ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2010/46
Karar Sayısı : 2011/60
Karar Günü : 30.3.2011
R.G. Tarih-Sayı :
21.10.2011-28091
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu
İTİRAZIN KONUSU: 1- 14.7.1965
günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinin (C) fıkrasının,
2- 10.11.2005 günlü, 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu'nun 49.
maddesinin ikinci fıkrasının,
Anayasa'nın 2., 7., 13., 17., 48., 49. ve 60. maddelerine
aykırılığı savıyla iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması istemidir.
I- OLAY
Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı'nda 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu'nun 4/C maddesi uyarınca çalışmakta iken hizmet
sözleşmesi feshedilen davacının, tarafına iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesi
istemiyle yaptığı başvurunun reddi yolundaki idarenin işlemi ile Hizmet
Sözleşmesi'nde yer alan 'Sözleşmenin feshinde ihbar, kıdem veya sair
adlar altında herhangi bir tazminat ödenmez.' hükmünün ve bütün
bunlara dayanak alınan 2007/13014 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 8.
maddesinin 3. fıkrasının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay
2. Dairesine açılan davada verilen yürütmenin durdurulması talebinin reddine
ilişkin kararın kaldırılması istemiyle yapılan başvuruda, itiraz konusu
kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulu, iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4.
maddesinin iptali istenen (C) fıkrası şöyledir:
'C) GEÇİCİ PERSONEL
Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet
Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar
Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde
sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.'
2- 10.11.2005 günlü, 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu'nun itiraz
konusu kuralı da içeren 49. maddesi şöyledir:
'Madde 49- Sayım, araştırma ve veri kalite
kontrolü ile inceleme ve denetleme işlerinde kurum içinden veya dışından bu
Kanun gereğince geçici görevle görevlendirilecek olan kişilere başka yerde
görevlendirildikleri süre için verilecek gündelikler, 6245 sayılı Harcırah
Kanunu hükümleri uyarınca belirlenecek gündeliklerin birbuçuk katı olarak
uygulanır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C)
fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak geçici personele ödenecek
ücretler, Kurum dışından görevlendirileceklere verilecek zaruri
gider karşılıkları ve her çeşit ödenekler ile anket formu başına verilecek
ödenekler ve bunların usûl ve esasları Bakanlar Kurulu kararı ile tespit
edilir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C)
fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak geçici personele, bu Kanunun 45
inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında verilecek fazla çalışma ücreti,
15-11 inci dereceden aylık alanlar için tespit edilen tutar kadar ödenir.
Bu Kanun gereğince geçici görevle görevlendirilenlere verilecek
yol ve konaklama giderleri ile sürekli görevle görevlendirilenlerin
harcırahları da 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uyarınca ödenir.
Sayım, araştırma, inceleme, denetleme ve veri kalite kontrolü için
alanda görevlendirilenler, mahallî idarelerce işletilen toplu taşım
araçlarından geçici görev süresince ücretsiz ve kamu kurum ve kuruluşlarının
konaklama ve sosyal tesis imkânlarından, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının
personeline uygulanan şartlarla aynen yararlandırılır.'
B- Dayanılan ve İlgili Görülen Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 2., 7., 13., 17., 48., 49. ve 60.
maddelerine dayanılmış, 128. maddesi ise ilgili görülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Haşim KILIÇ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ, Zehra Ayla PERKTAŞ, Engin
YILDIRIM ve Nuri NECİPOĞLU'nun katılımlarıyla 20.5.2010 gününde yapılan ilk
inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının
incelenmesine, yürürlüğü durdurma isteminin esas inceleme aşamasında karara
bağlanmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu Yasa kuralları, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Sınırlama Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi'ne
itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlı tutulmuştur.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 5429 sayılı Kanun'un 49.
maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırılığını ileri sürerek iptalini ve
yürürlüğünün durdurulmasını istemiştir.
