ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2008/44
Karar Sayısı : 2011/21
Karar Günü : 20.1.2011
R.G. Tarih-Sayı : 14.04.2011-27905
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:
1- Ankara 9. İdare Mahkemesi (Esas Sayısı: 2008/44)
2- Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi (Esas Sayısı: 2010/109)
İTİRAZLARIN KONUSU: 25.5.2005 günlü, 5352
sayılı Adli Sicil Kanunu'nun;
1- 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3)
numaralı fıkrasının son cümlesinin,
2- 10. maddesinin,
3- 12. maddesinin,
4- Geçici 2. maddesinin,
Anayasa'nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine
aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Arşive alınan mahkumiyet kararlarının arşiv kayıtlarından
çıkartılması istemiyle açılan davalarda, itiraz konusu kuralların
Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler, iptalleri için
başvurmuşlardır.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun iptali istenen bent ve
cümleyi de içeren 9. maddesi şöyledir:
'Adlî sicil bilgilerinin silinmesi
Madde 9- (1) Adlî sicildeki bilgiler;
a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,
b) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran
şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,
c) Ceza zamanaşımının dolması,
d) Genel af,
Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek,
arşiv kaydına alınır.
(2) Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.
(3) Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş
olup 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen
hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren
mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve İstatistik
Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına
alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın
ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive
kaydedilir.'
2- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun iptali istenen 10. maddesi
şöyledir:
'Arşiv bilgilerinin istenmesi
Madde 10- (1) Arşiv bilgileri;
a) Kullanılış amacı belirtilmek suretiyle, kişinin kendisi veya
vekâletnamede açıkça belirtilmiş olmak koşuluyla vekili,
b) Bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet
başsavcılıkları, hâkim veya mahkemeler,
c) Yetkili seçim kurulları,
d) Özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve
kuruluşları,
Tarafından istenebilir.
(2) Kanunda açıkça belirtilmediği takdirde, kişi hakkında
alınacak bir karar veya yapılacak bir işlemle ilgili olarak, bir yakınının adlî
sicil ve arşiv kayıtları istenemez ve bu bilgiler, kişiyi herhangi bir haktan
yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamaz.
(3) Onsekiz yaşından küçüklerle ilgili adlî sicil ve arşiv
kayıtları; ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere
Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemelerce istenebilir.'
3- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun iptali istenen 12. maddesi
şöyledir:
'Adlî sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi
Madde 12- (1) Arşiv bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine ve her
halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen
silinir.
(2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan
mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen
silinir.
(3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda
verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde,
önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.'
4- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun iptali istenen Geçici 2.
maddesi şöyledir:
'Geçici Madde 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet
Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya
olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar
hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar
silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.
Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.
(2) Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar
hakkında, 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu
veya ertelenmiş olan hükmün esasen vâki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih
esas alınarak, Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve
mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının
veya Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren
mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv
kaydının silinmesine karar verilir.'
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararlarında, Anayasa'nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20.
ve 40. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
A- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca,
Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ
ve Zehra Ayla PERKTAŞ'ın katılmalarıyla E. 2008/44 sayılı dosyada 21.5.2008
gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından
işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca,
Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet
ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ,
Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN ve
Celal Mümtaz AKINCI'nın katılmalarıyla E. 2010/109 sayılı dosyada 8.12.2010
gününde yapılan ilk inceleme toplantısında ise öncelikle davada uygulanacak
kural sorunu görüşülmüştür.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta
oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname
kurallarını Anayasa'ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için
Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir
mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve
mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da
o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın
değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı
sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan
kurallardır.
İtiraz yoluna başvuran Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi,
5352 sayılı Kanun'un 10., 12. ve Geçici 2. maddelerinin iptalini istemektedir.
Kanun'un 10. maddesinde, arşiv bilgilerinin kimler tarafından ve
hangi gerekçelerle istenebileceğine, arşiv bilgilerinin kişiyi herhangi bir
haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamayacağına; 12. maddesinde,
adli sicil ve arşiv kayıtlarının hangi hallerde silinebileceğine; Geçici 2.
maddesinde ise 5352 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce işlenmiş, ancak
3682 sayılı Kanun'a göre süre yönünden silinme koşulları oluşmayan kayıtlar
hakkında ne tür bir işlem yapılacağına ilişkin hükümler yer almaktadır.
Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada talepte bulunan,
hakkında mevcut olan arşiv kaydının silinmesini istemektedir. Bu durumda, arşiv
bilgilerinin kimler ve hangi gerekçelerle istenebileceği hususlarını
düzenleyen, bir başka ifadeyle arşiv kayıtlarının silinmesine ilişkin hükümler
içermeyen 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesinin davada uygulanacak kural
niteliğinde bulunmadığı açıktır.
Bu nedenle, 5352 sayılı Kanun'un 10. maddesinin itiraz
başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı
bulunmadığından, bu maddeye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği
nedeniyle reddine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- BİRLEŞTİRME KARARI
25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun 12. ve Geçici
2. maddesinin, iptallerine karar verilmesi istemiyle yapılan itiraz başvurusuna
ilişkin 2010/109 esas sayılı dosyanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle
2008/44 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, esasının kapatılmasına, esas
incelemenin 2008/44 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 20.1.2011
gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin raporlar, itiraz
konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Uygulanacak Kural Sorunu
İtiraz yoluna başvuran Ankara 9. İdare Mahkemesince, 5352 sayılı
Kanun'un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ve (3) numaralı
fıkrasının son cümlesi ile 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının iptali
istenmektedir.
5352 sayılı Kanun'un iptali istenen 9. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (a) bendinde, adli sicile kaydedilen bilgilerin, cezanın ve güvenlik
tedbirinin infazının tamamlanmasından sonra; (3) numaralı fıkrasının son
cümlesinde ise adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine
ilişkin hükümlerin, adli sicil kaydına alınmaksızın doğrudan arşiv kaydına
alınacağı hükmü yer almaktadır.
5352 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca arşiv kaydına alma
işlemi, ancak 1.6.2005 tarihinden sonra işlenmiş ve karara bağlanmış suçlara ilişkin
mahkumiyet kararları hakkında uygulanabilecektir. Bir başka ifadeyle, 5352
sayılı Kanun'un 9. maddesinin iptali istenen kurallarında öngörülen arşive
alınma işlemi, 1.6.2005 tarihinden önce işlenmiş suçlardan dolayı verilen
mahkumiyet kararları için uygulanamayacaktır.
Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada, davacının silinmesini
istediği arşiv kaydına ilişkin mahkumiyet kararı, 5352 sayılı Kanun'un iptali
istenen kuralları uyarınca değil, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5352
sayılı Kanun'dan önce yürürlükte bulunan 3682 sayılı Kanun'un 9. maddesinin
ikinci fıkrası gereğince arşiv kaydına alınmıştır. Bu durumda, 5352 sayılı
Kanun'dan önce yürürlükte bulunan 3682 sayılı Kanun uyarınca arşiv kaydına
alınan bir kayıt hakkında, 5352 sayılı Yasa'nın 9. maddesinin iptali istenen
kuralları davada uygulanacak kural niteliğinde bulunmamaktadır.
Bu nedenle 5352 sayılı Kanun'un 9. maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin, itiraz
başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı
bulunmadığından, bu bent ve cümleye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği
nedeniyle reddine, oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- Sınırlama Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Kanun'un 28. maddesine göre, Anayasa
Mahkemesine yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran Mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
İtiraz yoluna başvuran Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5352
sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesinin tümünün iptalini istemektedir.
