ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2005/19
Karar Sayısı : 2009/85
Karar Günü : 18.6.2009
R.G. Tarih-Sayı :
23.10.2010-27738
İPTAL DAVASINI AÇAN:Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri Ali TOPUZ, Haluk KOÇ ve 112 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU :13.1.2005 günlü, 5286 sayılı
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun'un
1- 6. maddesi ile 9.5.1985 günlü, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun'a eklenen;
a- Ek Madde 1'in,
b- Ek Madde 2'nin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının birinci
tümcesinin,
2- Geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının,
3- Geçici 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde
yer alan 'ihtiyaç duyulan işlerde' ibaresiyle, ikinci fıkrasının birinci
tümcesinin,
4- Geçici 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının,
5- Geçici 6 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının,
6- Geçici 7 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin,
Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 10., 11., 44., 45., 87., 126., 127., 128.,
161., 162. ve 163. maddelerine aykırılığı savıyla iptalleri ve yürürlüklerinin
durdurulması istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenen Yasa Kuralları
13.1.2005 günlü, 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün
Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un iptali
istenilen fıkra ve tümcelerini içeren maddeleri şöyledir:
'MADDE 6.- 3202 sayılı Kanuna aşağıdaki ek maddeler ilave
edilmiştir.
EK MADDE 1.- Bu Kanunla kurulan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
kaldırılmıştır.
EK MADDE 2.- Bu Kanunda belirtilen hizmetler, İstanbul ve Kocaeli
illeri dışında il özel idarelerince, İstanbul ve Kocaeli illerinde ise il
sınırları dâhilinde yapılmak üzere büyükşehir belediyelerince yerine getirilir.
Kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü taşra teşkilatının bölge
müdürlüklerince yürütülen hizmetler, bölge müdürlüğü kapsamına giren illerin il
özel idarelerince her yıl müştereken yapılacak iş programı çerçevesinde
yürütülür.Bu iş programı çerçevesinde ilgili il özel idareleri gerekli araç,
gereç, taşınır, personel ve diğer her türlü desteği sağlar.
Bu Kanunda yer alan iskan konularına ilişkin hizmetler,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından yürütülür. Ancak, 2510 sayılı İskan
Kanununun ek 34 üncü maddesi ile 3835 sayılı Ahıska Türklerinin Türkiye'ye
Kabulü ve İskanına Dair Kanunda yer alan görev ve yetkiler, ilgili kurumlar
tarafından yürütülmeye devam olunur.
Mevzuatta Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yapılan atıflar, devir
durumuna göre Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, il özel idaresi, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi veya İzmit Büyükşehir Belediyesine yapılmış sayılır.'
'GEÇİCİ MADDE 1.-Kaldırılan Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün;
a) Mülkiyeti Hazineye ait olup da Maliye Bakanlığınca bu Genel
Müdürlüğe tahsis edilen taşınmazlar hariç olmak üzere, taşra teşkilatının kadro
ve pozisyonları, personeli, tüm varlıkları, araç, gereç ve taşınırları, tapuda
bu Genel Müdürlük adına kayıtlı olan taşınmazları ve hizmet binaları; İstanbul
ve Kocaeli illerinde büyükşehir belediyelerine, diğer illerde il özel
idarelerine,
b) Merkez teşkilatının kadro ve pozisyonları, personeli, tüm
varlıkları, araç, gereç ve taşınırları ile hizmet binaları ve diğer taşınmazları
Tarım ve Köyişleri Bakanlığına,
c) 24.11.1994 tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 25 inci maddesi
uyarınca tahsis edilmiş kadrolarında görev yapan personeli, kadrolarıyla
birlikte merkezde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı merkez teşkilatına, taşrada ise
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı taşra teşkilatına,
d) Ulusal veya bölgesel düzeyde faaliyet gösteren araştırma
enstitüleri, Tarımsal Hidroloji Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürlüğü ve
bunların döner sermaye işletmeleri ile bunlara ait kadro ve pozisyonlar,
personel, tüm varlıklar, araç, gereç ve taşınırlar ile hizmet binaları ve diğer
taşınmazlar Tarım ve Köyişleri Bakanlığına,
e) 3202 sayılı Kanunda yer alan ve Bayındırlık ve İskan
Bakanlığına devredilen iskan hizmetlerinde kullanılan ve mülkiyeti bu Genel
Müdürlüğe ait veya iskan amaçlı tahsis edilen taşınmazlar ile merkez
teşkilatında iskan görevlerini yerine getiren personel, kadro ve
pozisyonlarıyla birlikte Bayındırlık ve İskan Bakanlığına,
f) 2510 sayılı Kanunun ek 34 üncü maddesi ile 3835 sayılı Kanun
uyarınca yapılan göçmen konutları ve bu amaçla ayrılan taşınmazlar Toplu Konut
İdaresi Başkanlığına,
Devredilir.
Mülkiyeti Hazineye ait olup da Maliye Bakanlığınca bu Genel
Müdürlüğe tahsis edilen taşınmazlar hariç olmak üzere, bölge ve proje müdürlüğü
teşkilatlarına ait kadro ve pozisyonları, personeli, tüm varlıkları, araç,
gereç ve taşınırları, tapuda bu Genel Müdürlük adına kayıtlı olan taşınmazları
ve hizmet binalarının, mevcut bölge ve proje müdürlüklerinin hizmet
götürdükleri iller arasındaki dağılımı ve bu dağılımla ilgili usul ve esasları
Bakanlar Kurulunca belirlenir.
Mülkiyeti Hazineye ait olup da Maliye Bakanlığınca, kaldırılan Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş taşınmazlar, İstanbul ve Kocaeli
illerinde büyükşehir belediyelerine, diğer illerde ise il özel idarelerine,
tahsis amacında kullanılmak üzere tahsis edilmiş sayılır.
Bu maddenin (b) ve (d) bentleri uyarınca, kaldırılan Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğünün mülkiyetinde olup da Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devredilen taşınmazların mülkiyeti tapuda
re'sen Hazine adına tescil edildikten sonra bu taşınmazlar anılan bakanlıklara
tahsis edilmiş sayılır.'
'GEÇİCİ MADDE 4.-Kaldırılan Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğünde; Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı,
1. Hukuk Müşaviri, Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Dairesi Başkanı,
anahizmet birimleri ve yardımcı birimler dahil Daire Başkanı, Bölge Müdürü,
Bölge Müdür Yardımcısı, merkez ve bölge müdürlüklerinde Şube Müdürü, Proje
Müdürü, tasfiye edilen döner sermaye işletmelerinde Sayman ve merkez
teşkilatında Avukat unvanlı kadrolarda bulunanların görevleri, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Bunlar devredilen Kurumca yeni bir kadroya
atanıncaya kadar eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatları ile diğer mali haklarını (üretimi teşvik primi hariç) aynen almaya
devam eder ve devredildikleri kurumdaihtiyaç duyulan işlerdegörevlendirilebilir.
