ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2007/84
KararSayısı : 2007/74
Karar Günü : 30.7.2007
Resmi Gazete Tarih ve Sayısı : 20.02.2008 - 26793
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEMELER :
1- Ankara 16. İdare Mahkemesi
(Esas
: 2007/84)
2- Ankara 14. İdare Mahkemesi
(Esas : 2007/87)
İTİRAZLARIN KONUSU : 2949 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 8.
maddesinin birinci fıkrasının Anayasa'nın 146. maddesine aykırı olduğu savıyla
iptali istemidir.
I- OLAY
Anayasa Mahkemesi iki yedek üyesinin, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı
seçimlerinde yedek üyelerin oy kullanamayacaklarına ilişkin Anayasa Mahkemesi
Başkanlığı'nca tesis edilen işlemlerin iptali istemiyle açtıkları davalarda,
itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler iptali
için başvurmuşlardır.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un iptali istenilen kuralı da içeren 8. maddesi şöyledir:
"Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve asıl
üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir
Başkanvekili seçer. Süresi bitenler yeniden
seçilebilirler.
Süresinden önce boşalan Başkan ve Başkanvekilliğine dört yıl için,
yukarıdaki fıkra gereğince yeniden seçim yapılır."
B- Dayanılan Anayasa Kuralı
Başvuran Mahkemelerce, iptali istenilen kuralın Anayasa'nın 146.
maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince, Haşim
KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN Mehmet ERTEN,
A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ,
Osman Alifeyyaz PAKSÜT ve Zehra Ayla PERKTAŞ'ın katılmaları
ile 20.7.2007 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında öncelikle uygulanacak
kural sorunu üzerinde durulmuştur.
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddesine göre, bir davaya bakmakta
olan mahkeme, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde
kararnamenin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin
ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırsa, o hükmün iptali
için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmaya yetkilidir. Ancak, bu kurallar
uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesi'ne başvurabilmesi için, elinde
yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali
istenen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak yasa
kuralları, bakılmakta olan davayı yürütmeye, uyuşmazlığı çözmeye, davayı sona
erdirmeye veya kararın dayanağını oluşturmaya yarayacak kurallardır.
Davacının istemi, Anayasa Mahkemesi'nin Başkanı'nın
seçiminde Anayasa'nın 146. maddesi uyarınca, Mahkeme'nin yedek
üyelerinin oy kullanmasına olanak sağlanması, Mahkemenin elindeki
davanın konusunu oluşturan idari işlemin dayanağı da, 2949 sayılı Yasa'nın 8.
maddesinin 1. fıkrasının birinci tümcesidir. Fıkranın "Süresi
bitenler yeniden seçilebilirler." biçimindeki ikinci tümcesinin dava
konusu işlemle bir ilgisi bulunmadığından, davada uygulanacak kural niteliği
taşımamaktadır.
Bu nedenle, 8. maddenin birinci fıkrasının ikinci tümcesinin
iptaline ilişkin başvurunun Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine, birinci
tümcesinin ise dosyada eksiklik bulunmadığından esasının incelenmesine
20.7.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V - BİRLEŞTİRME
2949 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"... asıl üye tamsayısının ..." ibaresindeki
"asıl" sözcüğünün iptaline karar verilmesi istemiyle yapılan itiraz
başvurusuna ilişkin 2007/87 esas sayılı davada, dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine ve aralarındaki hukuki irtibat
nedeniyle bu davanın, 2007/84 esas sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının
kapatılmasına, esas incelemenin 2007/84 esas sayılı dosya üzerinden
yürütülmesine 20.7.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz
konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralı, bunların gerekçeleri ile diğer
yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
İtiraz başvurularında, Anayasa'nın 149. maddesi dışındaki
maddelerinde, Anayasa Mahkemesi'nin "üye tamsayısı"nın hangi sayıyı
ifade ettiği ve toplantı yeter sayısının ne olduğu konularında bir hükme yer
verilmediği gibi, Anayasa Mahkemesi'nin toplantı ve karar yeter sayısının gösterildiği
149. maddesi hükümlerinin, Anayasa Mahkemesi'nin Başkan ve Başkanvekili
seçimlerinde uygulanıp uygulanmayacağı konusunda da, bu madde dahil hiçbir
maddesinde açık bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle, bu konuların açıklığa
kavuşturulması bakımından, Anayasa'nın Anayasa Mahkemesiyle ilgili hükümleri
ile 2949 sayılı Yasa'nın ilgili hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünde
yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesi icap ettiği, bu değerlendirme
