ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2005/94
Karar Sayısı : 2007/7
Karar Günü :
25.1.2007
R.G. Tarih-Sayı :20.03.2008-26822
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyeleri Kemal ANADOL ve Kemal KILIÇDAROĞLU ile birlikte 120 milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 2.7.2005 günlü, 5390
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un;
1- 1. maddesiyle değiştirilen 10.7.2004 günlü, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 6. maddesinin üçüncü fıkrasının,
2- Geçici maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü
fıkrasının birinci ve ikinci tümcelerinin,
Anayasa'nın 2., 10., 11., 67., 123., 127., 169. ve 170.
maddelerine aykırılığı savıyla iptali ve yürürlüğünün durdurulmasına karar
verilmesi istemidir.
II- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Yasa Kuralları
2.7.2005 günlü, 5390 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un;
1- 1. maddesiyle değiştirilen 10.7.2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 6.
maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
"Büyükşehir belediyesi sınırları içine katılan ilçe
belediyeleri büyükşehir ilçe belediyesine, diğer belediyeler ilk kademe
belediyesine dönüşür. Köylerin tüzel kişiliği kalkar ve bunların mahalle olarak
katılacağı belediyeler, Bakanlar Kurulu kararında belirtilir."
2- İptali istenen fıkraları da içeren
Geçici Madde hükmü şöyledir:
"5216 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin birinci fıkrası gereğince büyükşehir belediyesi kapsamına alınan
ilçelerin mülki sınırları içinde kalan, ancak aynı fıkrada belirtilen sınırlar
dışında olan belediye ve köyler, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki yıl
içinde belediye meclisi veya köy ihtiyar heyetinin talebi üzerine büyükşehir
belediye meclisinin kararı ve İçişleri Bakanlığının onayı ile başka bir işleme
gerek kalmaksızın büyükşehir belediye sınırları içine alınabilir. Bu köylerin
mahalle olarak hangi ilçe veya ilk kademe belediyesine katılacakları aynı
meclis kararında gösterilir.
5216 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesinin birinci fıkrası gereğince merkezleri büyükşehir belediyesi sınırları
dışında kalan ilçelerin, büyükşehir belediye sınırları içine giren belediye ve
köyleri, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde belediye meclisi
veya mahalle ihtiyar heyetinin kararı ve büyükşehir belediye meclisinin görüşü
üzerine İçişleri Bakanlığının onayı ile başka bir işleme gerek kalmaksızın,
eski statüleriyle, büyükşehir belediye sınırları dışına çıkarılabilir.
5216 sayılı Kanunun geçici 2 nci
maddesine göre büyükşehir sınırları içinde kalan orman köylerinin tüzel
kişiliği devam eder. Ancak ormanlarla ilgili diğer kanun hükümleri saklı kalmak
üzere bu köyler imar bakımından büyükşehir belediyesinin mücavir alanı
sayılırlar. Bu köylerde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütme görev ve
yetkisi ilgili büyükşehir belediyesine bağlı su ve kanalizasyon idaresine
aittir. Bu tür hizmetler karşılığı orman köylerinde yaşayan nüfusa göre
genel bütçeden alınacak İller Bankası payı ilgili büyükşehir belediyesine
aktarılır.
B- İlgili Yasa Kuralı
5216 sayılı Yasa'nın Geçici 2. Maddesinin
ilgili görülen birinci fıkrası şöyledir:
"Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte; büyükşehir belediye sınırları, İstanbul ve Kocaeli ilinde, il
mülki sınırıdır. Diğer büyükşehir belediyelerinde, mevcut valilik binası merkez
kabul edilmek ve il mülki sınırları içinde kalmak şartıyla, nüfusu birmilyona kadar
olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu birmilyondan ikimilyona
kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı otuz kilometre, nüfusu ikimilyondan fazla
olan büyükşehirlerde yarıçapı elli kilometre olan dairenin sınırı büyükşehir
belediyesinin sınırını oluşturur."
