ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2002/79
Karar Sayısı : 2003/29
Karar Günü : 9.4.2003
Resmi Gazete tarih/sayı: 25.12.2003/25327
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR :
1- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/79)
2- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/80)
3- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/81)
4- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/82)
5- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/83)
6- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/84)
7- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/85)
8- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/86)
9- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/87)
10- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/88)
11- Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/89)
12- Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/134)
13- Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/135)
14- Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/136)
15- Tarsus 2. Asliye Hukuk Mahkemesi(Esas: 2002/137)
İTİRAZLARIN KONUSU : 4.11.1983 günlü, 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı Yasa ile değiştirilen 11. maddesinin
birinci fıkrasının (h) bendi ile 15. maddesinin son fıkrasının Anayasa'nın 2.,
13., 35., 40. ve 46. maddelerine aykırılığı savı ile iptali istemidir.
I- OLAY
Tarsus Belediye Başkanlığı'nın kamulaştırma bedelinin tesbiti ve
adına tescili için açtığı davalarda, 2942 sayılı Kanun'un 4650 sayılı Yasa ile
değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 15. maddesinin son
fıkrasının Anayasa'ya aykırılığı savının ciddî olduğu kanısına varan mahkemeler
iptali için başvurmuşlardır.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları
1- 4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650
sayılı Yasa ile değiştirilen itiraz konusu (h) bendini de içeren 11. maddesi
şöyledir:
"Madde 11.- 15 inci madde uyarınca
oluşturulacak bilirkişi kurulu, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın
bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de
dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın;
a) Cins ve nevini,
b) Yüzölçümünü,
c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her
unsurun ayrı ayrı değerini,
d) Varsa vergi beyanını,
e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet
takdirlerini,
f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki
mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net
gelirini.
g) Arsalarda, kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan
emsal satışlara göre satış değerini,
h) Yapılarda, kamulaştırma tarihindeki resmi birim fiyatları ve
yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını,
ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri,
Esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların
cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate
alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın
değerini tespit ederler.
Taşınmaz malın değerinin tespitinde, kamulaştırmayı gerektiren
imar ve hizmet teşebbüsünün sebep olacağı değer artışları ile ilerisi için
düşünülen kullanma şekillerine göre getireceği kâr dikkate alınmaz.
Kamulaştırma yoluyla irtifak hakkı tesisinde, bu kamulaştırma
sebebiyle taşınmaz mal veya kaynakta meydana gelecek kıymet düşüklüğü
gerekçeleriyle belertilir. Bu kıymet düşüklüğü kamulaştırma bedelidir."
2- 4.11.1983 günlü 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı
Yasa ile değiştirilen itiraz konusu son fıkrayı da içeren 15. maddesi şöyledir:
"Madde 15.- Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliğine bağlı ihtisas odalarının her biri tarafından, üyelerinin
oturdukları yeri göz önünde bulundurarak her il için onbeş ila yirmibeş, ayrıca
il merkezleri için il, ilçeler için ilçe idare kurullarınca bu bölgelerde
oturan ve mühendis veya mimar olan taşınmaz mal sahipleri arasından on beş
bilirkişi her yıl Ocak ayının ilk haftasında seçilerek isim ve adreslerini
bildiren listeler valiliklere verilir. Bilirkişi olarak görev yapacakların
nitelikleri ve çalışma esasları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin
görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığının
birlikte hazırlayacakları bir yönetmelikle belirlenir.
Valilikçe onanan listelerden, odalar tarafından seçilenler il
merkezi ve ilçelerdeki asliye hukuk mahkemelerine, idare kurulları tarafından
seçilenler de seçildikleri yerin asliye hukuk mahkemelerine bildirilir.
Süresi bitenler tekrar seçilebilir.
Bilirkişi kurulu; kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve
niteliğine göre, üçü odalar listesinden, ikisi de idare kurulu listesinden
seçilmek suretiyle beş kişiden oluşur.
