"...
II-İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir :
"Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğunda bu bant ve talihe bağlı jetonla çalıştırılan ve kazınıldığında sigara çıkan kazınılmadığında jetonların işleticiye kaldığı makine ile makinanın konulduğu kahvehane hakkında da sözü edilen yasanın 2/2. maddesi gereğince hüküm verileceği doğaldır.
Oyun makinasının konulduğu kahvehanenin de anılan yasanın 2/2. maddesinin son cümlesine göre yani (bu gibi oyun oynanan yerler bir daha açılmamak üzere kapatırılır) hükmüne göre bir daha açılmamak üzere kapatılmasına karar verileceği doğaldır.
Bu kararın kesinleşmesi halinde bu kahvehane bir daha açılmamak üzere kapatılacaktır. Bir daha açılmama durumu yukarıda belirtildiği üzere T.C. Anayasasının 11/2. maddesinde belirtilen (kanunlar anayasaya aykırı olamaz) hükmüne aykırıdır.
Keza; bir daha açılmamak üzere kapatılma keyfiyeti T.C. Anayasasının 35. maddesi ile teminat altına alınmış, mülkiyet hakkının özüne de aykırıdır.
Zira; kanun oyun oynanan yerin malikinin kiracı mı, mal sahibimi intifa hakkı sahibimi olduğunu aramadan (bir daha açılmamak üzere) deyimini kullanmak suretiyle kime ait olursa olsun bu yerin bir daha açılmamak üzere kapatılacağını öngörmektedir. Kahvehaneyi işleten kişinin diğer bir anlatımla suçu işleyen kişinin mülkiyet hakkı sahibi olmayan örneğin kiracı ya da intifa hakkı sahibi olan bir kimse tarafından işletilmesi halinde dahi bu yerbir daha açılmamak üzere kapatılacaktır. Mülkiyet sahibi bu yer bir daha açılmamak üzere kapatılacağı için bu yeri bir daha kendisi hiç bir şekilde açıp işletemeyeceği gibi kiraya da veremeyecek, devamlı kapalı tutulacak, böylece mülkiyet hakkından yararlanamayacaktır. Mülkiyet hakkından yararlanamadığı halde o yerin emlak vergisi ve diğer kanuni hükümlülüklerini yerine getirmeye devam edecektir, yani; bir yandan malik olacak yasaların kendisine yüklediği vergi vs. katlanacak öte yandan bu yeri bir dahaaçamayacağı için kendisi işletemeyecek, tahsisini değiştiremeyecek, başkasına kiraya veremeyecek duruma düşecektir. Bu durumda, Anayasanın 35. maddesindeki mülkiyet hakkı Anayasaya aykırı bir şekilde kısıtlanmış olacaktır ve mülkiyet hakkının böylece dolaylı olarak özüne dokunulmuş olacaktır.
Öte yandan; sözü edilen deyimler T.C. Anayasasının 38. maddesinin 6. fıkrasına da aykırıdır, sözü edilen 6. fıkrada ceza sorumluluğu şahsidir ilkesi bulunmaktadır. Cezalardaki bu şahsilik ilkesi Anayasanın hükmü olmakla beraber evrensel ceza hukukunun da bir ilkesidir. Olayımızda kahvehaneyi işletenin mal sahibi olmama durumunda yani kiracı intifa hakkı sahibi gibi kişiler olması durumunda onların işlediği suçtan dolayı malikte cezalandırılmak durumundadır.Yani kiracının oyun aletini kahvehanede bulundurması keza intifa hakkı sahibinin oyun aletini kahvehanede bulundurması durumunda suç işlemiş olacağından onları bu fiilinden dolayı kahvehane bir daha açılmamak üzere kapatılacağı için mal sahibi dedolaylı olarak cezalandırılmış durumuna düşecektir. Böylece başkasının fiilinden mal sahibi de sorumlu tutulmuş olacak cezaların şahsiliği ilkesi bu şekilde ihlal edilmiş olacaktır.
