ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2011/53
Karar Sayısı : 2012/27
Karar Günü : 22.2.2012
R.G. Tarih-Sayı :
06.07.2012-28345
İPTAL DAVASINI AÇAN : Anamuhalefet (Cumhuriyet
Halk) Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri M.
Akif HAMZAÇEBİ ile Muharrem İNCE
İPTAL DAVASININ KONUSU : 8.3.2011 günlü, 6172
sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun:
1- 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan ''bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir'
ibaresinin,
2- 4. maddesinin;
a- (2) numaralı fıkrasının,
b- (8) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ''birlik
üyesi seçmek'' ibaresinin,
3- 6. maddesinin (6) numaralı fıkrasının birinci, ikinci,
üçüncü ve dördüncü cümlelerinin,
4- 10. maddesinin (1) numaralı fıkrasının sekizinci cümlesinin,
5- 18. maddesinin (5) numaralı fıkrasının,
6- 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan ''Bakan
onayı'' ibaresinin,
7- Geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
a- Birinci cümlesinin,
b- İkinci cümlesinde yer alan 'Aksi takdirde bu birliklerin
tüzel kişiliği kendiliğinden sona erer'' ibaresinin,
Anayasa'nın 2., 10., 43., 123., 126., 127., 160. ve 168.
maddelerine aykırılığı savıyla iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına
karar verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
8.3.2011 günlü, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun dava
konusu kuralları da içeren 1., 4., 6., 10., 18., 20. ve Geçici 1. maddeleri
şöyledir:
'Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı; ülkenin su varlık ve kaynaklarının
rasyonel kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da
inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini gayelerine uygun şekilde kullanmak,
işletmek, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün onayını almak suretiyle
işlettirmek, bu tesislerin bakım, onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek,
tesisi geliştirmeye yönelik yeni projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi
yenilemekle görevli sulama birliklerinin kuruluşu, organlar ile görev ve
yetkilerini düzenlemektir.
(2) Sulama birlikleri kamu tüzel kişiliğine sahip olup, bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir.'
'Birliğin tüzel kişilik kazanması ve birliğe üyelik
MADDE 4- (1) Birlik; tek yerleşim biriminden oluşan birlikler hariç
olmak üzere, görev alanı içinde bulunan her yerleşim biriminden; üçüncü
dereceye kadar hısım olmayan ve her yerleşim biriminden en az birer kişi ve
toplamda beş kişiden az olmamak üzere su kullanıcılarının imzaladığı birlik ana
statüsünün, DSİ'nin de görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça onaylanması sonucu
tüzel kişilik kazanır.
(2) Birliğin hizmeti, mahalli müşterek ihtiyaç niteliğinde olup
birlik, 3 üncü maddede yer alan çalışma konuları ve devir sözleşmesinde
belirtilen esaslar çerçevesinde, DSİ'nin sahip olduğu görev ve yetkilere
sahiptir.
(3) Birliğe üyelik kaydı, birlik meclisinin teşekkülüne kadar
kurucular kurulu tarafından yapılır.
(4) İlk birlik meclisi seçimlerinin yapılabilmesi için, birliğin
tüzel kişilik kazanmasından itibaren bir yıl içinde en az onsekiz üyelik
kaydının tamamlanmış olması şarttır. Bu süre içinde, öngörülen sayıda üyelik
kaydının gerçekleştirilememesi durumunda kurucular kurulu, birliğin tüzel
kişiliğini sona erdirmek üzere Bakanlığa başvurmak zorundadır.
(5) İlk üyelik kaydı sırasında bir defaya mahsus olmak üzere
katılım payı tahsil edilir. Katılım payı, birlikler için Bakanlar Kurulu kararı
ile yürürlüğe konulan yılı sulama ve kurutma tesisleri işletme ve bakım ücret
tarifelerinde dekar başına tespit edilen en düşük ücret tarifesinden aşağı
olamaz.
(6) Kurucular kurulunun çalışma usul ve esasları, üyelik kaydının
nasıl yapılacağı, katılım payının tahsili ve öngörülen sayıda üyelik kaydının
gerçekleştirilememesi sebebiyle tüzel kişiliğin sona erdirilmesi durumunda
katılım paylarının, o zamana kadar yapılan masraflar düşüldükten sonra iadesine
ilişkin hususlar birlik ana statüsünde belirlenir.
(7) Birlik görev alanında yer alan her su kullanıcısı gerçek ve
tüzel kişi o birliğe üye olma hakkına sahiptir.
(8) Birlik üyelerinin hakları şunlardır:
a) Birlik meclisi toplantılarını izlemek.
b) Birliğe olan borçlarını su kullanım hizmet bedelini ve
cezalarını ödemiş olmak şartıyla birlik üyesi seçmek ve meclis
üyesi seçilmek.
c) Birliğin sağladığı her türlü hizmetten faydalanmak.
ç) Birlik faaliyetleri ile ilgili bilgi istemek.
(9) Birlik üyelerinin yükümlülükleri şunlardır:
a) Birlik tarafından tahakkuk ettirilen su kullanım hizmet
bedelini ve borçlarını düzenli olarak ödemek.
b) Birlik tarafından su yetersizliğine bağlı olarak yapılan ekim
planlamasına uymak, sulama planlaması ve su dağıtım ve münavebe programlarına
katılmak.
c) Arazisi üzerinde yer alan sulama tesisini korumak, kişisel
kusurlarından dolayı meydana gelen zararları gidermek, aksi takdirde bu
zararları gidermek için birliğin yapacağı her türlü harcamayı birliğe ödemek.
ç) Birliğin sorumluluğunda olan tesisler ile kullanılan her türlü
ekipmana zarar vermemek, zarar verilmesi durumunda bu zararı tazmin etmek.
d) Birliğin çalışma konuları ile ilgili olarak istediği her türlü
bilgiyi zamanında ve eksiksiz olarak vermek.
e) Birliğin sorumluluğunda olan tesisler üzerinde yapılan işletme,
bakım ve onarım çalışmaları için arazisine girilmesine izin vermek.
