ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2012/27
Karar Sayısı : 2012/173
Karar Günü : 8.11.2012
R.G. Tarih-Sayı :
28.03.2013-28601
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay Onuncu
Dairesi
İTİRAZIN KONUSU : 1- 10.7.2003
günlü, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 35. maddesinin,
2- 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (t)
bendinin,
Anayasa'nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülerek
iptaline karar verilmesi istemidir.
I- OLAY
Karayolunda yurt içi eşya taşımacılığı yapmak üzere tarafına K1
türü yetki belgesi verilmesi talebinin reddine dair işlemin iptali istemiyle
açılan davada, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan
Danıştay Onuncu Dairesi, iptalleri için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1-10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun itiraz
konusu kural olan 'Yetki Devri' başlıklı 35. maddesi şöyledir:
'Madde 35- Bakanlık, bu Kanun gereğince yerine getirmekle yükümlü
olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir kısmını devredebilir. Devirle
ilgili usul ve esaslar çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.'
2-18.05.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun itiraz konusu kuralı da içeren 'Odaların
Görevleri' başlıklı 12. maddesi şöyledir:
'Madde 12 - Odaların görevleri şunlardır:
a) Meslek ahlâkını, disiplini ve dayanışmayı korumak ve
geliştirmek, ticaret ve sanayinin kamu yararına uygun olarak gelişmesine
çalışmak.
b)Ticaret ve sanayiyi ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek
ilgililere ulaştırmak, ilgili kanunlar çerçevesinde resmî makamlarca istenecek
bilgileri vermek ve özellikle üyelerinin mesleklerini icrada ihtiyaç
duyabilecekleri her çeşit bilgiyi, başvuruları durumunda kendilerine vermek
veya bunların elde edilmesini kolaylaştırmak, elektronik ticaret ve internet
ağları konusunda üyelerine yol gösterecek girişimlerde bulunmak, bu konularda
gerekli alt yapıyı kurmak ve işletmek.
c) Ticaret ve sanayiye ait her türlü incelemeleri yapmak,
bölgeleri içindeki iktisadî, ticarî ve sınaî faaliyetlere ait endeks ve
istatistikleri tutmak, başlıca maddelerin piyasa fiyatlarını takip ve kaydetmek
ve bunları uygun vasıtalarla yaymak.
d) 26 ncı maddedeki belgeleri düzenlemek ve onaylamak.
e) Meslek faaliyetlerine ait konularda resmî makamlara teklif,
dilek ve başvurularda bulunmak; üyelerinin tamamının veya bir kesiminin meslekî
menfaati olduğu takdirde meclis kararı ile bu üyeleri adına veya kendi adına
dava açmak.
f) Çalışma alanları içindeki ticarî ve sınaî örf, adet ve
teamülleri tespit etmek, Bakanlığın onayına sunmak ve ilân etmek.
g) Üyeleri tarafından uyulması zorunlu meslekî karar almak.
h) Yurt içi ve yurt dışı fuar ve sergilere katılmak.
ı) Gerektiğinde 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun
125 inci maddesinde sayılan mal ve hizmetlerin azamî fiyat tarifelerini, kendi
üyeleri için, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe uygun olarak tespit etmek ve
onaylamak.
j) Deniz ticaretinin kamu yararına, millî ulaştırma ve deniz
ticareti politikasına uygun şekilde gelişmesine çalışmak.
k) Millî ve milletlerarası deniz ticaretine ait incelemeler yapmak
ve bu konudaki bilgileri sağlamak, Türkiye limanları arası ve yurt dışı navlun,
acente komisyonu ve ücretleri ile liman masrafları gibi bilgileri toplamak ve
bunları mümkün olan vasıtalarla en seri şekilde yaymak, dünya deniz
ticaretindeki en son gelişmeleri izlemek, istatistikler tutmak ve bunları
ilgililere duyurmak.
l) Deniz ticaretine ait ticarî örf, teamül ve uygulamaları tespit
ve ilân etmek, navlun anlaşmaları, konişmento ve benzeri evraka ait tip
formları hazırlamak.
m) Yabancı gemi sahip ve donatanları ile denizcilikle ilgili
müesseselere Türkiye limanlarının imkânları, çalışma şekilleri, tarifeleri ve
liman masrafları hakkında bilgi vermek ve onlardan benzeri bilgileri sağlamak.
