ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2003/102
KararSayısı : 2007/97
Karar Günü : 12.12.2007
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 30.01.2008 - 26772
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Burdur Sulh Ceza
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 13.10.1983 günlü, 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 36. maddesinin ve 4262 sayılı Yasa ile
değiştirilen 39. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine
aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Sürücü belgesi olmadan motorlu araç kullanmak suçundan açılan
davada, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan
Mahkeme iptalleri için başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun, itiraz konusu kuralları
da içeren 36. ve 39. maddeleri şöyledir:
"Sürücü belgesi alma zorunluluğu:
Madde 36- Motorlu araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler
tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır.
Araçlar, bu Kanunda sınıfları belirtilen sürücü belgelerine sahip
sürücüler ile iki veya çok taraflı anlaşmalara göre sürücü belgesi bulunan veya
geçerli uluslararası sürücü belgesi olan kişilerce sürülebilir.
(Yeniden Düzenleme: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Sürücü belgesi sahibi
olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde
iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca bu kişiler her
defasında 7 200 000 lira hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar. Bu kişilerin
kazaya neden olması halinde bu cezaların uygulanması diğer cezaların
uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse,
ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir."
"Sürücü belgelerine ait esaslar :
Madde 39- Sürücü belgelerine ait esaslar
şunlardır;
a) Araçları kullanma yetkisi:
1. A 1, F, G ve H sürücü belgeleri ile yalnız kendi
sınıflarındaki araçlar,
2. A 2 sınıfı sürücü belgesi ile A 1,
3. B sınıfı sürücü belgesi ile F,
4. C sınıfı sürücü belgesi ile B ve F,
5. D sınıfı sürücü belgesi ile C, B, ve F,
6. (Değişik: 17/10/1996 - 4199/17 md.) E sınıfı sürücü
belgesi ile B, C ve F, Sınıfı sürücü belgeleri ile kullanılan araçlar da
sürülebilir.
(Ek : 17/10/1996 - 4199/17 md.) E sınıfı sürücü belgesi
sahipleri D sınıfı sürücü belgesi ile sürülen araçları kullanabilmeleri için
römorklu veya yarı römorklu araçlarla uygulamalı sınava tabi tutulurlar.
Sürücü belgesi sahiplerinin sürücü belgesinin sınıfına göre
sürmeye yetkili oldukları araçlar dışındaki araçları sürmeleri yasaktır.
b) Römork takarak taşıt kullanma:
B, C ve E sınıfı sürücü belgesi sahipleri, araçlarına en çok
yüklü ağırlığı 750 Kg.'a kadar olan ( 750 Kg. dahil)
hafif römork takarak da kullanabilirler.
Yüklü ağırlığı 750 Kg.'ı geçen römorkları
taşıtlarına takarak kullanmak isterlerse ayrı bir sınavdan geçirilirler ve
römorklu taşıt kullanabilecekleri belgelerine işlenir.
c) (Değişik: 17/10/1996 - 4199/17 md.) Sürücü belgelerinin
geçerlilik süresi:
Sürücü belgelerinden (K) sınıfı sürücü aday belgesi altı ay
geçerlidir. Diğer sürücü belgelerinin İçişleri Bakanlığınca, trafik güvenliği
nedeniyle, gerekli görüldüğünde değiştirilmesi zorunludur. Ödenmemiş trafik
para cezaları kanuni faiziyle birlikte tahsil edilmedikçe değiştirme işlemi
yapılmaz. Geçerli bir mazeret olmaksızın altı ay içinde sürücü belgelerini
değiştirmeyen sürücüler araç kullanmaktan men edilir. Değiştirme işlemleri
İçişleri Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirlenecek esas ve usullere
göre yapılır.
(İkinci fıkra mülga: 18/1/1985-KHK 245/16 md; Aynen Kabul: 28/3/1985-3176/16
md.)
(G) sınıfı sürücü belgesi alacak olanlarda aranacak özel şartlar
ile uluslararası sürücü belgelerinin veriliş şartları yönetmelikte gösterilir.
(Mülga fıkra : 17/10/1996 - 4199/47 md.)
(Değişik: 21/5/1997 - 4262/4 md.) Bu madde hükümlerine aykırı
hareket eden sürücüler ile bunlara araç kullandıranlar bu Kanunun 36 ncı maddesinin
üçüncü fıkrasına göre cezalandırılırlar."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararında, Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine
dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Mustafa BUMİN,
Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya
KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN ve
Fazıl SAĞLAM'ın katılımlarıyla 16.12.2003 günü yapılan ilk inceleme
toplantısında davada uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesine göre
mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları bir yasa veya yasa
hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürler veya taraflardan
birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o
hükmün iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu
kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için
elinde yöntemince açılmış ve görevine giren bir dava bulunması ve iptali
istenen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa
kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya
davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte
bulunan kurallardır.
