"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir:
"Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Alman Sigorta Mercii'nden işsizlik sigortasından yardım alınmasının yaşlılık aylığının ve borçlanma işleminin iptalini gerektirip gerektirmediğine ilişkindir.
Almanya mevzuatına göre Alman Sigorta Mercii'nden işsizlik sigortasından aylık alınması ilgilinin Almanya'da ikamet etmesini gerektirmekte ise de, Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasındaki sosyal güvenlik sözleşmesinin 4. (a) maddesi aynen, "Bu sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, bir akit tarafın, yardım hakkının doğmasını veya para yardımının yapılmasını, bu taraf ülkesinde ikamet etme şartına bağlı kılan mevzuatı, 4. maddede belirtilen ve diğer akit taraf ülkesinde, ikamet eden kimseler hakkında uygulanmayacağını "öngördüğünden Alman İşsizlik Sigortası'ndan para alınması borçlanma işleminin ve bağlanan yaşlılık aylığının iptalini gerektirmez.
3201 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi 22.5.1985 tarihi olup bu Yasa'nın kabul edildiği ve daha önceki tarihlerde yaşlılık aylığına hak kazanabilmek için 506 sayılı Yasa'nın 60. maddesinde belirtilen şartlardan biri işçinin işinden ayrılması, işi ile ilişkisinin kesilmesi idi. İşte bu şarta paralel olarak 3201 sayılı Yasa'nın 6/A (a) fıkrasında (Yurda kesin dönüş) olması şartı konulmuştur. Ancak 506 sayılı Yasa'nın 63. maddesinde 29.4.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3279 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle maddeye eklenen (B) bendinde (Bu Kanuna göre yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların yazılı talepte bulunmaları halinde yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam olunur. Ancak bunlardan 78. maddeye göre tespit edilen prime esas kazançları üzerinden %24 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir. Bu primin ''ü sigortalı hissesi, ''ü işveren hissesidir.) şeklinde hüküm konulmuş ve böylece yaşlılık aylığı bağlanan kişilerin tekrar işte çalışmaları yasağı kaldırılmıştır. Böylece işten ayrılmadan yaşlılık aylığı bağlanması için şartlar oluşmuşsa yaşlılık aylığı bağlanabilecektir. Nitekim 1479 sayılı Bağ-Kur Yasası'nın 35. maddesinde de yaşlılık aylığı bağlanması için işten ayrılma şartı öngörülmemiştir. Keza 2926 sayılı Tarım Bağ-Kur Yasası'nın 17. maddesinde de çalışmakta olanlar yaşlılık aylığı yönünden şartlar oluşmuşsa yaşlılık aylığı alabilecekleri gibi çalışmalarına da devam edebileceklerdir. Yaşlılık aylığı için işten ayrılma şartı aranmamıştır.
SSK'nca kendilerine yaşlılık aylığı bağlanan Türkiye'de mukim kişilerin emekli olduktan sonra herhangi bir işte çalışmaları halinde bağlanmış olan yaşlılık aylığının kesilmesi ya da iptali cihetine gidilmemektedir.
Kişisel hakların temellerinin yer aldığı Anayasa'nın 10. maddesinde (Devlet organlarının ve idare makamlarının bütün işlemlerde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları) hüküm altına alınmıştır.
Yine Anayasa'nın çalışma hürriyeti ile ilgili 49. maddesi (çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alır) denmektedir.
Yine Anayasamızın sosyal güvenlik hakkı ile ilgili 60. maddesi (Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir, devlet bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar) denmektedir.
Ayrıca yine Anayasamızın 62. maddesinde (Devlet, yabancı ülkelerde çalışan, Türk Vatandaşlarının ... ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, Anavatanla bağlarının korunması ve yurda kesin dönüşlerinde yardımcı olunması gereken tedbirleri alır) denmektedir.
Davalı kurumun davacının aylığını yurtdışında çalışmış olması nedeni ile keserek iptali cihetine gitmesi, yukarıda sayılan Anayasa maddeleri çerçevesinde incelendiğinde, açık bir şekilde Anayasa'ya aykırılık teşkil ettiği düşünülmektedir.