Kamulaştırılan taşınmaz malın üstün niteliği göz önüne alınarak,
bilirkişilerden üçü aynı uzmanlık kolundan seçilebilir.
Kamulaştırmayı yapan idarede görevli olanlar, kamulaştırılan
taşınmaz malın sahipleri ve bunların usul ve füruu, karı-koca, üçüncü derece
dahil, kan ve sıhri hısımları ve mal sahipleri ile menfaat ortaklığı olanlar
bilirkişi seçilemezler.
İhtisas odalarının liste veremediği veya verilen listelerden fiili
ve hukuki sebeplerle bilirkişi seçiminin imkansız olduğu il ve ilçelerde,
kamulaştırılan taşınmaz malın cins ve özelliğine göre, Bayındırlık ve İskan,
Tarım ve Köyişleri ve Orman Bakanlıklarının taşra birimleri ile diğer resmi
daire ve kurumlardan alınacak fen adamları ile bilirkişi kurulu tamamlanır.
Bunların da bulunmadığı veya fiili veya hukuki sebeplerle bilirkişi seçimlerine
imkan olmadığı takdirde, komşu illerin oda listelerinden, yoksa bu fıkrada
belirtilen resmi daire ve kurumlardan alınacak fen adamları ile kurul
tamamlanır.
Mahkemelere gönderilen listelerde yazılı olanlar ve yukarıdaki
fıkrada gösterilen kimseler arasından taraflar bilirkişi seçmekte
anlaşamadıkları takdirde bilirkişiler hakim tarafından resen seçilir.
Hakim, bilirkişilere yemin ettirir.
Bilirkişi kurulu, taşınmaz malın değerini 11 ve 12 nci Madde ler
hükümlerine göre tayin ve takdir ederek, gerekçeli raporunu onbeş gün içinde
mahkemeye verir.
Bilirkişilerce yapılan değer tespitinde, idarece belgelerin
mahkemeye verildiği gün esas tutulur."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz başvurularında, Anayasa'nın 2., 13., 35., 40.
ve 46. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince birleştirilen
dosyaların değişik tarihlerde yapılan ilk inceleme toplantıları sonunda,
dosyalarda eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine karar
verilmiştir.
V- BİRLEŞTİRME KARARI
Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali
HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Enis
TUNGA ve Mehmet ERTEN'in katılmalarıyla yapılan esas inceleme toplantısında;
4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı
Yasa ile değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ile 15.
maddesinin son fıkrasının iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusuna ilişkin
dava dosyalarının aralarındaki hukukî irtibat nedeniyle konusu aynı olan
2002/80 , 2002/81, 2002/82, 2002/83, 2002/84, 2002/85, 2002/86, 2002/87,
2002/88, 2002/89, 2002/134, 2002/135, 2002/136, 2002/137 esas sayılı dava
dosyalarının 2002/79 esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
esaslarının kapatılmasına, esas incelemenin 2002/79 esas sayılı dosya üzerinden
yürütülmesine, 9.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin raporlar, itiraz
konusu yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve
diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Yasa'nın 11. Maddesinin Birinci Fıkrasının (h) Bendinin
İncelenmesi
Başvuru kararında, Anayasa'nın 46. maddesi kamulaştırmanın gerçek
karşılığın peşin ödenmek şartı ile yapılabileceğini belirtmesine rağmen, 2942
sayılı Kanun'un 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki düzenleme
uyarınca yapılacak değer tesbitinde, yılın son günü açılan davalarda davanın
açıldığı tarih esas alınarak değerlendirme yapılacağından, mülkiyet hakkı
sahibinin bir yıllık fiyat farkından mahrum kalarak zarara uğrayacağı, böylece
gerçek karşılığa ulaşılamayacağı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın,
Anayasa'nın 2., 13., 35., 40. ve 46. maddelerine aykırı olduğu ileri
sürülmektedir.