C- Dayanılan Anayasa Kuralları
Dava dilekçesinde, Anayasa'nın 2., 10., 11., 67., 123., 127., 169.
ve 170. maddelerine dayanılmıştır.
III- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Tülay TUĞCU,
Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, A.
Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELİ ve Osman Alifeyyaz
PAKSÜT'ün katılımlarıyla 19.9.2005 günün yapılan ilk inceleme toplantısında,
dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, yürürlüğü
durdurma isteminin bu konudaki raporun hazırlanmasından sonra karara
bağlanmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ
Dava dilekçesi ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, iptali
istenilen ve ilgili görülen Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve
bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra
gereği görüşülüp düşünüldü:
A- 5390 Sayılı Kanun'un 1.
Maddesiyle Değiştirilen 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 6.
Maddesinin Üçüncü Fıkrasının İncelenmesi
Dava dilekçesinde,
kuralla, seçimlerden sonra belediye meclisine yeni katılımları mümkün kılarak
meclisin oluşmuş bulunan temsilci sayı ve oranının değiştirildiği; Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı'nın gerekli kıldığı referandumun öngörülmediği;
büyükşehir belediyesine katılacak ilçe ve ilk kademe belediye üyelerinin
seçildiği seçim çevresi ile büyükşehir belediye meclisi üyelerinin seçildiği
seçim çevrelerinin farklılığı nedeniyle, seçmenlerin oy vermediği yeni bir
belediye meclisinin oluşturulduğu; köy tüzel kişiliğinin oluşmasının hak
yaratıcı bir işlem olması nedeniyle, bunların tüzel kişiliklerinin
kaldırılmasının hukuk güvenliği ilkesini ihlal ettiği, bu nedenlerle
Anayasa'nın 2., 11., 67., ve 127. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
İptal istemine konu fıkrada, büyükşehir belediyesi sınırları içine
katılan ilçe belediyelerinin büyükşehir ilçe belediyesine, diğer belediyelerin
ilk kademe belediyesine dönüşeceği, köylerin tüzel kişiliğinin kalkacağı ve
bunların mahalle olarak katılacağı belediyelerin Bakanlar Kurulu kararında
belirtileceği ifade edilmektedir.
Bu değişikliği fıkranın eski halinden ayıran en önemli özellik, büyükşehir
belediyesi sınırları içine alınan ve nüfusu elli binin altındaki
belediyelerin büyükşehir belediyesine katılım sonrası tüzel kişiliklerini
muhafaza edecek olmasıdır. İlçe belediyeleri ile köylerin durumunda ise
farklılık bulunmamaktadır. Katılan ilçe belediyelerinin büyükşehir ilçe belediyesine,
köylerin ise tüzel kişiliğin kaybıyla mahalleye dönüşmesi öngörülmektedir.
Ayrıca bunların mahalle olarak katılacağı belediyelerin Bakanlar Kurulu
kararında belirtileceği ifade edilmektedir. Burada Bakanlar Kurulu'na verilen
yetkinin maddenin ikinci fıkrasına göre alınan katılma kararı için geçerli
olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü maddenin birinci fıkrasına göre gerçekleşen
katılmalarda Bakanlar Kurulu'nun bu türden bir kararına gerek
bulunmamakta, katılma konusu katılınacak belediye meclisinin talebi üzerine
büyükşehir belediye meclisi tarafından karara bağlanmaktadır.
Anayasa'nın 127. maddesinin birinci fıkrasında mahallî idareler,
il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları yine kanunda gösterilen
seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileri olarak tarif
edilmiş, ikinci fıkrasında, bunların kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin
yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenleneceği belirtilmiş,
üçüncü fıkrasının son tümcesinde ise "Kanun, büyük yerleşim
merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir" denilmek
suretiyle büyükşehir belediyesi kurulmasına imkân sağlamıştır.
