ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2011/13
Karar Sayısı : 2012/45
Karar Günü : 22.3.2012
R.G. Tarih-Sayı : 21.07.2012-28360
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Birecik Asliye Hukuk
Mahkemesi
(E. 2011/13, E. 2011/14)
İTİRAZLARIN KONUSU: 1- 8.5.1991 günlü, 3717
sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve
Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten
Kaldırılması Hakkında Kanun'un 23.7.2010 günlü, 6009 sayılı Kanun'un 30.
maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin,
2- 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun;
a- 2. maddesinin,
b- (1) sayılı Tarifesinin '(A) Mahkeme Harçları' bölümüne 6009
sayılı Kanun'un 20. maddesiyle eklenen (V) numaralı fıkranın,
Anayasa'nın 2., 10., 36. ve 55. maddelerine aykırılığı
savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Kamulaştırma bedelinin artırılması talebiyle açılan davalarda,
keşif işlemleri için harç ve ücret alınmasının Anayasa'ya aykırı olduğu
iddiasını ciddi gören Mahkeme, kuralların iptali için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 8.5.1991 günlü, 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını
Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı Harçlar
Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun'un 23.7.2010
günlü, 6009 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değiştirilen itiraz konusu 2.
maddesi şöyledir:
'Daire dışında yapılması gereken her keşif ve icra işlemi
için; hâkimlere, Cumhuriyet savcılarına, askerî mahkemelerdeki subay üyelere,
adlî tabiplere, icra müdürleri ve yardımcıları ile icra işlemlerini yapmakla
yetkili memurlara, Hazine avukatlarına, Hazine avukatı olmayan il ve ilçelerde
davaları takibe yetkili daire amirleri ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa göre
yetkili kılınan kişilere (275); yazı işleri müdürlerine, hâkim veya Cumhuriyet
savcısının kararı üzerine görevlendirilen sosyal çalışmacı, psikolog ve
pedagoglara, muhakemat hizmetlerinde görev yapan memurlara, zabıt kâtiplerine
ve ceza ve infaz kurum personeli hariç olmak üzere diğer adlî ve idarî yargı
personeline (200); mübaşir ve hizmetlilere (150) gösterge rakamının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar yol tazminatı ödenir.
Bu madde uyarınca yol tazminatı bütçenin ilgili tertibinden her
ayın sonunda ödenir ve ayrıca yevmiye ödenmez.
Bir kişinin alacağı aylık yol tazminatı tutarı, en yüksek Devlet
memuru aylığının ek gösterge dahil iki katını geçemez.
Kamu adına takibi gereken işler ile Hazine avukatlarına, Hazine
avukatı olmayan il ve ilçelerde davaları takibe yetkili daire amirlerine
ödenecek yol giderleri ile yol tazminatı, bu madde hükümlerine göre bütçenin
ilgili tertibinden ödenir.
Bu madde uyarınca ödenen yol tazminatı damga vergisi hariç
herhangi bir vergiye tabi tutulmaz.
Yol giderleri ilgili kişiler tarafından karşılanır. Görülen işler
birden fazla ise ödenecek yol gideri uzaklıkla orantılı şekilde hesaplanır.'.
2- 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun;
a- itiraz konusu 2. maddesi şöyledir:
'Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede
yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir.
Ceza mahkemelerinde şahsi hukuka ait hakların hüküm altına
alınması hâlinde de, celse harçları hariç olmak üzere (1) sayılı tarifeye göre
harç alınır.'
b- itiraz konusu (1) sayılı Tarifesinin '(A) Mahkeme Harçları'
bölümüne 6009 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle eklenen (V) numaralı fıkra
şöyledir:
'V. Keşif harcı: 120 TL. (Mahkemelerce re'sen veya
istem üzerine verilen keşif ya da tespit kararlarını yerine getirmek için)'.
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararlarında, Anayasa'nın 2., 10., 36. ve 55. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Haşim
KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Serruh KALELİ, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep
KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi
DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla2011/13 ve
2011/14 Esas sayılı dosyalarda 24.2.2011 gününde yapılan ilk inceleme
toplantılarında öncelikle uygulanacak kural sorunu üzerinde durulmuştur.
