ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2013/82
Karar Sayısı : 2014/100
Karar Günü : 4.6.2014
R.G. Tarih-Sayı :
17.9.2014-29122
İTİRAZ YOLUNABAŞVURAN : AskeriYüksek İdare Mahkemesi
Üçüncü
Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 26.10.1963 günlü, 357
sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun, 10.11.1983 günlü, 2948 sayılı Kanun'un 4.
maddesiyle değiştirilen 29. maddesinin;
1- Birinci fıkrasında yer alan ".Milli Savunma
Bakanı tarafından." ibaresinin,
2- İkinci fıkrasında yer alan "Bu cezalar kesin
olup," ibaresinin,
Anayasa'nın 10., 36., 125., 138., 139., 140. ve 145. maddelerine
aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığında görev yapan davacının,
uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin yok hükmünde sayılması ve
iptali istemiyle açtığı davada, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı
olduğu iddiasını ciddi bulan Mahkeme, iptalleri için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
Kanun'un itiraz konusu kuralları da içeren 29. maddesi şöyledir:
"Disiplin cezaları:
Madde 29- (Değişik: 10/11/1983 -
2948/4 md.)
Askeri Hakim subaylar hakkında Milli Savunma Bakanı
tarafından, savunmaları aldırılarak, aşağıda açıklanan disiplin
cezaları verilebilir.
A) Uyarma: Görevde daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile
bildirilmesidir.
Uyarma cezası:
1. Görevde kayıtsızlık ve düzensizlik,
2. Meslektaşlarına, emrindeki personele, görevi nedeniyle muhatap
olduğu kişilere veya iş ilişkisi bulunan kişilere karşı kırıcı davranmak,
3. Mazeretsiz olarak göreve geç gelmek ve görevden erken ayrılmak,
4. Kanun, tüzük, yönetmelik, karar ve talimatlarda açık olarak
belirtilen konularda işi uzatacak şekilde davranışlarda bulunmak, yazı ve
tekitleri zamanında cevaplandırmamak.
5. Nitelik ve ağırlıkları itibariyle yukarıda belirtilenlerin
benzeri eylemlerde bulunmak,
Hallerinde uygulanır.
B) Kınama: Belli bir eylem veya davranışın kusurlu sayıldığının
yazı ile bildirilmesidir.
Kınama cezası:
1. Hizmet içinde ve dışında resmi sıfatın gerektirdiği saygınlık
ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,
2. Kılık ve kıyafetine dikkat etmemek,
3. Meslektaşlarına, emrindeki personele, görevi nedeniyle muhatap
olduğu kişilere veya iş ilişkisi bulunan kişilere kötü muamelede bulunmak,
4. Eşinin, reşit olmayan veya kısıtlanmış çocuklarının kazanç
getiren sürekli faaliyetlerini, onbeş gün içinde teşkilatında görevli
bulundukları komutanlığa bildirmemek,
5. Mevzuat uyarınca Milli Savunma Bakanlığının verdiği talimatı
yerine getirmemek, büro ve kalem teşkilatının denetimini ihmal etmek,
6. Görevin, işbirliği ve uyum içerisinde yapılmasını engelleyici
tutum ve davranışlarda bulunmak,
7. Nitelik ve ağırlıkları itibariyle yukarıda belirtilenlerin
benzeri eylemlerde bulunmak,
Hallerinde uygulanır.
