“…
III) ANAYASAYA AYKIRILIĞININ DEĞERLENDİRİLMESİ:
Özel bir faaliyet alanında kamu düzenini korumak veya belli bir sektörü düzenlemek amacıyla ilgili kanunlarda özel olarak yetkilendirilmiş idari makamlar tarafından verilen idari cezalar “regülatif cezalar” olarak ifade edilmekte; Bağımsız idari otoritelerden olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından özel kolluk veya düzenleme yetkileri kapsamında verilen idari cezalar da bu kategoriye girmektedir.
Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının 4 numaralı bendinde, bayilerin lisanslarının devamı süresince, tüplere gaz dolumu yapmaları yasaklanmış, itiraz konusu kuralla da yasaklanan bu eylemi gerçekleştiren sorumluların iki yüz elli bin (2016 yılı değerlemesi sonucunda dört yüz on dokuz bin iki yüz beş) Türk Lirası idari para cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Anayasanın 2. maddesi hukuk devleti ilkesini düzenlemektedir.
Anayasanın 2, maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun ve insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimlerine açık olan devlet ifade eder.
Hukuk devletinde ceza hukukuna ilişkin düzenlemelerde olduğu gibi idari yaptırımlar açısından da hangi eylemlerin kabahat sayılacağı, bunlara uygulanacak yaptırımın türü ve ölçüsü, yaptırımın ağırlaştırıcı ve hafifleştirici nedenlerinin belirlenmesi gibi konularda kanun koyucu takdir yetkisine sahiptir. Ancak kanun koyucu, kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yaran ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.
Hakkaniyet, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup hâkime takdir yetkisi tanınan durumlarda, hâkimin bu takdir yetkisini somut olayın özelliklerine uygun olarak ve adalet ilkelerini gözeterek kullanmasını ifade etmektedir. Hakkaniyet kavramı, hukukun genel bir ilkesi olduğundan, anayasa yargısında da dikkate alınmalıdır. Kanun koyucunun da tıpkı mahkemeler gibi takdir yetkisi kullanırken hakkaniyeti gözetmekle yükümlü olduğu,
Kanun koyucu, petrol piyasası faaliyetlerinin sağlıklı ve düzenli şekilde yürütülebilmesi amacıyla bayilere, bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapmamalarına ilişkin getirdiği yükümlülüğün ihlal edilmesi hâlinde itiraz konusu kuralla idari para cezası öngörmüş olup kural, kabahat sayılan eylemin işlenmesini önlemeye yönelik “caydırıcılık’’ fonksiyonunu yerine getirmesi gerektiği,
LPG piyasasında faaliyette bulunan aktörlerin eylemlerinden dolayı LPG piyasasının bozulmaması ve piyasadaki faaliyetlerin şeffaf, eşitlikçi ve istikrarlı şekilde yürütülebilmesi amacıyla bayilere bu şekilde yükümlülük getirilmesi ve bu yükümlülüğü ihlal eden bayilerin idari para cezasıyla cezalandırılmaları kanun koyucunun takdir hakkı kapsamında kalmaktadır. Bununla birlikte kanun koyucunun, takdir hakkı kapsamında öngördüğü yaptırımın, adil ve hakkaniyete uygun olması gerektiği,
Regülatif idari para cezalarının meblağları yüksek olduğundan muhatapları üzerinde çok ağır sonuçlar doğurabilmekte olup bu idari para cezalarının çoğunlukla nispi veyahut alt ve üst sınır gösterilmek suretiyle düzenlendiği görülmekle birlikte, itiraz konusu kuralda tüplere gaz dolumu yapan otogaz bayileri hakkında öngörülen idari para cezası “regülatif idari para cezası’’ niteliğinde maktu olarak düzenlendiği, bu cezada, işletmelerin ekonomik büyüklüğü ve sınıfına ilişkin herhangi bir kademelendirme yapılmadığı görülmektedir. Buna göre, tek pompa ile faaliyet gösteren ve idari para cezası miktarı kadar yıllık cirosu bulunmayan bir akaryakıt istasyonu ile büyük ölçekteki akaryakıt istasyonunu işletenler açısından yükümlülüğün ihlali halinde verilecek ceza miktarı aynı olmakla birlikte, para cezasının miktarının yüksek olması göz önüne alındığında tek pompa ile faaliyet gösteren ve cirosu yüksek olmayan akaryakıt bayisi için verilen ceza daha ağır sonuçlar doğurabileceği,
Diğer taraftan, tüplere gaz dolumu yapılması halinde otogaz bayilerinin maktu idari para cezası ile cezalandırılmalarının öngörülmesi nedeniyle, idari para cezası uygulanırken fiilin işleniş şekli, failin kusur durumu başka bir ifadeyle bayinin fiili kasıtla veya taksirle işleyip işlemediği ve aktarılan gazın miktarı gibi hususlarda dikkate alınmadığı,
Bu itibarla söz konusu fiilin işlenmesi halinde fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idari para cezası ile cezalandırılmalarının, hukuk devletinin gereği olan “adalet” ve “hakkaniyet” ilkeleriyle bağdaşmadığı,
gerekçeleriyle;
Olayda uygulanacak hüküm niteliğinde bulunan 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazlan (lpg) Piyasası Kanunu Ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin 4 numaralı alt bendinin, aynı Kanun’un 7. maddesinin 2. fıkrasının 4 numaralı alt bendi yönünden, Anayasa’nın 2. maddesinde vurgulanan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
IV) SONUÇ VE İSTEM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Anayasanın 152. maddesinin birinci fıkrası ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 40. Maddesi uyarınca, bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda tarafların bu konudaki iddia ve savunmalarını ve kendisini bu kanıya götüren görüşünü açıklayan kararı ile Anayasa Mahkemesine başvurması öngörüldüğünden ve bakılan davada uygulanacak kuralın;
