ANAYASA
MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı: 1989/23
Karar Sayısı: 1990/26
Karar Günü: 25.10.1990
R.G. Tarih-Sayı :09.01.1991-20750
İPTAL DAVASINI AÇAN: Anamuhalefet Partisi (Sosyaldemokrat Halkçı
Parti) TBMM Grubu Adına Grup Başkanı Erdal İNÖNÜ.
İPTAL DAVASININ KONUSU : 16.6.1989 günlü, 3585 sayılı "6762
Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun"un, Anayasanın 2., 5., 10. ve 48. maddelerine aykırılığı öne sürülen
1., 2., 3., 4., 5. ve 6. maddelerinin iptalleri istemidir.
II- YASA METİNLERİ:
A. İptali İstenen Yasa Kuralları:
4.7.1989 günlü, 20215 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 3585
sayılı Yasa'nın iptali istenen maddeleri şunlardır:
l- "Madde 1.- Türk Ticaret Kanununun 388 inci maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
4- Toplantı ve Karar Nisabı
Madde 388.- Şirketin tabiiyetini değiştirmek veya pay sahiplerinin
taahhütlerini artırmak hususundaki kararlar için, bütün pay sahiplerinin
ittifakı şarttır.
Şirketin mevzuu veya nev'inin değiştirilmesine taalluk eden umumî
heyet toplantılarında şirket sermayesinin en az üçte ikisine malik olan pay
sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması şarttır. İlk toplantıda
sermayenin üçte ikisi temsil edilmediği takdirde, idare meclisi, umumî heyeti
usulüne uygun olarak ikinci defa toplantıya çağırabilir. İkinci toplantının
yapılabilmesi için, esas sermayenin yarısına malik olan pay sahipleri veya
temsilcilerinin hazır bulunması gerekir.
Birinci ve ikinci fıkralarda yazılı hususlar dışındaki değişiklikler
için yapılacak umumî heyet toplantılarda şirket sermayesinin en az yarısına
malik olan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunmaları gerekir. İlk
toplantıda bu nisap hâsıl olmadığı takdirde, 368 inci maddeye uyulmak suretiyle
en geç bir ay içinde ikinci bir toplantı yapılabilir. İkinci toplantıda
müzakere yapabilmek için, şirket sermayesinin en az üçte birine malik olan pay
sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması yeterlidir.
ikinci ve üçüncü fıkralara göre toplanan umumî heyetin kararlan
mevcut reylerin ekseriyetiyle verilir."
2- "Madde 2.- Türk Ticaret Kanununun 389 uncu maddesi
başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
5- İmtiyazlı Pay Sahipleri Genel Kurulu
Madde 389.- Umumî heyetçe esas mukavelenin değiştirilmesine dair
verilen karar imtiyazlı hisse senedi sahiplerinin haklarını ihlal edecek
mahiyette ise bu karar, adı geçen pay sahiplerinin yapacakları hususî bir
toplantıda verecekleri diğer bir kararla tasdik olunmadıkça, infaz edilemez. Bu
heyeti idare meclisi veya murakıplar toplantıya çağırmaya mecburdur. Heyet
azasından herhangi birisi de çağırabilir. Bu hususî toplantıda müzakere ve
karar nisabı, 388 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları hükümlerine
tabidir."
3- "Madde 3.- Türk Ticaret Kanununun 396 ncı maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Bu hususta 388 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası hükümleri
uygulanır. Kararda bilirkişi raporunun sonucu açıklanarak sermaye
azaltılmasının ne tarzda yapılacağı gösterilir."
4- "Madde 4.- Türk Ticaret Kanununun 423 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Madde 423.- Esas mukavele, tahviller çıkarılmasına müsait bulunsa
bile, bu hususta umumî heyet tarafından karar verilmesi lazımdır. Bu kararın
muteber olması için 388 inci maddenin üçüncü fıkrasındaki müzakere nisabının ve
son fıkrasındaki ekseriyetin vücudu şarttır. Umumî heyetçe verilen karar,
tescil ve ilan edilmedikçe infaz edilemez."