Bu cezalar kesin olup, ilgilinin
kuvvet komutanlığındaki dosyası ile kıta şahsi dosyasına konur, siciline
işlenir."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 10., 36., 125., 138., 139., 140. ve
145. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca Haşim KILIÇ, Serruh
KALELİ, Alparslan ALTAN, Mehmet ERTEN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT,
Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri
NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI, Erdal TERCAN, Muammer TOPAL ve
Zühtü ARSLAN'ın katılımlarıyla 5.9.2013 gününde yapılan ilk inceleme
toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatih ŞAHİN tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu yasa kuralları, dayanılan
Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup
incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Kanun'un 29. Maddesinin Birinci
Fıkrasında Yer Alan ".Milli Savunma Bakanı tarafından."İbaresinin
İncelenmesi
Başvuru kararında, askerî hâkimler hakkında disiplin cezası verme
yetkisinin yürütme organının bir üyesi olan Milli Savunma Bakanı'na ait
olmasının, Anayasa'nın 138., 139., 140. ve 145. maddelerinde belirtilen
mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı ilkelerine aykırı olduğu, adli
ve idari yargı hâkim ve savcıları hakkında disiplin cezası verme yetkisinin içerisinde
meslekten gelen hâkim ve savcıların da bulunduğu Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kuruluna ait olmasına karşın ifa ettikleri görev bakımından aralarında herhangi
bir fark bulunmayan askerî hâkimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin
Milli Savunma Bakanı'na ait olmasının Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen
eşitlik ilkesine de aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un 29. maddesinde, askerî hâkimlere
verilecek disiplin cezaları uyarma ve kınama cezası şeklinde belirlenmiş,
maddenin birinci fıkrasında yer alan itiraz konusu kuralla da askerî hâkimler
hakkında disiplin cezası verme yetkisi Milli Savunma Bakanı'na tanınmıştır.
Anayasa'nın 138. maddesinin birinci ve
ikinci fıkrasında, hâkimlerin görevlerinde bağımsız oldukları, Anayasa'ya,
kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verecekleri,
hiçbir organ, makam, merci veya kişinin, yargı yetkisinin kullanılmasında
mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremeyeceği, tavsiye ve telkinde
bulunamayacağı; 139. maddesinin birinci fıkrasında, hâkim ve savcıların
azlolunamayacağı, kendileri istemedikçe Anayasa'da gösterilen yaştan önce
emekliye ayrılamayacakları, bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle
de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamayacağı; 140.
maddesinin üçüncü fıkrasında, hâkim ve savcıların fıkrada sayılan ve diğer
özlük işlerinin mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenleneceği kurala bağlanmaktadır.
Anayasa'nın "Askeri Yargı"yı
düzenleyen 145. maddesinin son fıkrasında ise askerî yargı organlarının
kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin özlük işleri ve askerî savcılık
görevlerini yapan askerî hâkimlerin görevli bulundukları komutanlıkla
ilişkilerinin, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre
kanunla düzenleneceği belirtilmektedir. Buna göre, Anayasa'nın yukarıda
belirtilen kurallarının mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
esaslarına göre görev yapan askerî hâkim ve savcılar yönünden de geçerli olduğu
açıktır.
Hukuk devleti ilkesinin temel
bileşenlerinden olan yargı bağımsızlığı, insan hakları ve özgürlüklerinin
başlıca ve en etkin güvencesidir. Mahkemelerin bağımsızlığı, genellikle
hâkimlerin bağımsızlığı kavramı ile eş anlamlı olarak kullanılmakta ve biri
diğerinin nedeni ve doğal sonucu olarak anlaşılmaktadır. Hâkimlerin görevlerine
ilişkin bağımsızlığı konusunda Anayasa ile tanınan teminat, onlara tanınan bir
ayrıcalık olmayıp, bunun amacı adaletin dolaylı dolaysız her türlü etki, baskı,
yönlendirme ve kuşkudan uzak dağıtılacağı yolundaki güven ve inancı
yerleştirmektir. Yargının bir karakteri olan bağımsızlık, hâkimin, çekinmeden
ve endişe duymadan, Anayasa'nın öngördüğü gereklerden başka herhangi bir dış
etki altında kalmadan, yansız tutumla, özgürce karar verebilmesidir. Hâkim
bağımsızlığının yalnız yürütme organına karşı değil, demokratik bir toplumda,
devlet yapısı içinde tüm kurum ve kuruluşlar ile kişilere karşı da sağlanması
gerekir.