Diğer personel devredilen kadro unvanlarıyla görevlerine devam eder.
Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, 1.
Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı ve Bölge Müdürü ünvanlı kadrolarda bulunanlar
hariç olmak üzere birinci fıkra uyarınca görevleri sona erenler ve İl Müdürü,
İl Müdür Yardımcısı ve il müdürlüklerinde Şube Müdürü unvanlı kadrolarda
bulunanlar ile devredilen diğer kadro unvanlarından ilgili kurum tarafından
ihtiyaç duyulmayan kadro unvanlarında çalışan personel, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihi izleyen altı ay içinde derece ve kademelerine uygun olmak
kaydıyla Kurumca ihtiyaç duyulan diğer kadrolara atanır.
Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri,
Daire Başkanı ve Bölge Müdürü unvanlı kadrolarda bulunanlar ise ihdas edilen
ekli (1) sayılı listede yer alan Bakanlık Müşaviri kadrolarına Avukat unvanlı
kadrolarda bulunanlar ise Hukuk Müşaviri kadrolarına, atanmış sayılır. Ancak,
herhangi bir sebeple boşalması halinde Bakanlık Müşaviri kadroları, hiçbir
işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. Bu çerçevede ihtiyaç duyulan
kadro değişiklikleri 190 sayılı Kanun HükmündeKararnamenin9 uncu
maddesinin son fıkrası hükmü uygulanmaksızın anılan Kanun Hükmünde Kararname
hükümlerine göre yapılır.
Devredilen personelden ikinci fıkra uyarınca yeni bir kadroya
atananların atandıkları kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve
tazminatları ile diğer mali hakları toplamının net tutarının (fazla çalışma
ücreti hariç), eski kadrolarına bağlı olarak en son ayda almakta oldukları
aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları
toplamı net tutarından (üretimi teşvik primi hariç) az olması halinde aradaki
fark, farklılık giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece
herhangi bir kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
657 sayılı Devlet MemurlarıKanununun4 üncü
maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilen sözleşmeli personelin
pozisyonları, başka bir işleme gerek kalmaksızın devredildikleri kurum adına
vize edilmiş sayılır.
Sürekli işçi kadrolarında görev yapanlar kadrolarıyla birlikte
devredilir.'
'GEÇİCİ MADDE 5.-Kaldırılan Köy Hizmetleri
Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olan sözleşmelere, devir durumuna göre
ilgili idare halef olur. Adı geçen Genel Müdürlüğün leh ve aleyhine açılmış
davalar ve icra takiplerinde devir durumuna göre ilgili idare kendiliğinden
taraf sıfatını kazanır.
Adı geçen Genel Müdürlüğün yatırım projeleri ve ödenekleri bu
Kanun çerçevesinde Yüksek Planlama Kurulu kararı ile ilgili kurum ve
kuruluşlara devredilir.'
'GEÇİCİ MADDE 6.-Bu Kanun uyarınca yapılacak
devir işlemleri Kanunun yürürlük tarihinden itibaren bir yıl içinde tamamlanır.
Devir işlemleri tamamlanıncaya kadar 3202 sayılı Kanunda belirtilen görevler
mevcut personel eliyle yürütülmeye devam olunur.
Devir işlemlerine ilişkin usul ve esaslar Bayındırlık ve İskân,
İçişleri ve Maliye bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığının uygun
görüşleri alınarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar
Kurulunca belirlenir.'
'GEÇİCİ MADDE 7.-Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak
fonksiyonel ve ekonomik sınıflandırma ayrımına bakılmaksızın gerekli görülen
her türlü kurum içi ve kurumlar arası aktarmalar ile diğer bütçe ve muhasebe
işlemlerini yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir. Yukarıda bütçe
işlemlerine ilişkin olarak 1050 sayılı Muhasebeci Umumiye Kanunu ve diğer
kanunlardaki aktarma yasakları uygulanmaz.
İl özel idareleri ve büyükşehir belediyelerinin gelirlerine
ilişkin yeni bir kanuni düzenleme yapılıncaya kadar bu idarelere devredilen
personelin aylık ve diğer her türlü mali ve sosyal haklarına ilişkin ödemeler
Devlet bütçesinden il özel idarelerine veya büyükşehir belediyelerine kaynak
aktarmak suretiyle yapılır.'
B-Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasanın 2., 6., 7., 8., 10., 11., 44., 45.,
87., 126., 127., 128., 161., 162. ve 163. maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Mustafa BUMİN,
Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER, Fettah OTO ve Serdar ÖZGÜLDÜR'ün
katılımlarıyla 28.02.2005 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında; dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
13.01.2005 günlü, 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün
Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un;
1- 6. maddesiyle 9.5.1985 günlü, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun'a eklenen;
a- Ek Madde 1'in,
b- Ek Madde 2'nin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının birinci
tümcesinin
2- Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasının,
3- Geçici 4. maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer
alan ''ihtiyaç duyulan işlerde'' ibaresi ile ikinci fıkrasının birinci
tümcesinin,
4- Geçici 5. maddesinin ikinci fıkrasının,
5- Geçici 6. maddesinin ikinci fıkrasının,
6- Geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin,
yürürlüklerinin durdurulması isteminin, Geçici 4. maddenin,
birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan ''ihtiyaç duyulan işlerde''
ibaresi ile ikinci fıkrasının birinci tümcesi yönünden Fettah OTO'nun 'yürürlüğün
durdurulması gerektiği' yolundaki karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, diğer kurallar
yönünden OYBİRLİĞİYLE REDDİNE, 28.2.2005 gününde karar verildi.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Yasa'nın 6. Maddesi İle 3202 Sayılı Kanun'a Eklenen Ek Madde 1,
Ek Madde 2'nin Birinci Fıkrası ve İkinci Fıkrasının Birinci Tümcesinin
İncelenmesi
Dava dilekçesinde, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KHGM)'nün
kuruluş tarihçesi ve kuruluşundan itibaren gerçekleştirdiği icraatları
anlatıldıktan sonra bu Müdürlüğün gittikçe azalan bütçesiyle gerçekleştirdiği
önemli hizmetler dikkate alındığında, kaldırılmasının kamu yararına bir işlem
kabul edilemeyeceği, KHGM'nün taşra teşkilatınca yürütülen hizmetlerin il özel
idarelerine, iskân konularına ilişkin hizmetlerin Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı'na bırakıldığı, 2510 sayılı Kanun'un Ek 34. maddesiyle 3835 sayılı
Kanun'da yer alan görev ve yetkilerin ise ilgili kurumlarca yürütülmesinin
öngörüldüğü, ancak KHGM'nün yerine getirdiği hizmetlerin büyük bir kısmının
yerel nitelikte olmadığı, özellikle toprak, su ve yol konusundaki görev ve
hizmetlerinin ancak ulusal bazda ve ölçekte yönetilebilecek ve yürütülebilecek
bir özellik taşıması nedeniyle düzenlemenin kamu yararına sonuç vermeyeceği,
Anayasanın 44. ve 45. maddelerinde devlete verilen söz konusu görevlerin
devletin koruması dışında bırakılarak yerel yönetimlere devredilmesinin kamu
yararına uymadığı, yasama erkinin kamu yararı amacına yönelik olmayan bir
biçimde kullanılmasının ise hukuk devleti ilkesine aykırı olacağı belirtilerek,
iptali istenen kuralların Anayasa'nın 2., 11., 44., 45., 126. ve 127. maddelerine
aykırı olduğu sürülmüştür.