A- Anayasa'nın 152. maddesi ile 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada
uygulanacak bir kanun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan
birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa,
ilgili kural ya da kuralların iptali için Anayasa Mahkemesi'ne
başvurmaya yetkilidir. Ancak bu hükümler uyarınca, bir mahkemenin Anayasa
Mahkemesi'ne başvurabilmesi için, yöntemince açılmış, mahkemenin görevine giren
bakmakta olduğu bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralın da bu davada
uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın
değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada
olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikteki kanun veya kanun hükmünde
kararnamelerdir.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 492 sayılı Kanun'un 2.
maddesinin tamamının iptali istemiyle başvurmuştur.
İtiraz konusu kuralın ikinci fıkrasında, ceza mahkemelerinde şahsi
hukuka ait hakların hüküm altına alınması hâlinde, celse harçları hariç olmak
üzere Kanun'a bağlı (1) sayılı Tarifeye göre harç alınacağı hükme bağlanmıştır.
Dolayısıyla anılan fıkranın hukuk davası niteliğindeki bakılmakta olan
davalarda uygulanması mümkün değildir.
Bu nedenle 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 2.
maddesinin ikinci fıkrasının, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme'nin bakmakta
olduğu davalarda uygulanma olanağı bulunmadığından, bu fıkraya ilişkin
başvuruların Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine oybirliğiyle karar
verilmiştir.
B- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi
gereğince 2011/13 ve 2011/14 Esas sayılı dosyalarda 24.2.2011
gününde yapılan ilk inceleme toplantılarında;
1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca,
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme'nin çalışıp
çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme'nin
çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah
OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI'nın, gerekçesi 2010/68 esas
sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve oyçokluğuyla,
2- Dosyalarda eksiklik bulunmadığından:
a- 8.5.1991 günlü, 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını
Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 sayılı Harçlar
Kanunu'nun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun'un 23.7.2010
günlü, 6009 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin,
b- 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun;
aa- 2. maddesinin birinci fıkrasının,
bb- (1) sayılı Tarifesinin Yargı Harçları başlıklı '(A) Mahkeme
Harçları' bölümüne 6009 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle eklenen (V) numaralı
fıkranın,
esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- BİRLEŞTİRME KARARI
24.2.2011 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, 2011/14 Esas
sayılı davanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2011/13 Esas sayılı dava
ile birleştirilmesine, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2011/13 Esas
sayılı dosya üzerinden yürütülmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Uygulanacak Kural Sorunu
Anayasa'nın 152. maddesi ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 40. maddesine göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu davada
uygulanacak bir kanun veya kanun
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan
birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa,
ilgili kural ya da kuralların iptali için Anayasa Mahkemesi'ne
başvurmaya yetkilidir. Ancak bu hükümler uyarınca, bir mahkemenin Anayasa
Mahkemesi'ne başvurabilmesi için, yöntemince açılmış, mahkemenin görevine giren
bakmakta olduğu bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralın da bu davada uygulanacak
olması gerekir. Uygulanacak kural ise, bakılmakta olan davanın değişik
evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada
olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikteki kanun veya kanun hükmünde
kararnamelerdir.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 3717 sayılı Kanun'un 6009 sayılı
Kanun'un 30. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin tamamının iptalini
istemektedir.