yapıldığında da, Anayasa'nın 149. maddesinde öngörülen toplantı yeter
sayısının, Mahkeme'nin yalnızca yargısal faaliyetlerine ilişkin olduğu, bu
nitelikte olmayan Başkan ve Başkanvekilini seçme görevinin yerine
getirilmesinde bu madde hükmünün uygulanamayacağı, 146. maddedeki üye
tamsayısının, Mahkeme'nin asıl ve yedek üyelerinin toplamından oluşan onbeş sayısını
ifade ettiği ve maddede Anayasa Mahkemesi'nin Başkan ve Başkanvekili'nin
seçimine Mahkeme'nin yedek üyelerinin katılmaları konusunda bir sınırlama
yapılmadığı sonucuna varıldığı, anılan maddenin 4. fıkrasında Başkan ve
Başkanvekili seçimlerinin yapılacağı oturumlar için karar yeter sayısının
belirtilip, toplantı yeter sayısının belirtilmemiş olmasının da varılan bu
sonucu doğruladığı, esasen yedek üyelerin de
"üye" vasfını taşıması nedeniyle, Mahkeme Başkanlığı ve
Başkanvekilliği seçimlerine "seçmen" olarak katılımının kabul
edilmesinin amaçsal yorum yöntemine uygun ve tabii bir sonuç olduğu, ayrıca
böyle bir sınırlamanın varlığının kabulü halinde, asıl üyelerden birisinin
herhangi bir nedenle katılamaması ya da asıl üye sayısında noksanlık olması
durumunda, yedek üyelerin anılan seçimlere katılamayacağı gibi bir sonucun da
kabulü gerektiği, bunun da Anayasanın amaçlamadığı bir sonuç olduğu
belirtilerek, Başkan ve Başkanvekilliği seçimlerine yedek üyelerin katılımı
konusunda 2949 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin birinci fıkrasının birinci
cümlesinde getirilen sınırlamanın, Anayasa'nın 146. maddesine aykırı olduğu
ileri sürülmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un, Anayasa Mahkemesi'nin Başkan ve Başkanvekili'nin seçiminin
düzenlendiği 8. maddesinin iptali istenilen birinci fıkrasının
birinci tümcesinde, "Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından
gizli oyla ve asıl üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan
ve bir Başkanvekili seçer." hükmü yer almaktadır.
Anayasa'nın 146. maddesinde, Anayasa Mahkemesi'nin onbir asıl
ve dört yedek üyeden oluşacağı öngörüldükten sonra, asıl-yedek ayrımı
yapılmaksızın üyelerinin hangi kaynaklardan ve hangi nitelikleri taşıyan
kimseler arasından nasıl seçileceği gösterilmiş, ardından da, Mahkeme'nin, asıl
üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl
için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçeceği belirtilmiştir.
Anayasa'nın, Anayasa Mahkemesi'nin çalışma ve yargılama usulünün
düzenlendiği 149. maddesinde de, Anayasa Mahkemesi'nin Başkan ve on üye ile
toplanıp, salt çoğunlukla karar vereceği, kuruluş ve yargılama usullerinin
kanunla, çalışma esasları ile üyeleri arasındaki işbölümünün kendi yapacağı
içtüzükle düzenleneceği öngörülmüş, Anayasa'da, Mahkeme'ye Anayasa ile
yüklenilen görevlerin yerine getirilmesine ilişkin olarak alınacak kararlar
için, 149. maddedeki düzenlemeler dışında başkaca bir düzenleme yer almamıştır.
Anayasa'nın 146. maddesinde onbiri asıl dördü yedek
olmak üzere onbeş üyeden oluşturulan Anayasa Mahkemesi, 149. maddede,
işlevsel olarak on üye ve Başkandan oluşturulmuştur. "On üye"nin,
sadece asıllardan mı, öncelikle asıllardan olmakla birlikte asıllarda noksanlık
olması durumunda yedeklerle tamamlanmış on üyeden mi, yoksa asıllarla birlikte
yedekleri de kapsayan onbeş üyenin arasından mı olacağı ise
belirtilmemiştir.
Bu belirlemenin yapılabilmesi için, "asıl" ve
"yedek" kavramlarının anlamları ile Anayasa koyucu tarafından asıl ve
yedek üyelere yüklenilen işlevin belirlenmesi gerekmektedir.
Danışma Meclisinde kabul edilip, Milli Güvenlik Konseyi Genel
Sekreterliği'ne sunulan Anayasa tasarısında Anayasa Mahkemesinin, "...
Mahkeme, 1961 Anayasasıyla 15 asıl ve 5 yedek üyeden kurulmuştu. Yedek üyeler
sadece asılların bulunmadığı hallerde mahkemeye katıldıklarından hangi gün
hangi davaya bakacaklarını bilmedikleri için hazırlıksız olarak katıldıkları
oturumlarda yeterince yararlı olamayacakları ve asıllar mevcut oldukça
kendilerinin işsizliğe mahkûm bulunmalarının da huzursuzluklara neden
olabileceği düşünüldü. Asıllar ve yedekler aynı kaynaktan geldiklerine,
Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde
toplantı yeter sayısının üstünde hâkim bulunduğuna ve bunlar belli bir düzen
içinde mahkemeye katıldıklarına göre Anayasa Mahkemesinde de aynı düzenin
uygulanması uygun görülmüş ve yedek üyelik kaldırılmıştır...."
gerekçeleriyle, asıl - yedek ayrımı yapılmaksızın onbeş üyeden
oluşması öngörülürken, tasarının Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Komisyonunda
görüşülmesi esnasında, onbirasıl dört yedek üyeden oluşması, Başkan ve
Başkanvekili'nin de asıl üyeler arasından üye tamsayısının salt çoğunluğunun
oyu ile seçilmesi öngörülmüş ve madde şu anda Anayasa'da yer aldığı şekliyle
kabul edilmiştir.