5- "Madde 5.- Türk Ticaret Kanununun 434 üncü maddesinin
dokuzuncu bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
9- 388 inci maddenin ikinci ve dördüncü fıkralarına uygun olarak
umumî heyetçe feshe karar verilmiş olması."
6- "Madde 6.- Türk Ticaret Kanununun 443 üncü maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Aktiflerin toptan satılabilmesi için umumî heyetin kararı
gereklidir. Bu karar hakkında 388 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkraları
uygulanır."
B. Dayanılan Anayasa Kuralları:
1- "Madde 2.- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk
milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir."
2- "Madde 5.- Devletin temel amaç ve görevleri,Türk
milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti
ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet
ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyalengelleri
kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi içingerekli şartları
hazırlamaya çalışmaktır."
3- "Madde 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî
düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun
önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."
4- "Madde 48.- Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme
hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak
tedbirleri alır."
III- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi uyarınca Mahmut C.
CUHRUK, Yekta Güngör ÖZDEN, Necdet DARICIOĞLU, Yılmaz ALİEFENDİOĞLU, Muammer
TURAN, Servet TÜZÜN, Mustafa ŞAHİN, İhsan PEKEL, Selçuk TÜZÜN, Ahmet N. SEZER
ve Erol CANSEL'in katılmalarıyla 7.9.1989 günü yapılan ilk inceleme
toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından esasın incelenmesine
oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV- ESASIN İNCELENMESİ:
Davanın esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi, iptali istenilen
Yasa ve dayanılan Anayasa kuralları ile bunların gerekçeleri ve öteki yasama
belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A. Dava Konusu Kuralların Anlam ve Kapsamı:
l- 16.6.1989 günlü, 3585 sayılı "6762 Sayılı Türk Ticaret
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun"un 1.
maddesiyle, Türk Ticaret Yasası'nın 388. maddesinin "Nisap ve
ekseriyet" biçimindeki başlığı "Toplantı ve Karar Nisabı"na
dönüştürülmüş, maddenin ilk fıkrası aynen benimsenmiş diğerleri ise
değiştirilmiştir. İkinci fıkra, 388. maddenin önceki ikinci ve üçüncü
fıkralarının kimi değişikliklerle birleştirilmelerinden oluşturulmuştur.
Değişiklikten önce, şirketin konusu ve türünün değiştirilmesiyle ilgili olarak
yapılacak, birbirini izleyen ikigenel kurul toplantısı için toplantı yeter
sayısı dörtte üç iken, bu oran yeni düzenleme ile ilk toplantı için üçte ikiye,
ikinci toplantı için yarıya düşürülmüştür. Öte yandan, eski ikinci fıkra
metninde "sermayenin en az dörtte üçüne malik olan pay sahiplerinin veya
temsilcilerinin" hazır bulunmaları koşulundan söz edilmesine karşın bir
sonraki fıkrada "sermayenin dörtte üçüne malik olan pay sahiplerinin"
hazır bulunmalarından söz edilmesi nedeniyle üçüncü fıkra, "temsilci"
sayısının bu orana dahil edilmeyeceği yorumuna açık bulunmakta iken yeni
metinde, "Sermayenin üçte ikisi temsil edilmediği takdirde" ibaresi
kullanılmak suretiyle bu duraksama giderilmiştir.
Birinci ve ikinci fıkralarda yazılı hususlar dışındaki
değişiklikler için yapılacak genel kurul toplantıları bakımından değişiklikten
önceki metinde, birinci toplantıda sermayenin en az dörtte üçüne, ikinci
toplantıda en az yarısına malik olan pay sahiplerinin ya da temsilcilerinin
hazır bulunmaları koşulu aranırken bu oran sırasıyla yarıya ve üçtebire
düşürülmüştür. Eski metin, ikinci toplantıda gerekli sayıya erişilememişse
üçüncü bir toplantı yapılabileceğini, bu toplantının yapılabilmesi için
ortaklık sermayesinin en az üçte birine malik olan pay sahiplerinin ya da
temsilcilerinin hazır bulunmalarını yeterli saymaktaydı. Yeni düzenlemede
üçüncü toplantıya yer verilmemiştir.