İtiraz konusu kuralın birinci fıkrasında, daire dışında yapılması
gereken her keşif ve icra işlemi için, hâkim ve savcılar ile adalet personeline
belli gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak
tutar kadar 'yol tazminatı' ödeneceği; ikinci fıkrasında, anılan tazminatın
bütçenin ilgili tertibinden karşılanacağı; üçüncü fıkrasında, bir kişinin
alacağı aylık toplam yol tazminatı tutarının üst sınırı; dördüncü fıkrasında,
kamu adına takibi gereken işler ile Hazine avukatlarına, Hazine avukatı olmayan
il ve ilçelerde davaları takibe yetkili daire amirlerine ödenecek yol giderleri
ve yol tazminatının bütçenin ilgili tertibinden karşılanacağı; beşinci
fıkrasında ise yol tazminatının damga vergisi hariç herhangi bir vergiye
tabi tutulmayacağıdüzenlenmektedir. Keşif işlemine katılacak kamu görevlileri,
genel bütçenin ilgili tertibinden yapılacak söz konusu ödemelere keşfe
katılmakla birlikte kendiliğinden hak kazanırlar. Bunun için Mahkeme'nin
herhangi bir karar vermesi ya da işlem yapması gerekmez. Yapılan ödemelerin
daha sonra yargılama gideri olarak taraflara yükletilmesi ise usul kanunlarında
yer alan yargılama giderlerine ilişkin özel hükümlerin konusudur. Dolayısıyla
itiraz konusu kuralın anılan fıkraları bakılmakta olan davalarda uygulanacak
kural niteliğinde değildir.
Bu nedenle 8.5.1991 günlü, 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet
Davalarını Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 Sayılı
Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun'un,
23.7.2010 günlü, 6009 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin
birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının, itiraz başvurusunda
bulunan Mahkeme'nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından,
bu fıkralara ilişkin başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
1- 3717 sayılı Kanun'un 6009 sayılı Kanun'un 30. Maddesiyle Değiştirilen
2. Maddesinin Son Fıkrasının İncelenmesi
Başvuru kararlarında, kuralın Anayasa'ya aykırılığına ilişkin
doğrudan bir gerekçe gösterilmemiş, 6009 sayılı Kanun ile keşfe katılan kamu
görevlilerine ödenen yol tazminatına ilişkin sistemin bütünüyle değiştirilmesi
Anayasa'ya aykırı görülerek, anılan sistemin bir parçası olan 3717 sayılı
Kanun'un 2. maddesinin diğer fıkraları yanında son fıkrasını oluşturan kuralın
da, Anayasa'nın 2., 10., 36. ve 55. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralın birinci cümlesinde, daire dışında yapılması
gereken keşif işlemleri için gerekli yol giderinin ilgili kişiler tarafından
karşılanacağı; ikinci cümlesinde, görülen işler birden fazla ise ödenecek
yol giderinin uzaklıkla orantılı şekilde hesaplanacağı düzenlenmiştir.
3717 sayılı Kanun'un 6009 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değiştirilen 2.
maddesinin dördüncü fıkrasında kamu adına takibi gereken işler ile Hazine
avukatları ve davaları takibe yetkili daire amirleri için ödenecek yol
giderleri özel olarak hüküm altına alınmış olup, bunlar kural kapsamında
değildir.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan 'sosyal hukuk devleti', insan
haklarına dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk içinde yaşamalarını
güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu yararı arasında adil bir
denge kurabilen, millî gelirin adalete uygun biçimde dağıtılması için gereken
önlemleri alan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak sosyal adaleti ve toplumsal
dengeleri gözeten devlettir.
Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında 'Herkes, meşru
vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve
davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir'
hükmüne yer verilmiştir. Maddeyle güvence altına alınan hak arama özgürlüğü ve
adil yargılanma hakkı, kendisi bir temel hak niteliği taşımasının yanında,
diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların
korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birisidir. Kuşkusuz bireylere
iddialarını ispat etmek için delil ileri sürme olanağının tanınması da adil
yargılanma hakkının gereklerindendir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde, ispat
yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan
hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu; 25. maddesinin (2)
numaralı fıkrasında, hâkimin kanunla belirtilen durumlar dışında kendiliğinden
delil toplayamayacağı düzenlenmiştir. Buna göre hukuk yargılamasında keşif
yapılabilmesi için, kural olarak kendi lehine hak çıkaracak olan tarafın
talepte bulunması gerekir.