Bakılmakta olan davanın konusu, Türkiye İstatistik Kurumu
bünyesinde 657 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (C) fıkrasına göre sözleşmeli
olarak çalıştırılan geçici personele ödenecek ücretlere ilişkindir. Buna göre,
itiraza konu 5429 sayılı Kanun'un 49. maddesinin ikinci fıkrasında geçen '...Kurum
dışından görevlendirileceklere verilecek zaruri gider karşılıkları ve her çeşit
ödenekler ile anket formu başına verilecek ödenekler ve bunların usûl ve
esasları...' bölümü dava konusu ile ilgili değildir. Kuralda yer
alan '...Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edilir.' bölümü
ise, dava konusu olmayan yukarıda belirtilen bölüm yönünden de
geçerli ve ortak kural niteliğindedir.
Bu nedenlerle, 10.11.2005 günlü, 5429 sayılı Türkiye İstatistik
Kanunu'nun 49. maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin esas incelemenin,
fıkranın ' 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C)
fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak geçici personele ödenecek
ücretler, ...' bölümü ile sınırlı olarak yapılmasına, 30.3.2011
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
B- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
1- 657 Sayılı Kanun'un 4. Maddesinin (C) Fıkrasının İncelenmesi
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralda sadece 'geçici
personel' adı verilen statüden bahsedilerek, bu istihdam şeklinin kapsamı,
çalışanların hak ve yükümlülükleri ile iş güvencesi ve sosyal güvenlik hakları
belirlenmeden, düzenleme yapma yetkisinin bütünüyle Bakanlar Kuruluna
bırakıldığı, bu konuda yasal bir çerçevenin bulunmadığı belirtilerek, kuralın,
Anayasa'nın 2., 7., 13., 17., 48., 49. ve 60. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4. maddesinin itiraz konusu
(C) fıkrasında, geçici personelin; bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet
olduğuna Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşlerine
dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve
adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimseler
olduğu öngörülmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti insan haklarına
dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka
uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek
sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet
organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı
denetimine açık olan devlettir.
Anayasa'nın 7. maddesindeki 'Yasama yetkisi Türk Milleti
adına Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez' kuralına
göre, yasa koyucunun temel ilkeleri koymadan, çerçeveyi çizmeden yürütmeye
yetki vermemesi, sınırsız, belirsiz bir alanı, yönetimin düzenlemesine
bırakmaması gerekir. Yasa ile yetkilendirme Anayasa'nın öngördüğü biçimde yasa
ile düzenleme anlamına gelmez. Yasa koyucu, gerektiğinde sınırlarını belirlemek
koşuluyla bazı konuların düzenlenmesini idareye bırakabilir.
Anayasa'nın 17. maddesinin birinci fıkrasında; 'Herkes, yaşama,
maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.'
denilmiştir.
Anayasa'nın 49. maddesinde, çalışmanın herkesin hakkı ve ödevi
olduğu belirtilmiş, Devlete, çalışanların yaşam düzeyini yükseltmek, çalışma
yaşamını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı denetlemek ve
işsizliği gidermeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli
önlemleri almak ödevi verilmiştir. Devlet, kişinin çalışma hakkını
kullanabilmesi için iş alanında gerekli önlemleri alacak ve sınırlamaları
kaldırarak görevini yerine getirecek, birey de çalışarak topluma yük olmaktan
kurtulacaktır.
Anayasa'nın 60. maddesinde de 'Herkes, sosyal güvenlik
hakkına sahiptir' denilmekle, bireylere, gelecekte karşılaşacakları
sosyal riskler karşısında yoksulluğa düşmemeleri için asgarî ölçüde bir yaşam
düzeyinin amaçlandığı belirtilmektedir. Bu amaç, sosyal sigorta kuruluşlarınca,
kendi kuralları çerçevesinde gerçekleştirilir ve yerine getirilir.
Anayasa'nın
128. maddesinde ise 'Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu
tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu
hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu
görevlileri eliyle görülür. Memurların ve diğer kamu görevlilerinin
nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık
ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, mali ve sosyal
haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır. Üst kademe yöneticilerinin
yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.' denilmektedir.