Yargı bağımsızlığı konusunda düzenlemeler
yapılırken, hâkimlerin yargı içi ve dışı her türlü etki ve kuşkudan uzak karar
vermeleri koşullarının hazırlanması kadar, tarafların ve toplumun yargıya olan
güveninin sağlanmasına da özen gösterilmelidir. Hâkimler, hâkimliğin
gerektirdiği her türlü yüksek nitelikleri taşısalar bile kamu vicdanında
tarafsızlıkları konusunda kuşku uyandıracak düzenlemelerden kaçınılmalıdır.
Herhangi bir baskının, etkinin yapılması kadar yapılabilme olasılığı da yargı
bağımsızlığını zedeler.
İtiraz konusu kuralla askerî hâkimler hakkında
uyarma ve kınama cezası verme yetkisinin Milli Savunma Bakanı'na tanınması,
mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi ile doğrudan ilgilidir. Nitekim askerî
hâkimlerin birinci sınıfa ayrılabilmeleri için Kanun'un 15. maddesinin ikinci
fıkrasının (c) bendi uyarınca, uyarma ve kınama cezalarını aynı neviden olmasa
bile ikiden fazla almamış olma şartı getirildiğinden disiplin cezaları askerî
hâkimlerin meslekte yükselmeleri bakımından büyük önem taşımaktadır.
Bu bağlamda, askerî hâkimlerin meslekte
yükselmelerini doğrudan etkileyen disiplin cezalarını verme yetkisinin yürütme
organının üyesi olan Milli Savunma Bakanı'na ait olması, yargılamanın
taraflarında askerî hâkimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda
güvensizlik ve şüphe uyandırabilir. Böyle bir güvensizliğin ve şüphenin ortaya
çıkma olasılığı da askerî hâkimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin Milli
Savunma Bakanı'na ait olmasını mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı
ilkelerine aykırı kılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 138., 139.,
140. ve 145. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa'nın 138., 139., 140. ve 145. maddelerine aykırı
bulunarak iptal edildiğinden Anayasa'nın 10. maddesi yönünden ayrıca inceleme
yapılmasına gerek görülmemiştir.
2- Kanun'un 29. Maddesinin İkinci
Fıkrasında Yer Alan "Bu cezalar kesin olup," İbaresinin
İncelenmesi
Başvuru
kararında, itiraz konusu kuralın, askerî hâkimler hakkında verilen disiplin
cezalarının yargı denetimi dışında bırakılmasına sebebiyet verdiği belirtilerek
bu durumun, Anayasa'nın 36. ve 125. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
6216
sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 43. maddesine göre, itiraz konusu kural
ilgisi nedeniyle Anayasa'nın 138., 139., 140. ve 145. maddeleri yönünden de
incelenmiştir.
İtiraz
konusu kural Milli Savunma Bakanı tarafından askerî hâkimler hakkında verilecek
uyarma ve kınama cezalarının kesin olduğunu hüküm altına almaktadır. Buna göre,
hakkında uyarma ve kınama cezası verilen askerî hâkimler bu cezaların iptali
istemiyle dava açamayacaktır.
Anayasa'nın
129. maddesinin üçüncü fıkrasında, disiplin cezalarının yargı denetimi dışında
bırakılamayacağı ifade edildikten sonra, dördüncü fıkrasında, silahlı kuvvetler
mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlerin saklı olduğu
belirtilerek silahlı kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkında
verilecek disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılması konusunda
kanun koyucuya takdir yetkisi tanınmıştır.
Anayasayla güvence altına
alınan, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı ilkelerinin temel
hedefi, yargı erkini yargı içi ve dışı etkilerden korumak ve yargıya duyulan
güveni sağlamaktır. Dolayısıyla, kanun koyucu askerî hâkimlere verilecek disiplin
cezaları hakkında düzenleme yaparken mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik
teminatı ilkelerini de gözetmesi gerekmektedir. Askerî hâkimler hakkında
disiplin cezası vermeye yetkili merci, soruşturma usulü, verilen cezaya karşı
yargı yolunun açık olup olmaması gibi disiplin sürecine ilişkin düzenlemeler
askerî hâkimlerin bağımsızlığını doğrudan etkilemektedir.