Anayasa'nın bu kuralı gereğince büyükşehir belediyesi kurulması için kanun veya
KHK çıkarılması gerekir. Ancak, büyükşehir belediyesinin kurulduğu yerlerde
daha önceden mevcut bir belediye bulunduğundan buraların kanun veya KHK ile
büyükşehir belediyesine dönüştürüldükleri görülmektedir.
İptal istemine konu düzenlemeye göre büyükşehir belediyesi
sınırları kapsamına alınan belediyelerin nüfuslarına bakılmaksızın tüzel
kişiliği devam edecektir. Oysa fıkranın eski haline göre ilçe belediyesi
olmayıp nüfusu ellibinin altındaki belediyelerin tüzel kişiliklerinin de köyler
gibi kaldırılması öngörülmekteydi. Ancak, ilçe ve belde belediyeleri büyükşehir
belediyesi ilçe veya ilk kademe belediyesine dönüşeceğinden, Büyükşehir
Belediyesi Kanunu kapsamına alınmalarına bağlı olarak görev ve yetkileri
itibariyle geleneksel belediyelerin tâbi olduğu hukuki rejimden ayrılmaları
kaçınılmaz olacaktır. Katılımın köyler bakımından en temel hukuki sonucu ise
tüzel kişiliğin kaybıdır.
Anayasa'nın 123. maddesinin son fıkrasında "Kamu
tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak
kurulur" denilmektedir. Buna göre, kamu tüzelkişi kanunla ya da
kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak idari işlemle kurulabilir. Aynı
şekilde yetki ve usulde paralellik ilkesi uyarınca, bunların kaldırılmaları da
kanunla ya da kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak idari işlemle
mümkündür. Bu bakımdan tüzel kişiliğin kaybı için de ya yasal bir düzenleme
veya yasal düzenlemenin yetki vermesiyle tesis edilen idari bir işleme gerek
bulunmaktadır. Şüphesiz, tüzel kişiliğin kaybı veya hukuki statünün kısmen
değişmesi ile sonuçlanacak yasal düzenlemelerle idari işlemlerin yapılması
sırasında Anayasa'nın diğer kurallarının da göz önünde tutulması, başka bir
anlatımla, bunların kamu yararı amacına aykırı olmaması ve kazanılmış haklara
zarar vermemesi gibi ilkeler de dikkate alınarak gerçekleştirilmesi gerekir.
Büyük yerleşim yerleri için özel bir yönetim birimi olarak
tasarlanan büyükşehir belediyelerinin gerek kuruluşunda, gerekse sınırlarının
genişlemesine bağlı olarak gerçekleşen katılımlarda, daha önce ilçe belediyesi,
belediye veya köy biçimindeki tüzel kişiliklerin kaybı veya bu statülerin
muhafazasıyla birlikte kimi yetki ve görevlerde değişiklik olması kaçınılmazdır.
Aksi hâlde, büyük yerleşim yerlerinin büyükşehir belediyesi olarak örgütlenmesi
mümkün olmayacağı gibi, köy ya da belediye olarak eski hukuki statüleriyle
görev ve yetkilerini aynen muhafaza ederek büyükşehir belediyesine katılımla,
büyükşehir belediyesi kurulmasından beklenen yararın sağlamayacağı açıktır.
Ayrıca, Yasa'nın Geçici 2. maddesinin altıncı fıkrasında, "Büyükşehir
belediye sınırlarına alınan belediyelerin organları büyükşehir belediyesi ilçe
veya ilk kademe belediyesi organları; köy muhtar ve ihtiyar heyeti ise mahalle
muhtar ve ihtiyar heyeti olarak ilk mahalli idareler genel seçimine kadar
görevlerine devam ederler" denilmek suretiyle, katılan yerlerin
seçilmiş organlarının ilk mahalli seçimlere kadar görevlerini sürdürmeleri de
temin edilmiştir. Büyükşehir kurulmasında veya bunların sınırlarının
genişletilmesinde kimi mahalli idarelerin hukuki statülerinin değişmesine veya
kaybına olanak veren düzenlemenin Anayasa'nın 2., 67. ve 127. maddelerine
aykırı bir yönü görülmemiştir. Anayasa'nın 11. maddesi anayasal denetimde
işlevsel olmadığından bu yönde inceleme yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle iptal isteminin reddi gerekir.