5352 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesinde, Kanun'un yürürlük
tarihinden önce işlenmiş suçlara ilişkin tüm kayıtlar ile Anayasa'nın 76.
maddesi ve özel kanunlarda belirtilen mahkumiyet kararlarının adli sicilden
silinmesi ve arşiv kaydına alınmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Bir başka
ifadeyle Geçici 2. maddede 5352 sayılı Kanun'dan önce işlenmiş suçlara ilişkin
tüm kayıtlar için bir düzenleme söz konusudur. Oysa, başvuran Mahkeme 'özel
belgede sahtecilik suçu'na ilişkin arşiv kaydının silinememesinin Anayasa'ya
aykırılığını ileri sürmektedir. Söz konusu suç Anayasa'nın 76. maddesi ile
diğer özel kanunlarda belirtilen suçlar kapsamına girmektedir. Bu nedenle, 5352
sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesine ilişkin esas incelemenin, maddenin (1)
numaralı fıkrasının 'Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri
saklıdır.' biçimindeki son cümlesi ile (2) numaralı fıkrasının ''Anayasa'nın 76
ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkumiyetler dışındaki kayıtlar
için'' bölümüyle sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
C- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
1- 5352 sayılı Kanun'un 12. Maddesinin İncelenmesi
Başvuru kararlarında, kişinin geçmişte işlediği bir suçun
üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın bunun sosyal ve mesleki yaşamında
sürekli bir engel olarak karşısına çıkarılmasının sosyal hukuk devleti,
eşitlik, adalet, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi ilkelerine,
cezalandırmanın suçluları yeniden topluma kazandırması amacına, kişinin
kendisiyle ilgili verilerin silinmesini talep etme hakkına, Anayasa'yla
tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin yetkili makama
geciktirilmeden başvuru imkanının sağlanmasını isteme hakkına aykırı olduğu
belirtilerek, iptali istenen kuralın Anayasa'nın 2., 5., 10., 11., 12., 17.,
20. ve 40. maddeleriyle bağdaşmadığı ileri sürülmüştür.
a) Maddenin (1) Numaralı Fıkrasının İncelenmesi
5352 sayılı Kanun'un 9. maddesinde, aynı Kanun'un 4. maddesi
uyarınca adli sicile kaydedilen bilgilerin hangi hallerde arşiv kaydına alınacağı
belirtilmiştir. İtiraz konusu fıkrada ise aynı Kanun'un 9. maddesi gereğince
arşive alınan kayıtların ilgilinin ölümü üzerine veya her halde kaydın
girildiği tarihten itibaren seksen yıl geçtikten sonra silineceği hükmü yer
almaktadır.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan
haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve
işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu
geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku
tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan,
yargı denetimine açık olan devlettir. Yasaların kamu yararının sağlanması
amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet
ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasakoyucunun
hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar
içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak
kullanması gerekir.
Anayasa'nın 5. maddesinde, 'İnsanın maddi ve manevi varlığının
gelişmesi için gerekli şartları hazırlama' Devletin temel amaç ve görevleri
arasında sayılmış; 17. maddesinin birinci fıkrasında ise herkesin, yaşama,
maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu
belirtilmiştir.
İtiraz konusu kuralla, 5352 sayılı Kanun'un 5. maddesinde sayılan
istisnalar dışında, Türk mahkemeleri tarafından vatandaş veya yabancı hakkında
verilmiş ve adli sicile kaydedilmiş tüm mahkumiyet hükümlerinin infaz
edilmesinden sonra arşiv kayıtlarında ilgilinin ölümüne kadar veya kaydın
girildiği tarihten itibaren seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi
öngörülmektedir.
5352 sayılı Kanun'un gerekçesinde de belirtildiği üzere, Türk Ceza
adalet sisteminde öngörülen tekerrür, erteleme, temel cezanın belirlenmesi,
kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
gibi kurumların hayata geçirilebilmesi, bir kişinin işlediği suçun ya da aldığı
cezanın milletvekili seçilmesini engelleyen Anayasa'nın 76. maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilenlerden olup olmadığının saptanabilmesi ve mahkumiyete
bağlı hak yoksunluğu öngören bazı özel yasalardaki hükümler nedeniyle
mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının kayıt altına alınmasında yasal ve
anayasal bir takım gereklilikler bulunmaktadır. Ancak söz konusu
gerekliliklerin, itiraz konusu kuralda öngörüldüğü üzere arşiv kayıtlarının
kişinin ölümüne kadar ya da seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi noktasında
geçerli olmadığı açıktır.
Mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının arşiv kaydına
alınmasının gerekçesini oluşturan durumlar, bazı istisnalar dışında, kişi
hakkında ömür boyu hak yoksunluğu getirmemektedir. 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu'nda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yer alan ömür boyu hak yoksunluğu
durumuna yer verilmemiş, hak yoksunluğu belli bir süreyle sınırlandırılmıştır.
5237 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen bir mahkumiyet nedeniyle hak
yoksunluğu, kural olarak, cezanın infazıyla sona ererken; Türk Ceza Kanunu
dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete
bağladığı hak yoksunlukları ise 5352 sayılı Kanun'un 13/A maddesi gereğince ilk
mahkumiyet kararının infaz edilmesinden itibaren belli sürenin geçmesiyle
birlikte yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla sona erdirilebilmektedir.
Bir başka ifadeyle, arşiv kaydına alınmanın gerekçesini oluşturan kurumlar ilk
mahkumiyet kararından belli bir süre geçtikten sonra kişi hakkında aleyhe bir
sonuç doğurmadığı halde, söz konusu kayıtların kişinin ölümüne kadar veya kaydın
girildiği tarihten itibaren seksen yıl süreyle arşivde muhafaza edilmesi gibi
bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, tüm suçlara ilişkin arşiv
kayıtlarının bu kadar uzun süre muhafaza edilmesi, suç ve cezaların nitelikleri
veya ağırlıkları dikkate alınmadan tüm suçlar için geçerli tek bir sürenin
belirlenmesi, bu sürenin arşiv kaydına alınmayı gerekli kılan amaçla orantılı
ve makul olmaması nedeniyle Kural, adil ve hakkaniyete uygun bir düzenleme
niteliğinde değildir.
Diğer taraftan, kişinin belli bir tarihte aldığı herhangi bir
mahkumiyet kararına ilişkin kaydın kişinin ölümüne kadar ya da seksen yıl
süreyle muhafaza edilmesi, Anayasa'nın 5. ve 17. maddelerinde belirtilen
kişinin maddi ve manevi varlığının geliştirilmesi ilkesi ve cezaların ıslah edici
olma amacı ile bağdaşmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 2., 5. ve
17. maddelerine aykırıdır. Kuralın iptali gerekir.
Kural, Anayasa'nın 2., 5. ve 17. maddelerine dayanılarak iptal
edildiğinden, ayrıca Anayasa'nın 10., 11., 12., 20. ve 40. maddeleri yönünden
incelenmesine gerek görülmemiştir.
b) Maddenin (2) ve (3) Numaralı Fıkralarının İncelenmesi
5352 sayılı Kanun'un 12. maddesinin ikinci fıkrasında, fiilin
kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî
sicil ve arşiv kayıtlarının, talep aranmaksızın; üçüncü fıkrasında ise kanun
yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza
verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet
kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydının tamamen silineceği hükmü yer
almaktadır.
İlgili hakkında verilen mahkumiyet kararına dayanak olan eylemin
sonradan yapılan yasal değişiklikle suç olmaktan çıkarılması, kanun yararına
bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat ya da ceza
verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi hallerinde, arşive alınan
kaydın arşive alınmasını gerektiren hukuksal etki ve değerinin ortadan kalkması
nedeniyle arşivden silinmesinin, Anayasa'nın 2. maddesinde öngörülen hukuk
Devleti ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, itiraz konusu kurallar Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralların, Anayasa'nın 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40.
maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
2- 5352 sayılı Kanun'un Geçici 2. Maddesinin İncelenmesi
Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin başvuru kararında, Kanun'un
12. maddesi için belirttiği gerekçelerle itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 5.,
10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun
hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğü'nün Anayasa'ya aykırılığı konusunda
ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle
bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık incelemesi
yapabileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle Anayasa'nın 2.
maddesi yönünden de inceleme yapılmıştır.