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde, "asıl"
sözcüğü, "Bir şeyin kendisi, ...", "Bir belgenin
aslı.", ..., "... Bir şeyin temelini oluşturan,
ana.", ..., "... Bir görevde sürekli bulunan,
yedek karşıtı: Asıl jüri üyesi toplantıya gelmediğinden yedek üye
çağrıldı." olarak; "yedek" kelimesi de, "Bir
şeyin gereğinde kullanılmak için elde bulundurulanı, asıl karşıtı.",
"Gereğinde kullanılmak için fazladan bulundurulan, ayrılmış,
..." şeklinde açıklanmıştır.
Buna göre, Anayasa koyucu tarafından aralarında nitelik farkı
öngörülmeyen asıl ve yedek üyelere farklı işlevler yüklendiği, asıl üyelikle
aynı niteliklere sahip olması öngörülen yedek üyeliğin, asıl üyelerin
mazeretleri nedeniyle Mahkemeye iştirak edememeleri veya asıl üye
sayısının onbirin altına düştüğü durumlarda, asıllara ait görevi
yerine getirmek ve onlara ait yetkiyi kullanmak üzere ihdas edildiği, onbir asıl
ve dört yedek üyeden oluşturulan Anayasa Mahkemesi'nin, işlevsel olarak,
öncelikle Başkan ve on asıl üyeden, asıl üyelerde herhangi bir nedenle
noksanlık olması durumunda ise, var olan asıllarla birlikte, noksanların yerine
katılacak yedek üyelerden meydana gelmek üzere Başkan ve on üyeden oluşturulduğu,
Anayasa'nın 146. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan "Anayasa
Mahkemesi" kavramının Başkan ve on üyeden oluşan kurulu; "üye
tamsayısı"nın da asıl üye sayısı olan "onbir"i ifade ettiği
sonucuna varılmaktadır.
Anayasa ile aynı dönemde aynı irade tarafından yürürlüğe konulan
2949 sayılı Yasa'nın, Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarısının
Anayasa Mahkemesi'nin Başkan ve Başkanvekili'nin asıl üyeler arasından asıl
üyeler tarafından seçilmesini öngören 8. maddesinin, Milli Güvenlik Konseyi'nde
görüşülmesi esnasında, "... acaba yedeklerin bu seçime
iştirak etmemelerinin sebebi nedir' şeklinde yöneltilen sorunun,
Konsey Başkanı tarafından, "Yedekler, ... asıl üye
bulunmadığı takdirde iştirak ediyorlar. Biz Anayasa Mahkemesi Başkanını asıl
üyeler seçsin dedik, yedekleri koymayı uygun bulmadık. ... O yedek üyedir, asıl
olmadığı zaman yerine geçecek ... biz ... yedek üyeleri
başkan seçimine sokmayalım, asıl üyeler seçsin dedik." şeklinde
cevaplandırılmış olması da, yukarıda varılan sonucu doğrulamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2949 sayılı Yasa'nın, Anayasa Mahkemesi'nin
Başkan ve Başkanvekili'nin seçiminde, asıl üye tamsayısının salt çoğunluğunu
aramak suretiyle yedek üyelerin, yedek üye olarak kendi adlarına oy
kullanmalarına olanak vermeyen 8. maddesinin 1. fıkrasının birinci tümcesinde,
Anayasa'nın 146. maddesine aykırılık bulunmamaktadır. İptal istemlerinin reddi
gerekir.
A. Necmi ÖZLER ile Şevket APALAK bu
görüşlere katılmamışlardır.
Fulya KANTARCIOĞLU ve Mehmet ERTEN bu görüşlere farklı
gerekçeyle katılmışlardır.
VII- SONUÇ
10.11.1983 günlü, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının ilk
tümcesinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, A. Necmi ÖZLER
ile Şevket APALAK'ın karşıoylarıve OYÇOKLUĞUYLA, 30.7.2007 gününde
karar verildi.
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
Üye
A. Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket APALAK
|
Üye
Serruh KALELİ
|
Üye
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
|
Üye
Zehra Ayla
PERKTAŞ
|
DEĞİŞİK
GEREKÇE
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının ilk tümcesinde "Anayasa
Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve asıl üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer"
denilmektedir. Mahkemelerin başvuru kararlarında bu Kural'ın, Anayasa'nın
Başkan ve Başkanvekili seçimlerine ilişkin 146. maddesine aykırı olduğu ileri
sürülmüştür.