Anılan bu Anayasa ilkelerinin aksine dayanılması halinde yurt dışındaki işçi vatandaşlarımızın eşitlik ve sosyal güvence hakları gibi temel haklarının çiğnenmiş olacağı da düşünülmektedir.
Yukarıda belirtilen 3279 sayılı Yasa ile 506 sayılı Yasa'nın 63. maddesinde yapılan değişiklikle işten ayrılma şartı ortadan kaldırılmış ve 3201 sayılı Yasa'nın işten ayrılma şartına paralel konulan 6/A (a) maddesindeki yurda kesin dönüş fıkrası ilga edilmiştir.
Zira sosyal güvenlik yasaları kamu düzenine ilişkindir. Aksinin kabulü ile Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine, çalışma hürriyeti ile ilgili 49. maddesine, sosyal güvenlik hakkı ile ilgili 60. ve 62. maddelerine aykırı olur. Ayrıca, yasaların amaçlarına, lafızlarına ve ruhlarına göre yorumlanmamış, yasaların maddelerinin dar kalıpları içinde kalınmasına yol açılmış olur.
Bu nedenle, 3201 sayılı Yasa'nın yurda kesin dönüş şartını içeren 6/A (a) fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğundan iptali gerekir.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1998/46
Karar Sayısı: 1998/83
Karar Günü: 16.12.1998
Resmi Gazete tarih/sayı:16.05.2003/15110
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara İkinci İş Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 8.5.1985 günlü, 3201 sayılı "Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun"un 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendinin Anayasa'nın 10., 49., 60. ve 62. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
1993 yılında yurt dışından kesin dönüş yaparak, ödemesi gereken prim borcunu döviz cinsinden yatırmak suretiyle yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 1997 yılına kadar yurt dışında işsizlik aylığı aldığının anlaşılması üzerine, kesin dönüş şartının gerçekleşmemesi nedeniyle borçlanma ve tahsis işlemini iptal eden Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bu işlemlerine karşı açtığı dâvâda Mahkeme, 3201 sayılı Yasa'nın 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendinin iptali için doğrudan başvurmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
3201 sayılı Yasa'nın (A) paragrafının birinci fıkrasının itiraz konusu (a) bendini de içeren 6. maddesi şöyledir:
"A) Bu Kanuna göre değerlendirilen sürelere istinaden aylık tahsisi yapılabilmesi için;
a) Yurda kesin dönülmüş olması,
b) Tahakkuk ettirilen döviz borcunun tamamının ödenmiş olması,
c) Döviz borcunun tamamının ödenmesinden sonra yazılı istekte bulunulması,
Şarttır.
Yukarıdaki şartları yerine getirenlerden tahsise hak kazananların aylıkları, yazılı istek tarihini takip eden ay başından itibaren başlatılmak üzere ilgili sosyal güvenlik kurumu kanunu hükümlerine göre bağlanır.
B) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylıkları kesilir.
Bunlardan yeniden kesin dönüş yapanların, bu hizmetlerini 4 üncü madde hükümleri gereğince borçlanmaları şartıyla aylıkları bu süreler de dikkate alınarak yeniden hesaplanır. Bu borçlanmayı yapmayanların eski aylıkları yurda kesin dönüş tarihini takip eden ay başından itibaren müracaatları üzerine tekrar ödenmeye başlanır."
B- Dayanılan ve İlgisi Görülen Anayasa Kuralları
İtiraz konusu kuralın, Anayasa'nın 10., 49., 60. ve 62. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüş ve 65. maddesi ile de ilgisi görülmüştür.
IV- İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince Ahmet N. SEZER, Güven DİNÇER, Samia AKBULUT, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Lütfi F. TUNCEL, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK ve Rüştü SÖNMEZ'in katılmalarıyla 23.10.1998 günü yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan ve ilgili görülen Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararında, 3201 sayılı "Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun"un 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca yurt dışında çalışılan sürelerin sosyal güvenlik bakımından değerlendirilmesinin talep edilebilmesi ve aylık tahsisinin yapılabilmesi için yurda kesin dönüş koşulu aranması, Anayasa'nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine, çalışma hakkına ilişkin 49. maddesine ve sosyal güvenlik hakkını düzenleyen 60. ve 62. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin, TBMM İçtüzüğü'nün Anayasa'ya aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. İstemle bağlı kalmak koşuluyla, başka gerekçe ile de Anayasa'ya aykırılık kararı verebileceğinden, itiraz konusu kuralla ilgisi nedeniyle, konu Anayasa'nın 65. maddesi yönünden de incelenmiştir.