Değişiklikten önce sonuncu fıkra, maddenin ikinci, üçüncü ve
dördüncü fıkralarına göre toplanan genel kurul kararlarının mevcut oyların üçte
ikisiyle verileceğini öngörmekte iken, yeni düzenlemede basit çoğunluk esası
kabul edilmiştir.
2- Yasa'nın iptal konusu ikinci maddesiyle Türk Ticaret Yasası'nın
imtiyazlı pay sahipleri genel kurulu ile ilgili 389. maddesinde değişiklik
yapılmıştır. Buna göre eskiden birinci, ikinci, üçüncü toplantılar için
toplantı yeter sayısı dörtte üç, yarım ve üçte bir iken 388. maddenin üçüncü ve
dördüncü fıkralarına yapılan gönderme nedeniyle, bu oran sırasıyla, yarım ve
üçte bir olarak belirlenmiş, üçüncü toplantı kaldırılmış ve karar yeter sayısıda
üçte ikiden basit çoğunluğa çekilmiştir.
3- Yasa'nın 3. maddesiyle, Türk Ticaret Yasası'nın şirket
sermayesinin azaltılmasıyla ilgili 396. maddesinde yapılan değişiklik, maddenin
ikinci fıkrasının "Bu hususta 388. maddenin ikinci fıkrası ile son fıkrası
hükümleri tatbik olunur." biçimindeki tümcesinin "Bu hususta 388 inci
maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası hükümleri uygulanır." biçimine
dönüştürülmesinden ibarettir. Böylece dörtte üç olan toplantı yeter sayısı yeni
düzenleme ile yarım ve üçte bire, kararyeter sayısı da üçte ikiden basit
çoğunluğa çevrilmiştir.
4- Yasa'nın 4. maddesiyle, Türk Ticaret Yasası'nın tahvil çıkarma
ile ilgili 423. maddesindeki toplantı ve karar yeter sayısı 388. maddenin
üçüncü ve son fıkrasına yollamada bulunularak yeniden saptanmıştır. Farklılık,
396. madde için yapılan açıklamada belirtildiği gibidir.
5- Yasa'nın 5. maddesiyle, Türk Ticaret Yasası'nın 434. maddesinin
dokuzuncu bendi değiştirilmiştir. Buna göre anonim şirketin feshine karar
verilebilmesi için toplantı yeter sayısı dörtte üçten, üçte iki ve yarıma,
karar yeter sayısı ise üçte ikiden, basit çoğunluğa indirilmiştir.
6- Yasa'nın 6. maddesiyle, şirketin tasfiyesi sırasında aktiflerin
toptan satılabilmesiyle ilgili 443. maddenin ikinci fıkrası değiştirilmiştir.
Yeni düzenlemede 388. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına gönderme
yapılarak toplantı yeter sayısı, daha önce sırasıyla dörtte üç, yarım ve üçte
bir iken bu defa yarını ve üçte bire, karar yeter sayısı ikinci toplantı için,
üçte iki iken basit çoğunluğa düşürülmüş, üçüncü toplantıya yer verilmemiştir.
7- Görülüyor ki, anonim ortaklık genel kurulunun belli konularda
toplantı yapabilmesi ve karar alabilmesi için öngörülen özel yeter sayılar
inceleme konusu yasa ile aşağıya çekilmiş ise de, ortakların veya
temsilcilerinin toplantılara katılmalarına ve oy kullanmalarına engel bir
düzenleme yoktur.
B. Anayasa'ya Aykırılık Sorunu:
İlgili bölüme özet olarak alınan dava dilekçesinde açıklanan
nedenlerle, anonim şirketlerde 3585 sayılı Yasa ile toplantı ve karar yeter
sayılarının mâkul olmayan bir oranda değiştirilmesinin anonim şirketler
hukukunu tahrip, hattâ ortadan kaldırır bir nitelikte olduğu belirtilerek söz
konusu düzenlemenin Anayasa'nın 2., 5., 10. ve 48. maddelerine aykırı olduğu
ileri sürülmektedir.
