ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2014/183
Karar Sayısı : 2015/122
Karar Tarihi : 30.12.2015
R.G. Tarih-Sayı : 13.1.2016 –
29592
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 1. Vergi
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 31.12.1960 tarihli ve 193
sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesine, 12.6.2002 tarihli ve 4761 sayılı
Kanun'un 2. maddesiyle eklenen sekizinci fıkranın, Anayasa'nın 2., 35. ve 73.
maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: İhtirazî kayıtla verilen gelir vergisi (stopaj)
beyannamesine dayanılarak yapılan tahakkukun iptali ve ödenen tutarın iadesi
talebiyle açılan davada, itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu
kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
l- İPTALİ İSTENİLEN KANUN HÜKMÜ
193 sayılı Kanun'un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 94.
maddesi şöyledir:
"Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair
kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve
vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek
gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai
kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden
çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil)
nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine
mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup
ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü
maddelere göre,
2. Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra
edenlere yapılan ödemelerden (Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı
yapılan ödemeler hariç);
a) 18 inci madde kapsamına giren serbest meslek işleri dolayısıyla
yapılan ödemelerden,
b) Diğerlerinden,
3. 42 nci madde kapsamına giren işler dolayısıyla bu işleri
yapanlara (kurumlar dahil) ödenen istihkak bedellerinden,
4. Dar mükellefiyete tabi olanlara, telif ve patent haklarının
satışı dolayısıyla yapılan ödemelerden,
5. a) 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı
yapılan ödemelerden,
b) Vakıflar (mazbut vakıflar hariç) ve derneklere ait
gayrimenkullerin kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden,
c) Kooperatiflere ait gayrimenkullerin kiralanması karşılığında
bunlara yapılan kira ödemelerinden,
d) Yabancı devletlere, yabancı kamu idare ve kuruluşları ile
uluslararası kuruluşlara ait diplomatik statüsü bulunmayan gayrimenkullerin
kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden,
6. a) Dağıtılsın veya dağıtılmasın Kurumlar Vergisi Kanununun 8
inci maddesinin 4 numaralı bendinin;
i) (a), (c) ve (d) bentlerinde yazılı kazançlardan,
ii) (b) alt bendinde yazılı kazançlardan,
b) i) Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek
kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden
muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3)
numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (kârın sermayeye eklenmesi kâr
dağıtımı sayılmaz.),
ii) Tam mükellef kurumlar tarafından; dar mükellef gerçek
kişilere, dar mükellef kurumlara (Türkiye'de bir işyeri veya daimi temsilci
aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç) ve gelir ve kurumlar vergisinden muaf
olan dar mükelleflere dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve
(3) numaralı bentlerinde yazılı kâr paylarından (Kârın sermayeye eklenmesi kâr
dağıtımı sayılmaz.),
iii) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde
yazılı menkul sermaye iradının ana merkeze aktarılan tutarı üzerinden,
c) (Ek: 22/7/1998 - 4369/48 md.; Mülga: 25/12/2003-5035/49 md.)
7. 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yazılı
menkul sermaye iratlarından (Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler
ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve
bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi
vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve
vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil),
a) Devlet tahvili faizlerinden,
b) Hazine bonosu faizlerinden,
c) Toplu Konut İdaresi, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu
Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanuna göre kurulan varlık
kiralama şirketleri ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlere
sağlanan gelirlerden,
d) Nama yazılı tahvil faizlerinden,
e) Hamiline yazılı tahvil faizlerinden,
f) İpotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları
tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçlarından elde edilen kâr
payı ve faiz gelirlerinden,
g) Diğerlerinden,
8. Mevduat faizlerinden (Kanunla kurulan dernek ve vakıflar,
Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı
dernekler ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek
örgütleri ve bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım
sandıkları gibi vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler
hariç, dernek ve vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil)
a) Döviz tevdiat hesaplarına yürütülen faizler ile özel finans
kurumlarınca döviz katılma hesaplarına ödenen kar paylarından,
b) Nama yazılı mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden,
c) Hamiline yazılı mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden,
d) Diğerlerinden,
9) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 12 numaralı bendinde yer
alan menkul sermaye iratlarından (Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler
ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve
bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi
vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve
vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil).
a) Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr paylarından,
b) Kâr ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr
paylarından,
c) Özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı
karşılığında ödenen kâr paylarından,
10. a) Başbayiler hariç olmak üzere, 14/3/2007 tarihli ve 5602
sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi
Hakkında Kanunda tanımlanan şans oyunlarına ilişkin olarak; bilet, kupon ve
benzerlerini satanlara, düzenlenen her türlü bahis ve şans oyunlarının
oynatılmasına aracılık edenlere, diğer kişilerce çıkartılan bu nitelikteki
biletleri satanlara yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden,
b) 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre gerçek
ve tüzel kişilerin mallarını iş akdi ile bağlı olmaksızın bunlar adına kapı
kapı dolaşmak suretiyle tüketiciye satanlara bu faaliyetleriyle ilgili olarak
yapılan komisyon, prim ve benzeri ödemelerden,
11. Çiftçilerden satın alınan zirai mahsüller ve hizmetler için
yapılan ödemelerden;
a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı
mahsülleri için,
b) Diğer zirai mahsuller için,
c) Ziraai faaliyet kapsamında ifa edilen hizmetler için,
d) Çiftçilere yapılan doğrudan gelir destekli ve alternatif ürün
ödemeleri için,
12. PTT acenteliği yapanlara,bu faaliyetleri nedeniyle ödenen
komisyon bedeli üzerinden,
13. Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları
karşılığında yapılan ödemelerden,
14. 75 inci maddenin ikinci fıkrasının 14 numaralı bendinde yer
alan menkul sermaye iratlarından (Kanunla kurulan dernek ve vakıflar, Bakanlar
Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar, kamu menfaatine yararlı dernekler
ile dernek ve vakıf olmamakla birlikte; odalar, borsalar, meslek örgütleri ve
bunların üst kuruluşları, siyasi partiler, emekli ve yardım sandıkları gibi
vergi uygulamalarında dernek ve vakıf olarak kabul edilenler hariç, dernek ve
vakıflar ile tam mükellef kurumlara ödenenler dahil)
15. a) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (15) numaralı bendinin
(a) alt bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından
b) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (15) numaralı bendinin (b)
alt bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından
c) (Mülga: 13/6/2012-6327/9 md.)
16. a) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (16) numaralı bendinin
(a) alt bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından,
b) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (16) numaralı bendinin (b)
alt bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından,
c) 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (16) numaralı bendinin (c)
alt bendinde yer alan menkul sermaye iratlarından,
17. 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (17) numaralı bendi
kapsamındaki menkul sermaye iratlarından,
% 25 vergi tevkifatı yapılır.
Vergilendirme rejiminin, Türk vergi sisteminin sahip olduğu
vergilendirme kapasitesi ile en az aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı
sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişiminde bulunup bulunmadığı hususu da göz
önünde bulundurulmak suretiyle, Bakanlar Kurulunca ilan edilecek ülkelerde yerleşik
veya faaliyette bulunanlara (Türkiye'de yerleşik olanların bu ülkelerde bulunan
işyerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü
ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya
ödeme yapılanın mükellef olup olmadığına bakılmaksızın % 30 oranında vergi
kesintisi yapılır. Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak
hisseleri için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla, deniz ve hava
ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan işin
tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti, liman ücreti gibi
ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını; her bir ödeme türü, faaliyet
konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye
veya kanunî seviyesine kadar getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yurt
dışındaki finans kuruluşlarından temin edilen borçlanmalara ilişkin anapara,
faiz ve kâr payı ödemeleri ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu
fıkra uyarınca vergi kesintisi yapılmaz.