n) Deniz ticareti ile ilgili milletlerarası kuruluşlara üye olmak
ve delege bulundurmak.
o) İlgililerin talebi üzerine deniz ticareti ile ilgili
ihtilaflarda hakemlik yapmak.
p) Deniz acenteliği hizmet ücret tarifelerini hazırlamak ve
Bakanlığın onayına sunmak.
r) Sair mevzuatın verdiği görevlerle, ilgili kanunlar çerçevesinde
Birlik ve Bakanlıkça verilecek görevleri yapmak.
s) Birliğin belirlediği standartlara göre üye kayıtlarını tutmak
ve üyelik aidatlarına ilişkin belgeleri saklamak ve bunları Birliğe talep
halinde bildirmek.
t) Mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
verilen işlerin, bu Kanunda belirtilen kuruluş amaçları ve görev alanı
çerçevesinde odalara tevdii halinde bu işleri yürütmek.
u) Üyelerinin ihtiyacı olan belgeleri vermek ve bunlara ilişkin
gerekli hizmetleri yapmak.
v) Yurt içi fuarlar konusunda yapılacak müracaatları değerlendirip
Birliğe teklifte bulunmak.
y) Üyeleri hakkındaki tüketici şikâyetlerini incelemek ve kuruluş
amaçları doğrultusunda diğer faaliyetlerde bulunmak.
z) Ticaret ve sanayi odalarınca, odalar ayrı olan illerde ise
sanayi odalarınca sanayiciler için kapasite raporları düzenlemek.
Odalar, bunlardan başka mevzuat hükümleri çerçevesinde;
a) Ticaret mallarının niteliklerinin belirlenmesine yönelik
lâboratuvarlar kurmak veya bunlara iştirak etmek, uluslararası kalibrasyon,
test ölçme lâboratuvarı kurmak veya iştirak etmek, belgelendirme hizmetleri
sunmak,
b) Milli Eğitim Bakanlığının izin ve denetiminde ticaret,
denizcilik ve sanayi ile ilgili kursları açmak, açılan kurslara yardımda
bulunmak, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulan alanlar için öğrenci okutmak
ve stajyer bulundurmak; meslekî ve teknik eğitim ve öğretimi geliştirme ve yönlendirme
çalışmaları yapmak, kendi üyelerinin işyerleriyle sınırlı olmak üzere, 3308
sayılı Meslekî Eğitim Kanunu kapsamına alınmamış meslek dallarında bu
uygulamaya ilişkin belgeleri düzenlemek,
c) İlgililerin talebi halinde, ticarî ve sınaî ihtilaflarda hakem
olmak, tahkim kurulları oluşturmak,
d) Açılmış veya açılacak olan sergiler, panayırlar, umumi
mağazalar, depolar, müzeler ve kütüphanelere katılmak,
e) Yetkili bakanlıkça uygun görülen alanlarda sanayi siteleri,
endüstri bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri,
teknoparklar, teknoloji merkezleri kurmak ve yönetmek; 3218 sayılı Serbest
Bölgeler Kanunu çerçevesinde serbest bölge kurucu ve işleticisi veya işleticisi
olmak, antrepo işletmek ve fuar alanları, kongre merkezleri ile ticaret
merkezleri kurmak, işletmek veya kurulmuş olanlara iştirak etmek,
Görevlerini de yaparlar.'
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 7. ve 123. maddelerine dayanılmış,
128. maddesi ise ilgili görülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Haşim KILIÇ,
Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Serdar
ÖZGÜLDÜR, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Recep KÖMÜRCÜ, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM,
Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN, Celal Mümtaz AKINCI ve Erdal TERCAN'ın
katılımıyla 30.3.2012 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, Raportör Canbulut ŞAŞMAZ tarafından
hazırlanan işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan
ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- 4925 Sayılı Kanun'un 35. Maddesinin İncelenmesi
Başvuru kararında, yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir
kanun kuralının Anayasa'nın 7. maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri
koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yürütmenin
düzenlemesine bırakmaması gerektiği, oysa itiraz konusu kuralda 4925 sayılı
Kanun ile Ulaştırma Bakanlığına verilen görevlerden ve yetkilerden hangilerinin
kimlere, hangi koşullarla devredilebileceği konularında düzenleme yapma
yetkisinin herhangi bir temel ilke ve sınır konulmaksızın tümüyle Ulaştırma
Bakanlığına bırakıldığı, diğer yandan idarenin kanunla kendisine tevdi edilen
görev ve yükümlülükleri tümüyle devretmesinin, başka bir anlatımla kamu
hizmetini ifadan vazgeçmesinin mümkün olmadığı, aksi durumun gerek yetki
devrinin istisnailiği gerekse idarenin kanuniliği ilkesine aykırı olacağı
belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 43. maddesine göre, ilgisi nedeniyle itiraz konusu kural
Anayasa'nın 128. maddesi yönünden de incelenmiştir.
