ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1998/34
Karar Sayısı : 1998/46
Karar Günü : 14.7.1998
R.G. Tarih-Sayı :16.12.1998-23555
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Ankara Altıncı İdare
Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU : 2.9.1993 günlü, 504
sayılı "Yedi İlde Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname"nin Anayasa'nın 6. ve 91. maddelerine aykırılığı savıyla iptali
istemidir.
I- OLAY
Maliye Bakanlığı tarafından 504 sayılı KHK'nin 1. maddesinin
üçüncü fıkrasına göre genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden
hesaplanan pay oranına, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nca yapılan
itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada Mahkeme, davacı
vekilinin, 504 sayılı KHK'nin Anayasa'ya aykırı olduğu savının ciddî olduğu
kanısına vararak iptali için başvuruda bulunmuştur.
III- YASA METİNLERİ
A- İptali İstenilen Kanun Hükmünde Kararname
2.9.1993 günlü, 504 sayılı "Yedi İlde Büyükşehir Belediyesi
Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname" şöyledir:
"Yedi ilde büyükşehir belediyesi kurulması; 24/6/1993 tarihli
ve 3911 sayılı Kanunun verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu'nca
2/9/1993 tarihinde kararlaştırılmıştır.
Madde 1- Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İzmit,
Mersin ve Samsun Belediyeleri hakkında 27/6/1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanun
hükümleri uygulanır ve bu illerin merkez belediyeleri aynı isimleri taşıyan
büyükşehir belediyelerine dönüşür.
Ancak bu belediye sınırları içinde ayrıca ilçeler oluşturulmaz.
Hangi alt kademe belediyelerinin kurulacağı, bunlara verilecek ad ile sahip
olacakları nüfus ölçüleri ve sınırlarının tespiti esasları Bakanlar Kurulu'nca
belirlenir.
Kocaeli İl Merkezinde toplanacak vergi gelirlerinden Büyükşehir
Belediyesine ayrılacak olan payın % 40'ı Merkez Belediyeye, diğer % 60'ı
nüfusları oranı göz önünde tutularak il sınırları içindeki diğer belediyelere
dağıtılır. Belediyeler ortak projelere, aldıkları pay oranında katılırlar. 3030
sayılı Kanunun diğer hükümleri İzmit Büyükşehir Belediyesi dışındaki Kocaeli
belediyelerine uygulanmaz.
Geçici Madde 1- Alt kademe belediyeleri kuruluncaya kadar bu
belediyelere ait görev, yetki ve sorumluluklar büyükşehir belediyeleri
tarafından yerine getirilir ve bu süre içerisinde büyükşehir belediyelerinin
organları 1580 sayılı Kanuna göre teşekkül eder.
Geçici Madde 2- Bu belediyelerde halen görevde bulunan Belediye
Başkanı, Belediye Meclisi ve Belediye Encümeni, ilk genel mahalli idare
seçimine kadar Büyükşehir Belediye Başkanı, Belediye Meclisi ve Belediye
Encümeni olarak 3030 sayılı Kanunda yazılı görev ve yetkilere sahiptirler.
Geçici Madde 3- 1 inci maddede adı geçen belediyelere verilen
avanslar 1994 yılının Haziran ayından itibaren Maliye
Bakanlığınca belirlenecek esaslar çerçevesinde taksitler halinde mahsup
edilir.
Madde 2- Bu Kanun Hükmünde Kararname yayımı tarihinde yürürlüğe
girer.
Madde 3- Bu Kanun Hükmünde Kararname hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür."
B- Dayanılan Anayasa Kuralları
İtiraz başvurusunda dayanılan Anayasa kuralları şunlardır:
1- "MADDE 6.- Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre,
yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye
veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir
Devlet yetkisi kullanamaz."
2- "MADDE 91.- Türkiye Büyük Millet Meclisi, Bakanlar
Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim
ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve
ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile
dördüncü bölümünde yer alan siyasî haklar ve ödevler kanun hükmünde
kararnamelerle düzenlenemez.
Yetki kanunu, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin, amacını,
kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla
kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir.
Bakanlar Kurulunun istifası, düşürülmesi veya yasama döneminin
bitmesi, belli süre için verilmiş olan yetkinin sona ermesine sebep olmaz.
Kanun hükmünde kararnamenin, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından süre bitiminden önce onaylanması sırasında, yetkinin son bulduğu
veya süre bitimine kadar devam ettiği de belirtilir.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde, Cumhurbaşkanının Başkanlığında
toplanan Bakanlar Kurulunun kanun hükmünde kararname çıkarmasına ilişkin
hükümler saklıdır.
Kanun hükmünde kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün
yürürlüğe girerler. Ancak, kararnamede yürürlük tarihi olarak daha sonraki bir
tarih de gösterilebilir.