5286 sayılı Yasa'nın 1. maddesiyle 3202 sayılı Yasa'nın 'Köy
Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun' biçimindeki
başlığı 'Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun' olarak değiştirilmiş
bulunmaktadır.
5286 sayılı Yasa'nın dava konusu 6. maddesi ile 3202 sayılı
Kanun'a eklenen Ek Madde 1'de bu kanunla KHGM'nün kaldırılmış olduğu
belirtilmektedir. Ek Madde 2'nin birinci fıkrasında; bu kanunda belirtilen
hizmetlerin İstanbul ve Kocaeli illeri dışında il özel idarelerince, sözü geçen
illerde ise il sınırları dâhilinde yapılmak üzere büyükşehir belediyelerince
yerine getirileceği; Ek Madde 2'nin dava konusu birinci tümcesinde ise
kaldırılan KHGM taşra teşkilatının bölge müdürlüklerince yürütülen hizmetlerinin,
bölge müdürlüğü kapsamına giren illerin il özel idarelerince her yıl müştereken
yapılacak iş programı çerçevesinde yürütüleceği öngörülmektedir.
Yasaya ilişkin meclis çalışmaları incelendiğinde, yasa tasarısına
yapılan muhalefette ve dava dilekçesinde yasanın kamu yararını
gerçekleştiremeyeceği üzerinde durulmuştur. KHGM'nce yerine getirilen, ancak bu
kurumun kaldırılmasının ardından herhangi bir kamu kurumuna yüklenmeyen bir
hizmet alanının varlığından söz edilmemektedir. Yasa'nın özel veya sınıfsal yararlar
için çıkarıldığına yönelik bir itiraz veya olası bir itirazı
temellendirebilecek bir bulguya da rastlanmamıştır.
Anayasa'da yer alan düzenlemeler, yasa koyucuya, toplumsal
ihtiyaçlar doğrultusunda yeni idari birimler oluşturma, görev alanlarında değişiklik
yapma veya bu birimleri kaldırma yetkisi vermektedir. Bu açıdan yasa koyucunun
takdir yetkisine sahip olduğu açıktır. Dava konusu kural ile KHGM'nün görev
alanına giren hizmetlerin hangi yerel ve merkezi idare birimlerince yerine
getirileceği belirtilmiş olduğundan bu konuda kamusal hizmet boşluğu
doğacağından da söz edilemez.
Öte yandan, dava konusu kuralların Anayasa'nın 126. ve 127.
maddelerine aykırılığı da ileri sürülmüştür. KHGM önce merkezi idare teşkilatı
içinde yer almayan bir tüzel kişilik iken, dava konusu yasa ile hizmet yerinden
yönetim biriminden alınan yetkilerin önemli bir kısmı başka bir yerinden
yönetim birimi olan mahalli idarelere bırakılmakta, yani merkezi idare dışında
yer alan iki idari birim arasında yetki aktarımı yapılmakta, yetkilerin bir
kısmının ise merkezi idare teşkilatı kurumlarına devredildiği anlaşılmaktadır.
KHGM'nün görevleri 'köyler ile bağlı yerleşim birimleri' ile
sınırlıdır. Yol, su ve toprak ile ilgili ulusal çapta, etki ve sonuçları
itibariyle bölünebilir olmayan ve il sınırlarını aşan hizmet ve görevlerin
KHGM'nün görev ve yetki kapsamına girmediği açıktır. Anayasa'nın 44. ve 45.
maddelerinde devlete yüklenmiş görevlerin merkezi yönetim dışında yine devletin
bir parçası olan yerel yönetimlere aktarılması durumunda devletin etkinliğinin
zafiyete uğratıldığından söz edilemez. Dava konusu yasa ile güvenlik veya
kalkınma politikalarının bir gereği olarak, söz konusu hizmetlerin ülke
düzeyinde örgütlenmiş bir hizmet yerinden yönetim birimi tarafından yerine getirilmesi
amacıyla kurulan bu kurum, yasa koyucunun tercihine uygun olarak yerel
yönetimler tarafından gerçekleştirilmesi amacına dönük olarak kaldırılmış
bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, iptali istenen kurallar Anayasanın 2., 11.,
44., 45., 126. ve 127. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi
gerekir.
B- Yasa'nın Geçici 1. Maddesinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, dava konusu kuralla Bakanlar Kurulu'na
Anayasa'ya aykırı, genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz şekilde
düzenleme yetkisi verildiği, asli düzenleme niteliği taşıyan bu yetkinin
Anayasa'nın 2., 6., 7., 8. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
5286 sayılı Yasa'nın Geçici Madde 1'i, kaldırılan KHGM'nün
taşınmazları, bağlı birimleri, teşkilat kadro ve pozisyonları, personeli, tüm
varlıklarının hangi kuruluşlara ve hangi şartlar altında devredileceğini
düzenlemektedir. Buna göre, kuruma ait tüm enstitü, personel, kadro ve pozisyon
ile malvarlıklarının İstanbul ve Kocaeli illerinde büyükşehir belediyesi ve
diğer illerde il özel idareleri, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı ve Toplu Konut İdaresi Başkanlığına devredildiği görülmektedir.
Geçici Madde 1'in dava konusu ikinci fıkrasında ise, Maliye
Bakanlığınca KHGM'ne tahsis edilen taşınmazlar hariç olmak üzere, bölge ve
proje müdürlüğü teşkilatlarına ait kadro ve pozisyonları, personeli, tüm
varlıkları, araç, gereç ve taşınırları, tapuda bu Genel Müdürlük adına kayıtlı
olan taşınmazları ve hizmet binalarının, mevcut bölge ve proje müdürlüklerinin
hizmet götürdükleri iller arasındaki dağılımı ve bu dağılımla ilgili usul ve
esasların Bakanlar Kurulu'nca belirleneceği öngörülmektedir.
