“...
Davacı davasında özetle; Davalı şirketin sahibi olduğu ... plakalı aracın 17/08/2016 tarihinde, yine sahibi olduğu ... plaklı aracın 16/06/2016 tarihinde, davacının özel hukuk hükümleri çerçevesinde işletmekte olduğu otoyoldan geçiş ücretlerini ödemedikdiklerinden bahisle toplam 250,35 TL geçiş ücreti ve araç sahibinin veya sürücünün ihlalli geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde geçiş ücretini ödemediğinden 6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 5. Fıkrasındaki “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genelhükümlere göre tahsil edilir” hükmü gereğince 2503,50 TL kanundan kaynaklanan ceza alacağı olduğunu, 15 günün sonrasında geçiş ücreti ve cezanın ödenmesi için çıkartılan ihtarname neticesinde araç sahibinin geçiş bedelini ödemesine rağmen kanundan kaynaklanan cezanın ödenmediğini bu nedenle ödenmeyen kısma ilişkin Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2016/23908 E. sayılı dosyasında icra takibinde bulundukları, davalı borçlunun takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiştir.
DAVADA UYGULANACAK KONUN HÜKÜMLERİ:
Davanın itirazın iptali davası olması gereğince, İİK'nun 67 maddesi hükümleri yanı sıra; alacağın kanun ile hüküm altına alınan bir alacak olmasına göre, 6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 5., 6., 7. maddesi uygulanarak alacağın varlığı ve haklılık durumu dava da uyuşmazlık konusudur.
Davacının ihlalli geçiş nedeniyle alacak iddiasına dayanak kanun hükümleri:
6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 5. fıkrası “4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.”
6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 6. fıkrası “4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücretsiz geçiş yapan araçlar, işletici şirket tarafından bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde en yakın trafik kuruluşuna bildirilir.”
6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 7. fıkrası “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” şeklinde olup,
Davacı bu yasal düzenlemeye istinaden 5. fıkra çerçevesinde araç sahibine geçiş ücretinin 10 katı ceza uygulayabileceğini, 6 fıkra gereğince ihlalli geçişten itibaren 15 günlük cezası ödeme süresi içersinde araç sahibine ihbar yükümlülüğünün olmadığını, durumun sürücü tarafından bilinebilir olduğu, 7. maddesi gereğince de 15 günlük süre sonunda araç malikine yapılan ihtarın bildirim mahiyetinde olduğunu dolayısı ile araç sahibin bu aşamadan sonra geçiş ücreti yanı sıra 10 kat ceza miktarını da araç malikinin ödemesi gerektiğini, iddia etmektedir.
1- İtirazın Konusu :
Kanunlar Anayasaya aykırı olamayacağı gibi, Uluslar Arası sözleşmelerle korunan hakların çıkartılan kanunlar ihlal edilmesi, ihlalin yasa ile yapılması halinde ihlali ortadan kaldırmaz. Örneğin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Kapsamında koruna mülkiyet hakkına müdahale edilerek, mülkiyet hakkının yasa ile haksız olarak sınırlanması halinde ilgili kanun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmese dahi var olan ihlalin hukukiliği ortaya koymaz. Nitekim alacak hakları da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde mülkiyet hakkına ilişkin hükümler çerçevesinde korunduğundan, kanunlarla yapılacak düzenleme ile orantısız olarak yaptırımlar öngörülmesi, yaptırımların uygulanmasında, hakkında yaptırım uygulanana yaptırımdan kurtulma fırsatının etkin şekilde tanınmaması Mülkiyet hakkı yanı sıra sosyal ve hukuk devleti ilkesine de uygun düşmez.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. ( Anayasa Mahkemesinin 2017/95 E., 2017/119 12.7.2017 tarihli kararı), Davacı özel hukuk hükümlerine tabi Türk Ticaret Kanuna tabi şirket olup, kar amacıyla otoyol işletmeciliği yapmaktadır. Hal böyle iken 6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 5. Fıkrasında davacıya kamusal faaliyet göre Karayolları Genel Müdürlüğünün sahip olduğu hakları da aşar şekilde, araç malikine bildirimde dahi bulunmadan kusur şartı aranmaksızın 10 kat ceza uygulama hakkı verilmiş olup, ilgili düzenleme Anayasa ile belirlenen devletin hukuk devleti niteliği ile bağdaşmamaktadır. Kanunda belirlenen ceza miktarı özel hukuk hükümlerine tabi şirketin eşit koşullarda olması gereken hizmet alanlara karşı orantısız şekilde korunması sonucunu doğurmuştur. Yine yukarıda belirtiliği üzere Devlete ait otoyolları ihlal edenler yönünden idari yaptırım öngörülmüş iken, Özel işletmeler açısından 10 kat cezalı geçiş ücreti kararlaştırılmış olması kar gütme amacı gütmeyen Devlet ticari kar gütme amacıyla kurulmuş şirket arasında dengeyi sağlamadığı gibi, Karayolları Genel Müdürlüğüne bağı otoyollarde ihllali geçişte araç malikine Kabahatler Kanunu çerçevesinde tebliğ ile %25 indirimli ödeme hakkı sağlanmasına rağmen, Özel Otoyol işletmelerinde bu hakkın araç maliklerine tanımaması da Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesine ve Anayasanın 5. maddesinde düzenlenen ve devletin temel amaç ve görevleri içersinde kalan kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamak şeklinde görevleri ile bağdaşmakatadır. Özel Otoyolların kar amacı güden işletmeler olması, ücretlerinin de buna göre belirlenmesi, özellikle İstanbul gibi gün içersinde çoklu kullanımın olduğu yerlerde uygulancak geçiş ücreti ve cezasının mülkiyet hakkını ihlal edebilecek boyutlara gelebildiği basına yansıyan örneklerden de görüldüğü üzere gerçekleşme ihtimali olmayan durumlar değildir. Bu nedenle yasanın 30. maddesinin 5. fıkrası Anayasa aykırı görülmüştür.