Kararnameler, Resmî Gazetede yayımlandıkları gün Türkiye Büyük
Millet Meclisine sunulur.
Yetki kanunları ve bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler,
Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonları ve Genel Kurulunda öncelikle ve
ivedilikle görüşülür.
Yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmayan
kararnameler bu tarihte, Türkiye Büyük Millet Meclisince reddedilen
kararnameler bu kararın Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte, yürürlükten
kalkar. Değiştirilerek kabul edilen kararnamelerin değiştirilmiş hükümleri, bu
değişikliklerin Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlüğe girer."
C- İlgili Anayasa Kuralları
İlgili Anayasa kuralları şunlardır:
1- "Başlangıç
Türk Vatanı ve Milletinin ebedî varlığını ve Yüce Türk Devletinin
bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu,
ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı
ve O'nun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi
olarak, Türkiye Cumhuriyetinin ebedî varlığı, refahı, maddî ve manevî mutluluğu
ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız
Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan
hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi
demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması
anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret
ve bununla sınırlı medenî bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak
Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk millî menfaatlerinin, Türk
varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihî ve
manevî değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları ve
medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve lâiklik ilkesinin gereği
olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı;
Her Türk vatandaşının bu Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden
eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak millî kültür,
medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddî ve manevî
varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî
sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve
külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin
hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik
duygularıyla ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" arzu ve inancı içinde,
huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu;
FİKİR, İNANÇ VE KARARIYLA anlaşılmak, sözüne ve ruhuna bu yönde
saygı ve mutlak sadakatle yorumlanıp uygulanmak üzere,
TÜRK MİLLETİ TARAFINDAN, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan
ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur."
2- "MADDE 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru,
millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
IV- İLK VE ESAS İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca, Ahmet Necdet
SEZER, Güven DİNÇER, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI,
Ali HÜNER, Lütfi F. TUNCEL, Fulya KANTARCIOĞLU, Mahir Can ILICAK ve Rüştü
SÖNMEZ'in katılmalarıyla 14.7.1998 günü yapılan toplantıda, itiraz başvurusunun
ilk ve esasının incelenmesine ilişkin rapor, başvuru kararı ve ekleri, iptali
istenilen Kanun Hükmünde Kararname kuralları, dayanılan ve ilgili görülen
Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve öteki yasama belgeleri okunup incelendikten
sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A- Uygulanacak Kural Sorunu
Anayasa'nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 28. maddelerine göre, Anayasa Mahkemesi'ne
itiraz yoluyla yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran mahkemenin bakmakta
olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.
Uygulanacak yasa kurallarından amaç, davanın değişik evrelerinde
ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da
olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan yahut tarafların istek ve
savunmaları çerçevesinde bir karar vermek için ön plânda tutulması gereken
kurallardır.
İtiraz yoluna başvuran Mahkeme, 2.9.1993 günlü, 504 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname kurallarının tümünün iptalini istemiştir. Oysa, Mahkeme'nin
bakmakta olduğu dava, 504 sayılı KHK'nin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının
birinci tümcesine göre hesaplanan belediye paylarına ilişkindir. KHK'nin bu
tümce dışındaki kurallarının davada uygulanmaları sözkonusu değildir. Buna
göre, KHK'nin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci tümcesi dışında kalan
kuralları bakılmakta olan davada uygulanacak kurallar olmadıklarından bu
kurallara ilişkin itirazın, Mahkeme'nin yetkisizliği nedeniyle reddine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
B- Yürürlüğü Durdurma İstemi
İzmit Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili 9.7.1998 günlü dilekçe
ile 504 sayılı KHK'nin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Anayasa'nın 150. ve 152., 2949 sayılı Yasa'nın 20. ve 28.
maddelerinde Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açmaya veya itiraz yoluyla
başvuruda bulunmaya yetkili olanlar sayılmıştır. İptal davası açmaya veya
itiraz başvurusunda bulunmaya yetkili olmayanların bir kuralın yürürlüğünün
durdurulması isteminde bulunmaları da olanaksızdır. Buna göre, İzmit Büyükşehir
Belediyesi vekilinin 504 sayılı KHK'nin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının
yürürlüğünün durdurulması isteminin başvuranın yetkisizliği nedeniyle reddine,
Güven DİNÇER ile Yalçın ACARGÜN'ün karşıoyları ve oyçokluğuyla 14.7.1998
gününde karar verilmiştir.