Bu kuralda Bakanlar Kurulu'nun düzenleme yetkisinin;
- Maliye Bakanlığı'nca KHGM'ne tahsis edilen taşınmazları
kapsamadığı,
- Yalnızca bölge ve proje müdürlüğü teşkilatlarıyla sınırlı
olduğu,
- Dağıtımın mevcut bölge ve proje müdürlüklerinin hizmet götürdükleri
iller arasında yapılması gerektiği,
yönlerinden sınırlandırılmış olduğu görülmektedir. Ayrıca, kadro
ve pozisyonlar ile personel yönünden Yasa'nın Geçici Madde 3 ve Geçici Madde 4
kurallarına uyma koşulunun bulunduğu, diğer yandan tasfiye ve devir işlerinin
nasıl yapılması gerektiğine ilişkin takip eden maddelerde düzenlemelerin yer
aldığı anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 7. maddesinde 'Yasama yetkisi Türk Milleti adına
Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez' denilmektedir. Buna
göre, yasa ile yürütme organına genel ve sınırları belirsiz bir düzenleme
yetkisinin verilebilmesi olanaklı değildir.
Ancak bu kural, ekonomik olayların niteliği, gelişen koşul ve
durumlara göre sık sık değişik önlemler alma, bunları kaldırma ve süratli biçimde
hareket etme zorunluluğu dikkate alındığında, yasama organının yürütme organını
yetkilendirmesini gerekli kılmasına engel değildir. Bu gibi durumlarda yasama
organı, temel kuralları saptadıktan sonra, uzmanlık ve idare tekniğine ilişkin
hususları yürütmeye bırakabilir.
Yasamanın genelliği ve asliliği ilkesi gereği yasa koyucu 'genel
ve soyut' nitelikli düzenlemelerini, yasa uygulamalarını içerecek düzeyde veya
yönetmelikleri gereksiz kılacak somutlukta gerçekleştirebilir. Ancak, bu husus
yasamanın takdirinde olup, anayasal bir zorunluluk değildir. Gittikçe gelişen
ve farklılaşan toplumsal yaşam, gittikçe artan oranda hızlı karar
mekanizmalarına gereksinim doğurmaktadır.
Taşınmazlarının, personel kadro ve pozisyonlarının, taşınırlarının
ve diğer araç ve gereçlerinin hangi kuruluşlara verileceği, bunların merkezi
idare ile yerel yönetimler arasında nasıl paylaşılacağı hususları ve personel
rejiminin temel esasları 5286 sayılı Yasa ile düzenlenmiş bulunmaktadır.
Mülkiyeti hazineye ait olan taşınmazların tahsisi de doğrudan yasayla
gerçekleştirilmiş, bu konu Bakanlar Kurulu'nun tasarrufuna bırakılmamıştır.
Dolayısıyla, temel kuralların yasayla saptandığı anlaşılmaktadır. Bakanlar
Kurulu yukarıda çerçevesi çizilen sınırlar içinde ve Yasa'nın amacına uygun olarak
yalnızca bölge ve proje müdürlüğü teşkilatlarına ait kadro ve pozisyonları,
personeli, tüm varlıkları, araç, gereç ve taşınırları ile KHGM adına tapuya
kayıtlı olan taşınmazlar ile hizmet binalarının, mevcut bölge ve proje
müdürlüklerinin hizmet götürdükleri illere dağılımı ve bu dağılımla ilgili usul
ve esasları belirlemekle yetkili kılınmıştır. Bakanlar Kurulu'nun düzenleme
yetkisine getirilen diğer bir sınırlama da Yasa'nın lafzından anlaşılacağı
üzere, dağılımın yalnızca bölge ve proje müdürlüklerinin hizmet götürdükleri
illerle sınırlı olmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, yasa koyucunun
Bakanlar Kurulu'na tanıdığı düzenleme yetkisi 'soyut ve genel' nitelikli olması
gereken 'yasama' tasarrufunu değil, 5286 sayılı Yasa'nın uygulanmasını sağlama
amaçlı bir 'yürütme' tasarrufunu kapsamaktadır. Her bir düzenleme yetkisinin,
yetkiyi tanıyan yasalardan doğan sınırları olduğu gibi, genel nitelikli diğer
yasalar veya aynı alanı düzenleyen özel nitelikteki yasalardan doğan sınırları da
vardır. Bunun ötesinde hukukun genel ilkelerinden kaynaklanan uygulama
sorunlarının da idari yargının denetimine tabi olduğu ortadadır. Yasa lafzında
'usul ve esaslar' ibaresinin geçmiş olması, tek başına 'yasama yetkisinin
devredilmesi' anlamına gelmemektedir.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasanın 2. ve 7.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 6., 8. ve 11. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
C- Yasa'nın Geçici 4. Maddesinin,
1- Birinci Fıkrasının İkinci Tümcesinde Yer Alan 'İhtiyaç Duyulan
İşlerde' İbaresinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, iptali istenen düzenlemeyle bir kurumdaki
görevleri sona erdirilen kamu görevlilerinin, devredilen kurumda yeni
kadrolarına atanıncaya kadar 'ihtiyaç duyulan' işlerde değil, 'durumlarına
uygun' işlerde görevlendirilmelerinin hukuk devleti ilkesinin bir gereği
olduğu, kamu görevlilerinin bulundukları kadrolar ve sahip oldukları
unvanların, onların görev ve yetkilerini belirleyen bir öğe olarak kazanılmış
hak oluşturduğu, kamu görevlilerinin durumlarına uygun olmadığı halde sırf
ihtiyaç duyulduğu için çalıştırılmalarının kazanılmış hakların korunması
ilkesiyle bağdaşmayacağı belirtilerek iptali istenen ibarenin Anayasa'nın 2. ve
11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Dava konusu ibareyi içeren Geçici Madde 4'de kaldırılan KHGM'nde
tüketici biçimde sayılmış bulunan kamu görevlilerinin görevlerinin, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihte sona ereceği, ancak bunların devredilen kurumca yeni
bir kadroya atanıncaya kadar eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge, her türlü
zam ve tazminatları ile diğer mali haklarını, üretim ve teşvik primi hariç
olmak üzere, aynen almaya devam edecekleri belirtilmektedir. Dava konusu ibare,
tüm mali ve özlük hakları korunan bu kişilerin devredildikleri kurumca yeni bir
kadroya atanıncaya kadar, ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebileceklerini
öngörmektedir. Diğer personel ise devredilen kadro unvanlarıyla görevlerine
devam edecektir.
