“...
A- Fiili Durum
Aa- 4857 S.K 34/1.f-son cümlesinde "....mevduata uygulanan en yüksek...." faiz ibaresi bulunsa da, banka uygulamasında bu hususa ilişkin iki faiz oranı bulunmaktadır:
Birincisi; bankların merkez bankasına bildirmiş oldukları bankaların fiili uygulamalarını göstermeyen, uygulayabilecekleri asgari ve azami faiz oranları,
İkincisi ise; bankaların her şubeden şubeye ve müşteriye göre değişen e mevduata FİİLEN uygulanan en yüksek faiz oranı.
Ab- 4857 S.K 34/1.f-son cümlesinde "....mevduata uygulanan en yüksek...." faiz ibaresi Yargıtay'ca daha önceleri "enflasyon geçiş dönemindeki ülke gerçekleri nazara alınarak uygulanan kamu bankalarında sorulması gerek"tiği şeklende anlaşılırken daha sonra görüş değişikliği ile mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı şeklinde anlaşılması gerektiği görüşüne varmış ve Yargıtay'da bu görüş yerleşik hale gelmiştir.
B- Fiili durumun yarattığı hukuki sorunlar
Ba- 4857 S.K 34/1.f-son cümlesinde "....mevduata uygulanan en yüksek...." faiz ibaresi mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı şeklinde anlaşılması gerektiği görüşü Yargıtay'da yerleşik hale gelmiş ise de; halen uygulanması gerektiğini zannettiğinden veya bu görüşte olduğundan işçi vekilleri tarafından Merkez Bankasına bildirilen ve Türkiye Barolar Birliğince de sitesinde yayınlanan asgari ve azami faiz oranları üzerinden icra takibi başlatılmaktadır.
Bu şekilde başlatılan takiplerde;
Baa- Takiplerin işlemiş faiz miktarları, işleyecek faiz oranları şikayet yoluyla icra mahkemesine taşınmakta ve bu durum
Baaa- İşçi aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine
Baab- Alacağının ne kadar olduğunu bilmemesine
Baac- Şikayet davaları ile tarafların karşılıklı boğuşmasına (Mahkememizin bir dosyasının esası 2016 yılına ait olup fiilen uygulanan faizin belirlenmesindeki zorluklar nedeniyle bir çok bankaya bir çok defa yeniden müzekkere yazılmıştır.)
Baad- Takibin makul süre içesinde sonuçlanıp, infaz edilememesine
Baae- Ayrıca bazı dönemler açısından sıklıkla da işçi alacağına, kanuni faizin altında faiz oranı uygulanmasına neden olmaktadır.
C- Fiili sorunların uygulamadan mı kanundan mı kaynaklandığı?
Ca- Öncelikle, 4857 S.K 34/1.f-son cümlesinde "....mevduata uygulanan en yüksek...." faiz ibaresi mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı şeklinde anlaşılması gerektiğinde şüphe bulunmamaktadır. Aksi halde mevduat sahibinin fiiliyatta hiç bir bankadan alamayacağı faizi, azama faiz oranı bildirimlerine dayanarak almasına neden olunacaktır.
Cb- Bu maddenin yerleşik uygulama doğrultusunda fiilen uygulanan faiz olarak yorumlanmasında hata yoksa da; fiilen uygulanan faiz oranları
Cba- Her bankaya göre faiz oranı değiştiği gibi
Cbb- Bir bankanın her şubesine göre değişmekte ve hatta
Cbc- Bir bankanın aynı şubesinin fiilen uyguladıkları faiz oranları müşterine göre değişmektedir ki QNB Finansbank'ın 29.01.2018 tarihli yazı cevabı bu hususları açıkça ortaya koymaktadır.
Cbd- Tüm bu durumlar gerek işçinin fiilen uygulanan en yüksek faizin hangi bankanın hangi şubesinin hangi müşterisine uyguladığı faiz oranı olduğunu tespit edebilmesinin imkansızlığını doğuracak olması gerek ise bu durumun borçlu açısından da geçerli olması ve gerekse de uygulanacak faiz oranlarının iş sözleşmesinin feshi tarihi ve ıslah tarihi olmak üzere iki tarih açısından bu tarihlere göre 1'er yıllık devreler halinde devrenin bittiği tarihteki faiz oranlarının tespiti gerekliliği nedeniyle imkansızlığı daha artırmaktadır.