Özel hukuka ilişkin bir uyuşmazlıkta, iddia edilen vakıayı ispat
ederek buna bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkarmak isteyen ve bu
nedenle keşif yapılması talebinde bulunan taraftan, işlem daire dışında
yapılması gerektiğinde, işleme katılacakları mahalline götürüp getirecek aracı
işleten kişiye ödenecek olan yol giderinin alınması doğaldır. Yol giderini
ödeme gücü olmayanların ise 6100 sayılı Kanun'un 334 ilâ 340. maddeleri
arasında düzenlenmiş olan adlî yardım müessesinden yararlanma olanakları bulunmaktadır.
Diğer taraftan 6100 sayılı Kanun'un 325. maddesinde, hâkim
tarafından re'sen başvurulması gereken deliller için gereken giderlerin
taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine,
tarafların ödememesi durumunda, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan
alınmak üzere Hazineden ödenmesine karar verileceği hükme bağlanmıştır. 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasında,
Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her
çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları; 31. maddesinde, keşif
işlemlerine hukuk yargılamasındaki hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş
olduğundan, 6100 sayılı Kanun'un 325. maddesi idari yargı alanında yapılacak
keşif işlemleri yönünden de uygulanır. Buna göre hukuk ve idari yargı
alanlarında re'sen keşif yapılmasına karar verilmesi gereken durumlarda, yol
giderinin ödenmemesi taraflar aleyhine sonuç doğurmaz, ödeme gücüne
bakılmaksızın bu gider Hazineden karşılanır.
İtiraz konusu kuralın birinci cümlesinde taraflara yol giderini
ödeme yükümlülüğü getirilmekle birlikte, bunun keşif deliline dayanılmasını
engellememesi için gerekli yasal tedbirlere de yer verilmiştir. İtiraz konusu
kuralın ikinci cümlesinde ise birden fazla keşif işleminin yapılması gereken
durumlarda, yol giderinin uzaklıkla orantılı olarak hesaplanacağı düzenlenerek,
hakkaniyet ölçü alınmıştır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa'nın 2. ve 36.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 10. ve 55. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
2- 492 sayılı Kanun'un 2. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelemesi
Başvuru kararlarında, kuralın Anayasa'ya aykırılığına ilişkin
doğrudan bir gerekçe gösterilmemiş, keşif harcını düzenleyen 492 sayılı
Kanun'un (1) sayılı Tarifesinin '(A) Mahkeme Harçları' bölümüne 6009 sayılı
Kanun'un 20. maddesiyle eklenen (V) numaralı fıkrası Anayasa'ya aykırı
görüldüğünden, anılan harç dahil tüm yargı harçlarının alınmasının dayanağını
teşkil eden kuralın da Anayasa'nın 2., 10., 36. ve 55. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, 492 sayılı Kanun'un (1) sayılı Tarifesinde
belirtilen yargı işlemlerinden harç alınması düzenlenmiştir. Kural,
sadece keşif işlemine ilişkin olmayıp, tüm yargı hizmetlerinden alınacak
harçların dayanağını oluşturmaktadır. Dolayısıyla kuralla ilgili sorun, yargı
hizmetlerinden harç alınıp alınamayacağına ilişkindir.
Harç, kamu kurum ve kuruluşlarının sunduğu hizmetlerden
yararlananlardan, bu yararlanmaları karşılığı alınan bedeldir. Kuşkusuz yargı
hizmetleri de, kamu kurumlarının sunduğu en önemli hizmetlerden biridir.