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında 'Memurların ve diğer
kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir'
kuralı yer almıştır. Memurlarla ilgili genel hükümler, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nda düzenlenmiştir. Dava konusu kuralda kadroları devredilen
kurumda ihtiyaç duyulan işlerde çalıştırılacak kişiler hakkında yapılacak
uygulamalarda 657 sayılı Yasa'nın göz önünde bulundurulacağı ve memura
yaptırılacak 'ihtiyaç duyulan işler'in hizmetin gereklerine ve kazanılan aylık
derecesine de uygun nitelikte olacağı açıktır.
Öte yandan, bu kişilerin eski kadrolarına ait aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları korunmaktadır. 'İhtiyaç
duyulan işlerde' çalışma olasılıkları geçici nitelikte olup, yeni bir kadroya
atanınca sona erecek bir çalışmadır. Herhalde bu süre ikinci fıkranın birinci
tümcesinden anlaşıldığı üzere 6 ayı geçemeyecektir.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu ibare Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
İptali istenen ibarenin Anayasa'nın 11. maddesi ile ilgisi
görülmemiştir.
Şevket APALAK ve Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır.
2- İkinci Fıkrasının Birinci Tümcesinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, kaldırılan KHGM'nde görev yapan devlet
memurlarının kadrolarının devri konusunda iki farklı uygulamaya gidildiği,
Yasa'da sayılı üst düzey memurların Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın Bakanlık
Müşaviri ve Hukuk Müşaviri kadrolarına atanmış sayılacakları hükme bağlanmak
suretiyle sayılan kadrolarda görev yapanların kazanılmış haklarını korumaya
yönelik bir düzenleme getirilirken, diğer kadrolarda görev yapanların
kazanılmış hakları dikkate alınmadan bu memurlar için 'derece ve kademelerine
uygun olmak kaydıyla Kurumca ihtiyaç duyulan kadrolara atanır' ibaresinin
kullanıldığı, bunun makam tazminatı alımında da ayrımcılığa neden olduğu, öte
yandan iptali istenen ibareyle, görev unvanları sayılanlar dışındaki personelin
durumuna uygun olmayan bir kadroya atanmasının mümkün hale geldiği, oysa
ataması yapılacak memurun statüsü ve görev unvanının da derece ve kademesi
kadar önemli olduğu, bunu dikkate almayan ibarenin kazanılmış hakları ihlal
ettiği; ayrıca düzenlemeyle görev unvanları sayılanlar dışındaki personelin
atanacağı kadronun saptanmasında Kuruma, yasama organınca kullanılması gereken
bir asli düzenleme yetkisi verildiği belirtilerek, iptali istenen kuralın
Anayasa'nın 2., 6., 7., 8., 10., 11. ve 128. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Geçici Madde 4'ün dava konusu tümceyi içeren ikinci fıkrası, Genel
Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire
Başkanı ve Bölge Müdürü unvanlı kadrolarda bulunanlar hariç olmak üzere birinci
fıkra uyarınca görevleri sona erenler ve İl Müdürü, İl Müdür Yardımcısı ve il
müdürlüklerinde Şube Müdürü unvanlı kadrolarda bulunanlar ile devredilen diğer
kadro unvanların kurum tarafından ihtiyaç duyulmayan kadro unvanlarında çalışan
personelin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen altı ay içinde derece
ve kademelerine uygun olmak kaydıyla Kurumca ihtiyaç duyulan diğer kadrolara
atanmasını öngörmektedir. Bu uygulamadan hariç tutulan üst unvanlı kadrolarda
bulunanlar ise ihdas edilen ekli (1) sayılı listede yer alan Bakanlık Müşaviri
(Avukat unvanlı kadrolarda bulunanlar ise Hukuk Müşaviri) kadrolarına atanmış
sayılırlar. Düzenlemeye göre ihtiyaç duyulan kadro değişiklikleri 190 sayılı
KHK'nın 9. maddesinin son fıkrası uygulanmaksızın anılan KHK hükümlerine göre
yapılacaktır. Geçici Madde 4'ün üçüncü fıkrasında devredilen personelden ikinci
fıkra uyarınca yeni bir kadroya atananların atandıkları kadroların aylık, ek
gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları toplamının net
tutarından (fazla çalışma ücreti hariç) az olması halinde aradaki farkın,
farklılık giderilinceye kadar atandıkları kadrolarda kaldıkları sürece herhangi
bir kesintiye tabi tutulmaksızın tazminat olarak ödeneceği öngörülmektedir.
Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesi, herkesin her yönden
aynı hukuk kurallarına tabi olması zorunluluğunu ifade etmez. Kişilerin durum
ve konumlarındaki farklılık, bunlara farklı hukuk kurallarının uygulanmasını
gerektirebilir. Aynı ya da benzer durumda olanların aynı kurallara, farklı
durumda olanların da farklı kurallara tabi olması halinde eşitlik ilkesinin
zedelendiğinden söz edilemez.
Dava dilekçesinde karşılaştırılması yapılan unvanlı kadrolar
arasında hukuksal yönden aynılık ya da benzerlik bulunmamaktadır. Bir kurumda
Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri,
Daire Başkanı ve Bölge Müdürü unvanlı kadrolar ile daha alt birimler için
öngörülen kadrolara bağlanmış hukuksal sonuçlar, görev ve yetkiler ile
sorumluluklar bakımından farklılıklar bulunacağı açıktır. Hukuksal yönden
farklı konumda bulunanlara farklı uygulama yapılması eşitlik ilkesini ihlal
etmez.
Ayrıca, Devlet Memurları Kanunu'nun 91. ve 71. maddelerinde yer
alan düzenlemeler dikkate alındığında 'durumlarına uygun' ifadesinden,
kadroları kaldırılan devlet memurlarının eski sınıflarındaki derecelerine
uygun, diğer bir deyimle buna eşit veya daha üst derecedeki yeni bir göreve
atanmalarının zorunlu olduğu sonucu çıkmaktadır.
Kazanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, tahakkuk etmiş
ve kendisi yönünden kesinleşmiş ve kişisel alacak niteliğine dönüşmüş haktır.
Bir statüye bağlı olarak ileriye dönük, beklenen haklar ise bu nitelikte
değildir.