İnceleme konusu 3585 sayılı Yasa'nın gerekçesinde böyle bir
değişikliğe gidilme nedeni, "Burada toplantı ve karar nisabı için
öngörülen yüksek düzeydeki oranlar sebebiyle esas mukavele tadilinde güçlükle
karşılaşılmakta bazen de esas mukavelelerin zorunlu hallerde dahi tadil edilmemesi
sonucuna yol açılmaktaydı ..... belirtilen sakıncaları gidermek için maddenin
Anonim Şirketlere esas mukavele tâdili için aradığı toplantı ve karar nisabının
daha gerçekçi olarak belirlenmesi ihtiyacı hâsıl olmuştur." biçiminde
açıklanmıştır. (TB.MM. Tutanak Dergisi, Cilt: 29, Birleşim 103, S. Sayısı: 266,
Sayfa: 1).
Gerçekten de özellikle halka açılan anonim ortaklıklarda, değişik
şehirlerde yerleşik çok sayıda pay sahibi bulunması nedeniyle sermayenin büyük
bölümünü elinde bulunduran pay sahiplerinin genel kurul olarak toplanmaları
güçtür. Bu nedenle Türk Ticaret Yasası'nın 372. maddesindeki düzenleme ile,
kural olarak, genel kurul toplantısı yapılabilmesi için sermayenin en az dörtte
birini temsil eden pay sahiplerinin hazır bulunması yeterli görülmüştür. İlk
toplantıda bu yeter sayıya erişilmemesi durumunda, ikinci toplantıda hazır
bulunan pay sahipleri temsil ettikleri sermaye miktarına bakılmaksızın toplantı
yapmaya ve karar almaya yetkilidirler. Görülüyor ki, organların atanması,
hesapların onanması, kazancın dağıtılması gibi ortaklık işlerine ilişkin önemli
konularda, ilk toplantı için 1/4 çoğunluk yeterli bulunmuş, ikinci toplantının
ise katılanların sayısına bakılmaksızın yapılması amaçlanmıştır. Pay
sahiplerinin dağınıklığıve sayılarının çokluğu, küçük pay sahiplerinin
ilgisizlikleri nedeniyle anonim ortaklıkların işleyişini kolaylaştırmak
amacıyla temelde böyle bir çözüm zorunlu olmuştur. Aynı biçimde kararların
basit çoğunlukla verilmesi ilke olarak öngörülmüştür (Md. 378).Durum böyle
iken, yukarıda incelenen kimi konular hakkında, genel kurulların toplanmalarını
ve karar almalarını kolaylaştıran bu yeter sayıların uygulanması yoluna
gidilmemiş, dava konusu yapılan yeter sayılar getirilmiştir. Yasakoyucu, böyle
bir düzenlemeye gitmekle bir yandan yüksek düzeydeki eski yeter sayılar
nedeniyle alınmasında güçlüklerle karşılaşılan bu tür kararlar önündeki
engelleri bir ölçüde kaldırıp, anonim şirketlerin genel kurullarına işlerlik
kazandırmaya çalışmıştır. Diğer taraftan küçükpay sahiplerinin korunması
yönünden genel kurul toplantı ve karar yeter sayıları için uzlaştırıcı makul
bir yol tutulmuştur. Türk Ticaret Yasası'nda küçük pay sahiplerinin korunması
amacıyla çeşitli önlemler de alınmıştır. Örneğin, esas sözleşmenin
değiştirilmesi amacıyla yapılan toplantılarda her payın, imtiyazlı da olsa, bir
oy hakkı vardır (Md. 387). Genel Kurul kararlarına karşı pay sahiplerine iptal
davası açma hakkı tanınmıştır (Md. 381). Öte yandan, Yasa nın 274. maddesi,
anonim şirket işlemlerininilgili Bakanlıkça tüzükte belirtildiği biçimde
denetleneceğini öngörmektedir. Bu madde uyarınca çıkarılan 15.7.1972 günlü,
"Ortaklıkların Denetimine Dair Tüzük" hükümleri gereğince, anonim
ortaklıkların izne bağlı kuruluşlarından başlanarak, fesihlerine kadar tüm
aşamalardaki işlemleri, kendi denetim organları dışında, Ticaret Bakanlığı'-nca
da denetlenmektedir. Menkul kıymetleri halka sunulan ya da ortak sayısı 100 den
fazla olduğu için böyle sayılan anonim ortaklıklar 28.7.1981 günlü, 2499 sayılı
SermayePiyasası Yasası'nın 45. maddesi uyarınca Sermaye Piyasası Kurulu
denetçileri ya da maliye müfettişleri, hesap uzmanları ve bankalar yeminli
murakıpları tarafından denetlenirler.
