“1-) Mahkemenizde görülmekte olan davada Müvekkilimiz aleyhine sonuçlar doğuracak olan 2942 sayılı Yasaya, 6745 sayılı Yasanın 35. maddesiyle, geçici 12. madde olarak eklenen hüküm Anayasa’ ya açıkça aykırıdır.
2) Bu düzenleme, daha önce de 6487 sayılı yasa ile farklı bir şekilde Kamulaştırma Kanunun değişik geçici 6. Maddesine eklenmiş; ANAYASA MAHKEMESİ, 2013/95 Esas, 2014/176 Karar sayılı 13.11.2014 tarihli kararıyla, getirilen düzenlemenin, Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle, iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 35. maddesinde güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, idarenin mülkiyet hakkına yapılan müdahaleler nedeniyle oluşan zararların tazminini gerektirir. Bu müdahale taşınmazın mülkiyetine el konulması şeklinde gerçekleşmişse zarar, taşınmazın gerçek bedeli ödenmek suretiyle karşılanabilir,
2981 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 1984 tarihinden dava konusu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar yaklaşık 29 yıl seçmiş olup ülkemizde 80’li ve 90’h yıllardaki enflasyon oranı dikkate alındığında, idarece uygulama tarihinde belirlenen bedelin günümüzde sembolik bir tutara tekabül etmesi büyük bir olasılıktır. Bu durumda, bedele dönüştürülen hissenin uygulama tarihinde takdir edilen değerine her yıl için 3095 sayılı Kanun uyarınca faiz uygulanmak suretiyle belirlenen hisse bedelinin taşınmazın gerçek karşılığını ifade etmeyebileceği acıktır. Dolayısıyla hukuka aykırı olarak el konulan taşınmazın gerçek bedelinin ödenmemesi sonucunu doğuran dava konusu kural, Anayasa’nın 35. maddesiyle süvence altına alman mülkiyet hakkını zedeleyici niteliktedir.
…
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa’nın 2., 35. ve 36. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”
3-) 6745 sayılı Yasa ile 2942 sayılı kamulaştırma kanuna geçici 12. madde olarak eklenen yasa hükümleri Anayasamıza aykırı hükümler içermektedir. Bu hükümlerin Anayasaya aykırılığım defi olarak ileri sürüyoruz. Mahkemenin bu talebimizi ön sorun olarak incelemesi gerekir.
4-) Dayanak yasa maddesi, Anayasamızın 35. maddesinde kabul edilen mülkiyet hakkına, aykırılık teşkil etmektedir. Anayasamızın 46. maddesinde idarelerin “taşınmazın gerçek bedelini” ödeyerek kamulaştırma yapabileceği kabul edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 30.01.1969 tarihli, 1967/47 Esas, 1969/9 sayılı kararında da aynı gerekçeye yer verilmiş, anılan kararda Vakıflara ait malın düşük bedelle üçüncü kişilere verilmesine ilişkin bir yasa iptal edilmiş, gerekçesinde ancak gerçek bedelinin ödenmesi halinde kamulaştırma işleminin yapılabileceği kabul edilmiştir.
Anayasamızın 46. maddesinde; ancak gerçek karşılıkların peşin ödenmesi ve kanunda belirtilen esas ve usullere uyulması şartı ile özel mülkiyetin sonlandırılabileceği belirtilmiştir.
6745 sayılı Yasayla Kamulaştırma Kanununa geçici 12. madde olarak eklenen bu düzenleme, vatandaşın malının gerçek değerini isteme hakkı elinden alınmaktadır.
Bu yasa uygulanır ise; idarenin kanunun ön gördüğü usul ve esaslara uymadan, vatandaşa imar uygulamasını ve bedele çevirme işlemini, noterden tebliğ; etmeden, vatandaşın bu isleme karsı idare aleyhine dava açtığı tarihte de değil de; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih itibari ile değerinin tespiti, ülkemizin bir gerçeği olan 1990 yıllardaki yüksek enflasyon nedeni, bulunacak değerin sonrasında LTE uygulamak suretiyle dava tarihi itibari ile güncellense bile, günümüzdeki taşınmazın gerçek değerin çok çok uzağında kalacağı aşikardır,
BU YOL İLE BULUNACAK DEĞER TAŞINMAZIN GERÇEK DEĞERİNİN YİRMİDE BİRİ BİLE ETMEYECEĞİ AŞİKARDIR.
Bu yasa hükmü ile vatandaşın taşınmazın gerçek değerini talep ve dava hakkı elinden alınmış olunmaktadır.