Anayasanın 2. maddesine aykırı olduğu kanaatine varıldığından, anılan düzenlemelerin iptali istemiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, dava dosyasının onaylı bir örneği ile iş bu kararın aslının Anayasa Mahkemesine gönderilmesine, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar (5) AY SÜREYLE DAVANIN GERİ BIRAKILMASINA, bu süre içerisinde Anayasa Mahkemesince bir karar verilmemesi halinde, mevcut mevzuat hükümleri ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre davanın görülmesine, kararın bir örneğinin taraflara tebliğine, 21/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2017/25
Karar Sayısı : 2017/20
Karar Tarihi : 9.2.2017
R.G.Tarih- Sayısı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 2. İdare Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinin, 5307 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı alt bendi yönünden Anayasa’nın 2. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Otogaz istasyonunda mutfak tüplerine gaz dolumu yapıldığından bahisle uygulanan idari para cezasının iptali talebiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatine varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I- İPTALİ İSTENİLEN VE İLGİLİ KANUN HÜKÜMLERİ
1- İptali İstenilen Kanun Hükmü
Kanun’un, 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen ve itiraz konusu kuralı da içeren 16. maddesi şöyledir:
“İdarî para cezaları
Madde 16 - Bu Kanuna göre idarî para cezalarının veya idarî yaptırımların uygulanması, bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanmasına engel oluşturmaz. Bu Kanuna göre verilen ceza ve tedbirler diğer kanunlar gereği yapılacak işlemleri engellemez.
Bu Kanuna göre;
a) Aşağıdaki hâllerde sorumlulara beşyüzbin Türk Lirası idarî para cezası verilir:
1) Lisans almaksızın lisansa tâbi faaliyetlerin yapılması.
2) 4 üncü maddenin son fıkrasının ihlâli.
3) 10 uncu madde gereği Kurum tarafından yapılan uygulamaların dolaylı veya dolaysız olarak engellenmesi veya engellenmeye teşebbüs edilmesi. 4) 12 ve 13 üncü madde hükümlerinin ihlâli.
b) Aşağıdaki hâllerde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verilir:
1) 5, 6 ve 7 nci madde hükümlerinin ihlâli.
2) Lisans almaksızın hak konusu yapılan tesislerin yapımına veya işletimine başlanması ile bunlar üzerinde tasarruf hakkı doğuracak işlemlerin yapılması.
3) Sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi.
4) Son fıkrası hariç 4 üncü madde hükümlerinin ihlâli.
c)…”
2- İlgili Kanun Hükmü
Kanun’un ilgili görülen 7. maddesi şöyledir:
“Otogaz Bayileri
Madde 7- Otogaz bayileri, dağıtıcılar ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürütürler.
Otogaz bayileri;
1) Tek bir dağıtıcı ile sözleşme yapmak ve istasyonunda sadece sözleşmeli olduğu dağıtım şirketince ikmal edilen LPG’ yi satmak,
2) Otogaz istasyonları için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli ruhsat, izin ve belgeleri almak,
3) Otogaz istasyonlarında LPG ile çalışan araçlara otogaz LPG ikmali yapmak,
4) Otogaz istasyonlarında LPG tüpü dolumu ve satışı yapmamak, LPG tüpü dolumuna yarayan hiçbir alet, makine ve teçhizatı istasyon dâhilinde bulundurmamak,
5) Anlaşma yaptıkları dağıtıcının tescilli markası ve amblemini istasyonunda görülebilecek bir yere koymak,
6) İstasyonlarında sorumlu müdür çalıştırmak,
İle yükümlüdür.
…”
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı ve ekleri, Raportör Salim KÜÇÜK tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu, itiraz konusu ve ilgili kanun hükümleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” başlıklı 152. maddesinin son fıkrasında, “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”; 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlıklı 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” hükümlerine yer verilmiştir.
3. 5307 sayılı Kanun’un, 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinin, 5307 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendi yönünden yapılan itiraz başvurusu, Anayasa Mahkemesinin 12.10.2016 tarihli ve E.2015/73, K.2016/161 sayılı kararıyla Anayasa’ya aykırı olmadığı gerekçesiyle esastan reddedilmiş ve bu karar 3.11.2016 tarihli ve 29877 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
4. Anayasa Mahkemesince işin esasına girilerek reddedilen kural hakkında yeni bir başvurunun yapılabilmesi için önceki kararın Resmî Gazete’de yayımlandığı 3.11.2016 tarihinden başlayarak geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
5. Açıklanan nedenle, 5307 sayılı Kanun’un, 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinin, 5307 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı alt bendi yönünden iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince reddi gerekir.
III- HÜKÜM
2.3.2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un, 23.1.2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 569. maddesiyle değiştirilen 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinin, 5307 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasının (4) numaralı alt bendi yönünden iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrası ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince REDDİNE, 9.2.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan Zühtü ARSLAN
Başkanvekili Burhan ÜSTÜN
Başkanvekili Engin YILDIRIM
Üye Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye Serruh KALELİ
Üye Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Üye Recep KÖMÜRCÜ
Üye Hicabi DURSUN
Üye Celal Mümtaz AKINCI
Üye Muammer TOPAL
Üye M. Emin KUZ
Üye Hasan Tahsin GÖKCAN
Üye Kadir ÖZKAYA
Üye Recai AKYEL
Üye Yusuf Şevki HAKYEMEZ