(10) Birlik üyeliğinden çıkarılma şartları şunlardır:
a) Su kullanıcısı olma vasfını kaybetmek.
b) Birlik ana statüsüne veya birlik meclisi ve yönetim kurulu
kararlarına aykırı davranmak.
(11) Su kullanıcısı olma vasfını kaybedenleri birlik üyeliğinden
çıkarmaya yönetim kurulu; diğer nedenlerle birlik üyeliğinden çıkarmaya yönetim
kurulunun teklifi üzerine birlik meclisi yetkilidir.
(12) Yönetim kurulu veya birlik meclisi tarafından verilen
üyelikten çıkarma kararları, kararın alınmasından itibaren otuz gün içerisinde
yönetim kurulu tarafından ilgilisine bildirilir. Yönetim kurulu veya birlik
meclisi tarafından birlik üyeliğinden çıkarılanlar, bu kararın tebliğinden
itibaren kırkbeş gün içinde birlik meclisine itiraz edebilir. İtirazlar ilk
birlik meclisi toplantısında sonuçlandırılır ve otuz gün içerisinde ilgilisine
bildirilir. Bu kararlara karşı yargıya başvurma hakkı saklıdır.'
'Birlik meclisine üyelik şartları, seçilme esasları, görev ve
yetkileri
MADDE 6- (1) Birlik meclisine üyelik şartları
şunlardır:
a) Kamu hizmetlerinden kısıtlı olmamak.
b) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü
maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan
dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle ya da Devletin güvenliğine karşı suçlar,
Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas,
ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal
edinme suçlarından hapis cezasına mahkûm olmamak.
c) Onsekiz yaşını tamamlamış olmak.
ç) Birlik görev alanı içinde mülk sahibi olmak ya da araziyi
fiilen kullanmak üzere en az beş yıl süre için kiralamış olmak.
d) Seçim tarihi itibarıyla en az iki yıl süreyle su kullanıcısı
olmak.
(2) Mülk sahibi ve araziyi kiralayan aynı anda aynı arazi için
birlik meclisine üye olamaz. Birlik görev alanı içindeki birden fazla yerleşim
biriminde arazisi bulunan ya da araziyi kiralamış olanlar, söz konusu
arazilerin bulunduğu yerleşim birimlerinin yalnız birinden meclis üyeliğine
aday olabilir.
(3) Birlik meclisi, birliğe üye su kullanıcıları tarafından
seçilen üyelerden oluşur. Birlik meclisi üye sayısı, birlik ana statüsünde
belirtilir.
(4) Birlik meclisi üyelerinin yerleşim birimlerine göre dağılımı,
her yerleşim biriminden en az iki temsilci olmak üzere birlik imkanları ile
sulanan toplam arazinin her yerleşim biriminde sulanan toplam araziye
oranlanması suretiyle bulunur.
(5) Birlik meclisi üyelerinin yerleşim birimlerine göre dağılımı
görev alanı ve tapu kayıtları gözönünde bulundurularak DSİ bölge müdürlüğü
kayıtları esas alınmak suretiyle tespit edilir.
(6) Birlik meclisi üyeliği seçimlerinde kullanılacak oy
sayısı, birlik görev alanı içindeki işletmeye açılmış toplam sulama alanının
aynı alan içindeki ortalama parsel büyüklüğüne bölünmesiyle tespit edilir. Her
birlik üyesi, sulama alanındaki arazisinin ortalama parsel büyüklüğüne
bölünmesiyle bulunacak sayıda oy hakkına sahiptir. Ancak oy hakkı beşi geçemez.
Hesaplama sonucu bulunacak küsuratlı değer yarıma eşit ve büyükse bir
yukarısına tamamlanır. Birlik meclisi üyeliği seçiminde oy kullanacak
su kullanıcılarına ait liste birlik merkezinin bulunduğu yerin seçim kurulu
tarafından seçim tarihinden üç ay önce ilan edilir. Listelere yapılan itirazlar
seçim kurulu tarafından karara bağlanır.
(7) Birlik meclisi üyeleri dört yıl için seçilir.
(8) Birlik meclisi üyeliği seçimi, birlik merkezinin bulunduğu
yerin seçim kurulu tarafından yapılır.
(9) Seçim gizli oy, açık tasnif usulüyle yapılır. Seçimle ilgili
diğer hususlar çerçeve ana statü ile belirlenir.
(10) Birlik meclisi her yıl iki defa birlik merkezinin bulunduğu
yerde olağan olarak toplanır. Toplantıda üye tam sayısının salt çoğunluğunun
bulunması gerekir. Nisap sağlanamadığı takdirde toplantı yedi gün sonraya tehir
edilir ve bu toplantıda nisap aranmaz.
(11) Birlik meclisi, başkanın veya üyelerin üçte birinin yazılı
isteği üzerine olağanüstü toplanır. Olağanüstü toplantının nisabı, olağan
toplantıda olduğu gibidir.
(12) Birlik meclisinde kararlar, toplantıya katılanların salt
çoğunluğu ile alınır. Ancak birliğin iç ve dış kaynaklı kredi kullanması,
sulama ücretinin tespiti, cezaların tayini ve katılım payının belirlenmesine
ait kararlarda birlik meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin oyu aranır.
(13) Birlik meclisinin toplantı ve çalışma usul ve esasları
çerçeve ana statüde belirlenir.
(14) Birlik üyeleri, birlik meclisi kararının kanun, birlik ana
statüsü ve sunulan hizmetin gereklerine aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıyı
takip eden otuz gün içinde birlik merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye
başvurabilir.
(15) Birlik meclisinin görev ve yetkileri şunlardır:
a) Başkanı seçmek.
b) Yönetim ve denetim kurullarının asıl ve yedek üyelerini seçmek.
c) Yönetim ve denetim kurulunu denetlemek ve ibra etmek.