Küçük sermaye birikimlerini büyük malî, ticarî ve sanayi
kuruluşlar durumunda toplayan anonim şirketler, günümüzde en önemli iktisadî ve
sosyal müesseseler arasında yer almıştır.
Anonim ortaklıklar, sağladıkları büyük sermayelerle, sınırlı
sorumluluğun ve tüzelkişi olmanın verdiği olanaklardan da yararlanarak, önemli
girişimler gerçekleştirmişler ve ülkelerinin kalkınmalarında yararlı
olmuşlardır. Bu önemli kuruluşların çağdaş gelişmelere uygun biçimde çabuk
karar alma olanaklarının sağlanması yerine engellerin sürdürülmesi ulusal
ekonominin ve ortakların zararınadır.
Genel kurulun karar almasını güçleştirecek, hattâ olanaksız
kılacak hükümler, yönetimi engellemekte ve teşebbüslerin gelişmesini
duraksatmaktadır. Anonim şirketlerin kârlılık ve çağdaş işletmecilik esaslarına
uygun olarak verimli biçimde çalıştırılması gerekir. Önemli olan husus, her ortağın
istediği zaman genel kurul toplantılarına katılarak oy kullanabilmesi,
gerektiğinde genel kurul kararlarına karşı dava hakkının var olmasıdır.
Anonim ortaklıkların, çok sayıda ortağı ilgilendiren ekonomik ve
sosyal işlevi karşısında bu kuruluşlar için benimsenen sistem ne olursa olsun
faaliyetleri hemen tüm ülkelerde başlangıçtan beri devletçe izlenip
denetlenmiştir. Anayasaya aykırılık savlarının bu görüşler gözönünde
bulundurularak değerlendirilmesi yerinde olacaktır.
l- Anayasa'nın 2. Maddesine Aykırılık Yönünden İnceleme:
Dava dilekçesinde iptali istenilen Yasa kuralının, toplantı ve
karar yeter sayılarını makul olmayan bir ölçüde değiştirmesi nedeniyle hukukun
yarattığı anonim ortaklık anlayışını tahrip, hattâ ortadan kaldırabilecek bir
düzenleme olduğu, âdil olmayan bu düzenlemenin sosyal devlet kavramıyla da
bağdaşmadığı, edinilmiş hakları zedelediği ileri sürülmektedir.
Belirtmek gerekir ki, dilekçede yeni düzenleme nedeniyle küçük pay
sahipleri için konu edilen riskler yüksek yeter sayılara karşın eski düzenleme
için de gerçerliydi. Ancak ortaklar, bu riskler karşısında güvencesiz
bırakılmamıştır. Özellikle pay sahipleri risk olasılığı karşısında ortaklık
faaliyetleriyle daha yakından ilgilenip toplantılara katılarak görüş ve
oylarıyla kendi çıkarlarını gözetebilir.
