"...
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
“Dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak olan 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 63. maddesine 3946 sayılı Kanunun 13. maddesiyle eklenen 5.
bendinin l. fıkrasının “ . . . eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira . . . ”
sözcüklerinin aşağıda belirtilen gerekçelerle 07. 11. 1982 tarih ve 2709 Kanun
nolu Anayasa'nın “X. Kanun önünde eşitlik” başlıklı l0. maddesinin “Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri
sebeplerle ayırım gözetilmeksizin Kanun önünde eşittir” hükmüne, “XI.
Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü” başlıklı 11. maddesinin, “Kanunlar
Anayasa'ya aykırı olamaz” hükmüne, aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
08.02.1994 gün ve 8306 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren ve 3239 sayılı Kanunun 82. maddesiyle adı Vergi İadesi Hakkında
Kanun olarak değiştirilen 2978 sayılı Ücretlilere Vergi İadesi Hakkında Kanunun
27.02.1985 tarih ve 3158 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 1. maddesinde;
“Tam mükellefiyete tabi olup ücret geliri elde edenler; emekli, dul ve yetim
maaşı alanlar ile bunların eş ve çocukları ve bakmakla yükümlü oldukları
kimselerin; (gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ile
kurumlar vergisi mükelleflerinden muaf tutulmuşlar dahil ) her bir vesika
tutarının 1.000.- liradan az olmadığının tevsik edilmesi kaydıyla aşağıda
belirtilen mal ve hizmet alımları vergi iadesine tabi tutulur.
(a) Dayanıklı tüketim malları alımları, (b) yiyecek, içecek
giderleri ( sigara ve alkollü içkiler hariç ), (c) ikamet edilen konuta ait
yakacak giderleri, (d) giyim giderleri, (e) sosyal güvenlik kurumları veya
işverenler tarafından karşılanmayan sağlık giderleri, (f) eğitim ve öğretim,
anaokulu, kreş giderleri, (g) vekalet ücretleri,
Yukarıda sayılan mal ve hizmet alımları fatura, serbest
meslek makbuzu, fatura yerine geçen işletme vergisine ait perakende satış
vesikası, kamu idare ve müesseseleri tarafından verilen belgeler ve birden
fazla bağımsız bölümü muhtevi binalarda münhasıran ortak yakacak giderlerinden
müstakil birim başına isabet eden gideri gösteren belgelerle tevsik edilir.
Vergi iadesi konusuna giren mal ve hizmet çeşitlerini
tespit etmeye, bunların kapsamını genişletmeye ve daraltmaya, birinci fıkrada
sayılanlar dışında kalan tam mükellefleri kanun kapsamına almaya ve kapsam
dışına çıkarmaya, iade usul ve esaslarını belirlemeye Bakanlar Kurulu
yetkilidir. ” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 27.02.1985 tarih ye 3158 sayılı Kanun ile
düzenlenen l. maddesinin 1. fıkrası da; “Tam mükellefiyete tabi olup ücret
geliri elde edenler, emekli, maluliyet, dul ve yetim maaşı alanlar ile bunların
eş ve çocuklarıbakmakla yükümlü oldukları kimselerin; kamu idare ve
müesseseleri, gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri ve
kurumlar vergisi mükelleflerinden (Kurumlar Vergisi Kanununun 7. maddesi ile
vergiden muaf tutulmuş kurumlar dahil) aşağıda yazılı mal ve hizmet alımları
vergi iadesine tabi tutulur” şeklinde düzenlenmiştir.
11.12.1985 tarih ve 18955 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
3239 sayılı Kanunun 83. maddesiyle 2978 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1.
fıkrası; Tam mükellefiyete tabi olup, ücret geliri elde edenler, ticari, zirai
(küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil) veya mesleki kazançları
nedeniyle gelir vergisine tabi olan mükellefler, emekli, maluliyet, dul ve
yetim maaşı alanlar ile bunların eş, çocuk ve bakmakla yükümlü oldukları
kimselerin; kamu idare ve müesseseleri, gerçek usulde vergilendirilen gelir
vergisi mükellefleri ve kurumlar vergisi mükelleflerinden (Kurumlar Vergisi
Kanununun 7. maddesi ile vergiden muaf tutulmuş kurumlar dahil) aşağıda yazılı
mal ve hizmet alımları vergi iadesine tabi tutulur.” olarak değişmiştir.