5286 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesinde yer alan düzenlemeyle,
atamaların kadro derece ve kademelerine uygunluğu zorunluluğunun getirilmiş
olması ve üçüncü fıkrada da yeni bir kadroya atananların aylık, ek gösterge,
her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali haklarının güvence altına alındığı
gözetildiğinde, kazanılmış hakların ihlal edilmediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, ne kadar kadroya ihtiyaç duyulduğu ve kimin hangi
kadroya atanması gerektiğine ilişkin 'idari' tasarrufların 'genel ve soyut'
nitelikli yasama tasarruflarıyla ilgisi kurulamadığından, yasama yetkisinin
devredilmezliği ilkesinin ihlalinden söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 2., 7. ve 10.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 6., 8., 11. ve 128. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
Şevket APALAK ve Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır.
D- Yasa'nın Geçici 5. Maddesinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, bütçe kanunlarına bütçe dışı hüküm konulmaması,
mevcut kanunların hükümlerini açıkça veya dolaylı değiştiren veya kaldırılan
hükümlerin getirilmemesinin Anayasa'nın 161. maddesinden doğan bir zorunluluk
olduğu, bir yasa kuralı nasıl aynı nitelikte bir yasa kuralıyla
değiştirilebilirse, bütçe yasalarının da aynı yöntemle hazırlanmış ve kabul
edilmiş bir bütçe yasası ile değiştirilmesi gerektiği, dava konusu kuralın ise
KHGM'nün yatırım projeleri ve ödeneklerinin Yüksek Planlama Kurulu kararı ile
ilgili kurum ve kuruluşlara devredilmesini öngörmesi nedeniyle Anayasa'nın 2.,
11., 87., 161., 162., ve 163. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Geçici Madde 5'in birinci fıkrasında, halefiyet sorunu
düzenlenmektedir. Kural, kaldırılan KHGM tarafından yapılmış olan sözleşmelere,
devir durumuna göre ilgili idarenin halef olacağını, adı geçen Genel Müdürlüğün
leh ve aleyhine açılmış davalar ve icra takiplerinde devir durumuna göre ilgili
idarenin kendiliğinden taraf sıfatını kazanacağını öngörmektedir.
Dava konusu ikinci fıkra ise kaldırılan KHGM'ne yılı bütçe
yasasıyla öngörülmüş yatırım projeleriyle bunlara ilişkin ödeneklerin hangi
kuruma devredileceğini düzenleyen bir halefiyet kuralı niteliğindedir. Kuralın
konusu 'yatırım' olduğundan, yatırım projeleri ve ödeneklerinin hangi kuruma
devredileceği hususu, ülkenin ekonomik yatırımları konusunda yetkili mercii
olan Yüksek Planlama Kurulu kararına bırakılmıştır.
Anayasa'nın 161. maddesi bütçenin hazırlanması ve uygulanmasını,
162. maddesi de bütçenin görüşülmesi usullerini düzenlemektedir. 163. maddesi
ise bütçelerde değişiklik yapabilme esaslarını düzenlemektedir. Bu maddeye
göre, merkezi yönetim bütçesiyle verilen ödenek, harcanabilecek miktarın
sınırını gösterir. Harcanabilecek miktar sınırının Bakanlar Kurulu kararıyla
aşılabileceğine dair bütçelere hüküm konulamaz. Bakanlar Kurulu'na kanun
hükmünde kararname ile bütçede değişiklik yapmak yetkisi verilemez. Carî yıl
bütçesindeki ödenek artışını öngören değişiklik tasarılarında ve carî ve
ileriki yıl bütçelerine malî yük getirecek nitelikteki kanun tasarı ve
tekliflerinde, belirtilen giderleri karşılayabilecek malî kaynak gösterilmesi
zorunludur.
Özel hazırlama, görüşme ve değişiklik yapma usulü öngörülen bütçe
yasasıyla bir kurum için öngörülen ödeneklerin, kurumun kaldırılmasıyla hangi
kuruma yönlendirileceğine ilişkin halefiyet kuralı, yeni bir bütçe düzenlemesi
niteliğinde değildir. Yasayla kaldırılan ve yetkileri farklı bir kuruma
devredilen bir kuruma tahsis edilen ödeneklerin hangi kurumca kullanılacağının,
ayrıca, yeni bir bütçe hazırlama ve görüşme süreci sonrasında kabul
edilebilecek bir yasayla yapılması zorunlu değildir. Yine Anayasa'nın 163.
maddesinde, 'cari yıl ve ileriki yıl bütçelerine mali yük getir'menin
belirtilen giderleri karşılayacak mali kaynak gösterilmesi koşuluyla yasayla
olanaklı olduğu dikkate alındığında, yasayla kaldırılan bir kuruma tahsis
edilen ödeneklerin, görevin devredildiği kurumlara yasayla devredilmesinde
Anayasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu kural Anayasa'nın 161., 162. ve
163. aykırı değildir. İptali isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 2., 11. ve 87. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamıştır.
E- Yasa'nın Geçici 6. Maddesinin İkinci Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde, Bakanlar Kurulu'na Anayasa'ya aykırı olarak
genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz şekilde düzenleme yetkisinin
verildiği, asli düzenleme niteliği taşıyan bu kuralın, Anayasa'nın 2., 6., 7.,
8. ve 11. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptali istenen Geçici Madde 6'nın ikinci fıkrasında, yapılacak
devir işlemlerine ilişkin usul ve esasların Bayındırlık ve İskân, İç İşleri ve
Maliye Bakanlıkları ile Devlet Personel Başkanlığı'nın uygun görüşleri alınarak
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu'nca
belirleneceği hükme bağlanmaktadır. Maddenin birinci fıkrasında 'bu kanun
uyarınca' yapılacak devir işlemlerinin Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bir yıl içinde tamamlanacağı ve bu süre içinde 3202 sayılı Yasa'da belirtilen
görevlerin mevcut personel eliyle yürütüleceği belirtilmektedir.
5286 sayılı Yasa bir bütün halinde değerlendirildiğinde,
atamalara, kadro nakillerine, kaldırılan kurumun yetkilerinin hangi kurumlarca
ve hangi usul çerçevesinde kullanılacağına ilişkin ayrıntılı hükümlerin
düzenlenmiş bulunduğu görülmektedir. İptali istenen düzenlemede ise, somut
devir işlemlerinin nasıl yürütüleceğine ilişkin koşullu yetkilendirme söz
konusudur. Yasa koyucunun çerçeve, usul ve esasları belirledikten sonra, bu
konudaki düzenlemeler için yürütme organını görevlendirmesinin, yasama yetkisinin
devredilmezliği ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 2., ve 7.
maddelerine aykırı değildir. İptali isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 6., 8. ve 11. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
F- Yasa'nın Geçici 7. Maddesinin Birinci Fıkrasının Birinci
Tümcesinin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, bir önceki kuralın iptali isteminde dile
getirilen gerekçelere ek olarak ayrıca, düzenlemeyle Maliye Bakanlığı'nın,
yasama organının, kuruluşların bütçe ödeneklerini birinci düzey fonksiyonlar
halinde kabul ederek, bölümler itibariyle ortaya koyduğu iradesine aykırı bir
şekilde kuruluş bütçeleri üzerinde istediği değişikliği yapabileceği, bunun ise
yasama organının iradesine aykırı olduğu, bu nedenle iptali istenen kuralın,
Anayasa'nın 2., 11., 87., 161., 162. ve 163. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Dava konusu kural, kaldırılan KHGM'yle ilgili, bu Kanun'un
uygulanmasına ilişkin olarak fonksiyonel ve ekonomik sınıflandırma ayrımına
bakılmaksızın gerekli görülen her türlü kurum içi ve kurumlar arası aktarmalar
ile diğer bütçe ve muhasebe işlemlerini yapmaya Maliye Bakanını
yetkilendirmektedir.