Öte yandan, Türk Ticaret Yasası'nın 381. maddesindeki öğelerin
gerçekleşmesi koşuluyla pay miktarı ne olursa olsun her pay sahibine, yasa ya
da esas sözleşme hükümlerine ve özellikle öznel iyi niyet esaslarına aykırı
olan genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma hakkı tanınmıştır. Anonim
ortaklıkların faaliyetlerinin ilgili bakanlıkça sürekli izlenip genel kurul
toplantılarının yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olmasını sağlamak amacıyla
toplantılarda Bakanlık Komiserinin hazır bulundurulması, ortaklıkların
kuruluşlarından başlanarak fesihlerine kadar tüm aşamalardaki işlemlerin
Ticaret Bakanlığı'nca denetlenmesi de başka bir güvencedir.
Eski metin de, yeni metin de Yasama Organının tercihini yansıtan
yasa kurallarıdır. Burada Yasakoyucunun bir seçimi konusudur. Eski metinin
belirlediği toplantı ve karar yeter sayılarının Anayasaya uygun yeni metinle
belirlenenlerin Anayasaya aykırı oldukları yolundaki görüşü kanıtlamak güçtür.
Eski metindeki oranların hukukun genel ilkelerinden çıkarıldığı, yeni oranlan
ise bunlara aykırı düştüğü savunulamaz. Değiştirilen oranlan her zaman, her
yerde, her ülke için geçerli, gerekliliği uygulamalarla saptanmış
değiştirilemez yeter sayılar olarak nitelendirmek inandırıcı olmaz. Bu
oranların genel kurulların toplanıp belli konularda gerekli kararları
almalarını güçleştirmesi, hattâ olanaksızlaştırması Yasakoyucuyu, hem özel
toplantı ve karar yeter sayılarının saklı tutulmasını, hem de genel kurul
toplantılarına işlerlik kazandırılmasını sağlayacak mâkul bir oranla orta bir
yol izlemeye yönelmiştir. Ekonomik hayatta, zamanında ve çabuk karar alınması
gereken bir konuda gecikme hattâ toplanma ve karar vermede olanaksızlığa varan
engellerle karşılaşılması anonim ortaklığın verim ve kârlılığını etkilemekte,
sonuçta ortaklığın, ortakların ve ulusal ekonominin kaybı olmaktadır.
Anonim ortaklıkları, büyük işletmeleri toplumun bütün tabakalarına
yaygınlaştırmak ve kârlarını küçük pay sahiplerine de dağıtmak suretiyle sosyal
bir işlev yerine getirilmiş olacaktır.
Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak
gerçek eşitliği, sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet
demektir. Anayasa'daki sosyal hukuk devlet anlayışının anonim şirketler
yönünden yürürlükteki hukuka yansıması, sermayenin geniş halk tabakalarına
yayılması yoluyla toplumda servet ve gelirin adaletli biçimde paylaşılmasına
yardımcı olmayı ve buna katkıda bulunmayı gerektirir. Ayrıca, bu amacı
gerçekleştirmek için küçük sermaye sahiplerinin paylarını korumak ve kâr
dağıtımını bu yönde gözetmek Yasakoyucunun yükümlülüğüdür. Böylece bir ticaret
ortaklığının asıl amacı sürekli biçimde kazanç elde etmek olduğuna göre, daha
ekonomik ve verimli çalışmayı, bütün ortakların bu arada küçük pay sahiplerinin
veulusal ekonominin yararına sonuç oluşturmayı sağlamak için yapılan bir
düzenlemenin hukuk ilkelerine aykırı olduğunu kanıtlamak olanaksızdır. Kaldıki,
Yasakoyucu yine yukarda belirtildiği üzere küçük pay sahiplerine güvence
sağlayacak kurallar da getirmiştir. Adaletli bir düzenlemeden ya da sosyal
hukuk devleti gereklerine uygun bir düzenlemeden söz etmek için mutlaka eski
toplantı ve karar yeter sayılarının korunması gerekmez. Değişen koşulları ve
ekonomik, gerekleri gözönünde tutan Yasakoyucu, belli konularda karar alabilme
ve ortakların korunması ilişkisindeki dengeyi bu yeter sayılarda görmüş, tercih
hakkını kullanmıştır.