ç) Bütçe ve çalışma programını tespit, tetkik, kabul ya da
reddetmek.
d) Tesislerden birliğin kuruluş gayesine uygun olanların
devralınmasına karar vermek.
e) Birliğin işlerinin yürütülmesi için çalıştırılması gereken
personelle ilgili politikaları tespit etmek ve çalıştırılacak personelle
sözleşme akdi yapmak için başkana yetki vermek, yönetim kurulu üyelerine brüt
asgari ücretin yüzde ellisini ve başkana brüt asgari ücretin üç katını geçmemek
üzere aylık olarak ödenecek huzur hakları ile denetim kurulu üyelerine brüt
asgari ücreti geçmemek üzere yılda bir kez ödenecek huzur haklarını tespit
etmek.
f) Birlik adına yapılacak sözleşme esaslarını tespit etmek, araç,
gereç ve iş makinesi temini veya satın alınması, işletme, bakım ve onarım
hizmetleri ve yeni tesis ve rehabilitasyon çalışmaları ile diğer işlerin
ihaleyle üçüncü kişilere yaptırılmasına karar vermek ve bu hususlarda yönetim
kuruluna sözleşme yapma yetkisi vermek.
g) Birliğin sulama hizmetinin gerektirdiği yatırım, bakım ve
onarım giderleri için borç kullanımına karar vermek.
ğ) Birlik ana statüsünde, Bakanlığın görüşüne uygun olarak
değişiklik yapmak.
h) Birliğin feshine, üye tam sayısının üçte ikisinin oyu ile karar
vermek.
ı) Birliğin faaliyetleri ve birlik çalışanlarının koordinasyonuyla
ilgili düzenlemeleri yapmak, ceza tarifelerini tasdik etmek, su kullanım hizmet
bedelini Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan yılı sulama ve kurutma
tesisleri işletme ve bakım ücret tarifelerinde dekar başına tespit edilen en
düşük ücret tarifesinden aşağı olmamak üzere belirlemek.
i) Gözlemcilerin hazırladıkları raporlar ile teklif ve tavsiyeleri
görüşmek.'
'Birlik bütçesi
MADDE 10- (1) Birliğin çalışma programına
uygun olarak hazırlanan bütçe, birliğin mali yıl ve izleyen iki yıl içindeki
gelir ve gider tahminlerini gösterir. Bütçe ile gelirlerin toplanması ve
harcamaların yapılmasına izin verilir. Bütçeye ayrıntılı harcama programları
ile finansman programları eklenir. Mali yıl takvim yılıdır. Bütçe dışı harcama
yapılamaz. Başkan bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde
harcanmasından sorumludur. Bütçelerde gelir ve gider denkliğinin sağlanması
esastır. Birlik meclisince kabul edilen bütçe, ilgili DSİ bölge
müdürünün onayı ile yürürlüğe girer. Birlikçe yapılan borçlanma tutarı
ve borç anapara ödemeleri, bütçe gelir ve gider hesaplarıyla
ilişkilendirilmeksizin ilgili hesaplarda izlenir. Ancak borçlanma giderleri,
faiz ödemeleri ve faiz gelirleri bütçe gelir ve gider hesaplarında izlenir.
Birliğin borç stok tutarı, DSİ'nin izni alınmak suretiyle yapılan büyük çaplı
yenileme işleri borçlanmaları hariç, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri
toplamını aşamaz.
(2) Birliklerin, devraldığı tesislerin işletme, bakım, onarım ve
yönetimi ile ilgili çalışmalarında kâr gayesi güdülemez.
(3) Birliklerin, devraldığı tesislerin işletme, bakım, onarım ve
yönetimi için su kullanıcılarına tahakkuk ettirilen ve tahsil edilen
ücretlerle, yine bu maksatla her ne ad altında olursa olsun toplanan su
kullanım hizmet bedeli, ceza, bağış ve diğer gelirlerin tamamı, işletme, bakım,
onarım ve yönetim sorumluluğu devralınan tesis için sarf edilir.'
'Denetim ve birlik mallarının durumu
MADDE 18- (1) Birliklerin idari ve
mali denetimi, her yıl valiler tarafından yapılır veya yaptırılır. Birliğin
idari ve mali denetimini yapmak üzere vali tarafından, vali yardımcısının
başkanlığında; defterdar, tarım il müdürü, DSİ bölge müdürü ve il mahalli
idareler müdürü veya bunların görevlendirecekleri temsilcilerden oluşan bir
denetim komisyonu kurulur.
(2) Denetim komisyonu raporu, valilik tarafından kamuoyunun
bilgisine sunulur.
(3) Komisyon tarafından yapılan denetim sonucu tespit edilen kamu
zararı tahsil edilmek üzere sorumlulara tebliğ edilir. Tebligattan itibaren
otuz gün içinde ödemenin yapılmaması veya tespit edilen kamu zararına
sorumlular tarafından itiraz edilmesi durumunda dosya hakkında karar verilmek
üzere vali tarafından Sayıştaya gönderilir. Sayıştay kararının kesinleşmesinden
sonra kamu zararı sorumlular tarafından otuz gün içinde birlik hesabına
yatırılır. Tespit edilen kamu zararı, sorumlular tarafından otuz gün içinde
yatırılmaması halinde 2004 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
(4) Birlikler, Bakanlığın idari ve teknik denetimine tabidir.
(5) Birlikler, Sayıştay tarafından doğrudan denetlenebilir.
(6) Birlikler hesaplarını ihtiyaç halinde sermaye piyasasında
bağımsız denetimle yetkili kuruluşlar listesinde yer alan bağımsız denetim
kuruluşlarına denetlettirebilir.
(7) Birliğin devraldığı sulama tesisi ve bütünleyici parçaları
Devlet malı olup, bunlara zarar verenler hakkında 5237 sayılı Kanunun Devlet
malına zarar verme ile ilgili ceza hükümleri tatbik olunur.'
'Birlik tüzel kişiliğinin sona ermesi
MADDE 20- (1) Birliğin amacına
ulaşamayacağının ya da birlik meclisinin 6 ncı maddede belirtilen sayıda
toplantı yapmadığının Bakanlıkça tespit edilmesi durumunda birlik Bakan
onayı ile feshedilir.