2.2.1984 tarihli ve 2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında
Kanunun 1. maddesinin son fıkrası 30.12.1993 tarih ve 21804 mükerrer sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan 3946 sayılı Kanunun 37. maddesiyle “Vergi iadesinden
yararlanacak olanlar ile vergi iadesine tabi tutulacak mal ve hizmet alımlarını
yukarıda belirtilenlerle sınırlı olmaksızın tespit etmeye, kapsama almaya veya
kapsam dışına çıkarmaya, vergi iade usul ve esaslarını belirlemeye Bakanlar
Kurulu yetkilidir. ” şeklinde değiştirilmiştir.
Bakanlar Kurulu 3946 sayılı Kanunla verilen
yetkiye dayanarak 05.04.994 tarih ve 21896 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
01.04.1994 tarihli ve 94/5372 sayılı kararnamenin eki Karar'da da bu konuda
yeni düzenlemeler getirilmiştir:
Madde l- Vergi iadesinden yararlanacak olanlar aşağıda
belirtilmiştir, (a) Emekli, maluliyet, dul ve yetim maaşı alanlar, (b) Emekli
aylığı almaya hak kazanmış olanlardan emekli olmadan veya emekli aylığı almakta
iken vefat edenlerin aylık bağlanan ana ve babaları, (c) Vatani hizmet tertibinden
aylık alanlar, (d) 2913 sayılı Dünya Olimpiyat ve Avrupa Şampiyonluğu Kazanmış
Sporculara ve Bunların Ailelerine Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine
göre aylık alanlar, (f) 2022 sayılı Kanun hükümleri uyarınca aylık alan 65
yaşını doldurmuş, muhtaç, güçsüz, kimsesiz ve sakat Türk vatandaşları, (g) 1005
sayılı Kanuna göre İstiklal Madalyası aylığı alanlar,
Yukarıda belirtilenlerin eş, çocuk ve bakmakla yükümlü
oldukları kimselerin, mal ve hizmet alımları, vergi iadesine tabi tutulur.
Madde 2 - Aşağıda yazılı kimseler vergi iadesi kapsamından
çıkarılmıştır.
(a) Tam mükellefiyete tabi olup, ücret geliri
elde edenler, ticari, zirai (küçük çiftçi muaflığından yararlananlar dahil)
veya mesleki kazançları nedeniyle gelir vergisine tabi olan mükellefler.
(b) Bir işyeri açmaksızın gezici olarak milli piyango
bileti satanlar (seyyar bayiler) Bakanlar Kurulunun 01.04.1994 tarih ve 94/5372
sayılı kararı ile vergi iadesi hakkından yararlanmaları sona erdirilen ücret
geliri ile geçinen kişilere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 3946 sayılı
Kanunun 13. maddesiyle eklenen 5. bent hükmü ile özel gider indirimi adıyla;
mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve
kira harcamalarının bir kısmının safı ücretin tespitinde indirilmesi esası
getirilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesine 3946
sayılı Kanunun 13. maddesiyle eklenen 5. bendinde de; mükellefin kendisi, eşi
ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının
yıllık toplam tutarının, 1/3'ünün işveren tarafından verilen para ve ayınlarla
sağlanan menfaatler toplamından indirilmesiyle ücretin gerçeksafi değerinin
bulunacağı,
Şu kadar ki indirim konusu harcamaların Türkiye'de
yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel
kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin işverene
verilmesinin şart olduğu, bu suretle hesaplanan indirim tutarının, harcamanın
yapıldığı yıla ait ücretin yıllık vergi matrahının % 35'ini geçemeyeceği
(94/5371 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile % 23 Yürürlük; 01.04.1994) Bu
indirimde dikkate alınmak suretiyle hesaplanan vergi ile mükellefin o yıl
içinde tevkif suretiyle ödediği vergi tutarı arasındaki farkın ücretlinin
ertesi yılda ödeyeceği gelir vergisinden mahsup edileceği veya işverenler
aracılığı ile kendisine nakten iade edileceği, Bakanlar Kurulunun bu bentte yer
alan % 35 nispetini sıfıra kadar indirmeye kanuni oranına kadar artırmaya veya
harcama konuları, harcama ve ücret tutarları itibariyle farklı oranlar tespit
etmeye yetkili olduğu, ücretlilerin harcama belgelerinin işverene ibrazı,
beyanı ve verginin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya
mahsuben yaptırmaya, bu uygulamanın usul ve esaslarını tayin ve tespite Maliye
Bakanlığının yetkili olduğu...” kuralına yer verilmiştir.
