynı içeriğe
sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45
sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal
taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
173. Anılan
kararda, darbe girişimiyle devletin
demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan FETÖ/PDY terör örgütü
ile mücadele etmek amacıyla olağanüstü hâl koşullarında olağan usullerin
ötesinde bir uygulamayla liste usulüne göre emekli emniyet teşkilatı
personelinin rütbelerinin alınması ve emekli polis kimliğinin iptalini öngören
kuralların olağanüstü hâle neden olan şartlar ve özellikle bireyselleştirmeyi
sağlamaya elverişli idari ve yargısal başvuru imkânları dikkate alındığında
millî güvenliğin ve demokratik anayasal düzenin korunması amacı bakımından
kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirdiğinin söylenemeyeceği belirtilmiştir ( bkz. §§
299-314).
174. Dava konusu kurallar açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü cümlesinin “…emekli
polis kimlikleri,…” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı listenin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu
kurallar yönünden de geçerlidir.
175. Açıklanan nedenlerle kurallar,
Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
taleplerinin reddi gerekir.
Kurallarla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 4. Maddesinin İkinci Cümlesinin “Bu
kişiler görev yaptıkları teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul
edilmezler, doğrudan ve dolaylı görevlendirilemezler; …” Bölümü
176. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
177. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin görev yaptıkları teşkilata ve
kamu görevlerine yeniden kabul edilmeyeceklerini, doğrudan ya da dolaylı olarak
görevlendirilemeyeceklerini hükme bağlamaktadır.
178. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev yaptıkları
teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı
görevlendirilemezler; …” bölümü aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
179. Anılan kararda, 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve bu
kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak
görevlendirilemezler;…” bölümüne ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 318).
180. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev yaptıkları
teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı
görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
181. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48.,
49., mülga 91., mülga 121. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 4. Maddesinin İkinci Cümlesinin “…ayrıca
bunlar uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını
kullanamazlar ve bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” Bölümü
182. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
183. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin uhdelerinde taşımış oldukları
mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu unvan ve sıfatlarına
bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını hükme bağlamaktadır.
184. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve
bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümü
aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
185. Anılan kararda, 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerin uygun olduğu
ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. §
322).
186. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış
oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve
sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
187. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49.,
70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 4. Maddesinin Üçüncü Cümlesi
188. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
189. Kural, rütbeleri
alınan Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerin sona ermiş sayılacağını hükme
bağlamaktadır.
190. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
191. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…bunların uhdelerinde bulunan
her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu,
tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.” bölümüne
ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 326).
192. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
193. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 4. Maddesinin Dördüncü Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları,…” İbaresi
194. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
195. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan emniyet
teşkilatı personelinin hangi sebeple edinildiğine bakılmaksızın silah
ruhsatlarının iptal edilmesini hükme bağlamaktadır.
196. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların
silah ruhsatları,…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
197. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu
kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 330).
198. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
199. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 4. Maddesinin Dördüncü
Cümlesinde Yer Alan “…gemi adamlığına ilişkin belgeleri,…” İbaresi
200. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
201. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin gemi adamlığına ilişkin
belgelerinin iptal edileceğini hüküm altına almaktadır.
202. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri,…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
203. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…gemi
adamlığına ilişkin belgeleri…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde
dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 334).
204. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…gemi adamlığına
ilişkin belgeleri,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
205. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 4. Maddesinin Dördüncü Cümlesinin “…pilot
lisansları…iptal edilir.” Bölümü
206. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
207. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin pilot lisanslarının iptal
edileceğini hükme bağlamaktadır.
208. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve
E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
209. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…pilot
lisansları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 338).
210. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
211. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ğ. Kanun’un 4. Maddesinin Dördüncü Cümlesinde Yer Alan “…ve
ilgili pasaport birimlerince pasaportları…” İbaresi
212. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
213. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı
listede yer alan emniyet teşkilatı personelinin pasaportlarının ilgili birim
tarafından iptal edileceğini hükme bağlamaktadır.
214. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin
24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin
Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir.
215. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerine ilişkin
gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu ibare yönünden de geçerli olduğu
ifade edilmiştir (bkz. § 342).
216. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
217. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 23. ve 40. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128. ve 129. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
h. Kanun’un 4. Maddesinin Beşinci Cümlesi
218. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi
uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
219. Kural, rütbeleri alınan Kanun’a ekli (5) sayılı listede yer alan
emniyet teşkilatı personelinin özel güvenlik
şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
220. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesi aynı içeriğe sahip olup
Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla
söz konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
221. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesine ilişkin gerekçelerin uygun
olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(bkz. § 346).
222. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
223. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
D. Kanun’un 5. Maddesi İle Ekli (6) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
224. Kanun’un dava konusu 5. maddesinde, Jandarma Genel
Komutanlığından resen emekliye sevk edilen, kendi isteğiyle emekli olan,
ilişiği kesilen, sözleşmesi feshedilen, istifa eden, müstafi veya çekilmiş
sayılan, 6413 sayılı Kanun’a göre Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezası verilerek
Jandarma Genel Komutanlığından çıkarılan, 657 sayılı ve 7068 sayılı Kanun
hükümlerine göre devlet memurluğundan veya meslekten çıkarılan subay, astsubay
ve uzman jandarma ile 926 sayılı Kanun’u geçici 32. maddesi kapsamında
haklarında işlem tesis edilenlerden emekliye sevk edilenler ile kendi isteğiyle
emekli olanlar, istifa edenler veya başka bir sebeple ayrılanlardan, terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı
yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenler hakkında uygulanacak
tedbirler düzenlenmiş, dava konusu ek (6) sayılı listede de haklarında tedbir
uygulanan kişilerin isim ve soy isimlerine yer verilmiştir.
225. Maddenin birinci cümlesinde Jandarma Genel Komutanlığından madde
kapsamında belirtilen sebeplerle ayrılmış kişilerden terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği,
mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen ve Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer alan kişilerin
rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği öngörülmüştür.
226. Maddenin
ikinci ve üçüncü cümlelerinde, bu kişilerin kamu görevine yeniden kabul
edilmeyecekleri, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyecekleri,
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını
kullanamayacakları, bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan
yararlanamayacakları belirtilmiştir.
227. Maddenin dördüncü cümlesinde bu
kişilerin uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon,
yönetim kurulu, denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin
sona ermiş sayılacağı belirtilmiş, beşinci ve altıncı cümlelerinde ise silah
ruhsatlarının, pilot lisanslarının ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportlarının iptal edileceği, bu kişilerin özel güvenlik şirketlerinin
kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hüküm altına alınmıştır.
228. Maddenin son cümlesinde de bu kişilerden, çeşitli sebeplerle hâlen kamu konutlarında
oturanların on beş gün içinde tahliye edileceği belirtilmiştir.
229. Kural kapsamında Jandarma Genel Komutanlığından
farklı nedenlerle ayrılan toplam 35 kişinin rütbeleri alınmış ve haklarında
ilave tedbirler uygulanmıştır.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
230. Dava
dilekçesinde özetle; kuralın Kanun’un 1. maddesi ile ekli (1) sayılı listeye
yönelik gerekçelerle Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9., 13., 15., 17.,
20., 23., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve
129. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 5. Maddesinin Birinci
Cümlesinde Yer Alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
231. Kanun’un 5. maddesinin dava
konusu kuralın da yer aldığı birinci cümlesinde, terör örgütlerine veya
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı
olduğu değerlendirilen ve Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer
alan kişilerin rütbelerinin alınacağı ve emekli kimliklerinin iptal edileceği
hükme bağlanmıştır. Dava konusu kural cümlede yer alan “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresidir.
232. Dava konusu kural ile
7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde
yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi aynı içeriğe sahip
olup daha önce de belirtildiği üzere anılan maddenin iptali talebiyle açılan
davada Anayasa Mahkemesi 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı
kararıyla masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle söz konusu ibarenin
iptaline karar vermiştir.
233. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086
sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
234. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 36. ve
38. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 36. ve 38. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9.,
17., 20., 23., 35., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121., 125., 128. ve 129.
maddeleri yönünden incelenmemiştir.
b. Kanun’un 5. Maddesinin Birinci Cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” İbaresi
Dışında Kalan Kısmı ile Kanun’a Ekli (6) Sayılı Liste
235. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kurallar ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
236. Dava konusu
kurallarda, Jandarma Genel Komutanlığından çeşitli sebeplerle ayrılmış olup da terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı
olduğu değerlendirilen ve ekli (6) sayılı
listede yer alan jandarma personelinin rütbelerinin alınacağı ve emekli
kimliklerinin iptal edileceği hükme bağlanmıştır.
237. Dava konusu kurallarla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü cümlesinde yer alan “…emekli
polis kimlikleri,…” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı liste benzer
nitelikte olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45
sayılı kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal
taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
238. Anılan
kararda, darbe girişimiyle devletin
demokratik düzenine açık ve yakın bir tehlike oluşturan FETÖ/PDY terör örgütü
ile mücadele etmek amacıyla olağanüstü hâl koşullarında olağan usullerin
ötesinde bir uygulamayla liste usulüne göre emekli emniyet teşkilatı
personelinin rütbelerinin alınması ve emekli polis kimliğinin iptalini öngören
kuralların olağanüstü hâle neden olan şartlar ve özellikle bireyselleştirmeyi
sağlamaya elverişli idari ve yargısal başvuru imkânları dikkate alındığında
millî güvenliğin ve demokratik anayasal düzenin korunması amacı bakımından
kişilerin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir
sınırlama getirdiğinin söylenemeyeceği belirtilmiştir ( bkz. §§
299-314).
239. Dava konusu kurallar
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci cümlesi ile dördüncü cümlesinde yer
alan “…emekli polis kimlikleri,…” ibaresi ve Kanun’a ekli (4) sayılı listenin
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kurallar
yönünden de geçerlidir.
240. Açıklanan nedenlerle kurallar,
Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
taleplerinin reddi gerekir.
Kurallarla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralların Anayasa’nın 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Kanun’un 5. Maddesinin İkinci Cümlesi
241. 6216 sayılı
Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119.
maddeleri yönünden de incelenmiştir.
242. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer
alan jandarma personelinin kamu görevine yeniden kabul edilmeyeceklerini,
doğrudan ya da dolaylı olarak görevlendirilemeyeceklerini hükme bağlamaktadır.
243. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev yaptıkları
teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı
görevlendirilemezler; …” bölümü benzer nitelikte olup Anayasa Mahkemesinin
24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
244. Anılan kararda, 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…ve bu
kişiler görev yaptıkları teşkilata yeniden kabul edilmezler; bir daha kamu
hizmetinde istihdam edilemezler, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler;…”
bölümüne ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de
geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 318).
245. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “Bu kişiler görev yaptıkları
teşkilata ve kamu görevlerine yeniden kabul edilmezler, doğrudan veya dolaylı
görevlendirilemezler; …” bölümünün Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
246. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 36., 125. ve 128. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 70. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 48.,
49., mülga 91., mülga 121. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
ç. Kanun’un 5. Maddesinin
Üçüncü Cümlesi
247. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
248. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (6) sayılı listede
yer alan jandarma personelinin uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları
ve sıfatlarını kullanamayacaklarını, bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak
sağlanan haklardan yararlanamayacaklarını hükme bağlamaktadır.
249. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar
uhdelerinde taşımış oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve
bu unvan ve sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümü
benzer nitelikte olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81,
K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
250. Anılan kararda, 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (3) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerin uygun olduğu
ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. §
322).
251. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin ikinci cümlesinin “…ayrıca bunlar uhdelerinde taşımış
oldukları mesleki unvanları ve sıfatlarını kullanamazlar ve bu unvan ve
sıfatlarına bağlı olarak sağlanan haklardan yararlanamazlar.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
252. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 35., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde
ileri sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49.,
70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
d. Kanun’un 5. Maddesinin Dördüncü Cümlesi
253. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural ilgisi
nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
254. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen
Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer alan jandarma personelinin uhdelerinde
bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim
kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerin sona ermiş sayılacağını hükme
bağlamaktadır.
255. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
256. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…bunların uhdelerinde bulunan
her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu, denetim kurulu,
tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevleri de sona ermiş sayılır.” bölümüne
ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 326).
257. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
258. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 35., 36., 70., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 40. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
e. Kanun’un 5. Maddesinin Beşinci Cümlesinde Yer Alan “Bunların
silah ruhsatları,…” İbaresi
259. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
260. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer
alan jandarma personelinin hangi sebeple edinildiğine bakılmaksızın silah
ruhsatlarının iptal edilmesini hükme bağlamaktadır.
261. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların silah ruhsatları,…”
ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve
E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
262. Anılan
kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen
kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 330).
263. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “Bunların silah
ruhsatları,…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
264. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin
reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 36., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 20., 23., 38., 48.,
49., 70., mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle bir ilgisi görülmemiştir.
f. Kanun’un 5. Maddesinin Beşinci Cümlesinin “…pilot
lisansları…iptal edilir.” Bölümü
265. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
266. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer
alan jandarma personelinin pilot lisanslarının iptal edileceğini hükme
bağlamaktadır.
267. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresi aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve
E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı
olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
268. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…pilot
lisansları…” ibaresine ilişkin gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu kural
yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 338).
269. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…pilot lisansları…”
ibaresinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde
belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
270. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal
talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 23., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., 70., mülga 91. ve mülga 121.,
128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
g. Kanun’un 5. Maddesinin Beşinci
Cümlesinde Yer Alan “…,
ilgili pasaport birimlerince pasaportları …” İbaresi
271. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
272. Kural, rütbeleri alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (6) sayılı listede
yer alan jandarma personelinin pasaportlarının ilgili birim tarafından iptal
edileceğini hükme bağlamaktadır.
273. Dava konusu kuralla
7086 sayılı Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları…” ibaresi aynı içeriğe sahip olup anılan
maddenin iptali talebiyle açılan davada Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli
ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve iptaline hükmedilmiştir.
274. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve beşinci cümlelerine ilişkin
gerekçelerin uygun olduğu ölçüde dava konusu ibare yönünden de geçerli olduğu
ifade edilmiştir (bkz. § 342).
275. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport
birimlerince pasaportları…” ibaresinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
276. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 23. ve 40. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 23. ve 40.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 2., 8., 9., 17., 20., 35., 36., 38., 48., 49., 70., mülga 91., mülga
121., 125., 128. ve 129. maddeleri yönünden incelenmemiştir.
ğ. Kanun’un 5. Maddesinin Altıncı Cümlesi
277. 6216 sayılı Kanun’un
43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. ve 119. maddeleri
yönünden de incelenmiştir.
278. Kural, rütbeleri alınan ve emekli
kimlikleri iptal edilen Kanun’a ekli (6) sayılı listede yer alan
jandarma personelinin özel güvenlik
şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacaklarını hükme
bağlamaktadır.
279. Dava konusu kuralla 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesi aynı içeriğe sahip olup Anayasa
Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz
konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine
hükmedilmiştir.
280. Anılan kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesine ilişkin gerekçelerin uygun
olduğu ölçüde dava konusu kural yönünden de geçerli olduğu ifade edilmiştir
(bkz. § 346).
281. Dava konusu kural açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin beşinci cümlesinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
282. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 40., 48., 49. ve 119. maddeleri kapsamında ele
alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 35., 38., 70., mülga 91., mülga
121., 128. ve 129. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
h. Kanun’un 5. Maddesinin Yedinci Cümlesi
283. 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40.,
118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
284. Kural, rütbeleri
alınan ve emekli kimlikleri iptal edilen Kanun’a
ekli (6) sayılı listede yer alan jandarma personelinden çeşitli sebeplerle
hâlen kamu konutlarında oturanların on beş gün içinde tahliye edilmesini hükme
bağlamaktadır.