Başvuran Mahkeme'nin bakmakta olduğu davanın konusu sürücü
belgesiz motorlu araç kullanma suçu olup, 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu'nun 39. maddesinin son fıkrası ise sürücü belgesine ait esaslara
aykırı hareket edenleri cezalandırmaya ilişkindir. Bu hüküm itiraz
başvurusunda bulunan Mahkemenin davada uygulayacağı kural değildir.
Bu nedenle, 13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu'nun 4262 sayılı Yasa ile değiştirilen 39. maddesinin son fıkrasının
itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme'nin bakmakta olduğu davada uygulanma
olanağı bulunmadığından bu fıkraya ilişkin başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği
nedeniyle REDDİNE,
Dosyada eksiklik bulunmadığından, 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu'nun 36. maddesinin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar
verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Davada Uygulanacak Kural
Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesine göre,
Anayasa Mahkemesi'ne yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran Mahkeme'nin
bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
Başvuran Mahkeme'nin bakmakta olduğu davanın konusu sürücü
belgesiz motorlu araç kullanma suçu olup, uygulanacak kural olan cezai müeyyide
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 36. maddesinin üçüncü fıkrasının
birinci ve ikinci tümcelerinde yer almaktadır. Bu nedenle, 36. maddenin birinci
ve ikinci fıkraları ile üçüncü fıkranın üçüncü ve dördüncü
tümceleri itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin davada uygulayacağı kural
değildir.
Açıklanan nedenlerle, 13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları
Trafik Kanunu'nun 36. maddesinin, birinci ve ikinci fıkraları ile 4262 sayılı
Yasa ile değiştirilen üçüncü fıkrasının üçüncü ve dördüncü tümcelerinin itiraz
başvurusunda bulunan Mahkeme'nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı
bulunmadığından, bu fıkra ve tümcelere ilişkin başvurunun Mahkeme'nin
yetkisizliği nedeniyle REDDİNE oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- On Yıllık Süre Sorunu
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 36. maddesinin iptali
istenen üçüncü fıkrasının birinci ve ikinci tümcelerinde yer alan "...ilk
tespitte bir aydan iki aya kadar, ...hafif hapis cezası verilir. ...7.200.000
lira hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar" bölümüne yönelik olarak
daha önce yapılan başvuru 28.12.1998 günlü, E. 1998/16, K. 1998/88 sayılı
kararla esastan incelenerek reddedilmiş ve bu karar 9.7.1999 günlü, 23750
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesine göre,
Anayasa Mahkemesi'nin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî
Gazete'de yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı yasa hükmünün
Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla tekrar Anayasa Mahkemesi'ne başvurulamaz.
Anayasa Mahkemesi'nce işin esasına girilerek, hakkında ret kararı
verilen itiraz konusu kuralla ilgili yeni bir başvurunun yapılabilmesi için,
önceki kararın Resmi Gazete'de yayımlandığı 9.7.1999 gününden başlayarak
geçmesi gereken on yıllık süre henüz dolmamıştır.
Bu nedenle, belirtilen bölümlere yönelik başvurunun Anayasa'nın
152. ve 2949 sayılı Yasa'nın 28. maddesi uyarınca reddi gerekir.
C- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Başvuru kararında, sürücü belgesi olmadan araç kullanan kişilerin,
araçlar yönünden bir ayırım yapılmaksızın, aynı ceza ile cezalandırılmaları
nedeni ile itiraza konu hükmün Anayasa'nın 2. maddesinde sözü edilen adalet,
sosyal hukuk devleti ve 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür.
İtiraz konusu kuralda, sürücü belgesi olmadan motorlu araç
kullanan kişilere araçlar yönünden bir ayırım yapılmaksızın verilecek cezalar
belirtilmektedir.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve
işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri
koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu
geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku
tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla
kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa
koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa bulunduğu bilincinde
olan devlettir.
Yasaların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel,
objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk
devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasakoyucunun hukuki
düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde
adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması
gerekir.
Anayasa'nın 10. maddesinde, "Herkes, dil, ırk, renk,
cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle
ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara
sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve
idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak
hareket etmek zorundadırlar" denilerek hukukun temel ilkelerinden
olan eşitlik ilkesine yer verilmiştir.