Tam mükellefiyete tabi olup ücret geliri elde edenlerin
fatura, serbest meslek makbuzu, fatura yerine geçen işletme vergisine ait
perakende satış vesikası, kamu idare ve müesseseleri tarafından verilen
belgeler ve birden fazla bağımsız bölümü muhtevi binalarda münhasıran ortak
yakacak giderlerinden müstakil birim başına isabet eden gideri gösteren
belgelerle tevsik edilen mal ve hizmet alımları yaptığı harcamalardan yapılan
harcama miktarlarına bağlı olarak değişkenlik gösteren oranlarda vergi iadesi
alabilmelerine olanak sağlayan 2978 sayılı Ücretlilere Vergi İadesi Hakkında
Kanunun yukarıda yer verilen 1. maddesinin 1. fıkrası 08.02.1994 tarih ve 18306
sayılı Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra birçok kez değişikliğe uğramış ve
en son yukarıda yer verilen 3946 sayılı Kanunun 37. maddesiyle de 1. maddenin
son fıkrasında yapılan değişiklikle Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye istinaden
Bakanlar Kurulunun 01.04.1994 tarihli ve 94/5372 sayılı kararı ile tam
mükellefiyete tabi olup, ücret geliri elde edenlerin vergi iadesinde
yararlanmaları uygulanması sona erdirilmiştir.
Ücret geliri elde edenlerin vergi iadesinden yararlanma
hakları yerine 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun, 63. madde birinci fıkrasına
3946 sayılı Kanunla eklenen 5 numaralı bent hükmü ile getirilen özel gider
indiriminin vergisel olarak iki anlamı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi özel
gider indirimi yalnızca ücret gelirleri için öngörülmüş olduğundan ayırma
kuramının bir uygulaması niteliğinde olmasıdır. İkincisi ise, Vergi İadesi
Hakkında Kanunun amacı ile paralellik gösteren belge düzenine yerleşmesine
sağlayacağı katkıdır.
Özel gider indiriminden yararlanabilecek ücretlilerin
kimler olduğu da yine 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 61 . maddesinde yer
almıştır.
1- 657 sayılı Kanuna tabi Devlet memurları,
2- 1475 sayılı İş Kanuna tabi işçiler,
3- Banka çalışanları,
4- İstisna dışında kalan emekli, maluliyet, dul ve yetim
aylıkları,
5- Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler
karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatler,
6- Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve
belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan
daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara
benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para,
ayın ve menfaatler,
7- Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle
tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve
menfaatler,
8- Bilirkişilere, resmi arabuluculara, eksperlere, spor
hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para,
ayın ve menfaatler,
9- Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan
ödemeler ve sağlanan menfaatlerdir.