285. Dava konusu kural ile 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya
vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümü
aynı içeriğe sahiptir. Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021
tarihli ve E.2018/81, K.2021/45 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
286. Kararda, 7086 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmı ile
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…ve/veya
memuriyetleri…” ibaresi ve Kanun’a ekli (1) sayılı listeye ilişkin
açıklanan gerekçelerin uygun olduğu ölçüde belirtilen kural yönünden de geçerli
olduğu ifade edilmiştir (bkz. § 237, 238).
287. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7086 sayılı Kanun’un 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “… ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından
veya vakıf lojmanlarından onbeş gün içinde tahliye edilir.” bölümünün
Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de
geçerlidir.
288. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 17., 20., 36., 70., 125., 128. ve 129. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen
aykırılık iddiaları Anayasa’nın 15., 35., 40., 118. ve 119. maddeleri
kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 23., 38., 48., 49., mülga 91. ve
mülga 121. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
E. Kanun’un 6. Maddesi ve Ekli (7) Sayılı Listenin
İncelenmesi
1. Anlam ve Kapsam
289. 7150 sayılı Kanun’un dava konusu 6. maddesinin birinci cümlesinde 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi
Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun’a tabi öğrencilerden, terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla
irtibatı olan ekli (7) sayılı listede yer alan kişinin öğrencilikle ilişiğinin
kesildiği hükme bağlanmıştır.
290. Kuralda öngörülen öğrencilikle ilişiğin kesilmesi
tedbiri kişinin yurt dışında devam eden eğitiminin sonlandırılmasına yol
açmamakta; sadece yurt dışına eğitim amacıyla
gönderilen kişinin 1416 sayılı Kanun uyarınca sahip olduğu statüyü sona
erdirmekte ve devlet bursu ile yurt dışında
tahsil görme imkânını ortadan kaldırmaktadır.
291. Dava konusu maddenin ikinci cümlesinde öğrencilikle
ilişiği kesilen kişi hakkında 18/10/2016 tarihli ve 6749 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 4. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları hükümlerinin
uygulanacağı belirtilmiştir. Anılan fıkralarda; terör örgütlerine veya devletin
millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ya da
gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
değerlendirilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılanlar hakkında uygulanacak
ilave tedbirler düzenlenmiştir.
292. Dava konusu maddenin üçüncü cümlesinde ise
öğrencilikle ilişiği kesilen kişinin bu kapsamda gördüğü eğitimlere ilişkin
olarak denklik işlemlerinin yapılmayacağı ve bu kişinin söz konusu eğitimleri
kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı haklardan yararlanamayacağı
düzenlemesine yer verilmiştir.
2. İptal Talebinin Gerekçesi
293. Dava dilekçesinde özetle;
- Öğrencilikle ilişiğin kesilmesi tedbirinin süre yönünden herhangi bir belirleme içermediği,
etkilerinin OHAL’den sonra da devam ettiği, kapsamının geniş tutulduğu OHAL’in gereklerini aşan nitelikte bir düzenleme olduğu,
-Tedbirlerin
uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet, iltisak ve irtibat
kavramlarının belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu tespitin hangi kriterlere göre ve nasıl yapıldığı
hususlarının belirli olmadığı,
- Kuralın genel, soyut ve sürekli nitelikte değil sadece
ekli (7) sayılı listede adı bulunan kişiyi etkileyen bireysel nitelikte bir
işlem olduğu, bu nedenle kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu gibi yürütme
ve yargı fonksiyonlarının gaspı anlamına da geldiği,
- Kuralla OHAL’lerde dokunulamayacak haklar kapsamında
olan suç ve cezaların kanunla konulması ilkesinin, ceza normlarının geçmişe
yürümezliği ilkesinin ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği, öğrencilik
statüsüne son verilen ve diğer yaptırımlara tabi tutulan kişinin yargı yoluna
başvurma imkânı bulunmadığından mahkemeye erişim hakkının elinden alındığı,
- Kişinin resmî devlet burslu öğrenci statüsünün ortadan
kaldırılması sebebiyle eğitimini tamamlayamamasının ve almış olduğu eğitime
ilişkin denklik işlemlerinin yapılmamasının,
akademik unvan ve derecesine bağlı haklardan yararlandırılmamasının eğitim hakkını ihlal ettiği,
- İlişiği kesilenin isminin bazı kimlik bilgilerinin Resmî Gazete’de yayımlanmasının maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkı ile
özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu, bursunun kesilmesi, bazı ruhsat
ve lisanslarının iptal edilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği, bu
kişinin özel güvenlik şirketlerinde çalışamayacağı, bu şirketlerin kurucu ve
ortağı olamayacağı hükmüne yer verildiğinden çalışma ve teşebbüs hürriyetinin,
ayrıca kamu hizmetinde çalışması yasaklandığından kamu hizmetine girme hakkının
ortadan kaldırıldığı,
belirtilerek kuralın Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2.,
8., 9., 13., 15., 17., 20., 36., 38., 42., 48., 49., 70., mülga 91., mülga 121.
ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
3. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Maddenin Birinci Cümlesi İle Kanun’a Ekli (7) Sayılı
Liste
294. 6216 sayılı
Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi
yönünden de incelenmiştir.
295. Kuralda, 1416 sayılı Kanun’a tabi öğrencilerden terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ekli
(7) sayılı listede yer alan kişinin öğrencilikle ilişiğinin kesildiği hükme
bağlanmıştır.
296. Dava
konusu kural ile 6/2/2018 tarihli ve 7081
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 4. maddesinin birinci cümlesi benzer mahiyettedir. Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022
tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararıyla söz konusu cümlenin
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
297. Anılan
kararda, kuralla eğitim ve öğretim
hakkına sınırlama getirildiği, anılan hakkın OHAL yönetiminin benimsendiği
dönemlerde Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan dokunulması
yasaklanmış çekirdek haklar arasında bulunmadığı ve milletlerarası hukuktan
kaynaklanan diğer herhangi bir güvence (olağanüstü dönemlerde korunmaya devam
eden güvenceler) kapsamında da olmadığı belirtilmiştir (bkz. §§ 18-27).
298. Tedbirin her bir birey yönünden hukuka uygunluğunun
denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon ve idare
mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal
güvencelerin sağlandığı, söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit
veya tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik kuralın bu amaç dışında keyfî bir
şekilde uygulanmasını engelleyecek nitelikte olduğu, bu durumda kişilerin eğitim hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirilmediği sonucuna
varılmıştır (anılan kararda bkz. §§ 28-51).
299. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7081 sayılı Kanun’un 4.
maddesinin birinci cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
300. Açıklanan nedenlerle kural,
Anayasa’nın 15., 40. ve 42. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 13., 17., 20., 36., 48., 49., 70. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri
sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15.,
40. ve 42. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler
yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralda öğrencilikle ilişiğin kesilmesi tedbirinin
demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amacıyla
uygulandığı anlaşılmaktadır. Bu açıdan bakıldığında söz konusu tedbir
cezalandırma amacına matuf olmadığı gibi bunun için uygulanan usulün de ceza
usul hukuku alanındaki yargısal uygulamalarla herhangi bir benzerliği
bulunmamaktadır.
Bu açıdan kuralda öngörülen tedbirin cezai niteliği
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbire ceza hukukunun çekirdek haklarının
uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle kuralın
Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
b. Maddenin İkinci Cümlesi
301. 6216
sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural, ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 35.,
40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de incelenmiştir.
302. Dava konusu kuralda, 1416 sayılı Kanun’a tabi
öğrencilerden terör örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı
faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ekli (7) sayılı listede yer alan ve
öğrencilikle ilişiği kesilen kişi hakkında 6749 sayılı Kanun’un 4. maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulanması öngörülmüştür.