İtiraz konusu 2942 sayılı Yasa'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik
11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde, kamulaştırılacak taşınmazın
üzerinde yapı olması halinde, kamulaştırma bedelinin tespiti için
bilirkişilerce yapılacak hesaplamalarda Bayındırlık Bakanlığı'nca
kamulaştırmanın yapıldığı yıl için hazırlanmış olan resmî birim fiyatları, yapı
maliyet hesapları ve yıpranma payının esas tutulması öngörülmektedir.
Anayasa'nın 46. maddesinin 3.10.2001 günlü, 4709 sayılı Yasa ile
değiştirilmeden önceki metninde, kamulaştırma bedelinin tesbitinde diğer
unsurların yanısıra "kamulaştırma tarihindeki resmî makamlarca yapılmış
kıymet takdirleri" esas alındığı halde, yapılan değişiklikle "gerçek
karşılık" esası benimsenmiştir. Buna göre, kamulaştırma bedeli olarak
Anayasa'da öngörülen miktar "gerçek karşılık" olduğundan, bedele dair
yasa ile yapılan düzenlemenin bu miktara ulaşmaya elverişli olması gerekir.
İdarenin, malikin rızasına gerek olmaksızın yapabileceği bir işlem
olan kamulaştırmada, itiraz konusu kural uyarınca kamulaştırma bedelinin
saptanmasında kamulaştırma tarihinin esas alınması, idarenin mahkemeden
kamulaştırma bedelinin tespitini istediği süreye kadar geçecek zamanın belirsiz
ve uzun olabilmesi nedeniyle gerçek karşılığa ulaşmayı engelleyebilecektir.
Ayrıca, kamulaştırma tarihinin esas alınması sözkonusu sürelerin farklı olması
nedeniyle aynı konumdaki kişilere farklı karşılıklar ödenmesi sonucunu da
doğurabilecektir.
Bu nedenlerle itiraz konusu kuralda benimsenen hesaplama yöntemi
değil, fakat, bedelin tespitine esas alınacak "kamulaştırma tarihi"
ibaresi Anayasa'nın 46. maddesine aykırıdır.
Öte yandan, Anayasa'nın 35. maddesinde "Herkes, mülkiyet ve
miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı
olmaz." denilmektedir.
Kamulaştırma, malikin rızası olmaksızın, Devletin, kamu yararına
özel mülkiyeti sona erdirdiği bir işlemdir. Bu durum gözetilerek, malikin
mülkiyet hakkının zedelenmemesi için Anayasa'nın 46. maddesinde gerçek karşılık
esası benimsenmiştir.
Belirtilen nedenle gerçek karşılığa ulaşmayı engelleyen
düzenlemelerin Anayasa'nın 35. maddesinde yer alan mülkiyet hakkını da
zedeleyeceği açıktır. Kamu yararı bulunması, kamulaştırma kararının yasada
gösterilen esas ve usullerine uyulması, gerçek karşılığın peşin ve nakden
ödenmesi kamulaştırmanın Anayasal öğeleridir. Bu öğelerden birinin bulunmaması
kamulaştırma işlemini Anayasa'ya aykırı hale getireceği gibi, Anayasa'nın 35.
maddesi ile korunan ve sınırları belirtilen mülkiyet hakkına da aykırılık
oluşturur.
"Gerçek karşılığın" bulunmasına engel teşkil eden itiraz
konusu kuraldaki "kamulaştırma tarihi" ibaresi Anayasa'nın 35. ve 46.
maddelerine aykırıdır.
İptali gerekir.
Mehmet ERTEN bu görüşe katılmamıştır.
Kuralın, Anayasa'nın 2., 13. ve 40. maddeleri yönünden
incelenmesine gerek görülmemiştir.