Bu ilke, birbiriyle aynı durumda olanlara ayrı kuralların
uygulanmasını ve ayrıcalıklı kişi veya toplulukların yaratılmasını
engellemektedir. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da
topluluklar için değişik kuralları ve değişik uygulamaları gerekli kılabilir.
Aynı durumda olanlar için ayrı düzenleme aykırılık oluşturur. Anayasa'nın
amaçladığı eşitlik eylemli değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar
aynı, ayrı hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın
öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz.
Devlet toplumsal barışı, kamu düzenini, bireylerin güven ve
huzurunu sağlamakla yükümlüdür. Kimi durumlarda Devlet, bu yükümlülüğünü
alacağı ceza önlemleri ile yerine getirmeye çalışır. Yasakoyucu, bu konuda
bir düzenleme yaparken kişi yararı kadar kamu yararını da göz önünde
bulundurmak zorunda olduğundan, kimi suçların niteliğini, işlenme biçimini,
toplum için verdiği zararı da gözeterek değişik cezalar verilmesini
öngörebilir. Yasakoyucu değişik eylemler için değişik cezalar yanında
daha hafif bir eylem için daha ağır bir cezayı da uygun görebilir.
Sürücü belgesi olmadan motorlu bisiklet kullanan kişinin meydana
getireceği tehlikenin, sürücü belgesi olmadan otomobil, otobüs, v.s. kullanan
kişinin oluşturacağı tehlikeden az olacağı söylenemez. Durum ve koşullara göre,
sürücü belgesi olmadan motorlu bisiklet kullanan kişi de trafikte diğer
araçlardan daha tehlikeli durumlar yaratabilir.
Yasakoyucunun sürücü belgesi olmadan motorlu araç kullanan
kişilere kullanılan araçlar yönünden bir ayırım yapmaksızın aynı cezayı veren
düzenleme yapmasında hem kamu düzenini sağlama, hem de muhtemel kazaların
önlenmesi nedeniyle, kamu yararı gördüğü ve sürücü belgesi olmadan motorlu araç
kullanan kişilerin aynı hukuki durumda olduğunu kabul ederek aralarında
herhangi bir ayırım yapmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa'nın 2. ve 10.
maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
Bu görüşe Osman Alifeyyaz PAKSÜT katılmamıştır.
VI- SONUÇ
13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 36.
maddesinin 4262 sayılı Yasa ile değiştirilen üçüncü fıkrasının birinci ve
ikinci tümcelerinin;
A- "...ilk tespitte bir aydan iki aya
kadar, ...hafif hapis cezası verilir. ...7.200.000 lira hafif para cezasıyla da
cezalandırılırlar." bölümüne ilişkin itirazın, Anayasa'nın 152. ve 2949
sayılı Yasa'nın 28. maddelerinin son fıkraları gereğince REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
B- Kalan bölümün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE, Osman Alifeyyaz PAKSÜT'ün karşıoyu ve
OYÇOKLUĞUYLA,
12.12.2007 gününde karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇ
|
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
A. Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
KARŞIOY
YAZISI
Karayolları trafik Kanununun 36. maddesi sürücü ehliyeti olmadan
motorlu bisiklet kullanan kişilerle, otobüs, çekici (TIR) gibi araçları
kullanan kişiler arasında herhangi bir ayrım yapmaksızın, aynı cezayı
öngördüğünden Anayasanın hukuk devleti ve eşitlik ilkelerine aykırılık savıyla
itiraz konusu yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesince, sürücü belgesi olmadan motorlu araç
kullanan kişilerin aynı hukuki durumda olduğu ve kuralın, yasa koyucunun takdir
yetkisi içerisinde kaldığı kabul edilerek itiraz reddolunmuştur. Muhterem
çoğunluğun bu kararına aşağıdaki nedenlerle katılmıyorum:
Haklarında aynı ceza öngörülen farklı sınıflardaki araç
sürücülerinin aynı hukuki durumda oldukları söylenemez. Karayolları Trafik
Kanununun 36. maddesinin ikinci fıkrasında araçların, "bu Kanunda
sınıfları belirtilen sürücü belgesine sahip sürücüler"cesürülebileceği
belirtilmiştir. Kanunun 38. maddesinde sürücü belgeleri araç türlerine göre A1,
A2, B, C, D, E, F, G, H ve K olarak sınıflandırılmış, 39. maddesinde de
"Araçları kullanma yetkisi" başlığı altında hangi sürücü belgeleri
ile diğer sınıflardaki araçların da sürülebileceği gösterilmiştir. Buna
göre, ağırlık, taşıma kapasitesi, motor hacmi itibariyle kaza vukuunda en az
can ve mal kaybına yol açabilecek araçların sürücü belgeleri ile yalnızca kendi
sınıfındaki araçların, daha ağır, hızlı ve kaza vukuunda çok sayıda can kaybına
yol açabilecek araçlara ait sürücü belgeleriyle de benzer özelliklere sahip
veya daha küçük araçların sürülebilmesine olanak tanınmıştır. Bu nedenle,
ait olduğu ve sürmeye yetkili bulunduğu araç sınıfına ait belgesi olduğu halde,
yetkili olmadığı sınıftaki bir aracı süren kişi de "sürücü belgesiz araç
kullanmış" olacaktır. Başka bir anlatımla, bir mobilet sürüsü otomobil
süremeyeceği gibi, ne kadar deneyimli olursa olsun (D) sınıfı sürücü belgesi sahibi
bir TIR şoförü, mobilet süremeyecektir. Sürücü belgeleri yasa ile
sınıflandırılmış ve ayrı ayrıdüzenlenmiş olduğuna göre, bunların
sürücülerinin de farklı hukuki konumda oldukları açıktır. Bu nedenle, farklı
sınıflardaki motorlu araçları sürenler arasında eşitlikten bahsedilemez.