303. Kuralın atıfta bulunduğu 6749 sayılı Kanun’un 4.
maddesinin (2) numaralı fıkrasında, maddenin (1) numaralı fıkrası uyarınca
görevine son verilenlerin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceği,
doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyeceği, görevinden çıkarılanların
uhdelerinde bulunan her türlü mütevelli heyet, kurul, komisyon, yönetim kurulu,
denetim kurulu, tasfiye kurulu üyeliği ve sair görevlerinin de sona ermiş
sayılacağı, bu fıkrada sayılan görevleri yürütmekle birlikte kamu görevlisi
sıfatını taşımayanlar hakkında da bu fıkra hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmiş; (3) numaralı fıkrasında da bu maddeye göre görevlerine son
verilenlerin silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot
lisanslarının iptal edileceği ve bu kişilerin oturdukları kamu konutlarından
veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edileceği, bu kişilerin
özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamayacakları hükme
bağlanmıştır.
304. Dava konusu kuralla 7081 sayılı
Kanun’un 4. maddesinin ikinci cümlesi aynı mahiyettedir. Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022
tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı kararıyla söz konusu cümlenin
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
305. Anılan kararda, öğrencilikle
ilişiği kesilenler hakkında uygulanması öngörülen tedbirler ile 7086 sayılı
Kanun’un 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan tedbirlerin aynı
içerikte olduğu, Anayasa Mahkemesinin 24/6/2021 tarihli ve E.2018/81, K.2021/45
sayılı kararıyla söz konusu tedbirleri
içeren kuralların Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine
hükmedildiği, dava konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmadığı, dava konusu kuralda öngörülen tedbirlerle aynı
içerikte olan tedbirleri içeren kuralların Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçelerin bu kural yönünden de geçerli olduğu
belirtilmiştir (bkz. §§ 59, 60). Bu
bağlamda 26/10/2022 tarihli söz konusu kararda
1416 sayılı Kanun kapsamındaki öğrencilik statüsü sona erdirilen kişiler için
öngörülen ilave tedbirleri düzenleyen kuralların demokratik anayasal düzenin ve
kamu güvenliğinin korunması amacı bakımından ilgili bulunduğu temel hak ve
hürriyetlere durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama
getirmediği sonucuna ulaşılmıştır (anılan kararda bkz. § 61).
306. Dava konusu kural açısından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7081
sayılı Kanun’un 4. maddesinin ikinci cümlesinin Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
307. Açıklanan nedenlerle
kural, Anayasa’nın 15., 20., 35., 40., 48., 49., 70., 118. ve 119. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8.,
9., 13., 17., 36., 42., 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları Anayasa’nın 15., 20., 35., 40., 48.,
49., 70., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan
hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
c. Maddenin Üçüncü Cümlesi
308. Dava konusu kuralda, terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ekli (7)
sayılı listede yer alan ve öğrencilikle ilişiği kesilen kişinin bu kapsamda
gördüğü eğitimlere ilişkin olarak denklik işlemlerinin yapılmayacağı ve bu
kişinin söz konusu eğitimleri kapsamındaki akademik unvan ve derecelerine bağlı
haklardan yararlanamayacağı öngörülmüştür.
309. Dava konusu kuralla
7081 sayılı Kanun’un 4. maddesinin üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahiptir.
Anayasa Mahkemesinin 26/10/2022 tarihli ve E.2018/76, K.2022/125 sayılı
kararıyla söz konusu cümlenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline
hükmedilmiştir.
310. Anılan
kararda, kuralın OHAL’in ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf
edilmesine yönelik olarak bu dönemde uygulandığından Anayasa’ya uygunluk
denetiminin Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında yapılması gerektiği belirtilmiş,
söz konusu tedbirin millî güvenlik, demokratik anayasal düzen ve kamu güvenliğinin
sağlanması ve korunması amacına hizmet etmediği görüldüğünden kuralda meşru bir
amacın bulunmadığı, kuralla öngörülen tedbirin yukarıda sayılan amaçlara
ulaşma bakımından gereklilik unsurunu sağlamadığı ve durumun gerektirdiği ölçünün
ötesinde bir sınırlama getirdiği sonucuna varılmıştır (bkz. §§ 79-85 ).
311. Dava
konusu kural açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmadığından 7081 sayılı Kanun’un 4.
maddesinin üçüncü cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
312. Açıklanan
nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 20. ve 42. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kural, Anayasa’nın 15., 20. ve 42. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 2., 8., 9.,
13., 17., 35., 36., 40., 48., 49., 70. ve 125. maddeleri yönünden
incelenmemiştir.
Kuralın Anayasa’nın 38., mülga 91. ve mülga 121.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
F. Kanun’un 7. Maddesinin (1) ve (2) Numaralı Fıkraları
İle Ekli (8) Sayılı Listenin İncelenmesi
1. İptal Taleplerinin Gerekçesi
313. Dava dilekçesinde özetle;
- Kanun’a ekli
listelerde sayılan dernek ve gazeteler ile televizyonun kapatılmasına ilişkin
tedbirin süre yönünden herhangi bir belirleme içermediği, etkilerinin OHAL’den
sonra da devam ettiği, kapsamının geniş tutulduğu,
-Tedbirlerin
uygulanmasına dayanak gösterilen aidiyet, iltisak ve irtibat kavramlarının
belirsiz ve öngörülemez nitelikte olduğu, bu kavramların ilk kez 22/7/2016
tarihinde hukukumuza girdiği hâlde bu tarihten önceki fiiller bakımından da
esas alınmasının yanında terör örgütü ya da MGK’ca millî güvenliğe tehdit
oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum ve grupların tespiti açısından da kuralların
geçmişe yürütüldüğü, ayrıca siyasi ve idari bir organ olan MGK’nın kararına
dayalı olarak tedbir uygulanmasının hukukilik sorunu doğuracağı, kuralların
kamu düzenine karşı oluşan tehdidi ortadan kaldırma amacı bakımından zorunlu ve
ölçülü olmadığı gibi OHAL’in gerekleriyle de uyumlu olmadığı, kurallarda
öngörülen hususların Anayasa’nın mülga 121. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca
münhasıran 2935 sayılı Kanun ile düzenlenebileceği, OHAL’in gerekli kıldığı
konularda çıkarılabilecek OHAL KHK’sı niteliği taşımayan düzenlemenin Anayasa
Mahkemesinin 1991 ve 2003 yıllarında belirlediği içtihatlarında belirtildiği
gibi Anayasa’nın mülga 91. maddesi kapsamında yetki kanununa dayanılarak
çıkarılan bir KHK olarak da değerlendirilemeyeceği,
- Yasama yetkisinin genelliği ilkesi gereği yasama
organınca her konuda kanun çıkarılabilmesi mümkün olsa da kanunla bireysel
işlem ya da yargı kararı niteliğinde tasarrufta bulunulamayacağı, dava konusu
kurallarla Kanun’a ekli (8) sayılı listede yer alan dernek ve gazeteler ile
televizyonun statülerinde
kalıcı değişiklikler yapıldığı, bu nedenle tedbirlerin bireysel idari işlem
niteliğinde olduğu, sırf yargı denetimi dışına çıkarmak amacıyla bireysel
işlemlerin OHAL KHK’sı ile yapılarak kanun şeklinde onaylanmasının açık bir fonksiyon
gaspı niteliği taşıdığı,
- Bir kurum veya kuruluşun terör örgütüne aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olup olmadığına ya da bir yapı veya oluşumun
terör örgütü olduğuna karar verme yetkisinin yargı mercilerine ait olduğu,
kuralların kanun adı altında hem yargısal hem de bireysel işlemin özelliklerini
barındıran karma bir yapıda olduğu, bu durumun yasama, yürütme ve yargı
fonksiyonlarının tek organda toplanması anlamına geldiği,
- Kurum ve kuruluşlar hakkında herhangi bir idari ya da
adli soruşturma yürütülmeden ve kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmadan terör
örgütleri ile ilişkili oldukları belirtilerek yaptırım uygulanmasının
Anayasa’nın 15. maddesinde OHAL’lerde dokunulamayacak çekirdek haklardan olan
masumiyet karinesine aykırılık oluşturduğu ve ceza
normlarının geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği, bireysel idari işlem niteliğindeki kapatma işleminin
doğrudan OHAL KHK’sı adı altında yapılmak suretiyle yargı denetimi dışında
tutulduğu, her ne kadar daha sonraki bir tarihte Komisyon kurulmuşsa da
Komisyon ve sonraki sürecin kapatma işlemine karşı etkili bir denetim
mekanizması sağlamadığı,
- Basın-yayın kuruluşlarının kapatılmasından dolayı ifade
özgürlüğü, basın özgürlüğü, süreli ve
süresiz yayın hakkı ile basın araçlarının korunması haklarının ihlal edildiği,
derneklerin kapatılmasının örgütlenme özgürlüğüne aykırı olduğu, kapatılan
kurum ve kuruluşların mal varlığının Hazineye devredilmesinin mülkiyet hakkını
ve ayrıca müsadere yasağını ihlal ettiği,
belirtilerek kuralların
Anayasa’nın Başlangıç kısmı, 8., 9., 13., 15., 26., 28., 29., 30., 33., 35.,
36., 38., mülga 91., mülga 121. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
2. Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
a. Kanun’un 7.