Anayasa'nın 146. maddesinin ilk fıkrasında Anayasa
Mahkemesi'nin; onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulacağı, dördüncü
fıkrasında da asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçeceği belirtilmiştir.
Çalışma ve yargılama usulünün düzenlendiği 149. maddede ise Anayasa
Mahkemesinin, Başkan ve on üye ile toplanacağı ve salt çoğunluk ile karar
vereceği öngörülmüş, Mahkeme'nin yargısal ve idari nitelikteki faaliyetleriyle
ilgili ayrı toplantı ve karar yetersayısı öngörülmemiştir. Bu nedenle Anayasa
Mahkemesi'nin onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulacağına ilişkin
kuralın 149. madde çerçevesinde değerlendirilerek dört yedek üyenin, asıl
üyelerin mazeretleri nedeniyle hazır bulunamamaları durumunda onların yerine
katılabileceklerinin kabulü gerekir. Aksi halde Anayasa'da yargısal ve idari
faaliyetlere ilişkin değişik toplantı ve karar yeter sayılarının yer alması
gerekirdi. Bu düzenleme biçimi, Mahkeme'nin onbeş üyeden oluşacağını,
ancak faaliyetlerini onbir üye ile yürüteceğini bu sayının, herhangi
bir nedenle eksilmesi durumunda da yedek üyelerle tamamlanacağını
göstermektedir.
Öte yandan, 2949 sayılı Yasa'nın Anayasa ile aynı dönemde ve aynı
irade tarafından yürürlüğe konulması onun gerekçelerine güç kazandırmaz.
Yasalaşma evresine ilişkin subjektif görüşlerin de kurala verilen
anlamı doğrulamak gibi belirleyici bir işlevi olamaz. Yorumun amacı, yasama
belgelerinden bağımsız olarak Anayasa veya yasa kuralındaki hukuksal gerçekliği
saptamaktır. Yasama belgeleri, sadece yasayı yapan gücün o andaki
düşüncelerini, amacını ortaya koyması bakımından önemlidir. Ancak, Yasa'nın her
zaman bunları aşması veya zaman içinde çok farklı anlamlar kazanması
olanaklıdır.
Açıklanan nedenlerle karara belirtilen görüşler doğrultusunda
katılıyorum.
FARKLI
GEREKÇE
Uyuşmazlık, Anayasa Mahkemesinin Başkanlık seçimine yedek
üyelerin katılımı konusunda 2949 sayılı Yasa'nın 8. maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesinin, Anayasa'nın 146. maddesine aykırı olduğuna
ilişkindir.
2949 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasının
iptali istenilen birinci cümlesinde, "Anayasa Mahkemesi, asıl
üyeleri arasından gizli oyla ve asıl üye tamsayısının salt çoğunluğu ile dört
yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer." denilmektedir.
Anayasa'nın, kuruluşu başlıklı 146. maddesinin birinci fıkrasında,
Anayasa Mahkemesi'nin onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulacağı,
dördüncü fıkrasında Mahkeme'nin, asıl üyeleri arasından gizli oyla ve üye
tamsayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan seçeceği, üyeliğin
sona ermesi başlıklı 147. maddesinde, Mahkeme üyeliğinin üye tamsayısının salt
çoğunluğunun kararı ile sona ereceği, çalışma ve yargılama usulü başlıklı 149.
maddesinde Anayasa Mahkemesi'nin, Başkan ve on üye ile toplanıp salt çoğunlukla
karar vereceği öngörülmüş, Anayasa'da, bu hükümler dışında toplantı ve karar
nisabı ile ilgili başkaca bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Buna göre, Anayasa'da idari görevlerle ilgili alınacak
kararlar için, üye tam sayısının salt çoğunluğunun oyundan söz edilirken
toplantı yeter sayısından söz edilmemesi, çalışma ve yargılama usulünü birlikte
düzenleyen 149. maddede belirtilen toplantı ve karar yeter sayısının yalnızca
yargısal görevle sınırlı olduğuna ilişkin bir açıklığa maddede yer verilmemesi
birlikte değerlendirildiğinde, 149. maddenin, Anayasa Mahkemesi'nin idari
görevlerini yerine getirirken de uygulanacak kural olduğunu göstermektedir.
Anayasa, asıl ve yedek üyeler arasında nitelik bakımından bir
ayırım gözetmemiş, ancak onlara farklı görevler yüklemiştir. Asıl üyelik ile
nitelik bakımından aynı olan yedek üyelik, asıl üyelerin yasal nedenlerle
toplantıya iştirak edemedikleri ya da toplantıya katılacak asıl üye
sayısının onbirin altına düştüğü hallerde, asıllara ait yetkiyi
kullanmak üzere toplantıya katılmaları ve Mahkemenin kesintisiz biçimde
görevini sürdürebilmesi için getirilmiştir. Dolayısıyla onbir asıl ve
dört yedek üye ile kurulan Anayasa Mahkemesi, kendisine yüklenen görevleri
öncelikle Başkan ve on asıl üye ile bunlarda bir eksilme olduğu takdirde ise
yedek üyelerin katılımıyla tamamlanan Başkan ve on üye ile yerine getirecektir.