(2) Birlik meclisi, üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı
ile birliği feshedebilir.
(3) Birliğin tasfiyesi yönetim kurulu tarafından yürütülür.
Tasfiyenin usul ve esasları çerçeve ana statü ile düzenlenir.
(4) Birliğin kurulamaması veya feshedilmesi hallerinde,
hizmetlerin aksamaması için, sulama faaliyetlerini DSİ kendi imkanları ile
yapar veya yıllara sari olarak hizmet alımı yoluyla yaptırabilir.'
'Mevcut birlikler
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte 26/5/2005 tarihli ve 5355 sayılı Mahalli İdare
Birlikleri Kanununa göre kurulmuş olan sulama birlikleri onsekiz ay içinde
durumlarını bu Kanuna uygun hale getirmek zorundadır. Aksi takdirde
bu birliklerin tüzel kişiliği kendiliğinden sona ererve bu birlikler
valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında; defterdarlık, tarım il
müdürlüğü, DSİ bölge müdürlüğü ve il mahalli idareler müdürlüğü yetkililerinden
oluşan tasfiye komisyonu tarafından en geç iki ay içinde tasfiye edilir.
Birliğin tüm hak, alacak, borç ve 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tabi olmayan personeli ile birliğe ait taşınır ve
taşınmazlar bu Kanuna istinaden kurulan yeni birliğe devrolunur.
(2) Kurulmuş olan sulama birliklerinde 657 sayılı Kanuna tabi
olarak çalışan personel, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl
içinde Devlet Personel Başkanlığınca tespit edilecek ihtiyaca göre kadroları
ile mükteseplerine uygun olarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredilir.
(3) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş olan
birliklerde sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar, mevcut statüleri ile
istihdam edilmeye devam olunur. Birlikler, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren mevcut statüleri devam edenler dışında yeni sözleşmeli personel
istihdam edemezler.
(4) Bakanlık DSİ'nin teklifi üzerine birliklerin, bu maddeye göre
yeniden kurulmaları sırasında görev alanlarında değişiklik yapmaya yetkilidir.'
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 2., 10., 43., 123., 126., 127.,
160. ve 168.. maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Haşim KILIÇ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Serruh KALELİ, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN,
Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan
ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal
Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN'ın katılımlarıyla 2.6.2011 gününde yapılan
ilk inceleme toplantısında ilk olarak 6172 sayılı Kanun'un 6. maddesinin (6)
numaralı fıkrasının birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü cümleleri ile 10.
maddesinin (1) numaralı fıkrasının sekizinci cümlesine yönelik olarak iptal
davasının açılmış sayılıp sayılmayacağı sorunu görüşülmüştür.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 'İptal Davası Açılmasında Temsil ve Uyulması Gereken
Esaslar' başlıklı 38. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, iptal
davasının, anamuhalefet partisi meclis gruplarının genel kurullarının, üye tam
sayısının salt çoğunluğu ile alacakları karar üzerine açılacağı; (6) numaralı
fıkrasında ise iptal davalarında, Anayasaya aykırılıkları ileri sürülen
hükümlerin Anayasa'nın hangi maddelerine aykırı olduğunun ve gerekçelerinin
belirtilmiş olmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Dava dilekçesinde, 6172 sayılı Kanun'un 6. maddesinin (6)
numaralı fıkrasının birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü cümlelerinin de iptali
ve yürürlüklerinin durdurulması istenilmiş ise de 29.3.2011 gün ve 22 birleşim
sayılı CHP Grup Genel Kurul Kararı'nda dava konusu kurallara yönelik olarak
iptal davası açılmasına dair herhangi bir yetki verilmediği anlaşıldığından bu
kurallara yönelik iptal davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi
gerekir.
Öte yandan, dava dilekçesinde, 6172 sayılı Kanun'un 10. maddesinin
(1) numaralı fıkrasının sekizinci cümlesi yönünden, imzalar kısmından sonra not
olarak ''alınan kararda, Kanunun 6 ıncı maddesinde ''ilgili DSİ bölge
müdürünün onayı ile'' bölümü, Kanunun 10 uncu maddesini ilgilendirmektedir.' denildiği
halde dava dilekçesinde anılan kural, iptal davasına konu olan
kurallar arasında gösterilmediği gibi bu kurala yönelik iptal gerekçesinin de
bulunmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, usulüne uygun olarak açılmış iptal
davasından söz edilemeyeceğinden anılan kurala yönelik iptal davasının da
açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekir.