Maddesinin (1) Numaralı Fıkrası ile Ekli (8)
Sayılı Liste
i. Kuralın Ekli
(8) Sayılı Listede Sayılan Dernekler Yönünden İncelenmesi
314. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
315. Dava konusu kuralda terör
örgütlerine veya MGK’ca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna
karar verilen yapı, oluşum veya gruplara aidiyeti,
iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli
(8) sayılı listede yer alan 12 derneğin kapatıldığı hüküm
altına alınmıştır. Kural kapsamında yer alan her bir dernek kanun hükmüyle
kapatılmış ve faaliyetine son verilmiştir.
316. Derneklerin kapatılması bakımından dava konusu
kural, 6/2/2018 tarihli ve 7083 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler
Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 3.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi dışında kalan kısmı ile aynı
içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 13/10/2022 tarihli ve E.2018/78, K.
2022/114 sayılı kararıyla söz konusu kuralın Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
317. Anılan kararda, kuralda
belli derneklere ilişkin olarak öngörülen kapatma tedbirinin OHAL’in ilanına
sebep olan tehdit veya tehlikelerin bertaraf edilmesi amacına yönelik olarak bu
dönemde uygulanıp hüküm ve sonuçlarını doğurduğu, OHAL dönemini aşan genel bir
düzenleme niteliği taşımadığından olağanüstü dönemlerde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve sınırlanmasını düzenleyen
Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği tespiti yapılmış;
kuralla sınırlama getirilen dernek kurma hürriyetinin OHAL yönetiminin
benimsendiği dönemlerde Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
dokunulması yasaklanmış çekirdek haklar arasında bulunmadığına ve
milletlerarası hukuktan kaynaklanan diğer herhangi bir güvence (olağanüstü
dönemlerde korunmaya devam eden güvenceler) kapsamında da bulunmadığına işaret
edilmiştir (bkz. §§ 83-92). Diğer yandan
tedbirin her bir dernek yönünden hukuka uygunluğunun denetlenmesinin yani
bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru
imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı,
söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit veya tehlikenin bertaraf
edilmesine yönelik kuralın bu amaç dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını
engelleyecek nitelikte olduğu belirtilerek dernek kurma hürriyetine durumun gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde
bir sınırlama getirilmediği, ayrıca kuralın MGK
kararlarına icrai bir işlev kazandırma sonucunu doğurmadığı da belirtilmiştir
(bkz. §§ 93-114).
318. Dava konusu kuralda
öngörülen derneklerin kapatılması tedbiri bakımından söz konusu karardan
ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7083 sayılı Kanun’un 3.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi dışında kalan kısmının Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
319. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 33.,
40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9.,
13., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları,
Anayasa’nın 15., 33., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında ele alındığından
anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
Kuralda uygulanan derneklerin kapatılması tedbirinin
demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amacıyla
uygulandığı anlaşılmıştır. Bu açıdan bakıldığında tedbir cezalandırma amacına
matuf olmadığı gibi bunun için uygulanan usulün de ceza usul hukuku alanındaki
yargısal uygulamalarla herhangi bir benzerliği bulunmamıştır.
Bu açıdan kuralda öngörülen tedbirin cezai niteliği haiz
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbire ceza hukukunun çekirdek haklarının
uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle kuralın
Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın 26., 28., 29., 30., mülga 91.
ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
ii. Kuralın Ekli (8) Sayılı Listede Sayılan Gazeteler ve
Televizyon Yönünden İncelenmesi
320. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kural,
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40., 118. ve 119. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
321. Dava konusu kuralda, terör örgütlerine veya MGK’ca
devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı,
oluşum veya gruplara aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olan ve ekli (8)
sayılı listede yer alan üç gazete ve bir televizyonun kapatıldığı hüküm altına
alınmıştır.
322. Dava konusu kural, 7083 sayılı Kanun’un 3.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi ile aynı içeriğe sahiptir. Anayasa
Mahkemesinin 13/10/2022 tarihli ve E.2018/78, K. 2022/114 sayılı kararıyla söz
konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine hükmedilmiştir.
323. Anılan kararda, kuralda
belli kuruluşlara ilişkin olarak öngörülen kapatma tedbirinin OHAL’in ilanına
sebep olan tehdit veya tehlikelerin bertaraf edilmesi amacına yönelik olarak bu
dönemde uygulanıp hüküm ve sonuçlarını doğurduğu, OHAL dönemini aşan genel bir
düzenleme niteliği taşımadığından olağanüstü dönemlerde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması ve sınırlanmasını düzenleyen
Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği tespiti yapılmış;
kuralla sınırlama getirilen ifade ve basın özgürlüğünün OHAL yönetiminin
benimsendiği dönemlerde Anayasa’nın 15. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
dokunulması yasaklanmış çekirdek haklar arasında bulunmadığına ve milletlerarası
hukuktan kaynaklanan diğer herhangi bir güvence (olağanüstü dönemlerde
korunmaya devam eden güvenceler) kapsamında da bulunmadığına işaret edilmiştir (bkz. §§ 118-126). Diğer yandan, anılan tedbirin uygulanmasının millî güvenlik, demokratik anayasal düzen ile kamu
güvenliğinin sağlanması ve korunması amaçlarına ulaşma bakımından elverişli olmadığının söylenemeyeceği,
bu kuruluşların toplumsal hayat içindeki yönlendirici rolünün
kişilerdeki karşılığı gözönüne alındığında gereklilik arz etmediğinin de söylenemeyeceği
ifade edilmiş, ayrıca tedbirin her bir
kuruluş yönünden hukuka uygunluğunun denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin
sağlanması için Komisyon ve idare mahkemesine başvuru imkânı getirilmek
suretiyle etkili idari ve yargısal güvencelerin sağlandığı, söz konusu
güvencelerin OHAL’e sebebiyet veren tehdit veya tehlikenin bertaraf edilmesine
yönelik kuralın bu amaç dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını engelleyecek
nitelikte olduğu belirtilerek ifade ve basın özgürlüğüne durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirilmediği sonucuna
varılmış ayrıca kuralların MGK kararlarına icrai
bir işlev kazandırma sonucunu doğurmadığı da belirtilmiştir (bkz. §§ 127-139).
324. Dava konusu kural
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7083 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin Anayasa’ya
uygunluk denetiminde belirtilen gerekçeler bu kural yönünden de geçerlidir.
325. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 15., 26.,
28., 40., 118. ve 119. maddelerine aykırı değildir. İptal talebinin reddi
gerekir.
Kuralla ilgili Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9.,
13., 29., 35., 36. ve 125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık
iddiaları, Anayasa’nın 15., 26., 28., 40., 118. ve 119. maddeleri kapsamında
ele alındığından anılan hükümler yönünden ayrıca inceleme yapılmasına gerek
görülmemiştir.
Kuralda uygulanan basın-yayın kuruluşlarının kapatılması tedbirinin
demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amacıyla uygulandığı
anlaşılmıştır. Bu açıdan bakıldığında tedbir, cezalandırma amacına matuf
olmadığı gibi bunun için uygulanan usulün de ceza usul hukuku alanındaki
yargısal uygulamalarla herhangi bir benzerliği bulunmamıştır.
Bu açıdan kuralda öngörülen tedbirin cezai niteliği haiz
olmamasının bir sonucu olarak anılan tedbire ceza hukukunun çekirdek haklarının
uygulanmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle kuralın
Anayasa’nın 38. maddesiyle ilgisi görülmemiştir.
Kuralın ayrıca Anayasa’nın 30., 33.,
mülga 91. ve mülga 121. maddeleriyle de ilgisi görülmemiştir.
b. Kanun’un 7. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin “Birinci fıkra kapsamında kapatılan kurum ve kuruluşlara ait olan
taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye
bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen
Hazine adına,… tescil edilir.” Bölümü ile Üçüncü Cümlesi
326. 6216 sayılı Kanun’un 43. maddesi uyarınca kurallar
ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 40. maddesi yönünden de incelenmiştir.
327. Kurallar, Kanun’un 7. maddesinin (1) numaralı
fıkrası gereğince kapatılan ekli (8) sayılı listede yer alan kurum ve
kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığının, alacak ve
hakların, belge ve evrakın Hazineye devredilmiş sayılmasını, bunlara ait
taşınmazların tapuda resen Hazine adına tescil edilmesini, devre ilişkin
işlemlerin ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Hazine ve
Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirilmesini hükme bağlamaktadır.
328. Dava konusu kurallar ile 7083 sayılı Kanun’un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin
“Birinci fıkra kapsamında kapatılan derneklere ve basın-yayın kuruluşlarına ait olan
taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye
bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen
Hazine adına, … tescil edilir.” bölümü
ve üçüncü cümlesi aynı içeriğe sahip olup
Anayasa Mahkemesinin 13/10/2022 tarihli ve E.2018/78, K.2022/114 sayılı
kararıyla söz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal
taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
329. Anılan kararda, kuralda
öngörülen tedbirin OHAL’in ilanına neden olan tehdit ve tehlikelerin bertaraf
edilmesine yönelik olarak bu dönemde uygulandığından kurala ilişkin Anayasa’ya
uygunluk denetiminin Anayasa’nın 15. maddesi kapsamında yapılması gerektiği
belirtilmiş; tedbirin her bir kurum ve kuruluş yönünden hukuka
uygunluğunun denetlenmesinin yani bireyselleştirmenin sağlanması için Komisyon
ve idare mahkemesine başvuru imkânı getirilmek suretiyle etkili idari ve
yargısal güvencelerin sağlandığı, söz konusu güvencelerin OHAL’e sebebiyet
veren tehdit veya tehlikenin bertaraf edilmesine yönelik kuralların bu amaç
dışında keyfî bir şekilde uygulanmasını engelleyecek nitelikte olduğu, bu
durumda kuralla mülkiyet hakkına durumun
gerektirdiği ölçüyü aşacak şekilde bir sınırlama getirilmediği sonucuna
varılmıştır (bkz. §§ 143-165).
330. Kararda ayrıca, ekonomik
değer taşıyan varlıkların Hazineye intikal etmesi tedbirinin bunların
kullanımını kontrol etmek suretiyle kamusal hayata dönük güveni yeniden tesis
ederek demokratik anayasal düzenin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesi amacıyla
uygulanmış olduğu, mal varlığının Hazineye devredilmesine ilişkin ilave
tedbirlere karşı 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri
İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un geçici 4. maddesine göre
yapılacak başvuru üzerine ilave tedbirlerin asıl tedbir olan kapatma tedbirinin
zorunlu sonucu olup olmadığı veya kapatma tedbiri ile arasında bağlantı bulunup
bulunmadığının yanı sıra OHAL’e neden olan şartlar yönünden de inceleneceği
hususuna yer verilmiştir (bkz. §§ 166-168).
331. Diğer yandan, suç teşkil eden faaliyetlerden birisi
ile ilişkilendirmeden bütün mal varlığının üzerindeki mülkiyetin ortadan
kaldırılması ve bunların Hazineye devredilmesi sonucunu doğuran ilave tedbire
ilişkin olarak idari ve yargısal başvuru yolları öngörülmek suretiyle mülkiyeti
kamuya geçirilen mal varlığının suçla
bağlantısının bulunmadığına yönelik olarak ileri sürülecek iddiaların
inceleneceği ve bu yolla bireyselleştirmenin sağlandığı da gözönüne
alındığında söz konusu tedbirin Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen genel
müsadere cezası yasağına da aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır (anılan kararda bkz. § 169).
332. Aynı kararda devire ilişkin işlemlerin ilgili tüm kurumlardan gerekli
yardımı almak suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yerine
getirilmesine yönelik dava konusu düzenlemenin de söz konusu işlemlerin
yürütülmesinden sorumlu muhatabın tespit edilmesine ilişkin olup olağanüstü
şartlar kapsamında yöntemsel bir zorunluluğun yerine getirilmesi amacından
kaynaklandığı, bu itibarla Anayasa’ya aykırı bir yönünün bulunmadığı
belirtilmiştir (bkz. § 170).
333. Dava konusu kurallar
açısından söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından
7083 sayılı Kanun’un 3. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “Birinci fıkra kapsamında
kapatılan derneklere ve basın-yayın kuruluşlarına ait olan
taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye
bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen
Hazine adına, … tescil edilir.” bölümünün
ve üçüncü cümlesinin Anayasa’ya uygunluk
denetiminde belirtilen gerekçeler bu kurallar yönünden de geçerlidir.
334. Açıklanan
nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 15., 35., 38.ve 40. maddelerine aykırı
değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
Zühtü ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin
YILDIRIM, M. Emin KUZ ve Yusuf Şevki HAKYEMEZ bu görüşe katılmamışlardır.
Kurallarla ilgili Anayasa’nın Başlangıç
kısmı ile 8., 9., 13., 26., 28. 29., 30., 33., 36., mülga 91., mülga 121. ve
125. maddeleri çerçevesinde ileri sürülen aykırılık iddiaları, Anayasa’nın 15.,
35., 38. ve 40. maddeleri kapsamında ele alındığından anılan hükümler yönünden
ayrıca inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
c. Kanun’un 7. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesinin Kalan Kısmı ile İkinci Cümlesi
335. Dava konusu kurallarda Kanun’un 7.
maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara ait
taşınmazların Hazine adına gerçekleşecek tapu tescil işleminin her türlü
kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak yerine getirilmesi öngörülmüş;
kapatılan söz konusu kurum ve kuruluşların her türlü borçlarından dolayı hiçbir
şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamayacağı hüküm altına alınmıştır.
336. Dava konusu kurallar 7083 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…her
türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…” ibaresi ve aynı fıkranın
ikinci cümlesi ile aynı içeriğe sahip olup Anayasa Mahkemesinin 13/10/2022
tarihli ve E.2018/78, K.2022/114 sayılı kararıyla söz konusu kuralların
Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptaline hükmedilmiştir.