Özel Gider İndirimine Konu Olacak Harcamalar:
(a) Eğitim Giderleri :
Eğitim öğretim kurumları ile ana okulu, kreş ve
dershanelere eğitim amacıyla yapılan ödemeler ile kurs ücretleri, kitap ve
kırtasiye alımı için yapılan harcamalar bu gruptadır. 176 seri numaralı Gelir
Vergisi Genel Tebliğinde okullara ve okullara gidiş - geliş hizmeti veren
mükelleflere ödenen taşıma ücretleri (servis ücretleri)de eğitim giderinin bir
unsuru olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Maliye Bakanlığının 24.03.1997 gün ve
42/4214 - 262/12061 sayılı genelgesi ile üniversiteye hazırlık dergileri de
eğitim gideri olarak kabul edilmiştir.
(b) Sağlık Giderleri:
Ücretlilerin yaptığı ilaç masrafı, sağlık malzemesi ve
hastane giderleri ile muayene, tahlil, ameliyat, fizik tedavi ve diş protez
ücretleri, gözlük ve lens alımları gibi harcamalardır.
(c) Gıda Giderleri:
Her türlü yiyecek ve içecek için yapılan harcamalardır. 176
sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, evlerde beslenen kuş, kedi ve köpek gibi
hayvanlarla diğer hayvanların tüketimi için alınan yem, mama ve sair gıda maddeleri
harcamaları ile sigara, alkollü içkiler ve biranın özel gider indirimi dışında
olduğu açıklanmıştır.
(d) Giyim Giderleri:
Kumaş, elbise, gömlek, pantolon, ayakkabı, şapka, iç
çamaşırı, çorap, kemer gibi giyime ilişkin her türlü malların satın alınması
için yapılan harcamalar ile bunların dikim, onarım gibi harcamaları bu grupta
yer alan giderlerdir.
(e) Kira Giderleri :
176 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan
açıklamada, kira giderlerinin ikamet edilen konut için yapılan kira ödemesinin
tamamı olduğu belirtilmiştir. Genel Tebliğden kiralık olarak birden fazla
konutun kullanılması durumunda uygulamanın nasıl olacağı konusunda bir açıklama
yapılmamıştır. Ayrıca, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından tahsis
edilen lojmanlara ilişkin olarak yapılan kira ödemelerinin bu mükellefler
tarafından fatura edilmesi durumunda da, bu faturalarda yer alan kiralar özel
gider indirimine konu olur.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesine 5 numaralı
bendi ekleyen 12. maddenin de yer aldığı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 1318 sayılı Finansman Kanunu, 197
sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, 3505 sayılı Kanun ve 2978 sayılı Vergi
İadesi Hakkında Kanunda Değişiklikler Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
Genel Gerekçesinde; “Çağdaş vergi sistemlerinin en önemli özelliği, ekonomik ve
sosyal gelişmeleri izleyebilmesi ve öngörülen ekonomik ve sosyal hedeflerin
gerçekleştirilmesinde etkin bir rol oynamasıdır.
Öte yandan, kamu harcamalarının karşılanmasında verginin en
sağlam kaynak olduğu da bilinmektedir. Bu bakımdan, enflasyonist eğilimleri
bünyesinde barındıran ekonomilerde kamu harcamalarının vergi gelirleri ile
karşılanması imkanlarının araştırılması bir zorunluluk olmaktadır.
Belirtilen ekonomik, sosyal ve mali amaçlarla vergi
yasalarında zaman zaman bazı düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz hale
gelmektedir.
Nitekim, ülkemizde yaşanan ekonomik, mali ve sosyal
gelişmelere paralel olarak vergi sisteminin daha adil hale getirilmesi, belge
düzeninin daha iyi şekilde işler hale getirilmesi, vergileme de etkinliğin
sağlanması yönünde gerekli düzenlemelerin yapılması zorunluluk haline
gelmiştir.
Vergi konusunda yapılacak düzenlemede “adalet” kavramına
sadık kalınmasının, uygulamadaki başarı şansını artıracağı muhakkaktır.