İtiraz konusu kuralla, Bakanlığın 4925 sayılı Kanun gereğince
yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını veya bir
kısmını devredebilmesine olanak tanınmış, devirle ilgili usul ve esasların ise
çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır. Kurala göre
anılan Bakanlığın devredebileceği görev ve yetkilerin ise genel
olarak; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile
nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapacaklara yetki belgesi vermek,
gerektiğinde ücret tarifesinin taban ve tavan sınırları ile karayolundan geçiş
ücretlerini belirlemek, düzenli yolcu ve eşya taşımalarında düzenlenen zaman
tarifelerini onaylamak, Kanun'a aykırı durumların varlığı halinde idari para
cezası ile uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklinde idari müeyyideler
uygulamaya ilişkin olduğu görülmektedir.
Kanun koyucunun itiraz konusu kuralla, Bakanlığın 4925 sayılı
Kanun gereği yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkilerinin tamamını
veya bir kısmını devredilebilmesine imkân tanıyarak, hizmette süratin ve
verimliliğin arttırılmasını temin etmeyi, iş ve işlemleri merkeziyetçilikten
kurtarmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 7. maddesinde 'Yasama yetkisi Türk Milleti adına
Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez.' denilmektedir.
Buna göre Anayasa'da kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda, yürütme organına
genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme yetkisinin verilmesi olanaklı
değildir. Yürütmenin düzenleme yetkisi, sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir
yetkidir. Bu nedenle Anayasa'da öngörülen ayrık durumlar dışında, kanunlarla
düzenlenmemiş bir alanda, kanun ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma
yetkisi verilemez. Ayrıca yürütme organına düzenleme yetkisi veren bir kanun
kuralının Anayasa'nın 7. maddesine uygun olabilmesi için temel ilkeleri
koyması, çerçeveyi çizmesi, sınırsız, belirsiz, geniş bir alanı yürütmenin
düzenlemesine bırakmaması gerekir.
İtiraz konusu kuralda 'Bakanlığın bu Kanun
gereğince yerine getirmekle yükümlü olduğu görev ve yetkiler'den
bahsedilerek, devredilebilecek görev ve yetkilerin hangileri olduğunun genel
olarak gösterilmekle yetinildiği, Bakanlığın Kanun'dan doğan görev ve
yetkilerinin hangilerini hangi makam veya merciye ne şekilde ve ne süreyle
devredebileceğine ilişkin temel ilkelerin, sınırların ve kapsamının
belirlenmediği, yürütme organının yetki devrine dair usul ve esasları
belirlemede tam yetkili hale geldiği, bunun da idarenin görevlerinde
belirsizlik, görevlendirme ve yetkilendirmede keyfilik gibi sonuçlara götürebileceği
anlaşılmaktadır. Bu nedenle, itiraz konusu kuralla Bakanlığa verilen yetkinin,
yasamaya tanınmış ve devredilemez olan asli düzenleme yetkisinin devri
niteliğini taşıdığı açıktır.
Diğer taraftan Anayasa'nın 128. maddesinde ise Devlet'in, kamu
iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği, bu
kapsama giren personelin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları
ve yükümlülüklerinin de kanunla düzenleneceği öngörülmüştür. Anayasa'nın 128.
maddesi anlamında bir kamu hizmetinden söz edilebilmesi için; söz konusu
hizmetin Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin
yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmeti olması, bu kamu hizmetinin 'genel
idare esasları'na göre yürütülmesi ile görevin 'asli ve sürekli'
nitelikte olması gerekmektedir.