B- Yasa'nın 15. Maddesinin Son Fıkrasının İncelenmesi
Başvuru kararında, Anayasa'nın 46. maddesinde, kamulaştırmanın
gerçek karşılığın peşin ödenmek şartı ile yapılabileceğinin belirtmesine
rağmen, 2942 sayılı Kanun'un 15. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme uyarınca
yapılacak değer tesbitinde, davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirilme
yapılması nedeniyle, yargılama sürecinin uzaması sonucu tesbit edilen değerin
gerçek değeri yansıtamayacağı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın, Anayasa'nın
2., 13., 35., 40. ve 46. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
İtiraz konusu 2942 sayılı Yasa'nın 4650 sayılı Yasa ile değişik
15. maddesinin son fıkrasında "Bilirkişilerce yapılan değer tespitinde,
idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün esas tutulur" denilmektedir.
Buna göre idare, Kanun'un 7. maddesi uyarınca topladığı bilgi ve
belgelerle 8. madde de belirtilen bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve
belgeleri bir dilekçeye ekleyip taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk
mahkemesine başvurarak taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu
bedelin ödenmesi karşılığında taşınmazın idare adına tesciline karar
verilmesini isteyecektir. Mahkeme, 10. madde de öngörüldüğü biçimde idarenin
başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için duruşma günü
belirleyecek, duruşma gününde de en geç on gün içinde yapılmak üzere keşif
kararı ve otuz gün sonrası için de tekrar duruşma günü verecektir. Bu otuz
günün ilk onbeş günü içinde bilirkişiler raporlarını verecekler, mahkeme raporu
hemen taraflara tebliğ edecek, rapor yeterli bulunmaz ise onbeş gün içinde yeni
bir bilirkişi kurulu tayin edilip, hakim tüm raporları inceleyerek bedeli
saptayacak ve idareye onbeş gün içinde bedelin bankaya yatırılması için süre
verecektir.
Bu durumda, idarenin belgeleri mahkemeye verdiği tarihten sonra
yukardaki madde uyarınca geçecek süre, kamulaştırma bedelinin tesbitinde gerçek
karşılığa ulaşmayı engelleyecek uzun bir süre olmadığından, itiraz konusu
kuralda Anayasa'nın 2., 13., 35., 40. ve 46. maddelerine aykırılık
bulunmamaktadır. İptal istemin reddi gerekir.
VII- SONUÇ
4.11.1983 günlü, 2942 sayılı "Kamulaştırma Kanunu"nun
4650 sayılı Yasa ile değiştirilen:
A- 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinin;
1- "... kamulaştırma tarihindeki ..." bölümünün Anayasa'ya
aykırı olduğuna ve İPTALİNE, Mehmet ERTEN'in karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,
2- Kalan bölümünün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE,
Ali HÜNER ile Fulya KANTARCIOĞLU'nun karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- 15. maddesinin son fıkrasının Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
itirazın REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE,
9.4.2003 gününde karar verildi.
|
|
|
Başkan
Mustafa BUMİN
|
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
|
|
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
|
|
|
Üye
Ertuğrul ERSOY
|
Üye
Tülay TUĞCU
|
Üye
Ahmet AKYALÇIN
|
|
|
Üye
Enis TUNGA
|
Üye
Mehmet ERTEN
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Başvuran Mahkemece 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı
Yasa ile değiştirilen 11. maddesinin birinci fıkrasının (h) bendinde yer alan
"Yapılarda, kamulaştırma tarihindeki resmi birim fiyatları ve yapı maliyet
hesaplarını ve yıpranma payını" şeklindeki kuralın iptali istenilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme sonucunda, itiraz konusu kuralla
ilgili olarak "...kamulaştırma tarihindeki..." bölümünün Anayasa'ya
aykırı olduğuna ve iptaline, kalan bölümlerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
itirazın reddine karar verilmiştir. İptali istemiyle yapılan başvuruda söz
konusu edilen (h) bendinde yer alan kurallardan "kamulaştırma
tarihindeki" bölümünün dışında kalan bölümlerinin reddine ilişkin çoğunluk
kararına aşağıda izah edeceğim nedenlerle katılmıyorum.