Bu durumda;
8.3.2011 günlü, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun:
A- 1- 6. maddesinin (6) numaralı fıkrasının birinci, ikinci,
üçüncü ve dördüncü cümlelerine,
2- 10. maddesinin (1) numaralı fıkrasının sekizinci cümlesine,
yönelik iptal davasının açılmamış sayılmasına,
B- 1- 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan ''bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir' ibaresi,
2- 4. maddesinin;
a- (2) numaralı fıkrası,
b- (8) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan ''birlik üyesi
seçmek'' ibaresi,
3- 18. maddesinin (5) numaralı fıkrası,
4- 20. maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan '' Bakan
onayı '' ibaresi,
5- Geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
a- Birinci cümlesi,
b- İkinci cümlesinde yer alan 'Aksi takdirde bu birliklerin
tüzel kişiliği kendiliğinden sona erer '' ibaresi,
yönünden, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının
incelenmesine,
C- Yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara
bağlanmasına,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenilen yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri
ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp
düşünüldü:
A- Kanun'un 1. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasında Yer Alan ''bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir'
İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, sulama birliklerinin görev, yetki ve
sorumluluklarıyla birlikte değerlendirildiğinde kamu yararı amacıyla kurulan ve
kamu hizmeti yapan kuruluşlar oldukları, Anayasa'nın öngördüğü hukuk sisteminde
kamu hukuku ve özel hukuk olmak üzere iki temel ayrıma gidildiği, düzenleme
alanının özelliğine ve niteliğine göre kamu ya da özel hukuk alanında hangi
kuralların uygulanacağının belirlenmesinin gerektiği, kamu hukuku kurallarıyla
donatılan bir kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerinin
uygulanmasının hukuksal kargaşaya neden olacağı, bu durumun hukuk devleti
ilkesi içerisinde yer alan hukuki istikrar ve hukuk güvenliğini zedeleyeceği
idarenin bütünlüğü ilkesi çerçevesinde idarenin eylem ve işlemlerinin kamu
hukuku ilkelerine bağlı tutulması bu çerçevede sulama birliklerinin de
nitelikleri gereği kamu hukuku kurallarına göre hizmet sunmalarının gerektiği
belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Kanun'un 'Amaç ve Kapsam' başlıklı 1. maddesinin (1)
numaralı fıkrasında, amacın, ülkenin su varlık ve kaynaklarının rasyonel
kullanımı maksadıyla umumi sulardan faydalanmak üzere Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü (DSİ) tarafından inşa edilmiş veya halen inşa edilmekte olan ya da
inşa edilmesi planlanan sulama tesislerini gayelerine uygun şekilde kullanmak,
işletmek, DSİ'nin onayını almak suretiyle işlettirmek, bu tesislerin bakım,
onarım ve yönetim sorumluluğunu yürütmek, tesisi geliştirmeye yönelik yeni
projeler yapmak, yaptırmak veya tesisi yenilemekle görevli sulama birliklerinin
kuruluşu, organları ile görev ve yetkilerini düzenlemek olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu kuralda ise sulama birliklerinin kamu tüzel kişiliğine sahip olup,
bu Kanun'da hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabi oldukları
öngörülmüştür.
Madde gerekçesinde, Devletin esas görevinin, ülkenin çeşitli
sektörlerine altyapı tesislerini sağlamak olduğu, sosyo-ekonomik bu nev'i
tesislerin işletilmesini Devletin yüklenmesi halinde hem pahalı olduğu, hem de
hizmette istenen sürat ve verimliliğin yeterince sağlanamadığı, oysa
tesislerin, istifade edenler tarafından işletilmesi durumunda daha koruyucu ve
özenli kullanıldıklarının gözlendiği, bu nedenle kamu kurum ve kuruluşları
tarafından yapılan bu nitelikteki tesislerin, onlardan istifade eden kişiler
tarafından işletilmesi amaçlanarak Anayasa'nın 168. maddesi doğrultusunda
demokratik katılımcılığı sağlayan yerel sivil toplum örgütü olarak ve mahalli
idareler sınırları ile bağlı olmayan sulama birlikleri adı altında kurulacak
birliklere devrinin öngörüldüğü, bu birliklerin yaptığı işlerin kamu hizmeti
niteliği taşıması nedeniyle birliklerin kamu tüzelkişiliğini haiz olmasının
hüküm altına alındığı belirtilmiştir.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer verilen hukuk devleti, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri
koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün
kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa'nın 123. maddesinde 'İdare, kuruluş ve görevleriyle bir
bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden
yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, ancak
kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.'
denilmiştir.
Kanun'un 13. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, birliklerin, 2004
sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre alacaklarının tahsili yoluna
başvuracakları; 14. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, birliğin amacına uygun
idari, teknik ve yardımcı personelin 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine göre
çalıştırılacağı; geçici 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, kurulmuş olan
sulama birliklerinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na tabi olarak çalışan
personelin, 6172 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl
içinde Devlet Personel Başkanlığı'nca tespit edilecek ihtiyaca göre kadroları
ile mükteseplerine uygun olarak diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
devredileceği; 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (i) bendinde ise su
kullanıcısının, görev alanında sulama yapan veya yapacak olan gerçek ya da
tüzel kişiyi ifade ettiği belirtilmiştir.
Yasa koyucunun dava konusu kuralı madde gerekçesinde de
belirtildiği gibi, birliklerin sulama işletmeciliği ve serbest ekonominin
gerektirdiği günün ekonomik koşulları içerisinde hızlı, yerinde ve etkili
olarak karar alma, bu kararları uygulama, özel hukuk hükümlerine göre
personel çalıştırabilme imkanına ya da özel sektörün hareket serbestliğine ya
da alternatif çözüm yollarına sahip olmaları gerektiği düşüncesiyle getirdiği
anlaşılmaktadır. Birliklerin uyması gereken şartlar, Devletçe yapılacak gözetim
ve denetimin usul ve esasları ile müeyyideler Kanun'da gösterildikten sonra
boşluk bulunması durumunda, bu boşlukların özel hukuk hükümlerine atıf
yapılarak doldurulmasında hukuk devleti ilkesi ve idarenin bütünlüğü ilkesi ile
çelişen bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 2. ve 123.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
B- Kanun'un 4. Maddesinin (2) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, kuralda, birliğin hizmetinin mahalli müşterek
ihtiyaç niteliğinde olduğunun belirtildiği, birliklere DSİ'nin görev ve
yetkilerinin verildiği, oysa su kaynak ve varlıklarının kullanımının yerel
değil ulusal bir hak olduğu, bu birliklerin DSİ'nin yerine geçerek görev ve
yetki kullanmalarının Anayasa'ya uygun olmadığı belirtilerek kuralın,
Anayasa'nın 123., 126. ve 127. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un 3. maddesinin (4) numaralı fıkrasında sulama
birliklerinin çalışma konuları düzenlenmiştir. Buna göre, sulama birliklerinin
çalışma konuları, görev alanı içerisinde yer alan tesislerin işletme, bakım,
onarım, yönetim ve yenileme hizmetlerinin usul ve esaslara uygun olarak yapmak;
katılım payını, su kullanım hizmet bedelini ve uygulanan cezaları tahsil etmek;
devraldığı tesislerin yatırım bedellerini geri ödemek; devraldığı tesisi
DSİ'nin onayını almak suretiyle geliştirmek, bu tesis ile ilgili yeni projeler
yapmak veya yaptırmak; görev alanı içerisinde su miktarına bağlı olarak
ekilecek bitki desenini Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın (Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı'nın) ilgili birimleri ile işbirliği yaparak planlamak;
görev alanı içerisinde öngörülen üretim hedeflerinin gerçekleşmesine katkıda
bulunmak üzere gerekli tedbirleri almak; sulama ve diğer tarımsal konularda
faaliyet gösteren kurumlarla işbirliği yaparak araştırma, geliştirme ve eğitim
çalışmalarında bulunmak; amaç ve görevleri ile ilgili konularda ulusal ve
uluslararası gelişmeleri takip etmek; ortak tesisler için DSİ'ce sarf olunan
işletme ve bakım masraflarından kendi payına düşen miktarı ödemektir.