Geniş anlamda, Devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından
ya da bunların gözetim ve denetimleri altında, genel ve ortak gereksinimleri
karşılamak, kamu yararını ya da çıkarını sağlamak için yapılan ve topluma
sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinlikler olarak tanımlanan kamu
hizmetinin, kamu hukukunun genel ilkeleri gereğince, doğrudan idare, kuruluş ve
kurumları eliyle, kamusal yönetim biçimine göre yürütülmesi asıl ve olağandır.
İdare eliyle yürütülen hizmet ve faaliyetlerden, genel idare
esaslarına göre yürütülmesi zorunlu olmayan, diğer bir değişle özel yönetim
biçimi ile gerçekleştirilmeye elverişli bulunanların, Devletin gözetimi ve
denetimi altında, belli yasal usullerle özel müteşebbislere yaptırılabilmesi
ise olanaklıdır.
Kolluk faaliyeti içinde yer alan zorunlu denetim
hizmeti, idari para cezası ile uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklinde
idari müeyyideler uygulamaya ilişkin görev ve faaliyetler genel idare
esaslarına göre yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olup, idarenin asli ve
sürekli görevlerindendir. Anayasa'nın 128. maddesine göre, kolluk faaliyetleri
arasında yer alan bu tür kamu hizmetlerinin memurlar ve diğer kamu görevlileri
eliyle yürütülmesi zorunludur.
Buna göre, itiraz konusu kural Bakanlığa, 4925 sayılı Kanun'da
verilen görevlerin ve tanınan yetkilerin tamamını devretme imkânı tanımakta
olup, idarenin kolluk faaliyetleri içinde yer alan ve mutlaka Devletin
memurları ve diğer kamu görevlileri aracılığıyla yürütülmesi zorunlu olan asli
ve sürekli görevlerin de gerçek ya da özel hukuk tüzel kişilerine
devredilmesine olanak tanıyan kural, Anayasa'nın 128. maddesine de aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 7. ve 128.
maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa'nın 7. ve 128. maddelerine aykırı
görülerek iptal edildiğinden Anayasa'nın 123. maddesi yönünden ayrıca
inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
B- 5174 Sayılı Kanun'un 12. Maddesinin Birinci Fıkrasının (t)
Bendinin İncelenmesi
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralda, devredilebileceği
öngörülen yetkilerin kaynaklandığı kanunların, bu yetkilerin devre konu
olabilecek kısımları ve bu yetkiye sahip olan kurum-kuruluş ve bakanlıkların
belli edilmediği, belirlenen konularda düzenleme yapma yetkisinin herhangi bir
temel ilke ve sınır konulmaksızın tümüyle bütün bakanlık ve kamu kuruluşlarına
bırakıldığı, böylece kamu düzenine ilişkin bulunan ve kanunla belirlenmesi
gereken idarenin yetki alanının düzenlenmesine yönelik yasama yetkisinin, yetki
devrinin konusu, kapsamı ve devredilecek makam/merci hakkında herhangi bir
çerçeve çizilmemek suretiyle fiilen idareye devredildiği, itiraz konusu kuralda
yer alan 'mevzuat' kelimesinin dahi başlı başına idarenin
kanuniliği ilkesine, dolayısıyla Anayasa'nın 123. maddesine aykırılık teşkil
ettiği, zira anılan kelimenin, normlar hiyerarşisinde kanundan aşağıda yer alan
tüzük, yönetmelik, genelge gibi yürütme organının düzenleme yetkisi içerisinde
bulunan düzenleyici işlemleri de kapsadığı, oysa idarenin, Anayasa ve
kanunlarla düzenlenen görev ve yetki sahası içinde faaliyette bulunmak zorunda
olduğu, idarenin, dayanağını kanundan almaksızın, düzenleyici işlemlerden
kaynaklanan bir yetkiye sahip olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı
belirtilerek kuralın, Anayasa'nın 7. ve 123. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
İtiraz konusu kural, mevzuatla bakanlıklara veya diğer kamu kurum
ve kuruluşlarına verilen işlerin, 5174 sayılı Kanun'da belirtilen kuruluş
amaçları ve görev alanı çerçevesinde odalara tevdii halinde bu işleri yürütmeyi
odaların görevleri arasında saymıştır. Kural, oda ve birliklerin kuruluş
amaçları doğrultusunda yerine getirmekle yükümlü oldukları görevlerin ve bu
görevi yerine getirirken sahip oldukları yetkinin alanını belirlemektedir.