Dilekçede, inceleme konusu Yasayla yapılan değişikliklerin
edinilmiş hakları (kazanılmış haklan) zedelediği görüşü de yer almaktadır.
Kazanılmış hak sözcüğü, hukukun en belirsiz, uygulama sahası çok dar, genel
hukuksal durumlarda konu edilemeyen bir kavramdır. Yönteme ilişkin kural
işlemlerinin değişmesi kişiler yönünden kazanılmış hak doğurmaz. Çünkü, yönteme
değişiklik getiren yeni kuralın, yeni olayda uygulanması kamu yararının daha
fazla bulunduğu var sayımına dayanır. Kişi, işin yapıldığı andaki hukuken
geçerli yönteme bağlı olarak öznel ilişki kurma durumundadır. Kazanılmış hak,
kişinin bulunduğu statüden doğan (maaş gibi), tahakkuketmiş ve kendisi yönünden
kesinleşmiş, kişisel niteliğe dönüşmüş, somutlaşmış haklar için söz konusudur.
Ekonomik koşullara ve yönetimin gereksinimine göre her zaman
değiştirilebilecek olan, anonim ortaklıklarda toplantı ve karar yeter sayısı
ile ilgili oranlardır. Her üye için geçerli, farklılık gözetmeyen, yönteme
ilişkin söz konusu kuralın kişisel niteliğe dönüşmüş kazanılmış hakla
ilgilendirilmesi olanaksızdır. Bu düzenleme, genel nitelikte ve yönteme ilişkin
olup ortakların hiç birine bir ayrıcalık getirmemekte, toplantıya katılma ve oy
kullanma hakkını engellememektedir.
Kazanılmış haklar, Türk Ticaret Yasası'nın 385. maddesinde de
"Kazanılmış haklar.... umumî heyetin toplantılarına iştirak hakkından
doğan, hususiyle âzalık, rey kullanmak, iptal davası açmak, kâr payı almak ve
tasfiye neticesine iştirak etmek gibi haklardır, biçiminde belirtilmiştir,
inceleme konusu düzenlemenin bu kapsama alınmayacağı açıktır.
Sonuç olarak, inceleme konusu kuralların Anayasa'nın 2. maddesine
aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
2- Anayasa'nın 5. Maddesine Aykırılık Yönünden İnceleme:
Anayasa'nın 5. maddesi, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamayı Devletin temel amaç ve görevleri arasında saymaktadır.
Yapılan düzenlemenin, küçük pay sahiplerinin karara ve yönetime
katılması ile kâr paylarından yararlanmalarını engelleyen bir yönü yoktur.
Yukarıda da belirtildiği gibi, Yasakoyucu gerekli konularda özel toplantı ve
karar yeter sayıları belirlemiştir. Genel kuralın, ilk toplantıda l/4'lük bir
temsil araması,ikinci toplantı içinse hiçbir yeter sayı aramaması biçiminde
olduğu gözetilirse, 388. maddeyle belirlenen ve en azı 1/3 düzeyinde olan yeter
sayıların, küçümsenecek boyutlar da olmadığı anlaşılır.
Yüksek yeter sayılar nedeniyle özellikle küçük pay sahiplerinin
ilgisizliğinden, en zorunlu konularda karar alınamaması ya da zamanında karar
alınamamasının toplantıya katılmayan ortaklarla birlikte tüm pay sahiplerine
verdiği zarar gözardı edilemez. Bu sakıncaları gidermeyi amaçlayan ve hukuksal
niteliği, Anayasa'nın 2. maddesi ile ilgili bölümde açıklanan düzenlemenin,
Anayasa'nın 5. maddesine aykırı bir yönü yoktur.
3- Anayasa'nın 10. Maddesine Aykırılık Yönünden İnceleme:
Yapılan düzenlemenin büyük pay sahipleri için bir imtiyaz
niteliğinde olduğu belirtilmektedir.