657 sayılı Kanun'un 4. maddesinde, kamu hizmetlerinin memurlar,
sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle görüleceği belirtilmiş,
maddenin (A) fıkrasında memur, (B) fıkrasında sözleşmeli personel, (C)
fıkrasında geçici personel, (D) fıkrasında ise işçi tanımlanmıştır. 5.
maddesinde de bu Kanun'a tabi kurumların bu dört istihdam şekli dışında
personel çalıştıramayacağı belirtilmiştir.
İtiraz konusu kuralda, istihdam şekillerinden olan geçici personel
statüsünün tanımı yapılarak, Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının
görüşlerine dayanılarak hangi işlerin bir yıldan az süreli veya mevsimlik
olduğunu, bu personelin sayısını, ödenecek ücreti ve sözleşme şartlarını
belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu'na bırakılmaktadır.
Geçici personel statüsü, belli bir vasıf gerektirmeyen, daha çok
bedensel çalışmalara ağırlık veren, başlangıç ve bitişi belli olan, süreli işlerde
çalışmayı öngörmektedir. Bu personel, idare ile yaptıkları bir sözleşme
uyarınca idare için belirli bir iş yapan kişi konumundadır ve yaptıkları iş,
geçici veya mevsimlik olup, asli ve sürekli görevlerden de sayılmaz. Bu nedenle
geçici personel; Anayasa'nın 128. maddesi kapsamında belirtilen memur ve diğer
kamu görevlileri kavramı dışında kalan, sözleşme ile çalıştırılan, işçi de
olmayan, kendine özgü istisnai bir istihdam türüdür.
Yasa koyucu; memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların dışında çalışanlarla
ilgili olarak, Anayasa'da belirlenen kurallara bağlı kalmak, adalet, hakkaniyet
ve kamu yararı ölçütlerini gözetmek koşuluyla düzenleme yapma yetkisine
sahiptir.
Geçici ve mevsimlik işlerin neler olduğunun belirlenmesi ülkedeki
ekonomik gelişmelere ve koşullara bağlı olup, bunların Yasa'da tek tek
belirtilmesi mümkün değildir. Ayrıca, bu istihdam türü uyarınca çalıştırılacak
kişilerin sayısının ihtiyaca ve ekonomik koşullara göre her zaman değişebilecek
nitelikte olması, yapılan işin niteliği ve süresine göre ödenecek ücret ve
sözleşme şartlarının da farklılık arzetmesi gözetildiğinde, Bakanlar Kurulu
tarafından belirlenecek olan hususların yasa ile yapılamayacak kadar teknik
ayrıntıları içerdiği kuşkusuzdur. Bu nedenle, itiraz konusu kuralda geçici
personelin tanımı yapılarak çerçeve çizildikten sonra, ayrıntı ve uzmanlık
gerektiren konuların düzenlenmesinin Bakanlar Kurulu'na bırakılması, yasama
yetkisinin devri niteliğinde değildir.
Diğer taraftan, Anayasa'nın 17. maddesi ile tanınan, herkesin
yaşama ve maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkı, 49. maddesi ile
de Devlet'e verilen çalışanları koruma yükümlülüğü gözetildiğinde, itiraz
konusu kuralla geçici personel statüsü adı altında böyle bir istihdam biçiminin
oluşturulması ile yaşam hakkı ortadan kaldırılmadığı gibi, getirilen
düzenlemenin çalışanlara geçici de olsa iş ortamı yaratmayı amaçladığı ve
sosyal devlet ilkesinin gereklerine de uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 506 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldıran 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4. maddesinin ikinci
fıkrasının (f) bendi uyarınca, hizmet akdi ile bir veya birden fazla
işveren tarafından çalıştırılanların sigortalı sayılacağına ilişkin
hükmün, 657 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (C) bendi kapsamında
çalıştırılanlar hakkında da uygulanacağı öngörülmektedir. 5510 sayılı Kanun'dan
önceki dönemde çalışanların da 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi
olduğu gözetildiğinde, itiraz konusu kuralda düzenlenen geçici personele sosyal
güvenlik hakkının tanınmadığından da söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 2., 7., 17.,
49., 60. ve 128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Engin YILDIRIM bu görüşe katılmamıştır.