Anayasa'nın kamulaştırmayı düzenleyen 46. maddesinde, Devlet ve
kamu tüzel kişilerinin; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek
karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların
tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre,
kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkili oldukları
kuralı yer almaktadır. Anayasa'nın bu genel kuralında açıkça belirtildiği
üzere, kamulaştırmanın esas ve usulleri, bu konuda çıkarılacak kanunda gösterilecek
olmakla birlikte kamulaştırmanın aslî unsuru ve temel dayanağı "gerçek
karşılıklarının" korunması ve belirlenmesidir. İtiraz konusu kuralın
Anayasa'ya uygunluğunun incelenmesi bakımından kamulaştırma yapılmasında
"gerçek karşılıklarının" yerine getirilip getirilmediğinin,
gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin araştırılması ve incelenmesi
gerekmektedir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11. maddesinin birinci
fıkrasının tüm bentlerinde, kamulaştırma bedelinin tesbiti esaslarıyla ilgili
kriterler ve unsurlar düzenlenmiş ve itiraz konusu (h) bendinde de, bu
unsurlardan biri olarak kamulaştırılacak taşınmazın üzerinde yapı olması
halinde, bilirkişilerce yapılacak hesaplamalarda, kamulaştırma tarihindeki
resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarının ve yıpranma payının esas
tutulacağı gösterilmiştir.
Mahkememizce, kamulaştırmada gerçek karşılığının ölçütü olarak
itiraz konusu (h) bendinde yer alan unsurlardan sadece "kamulaştırma
tarihindeki" bölümü kabul ederek bu bölümün iptaline karar verilmiştir.
Oysa itiraz konusu (h) bendinde yer alan unsurlardan sadece "kamulaştırma
tarihindeki" bölümünün iptali ile Anayasa'nın 46. maddesinde öngörülen
kamulaştırmada "gerçek karşılığının" bulunmasına yeterli
bulunmamaktadır. Söz konusu (h) bendinde sayılan resmi prim fiyatları, yapı
maliye hesapları ve yıpranma payına ait unsurların da değerlendirildiğinde
"gerçek karşılığı" tesbitinde yeterli unsurlar olmadıkları
anlaşılacaktır. Bu nedenle, itiraz konusu (h) bendinde yer alan kuralın tümü
Anayasa'ya aykırılık teşkil ettiğinden, bu kuralın kalan bölümlerinin de
iptaline karar verilmesi gerekirdi. Diğer taraftan itiraz konusu kuralda yer
alan "kamulaştırma tarihindeki" bölümün iptalinden sonra
bilirkişilerce yapılacak hesaplamalarda ve mahkemelerce verilecek kararlarında
"gerçek karşılığının" tesbitinde kamulaştırmada hangi tarihi esas
alacaklarında yanılmalar ve tereddütler meydana gelecek, bu konuda hangi ölçütü
kabul edecekleri de belli olamayacaktır. Her ne kadar söz konusu Kanun'un 15.
maddesinde, bilirkişi kurulunun taşınmaz malın değerini 11. ve 12. maddeleri
hükümlerine göre tayin ve takdir ederek gerekçeli raporlarını onbeş gün içinde
mahkemeye verecekleri; bilirkişilerce yapılan değer tesbitinde, idarece
belgelerin mahkemeye verildiği günün esas tutulacağı kuralları yer almakta ise
de; bu yöntemlerle yapılacak değer tesbiti de kamulaştırmada "gerçek
karşılığının" bulunmasına yeterli olamayacaktır. İdarece belgelerin
mahkemeye verildiği günlerden aylar ve hatta yıllar geçtikten sonra karar verilmesi
halinde kamulaştırmada gerçek karşılığı yine bulunamayacaktır.