Askerî
hâkimler hakkında disiplin cezası verme yetkisinin yürütme organının üyesi olan
Milli Savunma Bakanı'na ait olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu cezalara
karşı yargı yolunun kapalı olması, hâkimin yürütme organına karşı kendisini
güvencesiz hissetmesine neden olabileceği gibi yargılamanın taraflarında da
askerî hâkimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda güvensizlik ve şüphe
uyandırabilir. Yargılama aşamasında böyle bir güvensizliğin ve şüphenin ortaya
çıkma olasılığı da askerî hâkimler hakkında yürütme organının üyesi olan Milli
Savunma Bakanı tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı
yolunun kapalı olmasını mahkemelerin bağımsızlığı ilkesine ve hâkimlik
teminatına aykırı kılmaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 138., 139., 140. ve 145.
maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Erdal
TERCAN ve Hasan Tahsin GÖKCAN bu görüşe farklı gerekçeyle katılmışlardır.
Haşim
KILIÇ, Engin YILDIRIM, Celal Mümtaz AKINCI, Zühtü ARSLAN ile M. Emin KUZ bu
görüşe katılmamışlardır.
Kural, Anayasa'nın 138., 139., 140. ve 145. maddelerine aykırı
bulunarak iptal edildiğinden Anayasa'nın 36. ve 125. maddeleri yönünden ayrıca
inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
VI-İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında,
kanunun belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün
uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline
karar verilebileceği öngörülmektedir.
26.10.1963 günlü, 357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun 10.11.1983
günlü, 2948 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile değiştirilen 29.
maddesinin birinci fıkrasında yer alan ".Milli Savunma Bakanı
tarafından." ibaresinin iptali nedeniyle uygulanma olanağı
kalmayan 25. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ".veya disiplin
cezası tayinine." ibaresinin de 6216 sayılı Kanun'un 43.
maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir.
VII- İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Kanun,
kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da
bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte
yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe
gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede
yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez." denilmekte,
6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrasında da bu kural
tekrarlanarak, Mahkemenin gerekli gördüğü hâllerde, Resmî Gazete'de
yayımlandığı günden başlayarak iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi bir
yılı geçmemek üzere ayrıca kararlaştırabileceği belirtilmektedir.
26.10.1963 günlü, 357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun 10.11.1983
günlü, 2948 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile değiştirilen 29. maddesinin birinci
fıkrasında yer alan ".Milli Savunma Bakanı tarafından." ibaresi
ile ikinci fıkrasında yer alan "Bu cezalar kesin olup," ibaresi
ve 25. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ".veya disiplin
cezası tayinine." ibaresinin iptal edilmesi nedeniyle doğacak
hukuksal boşluk kamu düzenini ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın
153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3)
numaralı fıkrası gereğince iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de
yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VIII- SONUÇ
26.10.1963 günlü, 357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu'nun,
10.11.1983 günlü, 2948 sayılı Kanun'un 4. maddesiyle değiştirilen 29.
maddesinin;
A- Birinci fıkrasında yer alan "...Milli Savunma
Bakanı tarafından..." ibaresinin, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve
İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
B- Birinci fıkrasında yer alan "...Milli Savunma
Bakanı tarafından..." ibaresinin iptali nedeniyle uygulanma
olanağı kalmayan, 357 sayılı Kanun'un, 22.5.2012 günlü, 6318 sayılı Kanun'un
35. maddesiyle değiştirilen 25. maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"...veya disiplin cezası tayinine..." ibaresinin de, 30.3.2011 günlü,
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
C- İkinci fıkrasında yer alan "Bu cezalar kesin
olup," ibaresinin, Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Haşim
KILIÇ, Engin YILDIRIM, Celal Mümtaz AKINCI, Zühtü ARSLAN ile M. Emin KUZ'un
karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
D- Birinci fıkrasında yer alan "...Milli Savunma
Bakanı tarafından..." ibaresi, ikinci fıkrasında yer
alan "Bu cezalar kesin olup," ibaresi ve 357 sayılı
Kanun'un 25. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "...veya disiplin
cezası tayinine..." ibaresine ilişkin iptal hükümlerinin, Anayasa'nın 153.