Diğer taraftan, Anayasa'nın 149. maddesinde ifade edilen on üyenin
ise "asıl" ve "yedek" sözcüklerinin bilinen anlamları ve
Anayasa'da bunlara yüklenen farklı görevler dikkate alındığında, bu üyelerin
öncelikle "asıl" üyeler olması gerektiğinde tereddüt bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, Anayasa'da yer alan Anayasa
Mahkemesi sözcüklerinden "Başkan ve on üyenin", üye
tamsayısı sözcüklerinden ise "onbir üyenin" anlaşılması
gerektiği, Anayasa Mahkemesi'nin de, idari ve yargısal yönde alacağı kararlar
için Mahkeme'nin kuruluşu bakımından aranan onbir asıl ve dört yedek
üyenin iştirakiyle değil, Başkan ve on üyenin katılımıyla toplanacağı açıktır.
Anayasa'da ifade edilen üye tamsayısı
sözcüklerinin onbir asıl ve dört yedek üyeyi ifade ettiğinin kabul
edilmesi halinde ise Mahkeme'ye yüklenen görevlerin bir kısmının onbir asıl
ve dört yedek üyenin katılımıyla diğer bir kısmının ise Başkan ve on üyenin
katılımıyla yerine getirilmesi gibi bir uygulama ortaya çıkar ki, böyle
bir durumu Anayasa'nın öngördüğü ileri sürülemez. Ayrıca, onbir asıl
ve dört yedek üyeden oluşan kurulun kimi nedenlerle eksilmesi halinde, karar
için gerekli oy oranını bulmak güçleşeceği için eksiklik tamamlanıncaya kadar
Mahkeme'nin görevinin kesintiye uğrayacağı da gözden uzak tutulmamalıdır.
Tasarıda, Anayasa Mahkemesinin asıl ve yedek ayrımı
yapılmadan onbeş üyeden kurulması öngörülürken, Komisyonunda onbir asıl
dört yedek üye şeklinde değiştirilerek sonradan kabul edilmesi ve Anayasa'da
yer alan hükümlerden iptali istenilen kuralın her hangi bir sınırlama da
getirmemesi nedeniyle 2949 sayılı Yasa'nın, 8. maddesinin birinci fıkrasının
birinci tümcesi, Anayasa'nın 146. maddesine aykırı değildir.
Redde ilişkin çoğunluk görüşüne bu gerekçeyle katılıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
Bu davada sağlıklı sonuca varılabilmesi, bir sistem
bütünlüğü içerisinde Anayasanın ve yasaların ilgili hükümlerinin tamamının bir
arada değerlendirilmesini gerektirdiğinden konu bu çerçevede
incelenmiştir.
1. Anayasanın dayanılan ve ilgili görülen kuralları aşağıya
çıkarılmıştır.
Madde 146 Birinci Fıkra- Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve
dört yedek üyeden kurulur.
Dördüncü Fıkra- Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri arasından gizli
oyla ve üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir
Başkanvekili seçer...
Madde 147 İkinci Fıkra- Anayasa Mahkemesi üyeliği, ...görevini
sağlık bakımından yerine getiremeyeceğinin kesin olarak anlaşılması halinde de,
Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt çoğunluğunun kararı ile sona erer.
Madde 149 Birinci Fıkra- Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile
toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale ve
siyasi parti davalarında kapatılmaya karar verebilmesi için beşte üç oy çokluğu
şarttır.
Üçüncü Fıkra- Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama usulleri
kanunla; mahkemeninçalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi
yapacağı içtüzükle düzenlenir.
Madde 158 İkinci Fıkra- Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu,
üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu
mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri arasından
görevlendirilen üye yapar.
2. Anayasa hükümlerinin somutlaştırıldığı yasa hükümleri ise
şöyledir:
A) 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun;
Madde 2- Anayasa Mahkemesi, onbir asıl ve dört yedek
üyeden oluşur.
Madde 8 Birinci Fıkra- Anayasa Mahkemesi, asıl üyeleri
arasından gizli oyla ve asıl üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için
bir Başkan ve bir Başkanvekili seçer...
Madde 13- Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyeliği,...
2. Görevin sağlık bakımından yerine getirilemeyeceğinin sağlık
kurulu raporuyla kesin olarak anlaşılması veya göreve izinsiz veya özürsüz ve
aralıksız olarak onbeş gün veya bir yılda toplam otuz gün süre ile
devam edilmemesi hallerinde Anayasa Mahkemesi üye tamsayısının salt
çoğunluğunun kararıyla,
sona erer.