Anayasa'nın 123. maddesinin birinci fıkrasında ise 'İdare,
kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.' hükmü yer
almaktadır. Bu maddede yer alan düzenleme, idarenin kanuniliği ilkesine vücut
vermektedir. İdarenin kanuniliği ilkesi, idarenin ve organlarının görev ve
yetkilerinin açık bir biçimde kanunla düzenlenmesini gerekli kılar.
Öncelikle odaların temel amacı, avukatlık, hekimlik, eczacılık,
tacirlik gibi serbest meslekleri ifa edenlerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak,
mesleği dışa karşı temsil etmek ve özellikle bu mesleklerin iç disiplinini ve
meslek ahlakını korumak olduğundan ve görev alanları da kanunda açıkça
öngörüldüğünden bu hususta bir belirsizlikten bahsedilemez.
Öte yandan, itiraz konusu kural, odaların görevlerine ilişkin
genel bir düzenleme niteliğindedir. İlgili kanunlarda, konuya ilişkin genel
kuralların saptanması, hangi yetkinin hangi makam ve merciye devredileceğinin
belirlenmesi ve bu şekilde konunun çerçevesi çizildikten sonra, günün gelişen
koşul ve durumlarına göre sık sık değişiklik yapılması gereken teknik ve
ihtisasa ilişkin alanda, bakanlıklara veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarına
yüklenen görev ve tanınan yetkilerin odalara devri hususunda bir hükme yer
verilmesi yasama yetkisinin devri niteliğinde değildir.
Ayrıca yürütme organı, bir kanuna dayanmak ve ona uygun olmak
şartıyla Anayasamızda yer verilen tüzük ve yönetmelik dışında da genel ve
objektif düzenleyici hukuki tasarruflarda bulunabilir. İdarenin genel esasları
ilgili kanunda çizilmiş olmak şartıyla teknik ve ihtisasa ilişkin konularda
mevzuat kavramına dâhil olan tüzük, yönetmelik, genelge vb. düzenleyici
tasarruflarla kamusal bir görev yüklenmesi ve bu görevin oda ve birliklerin
kuruluş amaçlarıyla ilgili olması durumunda odalara devredilmesi yasama
yetkisinin devri niteliğinde olmadığı gibi bu durum idarenin kanuniliği
ilkesine de aykırılık oluşturmaz.
Sonuç olarak odalar, kamu tüzel kişiliğine sahip ve kamu yararı
amacına yönelik faaliyette bulunan kuruluşlardır. İdarenin görev alanına giren
konularda, kamu hizmetinin düzenli olarak işlemesini sağlamak amacıyla,
sınırları açıkça ilgili kanunda belirtilmiş olmak şartıyla, idareye ait bir
yetkinin odalara devredilmesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmayıp, itiraz konusu
kural Anayasa'nın 7. ve 123. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi
gerekir.
VI- İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, 'Kanun, kanun
hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların
hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez.' denilmekte, 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 66. maddesinin
(3) numaralı fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 35. maddesinin iptaline
karar verilmesinin doğuracağı hukuksal boşluk, kamu yararını ihlal edici
nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla
6216 sayılı Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince iptal
kararının, Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe
girmesi uygun görülmüştür.
VII- SONUÇ
1- 10.7.2003 günlü, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun
35. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
2- 18.5.2004 günlü, 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nun 12. maddesinin birinci fıkrasının (t)
bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
3- 4925 sayılı Kanun'un 35. maddesinin iptal edilmesi nedeniyle,
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 66. maddesinin (3) numaralı
fıkrası gereğince bu maddeye ilişkin İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE
YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK DOKUZ AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
8.11.2012 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Serruh KALELİ
|
Başkanvekili
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
Üye
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üye
Burhan ÜSTÜN
|
Üye
Engin YILDIRIM
|
Üye
Nuri NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi DURSUN
|
Üye
Celal Mümtaz
AKINCI
|
Üye
Erdal TERCAN
|
Üye
Muammer TOPAL
|