Her ne kadar sürücü belgesiz araç kullanan herkesin
"Devletin koyduğu bir yasağa uymayan kişi" konumunda olduğu ve aynı
hukuki durumda bulunduğu ileri sürülebilirse de, itiraz konusu kuralda
yaptırıma bağlanan eylem bir tehlike suçu niteliğindedir. Sürücü belgesi
olmayan kişi, sürücü belgesi olup da araç kullandığı sırada bunu yanında
bulundurmadığı için ceza verilen kişiden farklıdır. Kendi sınıfında geçerli
sürücü belgesi olmadan araç kullanmanın karşılığında yaptırım öngörülmesi,
sürücü belgesi olmayan kişinin aracı güvenli bir şekilde kullanmak için gereken
eğitim ve beceriye sahip olmadığı, dolayısıyla trafikte can ve mal güvenliğini
tehlikeye düşürebileceği karinesine dayanmaktadır. Bir hukuk devletinde yasa
koyucunun ceza siyaseti gereği yaptırımlar öngörürken adalet, korunmak istenen
toplumsal yarar, eylem ile yaptırım arasında orantı, ölçülülük gibi hususları
gözetmesi gerektiği kuşkusuzdur. Türkiye İstatistik Kurumu'nun ve Emniyet Genel
Müdürlüğünün verilerine göre, 2007 yılında trafik kazasına karışan araçların
cinsleri itibariyle dökümü yapıldığında, otomobillerin yaklaşık %60,
otobüslerin %4, kamyonların %6, çekicilerin %1,5 oranında, motorlu
bisikletlerin ise %0,4 (binde dört) oranında kazaya karışmış olduğu
görülmektedir. Kamyonet, minibüs ve traktörlerde de oran, motorlu bisiklete
göre hayli yüksektir. Kesin veri olmamakla birlikte, motorlu bisiklet sınıfında
belgesiz sürücü oranının diğer sınıflardakinden fazla olduğu da varsayılabilir.
Buna rağmen, veriler, motorlu bisikletlerin trafiğin genelinde yarattığı
tehlikenin, diğer araçlara oranla hiç de fazla olmadığını ortaya koymaktadır.
Bu durumda, eylem ve ceza arasındaki dengenin hakkaniyet ve ölçülülük aleyhine
bozularak sürücü belgesiz motorlu bisiklet kullananla otomobil, otobüs veya
çekici kullanana aynı cezanın verilmesini haklı kılacak bir kamu yararı
bulunduğu da söylenemez. Yasa koyucu, her sınıftaki araçların sürücü belgesiz
kullanılmasının yarattığı tehlikeyi gözeterek, sürücü belgesi sınıflarına göre
bir farklılaşmaya gitmek, motorlu bisikletin sürücü belgesi olmadan
kullanılmasına verilen cezayı azaltmak ya da diğerlerine verilen cezayı
yükseltmek durumundadır. Sonuç olarak, bir motorlu bisikletle bir otomobilin,
otobüsün veya bir çekicinin sürücüsü arasında hukuki durum, konum ve
yarattıkları tehlike açısından eşitlik bulunmadığından, hepsine aynı cezanın
öngörülmesi hukuk Devleti ilkelerine uymamaktadır.
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerine
aykırı olup, iptal edilmesi gerekir.
Başkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|