maddesinin üçüncü fıkrası ile 6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK ALTI AY
SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
4.6.2014 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Zühtü ARSLAN
|
Üye
M. Emin KUZ
|
Üye
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
KARŞIOY GEREKÇESİ
357 sayılı Kanun'un 29. maddesinin birinci fıkrasında askeri
hakim subaylar hakkında "Milli Savunma Bakanı tarafından",
savunmaları aldırılarak, uyarma ve kınama cezaları verilebileceği, ikinci
fıkrasında da bu cezaların kesin olduğu belirtilmiştir. Birinci fıkradaki
"Milli Savunma Bakanı tarafından" ibaresi ile ikinci fıkradaki "Bu
cezalar kesin olup" ibaresi iptal edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, maddede birbirinden bağımsız
olarak uygulanabilecek nitelikte iki farklı kural düzenlenmiştir. Birinci
kural, askeri hakim subaylar hakkında uyarma ve kınama cezası verme yetkisini
Milli Savunma Bakanına bırakmakta, ikinci kural ise bu cezaların kesin olduğunu
öngörmektedir. Kaldı ki, bir an için birlikte değerlendirilmesi gerektiği
düşünülse bile, birinci fıkrada yer alan "Milli Savunma Bakanı
tarafından" ibaresi oybirliğiyle iptal edildiğinden, ikinci kuralın bu
ibareyle ilişkisi kesilmiş durumdadır. Bu nedenle, iptal kararında yer verilen
"disiplin cezası verme yetkisinin Milli Savunma Bakanı'na ait olduğu
gözönünde bulundurulduğunda bu cezalara karşı yargı yolunun kapalı
olması..." şeklindeki gerekçenin dayanağı bulunmamaktadır. Dolayısıyla
ikinci fıkradaki itiraz konusu ibarenin anayasaya uygunluk denetiminin her
durumda ayrı yapılması gerekir.
Anayasa, memurlar ve diğer kamu görevlilerine yönelik disiplin
cezalarına ilişkin olarak özel düzenlemelere yer vermiştir. Anayasanın 129.
maddesinin ikinci fıkrası savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası
verilemeyeceğini, üçüncü fıkrası da disiplin kararlarının yargı denetimi
dışında bırakılamayacağını belirtmektedir. Maddenin dördüncü fıkrası ise "Silahlı
Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır"
demek suretiyle, üçüncü fıkraya istisna getirmektedir.
Bu itibarla, Anayasanın 129. maddesinin dördüncü fıkrası, Silahlı
Kuvvetler mensupları ile hakim ve savcılar hakkında verilen disiplin
kararlarının yargı denetimi dışında bırakılmasına izin vermektedir. Esasen, bu
düzenleme Anayasanın 125. ve 159. maddelerinde ifadesini bulan hükümlerle uyum
içindedir. 125. madde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı kural olarak
yargı yolunun açık olduğunu, ancak Yüksek Askeri Şuranın kararlarının, bazıları
hariç olmak üzere, yargı denetimi dışında kaldığını belirtmektedir. Aynı
şekilde, 159. madde de, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun meslekten
çıkarma cezası dışında kalan kararlarına karşı yargı mercilerine
başvurulamayacağını ifade etmektedir.