C- Anayasa'ya Aykırılık Sorunu
Anayasa'nın 91. maddesinde, "Kararnameler, Resmî Gazetede
yayımlandıkları gün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Yetki kanunları ve
bunlara dayanan kanun hükmünde kararnameler, Türkiye Büyük Millet Meclisi
komisyonları ve Genel Kurulunda öncelik ve ivedilikle görüşülür"
denilmektedir. Öncelik ve ivedilik koşuluyla, yetki yasalarının gecikmeden
çıkarılabilmesi ve çıkarıldıktan sonra da yürürlüğe konulan KHK'lerin aynı
biçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde karara bağlanması istenilmiştir.
Anayasa'da, yasalar gibi KHK'lerin de yargısal denetimi
öngörülmüştür. KHK'ler, işlevsel (fonksiyonel) yönden yasa niteliğinde
olduklarından, bunların yargısal denetimlerinin yapılması görev ve yetkisi de
Anayasa Mahkemesi'ne verilmiştir. Yargısal denetimde KHK'nin, öncelikle, yetki
yasasına sonra da Anayasa'ya uygunluğunun araştırılması gerekir. Hernekadar,
Anayasa'nın 148. maddesinde KHK'lerin yetki yasalarına uygunluğunun denetlenmesinden
değil yalnızca Anayasa'ya biçim ve esas bakımlarından uygunluğunun
denetlenmesinden söz edilmekte ise de, Anayasa'ya uygunluk denetiminin
içerisine öncelikle KHK'nin yetki yasasına uygunluğunun denetimi girer. Çünkü,
Anayasa'da, Bakanlar Kuruluna ancak yetki yasasında belirtilen sınırlar
içerisinde KHK çıkarma yetkisi verilmesi öngörülmüştür. Yetkinin dışına
çıkılması, KHK'yi Anayasa'ya aykırı duruma getirir. Böylece, KHK'nin yetki
yasasına aykırı olması Anayasa'ya aykırı olması ile özdeşleşir.
Olağanüstü Hal KHK'leri dayanaklarını doğrudan doğruya Anayasa'dan
(md.121) alırlar. Bu tür KHK'lerin bir yetki yasasına dayanması gerekli
değildir. Buna karşın, olağan KHK'lerin bir yetki yasasına dayanması
zorunludur. Bu tür KHK'ler, yasa gücünü, dayandıkları yetki yasasından alırlar.
Bu nedenle, KHK'ler ile dayandıkları yetki yasası arasında çok sıkı bir bağ
vardır.
Yetki Yasası, KHK ve KHK'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce
aynen ya da değiştirilerek kabulü birbirlerinden bağımsız işlemler olmayıp
Anayasa'da öngörülen bir sürecin değişik aşamalarıdır. KHK'nin yetki yasası ile
olan bağı, KHK'yi aynen ya da değiştirerek kabul eden yasa ile kesilir. Bu
yasa, KHK'yi kendi bünyesine alarak genel anlamda bir yasa niteliğine
dönüştürür. KHK, yasa gücünü, dayandığı yetki yasası ile konulan esaslara
uygunluğu ve yetki yasasının da Anayasa'ya uygunluğu varsayıldığı için
kazanmaktadır. Yetki yasasının iptaline karar verilmesi durumunda, bu varsayım
gerçekleşmediğinden, bu yasaya dayanılarak çıkartılan KHK Anayasal
dayanaktan yoksun kalır. Bu durumda KHK, Anayasa'nın uygun gördüğü ölçünün
ötesinde verilen bir yetkinin kullanılması sonucu çıkartılmış olması nedeniyle
Anayasa'ya aykırılık oluşturur.
KHK'nin Anayasa'ya uygun bir yetki yasasına dayanması, geçerliliğin
ön koşuludur. Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan veya dayandığı yetki
yasası iptal edilen bir KHK'nin kuralları, içerikleri yönünden Anayasa'ya
aykırılık oluşturmasa da Anayasa'ya uygunluğundan söz edilemez.
KHK'lerin Anayasa'ya uygunluk denetimleri, yasaların
denetimlerinden farklıdır. Anayasa'nın 11. maddesinde, "Kanunlar Anayasaya
aykırı olamaz" denilmektedir. Bu nedenle, yasaların denetiminde, onların
yalnızca Anayasa kurallarına uygun olup olmadıkları saptanır. KHK'ler ise konu,
amaç, kapsam ve ilkeleri yönünden hem dayandıkları yetki yasasına hem de
Anayasa'ya uygun olmak zorundadırlar.
KHK'lerin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiş bir yetki
yasasına uygun olup olmadığının incelenmesi ise denetimi anlamsız kılar. Çünkü,
Anayasa'ya aykırı bir yetki yasasına dayanılarak çıkartılan KHK'lerin
Anayasa'ya uygun görülmesi olanaksızdır.