Cbe- Kaldı ki takip açıldıktan sonra her ayın faiz oranı yine imkansız bu yöntem ile tespiti gerekmektedir ki şikayet konusu olmasın.
D- Anayasaya Aykırılık
Tüm bu nedenler sorunun kaynağı, uygulama değil kanundaki bu düzenlemedir. İşçi lehine olduğu düşünülen bu düzenleme - bazı dönemler açısından yasal faizin altında kalması, tespitinin neredeyse imkansıza yakınlıkta zor olması, her aşamada şikayete konu olması nedenleriyle öncelikle işçi ve sonrasında işveren aleyhinedir.
Düzenleme bu haliyle yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir niteliksel gereklilikleri karşılamadığından Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan “belirlilik” ilkesine aykırıdır.
Ayrıca hak arayana en kısa sürede ve en az masrafla ve rahatlıkla hakkına kavuşma, etkili sonuç elde edebilme yolunu kapatması nedeniyle Anayasanın 36. maddesinde dayanak bulan adalete erişim, düzenlemesine de aykırılık teşkil etmektedir.
NETİCEİ TALEP
Tüm bu nedenlerle 64857 S.K 34/1.f-son cümlesindeki "....mevduata uygulanan en yüksek"... kısmının Anayasa'nın 2 ve 36. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri talep olunur.”
.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2018/130
Karar Sayısı : 2018/97
Karar Tarihi : 17/10/2018
R.G. Tarih – Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 22/5/2003 tarihli 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “…mevduata uygulanan en yüksek…” ibaresinin, Anayasa’nın 2. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: İcra takibine konu kıdem tazminatı, fazla mesai alacağı ve genel tatil alacağı olarak hükmedilen alacak kalemlerine en yüksek banka mevduat faizi olarak %15 yıllık faiz oranının uygulanması nedeni ile icra takibinin iptali talebiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu ibareyi içeren 34. maddesi şöyledir:
“Ücretin gününde ödenmemesi
Madde 34- Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Bu işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Hülya ÇOŞTAN ÇETİN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu, itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlığını taşıyan 152. maddesinin dördüncü fıkrasında “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”; 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” kenar başlığını taşıyan 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir. Anayasa’nın ve 6216 sayılı Kanun hükmünün amacı hem gereksiz başvuruları önleyerek Anayasa Mahkemesinin çalışma düzenini korumak hem de uygulamada sürekliliği sağlamaktır.
3. İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin iptalini istediği Kanun’un 34. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…mevduata uygulanan en yüksek…” ibaresine yönelik itiraz başvurusu, bir başka itiraz başvurusunun konusu olarak esastan incelenerek Anayasa Mahkemesinin 11/7/2018 tarihli ve E.2018/68, K.2018/87 sayılıkararıyla reddedilmiş ve bu karar 16/10/2018 tarihli ve 30567 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Böylece gerek Anayasa'nın 152. maddesinin son fıkrasında gerek 6216 sayılı Kanun'un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında öngörülen koşul gerçekleşmiştir. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin başvurusu 13/9/2018 tarihini taşımakta ise de Anayasa Mahkemesinin aynı konu hakkında işin esasına girerek verdiği yukarıda belirtilen ret kararı yayınlandığına göre Anayasa'nın 152. maddesi uyarınca itirazın incelenmesine olanak yoktur. Zira Anayasa'nın 152. maddesi yalnız Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla başvuran mahkemeleri değil Anayasa Mahkemesini de bağlar. Anayasa Mahkemesi, önceki kararın yayımı tarihinden sonra karar vermek durumunda ise başvurunun daha önce olup olmamasına bakmadan itirazı reddetmek durumundadır.
4. Açıklanan nedenlerle 4857 sayılı Kanun’un 34. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…mevduata uygulanan en yüksek…” ibaresine yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir.
III. HÜKÜM
22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yer alan “…mevduata uygulanan en yüksek…” ibaresinin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE, 17/10/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
Engin YILDIRIM
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