Diğer yandan, her ne kadar 129. maddenin dördüncü fıkrasının
kanun koyucuya takdir yetkisi tanıdığı, dolayısıyla askeri hakimlere yönelik
disiplin cezalarının yargı denetimine açılabileceği savunulabilirse de, yasama
organının bu konudaki takdir yetkisini anılan cezaların kesin olması şeklinde
kullandığı, bunun da Anayasaya aykırı bir yönünün bulunmadığı açıktır. Ayrıca,
sivil hakim ve savcılara verilecek disiplin cezalarına karşı yargı yolunu
kapatan anayasa koyucunun askeri hakimlere verilen disiplin cezalarına karşı
yargı yolunu açık tuttuğunu savunmak zor görünmektedir.
Bu nedenle, sistematik yorum gereği konuya ilişkin anayasal
hükümler birlikte değerlendirildiğinde, anayasa koyucunun Silahlı Kuvvetler
mensupları ile hakim ve savcılar hakkında verilecek disiplin cezalarının, bazı
istisnalarla birlikte, yargı denetimi dışında bırakılmasını tercih ettiği
anlaşılmaktadır. Hiç kuşkusuz, bu tercihin genel anlamda hukuk devleti ilkesi,
özelde de hakimlik teminatı ve hak arama hürriyetiyle bağdaşmadığı
söylenebilir. Ancak mevcut anayasal düzenlemenin yanlış ya da eksik olduğunu
savunmak başka, değiştirilmediği müddetçe ona uygun kanuni düzenleme yapma
zorunluluğu başkadır. Birincisi anayasallık denetiminin kapsamında değildir.
Anayasa Mahkemesi, bir kuralın Anayasaya uygunluğunu denetlerken
anayasa koyucunun iradesiyle bağlıdır. Anayasanın hükümleri arasında bir
hiyerarşi ve üstünlük sıralaması olmadığı dikkate alındığında, Anayasanın 129.
maddesinin dördüncü fıkrasına dayanılarak çıkarıldığı anlaşılan kuralın
Anayasaya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Bu gerekçelerle, çoğunluğun iptal yönündeki görüşüne
katılmıyoruz.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Zühtü
ARSLAN
|
Üye
M.
Emin KUZ
|
FARKLI GEREKÇE
26.10.1963 günlü, 357 sayılı Askerî Hâkimler Kanunu'nun, 29.
maddesinin ikinci fıkrasındaki "Bu cezalar kesin olup, ilgilinin
kuvvet komutanlığındaki dosyası ile kıta şahsi dosyasına konur, siciline
işlenir." şeklindeki hükümde yer alan "Bu cezalar
kesin olup,"ibaresinin Anayasa'ya aykırılığı ileri sürülerek iptaline
karar verilmesi istenmiştir.
357 sayılı Askeri Hâkimler Kanunu'nun itiraz konusu 29.
maddesinin birinci fıkrasında, askeri hâkimler hakkında Milli Savunma Bakanı tarafından
verilecek disiplin cezaları "uyarma ve kınama" cezası
şeklinde düzenlenmiş; ikinci fıkrasında ise bu cezaların kesin olduğu
belirtilerek, disiplin cezalarına karşı yargı yolu kapatılmıştır.
Mahkememiz
çoğunluğu tarafından, ikinci fıkrada yer alan "kesin olup" ibaresi
mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı açısından Anayasa'nın 138.,
139., 140. ve 145. maddelerine aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.
İnceleme
konusu olayda askeri savcı veya hakim hakkında verilen bir disiplin cezası
bulunduğundan, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı açısından
Anayasaya aykırılık incelemesi yapılabileceği gibi; kanaatimizce, konunun
öncelikle Anayasa'nın 129. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları açısından incelenmesi
gerekmektedir. Nitekim Mahkememizin bazı üyeleri bu hükümlere dayanarak
inceleme konusu ibareleri Anayasa'ya aykırı bulmamıştır.
Anayasa'nın 129. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları şu
şekildedir:
"Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki
hükümler saklıdır".