Yasanın 30/6 maddesi yönünden ise; ilgili kanunda araç sürücüne ilişkin cezanın tebliğine ilişkin bir düzenleme yer verilmemiş, Davacı otoyolun çıkışında bariyer olduğunu ve ücret KGS, OGS yahut nakit veya kredi kartı ile ödeme yapılmadan bariyerin açılmadığını, ayrıca sürücüye immza karşılığı olmasada bildirim yapıldığı, ayrıca yasa da araç malikine bildirim yapılmasına gerek olmadığını iddia etmektedir. Yukarıdaki paragrafta da açıklandığı üzere taraflar arasındaki ilişkin özel hukuk ilişkisi olup, paranın bir miktarının maliye hazinesine yatırılması sonucu değiştirmez. Yapılan yasal düzenleme ile ticari hükümler çerçevesinde verdiği hizmetin bedelini talep etme hakkı olan işletmeci yasal ile koruma altına alınarak, kamusal güce bir hak tanınmıştır. Üstelik söz konusu hakkın kullanılması sırasında trafi para cezalarında uygulamaya benzer şekilde geçen sürücüye değil, araç maliki 10 kat cezadan sorumlu kılınmış, belirtilen fıkra da “cezalı dönemden önce araç malikine bildirim yapılmasına gerek görülmemiştir. “ davacının kendisi hakkında yapılacak işlem nedeniyle bilgi sahibi olma hakkı kısıtlandığı gibi, söz konusu 15 günlük süre içersinde cezalı geçişler internet ortamında oluşturulacak sistem üzerinden öğrenme imkanı sağlanmadığından, geçiş ihlali yapan sürücünün haklı bir sebeple ihlali geçişi bildiremeyeceği durumlarda göz ardı edilerek, araç maliki kendisi hakkında yapılan işlemden bilgi sahibi olma hakkı verilmeden cezaya maruz bırakılmış, yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere devlet karayollarında araç malikine verilen sürede ödeme halinde %25 indirim imkanı sağlanmışken, Özel işletmelerde bu şekilde bir hak verilmemiştir. Alınan hizmet aynı nitelikte olup, işletmenin kamuya ait olması veya özel ait olmasında farklılık gözeltilmesi, ayrıca fıkrada “bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden” denilerek, araç malikine bildirim gerekliliğinin açıkça ortada kaldırılması, taraflar arasındaki hukuki ilişkin mahiyeti de nazara alındığında, Anayanın 2., 5., 40/2. ve 48. maddesine aykırı görülmüşütür.
Yine, 6001 sayılı Yasanın 30. maddesinin 7. fıkrası fıkrası yönünden de; araç sürücünün eyleminden dolayı araç malikinin cezadan sorumluluğunun başlangıcı, kendi eyleminden değil, sürücünün eylem tarihinden başlatılmış araç maliine ihbar yükümlülüğü aranmamış olması nedeniyle taraflar arasındaki hukuki ilişkin mahiyeti de nazara alındığında, Anayanın 2., 5., 40/2. ve 48. maddesine aykırı olduğu kanatine varılarak Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna res'en bavrulmuştur.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
İş bu davada uygulanacak 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 30. maddesinin 5., 6. ve 7. fıkraları, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 2., 5., 40/2., 48, maddelerine aykırı görüldüğünden, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 152. ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu Ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesine itiraz yoluna başvurulmasına,
İtiraz yoluna ilişkin gerekçeli kararın ve dosyanın onaylı suretinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
Anayasa Mahkemesine müracaat edilmiş olması nedeniyle, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği kararın Anayasa’nın 152. maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi kaydına alındığı tarihten itibaren beş ay süre ile bekletici mesele yapılmasına, Bu süre içerisinde bir karar verilmezse davanın yürürlükteki hükümlere göre sonuçlandırılmasına, karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2018/10
Karar Sayısı : 2018/13
Karar Tarihi : 28.2.2018
R.G. Tarih- Sayı : Tebliğ edildi
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 25.6.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin;
A. 27.3.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan (5) numaralı fıkrasının,
B. (6) numaralı fıkrasının,
C. 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasının,
Anayasa’nın 2., 5., 40. ve 48. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi talebidir.