Dava konusu kuralda ise birliğin hizmetinin, mahalli müşterek
ihtiyaç niteliğinde olduğu ve birliğin, Kanun'un 3. maddesinde yer alan çalışma
konuları ve devir sözleşmesinde belirtilen esaslar çerçevesinde DSİ'nin sahip
olduğu görev ve yetkileri haiz olduğu belirtilmiştir.
Anayasa'nın 127. maddesinin birinci fıkrasında 'Mahalli
idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını
karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene
kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu
tüzelkişileridir.' denilmiştir.
Anayasa'nın 168. maddesi gereğince, ülkenin su varlık ve
kaynakları Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğundan bu kaynaklar, tüm
ulusun ortak malıdır. Ancak su varlık ve kaynaklarından bulundukları bölgedeki
kişilerin öncelikli olarak istifade etme imkanına sahip oldukları da bir
gerçektir. Kuralda, birliğin hizmetinin mahalli müşterek ihtiyaç olarak
nitelendirilmesinin, su varlık ve kaynaklarının tüm ulusun ortak malı olma
özelliğini değiştiremeyeceği açıktır.
Öte yandan, 18.12.1953 günlü, 6200 sayılı Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2. maddesinde ve
16.12.1960 günlü, 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun'un 7. maddesinde,
DSİ'nin görev ve yetkileri düzenlenmiştir. Buna göre birlikler 3. maddede yer
alan çalışma konuları ile sınırlı olarak DSİ'nin sahip olduğu görev ve
yetkileri haiz olsalar da 6200 ve 167 sayılı Kanunlar uyarınca DSİ'nin görev ve
yetkileri devam etmekte olduğundan birliklerin DSİ'nin yerine geçmeleri söz
konusu değildir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 123. ve 127.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 126. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
C- Kanun'un 4. Maddesinin (8) Numaralı Fıkrasının (b) Bendinde Yer
Alan''birlik üyesi seçmek '' İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, birlik üyeliğinin kanunla verilmiş bir hak
olmasına rağmen üyelik için mevcut üyeler tarafından ayrıca seçim yapılmasının,
seçimin hangi usul ve esaslara göre yapılacağının belirtilmemesinin hukuk
devleti ilkesi ile bağdaşmadığı belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un 'Birliğin Tüzel Kişilik Kazanması ve Birliğe Üyelik'
başlıklı 4. maddesinin dava konusu ibarenin de yer aldığı (8) numaralı
fıkrasında, birlik üyelerinin haklarının, birlik meclisi toplantılarını
izlemek, birliğe olan borçlarını su kullanım hizmet bedelini ve cezalarını
ödemiş olmak şartıyla birlik üyesi seçmek ve meclis üyesi seçilmek, birliğin
sağladığı her türlü hizmetten faydalanmak, birlik faaliyetleri ile ilgili bilgi
istemek olduğu belirtilmiştir.
Bu kural uyarınca devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve
tabiî servet ve kaynaklar arasında yer alan su kaynaklarının işletme hakkı,
6172 sayılı Kanun ile su kaynaklarının bulunduğu yörede yaşayan ve su
kullanıcısı durumunda bulunan bireylerin oluşturduğu sulama birliklerine
devredilmiş, birliklerin uyacağı şartlardan biri olan birliğe üyelik konusu ise
Kanun'un 'Birliğin tüzel kişilik kazanması ve üyelik' başlıklı 4.
maddesinin (7) numaralı fıkrasıyla düzenlenmiştir. Bu fıkrada 'Birlik görev
alanında yer alan her su kullanıcısı gerçek ve tüzel kişi o birliğe üye olma
hakkına sahiptir.' denilerek birlik görev alanında olmak kaydıyla her
gerçek ve tüzel su kullanıcısı kişinin başka bir işleme gerek olmadan birlik
üyeliğine hak kazanabileceği açıkça ifade edilmiştir. Kanun'un 4. maddesine
ilişkin gerekçesinde de birliğe üyelik için birlik görev alanı içinde su
kullanıcısı olmanın yeterli görüldüğü belirtilmiştir.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti, eşitlik
temelinde adaletli bir hukuk düzeni kurup, bunu geliştirerek sürdüren ve
evrensel ilkelerden biri olan hukuk güvenliğini gerçekleştirebilen devlettir.
Hukuk güvenliği ilkesi hukuk normlarının birbirleriyle çelişmeyecek biçimde
açık, anlaşılabilir ve öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve
işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu
güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Dava konusu ibare ile su kullanıcısı durumunda bulunanlardan bir bölümünün
birlik üyesi olabilmeleri, diğer birlik üyelerinin değerlendirmelerine
bırakılarak, birliğe üye olma hakları engellenmiştir. Bu durumun adil bir hukuk
düzeni kurup bunu sürdürmekle yükümlü olan hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı
açıktır. Ayrıca Kanun'un 4. maddesinin (7) numaralı fıkrasıyla su
kullanıcılarına hiçbir ayırım yapılmaksızın birliğe üye olma konusunda genel
bir kural getirilmesine karşın, iptali istenen ibarenin bu ilkeyle çelişkili
bir durum yaratılması, hukuk kurallarının açık, anlaşılabilir ve öngörülebilir
olması, bu bağlamda hukuk güvenliği ilkesiyle de uyumlu değildir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 2. maddesine
aykırıdır. İptali gerekir.