Görüldüğü gibi, Anayasa'nın 129. maddesinin
üçüncü fıkrasında disiplin cezalarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı
hüküm altına alınmakla birlikte, dördüncü fıkrasında, Silahlı Kuvvetler
mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümlerin saklı olduğu
belirtilmiştir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde,ilk bakışta, üçüncü
fıkrada düzenlenen "disiplin kararları yargı denetimi dışında
bırakılamaz"şeklindeki hükme, dördüncü fıkra ile istisna getirildiği
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkında verilecek
disiplin cezalarının yargı denetiminin dışında bırakılabileceği düşünülebilir.
Anayasa'nın 129/3. maddesinin amacı disiplin cezalarının denetimsiz kalmaması
gerektiği ve denetimin de yargısal yolla yapılmasının zorunlu bulunduğuna
ilişkindir. İstisnayı öngören sonraki fıkra ile birlikte bu hüküm, tüm disiplin
cezalarının yargı denetimine tabi olduğu, ancak Silahlı Kuvvetler mensupları
ile hâkimler ve savcılar hakkında verilecek disiplin cezalarının yargısal
denetimi açısından, bu meslek mensuplarının durumlarını dikkate alarak,
yargısal denetimi de sağlayacak şekilde farklı bir düzenleme yapabileceği
şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimler ve savcılar ile silahlı kuvvetler
mensupları hakkında verilen disiplin cezalarının mutlak olarak yargısal
denetimindışında bırakıldığını söylemek mümkün olmamalıdır.Böyle birdüşünce
kabul edildiğinde, silahlı kuvvetler personeli hakkında verilen disiplin
kararlarına karşı yargı yolu öngören hükümlerin (örneğin 6413 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu'nun 45. maddesi) Anayasa'ya aykırı olduğunu
kabul etmek gerekirdi. O nedenle, Anayasa'nın 129. maddesinin üçüncü ve
dördüncü fıkralarını yorumlarken ve uygularken yargı denetimini yahut onun
yerine geçen bir denetimi sağlayacak şekilde yorumlamak ve uygulamakgereklidir.
Anayasa'nın
tüm maddeleri aynı etki ve değerde olup, aralarında bir üstünlük sıralaması
bulunmadığından, uygulamada bunlardan birine öncelik tanımak mümkündeğildir. Bu
nedenle, kimi zaman çelişen iki hükmün birlikte uygulanmasını sağlayacak
şekilde yorum yapılmalı, bazı hallerde de birlikte uygulanan iki kuraldan biri,
diğerinin sınırını oluşturabilmektedir (AYMK 18.10.2012 günlü,E.2012/40,
K.2012/158).
357 sayılı Askerî Hâkimler Kanunu'nun itiraz
konusu 29. maddesinin son fıkrasında askeri hâkimler hakkında verilen uyarma ve
kınama cezalarının kesin olduğu belirtilerek yargı yolu kapatıldığı gibi,
cezalara karşı herhangi bir itiraz hakkı tanınmayarak disiplin cezaları tamamen
denetim dışı bırakılmıştır.
Uyarma
ve kınama cezalarının, disiplin cezaları arasında yer alan en hafif cezalar
olduğundan yargı denetimi dışında tutulmuş olmalarında ciddi bir sakınca
olmadığı ileri sürülebilir.Ancak, 357 sayılı Askeri Hâkimler Kanunu'nun 15.
maddesi uyarınca askerî hâkimlerin birinci sınıfa ayrılabilmeleri için ikiden
fazla uyarma veya kınama cezası almamış olmak şartı getirildiğinden uyarma ve
kınama cezalarına karşı, cezaya muhatap olan kişinin yargı yoluna başvurmasında
hukuki menfaatinin bulunduğunu kabul etmek gerekir.
Hâkimler
ve savcılar hakkında cezai, disiplin ve hukuki sorumluluk öngörülebilir, ceza
veya disiplin soruşturması yapılabilir. Ancak bu konuya ilişkin hükümlerin
hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı ilkelerine uygun olması gereklidir.