OLAY: Davalı şirkete ait aracın davacı şirketçe işletilen köprü ve otoyoldan ücret ödemeden geçiş yapması sebebiyle tahakkuk eden geçiş ücreti ve geçiş ücretinin on katı tutarında cezanın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında itiraz konusu kuralların Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKÜMLERİ
Kanun’un itiraz konusu kuralların yer aldığı 30. maddesi şöyledir:
“Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali
MADDE 30-(1) Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin on katı tutarında idarî para cezası verilir.
(2) Erişme kontrolü uygulanan karayollarında kısıtlanan ve yasaklanan işler veya hareketleri yapanlar ve yaptıranlar ile koruma alanı içine giren hayvan sahiplerine Genel Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya trafik polisi, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde jandarma personeli tarafından beş yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu Kanunun 18 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan fiilleri işleyenler hakkında 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu hükümleri uygulanır. Şu kadar ki; 2872 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (s) bendinde belirtilen fiillerin şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığı yapanlar tarafından karayolları sınır çizgileri dâhilinde işlenmesi halinde uygulanacak idarî para cezası beş yüz Türk Lirasından aşağı olamaz. Karayolları sınır çizgileri dâhilinde yasaklanan fiillerin denetimi ile 2872 sayılı Kanunda öngörülen yaptırımların uygulanmasında, Genel Müdürlük 2872 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca yetkilendirilmiş kuruluşlardan sayılır.
(3) Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen idarî para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idarî para cezaları tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu sürede ödenmeyen geçiş ücretleri ve idarî para cezaları 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir. Vergi daireleri tarafından tahsil edilen geçiş ücretleri, tahsilâtın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar Genel Müdürlük hesaplarına aktarılır.
(4) Birinci fıkra uyarınca ödenmesi gereken idarî para cezaları ile geçiş ücretleri ödenmeden, kabahatin işlendiği araçların fennî muayeneleri ile satış ve devirleri yapılmaz.
(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.
(6) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücretsiz geçiş yapan araçlar, işletici şirket tarafından bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde en yakın trafik kuruluşuna bildirilir.
(7) Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.
(8) (Ek:27/3/2015-6639/33 md.)Sürücüsünün Türk vatandaşı olup olmadığına bakılmaksızın yabancı plakalı araçlara uygulanacak olan bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen idari para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idari para cezaları tebligat şartı aranmaksızın sürücüsü bilgilendirilmek suretiyle tahsil edilir. Tahsilat gerçekleşmeden yabancı plakalı aracın ülkeyi terk etmesine izin verilmez. Bu fıkra hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca müştereken altı ay içinde belirlenir. Uluslararası sözleşme hükümleri saklıdır.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatma KARAMAN ODABAŞI tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Kanun’un 30. Maddesinin 6639 Sayılı Kanun’un 33. Maddesi ile Değişiklik Yapılan (5) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
2. Anayasa’nın 152. ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması, iptali istenen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte olan kurallardır.
3. 6001 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan (5) numaralı fıkrasının birinci cümlesinde, 4946, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında geçiş ücretini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirketlerce geçiş ücreti ve bu ücretin on katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceği hükme bağlanmış; ikinci ve üçüncü cümlelerinde ise tahsil edilen ceza tutarından işletici şirketlerce ödenecek Hazine payının ödenme usul ve esasları belirlenmiştir.
4. Başvuran Mahkemede görülmekte olan dava, 3996 sayılı Kanun kapsamında işletme hakkı verilen otoyol ve köprüden geçiş ücreti ödenmeden yapılan geçişler sebebiyle geçiş ücreti ve on katı tutarında cezanın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Bu itibarla, tahsil edilen ceza tutarından işletici şirketçe Devlete ödenecek Hazine payına ilişkin bir ihtilaf bulunmayıp Kanun’un 30. maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan (5) numaralı fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinin uyuşmazlıkta uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu ikinci ve üçüncü cümleler yönünden başvurunun mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
5. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin dördüncü fıkrasında, “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”; 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
6. Kanun’un 30. maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan (5) numaralı fıkrasının birinci cümlesine yönelik itiraz başvurusu, Anayasa Mahkemesinin 18.1.2018 tarihli ve E.2017/166, K.2018/8 sayılı kararıyla esastan reddedilmiş ve bu karar 27.2.2018 tarihli ve 30345 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
7. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek verilen ret kararından sonra aynı kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 27.2.2018 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
8. Açıklanan nedenlerle 25.6.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 27.3.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan (5) numaralı fıkrasının;
A. Birinci cümlesine yönelik itiraz başvurusunun Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddine,
B. İkinci ve üçüncü cümlelerinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu cümlelere ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
karar verilmiştir.