Madde 41 Birinci Fıkra- Anayasa Mahkemesi ,Başkan ve on
asıl üye ile toplanır. Başkan asıl üyelerden mazereti olanların yerini kıdem
esasına göre yedek üyelerle tamamlar.
Madde 42 Birinci Fıkra- ...Kararlar salt çoğunlukla verilir.
Anayasa değişikliklerinde iptale karar verilebilmesi için üçte iki oy çokluğu
şarttır.
B) 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi
Hakkında Kanun;
Madde 2 Beşinci Fıkra- Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı, Anayasa
Mahkemesince kendi asıl ve yedek üyeleri arasından seçilir.
Madde 3 İkinci Fıkra- Başkanın mazereti halinde Anayasa
Mahkemesince kendi asıl ve yedek üyeleri arasından dönem başında seçilip
görevlendirilecek bir üye Uyuşmazlık Başkanına vekalet eder.
3. Yukarıdaki Anayasa hükümleri incelendiğinde; Anayasa
Mahkemesinin onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulu olduğu
belirtildikten sonra, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Başkanvekilinin asıl üyeler
arasından seçileceği belirtilerek yedek üyelerin bu görevlere
seçilemeyeceklerinin öngörüldüğü, bunlar dışında yedek üyelerle ilgili başka
bir hükme yer verilmediği görülmektedir.
Anayasanın, Anayasa Mahkemesinin çalışma ve yargılama
usulünü düzenleyen 149. maddesinin birinci fıkrasında Mahkemenin Başkan ve on
üye ile toplanıp, anayasa değişiklikleri ve siyasi parti kapatma davaları
dışında salt çoğunluk ile karar vereceği belirtilmiştir. Maddenin üçüncü
fıkrasında da Mahkemenin çalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümünün
kendi yapacağı içtüzükle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir. Maddede
"üye tam sayısı" ibaresi yer almamaktadır. Bu madde, 2949 sayılı
Yasanın 41 maddesinde, Anayasa Mahkemesinin başkan ve on asıl üye ile
toplanacağı, asıl üyelerin mazereti halinde onların yerlerinin kıdem esasına
göre yedek üyelerle tamamlanacağı, 42. maddesinde de kararların salt çoğunlukla
verileceği, Anayasa değişikliklerinde iptale karar verilebilmesi için üçte iki
oy çokluğunun şart olduğu şeklinde somutlaştırılmıştır. "Üye tam
sayısı" ibaresine bu maddelerde de yer verilmemiştir.
Mahkemenin, 146. maddenin dördüncü fıkrasında "üye tam
sayısının salt çoğunluğu" ile Başkan ve Başkanvekili seçimi
yapacağı ve 147. maddenin ikinci fıkrasında da "üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile" üyeliğin sona ermesine karar vereceği öngörülmüştür.
Anayasanın 146. ve 147. maddelerinin anılan fıkralarındaki ibare aynı
olmasına rağmen 2949 sayılı Yasanın Başkan ve Başkanvekili seçimini
düzenleyen 8. maddesinde "üye tam sayısının", "asıl üye tam
sayısı" olarak belirlendiği, buna karşın üyeliğin sona ermesini düzenleyen
13. maddesinde "üye tam sayısı" olarak korunduğu ve iki ayrı
düzenleme yapıldığı görülmektedir. Buradaki "üye tam sayısı" ibaresi
Anayasanın 149. maddesi uyarınca çıkarılan Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 22.
maddesinde somutlaştırılmış ve Yasanın 13. maddesindeki kararın
"Asıl ve Yedek Üyeler Kurulu" tarafından verileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, İçtüzüğün 45. maddesinde İçtüzüğün değiştirilmesine "Asıl ve
Yedek Üyeler Kurulunun" karar vereceği, 46.maddesinde de Başkan,
Başkanvekili, üyeler ile raportörlerin mesleki incelemelerde
bulunmak, kongre, konferans, seminer ve benzeri bilimsel toplantılara katılmak
üzere dış ülkelere gönderilmesine "asıl ve yedek üyelerin katılımı ile
Kurulca" karar verileceği hükümleri yer almıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve vekilinin seçimindeki toplantı ve
karar nisabı hususunda Anayasada ve 2247 sayılı Yasada bir kural
bulunmamakta ise de, bu Yasada Anayasanın 158. maddesindeki "kendi
üyeleri" ibaresinin asıl ve yedek üyelerin tamamını kapsadığı açıkça
vurgulanmış ve yedek üyelerin bu görevlere seçilmelerine yasal olanak
tanınmıştır. Buna karşın yedek üyelerin seçilme haklarının bulunduğu bu
görevlerle ilgili seçimlere katılmaları konusunda yasada açık bir düzenleme
yapılmamış ve uygulamada bu seçimler de Anayasa Mahkemesi ile ilgili
kurallara göre yapıldığından yedek üyeler seçilme haklarının bulunduğu
seçimlerde seçme haklarını kullanamamışlardır.