Maliye Bakanlığı'na tanınmış bulunan yetki, yasa gereği
kaldırılmış bulunan KHGM için öngörülen bütçe ödeneklerinin devri ve harcama
yetkisinin aktarılması, bütçe ve muhasebe işlemlerinin yapılması ile sınırlı
bir yetki olup, bütçe yasasında değişiklik yapma niteliği değil, kurumlararası
aktarma niteliği bulunduğundan, bunun için gerekli olan 'yasal yetkilendirme'
koşulu sağlanmış bulunmaktadır. Aktarmaların yapılması da zorunludur. Çünkü
personel ve projelerin aktarıldığı kurumlara, bu görev ve sorumlulukların
üstesinden gelebilmek için bütçe yasasıyla kaldırılan kurum için öngörülen
bütçenin de ilgili kurumlara aktarılması gerekmektedir. Yasanın uygulanmasını
gösterme niteliğindeki somut idari tasarrufun 'yasama' tasarrufu olarak
nitelendirilmesi olası görülmediğinden, yasama yetkisinin devredilmezliği
kuralına aykırı bir düzenlemeden söz etme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle dava konusu kural, Anayasa'nın 161., 162.,
163. maddelerine aykırı değildir. İptali isteminin reddi gerekir.
Kuralın, Anayasa'nın 2., 11. ve 87. maddeleri ile ilgisi
görülmemiştir.
Zehra Ayla PERKTAŞ bu görüşe katılmamışlardır
VI- SONUÇ
13.1.2005 günlü, 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün
Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un :
1-6. maddesiyle, 9.5.1985 günlü, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun'a eklenen;
a-Ek Madde 1'in,
b-Ek Madde 2'nin birinci fıkrası ile ikinci fıkrasının birinci
tümcesinin,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE,
OYBİRLİĞİYLE,
2-Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
3-Geçici 4. maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer
alan '... ihtiyaç duyulan işlerde ...' ibaresi ile ikinci fıkrasının birinci
tümcesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Şevket
APALAK ile Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
4-Geçici 5. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Zehra Ayla PERKTAŞ'ın karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
5-Geçici 6. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
6-Geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, Zehra Ayla PERKTAŞ'ın
karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
18.6.2009 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim
KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
Mustafa
YILDIRIM
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket
APALAK
|
Üye
Zehra
Ayla PERKTAŞ
|
AZLIK OYU
5286 sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesinin birinci fıkrasının
ikinci tümcesinde, kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde kadroları tek
tek sayılan görevlilerin ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilebilecekleri
belirtilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasının birinci tümcesinde de kadroları
sayılanlardan kimi üst görevliler ayrılarak diğerlerinin derece ve kademelerine
uygun olmak kaydıyla Kurumca ihtiyaç duyulan diğer kadrolara atanacakları
vurgulanmıştır.
Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında memurların ve diğer
kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve
yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla
düzenleneceği öngörülmüştür. Aktarılan fıkraya göre memurların atanma ile görev
ve yetkilerinin ancak yasayla kurallaştırılabileceği anlaşılmaktadır.
Kurallaştırmanın belirgin ilkelerle oluşacağı ise kuşkusuzdur.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu da kadrosuz memur
çalıştırılamayacağını, memurluğun kazanımı ile yer ve görev değiştirmelerinin
atama ile gerçekleşeceğini öngörmektedir. Kamu görevini yürütecek kişilerin
konum ve yetkilerinin belirgin, öngörülebilir ve kazanımları korur bir nitelik
içermeleri bu ilkelerin doğal sonucudur. Ayrıca, Devlet memurlarının yaptıkları
görevler için gerekli bilgi ve deneyim düzeyini gösteren kariyer ile kamu
hizmetine girme, ilerleme ve görevin sona ermesi sürecinde aranan liyakat
ilkeleri de kamu görevlisi işlevlerini belirleyen temellerdir.
Bu bakımdan kamu hizmeti, kadro, kadronun bulunduğu sınıf gibi özlük
hareketleri içinde kazanımları ve belirginliği esas alan atama olgusu Devlet
memuru oluşunun başlangıç ve süren hukuksal varlık nedenidir. 'İhtiyaç' olarak
belirtilen kamu görevinin yürütümünü sağlayan koşullar ve ortam ise atama
istencinin sergilenmesinin öncesine ait yönetsel bir değerlendirme olup, uygun
sınıf ve kadro olgusunu zorunlu kılar.
Öte yandan, Devlet memurunun kazanımları salt derece ve kademe
konusu değildir. Bunlar yanında kariyer ve liyakat ilkeleri doğrultusunda kamu
görevlisinin bulunduğu özlük durumunun da değerlendirilmesi, yok sayılmaması
gerekir. 'Atama' koşul işleminin anayasal dayanağı olan yasayla düzenleme
gereği, atama sırasında ölçüt olacak ilkeleri, başka bir aktarımla liyakat ve
kariyerin esas alınacağını göstermekte ve buna anayasal bir zemin
hazırlamaktadır. Böylece oluşan sonuç ise atama veya görevlendirme sırasında
ihtiyacın ancak kamu görevlisinin yürüttüğü ödevlerle kazandığı yeteneklerle
özdeşleştiğinde ölçüt olabileceğidir.
Bu durumda, kamu görevlisinin derece ve kademe dışında, kariyer ve
liyakatını esas almayarak; belirsiz, geniş değerlendirme ve yorumlara açık
'ihtiyaç duyulma' gibi bir yaklaşıma dayanan geçici dördüncü maddenin davaya
konu ibaresi ve tümcesi Anayasa'nın 2. ve 128. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
Açıkladığım görüşle karara karşıyım.