B- 5390 Sayılı Kanun'un Geçici Maddesinin
Birinci ve İkinci Fıkraları ile Üçüncü Fıkrasının Birinci ve İkinci
Tümcelerinin İncelenmesi
1- Anlam ve Kapsam
5216 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin
birinci fıkrasında,
"Bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihte; büyükşehir belediye sınırları, İstanbul ve Kocaeli ilinde, il mülki
sınırıdır. Diğer büyükşehir belediyelerinde, mevcut valilik binası merkez kabul
edilmek ve il mülki sınırları içinde kalmak şartıyla, nüfusu birmilyona kadar
olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu birmilyondan ikimilyona
kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı otuz kilometre, nüfusu ikimilyondan fazla
olan büyükşehirlerde yarıçapı elli kilometre olan dairenin sınırı büyükşehir
belediyesinin sınırını oluşturur"
denilmek suretiyle, mevcut büyükşehir
belediyelerinin sınırları yeniden tespit edilmiştir. Buna göre, Yasa'nın
yürürlüğe girdiği 23 Temmuz 2004 tarihi itibariyle İstanbul ve Kocaeli için il
mülkî sınırları bu yerlerdeki büyükşehir belediyelerinin yeni sınırı olarak
belirlenmiş, diğer büyükşehir belediyeleri için de kademeli bir ölçü
getirilmiş; Valilik binası merkez kabul edilmek suretiyle nüfusu bir milyona
kadar olan büyükşehirlerde 20, bir milyondan iki milyona kadar olanlarda 30,
iki milyondan fazla olanlarda ise 50 kilometre yarı çaplı dairenin sınırı o yer
büyükşehir belediyesinin sınırını oluşturacağı ifade edilmiştir. Ancak bu
yöntem il mülkî sınırları içinde geçerlidir.
Adı geçen maddenin ikinci fıkrasında, birinci fıkrada 20, 30 ve 50
km. yarıçapı esas alınarak belirlenen yeni sınırlar içerisindeki ilçelerin
büyükşehir ilçe belediyeleri, beldelerin de büyükşehir ilk kademe belediyeleri
haline geleceği belirtildikten sonra, bu durumdaki belediyeler hakkında
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Belediye Kanunu'nun belediyelerin tüzel
kişiliklerinin kaldırılmasına veya başka bir belediyeye katılmasına ilişkin
hükümlerinin uygulanmayacağı ifade edilmiştir. Burada sözü edilen hükümlerden
katılmaya ilişkin 5216 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 5393 sayılı Yasa'nın
8. maddesinin kastedildiği anlaşılmaktadır.
Yarıçap hesabıyla yapılan bu belirleme sonucunda kimi belediye
veya köylerin bazı kısımlarının büyükşehir belediyesi içerisinde veya dışında
kalması kaçınılmaz olmuştur. Bu sorun kısmen Geçici 2. maddenin dördüncü
fıkrasıyla giderilmeye çalışılmış, büyükşehir belediyesine alınan ilçelerin
mülki sınırları içerisinde kalan belediye ve köyler ile belediyelerin mücavir
alan sınırları içerisindeki köylerin büyükşehir belediyesine katılması yolu
açılmıştır. Ancak, bu düzenlemenin, gerek büyükşehir belediyesine katılım
yönünde tek yanlı olması, gerekse öngörülen altı aylık sürenin kısalığı
nedeniyle katılım konusundaki sorunun tam olarak çözülemediği gerekçesiyle
iptal istemine konu Geçici maddenin yürürlüğe konulduğu anlaşılmaktadır.