Anayasa Mahkemesinin görevleri arasında yargılama gerektiren
davalara bakmak yanında, yargılama gerektirmeyen Anayasanın ve 2949
sayılı Yasanın "çalışma" olarak nitelendirdiği, örneğin Siyasi
Partiler Kanununa göre inceleme yapma ve karar verme gibi işler de
bulunmaktadır. Bu türden çalışmalar ile yargılamalarda Anayasanın 149. maddesindeki
toplantı ve karar nisabının uygulanacağı açıktır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin
bunlardan farklı nitelikte olan kendi Başkanını ve Başkanvekilini seçme,
gerektiğinde üyeliğin sona ermesine karar verme gibi faaliyetleri de vardır.
Anayasada, bu türden faaliyetlerde 149. maddede belirtilen toplantı ve
karar nisabının uygulanması yerine üye tam sayısının salt çoğunluğu ile
seçim yapılması ve karar verilmesinin tercih edildiği
görülmektedir. Zira,Anayasanın 149. maddesinin varlığına rağmen 146. ve 147.
maddelerde "üye tam sayısı" şeklinde farklı karar nisabının
aranmasının bir anlamının olması gerekir.
Konuya ilişkin Anayasa hükümleri yorumlanırken, Mahkemenin
yargılama ve çalışma faaliyetleri ile bunların dışında kalan faaliyetleri
arasındaki nitelik farkının gözetilmesi de bir zorunluluktur. Çünkü, yargılama
ve çalışma dışında kalan faaliyetler, yedek üyelerin seçme ve seçilme hakları
başta olmak üzere Anayasa Mahkemesinin bir üyesi olmak sıfatıyla
kendilerini doğrudan ilgilendiren faaliyetlerdir.
Anılan çerçevede Anayasa Mahkemesinin yargılama ve çalışma alanı
dışındaki faaliyetleri ile ilgili olan itiraz konusu kural, ancak, Anayasanın
146. maddesinin birinci fıkrasındaki "Anayasa Mahkemesi onbir asıl
ve dört yedek üyeden kurulur." kuralı ile birlikte
değerlendirildiği takdirde anlam kazanmaktadır. Bu kural ile Anayasanın
Başkan ve Başkanvekili seçilme dışında asıl ve yedek üyeler arasında bir
ayırım yapmadığı ve yedek üyelerin bu tür faaliyetlerle ilgili kararlara
katılamayacaklarına dair bir hüküm içermediği gözetildiğinde, Anayasa
Mahkemesinin onbeş üyeden kurulu olduğu, "üye tam
sayısı" ibaresinin de asıl ve yedek üyelerin tamamını kapsadığı,
dolayısıyla üye tam sayısının onbeş, "üye tam sayısının salt
çoğunluğunun" sekiz olduğu sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, seçme ve seçilme hakkının söz konusu olduğu hallerde,
bu hakların önündeki engellerin kaldırılması Anayasanın 2. maddesinde yer alan
hukuk devleti ilkesinin de gereğidir. Nitekim, Anayasa Mahkemesinin
5.1.2006 tarih ve E.2005/55-K.2006/4 sayılı kararı ile; 5340 sayılı
Yasanın18. maddesi ile değiştirilen 3813 sayılı Yasanın Futbol
Federasyonu Başkanının seçimini düzenleyen Ek 1. maddesindeki Futbol
Federasyonu Başkanı seçilebilmek için yüksek okul mezunu olma şartı getiren
yasa kuralı "...Hukuk devleti ilkesi, kişilerin demokratik hakları olan seçme
ve seçilme haklarının önündeki görevin gerekleri ile bağdaşmayan engelleri
kaldırmayı da içerir." gerekçesi ile Anayasanın 2. ve 5. maddelerine
aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasanın 146.
maddesinin dördüncü fıkrası hükmünün kapsamını daralttığı ve yedek
üyelerin mensubu oldukları kurumu yönetecek ve temsil edecek Başkanı ve
Başkanvekilini seçme haklarını engellediği için Anayasanın 146. ve 2.
maddelerine aykırı olup iptali gerektiği görüş ve düşüncesinde olduğumdan aksi
yöndeki çoğunluk kararına katılmadım.
AZLIK
OYU
Anayasa'nın 146. Maddesinin dördüncü fıkrasında Anayasa
Mahkemesinin asıl üyeleri arasında gizli oyla ve üye tam sayısının salt
çoğunluğu ile dört yıl için bir Başkan ve bir Başkanvekili seçeceği
kurala bağlanmıştır.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin kuruluşu ve yargılama Usulleri
Hakkındaki Kanun'un itiraza konu "asıl" sözcüğünün yer aldığı 8.
maddesinin birinci fıkrasında da Anayasa mahkemesinin asıl üyeleri arasında
gizli oyla ve asıl üye tam sayısının salt çoğunluğu ile dört yıl için bir
başkan ve bir Başkanvekili seçeceği öngörülmüştür.