337. Söz konusu kararda, mülkiyet
hakkına sınırlama getiren kuralların OHAL
dönemi öncesinde taşınmazlar üzerinde tesis edilmiş kısıtlamalar ile taşınmaz
yüklerini ve doğmuş borçları kapsayacak şekilde uygulanma imkânına sahip olması
nedeniyle OHAL süresiyle sınırlı bir düzenleme getirmediğinden Anayasa’nın
olağan dönem kuralları yönünden öngördüğü denetim rejimine göre incelenmesi gerektiği tespiti yapılmış; bu kapsamda OHAL ilanına
neden olan olay ve olgularla veya terör örgütleri veya devletin millî
güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya
gruplarla bir bağlantısı olup olmadığına bakılmaksızın kuralda belirtilen
taşınmazlar üzerinde hak sahipliği bulunanların veya borç ilişkisinin
alacaklılarının hepsinin söz konusu hukuki ilişkilerden kaynaklanan hak ve
yetkilerinin ortadan kaldırılmasının kamu yararı
ile kişisel yarar arasındaki dengeyi bozmak suretiyle mülkiyet hakkının ölçüsüz
biçimde sınırlandırılmasına neden olduğu sonucuna varılmıştır (bkz. §§
173-183).
338. Dava konusu kurallar açısından söz
konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığından 7083 sayılı
Kanun’un 3. maddesinin (2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…her
türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…” ibaresinin ve aynı
fıkranın ikinci cümlesinin Anayasa’ya uygunluk denetiminde belirtilen
gerekçeler bu kurallar yönünden de geçerlidir.
339. Açıklanan
nedenlerle kurallar, Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırıdır. İptali
gerekir.
Kurallar, Anayasa’nın 13. ve 35.
maddelerine aykırı görülerek iptal edildiğinden ayrıca Anayasa’nın Başlangıç kısmı ile 8., 9., 15., 26., 28.,
29. 30., 33., 36., 38., 48., mülga 91., mülga 121. ve 125. maddeleri yönünden
incelenmemiştir.
IV. İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
340. Anayasa’nın 153.
maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi veya
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal
kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken
hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden
başlayarak bir yılı geçemez.” denilmekte, 6216 sayılı Kanun’un 66.
maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmak suretiyle Anayasa
Mahkemesinin gerekli gördüğü hâllerde Resmî
Gazete’de yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği
tarihi bir yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
341. 7150 sayılı Kanun’un; 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü ve
beşinci cümlelerinin, 3. maddesinin beşinci cümlesinde yer alan “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları …” ibaresinin, 4. maddesinin dördüncü
cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince pasaportları…”
ibaresinin, 5. maddesinin beşinci cümlesinde yer alan “…, ilgili pasaport
birimlerince pasaportları …” ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edecek
nitelikte görüldüğünden Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince bu kurallara ilişkin iptal hükümlerinin
kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe
girmesi uygun görülmüştür.
V. YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI TALEBİ
342. Dava dilekçesinde özetle; dava konusu kuralların uygulanmasının telafisi güç veya
imkânsız zararların doğmasına sebebiyet vereceği belirtilerek yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi
talep edilmiştir.
31/10/2018 tarihli ve 7150 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1. 1.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci
cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresine,
2. 3. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti
veya…” ibaresine,
3. 4. maddesinin birinci
cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresine,
4. 5. maddesinin birinci
cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresine,
5. 6. maddesinin
üçüncü cümlesine,
6. 7. maddesinin
(2) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…her türlü
kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…” ibaresi ile ikinci cümlesine,
yönelik yürürlüğün durdurulması taleplerinin, koşulları
oluşmadığından REDDİNE,
B. 1. 1.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının dördüncü
ve beşinci cümlelerine,
2. 3. maddesinin
beşinci cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportları...” ibaresine,
3. 4. maddesinin
dördüncü cümlesinde yer alan “…ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportları...” ibaresine,
4. 5. maddesinin
beşinci cümlesinde yer alan “…, ilgili pasaport birimlerince pasaportları...”
ibaresine,
yönelik iptal hükümlerinin yürürlüğe
girmelerinin ertelenmeleri nedeniyle bu cümlelere ve ibarelere ilişkin
yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
C. 1. 1.
maddesinin;
a. (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresi dışında kalan kısmı ile ikinci ve üçüncü
cümlelerine,
b. (2) numaralı fıkrasının birinci, ikinci ve üçüncü
cümlelerine,
c. (3) numaralı fıkrasına,
2. 3. maddesinin;
a. Birinci cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerine,
b. Beşinci cümlesinin “…ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportları...” ibaresi dışında kalan kısmına,
c. Altıncı
cümlesine,
3. 4. maddesinin;
a. Birinci cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresi
dışında kalan kısmı ile ikinci ve üçüncü cümlelerine,
b. Dördüncü cümlesinin “…ve ilgili pasaport birimlerince
pasaportları...” ibaresi dışında kalan kısmına,
c. Beşinci cümlesine,
4. 5. maddesinin;
a. Birinci
cümlesinin “…üyeliği, mensubiyeti veya…”
ibaresi dışında kalan kısmı ile ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerine,
b. Beşinci
cümlesinin “…, ilgili pasaport birimlerince pasaportları...” dışında
kalan kısmı ile altıncı ve yedinci cümlelerine,
5. 6. maddesinin birinci
ve ikinci cümlelerine,
6. 7. maddesinin;
a. (1) numaralı
fıkrasına,
b. (2) numaralı
fıkrasının birinci cümlesinin “…her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari
olarak…” ibaresi dışında kalan kısmı ile üçüncü cümlesine,
7. Ekli (1), (4),
(5), (6), (7) ve (8) sayılı listelerine,
yönelik iptal talepleri, 9/11/2022 tarihli, E.2018/164,
K.2022/134 sayılı kararla reddedildiğinden bu fıkralara, cümlelere, kısımlara
ve listelere ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin REDDİNE,
9/11/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI. HÜKÜM
31/10/2018 tarihli ve 7150 sayılı Olağanüstü Hal
Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un;
A. 1., 3., 4., 5.,
6. ve 7. maddeleri ile Kanun’a ekli (1), (4), (5), (6), (7) ve (8) sayılı
listelerin yok
hükmünde olduğunun tespiti talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
B. 1. maddesinin;
1. (1) numaralı fıkrasının;
a. Birinci
cümlesinin;
i. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE
OYBİRLİĞİYLE,
ii. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. İkinci ve
üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. (2) numaralı fıkrasının;
a. Birinci, ikinci
ve üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Dördüncü ve
beşinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, iptal hükümlerinin, Anayasa’nın
153. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
3. (3) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
C. 3. maddesinin;
1. Birinci
cümlesinin;
a. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. İkinci, üçüncü
ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
3. Beşinci
cümlesinin;
a. “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince,
KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE
GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
4. Altıncı
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
Ç. 4. maddesinin;
1. Birinci
cümlesinin;
a. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. İkinci ve
üçüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
3. Dördüncü
cümlesinin;
a. “…ve ilgili
pasaport birimlerince pasaportları...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince,
KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE
GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
4. Beşinci
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE
OYBİRLİĞİYLE,
D. 5. maddesinin;
1. Birinci
cümlesinin;
a. “…üyeliği,
mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının Anayasa’ya
aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. İkinci, üçüncü
ve dördüncü cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
3. Beşinci
cümlesinin;
a. “…, ilgili
pasaport birimlerince pasaportları...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE, iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü
fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince,
KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE
GİRMESİNE OYBİRLİĞİYLE,
b. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
4. Altıncı ve
yedinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
E. 6. maddesinin;
1. Birinci ve
ikinci cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin
REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. Üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
F. 7. maddesinin;
1. (1) numaralı
fıkrasının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
2. (2) numaralı
fıkrasının;
a. Birinci
cümlesinin;
i. “…her türlü
kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
ii. Kalan kısmının
Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü ARSLAN, Hasan
Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ ile Yusuf Şevki HAKYEMEZ’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
b. İkinci
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE OYBİRLİĞİYLE,
c. Üçüncü
cümlesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin REDDİNE, Zühtü
ARSLAN, Hasan Tahsin GÖKCAN, Engin YILDIRIM, M. Emin KUZ ile Yusuf Şevki
HAKYEMEZ’in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
G. Ekli (1), (4),
(5), (6), (7) ve (8) sayılı listelerinin
Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal taleplerinin REDDİNE OYBİRLİĞİYLE,
9/11/2022 tarihinde karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Başkanvekili
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|
Üye
Recai AKYEL
|
Üye
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Üye
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Üye
Selahaddin MENTEŞ
|
Üye
Basri BAĞCI
|
Üye
İrfan FİDAN
|
Üye
Kenan YAŞAR
|
Üye
Muhterem İNCE
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
1. 7150 sayılı Kanun’un 7. maddesinin (2)
numaralı fıkrasının birinci cümlesinin “…her türlü kısıtlama ve taşınmaz
yükünden ari olarak…” ibaresi dışında kalan kısmının ve üçüncü cümlesinin
Anayasa’ya aykırı olmadığına karar verilmiştir.