Kuralın, Anayasa'nın 13. ve 48. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
2- 5429 Sayılı Kanun'un 49. Maddesinin İkinci Fıkrasının '657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) fıkrasına göre
sözleşmeli olarak çalıştırılacak geçici personele ödenecek ücretler,...'Bölümünün
İncelenmesi
Başvuru kararında, itiraz konusu kuralda 657 sayılı Kanun'un 4.
maddesinin (C) fıkrası kapsamında istihdam edilen personele, çalıştığı dönemde
yapılacak bazı ödemelere yer verildiği, ancak statüleri hakkında düzenleme
yapılmayarak, bu konudaki düzenlemenin sınırları çizilmeksizin Bakanlar
Kuruluna bırakıldığı belirtilerek, kuralın Anayasa'nın 2., 7., 13., 17., 48.,
49. ve 60. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5429 sayılı Kanun'un itiraz konusu bölümü de içeren 49. maddesinin
ikinci fıkrasında, 657 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (C) fıkrasına göre
sözleşmeli olarak çalıştırılacak olan geçici personele ödenecek ücretler ile
Kurum dışından görevlendirileceklere verilecek zaruri gider karşılıkları ve her
çeşit ödenekler ile anket formu başına verilecek ödenekler ve bunların usûl ve
esaslarının Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edileceği öngörülmektedir.
Anayasa'nın 128. maddesinde devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri
ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü
oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin memurlar
ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği belirtilmiştir.
Önceki bölümde açıklandığı üzere, geçici personel tarafından
yürütülen hizmetler Anayasa'nın 128. maddesinde belirtilen genel idare
esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevlerden sayılmaz ve bu
istihdam şeklinde çalışan personel de memur ya da diğer kamu görevlisi olarak
nitelendirilemez. Bu nedenle, 657 sayılı Kanun'un 4. maddesinin (C) fıkrası
uyarınca sözleşme ile çalıştırılan ve Anayasa'nın 128. maddesi kapsamında
olmayan geçici personelin ücretlerinin Bakanlar Kurulu tarafından
belirlenmesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, Türkiye İstatistik Kurumunda 657 sayılı Kanun'un 4.
maddesinin (C) fıkrası uyarınca çalıştırılacak olan geçici personele ödenecek
ücretlerin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmesine ilişkin yetki, işin
özelliğinden kaynaklanan, çerçevesi çizilmiş, esasları belirlenmiş, ihtisas
gerektiren ve teknik konulardaki ayrıntılara ilişkin objektif bir düzenleme
yetkisi olması nedeniyle yasama yetkisinin devri niteliğinde de değildir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu bölüm Anayasa'nın 2., 7. ve
128. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Engin YILDIRIM bu görüşe katılmamıştır.
Kuralın Anayasa'nın 13., 17., 48., 49. ve 60. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
VI- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
1- 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4.
maddesinin (C) fıkrasına,
2- 10.11.2005 günlü, 5429 sayılı Türkiye İstatistik Kanunu'nun 49.
maddesinin ikinci fıkrasının '657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü
maddesinin (C) fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak geçici personele
ödenecek ücretler, ...' bölümüne,
yönelik iptal istemleri, 30.3.2011 günlü E. 2010/46, K. 2011/60
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkra ve bölüme ilişkin YÜRÜRLÜĞÜN
DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 30.3.2011 gününde OYBİRLİĞİYLE karar
verilmiştir.