Toplumun tüm kesimlerinin aynı uygulamaya tabi tutulması ve kazanılan
gelirlerin kaynakları ne olursa olsun benzer şekilde vergilendirilmesi ödeme
gücü ilkesinin de bir sonucudur. Bu cümleden olarak, adil vergi sistemi, vergi
vermeyenleri vergi verir hale getiren, beyanname verenleri de yakından izleyen
ve denetleyen unsurlarla donatılmış olan sistemdir. Adil vergi sistemi, tüm
gelir unsurlarını toplayıp bunların üzerinden vergilendiren sistemdir. Adil
vergi sistemi, götürü usulde vergilendirmeyi sınırlayan, gerçek usulde
vergilendirmeyi teşvik eden sistemdir. Adil vergi sistemi, istisna ve
muafiyetleri en aza indiren, zorunlu haller dışında istisna ve muafiyet
hükümlerini taşımayan sistemdir. Adil vergi sistemi, tahakkuk eden vergilerin
tamamının tahsiline imkan veren, vergisini zamanında, eksiksiz ödemeyenleri
ödemeye zorlayan, cezalandıran sistemdir. Adil vergi sistemi, makul vergi
oranlarını uygulayan, mükellefleri vergi ödememeye zorlamayan sistemdir.
Bu tasarı ile vergi hukukunun temelini teşkil eden
“vergilerin yasallığı” ilkesi ön planda tutularak, vergi sistemindeki
aksaklıkların giderilmesi, sistem bütünlüğü içerisinde uyumun sağlanması,
anlaşılabilir ve uygulanabilir bir yapıya kavuşturulması ve öngörülen ekonomik,
mali, sosyal hedeflerin gerçekleştirilmesinde etkinlik sağlanması
amaçlanmaktadır. ” belirtilmiştir.
Tasarının 12. maddesinin gerekçesinde de; “ Maddeye yeni
eklenen 5 numaralı bent ile ücretlilerin bazı harcamalarının belirli bir
oranını safi ücretlerinin tespitinde gider olarak indirebilmeleri imkanı
getirilmektedir. Böylece bir yandan ücretliler üzerindeki vergi yükünün
hafifletilmesi, diğer yandan fatura, yazar kasa fişi vb. belgelerin ücretliler
tarafından alımını teşvik yoluyla kayıt ve belge düzeninin sağlanması
amaçlanmaktadır. Söz konusu harcamaların indirim konusu yapılabilmesi için,
harcamaların Türkiye'de yapılması ve gelir ve kurumlar vergisi mükellefiyeti
bulunan kişi veya kurumlardan alınan belgelerle tevsik edilmesi ve bu
belgelerin işverene verilmesi gerekmektedir. Vergiden muaf olan kurumlardan
satın alınan mal ve hizmetlere ilişkin harcamalar ile yurt dışında yapılan
harcamalar indirim konusu yapılmayacaktır. Ayrıca hangi harcamaların ne oranda
indirimden yararlanacağına, indirim konusu yapılacak harcamaların oranını
artırma veya indirmeye ilişkin olarak Bakanlar Kuruluna yetki verilmektedir.
Diğer taraftan, ücretlilerin harcama belgelerinin işverene
ibrazına ilişkin sürelerin tespiti, iadenin nakden veya mahsuben yaptırılması,
bu uygulamanın usul ve esaslarının tayin ve tespiti hususunda Maliye
Bakanlığına yetki verilmektedir.” denilmektedir.
Tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe
Komisyonunda görüşülmesinden sonra düzenlenen 15. 12.1993 tarihli raporda da;
“...Ülkemizde yaşanan ekonomik, mali ve sosyal gelişmelere paralel olarak vergi
sisteminin daha adil hale getirilmesi, vergi tabanının yaygınlaştırılması,
vergi sisteminin basitleştirilmesi, belge düzeninin daha iyi şekilde işler hale
getirilmesi, vergilemede etkinliğin sağlanması yönünde gerekli düzenlemelerin
yapılmasının zorunluluk haline geldiği...” açıklamasına yer verilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Plan ve Bütçe Komisyonu
üyelerinden vergi yasa tasarısı üzerinde karşı oy kullanan üyelerden dördünün
ücretlilere vergi iadesinden yararlanma haklarının kaldırılarak özel gider
indirimi düzenlemesinin yasalaşması halinde yaşanılacak olumsuzluklar konusunda
karşıt oy yazılarında aşağıda sıralanan görüşlere yer verilmiştir:
- Vergi iadesinin kaldırılmasının çalışanların ek
mağduriyetine neden olacağı,
- Dar gelirli gruplara kaldırılan vergi iadesinin ay
sonunda çok faydalı bir ek gelir teşkil ettiği, ücretlilerin alış verişlerinde
aldıkları belgelerden dolayı endirekt vergi müfettişliği yaptıkları, böylelikle
vergi denetiminin düşmesi dolayısıyla vergi gelirlerinin de düşeceği,
- Dar gelirlinin geçimine aylık ortalama % 7 ek katkı
sağlayan vergi iadesinin kaldırılmaması gerektiği, belgelerin verilmesine
karşılık ödemenin nakit yapılabileceği gibi yıl sonunda bir defada
yapılabileceği yönündeki düzenlemenin enflasyon nedeniyle beklenen yararı
sağlamayacağı, belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 63. maddesine 3946 sayılı
Kanunun 13. maddesiyle Eklenen 5. Bendinin 1. Fıkrası Hükmünde Yer Alan,
“...Eğitim, Sağlık, Gıda, Giyim ve Kira...” sözcüklerinin Anayasa'ya Aykırılık
Yönünden Değerlendirilmesi:
Anayasa Mahkemesinin 07.06.1999 gün ve E:1999/10, K:1999/22
sayılı kararında, “Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir.
Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalarca aynı işleme
bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere yasa karşısında ayırım yapılmasını ve
ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle aynı durumda bulunan kimi kişi ve
topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi
yasaklanmıştır. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar
için değişik kuralları gerekli kılabilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı
hukuksal durumlar ayrı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın öngördüğü eşitlik
ilkesi çiğnenmiş olmaz. Nitelikleri ve durumları özdeş olanla için yasalarla
değişik kurallar konulamaz” şeklinde tanımlanan ve Anayasa'nın 10. maddesinde,
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep
ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir.” hükmü olarak
düzenlenen “Yasa önünde eşitlik ilkesine” aykırı olarak, 2978 sayılı Vergi
İadesi Hakkında Kanun kapsamında daha önce bir sosyal güvenlik kurumundan
emekli aylığı alan kişilerle birlikte vergi iadesi hakkından faydalanan
ücretlilerin 3946 sayılı Kanunla Bakanlar Kurulu'na verilen yetkiyle, vergi
iadesi hakkından faydalananlar kapsamından çıkarılarak özel gider indirimi
esası kapsamına alınmalarıyla, emekli aylığı alanların yaptıkları harcamalar
sonucunda adlarına düzenlenen belgelere göre ücretliler açısından daha dar
kapsamda belirlenen belgelerle (gıda, giyim, kira, eğitim ve sağlık)
yapacakları harcamaları tevsik edebilmeleri ve işverene bu belgeleri vererek
özel gider indiriminden yararlanma konusunda belli harcamaların ücretliler
yönünden özel gider indirimi kapsamında bulunmaması sonucunu doğuracak şekilde
yapılan düzenleme; sosyal güvenlik kurumundan alınan aylık ya da bir işverenden
alınan ücret şeklinde gelir elde edilmiş olmasının sonuçta farklı bir uygulama
olmadığının açık olması karşısında, belli bir gelirle bir aylık harcamalarını yaparak
geçimlerini sağlama hususunda temel olarak aynı hukuksal durumda bulunan
kişilere ayrı kurallar getirilmiş olmaktadır.