Sözü edilen ibare Anayasanın 38/7. md.ne de aykırıdır, zira; Anayasanın 38/7. maddesinde (genel müsadere cezası verilemez) hükmü bulunmaktadır. Olayımızda başkasının işlediği suç nedeni ile kahvehanenin bir daha açılmamak üzere kapatılmasına karar verilmiş olmasına göre mal sahibinin haberi dahi olmadan üçüncü kişinin fiilinden dolayı bir nevi kahvehane müsadere edilmekte bir daha mal sahibinin bu yeri açamaması işletememesi ve mülkiyet hakkından yararlanamaması sonucu doğmaktadır.
Gerek açıklanan bu nedenlerle ve gerekse yüksek mahkemenizce görülecek başka nedenler karşısında 1072 sayılı (Rulet, tilt, langırt vb. alet ve makinalar) hakkındaki kanunun 2/2. maddesinin son cümlesindeki (bir daha açılmamak üzere) deyimlerinin Anayasaya aykırı olduğuna ve sözü edilen bu deyimlerinin iptaline karar verilmesi arzı ile dava dosyası örneği ilişikte sunulmuş olup, gereği takdirlerinize arz olunur.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1999/2
Karar Sayısı : 2000/8
Karar Günü : 13.4.2000
R.G. Tarih-Sayı :22.07.2000-24117
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : İzmir 8. Sulh Ceza Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 13.12.1968 günlü, 1072 sayılı "Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun"un 2. maddesinin ikinci fıkrasının son tümcesinde yer alan "... bir daha açılmamak üzere..." sözcüklerinin Anayasa'nın 11., 35. ve 38. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I-OLAY
Sanığın işlettiği kıraathanede yapılan aramada bulunan tilt makinesi nedeniyle 1072 sayılı Yasa'nın 1. ve 2. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için açılan kamu davasında Yasa'nın 2. maddesinin ikinci fıkrasının son tümcesinde yer alan "... bir daha açılmamak üzere ..." sözcüklerinin Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
III-YASA METİNLERİ
A-İtiraz Konusu Yasa Kuralı
13.12.1968 günlü, 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun'un iptali istenen sözcükleri içeren 2. maddesi şöyledir :
"Madde 2- Bu kanuna aykırı hareket edenler bir yıldan aşağı olmamak üzere hapis ve 1 000 liradan 5 000 liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilirler. Tekerrürü halinde cezalar bir misli artırılır.
Ele geçirilen alet, makina ve bunların çalıştırılmasına yarayan tesisat ve paralar zapt ve müsadere edilir. Bu gibi oyun oynanan yerler bir daha açılmamak üzere kapatılır.
Bu suçlardan mahkûm olanların cezaları tecil edilmez."
B-Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz gerekçesinde dayanılan Anayasa kuralları şunlardır :
1- "MADDE 11.- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz."
2- "MADDE 35.- Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla , kanunla sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."
3- "MADDE 38.- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
Genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez."
IV-İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Ahmet Necdet SEZER, Güven DİNÇER, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK ve Rüştü SÖZMEZ'in katılmalarıyla 12.1.1999 günü yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V-ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, Anayasa'ya aykırılığı öne sürülen Yasa kuralı ve aykırılık savına dayanak yapılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A-İtiraz Konusu Kuralın Anlam ve Kapsamı
2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun 7. maddesinde, otel, gazino, kahve, içki yerleri, bar, tiyatro, sinema, hamam ve plaj gibi umuma mahsus yerlerin o yerin en büyük mülkiye amirinin vereceği izinle açılabileceği, 8. maddesinde kumar oynanan, umumi ve umuma açık yerlerin, polisce Yasa'da belirlenen süreler içinde kapatılabileceği veya faaliyetten men edileceği, kapatmayı veya faaliyetten men'i gerektiren sebepler adli kovuşturmayı da gerektiriyorsa soruşturma evrakının derhal adliyeye verileceği belirtilmektedir. Bu hükümlerle koşut olarak, 1072 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde, "Türk Ceza Kanununun 567 nci maddesinin kapsamı dışında kalsa bile umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdiyle oynanmasa dahi rulet, tilt, langırt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makinaları ile benzerlerini bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek yasaktır..." 2. maddesinde de, "Bu kanuna aykırı hareket edenler bir yıldan aşağı olmamak üzere hapis ve 1 000 liradan 5 000 liraya kadar ağır para cezasına mahkûm edilirler. Tekerrürü halinde cezalar bir misli artırılır. Ele geçirilen alet, makina ve bunların çalıştırılmasına yarayan tesisat ve paralar zapt ve müsadere edilir. Bu gibi oyun oynanan yerler bir daha açılmamak üzere kapatılır. Bu suçlardan mahkûm olanların cezaları tecil edilmez" denilmektedir.