Öngörülen soruşturma usulü, savunma hakkı, cezaların kimin tarafından ve nasıl
verildiği, verilen cezaya karşı itiraz edilebilmesi, bu itirazın inceleneceği
merci tüm bu konular hakimlerin bağımsızlığı ve teminat ile doğrudan ilgilidir.
O nedenle Anayasa m. 140,3'te bu konuların hakimlerin bağımsızlığı ve
teminatına ilişkin hükümlere göre kanunla düzenleneceği kabul edilmiştir. Keza
bütün bu konularda görev yapmak ve hakimlerin bağımsızlığı ve teminatını
gerçekleştirmek üzere Anayasa m. 159'da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
kurulmuştur.
Anayasa
koyucu, sivil hâkim ve savcılar hakkında verilecek disiplin cezalarının
yargısal denetimine ilişkin kuralları doğrudan doğruya Anayasa'nın 159.
maddesinin onuncu fıkrasında düzenlemiştir. Buna göre hâkim ve savcılar
hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından verilen meslekten
çıkarma cezası dışındaki disiplin cezalarına karşı yargı yolu kapatılmıştır.
Hâkimler
ve savcılar hakkında verilen meslekten çıkarma dışındaki disiplin cezalarına
karşı yargı yolu kapalı olmakla birlikte 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu Kanunu'nda disiplin cezalarına karşı etkili iç denetim
mekanizması oluşturulmuştur.
Nitekim
6087 sayılı Kanun'un 4. maddesinde hâkimler ve savcılar hakkında disiplin
cezası verme yetkisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesine
tanınmış, 33. maddesinde ise, disiplin cezasına karşı ilgililerin disiplin
cezası veren Daireye yeniden inceleme talebinde bulunma; Dairenin yeniden
inceleme üzerine verdiği kararlara karşı da, en az onbeş üyeden oluşan Genel
Kurula karşı itiraz hakkı tanınmıştır.
Görüldüğü
gibi, Kanun koyucu, Anayasa m. 129,4 ile kendisine verilen yetki kapsamında,sivil
hâkimler ve savcılar hakkında verilen disiplin cezalarına karşı özel düzenleme
yaparak, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre görev
yapan, aralarında yüksek yargı ve yargı mensuplarının da bulunduğu bir Kurula
itiraz etme hakkı tanıyarak, disiplin cezalarına karşı etkili bir başvuru yolu
getirmiş, bu şekilde yargısal denetim sistemi öngörmüştür. Böylece Anayasa m.
129,3 hükmünün de gereğini yerine getirmiştir.
Anayasa
m. 145,4 gereğince askeri hakim ve savcılar hakkında da disiplin soruşturması
ve ceza verilmesi gibi hususların hakimlerin bağımsızlığı ve teminatı
esaslarına göre kanunla düzenleneceği kabul edilmiştir.Bu açıdan 357 sayılı
Askeri Hâkimler Kanunu'nun 29. maddesine baktığımızda, askeri hâkimler hakkında
uyarma ve kınama cezası verme yetkisi yürütme organının üyesi olan Milli
Savunma Bakanına verilmiş, ayrıca bu cezaların itiraz konusu ibarelerle kesin
olduğu kabul edilerek bunlara karşı yargı yolu kapatılmış, sivil hakim ve
savcılarda olduğu gibi, kurumun kendi içinde deetkili, hakimlerin bağımsızlığı
ve teminatı esaslarına göre görev yapanbir iç denetim mekanizması da
getirilmemiştir. O nedenle Anayasa'nın 129. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı
hareket edilmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, 357
sayılı Askerî Hâkimler Kanunu'nun, 29. maddesinin ikinci fıkrasındaki ".kesin
olup,." ibaresi askeri
hâkimler ve savcılarhakkında verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı
yolunu kapattığından Anayasa'nın 129. maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı
olduğundan iptali gerekmektedir.
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Hasan Tahsin GÖKCAN
|