Tüccar, serbest meslek erbabı ve çiftçilerin yukarıdaki hükümlere
göre yapacakları tevkifat; ticari, mesleki ve zirai işleriyle ilgili
ödemelerine münhasırdır.
Yukarıdaki bentlerde yazılı vergi tevkifatının yapılmasında 96 ncı
madde hükmü göz önünde tutulur.
Bu maddenin (6) numaralı bendinin (a) alt bendine göre üzerinden
vergi tevfikatı yapılan kurum kazancından kar payı alanlara, tevkif suretiyle
alınan vergi red ve iade olunmaz. Bakanlar Kurulu, bu maddede yer alan tevkifat
nispetini, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya
bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki;
- Tam ve dar mükellefler ile gerçek ve tüzel kişiler itibariyle,
- 6, 7, 8, 9 ve 17 numaralı bentlerde yer alan kazanç ve
iratlardan; mevduat veya menkul kıymetin vadesi, menkul kıymetlerin türleri ile
bankalar ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre kurulan aracı kurumlar
arasındaki borsa para piyasasında değerlendirilen paralara ödenen faizler için,
- 6 numaralı bendin (b) alt bendinde yer alan menkul sermaye
iratları kapsamına giren Devlet tahvili, Hazine bonosu faizleri ve Toplu Konut
İdaresi ile Kamu Ortaklığı idaresince çıkartılan menkul kıymetlerin gelirlerine
isabet eden kısım için (bu kısım, bu faiz ve gelirlerin toplam kurum hasılatı
içindeki payına göre hesaplanır),
-11 numaralı bent gereğince zirai mahsul bedelleri üzerinden
yapılacak vergi tevkifatında, zirai mahsulün ticaret borsalarında tescil
ettirilerek satılıp satılmadığına veya destekleme kapsamında alım yapan
kurumlar ile diğerlerine, zirai faaliyet kapsamında ifa edilen hizmetler için
de faaliyetin türü ve niteliğine, münhasıran zirai alet ve makinalarla verilen
hizmetlere veya zirai işletmenin başka kişilerin işlerinde kullandırılmak
suretiyle yapılmasına göre,
- 13 numaralı bentte yer alan ödemelerde ödeme yapılan kişilerin
mükellef olup olmadıklarına, ödemenin konusunun emtia veya hizmet alımı, emtia
ve hizmet alımının birlikte olmasına, iş grupları, iş nevileri, sektörler ve
emtia gruplarına göre,
-Birinci fıkranın (15) ve (16) numaralı bentlerinde yer alan
menkul sermaye iratlarından; prim ve katkı paylarının, ücretin safi tutarı ile
ticari kazancın tespitinde veya diğer gelir unsurlarına ilişkin gelir vergisi
matrahının tespitinde indirim konusu yapılıp yapılmadığına, indirim konusu
yapılması halinde indirime esas süreye, Devlet katkısı elde edilip edilmediğine
veya Devlet katkısı elde edilen süreye, sigortalı ve katılımcıların kalış
sürelerine ve ayrılma biçimlerine göre,
Farklı oranlar tespit edilmek suretiyle de kullanılabilir.
Bakanlar Kurulu, bu maddede yer alan tevkifat nispetini, kara,
deniz ve hava ulaştırması işiyle iştigal eden dar mükellefler için, ülkeler
itibariyle ve karşılıklı olmak şartıyla, ayrı ayrı veya topluca sıfıra kadar
indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye
yetkilidir.
Maliye Bakanlığı, vergiye tâbi işlemlere taraf veya aracı olanları
verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir."
II- İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep
KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal
Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL, Zühtü ARSLAN, M. Emin KUZ ve Hasan
Tahsin GÖKCAN'ın katılımlarıyla 17.12.2014 tarihinde yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
III- ESASIN İNCELENMESİ
2. Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Evren ALTAY tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu kanun hükmü, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- İtirazın Gerekçesi
3. Başvuru kararında özetle, Anayasa'da vergi yükümlülüğüne
ilişkin düzenlemelerin kanunla yapılmasının öngörüldüğü, vergi sorumlusunun da
yeri geldiği zaman asıl borçlunun yerine geçip vergiyi ödemek zorunda olması
nedeniyle söz konusu kanunilik ilkesinin vergi yükümlülüğünün yanı sıra
vergi sorumluluğunu da kapsadığı, Gelir Vergisi Kanununda tevkifat yapmaya
mecbur olanlar sayma yoluyla belirtilmiş iken itiraz konusu kuralla vergi
sorumluluğunun kapsamının idarece genişletilebilmesine olanak tanınmasının
hukuk devletinin en önemli ilkelerinden biri olan hukuki güvenlik ilkesine
aykırı olduğu belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2., 35. ve 73. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
4. İtiraz konusu kuralla, Maliye Bakanlığının, vergiye tâbi
işlemlere taraf veya aracı olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği
belirtilmiştir.
5. Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin temel ilkeleri arasında "hukuki
güvenlik" ve "belirlilik" ilkeleri yer
almaktadır. Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki
güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem
ve işlemlerinde Devlete güven duyabilmesini, Devletin de yasal düzenlemelerinde
bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Belirlilik ilkesi ise yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda
hukuki belirliliği ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir,
bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliksel gereklilikleri karşılaması
koşuluyla, mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de
hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir
hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde
öngörülebilir olmasıdır.
6. Anayasa'nın 73. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Vergi,
resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya
kaldırılır." denilerek verginin kanuniliği ilkesi belirtilmiştir. Bu
ilke takdire dayalı keyfi uygulamaları önleyecek sınırlamaların kanunda yer
almasını gerektirmekte ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması,
değiştirilmesi veya kaldırılmasının kanun ile yapılmasını zorunlu kılmaktadır.
7. Vergi ve malî yükümlülüklerin kanunla konulmasını öngören
73. madde, malî yükümlülüğün yalnızca yasa ile konulabileceği ve yasanın hiçbir
şekilde bu konuda yürütme organını ve idareyi yetkili kılamayacağı
anlamındadır. Bireylerin sosyal ve ekonomik
durumlarını etkileyecek keyfi uygulamalara neden olmaması için,
vergilendirmede, vergiyi doğuran olayın ve vergilerin matrah ve oranlarının,
yukarı ve aşağı sınırlarının, tarh ve tahakkuklarının, tahsil usullerinin,
yaptırımlarının ve zamanaşımı gibi belli başlı temel ögelerinin kanunlarla belirlenmesi
gerekir. Ancak, kanun ile her konuyu bütün kapsam ve ayrıntılarıyla
düzenlemenin olanaklı bulunmadığı durumlarda çerçevesi çizilerek bu sınırlar
içinde kalmak koşuluyla uygulamaya ilişkin konularda yürütme organına
açıklayıcı ve tamamlayıcı nitelikte düzenleyici idari işlem yapma yetkisi
verilebilir.
8. Vergi hukukunda, Devletin
vergi alacağının doğması için, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi
gerekmektedir. Vergiyi doğuran olay Vergi Usul Kanunu'nun 19. maddesinde, "Vergi
alacağı, vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki
durumun tekemmülü ile doğar. Vergi alacağı mükellef bakımından vergi borcunu
teşkil eder." biçiminde tanımlanmıştır.
9. Vergiyi doğuran olay, vergi yükümlüsünü (mükellefini) belirler.
Vergiyi doğuran olay kendi kişiliğinde gerçekleşen ve malvarlığından vergi
borcunu ödemek zorunda olan kişi, verginin yükümlüsüdür. Vergi Usul Kanunu'nun
8. maddesinde "Mükellef", "vergi kanunlarına göre
kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek veya tüzel kişi", "vergi
sorumlusu" ise "verginin ödenmesi bakımından, alacaklı
vergi dairesine karşı muhatap olan kişi" olarak tanımlanmıştır.