Anayasa'da yargı hizmetlerinin ücretsiz olarak verileceğine ve Devletin harç
alma yetkisi dışında tutulacağına dair hüküm bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa'nın 2. ve 36.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 10. ve 55. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
3- 492 Sayılı Kanun'un (1) sayılı Tarifesinin '(A) Mahkeme
Harçları' Bölümüne 6009 sayılı Kanun'un 20. Maddesiyle Eklenen (V) Numaralı
Fıkranın İncelenmesi
Başvuru kararlarında, keşif harcı alınmasının meşru bir
dayanağının bulunmadığı, keşif işleminin bedelinin Devlete değil işlemin
yapılmasına katılan kamu görevlilerine ödenmesi gerektiği, 6009 sayılı Kanun
ile yapılan değişikliklerin bu bedelin harç adı altında hazineye
aktarılmasından sonra genel bütçe üzerinden keşfe katılan kamu görevlilerine
ödenmesini düzenlemek suretiyle kamu görevlilerinin hak ettikleri bedele çok
geç kavuşmaları sonucunu doğurduğu, davanın açılması sırasında alınan
harcın yanında yargılama devam ederken ayrıca keşif harcı adı altında bir harç
alınmasının hak arama hürriyetini engellediği, harç muafiyetlerine ilişkin
hükümlerin keşif harcı bakımından uygulanmamasının eşitlik ilkesini ihlal
ettiği belirtilerek itiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 2., 10., 36. ve
55. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralla, mahkemelerce re'sen veya istem üzerine
verilen keşif ya da tespit kararlarının yerine getirilmesi için 120 TL keşif
harcı alınacağı düzenlenmiştir. Keşif işlemine katılan hâkim ve Cumhuriyet
savcıları ile adalet personeline ödenecek olan yol tazminatının kuralla
doğrudan bir ilgisi olmayıp, bu husus 3717 sayılı Kanun'un 6009 sayılı Kanun'un
30. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Keşif işlemi, kural olarak ilgili tarafın talebi üzerine, ileri
sürülen iddianın ispatı bakımından delil elde edilmesi biçimindeki kişisel
yararın sağlanması için, daire dışında ve kamu görevlilerinin ayrı bir emek
sarf etmesi suretiyle verilen bir yargı hizmeti olup, bunun ayrıca harç konusu
yapılması harçlara ilişkin anayasal ilkelere aykırı değildir.
Anayasa Mahkemesi'nin 20.10.2011 günlü, 2011/54 Esas ve 2011/142
Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kanun koyucunun yargı hizmetlerinin
verilmesi karşılığında harç alınması biçiminde düzenleme yapma yetkisi
bulunmakla birlikte, bunun Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil
yargılanma hakkını ihlal etmemesi için 'harcın miktarının makul olması',
'harcın alınmasında haklı bir amacın olması', 'ulaşılmak istenen amaç ile harç
miktarı arasında orantı olması' ve 'ödeme gücü olmayanlar bakımından etkili
adlî yardım sisteminin olması' kriterlerine uyulması gerekmektedir. Nitekim
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları da bu yöndedir (Tolstoy-Miloslavsky/İngiltere, 13.6.1995,
No: 18139/91; Kreuz/Polonya, 18.6.2001, No: 28249/95; Bakan/Türkiye,
12.6.2007, No: 50939/99; Ülger/Türkiye, 26.6.2007, No: 25321/02).
Keşif harcını ödeme gücü olmayanların 6100 sayılı
Kanun'un 334 ilâ 340. maddeleri arasında düzenlenmiş olan adlî yardım
müessesinden yararlanma olanağı bulunmaktadır. Diğer taraftan 6100 sayılı
Kanun'un 325. maddesinde re'sen keşif yapılmasına karar verilmesi gereken
durumlar için adlî yardım hükümlerinden daha geniş bir düzenlemeye yer
verilerek, taraflarca ödenmeyen giderlerin ödeme gücüne bakılmaksızın Hazineden
karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla keşif harcını ödeme gücü
olmayanlar bakımından adlî yardım olanağı bulunmaktadır. Diğer yandan harcın,
haklı bir amaç taşıması, makul ve orantılı olması ilkelerine de aykırı
bir yönü bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa'nın 2. ve 36.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 10. ve 55. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
VII- SONUÇ
1- 8.5.1991 günlü, 3717 sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını
Takip Edenlere Yol Gideri ve Tazminat Verilmesi ile 492 Sayılı Harçlar
Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılması Hakkında Kanun'un, 23.7.2010
günlü, 6009 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değiştirilen 2. maddesinin son
fıkrasının,
2- 2.7.1964 günlü, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun;
a- 2. maddesinin birinci fıkrasının,
b- (1) SAYILI TARİFE'sinin '(A) Mahkeme Harçları' bölümüne 6009
sayılı Kanun'un 20. maddesiyle eklenen (V) numaralı
fıkranın,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 22.3.2012
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal
TERCAN
|