Bir yetki yasasına dayanmadan çıkartılan, yetki yasasının kapsamı
dışında kalan, dayandığı yetki yasası iptal edilen KHK'lerin anayasal konumları
birbirinden farksızdır. Böyle durumlarda, KHK'ler anayasal dayanaktan yoksun
bulunduklarından içerikleri Anayasa'ya aykırı bulunmasa bile dava açıldığında
iptalleri gerekir.
Bu nedenlerle, Anayasa'ya aykırılığı saptanan ya da iptaline karar
verilen bir yetki yasasına dayanılarak çıkarılan KHK'lerin, Anayasa'nın
Başlangıç'ındaki "Hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen
hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına
çıkamayacağı", 2. maddesindeki "Hukuk Devleti"
ilkeleriyle 6. maddesindeki "Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz" kuralı ve KHK çıkarma
yetkisine ilişkin 91. maddesiyle bağdaştırılmaları olanaksızdır.
İtiraz konusu kuralı içeren 504 sayılı Kanun Hükmünde Kararname,
24.6.1993 günlü, 3911 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak çıkartılmıştır.
KHK'nin dayandığı 3911 sayılı Yetki Yasası, Anayasa Mahkemesi'nin 16.9.1993
günlü, Esas 1993/26, Karar 1993/28 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Böylece,
504 sayılı KHK anayasal dayanaktan yoksun kalmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Anayasa'ya aykırı görülerek iptal
edilen 3911 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak çıkarılmış bulunan 504 sayılı
KHK, Anayasa'nın Başlangıç'ında yer alan kayıtsız şartsız Türk Milleti'nin olan
egemenliği "... millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve
kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla
belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;" 2. maddesindeki "Hukuk
Devleti", 6. maddesindeki "Hiçbir kimse veya organ kaynağını
Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz" ilkeleriyle, KHK çıkarma
yetkisine ilişkin 91. maddesine aykırıdır. Bu durum karşısında, 504 sayılı
KHK'nin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin iptali gerekir.
Güven DİNÇER ile Lütfi F. TUNCEL bu görüşe katılmamıştır.
D- İptalin Diğer Kurallara Etkisi
2949 sayılı Yasa'nın 29. maddesinin ikinci fıkrasında,
"Ancak başvuru, kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya İçtüzüğün sadece
belirli madde veya hükümleri aleyhinde yapılmış olup da, bu belirli madde veya
hükümlerin iptali kanunun, kanun hükmünde kararnamenin veya İçtüzüğün bazı
hükümlerinin veya tamamının uygulanmaması sonucunu doğuruyorsa, Anayasa
Mahkemesi, keyfiyeti gerekçesinde belirtmek şartıyla, kanunun, kanun hükmünde
kararnamenin veya İçtüzüğün bahis konusu öteki hükümlerinin veya tümünün
iptaline karar verebilir" denilmektedir.
KHK'nin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin iptali
sonucunda, ikinci ve üçüncü tümcelerin uygulanma olanağı kalmadığından ikinci
ve üçüncü tümcelerinde 2949 sayılı Yasa'nın 29. maddesi uyarınca iptallerine
karar verilmesi gerekir.
V- SONUÇ
A- 2.9.1993 günlü, 504 sayılı "Yedi İlde Büyükşehir
Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"nin 1. maddesinin
üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
Güven DİNÇER ile Lütfi F. TUNCEL'in karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,
B- 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 1. maddesinin üçüncü
fıkrasının birinci
tümcesinin iptali nedeniyle uygulama olanağı kalmayan ikinci ve
üçüncü tümcelerinin de İPTALİNE, OYBİRLİĞİYLE, 14.7.1998 gününde karar verildi.
Başkan
Ahmet Necdet
SEZER
|
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Haşim KILIÇ
|
Üye
Yalçın ACARGÜN
|
Üye
Mustafa BUMİN
|
Üye
Sacit ADALI
|
Üye
Ali HÜNER
|
Üye
Lütfi F.
TUNCEL
|
Üye
Fulya
KANTARCIOĞLU
|
Üye
Mahir Can
ILICAK
|
Üye
Rüştü SÖNMEZ
|
|
|
|
|
KARŞIOY
YAZISI
Anayasa Mahkemesi'nin 14.7.1998 günlü, Esas 1998/34, Karar 1998/46
sayılı kararıyla, 3911 sayılı Yetki Yasası'na dayanılarak çıkarılan 2.9.1993
günlü, 504 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesinin üçüncü fıkrasının
kimi kurallarının iptaline karar verilmiştir.
Bu iptal kararına, Anayasa Mahkemesi'nin 9.11.1995 günlü, Esas
1995/53, Karar 1995/57 sayılı kararındaki karşıoy gerekçelerimizle
katılmıyoruz. (AYMD. Sayı: 31, Sahife: 748-750)
Başkanvekili
Güven DİNÇER
|
Üye
Lütfi F.
TUNCEL
|