Bu öngörüş biçimiyle, Anayasa ile Yasa arasındaki, fark "üye
tamsayısı" anlatımından önce Anayasa' da yer almayan "asıl"
sözcüğünün Yasa'da öngörülmesidir.
Anayasa Mahkemesinin görevlerini düzenleyen Anayasa'nın 148.
Maddesinin, Mahkemenin ancak Anayasa ile verilen görev ve yetkileri
kullanacağını belirttiği anlaşılmaktadır. Buna göre, Anayasa'da yer almayan
"asıl" sözcüğüne ilgili Yasa'da yer verilmesi çelişkiye neden olmakta
ve Anayasa'nın 149. maddesinde Mahkemenin kuruluşunun yasayla düzenleneceğinin
öngörülmesi Kural'ı çelişkiden arındırmamaktadır. Çünkü Anayasa, başkan
seçilecek kişinin özelliğini, üye tamsayısı ifadesiyle seçime katılacakları ve
aranacak çoğunluğu kendisi belirlemiştir. Bu belirleme Mahkemenin görevini ve
özellikle yetkisini açıkça çizmektedir. Kuruluş Yasası'nın ise bu sınır
dışına çıkması, Anayasa'da somut bir şekilde belirlenen görev ve yetki
kullanımındaki anlatımı değiştirmesi olanağı yoktur.
Üye tamsayısı kavramının, Mahkeme'deki tüm üyeleri
kapsadığında da duraksama duyulmamalıdır. Bu kavrama, başkan seçimi dışında
147. maddede üyeliğin sağlık bakımından sona ermesi durumunda da yer verilmiş
ve burada da "asıl" sözcüğü yer almamıştır. Aynı maddenin birinci
fıkrasında ve 146. maddenin beşinci fıkrasında ise Anayasa Mahkemesi
üyelerinden asıl veya yedek sıfatları kullanılmadan söz edilmektedir.
Anayasa Mahkemesi onbir asıl ve dört yedek üyeden oluştuğuna göre,
"asıl" veya "yedek" kavramları kullanılmadan, başkan ya da
başkanvekili sıfatlarına yer verilmeden Anayasa Mahkemesi üyelerinden söz
edildiğinde, Mahkemeyi kuran ve görev yapan tüm üyelerin amaçlandığında,
bunun da üye tamsayısı kavramının hukuksal özünü oluşturduğunda yukarıda da
belirtildiği gibi kuşku bulunmamaktadır.
Öte yandan "üye
tamsayısı" biçimindeki Anayasal anlatıma gerek duyulması ve 149.
Maddedeki "... Başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile
karar verir..." öngörüsüyle yetinilmemesi tüm üyelerin
amaçlandığının ayrı bir göstergesidir. 146. maddenin 4. fıkrasında yer alan
"ve" bağlacının da "asıl üyelerle" "üye tamsayısı"
arasında bağlantı kuran işlevsel bir özelliği yoktur. Böyle
bir amaç halinde "üye tamsayısı" ifadesine gerek duyulmaz, sayısı
belirli olan asıl üye sözcükleri ve toplantı sayısıyla salt çoğunluk ilintisi
kurulmasıyla yetinilirdi.
Fıkranın tarihsel uygulamasına bakıldığında da, boş bulunan
asıl üyeler yerine yedek üyelerin katılımıyla Başkanlık seçimlerinin
gerçekleştirildiği izlenmektedir. Zamana yayılı bu akışın yedek üyeliğin seçmen
olma işlevini ve etkinliğini gösterdiği açıktır. Bu olgu, seçmen olmanın
kabulü ve böylelikle izlenen yöntemin yasal yorumla örtüşmesini yansıtır.
Kuruluş Yasa'sının "asıl" yokluğunda yerine yedek üyenin alınmasına
olanak veren kuralı ise, Anayasa'nın öngördüğü sınırlar içinde ve "üye
tamsayısı" gerektiren konular dışındaki işlevlerin dayanağıdır. Bu
bakımdan hukuksal bir kurum olan seçmenlik geçicilik içermeyeceğinden,
uygulama ve tarihsel akıştaki kabul, kuralın yorumunda etken olmalıdır.
Bu sonucun yanında, asıl veya yedek tüm üyelerin aynı Başkan'ın görev
üstlendiği Mahkemenin üst yargıçları olmaları, " tamsayı" kavramının
tüm üyelerle oluşması yolundaki doğal saptamanın vazgeçilmez ve ayrı
gerekçesini oluşturur.
Buna göre, Anayasa Mahkemesi'nin oluşumu ve görevleri Anayasa'da
belirleneceğinden, 2949 sayılı Yasa'da Anayasa'nın açıkça düzenlediği metin
dışına çıkılarak yer verilen "asıl" sözcüğünün Anayasa'ya
aykırılığı kuşkusuzdur. İptali gerekir.
Bu nedenlerle karara karşıyım.