VII- SONUÇ
1- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca,
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme'nin çalışıp çalışamayacağına
ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme'nin çalışmasına bir engel
bulunmadığına, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz
AKINCI'nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
2- 14.7.1965 günlü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4
maddesinin (C) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
Engin YILDIRIM'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
3- 10.11.2005 günlü, 5429 sayılı Türkiye İstatistik
Kanunu'nun 49. maddesinin ikinci fıkrasının '657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 4 üncü maddesinin (C) fıkrasına göre sözleşmeli olarak çalıştırılacak
geçici personele ödenecek ücretler, '' bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına
ve itirazın REDDİNE, Engin YILDIRIM'ın karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
30.3.2011 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Fettah
OTO
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Engin
YILDIRIM
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|
Üye
Erdal
TERCAN
|
KARŞIOY YAZISI
657 sayılı Kanun'un belirttiği dört istihdam biçiminden memurluk
ve işçilik 'kural', sözleşmeli personel ve geçici personel ise 'istisna' teşkil
etmektedir. 'Kural' olan istihdam biçimleri altında çalışanların sahip
oldukları hakların bir kısmını içermeyen, 'istisnai' özellikler taşıyan
istihdam biçimlerinin kamu politikası olarak yaygınlaştırılmaya çalışılması
sosyal hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Uzun yıllar boyunca geçici personel
kamuda sınırlı sayıda istihdam edilirken, bu durum son yıllarda yaygınlaşmaya
başlayarak sürekli ve kalıcı bir istihdam türüne dönüşmeye başlamıştır. Geçici
personelin işçi sayılmaması işçilik statüsünün Anayasa ve yasalarca sağlanan
bazı hak ve güvencelerinin kapsamı dışında bırakılmaları anlamına gelmektedir.
Her ne kadar 657 sayılı Kanun'un 4/C fıkrası kapsamında çalışan geçici
personele daha önce sahip olmadıkları bazı haklar 2010 yılında bir kararname
ile verilmişse de, işçi sayılmamaları nedeniyle işçilerin sahip oldukları
yıllık izin, toplu sözleşme ve grev gibi bazı haklardan, yararlanamamaktadır.
Bu kapsam altında çalışan personelin fazla çalışma ile ilgili durumları da
belirsizlik taşımaktadır.
Sosyal devlet ilkesi Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinden
biri olarak Anayasa'nın 2'inci maddesinde yer almıştır. Anayasa'nın 5'inci
maddesi de devletin temel amaç ve görevini, 'Kişilerin ve toplumun refah, huzur
ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk
devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik
ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi
için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak' olarak belirtmiştir.
Bilindiği gibi Anayasa'nın 65. maddesi, 'Devlet, sosyal ve
ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin
amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek, malî kaynaklarının yeterliliği
ölçüsünde yerine getirir' hükmünü içermektedir. Denebilir ki bu maddeden dolayı
sosyal hukuk devletinin ne ölçüde ve hangi araçlarla gerçekleşeceği siyasal
iktidarların takdirine bırakılmıştır. Bununla birlikte, takdir yetkisinin
sosyal hukuk devletinin özüne zarar verecek şekilde kullanılmaması gerekir.
Anayasa Mahkemesi de sosyal hukuk devletini tanımlarken
''çalışanların insanca yaşamasını ve çalışma hayatının kararlılık içinde
gelişmesi için sosyal, iktisadi ve mali tedbirler alarak çalışanları koruyan''
ifadelerini kullanmıştır (E. 1984/9, K. 1985/4). Sosyal hukuk devletinde birey,
önündeki ekonomik ve sosyal engellerin kaldırılmasıyla özgür olmanın tadına
varabilir.
Kamu kesimi çalışma ilişkileri geleneksel olarak devletin örnek
işveren olması esasına dayanır ve bu sosyal hukuk devleti olmanın bir
gereğidir. Çalışma ilişkilerinde standartların yükseltilmesi gerekirken devlet
eliyle mevcut standartlardan geriye gidilmesi, sosyal hukuk devleti ilkesinin
içinin boşaltılması anlamına gelmektedir. Ülkemizde özel sektör çalışma
ilişkilerinin göreceli olarak düşük çalışma standartları içermesi önemli bir
sorunken, aynı durumun kamu kesiminde de ortaya çıkmaya başlaması düşündürücüdür.
İnsan onuruna yakışır çalışma ortamının sağlanması sosyal hukuk devletinin en
önemli görevleri arasındadır.
İtiraz konusu kuralın Anayasa'nın 2., 5. ve 49. maddelerine aykırı
olduğu düşüncesiyle, çoğunluk görüşüne katılmıyorum.