D- Kanun'un 18. Maddesinin (5) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, kuralda, birliklerin denetiminin Sayıştay
tarafından yapılıp yapılmayacağı hususunda belirsizlik bulunduğu belirtilerek
kuralın, Anayasa'nın 2. ve 160. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu kuralda birliklerin, Sayıştay tarafından doğrudan
denetlenebileceği belirtilerek denetim hususu Sayıştay'ın takdirine
bırakılmıştır.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel
ilkelerinden biri 'belirlilik'tir. Bu ilkeye göre, yasal
düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve
kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması,
ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi
de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup
birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi
hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale
yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen
yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlar. Hukuk güvenliği,
normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete
güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu
zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
Kanun'un 'Denetim ve Birlik Mallarının Durumu' başlıklı 18.
maddesinin (1) numaralı fıkrasında, birliklerin idari ve mali denetiminin, her
yıl valiler tarafından yapılacağı veya yaptırılacağı, birliğin idari ve mali
denetimini yapmak üzere vali tarafından, vali yardımcısının başkanlığında
defterdar, tarım il müdürü, DSİ bölge müdürü ve il mahalli idareler müdürü veya
bunların görevlendirecekleri temsilcilerden oluşan bir denetim komisyonu kurulacağı;
(3) numaralı fıkrasında, komisyon tarafından yapılan denetim sonucu tespit
edilen kamu zararının tahsil edilmek üzere sorumlulara tebliğ edileceği,
tebligattan itibaren otuz gün içinde ödemenin yapılmaması veya tespit edilen
kamu zararına sorumlular tarafından itiraz edilmesi durumunda dosya hakkında
karar verilmek üzere vali tarafından Sayıştay'a gönderileceği; (4) numaralı
fıkrasında, birliklerin, DSİ'nin bağlı bulunduğu Bakanlığın idari ve teknik
denetimine tabi olduğu; (6) numaralı fıkrasında, birliklerin hesaplarını
ihtiyaç halinde sermaye piyasasında bağımsız denetimle yetkili kuruluşlar
listesinde yer alan bağımsız denetim kuruluşlarına denetlettirebilecekleri
belirtilmiştir. Böylece birliklerin, çok yönlü ve etkili olarak denetimlerinin
sağlanması amaçlanmıştır. Bu denetimlere ek olarak Anayasa'nın 160. maddesi
gereğince Sayıştay'a görev verilmesi ve bu denetimin kapsamının belirlenmesi
yasa koyucunun takdir yetkisi içindedir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 2. ve 160.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
E- Kanun'un 20. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasında Yer Alan ''Bakan
onayı'' İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, birlik organlarının seçim ile oluştuğu, bu
birliklerin üyelik esasına dayanan kamu tüzel kişisi oldukları, dolayısıyla bu
birliklerin bakan onayı ile feshinin hukuk devleti ilkesi ile çeliştiği
belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
6216 sayılı Kanun'un 43. maddesi uyarınca, ilgisi nedeniyle dava
konusu kural Anayasa'nın 123. maddesi yönünden de incelenmiştir.
Kanun'un 'Birlik Meclisine Üyelik Şartları, Seçilme
Esasları, Görev ve Yetkileri' başlıklı 6. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında, birlik meclisinin her yıl iki defa birlik merkezinin bulunduğu
yerde olağan olarak toplanacağı, toplantıda üye tam sayısının salt çoğunluğunun
bulunmasının gerektiği, nisabın sağlanamaması durumunda toplantının yedi gün
sonraya tehir edileceği ve bu toplantıda nisabın aranmayacağı belirtilmiştir.
Kanun'un dava konusu kuralın da yer aldığı 'Birlik Tüzel
Kişiliğinin Sona Ermesi' başlıklı 20. maddesinin (1) numaralı
fıkrasında, birliğin amacına ulaşamayacağının ya da birlik meclisinin Kanun'un
6. maddesinde belirtilen sayıda toplantı yapmadığının Bakanlıkça tespit
edilmesi durumunda birliğin DSİ'nin bağlı bulunduğu Bakan onayı ile
feshedileceği öngörülmüştür.
Anayasa'nın 123. maddesinde, 'İdare, kuruluş ve görevleriyle
bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri, merkezden
yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzelkişiliği, ancak
kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.' denilmiştir.
Kamu tüzelkişiliğinin veya organlarının yasayla veya yasanın
açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulması zorunluluğu, usulde paralellik
ilkesi gereği kamu tüzelkişiliğinin veya organlarının ortadan kaldırılması
bakımından da geçerlidir.
Kanun'un 'Birliğin Tüzel Kişilik Kazanması ve Birliğe Üyelik'
başlıklı 4. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, birliğin, su kullanıcılarının
imzaladığı birlik ana statüsünün, DSİ'nin de görüşü alınmak suretiyle
Bakanlıkça onaylanması sonucu tüzel kişilik kazanacağı belirtilmiştir. Buna
göre, Kanun'da belirtilen şartları yerine getirmeyen birliklerin usulde
paralellik ilkesi gereğince yine bakan onayı ile kamu tüzel kişiliklerini
kaybetmeleri Anayasa'nın 123. maddesine aykırı olmadığı gibi hukuk devleti
ilkesi ile de çelişen bir yönü bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 2. ve 123.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
F- Kanun'un Geçici 1. Maddesinin (1) Numaralı Fıkrasının Birinci
Cümlesi ile İkinci Cümlesinde Yer Alan 'Aksi takdirde bu birliklerin tüzel
kişiliği kendiliğinden sona erer'' İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanunu'na
göre kurulmuş olan sulama birliklerinin Anayasa'nın 127. maddesi kapsamında
olduğu, birlik seçimlerinin ne zaman yapılacağının anılan Kanun'a göre belli
olduğu, kurallarla bu sürenin dolmasının beklenmeyerek öngörülemeyen bir durum
oluşturulduğu ve hukuk devleti ilkesinin ihlal edildiği belirtilerek
kuralların, Anayasa'nın 2. ve 127. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Kanun'un dava konusu kuralların da yer aldığı 'Mevcut Birlikler'
başlıklı Geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, 6172 sayılı Kanun'un
yürürlüğe girdiği tarihte 26.5.2005 günlü, 5355 sayılı Mahalli İdare Birlikleri
Kanunu'na göre kurulmuş olan sulama birliklerinin onsekiz ay içinde durumlarını
6172 sayılı Kanun'a uygun hale getirmek zorunda oldukları, aksi takdirde bu
birliklerin tüzel kişiliğinin kendiliğinden sona ereceği ve bu birliklerin
valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında, defterdarlık, tarım il
müdürlüğü, DSİ bölge müdürlüğü ve il mahalli idareler müdürlüğü yetkililerinden
oluşan tasfiye komisyonu tarafından en geç iki ay içinde tasfiye edileceği,
birliğin tüm hak, alacak, borç ve 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'na tabi olmayan personeli ile birliğe ait taşınır ve taşınmazların 6172
sayılı Kanun'a istinaden kurulan yeni birliğe devrolunacağı belirtilmiştir.