Getirilen düzenleme ile dayanıklı tüketim malları alımları,
ulaştırma giderleri, vekalet ücretleri, anaokulu ve kreş giderlerinin
ücretlilerin tevsik edebilecekleri belgelere karşılık özel gider indiriminden
yararlandırılmaması, ancak; ücretliler ile aldıkları aylık ve elde ettikleri
gelir yönünden aynı hukuksal durumda olmaları dolayısıyla aynı kurallara tabi
tutulmaları gereken emekli maaşı alan kişilerin ise yukarıda sıralanan harcama
grupları doğrultusunda yaptıkları harcamalar sırasında aldıkları belgeler ile
2978 sayılı Vergi İadesi Hakkında Kanun hükümlerine göre her ay vergi iadesi
almaya devam etmektedir.
Özel gider indirimi ile ilgili düzenlemenin de yer aldığı
ve yukarıda yer verilen bazı vergi kanunlarında yapılacak değişikliklere
ilişkin tasarının genel gerekçesinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu ve madde ile ilgili gerekçede, belge düzeninin
yerleştirilmesinin temel amaç olduğu vurgulanarak getirilecek düzenlemenin
gerekçesi ortaya konulmuş ise de; aynı hukuksal durumda olanların aynı
kurallara tabi olmaları dolayısıyla “kanun önünde eşitlik” ilkesine ve Yasanın
düzenlenmesindeki gerekçeye aykırı olarak vergi denetimlerinin toplam
mükelleflerin % 1-2'si düzeyinde gerçekleştirilebildiği, yıllık vergi
istatistiklerine göre; yıllık serbest meslek kazançları bildirimlerinden belge
düzenlemesinin tam olarak yerleştiği noterlerin diğer serbest meslek gruplarına
göre (diş hekimi, avukat, doktor, kuyumcu v.b.) 20 kat daha fazla yıllık kazanç
bildiriminde bulundukları göz önüne alındığında, bir kısım mükelleflerin belge
talebinde bulunmayan kimselere yapacakları mal ve hizmet sunumunda belge düzenlememek
suretiyle aynı hukuksal durumda bulundukları diğer mükelleflere nazaran vergi
yükünden gerçekte olması gerekenden daha az pay almaları sonucu doğuracağı açık
olan bu düzenleme dolayısıyla ücretlilerin daha dar kapsamda tevsik
edebilecekleri belgelerle özel gider indiriminden yararlanabilmeleri
düzenlenmiştir.
Ücretlilere Vergi İadesi Hakkında Kanunun yürürlükte olduğu
ilk dönemlerde lüks tüketim malları hariç yaptıkları harcamaları belgelendirmek
suretiyle ay sonunda ücretlerine ek olarak % 6-7 oranında vergi iadesi alan
ücretlilerin, yıllık net ücretlerinin çok küçük bir oranına denk gelen bir
oranla özel gider indiriminden yararlanabilmeleri şeklinde yapılan düzenlemeyle
bu hakları kısıtlandığı gibi, harcama grupları yönünden de aynı hukuksal durumda
bulunan kişilerden belli bir grupta olanlara tevsik edebilecekleri belgeler
yönünden (... eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira...) sözcükleri ile getirilen
kısıtlamanın “Kanun önünde eşitlik” ilkesinin yer aldığı Anayasa'nın 10.
maddesine aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Anayasa'nın l0. maddesine aykırı olduğu kanaatine varılan
düzenlemenin dolayısıyla kanunların Anayasa'ya aykırı olamayacağı kuralının
düzenlendiği Anayasa'nın 11. maddesine de aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Anayasanın 152. ve bir davaya
bakmakta olan mahkemenin, o dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun Anayasa'ya
aykırı olduğu kanısına götüren görüşünü açıklayan kararı ile Anayasa
Mahkemesine başvurması gerektiğini düzenleyen 2949 sayılı Kanunun 28. maddesinin
2. fıkrası gereğince 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63. maddesine 3946
sayılı Kanunun 13. maddesiyle eklenen 5. bendinin 1. fıkrasında yer alan “...
eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira...” sözcüklerinin iptali için Anayasa
Mahkemesine başvurulmasına, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara
kadar davanın geri bırakılmasına, kararla birlikte dosyada bulunan belgelerin
onaylı birer örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine,
05.07.2001 gününde karar verildi. ”"