İptali istenilen düzenlemelerden birinci ve ikinci fıkralarla,
5216 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesinin birinci fıkrası gereğince büyükşehir
belediyesi kapsamına alınan ilçelerin mülkî sınırları içinde kalan, ancak aynı
fıkrada belirtilen sınırlar dışında olan belediye ve köylerin, bu Kanunun
yayımı tarihinden itibaren iki yıl içinde belediye meclisi veya köy ihtiyar
heyetinin talebi üzerine büyükşehir belediye meclisinin kararı ve İçişleri
Bakanlığının onayı ile başka bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediye sınırları içine alınması,
diğer yandan ise, söz konusu Geçici 2. maddenin birinci fıkrası gereğince,
merkezleri büyükşehir belediyesi sınırları dışında kalan ilçelerin, büyükşehir
belediye sınırları içine giren belediye ve köylerinin, bu Kanunun yayımı tarihinden
itibaren iki yıl içinde belediye meclisi veya mahalle ihtiyar heyetinin kararı
ve büyükşehir belediye meclisinin görüşü üzerine İçişleri Bakanlığı'nın onayı
ile, başka bir işleme gerek kalmaksızın, eski statüleriyle,
büyükşehir belediye sınırları dışına çıkarılabilmesi
sağlanmaktadır.
Geçici maddenin üçüncü fıkrasının iptali istenen
birinci ve ikinci tümcelerinde ise, 5216 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinde,
büyükşehir sınırları içinde kalan orman köylerinin tüzel kişiliğinin devam
edeceği, ancak, ormanlarla ilgili diğer kanun hükümleri saklı kalmak üzere, bu
köylerin imar bakımından büyükşehir belediyesinin mücavir alanı sayılacağı
belirtilmektedir. Bu düzenleme Geçici 2. maddenin üçüncü fıkrasının üçüncü ve
dördüncü tümcelerinin tekrarı niteliğindedir. Fıkranın iptale konu edilmeyen
devamı tümcelerinde ise büyükşehir belediyesi içine alınan orman köylerinin su
ve kanalizasyon hizmetlerini yürütme görev ve yetkisinin ilgili büyükşehir
belediyesine bağlı su ve kanalizasyon idaresine ait olduğu, bu tür hizmetler
karşılığı orman köylerinde yaşayan nüfusa göre genel bütçeden alınacak İller
Bankası payının da ilgili büyükşehir belediyesine aktarılacağı
vurgulanmaktadır.
2- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Dava dilekçesinde, seçimlerden sonra belediye meclisine yeni
katılmaları mümkün hâle getirerek meclisin oluşmuş temsilci sayı ve oranının
değiştirildiği; orman köylerinin imar bakımından büyükşehir belediyesi
mücavir alanı sayılmasıyla buralardaki imar işlemlerin büyükşehir belediyesi
tarafından yapılmasına olanak sağlandığı, bunun da orman sınırlarında daraltma
yapılması sonucunu doğuracağı; diğer köylerin tüzel kişiliği kaldırılmış iken
orman köylerinin tüzel kişiliğinin devam ettirilmesinin eşitliğe aykırı olduğu,
orman köylerinin tüzel kişiliği devam etmekle beraber imar konusunda vesâyet
makamı olmayan büyükşehir belediyesine tâbi kılındıkları ifade edilerek
düzenlemenin Anayasanın 2., 10., 67., 123., 127., 169. ve 170. maddelerine
aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Seçimlerden sonra meclis yapısının değiştirilmesi biçimindeki
iptal gerekçesinin burada incelenen düzenlemelerle doğrudan ilgisinin
bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerek iptal istemine konu bu madde, gerekse atıf
yapılan Geçici 2. madde gereğince gerçekleşen katılmalarda, katılan
belediyelerin büyükşehir belediye meclisinde temsiline dair hüküm
bulunmamaktadır. Temsil konusunun Yasa'nın "büyükşehir belediyesine
katılma" başlıklı 6. maddesi hükümleriyle birlikte değerlendirildiğinde,
yeni sınırlar içerisine dahil olan ilçe, belde veya köylerin hukuki