Anayasal denetimi nedeniyle, söz konusu (h) bendinde yer alan
"kamulaştırma tarihindeki" bölümü dışında kalan bölümlerinin de
iptaline karar verilmesiyle doğacak olan hukuki boşluk üzerine süre verilerek
(h) bendinde yer alan kurallar için yeniden düzenleme yapılması gerekmektedir.
Bu bakımdan itiraz konusu (h) bendinde yer alan "kamulaştırma
tarihindeki" bölümü dışında kalan bölümleri de Anayasa'nın 2. 46, ve 35.
maddelerine aykırı olduğundan aksine oluşan çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY
GEREKÇESİ
Başvuruda bulunan Mahkeme, 4.11.1983 günlü 2942 sayılı
Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı Yasa ile değiştirilen 11. maddesinin
birinci fıkrasının (h) bendinin tümünün iptalini istemişse de sadece
"kamulaştırma tarihindeki" bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğu
gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Anayasa'nın 153. maddesine koşut olarak 2949 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 53. maddesinde
"Anayasa Mahkemesi bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını
veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir
uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez" denilmekte, 29.
maddesinde ise Anayasa Mahkemesi'nin taleple bağlı olduğuna işaret
edilmektedir.
Bu durumda, iptal veya itiraz yoluyla yapılan başvurularda
"istem" belirli sözcük, ibare veya tümcelerle sınırlandırılmamışsa
inceleme konusu kuralların kimi bölümlerinin iptal edilerek onların Anayasa'ya
uygun hale getirilmesi, yasa koyucunun öngörmediği yeni bir kural oluşturulması
sonucunu doğurduğundan, Anayasa'ya aykırı olduğu saptanan kuralın, istem
doğrultusunda tümünün iptal edilmesi, boşluk doğması halinde de süre verilmesi
gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu (h) bendinin tümünün iptali
gerektiği düşüncesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4650 sayılı
Kanun ile değişik 11. maddesi, aynı Kanun'un 8. maddesi uyarınca idarelerin
yapacakları kamulaştırmalarda öncelikle başvuracakları satın alma veya trampa
usulünde öneriye esas alınmak üzere belirlenecek taşınmazla ilgili tahmini
bedelin, kamulaştırmanın bu usulle yapılamaması ya da açılan davada tarafların
bedelde uzlaşamamaları sonucu mahkemenin yine aynı Kanun'un 10. maddesi
uyarınca 15. maddesinde sayılan bilirkişiler aracılığı ile tespit edeceği
bedelin saptanmasında, uygulanacak kuralları içermektedir. Görüldüğü üzere, 8.,
10. ve 15. maddelerdeki yollamalar nedeniyle, hem idarelerce görevlendirecek
kıymet takdir komisyonları, hem de mahkemelerce belirlenecek bilirkişiler, 11.
maddede belirtilen hesaplama yöntemini her biri kendi yapacağı kamulaştırma
işlemi yönünden gözeterek, taşınmazın gerçek karşılığı olan bedeli
saptayacaklardır.
İtiraz konusu kuralları da içeren 11. maddenin birinci fıkrasının
(h) bendinde "...kamulaştırma tarihindeki...", 15. maddenin son
fıkrasında ise, "idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün..."
sözcükleri yer almaktadır. Bu düzenleme ile kıymet takdir komisyonlarının
belirleyeceği tahmini bedel ile bilirkişilerin sonraki tarihte saptayacakları
bedel arasında, ilerleyen zaman ve değişen ekonomik değerlerin etkisiyle
oluşacak bedel farklılığının taşınmazın değerine yansıtılması arzu edilmiş,
bunun için de biri diğerinden farklı tarihleri ifade eden ve yukarda açıklanan
sözcüklere ilgili maddelerde özellikle yer verilmek suretiyle bu tarihlerdeki
ekonomik değerler esas alınarak taşınmazın gerçek karşılığını oluşturan bedelin
saptanması öngörülmüştür. Gerçekten, 2942 sayılı Kanun'u değiştiren 4650 sayılı
Kanun'un genel gerekçesinde, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların objektif
esaslara göre hızlı, doğru ve sağlıklı bir şekilde kamulaştırılmasının
gerekliliğine işaret edilmesi de, kamulaştırılan taşınmaz mülkiyetinin, el
değiştirdiği zamandaki gerçek bedele yakın olan değer karşılığında idare adına
tescil edilme iradesini göstermektedir.