Türkiye'de mevcut tüm sosyal güvenlik kurumlarının yasalarında belirtilen yaşlılık aylığı tahsisi ile ilgili kuralların incelenmesinden, yaşlılık sigortasının, uzun süreli yardım yapan bir sigorta türü olduğu, belli bir yaşa ulaşılması nedeniyle çalışma gücü azalan sigortalının iş hayatından çekilerek, çalışmadan yaşamını sürdürmesini ve bu aşamadaki gelir kaybının giderilmesini amaçladığı anlaşılmaktadır. Esasen, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için, diğer sigorta türlerinden farklı olarak, aktif çalışma hayatının sona erdirilmesi gerekmektedir.
506 sayılı "Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu" ile 5434 sayılı "Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu"na tabi çalışanların yaşlılık veya emekli aylığına hak kazanabilmeleri için belli yaş, prim, sigortalılık süresi ile başvuru zorunluluğu yanında işten ayrılma koşulu da aranmaktadır.
Bu yasalarda olduğu gibi, itiraz konusu kuralda yer alan yaşlılık aylığı tahsisi için yurda kesin dönülmüş olması ortak koşuluyla, yurt dışındaki aktif çalışma hayatının sona erdirilmesi amaçlanmaktadır.
2926 sayılı "Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu"na tabi sigortalılarla 1479 sayılı "Esnaf ve Sanatkâ rlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu"na tabi çalışanlar için bu yasalarda işten ayrılma koşulu getirilmemesi ise, bu Kurumlara bağlı olarak çalışanların kendi işlerini yapmalarından kaynaklanmaktadır.
Anayasa'nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesi, yasaların uygulanmasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrılığı gözetilerek eşitsizliğe yol açılmasını yasaklamaktadır. Bu ilkeyle, birbirleriyle aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanması ve ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılması engellenmektedir. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı olacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlardaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumda olanların aynı, ayrı hukuksal durumda olanların da ayrı kurallara bağlı tutulmaları Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesini zedelemez.
3201 sayılı Yasa'nın 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendi ile yaşlılık aylığı tahsisi için getirilen yurda kesin dönüş koşulu, işten ayrılma yönünden yurt içinde ve dışında çalışanlar arasında bir ayırıma neden olmadığından Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
Anayasa'nın 60. maddesi ile herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olması ve bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alması ve teşkilâtını kurması, 62. maddesi ile yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin sağlanması, anavatanla bağlantının korunması ve yurda dönüşlerinde yardımcı olunması hususlarında Devlet'e verilen görev 65. maddede öngörülen malî kaynakların yeterliliği ile sınırlı tutulmuştur. Bu durumda, 3201 sayılı Yasa ile yurt dışında çalışanların hizmetlerinin sosyal güvenlikleri yönünden değerlendirilerek yaşlılık aylığı tahsis edilebilmesinin yurda kesin dönüş koşuluna bağlanmasında, sosyal güvenlik kurumlarının aktuaryal dengelerinin ve 65. maddedeki malî kaynakların yeterliği ölçütünün gözetildiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa'nın 10., 60., 62. ve 65. maddelerine aykırı değildir. İstemin reddi gerekir.
Konunun Anayasa'nın 49. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.
VI- SONUÇ
8.5.1985 günlü, 3201 sayılı "Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun"un 6. maddesinin (A) paragrafının birinci fıkrasının (a) bendinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 16.12.1998 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Ahmet Necdet SEZER
Başkanvekili
Güven DİNÇER
Üye
Haşim KILIÇ
Yalçın ACARGÜN
Mustafa BUMİN
Sacit ADALI
Ali HÜNER
Lütfi F.TUNCEL
Fulya KANTARCIOĞLU
Mahir Can ILICAK
Rüştü SÖNMEZ