statülerindeki değişimin yanı sıra, bunların büyükşehir belediye meclislerinde
temsili sorunu da ortaya çıkmaktadır. Temsil konusu Yasa'nın 6. maddesinin
dördüncü fıkrasında, "İlçe ve ilk kademe belediyesi olarak büyükşehir
belediye sınırları içine katılan belediyeler, mevcut belediyelerin temsil
edildiği şekilde büyükşehir belediye meclisinde temsil edilirler" biçiminde
düzenlenmiştir. Buna göre, bu konuda ileri sürülen gerekçelerin doğrudan
Yasa'nın 6. maddesinin dördüncü fıkrasına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bununla
birlikte, Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıllık
sürede büyükşehir belediyesine katılma veya bundan ayrılmaların
doğal sonucu olarak, büyükşehir belediyesinde bunların temsili, ya da ayrılmaya
bağlı olarak büyükşehir belediye meclisinde değişiklik gündeme gelebilir.
Düzenleme ile, büyükşehir belediyesine katılan belediyelere, Yasanın 6. maddesi
çerçevesinde temsil imkanı sağlanmış olacaktır. Bu bakımdan büyükşehir belediye
meclisinin seçimle oluşmuş yapısının değişmesi katılma veya ayrılma dolayısıyla
gerçekleşmektedir.
Anayasa'nın 127. maddesinin birinci fıkrasında mahallî idareler,
il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları yine kanunda gösterilen
seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileri olarak tarif
edilmiş; ikinci fıkrasında, bunların kuruluş ve görevleri ile yetkilerinin
yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenleneceği belirtilmiş;
üçüncü fıkrasının ilk tümcesinde seçimlerinin, 67. maddedeki esaslara göre beş
yılda bir yapılacağı ifade edilirken, son tümcesinde de, "Kanun,
büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir" denilmek
suretiyle büyükşehir belediyesi kurulmasına imkân sağlamıştır.
Anayasanın 67. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında "Vatandaşlar,
kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya
bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma
hakkına sahiptir. Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli,
genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi
altında yapılır" denilmek suretiyle seçimlere ilişkin esaslara yer
verilmiştir.
5216 ve 5390 sayılı Yasalarla getirilen yeni sistemde büyükşehir
belediyesinin sınırlarının idari işlemle genişletilmesi mümkün hale
getirilmiştir. Büyük yerleşim merkezleri için ayrı bir yönetim biçimi
öngörüldüğüne göre, bunların sınırlarının genişlemesine bağlı olarak kimi yerel
yönetimlerin sınırlarında da değişiklik kaçınılmaz olabilir. Anayasa'nın 127.
maddesinin ikinci fıkrasındaki "yerinden yönetim" ilkesiyle üçüncü
fıkrasındaki "özel yönetim biçimi" birlikte değerlendirildiğinde, bu
nitelikte bir genişlemenin anılan maddenin birinci fıkrasındaki "mahallî
müşterek ihtiyaç" kavramından kaynaklandığı sonucuna varılmaktadır.
Mahalli ihtiyacın müştereklik nispetine göre, düzenleme kapsamındaki yerlerin
büyükşehir belediyesine katılması veya bundan ayrılması gerekebilir.
Öte yandan, Yasa'nın Geçici 2. maddesinin altıncı fıkrasında,
"Büyükşehir belediye sınırlarına alınan belediyelerin organları
büyükşehir belediyesi ilçe veya ilk kademe belediyesi organları; köy muhtar ve
ihtiyar heyeti ise mahalle muhtar ve ihtiyar heyeti olarak ilk mahalli idareler
genel seçimine kadar görevlerine devam ederler" denilmek suretiyle,
katılan yerlerin seçilmiş organlarının ilk mahalli seçimlere kadar görevlerini
sürdürmeleri de temin edilmektedir.