Her paya oy hakkı tanındığına, her pay sahibinin toplantıya
katılmaya hakkı bulunduğuna göre inceleme konusu Yasa'nın bir grup için imtiyaz
oluşturduğu savı yerinde değildir. Toplantıya katılanlar için belli koşulların
gerçekleşmesi durumunda alınan kararlara karşı iptal davası açma yetkisi
tanınmıştır.
Diğer yönden, esas sermayenin onda birini temsil eden pay
sahiplerine şirket yöneticileri aleyhine dava açma hakkı veren Türk Ticaret
Yasası'nın 341. maddesi ile azınlığa mutlak bir hak tanınmıştır. Azınlığın
oyuyla şirket adına dava, murakıplar tarafından açılabileceği gibi murakıplar
dışında bir vekil de atanabilir.
Bu nedenle söz konusu düzenlemenin Anayasa'nın 10. maddesine de
aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
4- Anayasa'nın 48. Maddesine Aykırılık Yönünden İnceleme:
Dilekçede, toplantı ve karar yeter sayılarının düşürülmesinin,
anonim ortaklıkların sosyal amaçlarıyla ve ulusal ekonomi gerekleriyle
bağdaşmadığı görüşü de yer almaktadır.
Anayasa'nın 48. maddesinde;
"Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine
sahiptir. Ö/el teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal
amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak
tedbirleri alır." denilmektedir.
Anonim ortaklıkların ekonomik ve yapısal özellikleri, sözleşme
değişikliklerini zorunlu kılar. Ana sözleşmenin değiştirilmesinde, oybirliği
arayan katı anlayış bugün artık terk edilmiştir. Kişi, ana sözleşmede hangi
koşullarla değişiklik yapılabileceğini ortaklık ilişkisine girmeden bilmektedir
ve bunu kabullenerek pay sahibi olmuştur. Kaldıki, her pay sahibinin ana
sözleşmenin değişikliğini gündeme alan toplantılara katılmaya ve oyunu
serbestçe belirtmeye hakkı vardır Katılmadığı ya da kendisini temsil
ettirmediği toplantılarda ana sözleşmede değişiklik yapılması, sözleşme
özgürlüğüne aykırı bir işlem sayılamaz.
Aynı nedenlerle, anonim ortaklıklarda toplantı ve karar yeter
sayısının düşürülmesi, Devletin sosyal amacına ve ulusal ekonominin gereklerine
aykırı düşmez.
Özel girişimlerin ulusal ekonominin gereklerine uygun yürümesini
sağlayacak önlemlerin alınması siyasî iktidarların tercihine bırakılmıştır. Her
iktidar uygun bulduğu önlemleri, Anayasa'da yer alan kurallara aykırı olmamak
koşuluyla, kendi ekonomi politikası çerçevesinde belirler. Anonim ortaklıklarda
karar işlevinin hızlı çalışmasıyla ekonomik gereklere daha uygun bir yönetim
biçimi gerçekleştirileceği, bunun da kârlılığı, artırıp, anonim ortaklıklarda
pay sahibi olmayı çekici kılacağı söylenebilir.
Yapılan düzenlemenin Anayasa'nın 48. maddesiyle çelişen bir yanı
yoktur.
Açıklanan nedenlerle iptal istemi reddedilmelidir.
V- SONUÇ:
16.6.1989 günlü, 3585 sayılı "6762 Sayılı Türk Ticaret
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un dava
konusu 1., 2., 3., 4., 5. ve 6. maddelerinin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
iptal isteminin reddine;
25.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Necdet
DARICIOĞLU
|
Başkanvekili
Yılmaz
ALİEFENDİOĞLU
|
Üye
Servet TÜZÜN
|
Üye
Mustafa GÖNÜL
|
Üye
Oğuz AKDOĞANLI
|
Üye
İhsan PEKEL
|
Üye
Selçuk TÜZÜN
|
Üye
Ahmet N. SEZER
|
Üye
Erol CANSEL
|
Üye
Yavuz
NAZAROĞLU
|
Üye
Güven DİNÇER
|
|
|
|
|