B. Kanun’un 30. Maddesinin (6) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
9. 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiştir. Maddenin (1) numaralı fıkrasında, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği kurala bağlanmış, anılan fıkranın (a) bendinde de “iptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı”, Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının, Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
10. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde de itiraz yoluna başvuran Mahkemenin gerekçeli kararında, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Yine İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde de, Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğu tespit edilirse itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği, (2) numaralı fıkrasında ise anılan fıkranın (b) bendi uyarınca verilen kararın, itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
11. 6001 sayılı Kanun’un 30. maddesinin itiraz konusu (6) numaralı fıkrasında, işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücret ödemeden geçiş yapan araçların ödemesiz geçişi tarihinden itibaren on beş günlük sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde işletici şirketçe en yakın trafik kuruluşuna bildirileceği öngörülmüştür. Yapılan incelemede başvuran Mahkemenin ilgili fıkraya yönelik Anayasa’ya aykırılık gerekçelerinin doğrudan ilgili fıkradaki düzenlemeye ilişkin bulunmadığı, dolayısıyla başvuru kararında söz konusu fıkranın Anayasa’ya hangi nedenlerle aykırı olduğuna ilişkin gerekçeye yer verilmediği anlaşılmıştır. Buna göre bu fıkraya ilişkin başvurunun yöntemine uygun olmadığından reddi gerekir.
12. Açıklanan nedenlerle 25.6.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin (6) numaralı fıkrasına yönelik başvurunun, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından, esas incelemeye geçilmeksizin reddine karar verilmiştir.
C. Kanun’un 30. Maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasının İncelenmesi
13. Kanun’un 30. maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan itiraz konusu (7) numaralı fıkrasında, geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin (1) numaralı ve (5) numaralı fıkralarında belirtilen cezaların uygulanmayacağı öngörülmektedir.
14. Bakılmakta olan davada cezaya konu ihlalli geçiş eylemi 3996 sayılı Kanun çerçevesinde yapımı ve işletmesi özel şirkete devredilen otoyolda gerçekleşmiştir. İtiraz konusu kural, Karayolları Genel Müdürlüğü işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödenecek idari para cezasını düzenleyen (1) numaralı fıkra ile 4046, 3465 ve 3996 sayılı Kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücreti ödenmeden geçiş yapılması hâlinde ödenecek cezayı düzenleyen (5) numaralı fıkra yönünden ortak ve geçerli kuraldır. Bu kapsamda bakılmakta olan davanın konusu gözetilerek Kanun’un 30. maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasının esasının incelenmesi, esas incelemenin kuralda yer alan “…ile beşinci fıkrasında,…” ibaresi ile sınırlı olarak yapılması gerekir.
15. Ancak kuralın “…ile beşinci fıkrasında,…” ibaresine yönelik itiraz başvurusu, Anayasa Mahkemesinin 18.1.2018 tarihli ve E.2017/166, K.2018/8 sayılı kararıyla esastan reddedilmiş ve bu karar 27.2.2018 tarihli ve 30345 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
16. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek verilen ret kararından sonra aynı kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 27.2.2018 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
17. Açıklanan nedenlerle 25.6.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasının;
A. Esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin “ … ile beşinci fıkrasında …” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,
B. “…ile beşinci fıkrasında…” ibaresine ilişkin itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE,
III. HÜKÜM
25.6.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin;
A. 27.3.2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişiklik yapılan (5) numaralı fıkrasının;
1. Birinci cümlesine yönelik itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE,
2. İkinci ve üçüncü cümlelerinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu cümlelere ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
B. (6) numaralı fıkrasına yönelik başvurunun, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından, esas incelemeye geçilmeksizin REDDİNE,
C. 6639 sayılı Kanun’un 33. maddesiyle değişiklik yapılan (7) numaralı fıkrasının;
1. Esasının incelenmesine, esasa ilişkin incelemenin “ … ile beşinci fıkrasında …” ibaresi ile sınırlı olarak yapılmasına,
2. “…ile beşinci fıkrasında…” ibaresine ilişkin itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE,
28.2.2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Nuri NECİPOĞLU
Hicabi DURSUN
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