6172 sayılı Kanun ile 5355 sayılı Kanun'a göre kurulmuş olan sulama
birlikleri yeniden düzenlenmiştir. Birlik çerçeve ana statüsüne göre
birliklerin işleyişinin sağlanması, birlik görev alanının sulama sahası ile
sınırlı olması, sulama birliklerinin sadece sulama faaliyeti ile iştigal edecek
olması, birliklerin devir sözleşmesinde belirtilen esaslar dahilinde DSİ'nin
yetkilerine sahip olması, birlik meclis üye sayısının her yerleşim biriminden
en az iki temsilcinin katılımı ile belirlenmesi, su kullanım hizmet bedelinin
her yıl Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak sulama ve kurutma
tesisleri işletme ve bakım ücret tarifelerinde dekar başına tespit edilen en
düşük ücret tarifesinden aşağı olmamak üzere belirlenmesi, birliklere denk
bütçe yapma esasının getirilmesi gibi hususlar 6172 sayılı Kanun'da 5355 sayılı
Kanun'dan farklı olarak düzenlenmiş ve 6172 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile de
5355 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla 6172 sayılı Kanun'a
göre faaliyet gösterecek olan sulama birliklerinin durumlarını bu Kanun'a uygun
hale getirmeleri gerektiği açıktır.
Diğer taraftan, 5355 sayılı Kanunu'na göre kurulmuş olan sulama
birliklerinin, durumlarını 6172 sayılı Kanun'a uygun hale getirmemeleri halinde
tüzel kişiliğinin kendiliğinden sona ereceği öngörülmüştür.
Dava konusu kuralla, birlik organlarının gerekli kararları ve
önlemleri alarak durumlarını 6172 sayılı Kanun'a uygun hale getirmeleri için
onsekiz aylık süre verilmiştir. Dolayısıyla öngörülen süre içerisinde gerekli
kararları ve önlemleri almayarak kendi kusurları neticesinde birliğin tüzel
kişiliğinin sona ermesine sebebiyet veren birlik organlarını oluşturan
kişilerin öngörülemeyen bir durumla karşılaştıklarından söz edilemez. Kaldı ki
birlik organlarını oluşturanların, 6172 sayılı Kanun'a göre kurulan birliklere
üye olma ve birlik organlarına seçilebilme hakları da bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kurallar, Anayasa'nın 2.
maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralların, Anayasa'nın 127. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
V- İPTALİN DİĞER KURALLARA ETKİSİ
6216 sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrasında,
Kanun'un belirli kurallarının iptali, diğer kurallarının veya tümünün
uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, bunların da Anayasa Mahkemesince iptaline
karar verilebileceği öngörülmektedir.
Kanun'un 4. maddesinin (8) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer
alan ''birlik üyesi seçmek'' ibaresinin iptali nedeniyle uygulanma
olanağı kalmayan iptal edilen ibareden sonraki ''ve'' sözcüğünün de 6216
sayılı Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince iptali gerekir.
VI- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
8.3.2011 günlü, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun:
A- 4. maddesinin (8) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer
alan ''birlik üyesi seçmek'' ibaresinin yürürlüğünün
durdurulması isteminin, koşulları oluşmadığından REDDİNE;
B- 1- 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan ''bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir'
ibaresine,
2- 4. maddesinin (2) numaralı fıkrasına,
3- 18. maddesinin (5) numaralı fıkrasına,
4- 20. maddesinin (1) fıkrasında yer alan ''Bakan onay ''
ibaresine,
5-Geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,
a- Birinci cümlesine,
b- İkinci cümlesinde yer alan 'Aksi takdirde bu birliklerin
tüzel kişiliği kendiliğinden sona erer '' ibaresine,
yönelik iptal istemleri, 22.2.2012 günlü, E. 2011/53, K. 2012/27
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkra, cümle ve ibarelere ilişkin
yürürlüğün durdurulması isteminin REDDİNE,
22.2.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VII- SONUÇ
8.3.2011 günlü, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanunu'nun:
A- 1. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer alan '' bu
Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir'
ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
B- 4. maddesinin;
1- (2) numaralı fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- (8) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan;
a) '' birlik üyesi seçmek '' ibaresinin Anayasa'ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE,
b) '' birlik üyesi seçmek '' ibaresinin iptali
nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan iptal edilen ibareden sonraki '' ve ''
sözcüğünün de, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 43. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince İPTALİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
C- 18. maddesinin (5) numaralı fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
D- 20. maddesinin (1) fıkrasında yer alan '' Bakan onayı ''
ibaresinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
E- Geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının;
1- Birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal
isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
2- İkinci cümlesinde yer alan 'Aksi takdirde bu birliklerin tüzel
kişiliği kendiliğinden sona erer '' ibaresinin Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
22.2.2012 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh
KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal
TERCAN
|