2. Dava konusu kurallar, kapatılan ekli (8)
sayılı listede yer alan kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü
mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrakın Hazineye bedelsiz olarak
devredilmiş sayılmasını, bunlara ait taşınmazların tapuda resen Hazine adına
tescil edilmesini öngörmektedir.
3. Kapatılan kurum ve kuruluşların mülkiyet
hakkını sınırlandırmanın ötesinde -herhangi bir suçla bağlantılı olup
olmadığına veya suçta kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın- tüm mal
varlığının mülkiyetinin kamuya geçirilmesini öngören kurallar, Anayasa’nın 38.
maddesi bağlamında mülkiyet üzerinde genel müsadere sonucunu doğuran bir
tasarruf niteliğindedir. Dolayısıyla mülkiyet hakkına yönelik bu müdahale durumun
gerektirdiği ölçüyü aşmaktadır. Bunun yanında Hazineye devredilen mal
varlıklarının herhangi bir suçla bağlantılı olmadığı yönündeki iddiaları
inceletme yönünden, 7075 sayılı Kanun’a eklenen geçici 4. maddeyle öngörülen
idari ve yargısal yolun yeterli güvenceleri sağladığını söylemek zordur (aynı
doğrultuda bkz. AYM, E.2018/78, K.2022/114, 13/10/2022, Karşıoy Gerekçesi, §§
4-11).
4. Diğer yandan dava konusu (2) numaralı
fıkranın devire ilişkin işlemlerin ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak
suretiyle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yerine getirileceğine dair
üçüncü cümlesinin de uygulama kabiliyeti kalmayacağından 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 43. maddesinin
(4) numaralı fıkrası gereğince iptal edilmesi gerekir.
5. Açıklanan gerekçelerle kuralların
Anayasa’nın 15., 35. ve 38. maddelerine aykırı olduğunu düşündüğümden aksi
yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
İncelemeye konu 7. maddenin ikinci fıkrasının birinci
cümlesi ile kapatılan kurum, kuruluşlara ait taşınırlar ile her türlü mal
varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrakın Hazine’ye bedelsiz devredilmiş
sayılacağı hükme bağlanmaktadır. Kuralın son cümlesinde ise devrin icra usulü
düzenlenmiştir. Benzer bir düzenleme AYM’nin 2018/78 E. sayılı dosyasında da
iptal istemine konu olmuş ve tarafımca incelenen kuralın iptal edilmesi
gerektiğine ilişkin karşıoy yazılmıştır. Sözü edilen karşıoydaki gerekçelerim
doğrultusunda bu dosyada incelenen kuralın da iptal edilmesi gerektiği
görüşündeyim.
|
|
|
|
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
E: 2018/78 sayılı dosyada belirttiğim gerekçelerle dava
konusu kuralın iptal edilen ibare dışında kalan kısmının Anayasa’nın 15., 35.,
38. ve 40. maddelerine aykırılık taşıdığı kanaatine ulaştığımdan, çoğunluk
kararına katılmıyorum.
KARŞIOY GEREKÇESİ
7150 sayılı Kanunun 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesindeki “…her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak…”
ibaresi ile ikinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline, birinci
cümlenin kalan kısmı ile üçüncü cümlesinin ise Anayasaya aykırı olmadığına ve
iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Red kararının gerekçesinde; söz konusu düzenlemeyle
mülkiyet hakkına sınırlama getirilse de dava konusu kurallar açısından
13/10/2022 tarihli ve E.2018/78, K.2022/114 sayılı karardan ayrılmayı
gerektiren bir durum bulunmadığı belirtilerek kuralın Anayasanın 15., 35., 38.
ve 40. maddelerine aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.
İncelenen ve iptal talebi reddedilen kuralla, Kanunun 7.
maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlara ait
olan taşınırların ve her türlü malvarlığının, alacak ve hakların, belge ve
evrakın Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılacağı, bunlara ait
taşınmazların tapuda resen Hazine adına tescil edileceği ve devire ilişkin
işlemlerin ilgili bütün kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle Maliye
Bakanlığı tarafından yerine getirileceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu kurala ilişkin Anayasaya uygunluk denetiminin
Anayasanın 15. maddesi kapsamında yapılması isabetli olmakla birlikte, bu
maddeye göre yapılan incelemede çoğunluğun ulaştığı sonuca daha önce benzer bir
düzenlemeyle ilgili olarak verilen red kararına ilişkin karşıoy gerekçemde
ayrıntılı olarak belirtilen sebeplerle katılmak mümkün değildir (bkz. yukarıda
belirtilen karara ilişkin karşıoy gerekçem).
Bu sebeple, 7. maddenin incelenen (2) numaralı fıkrasının
birinci cümlesinin Anayasaya aykırı bulunmayan bölümünün de Anayasaya aykırı
olduğu; son cümlesinin ise 6216 sayılı Kanunun 43. maddesinin (4) numaralı
fıkrasına göre iptal edilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun red yönündeki
görüşüne karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ ve FARKLI GEREKÇE
1. Mahkememiz çoğunluğunun 31/10/2018 tarihli ve 7150
sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 1., 3., 4.,
5., 6. ve 7. maddesinin ve bu maddelere ekli listelerin yok hükmünde olduğunun
tespiti talebinin reddine farklı gerekçeyle katılmaktayım. Kanun’un 7.
maddesinin (2) numaralı fıkrasının “her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden
ari olarak” kısmı hariç birinci cümlesi ile üçüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı
olmadığı şeklindeki çoğunluk kanaatine katılmamaktayım.
2. Dava konusu 7150 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı
Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul
Edilmesine Dair Kanun’un 1., 3., 4., 5., 6. ve 7. maddesinin ve bu maddelere
ekli listelerin yok hükmünde olduğunun tespiti talebinin reddine Anayasa
Mahkemesi’nin 31/5/2018 tarihli ve E.2018/42, K.2018/48 sayılı kararına Başkan
Zühtü Arslan’ın yazdığı farklı gerekçe ile katılmaktayım.
3. Kanun’un 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasının “her
türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak” kısmı hariç birinci cümlesi
ile üçüncü cümlesine benzer bir başka kuralla ilgili Mahkememiz çoğunluğunun
ulaşmış olduğu kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığı biçimindeki kanaate, kuralın
Anayasa’nın 15., 35., 38. ve 40. maddelerine aykırılıktan dolayı iptal edilmesi
gerektiği gerekçesiyle katılmamıştım. “E. S.: 2018/78, K. S.: 2022/114, K. T.:
13/10/2022” künyeli bahse konu karara ilişkin yazmış olduğum karşıoyda
sıralanan Anayasa’ya aykırılık gerekçeleri bu kural için de geçerlidir. Bu
nedenle kuralın Anayasa’ya aykırı olmadığı şeklindeki Mahkememiz çoğunluk
kararına, bahse konu karşıoy yazısında sıraladığım gerekçelerle
katılmamaktayım.