Açıklanan nedenlerle iptal istemine konu düzenlemelerin Anayasanın
2., 67., 123. ve 127. maddelerine aykırı bir yönü görülmemiştir.
5216 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemeye göre büyükşehir
belediyesine katılmalarda, katılanın köy olması durumunda bunun tüzel
kişiliğini kaybederek mahalleye dönüşmesi öngörülmüş, ancak orman köyleri bunun
dışında tutulmuştur.
Anayasa'nın 169. maddesinin birinci fıkrasında, "Devlet,
ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar
ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu
yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi
Devlete aittir" denilmiş, müteakip fıkralarda da ormanların
korunmasına dair hükümlere yer verilmiştir. 170. maddesinde ise, "Ormanlar
içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve
bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde
Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden
önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin
değerlendirilmesi; bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar
görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması; orman
içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için
Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsisi
kanunla düzenlenir. Devlet, bu halkın işletme araç ve gereçleriyle diğer
girdilerinin sağlanmasını kolaylaştırıcı tedbirleri alır. Orman içinden
nakledilen köyler halkına ait araziler, devlet ormanı olarak derhal
ağaçlandırılır" denilmiştir.
Böylece Anayasa koyucu, ormanların korunmasıyla bağlantılı olarak
orman köyleri ve köylüsü için özel bir koruma sağlamak suretiyle bu köyleri
diğerlerinden farklı bir konuma getirmiştir. O halde orman köyleri ile bu
statüde olmayan köylerin karşılaştırılarak eşitlik değerlendirmesine tabi
tutulmaları mümkün değildir. Öte yandan, büyükşehir belediyesi sınırları içene
alınan ve imar ve alt yapı hizmetleri açısından bu belediyelerin mücavir
alanına giren orman köyleri hakkındaki düzenlemeden orman köylerinin
sınırlarını daraltma anlamı çıkarılamaz. Ormanların korunması ve sınırlarının
daraltılamaması konusunda, bunların büyükşehir belediyesi içinde veya dışında
kalmasına bakılmaksızın Devlete verilen anayasal görev devam ettiğinden,
düzenlemenin Anayasa'nın 10., 169. ve 170. maddelerine aykırı bir yönü de bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle iptal isteminin
REDDİNE karar verilmesi gerekir.
V- YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI İSTEMİ
2.7.2005 günlü, 5390 sayılı "Büyükşehir Belediyesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un;
1- 1. maddesiyle değiştirilen 10.7.2004 günlü, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 6. maddesinin üçüncü fıkrasına,
2- Geçici maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile
üçüncü fıkrasının birinci ve ikinci tümcelerine,
yönelik iptal istemleri, 25.1.2007 günlü, E. 2005/94, K. 2007/7
sayılı kararla reddedildiğinden, bu fıkra ve tümcelere ilişkin YÜRÜRLÜĞÜNÜN
DURDURULMASI İSTEMİNİN REDDİNE, 25.1.2007 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
VI- SONUÇ
2.7.2005 günlü, 5390 sayılı "Büyükşehir Belediyesi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un;
1- 1. maddesiyle değiştirilen 10.7.2004 günlü, 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 6. maddesinin üçüncü fıkrasının,
2- Geçici maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile üçüncü
fıkrasının birinci ve ikinci tümcelerinin,
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, 25.1.2007
gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Tülay
TUĞCU
|
Başkanvekili
Haşim
KILIÇ
|
Üye
Sacit
ADALI
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Ahmet
AKYALÇIN
|
Üye
Mehmet
ERTEN
|
Üye
A.
Necmi ÖZLER
|
Üye
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Şevket
APALAK
|
Üye
Serruh
KALELİ
|
Üye
Osman
Alifeyyaz PAKSÜT
|