Bu durumda Yasa'nın 2. maddesinin birinci fıkrası uyarınca mahkûmiyetine karar verilen kişilerin işlettikleri işyerleri, ikinci fıkrası uyarınca bir daha açılmamak üzere kapatılacaktır. Bu hükme göre, mahkumiyetine karar verilen kişinin o işyeri için aldığı ruhsatta belirlenen faaliyeti nedeniyle kapatılan işyeri aynı faaliyete ilişkin olarak bir daha açılmayacaktır.
B-Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, "bir daha açılmamak üzere" kapatılan işyerinin kiralık olması halinde işyerinin bulunduğu binanın bir nevi müsadere edildiğini, böylece mal sahibinin de cezalandırıldığını, bunun Anayasa'nın 11. maddesinde yer alan Anayasa'nın üstünlüğü, 35. maddesindeki mülkiyet hakkı ve 38. maddesinde düzenlenen suç ve cezalara ilişkin esaslara aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
Anayasanın suç ve cezalara ilişkin esaslar başlıklı 38. maddesi;
"Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Vatandaş suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez." hükümlerini içermektedir.
Yasakoyucu, Anayasa'nın 38. maddesindeki ilkeleri gözeterek hangi eylemlerin suç sayılacağını ve bu suçlara ne miktar ve ne çeşit ceza verileceğini, hangi cezaların nasıl uygulanacağını saptayabilir. Bu konuda, Yasakoyucu, kuşkusuz Anayasa kuralları, ceza hukuku ilkeleri ve toplum yaşantısının zorunlulukları ve kamu yararı gibi nedenlerle değerlendirme yetkisini kullanacaktır.
Bu bağlamda bir işyeri sahibinin rulet, tilt, langırt ve benzeri alet ve makineleri bulundurup çalıştırması ya da bunları ithal etmesi, oynanması yasak olan, alışkanlık yaparak toplumda ve ailelerde birçok olumsuzluklar doğuran şans oyunlarının yaygınlaşmasına neden olacağından yasa koyucunun itiraz konusu kuralla bu tür fiilleri suç sayarak cezalandırması, işyerinin bir daha açılmamak üzere kapatılmasını öngörmesi, bu fiillerin önlenmesi konusunda gösterdiği özenin sonucudur. 1072 sayılı Yasa'nın iptali istenen 2. maddesinin ikinci fıkrası, şans oyunu oynatan kişinin çalışma ruhsatında belirtilen işin görüldüğü işyerinin aynı işi sürdürmek için bir daha açılmamak üzere kapatılmasına yönelik olup, fail dışındaki kişilere ceza verilmesi veya suçla ilgisi bulunmayan bütün mal varlığına el konulması ya da kullanımının engellenmesi gibi bir sonuç doğurmayacağından ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırı bulunmadığı gibi genel müsadere cezası olarak da nitelendirilemez.
Belirtilen nedenlerle, kural Anayasa'nın 38. maddesine aykırı değildir.
İtiraz konusu kuralın Anayasa'nın 11/2 ve 35. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.
VI-SONUÇ
13.12.1968 günlü, 1072 sayılı "Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun"un 2. maddesinin ikinci fıkrasının son tümcesinde yer alan "...bir daha açılmamak üzere..." sözcüklerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 13.4.2000 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkanvekili
Haşim KILIÇ
Üye
Mustafa BUMİN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Mustafa YAKUPOĞLU
Fulya KANTARCIOĞLU
Aysel PEKİNER
Mahir Can ILICAK
Rüştü SÖNMEZ
Ertuğrul ERSOY
Tülay TUĞCU