KARŞIOY GEREKÇESİ
13.01.2005 günlü, 5286 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün
Kaldırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un;
1- Geçici 4. maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer
alan 'ihtiyaç duyulan işlerde' ibaresinin incelenmesi;
Maddede kaldırılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde sayılan
görevlilerin görevlerinin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte sona ereceği,
ancak bunların devredilen kurumca yeni bir kadroya atanıncaya kadar 'ihtiyaç
duyulan işlerde' görevlendirilebilecekleri öngörülmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesinde yer alan hukuk devleti ilkesinin ön
koşullarından birisi hukuk güvenliği ilkesidir. Hukuki güvenlik ilkesi
kazanılmış hakların korunmasını da kapsamakla birlikte, hukuk normlarının
öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm işlem ve eylemlerinde devlete güven
duyabilmesini, devletinde yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici
yöntemlerden kaçınmasını gerektirmektedir. Bu nedenle geleceğe yönelik statü
hukukunda yapılacak yasal düzenlemelerde, daha önce tesis edilmiş bulunan ve
kişilerin lehine hukuki sonuçlar doğuran işlemlerin gözetilmesi gerekmektedir.
Dava konusu kuralda Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde görevleri
sona erdirilen kamu görevlilerinin devredilen kurumda yeni bir kadroya
atanıncaya kadar 'ihtiyaç duyulan işlerde' çalıştırılacağı belirtilmek
suretiyle, liyakat ve kariyer ve esaslarına göre kazanılmış hakların gözetilmediği
açık olup hukuki güvenlik ilkesi ihlal edildiğinden Anayasa'nın 2. maddesine
aykırıdır.
2- Geçici 4. maddesinin ikinci fıkrasının birinci tümcesinin
incelenmesi;
Kuralda; 'Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu
Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı ve Bölge Müdürü ünvanlı kadrolarda
bulunanlar hariç olmak üzere birinci fıkra uyarınca görevleri sona erenler ve
İl Müdürü, İl Müdür Yardımcısı ve İl Müdürlüklerinde Şube Müdürü ünvanlı
kadrolarda bulunanlar ile devredilen diğer kadro ünvanlarından ilgili kurum
tarafından ihtiyaç duyulmayan kadro ünvanlarında çalışan personel, bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihi izleyen altı ay içinde derece ve kademelerine uygun
olmak kaydıyla kurumca ihtiyaç duyulan diğer kadrolara atanır.' denilmektedir.
Buna göre kuralda sayılan personelin derece ve kademelerine uygun olmak
kaydıyla Kurumca 'ihtiyaç duyulan kadrolara' atanabilecekleri öngörülmektedir.
Kuralda, aynı maddenin birinci fıkrasında yer alan 'ihtiyaç
duyulan işlerde' ibaresi ile ilgili iptal gerekçemizde ayrıntılı olarak
belirtilen nedenlerle liyakat ve kariyer esaslarına göre kazanılmış hakların
gözetilmediği ve hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiği açık olup, düzenleme
Anayasa'nın 2. maddesine aykırıdır.
3- Geçici 5. maddesinin ikinci fıkrasının incelenmesi;
Fıkrada, 'Adı geçen Genel Müdürlüğün yatırım projeleri ve
ödenekleri bu Kanun çerçevesinde Yüksek Planlama Kurulu kararı ile ilgili kurum
ve kuruluşlara devredilir.' denilmektedir.
Anayasa'nın 87. maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev
ve yetkileri yasa koymak, değiştirmek ve kaldırmak yanında bütçe tasarısını
görüşmek ve kabul etmek olarak belirtilmiş olup, 88 ve 89. maddelerinde yasa,
tasarı ve tekliflerinin Büyük Millet Meclisince görüşülmesi usul ve esasları
ile yayımlanması, 162. maddesinde ise bütçe yasa tasarılarının görüşülme usul
ve esasları düzenlendikten sonra, 163. maddesinde bütçelerde değişiklik
yapılabilmesi esasları belirtilmektedir.
Bu durumda; bütçe yasası ve diğer yasaların görüşülmesi ve
kanunlaşması usul ve esasları arasında farklılıklar bulunması karşısında
herhangi bir yasa ile düzenlenmesi gereken bir konunun bütçe yasası ile veya
herhangi bir yasada yer alan bir hükümle bütçe yasasında değişiklik yapılması
mümkün değildir.
Dava konusu kuralda ise; bütçe yasası ile kabul edilerek
yasalaşmış bulunan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne tahsis edilen ödeneklerin,
bütçe yasası dışında tamamen ayrı usule tabi olarak çıkarılan 5286 sayılı
Yasa'nın verdiği yetkiye istinaden Yüksek Planlama Kurulu kararı ile ilgili
kurum ve kuruluşlara devredileceği öngörülmekte olup, bu haliyle Anayasa'nın
87., 161., 162. ve 163. maddelerine aykırıdır.
4- Geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin
incelenmesi;
İptali istenilen tümcenin yer aldığı fıkrada; 'Bu kanunun
uygulanmasına ilişkin olarak fonksiyonel ve ekonomik sınıflandırma ayrımına
bakılmaksızın gerekli görülen her türlü kurum içi ve kurumlar arası aktarmalar
ile diğer bütçe muhasebe işlemlerini yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Yukarıdaki bütçe işlemlerine ilişkin olarak 1050 sayılı Muhasebei Umumiye
Kanunu ve diğer Kanunlardaki aktarma yasakları uygulanmaz.' denilmektedir.
Yasa'nın geçici 5. maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin Anayasa'ya
aykırılık gerekçesinde ayrıntılı olarak belirtildiği gibi bütçe yasası ve diğer
yasaların yasalaşma usulündeki farklılıklar karşısında, herhangi bir yasa ile
bütçe yasasında değişiklik yapılamayacağı açıktır.
Diğer taraftan Anayasa'nın 163. maddesinde bütçelerde değişiklik
yapılabilme esasları belirtilmiş olup, buna göre bütçelerde yasal düzenlemeler
dışında herhangi bir değişiklik yapılması mümkün değildir.
Dava konusu kural ise Maliye Bakanına kuruluş bütçesi üzerinde
fonksiyonel ve ekonomik sınıflandırma ayrımına bakılmaksızın her türlü kurum ve
kurumlar arası aktarmalar ile diğer bütçe ve muhasebe işlemlerini yapma yetkisi
verdiğinden, Anayasa'nın 87., 161., 162. ve 163. maddelerine aykırıdır.
Açıklanan nedenle 13.01.2005 günlü 5286 sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesinin
birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan 'ihtiyaç duyulan işlerde' ibaresi
ile ikinci fıkrasının birinci tümcesinin, geçici 5. maddesinin ikinci
fıkrasının, geçici 7. maddesinin birinci fıkrasının birinci tümcesinin iptali
gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.