İtiraz konusu kuralda, 5352 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden
önce işlenmiş ancak yürürlükten kaldırılan 3682 sayılı Kanun'a göre süre
yönünden silinme koşulları oluşmayan kayıtlar hakkında ne tür bir işlem
yapılacağına ilişkin kurallar yer almaktadır. Buna göre, Anayasa'nın 76.
maddesi ile özel kanunlarda yer alan hükümler saklı kalmak koşuluyla, 5352
sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlar için önceki Yasa'da
öngörülen silinme sürelerini dolduran kayıtlar adli sicil kayıtlarından
silinecek; süre yönünden silinme koşulunu doldurmayanlar ise arşive alınacak ve
önceki Kanun'da belirtilen silinme sürelerini tamamladıktan sonra arşiv
kayıtları da silinecektir. İtiraz konusu kural, 5352 sayılı Kanun'un yürürlük
tarihinden önce işlenmiş suçlara ilişkin mahkumiyet kararlarının adli sicil ve
arşivden silinmesini mümkün hale getirirken, Anayasa'nın 76. maddesi ile özel
kanunlarda yer alan bazı suçlara ilişkin mahkumiyet kayıtlarını kapsam dışında
tutmuştur.
5352 sayılı Kanun'un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasına ilişkin
gerekçelerle, itiraz konusu Geçici 2. maddenin (1) numaralı fıkrasının
'Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.' biçimindeki son
cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının '' Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel
kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için '' bölümü
Anayasa'nın 2., 5. ve 17. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Kural, Anayasa'nın 2., 5. ve 17. maddelerine dayanılarak iptal
edildiğinden, ayrıca Anayasa'nın 10., 11., 12., 20. ve 40. maddeleri yönünden
incelenmesine gerek görülmemiştir.
VII- İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, 'Kanun, kanun
hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların
hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten
kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği
tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı
günden başlayarak bir yılı geçemez' denilmekte, 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesinin
dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanarak, beşinci fıkrasında Anayasa
Mahkemesi'nin, iptal halinde meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini
tehdit veya kamu yararını ihlâl edici mahiyette görürse yukarıdaki fıkra
hükmünü uygulayacağı belirtilmektedir.
5352 sayılı Kanun'un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile
Geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının 'Anayasanın 76 ncı maddesi ile
özel kanun hükümleri saklıdır.' biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı
fıkrasının '' Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve
mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için '' bölümünün, iptal edilmesi nedeniyle
doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden,
Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesinin dördüncü ve
beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKÜMLERİNİN, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE
YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE, OYBİRLİĞİYLE,
20.1.2011 gününde karar verilmiştir.
VIII- SONUÇ
A- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca,
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme'nin çalışıp
çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme'nin
çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah
OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI'nın, gerekçesi 2010/68 esas
sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- 25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun:
1- 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3)
numaralı fıkrasının son cümlesinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme'nin
bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bent ve cümleye
ilişkin başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE,
2- Geçici 2. maddesine ilişkin esas incelemenin, maddenin,
(1) numaralı fıkrasının 'Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri
saklıdır.' biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının '' Anayasanın 76
ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar
için '' bölümü ile sınırlı olarak yapılmasına,
C- 5352 sayılı Kanun'un;
1- 12. maddesinin,
a- (1) numaralı fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
b- (2) ve (3) numaralı fıkralarının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE,
2- Geçici 2. maddesinin, (1) numaralı fıkrasının 'Anayasanın
76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.' biçimindeki son cümlesi ve
(2) numaralı fıkrasının '' Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan
suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için '' bölümünün Anayasa'ya aykırı
olduğuna ve İPTALİNE,
D- 5352 sayılı Kanun'un;
1- 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,
2- Geçici 2. maddesinin, (1) numaralı fıkrasının 'Anayasanın 76
ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.' biçimindeki son cümlesi ve (2)
numaralı fıkrasının '' Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç
ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için '' bölümünün,
iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını
ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun'un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL
HÜKÜMLERİNİN, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA
YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
20.1.2011 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Fettah
OTO
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
Üye
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üye
Alparslan
ALTAN
|
Üye
Burhan
ÜSTÜN
|
Üye
Nuri
NECİPOĞLU
|
Üye
Hicabi
DURSUN
|
Üye
Celal
Mümtaz AKINCI
|