5-) Anayasamızın 138. maddesinde yargı bağımsızlığı ilkesi kabul edilmiş, yine 138/3 fıkrada “devam eden dava” diye başlayarak, idarenin taraf olduğu bir davada yasama organı aracılığıyla kanun değişikliği yaparak, kendi lehine sonuçlar doğuracak bir uygulama oluşturması yargının bağımsızlığı ilkesini zedelediği gibi, yasa maddesinin devem eden davalarda uygulanması “adil yargılanma hakkım” ihlal etmekte, “silahların eşitliği ilkesi’ni göz ardı ederek, “yasanın geçmişe yürümesi” sonucunda birey aleyhinde sonuçlar doğurmakta, Anayasa’nın l0. maddesindeki “eşitlik ilkesini” ihlal etmektedir.
6-) Hukuka aykırılığın itiraz ve ya defi olarak ileri sürülmesini düzenleyen 152.maddesi gereğince; bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 6745 sayılı Yasanın 35. maddesi ile eklenen geçici 12. maddesi, Anayasamızın 2, 35, 36, 46, 138. maddelerine aykırılığının; Anayasal denetimi için dosyanın yürütmeyi durdurma talepli olarak Anayasa Mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM: :Yukarı da izah edilen nedenlerle, Anayasaya aykırılık def’imizi dikkate alarak, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 6745 sayılı Yasa ile eklenen geçici 12. maddenin Anayasamızın 2, 35, 36, 46, 138 maddelerine aykırılığının Anayasal denetimi için dosyanın yürütmeyi durdurma talepli olarak Anayasa Mahkemesine gönderilmesine,
Karar verilmesini hâkimliğinizden saygıyla vekaleten arz ve talep ederim.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2016/188
Karar Sayısı : 2016/181
Karar Tarihi : 14.12.2016
R.G.Tarih-Sayısı : Tebliğ edildi
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na, 20.8.2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle eklenen geçici 12. maddenin, Anayasa’ya aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: İdare tarafından yapılan kamulaştırma işlemi ile ilgili olarak açılan Kamulaştırma Bedeline İtiraz davasında, itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’a 6745 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle eklenen itiraz konusu geçici 12. madde şöyledir:
“GEÇİCİ MADDE 12- 24/2/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir.
Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu madde kapsamındaki davalar ve icra takipleri için de uygulanır. Devam eden dava ve icra takipleri ise, bu madde hükümlerine göre sonuçlandırılır.”
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında, başvuru kararı, Raportör Sadettin CEYHAN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde, Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem belirtilmiştir. Maddenin (1) numaralı fıkrasında, bir davaya bakmakta olan mahkemenin, bu davada uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği kurala bağlanmış; fıkranın (a) bendinde “İptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı”, (b) bendinde “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği”, (c) bendinde “Dava dilekçesi, iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örnekleri” Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının, Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendinde, “Başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği”, (b) bendin de ise “Dava dilekçesi, iddianame veya davayı açan belgeler ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örnekleri,”nin gerekçeli başvuru kararının aslı ile birlikte Mahkemeye sunulması gerektiği ifade edilmiştir.
4. İçtüzüğün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde de, Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi halinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği; (2) numaralı fıkrasında ise anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın, itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
5. Başvurunun incelenmesinden, itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından iptali istenilen kuralın Anayasa’nın hangi maddelerine aykırı olduğunu açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı,başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği ile dosyanın ilgili bölümlerinin onaylı örnekleri olmaksızın, bir üst yazıyla davacı vekilinin Anayasa’ya aykırılık iddiasının ciddi bulunduğu belirtilerek itiraz başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
6. Öte yandan, 6216 sayılı Kanun’un “Başvuruya engel durumlar” başlığını taşıyan 41. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, “İtiraz yoluna başvuran mahkemede itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyalarının bulunması hâlinde, yapılmış olan itiraz başvurusu bu dosyalar için de bekletici mesele sayılır.” denilmiştir. Anılan hükme göre aynı Mahkeme tarafından aynı kurala ilişkin birden fazla itiraz başvurusunda bulunulması mümkün değildir. Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 49. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, eksiklikler tamamlanarak yeniden itiraz başvurusu yapılması halinde, aynı itiraz konusu kuralın uygulanacağı başka dava dosyaları için söz konusu itiraz başvurusunun bekletici mesele sayılması gerektiği hususu dikkate alınmalıdır.
7. Açıklanan nedenlerle, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerine aykırı olduğu anlaşılan itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından esas incelemeye geçilmeksizin reddi gerekir.
III- HÜKÜM
4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na, 20.8.2016 tarihli ve 6745 sayılı Kanun’un 35. maddesiyle eklenen geçici 12. maddenin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından, esas incelemeye geçilmeksizin REDDİNE, 14.12.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
Engin YILDIRIM
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Recep KÖMÜRCÜ
Nuri NECİPOĞLU
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