Bu açıklamalar uyarınca, satın alma veya trampa usulü ile yapılan
kamulaştırmalarda kamulaştırma tarihindeki, işin mahkemeye intikal etmesi
durumunda ise, idarece belgelerin mahkemeye verildiği günündeki ekonomik
değerler esas alınarak, 11. maddedeki hesaplama yöntemiyle yapılar dahil her
türlü taşınmaz malın gerçek değerinin saptanacağından, bu saptamanın mahkemece
yaptırılması durumunda, bilirkişilerce, gerek itiraz konusu edilen 11. maddenin
birinci fıkrasının (h) bendinde, gerekse itiraza konu edilmeyen (e), (f) ve (g)
bentlerindeki "kamulaştırma tarihi", "kamulaştırma günü"
biçiminde ifade edilen tarihlerin değil, 15. maddenin son fıkrasında açıklıkla
belirtilen "...idarece belgelerin mahkemeye verildiği gün..."e
ilişkin tarihin esas alınacağından ve bu tarihe göre 11. maddedeki diğer ortak
hesaplama yönteminin tatbik edileceğinden kuşku duymamak gerekir. Aksi halde,
geçmiş tarihlerdeki ekonomik verilere göre belirlenen unsurlar tekrar gündeme
gelecek ve buna göre saptanacak taşınmaz değeri ise mülkiyetin el değiştirdiği
zamandaki gerçek bedeli yansıtmaktan uzak olacaktır. İşte bunun içindir ki,
yasakoyucu, 11. maddeye yollamada bulunan 15. maddenin son fıkrasına ayrı bir
tarih koymak ihtiyacını duymuştur. Eğer. 11. maddede belirtilen tarihlerle
yetinilme öngörülmüş olsaydı, 15. maddenin son fıkrasına ayrı bir tarih
koymanın anlamı da olmayacaktı.
Öte yandan, satın alma veya trampa yöntemiyle pazarlık edilerek
kamulaştırılacak taşınmaz için kıymet takdir komisyonlarının tespit ve buna
göre teklif edecekleri bedelin, taşınmazın gerçek karşılığı olup olmadığını
takdir etme taşınmaz malikine de ait olduğundan, önerilen bedelin bağlayıcılığı
bulunmamaktadır. Gerçek karşılığa ulaşmayan bedel, taşınmaz malikince kabul
görmeyeceği için karşılıklı anlaşma dolayısıyla da satın alma veya trampa usulü
ile yapılmak istenen kamulaştırma gerçekleşmeyecektir. Bu usulle kamulaştırma
yapmak isteyen idarenin ise, kamulaştırma ile ilgili işlemleri asgari zaman
dilimi içinde yürütüp kabul edilebilir bir bedelle taşınmaz mülkiyetinin idare
adına tescilini sağlamaya yanaşması gerekmektedir.
Bu nedenlerle, 11. maddenin birinci fıkrasının (h) bendinde yer
alan "...kamulaştırma tarihindeki..." biçimindeki sözcükler, ne 8.
maddenin uygulanması ve ne de (15. maddenin son fıkrasındaki düzenleme
uyarınca) 10. maddenin uygulanması suretiyle yapılacak kamulaştırmalarda,
taşınmazın idare adına tescil edildiği zamandaki gerçek değere ulaşmasına engel
teşkil etmemekte, dolayısıyla da Anayasa'ya aykırılık oluşturmamaktadır.
Sonuç olarak, 11. maddenin birinci fıkrasının (h) bendinde yer
alan "...kamulaştırma tarihindeki..." biçimindeki sözcüklerin iptali
yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.