Vergi yükümlüleri, vergilendirme ile ilgili ödevlerini kendi vergi borcu için
yerine getirmekte iken vergi sorumluları, başkasının vergi borcu için bu
görevleri kanunlar gereği yerine getirmektedirler.
10. Vergilerin zamanında ödenmesini ve kamu alacağının güvence
altına alınmasını sağlamaya yönelik bir kurum olan "vergi
sorumluluğu", vergi türünün özelliği de gözetilerek değişik kanunlarda
farklı şekillerde öngörülmüştür. İtiraz konusu kuralın yer aldığı Gelir Vergisi
Kanunu'nda kaynaktan kesinti yapılması suretiyle verginin ödenmesi esası kabul
edilmiş, kesinti yapmakla yükümlü kılınanlar "vergi
sorumlusu" sayılmışlardır.
11. Kanun'un 94. maddesinin
birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseselerinin, iktisadi kamu
müesseselerinin, sair kurumların, ticaret şirketlerinin, iş ortaklıklarının,
derneklerin, vakıfların, dernek ve vakıfların iktisadi işletmelerinin,
kooperatiflerin, yatırım fonu yönetenlerin, gerçek gelirlerini beyan etmeye
mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabının, zirai kazançlarını bilanço
veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin fıkrada bentler
halinde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak
sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları
belirtilmek suretiyle bu kişi ve kuruluşlar gelir vergisi yönünden "vergi
sorumlusu" olarak kabul edilmişlerdir. Vergi sorumlularının,
istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur
oldukları ödemeler de fıkra içinde yer alan onyedi bentte ayrıntılı bir şekilde
belirtilmiştir.
12. İtiraz konusu kuralla Maliye Bakanlığına verilen, vergiye tâbi
işlemlere taraf veya aracı olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilme
yetkisi, sınırsız bir yetki olmayıp Kanun'un 94. maddesi kapsamında ele
alınması gereken ve maddede belirtilen vergiye tabi işlemler yönünden geçerli
olan bir yetkidir. Söz konusu yetkinin, maddede vergi sorumlusu olarak
öngörülen kişi ve kuruluşlarda değişiklik yapılabilmesini mümkün kılmadığı, bu
yetkinin Maliye Bakanlığına verilmesiyle mevcut vergi sorumlusu kişi ve
kuruluşların kapsamı bakımından ortaya çıkabilecek belirsizliklerin
giderilmesinin ve bu kapsamda bunlara ek olarak yeni vergi sorumlularının
belirlenebilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.
13. Gelir vergisinde vergi sorumluluğuna ilişkin temel
düzenlemelere Kanun'un 94. maddesinde yer verildikten sonra, Maliye Bakanlığına
bu çerçevede ve yukarıda belirtildiği üzere sınırlı ve istisnai nitelikte bir
yetki verilmesi, verginin kanuniliği ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır.
14. Maliye Bakanlığının, itiraz konusu kuralla verilen yetkiyi
düzenleyici işlemlerle kullanacağı kuşkusuzdur. Söz konusu düzenleyici
işlemlerin Resmî Gazetede yayımlanacak olmaları nedeniyle de gelir vergisine
tâbi işlemlere taraf veya aracı olanların vergi sorumluluğuna ilişkin
düzenlemelerden önceden haberdar olmaları sağlanacağından, ilgililerin uymakla
yükümlü oldukları kuralların öngörülemezliğinden ya da belirsizliğinden söz
edilebilmesi de olanaklı değildir.
15. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa'nın 2. ve 73. maddelerine
aykırı değildir. İptal talebinin reddi gerekir.
16. Kuralın, Anayasa'nın 35. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
IV- HÜKÜM
31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94.
maddesine, 12.6.2002 tarihli ve 4761 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle eklenen sekizinci fıkranın
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 30.12.2015 tarihinde
OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
|
Başkanvekili
Burhan ÜSTÜN
|
Başkanvekili
Engin YILDIRIM
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üye
Kadir ÖZKAYA
|
Üye
Rıdvan GÜLEÇ
|