ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1978/56
Karar Sayısı:1978/60
Karar günü:23/11/1978
Resmi Gazete tarih/sayı:30.3.1979/16594
İPTAL
DAVASINI AÇAN : Cumhuriyet Senatosu üye tamsayısının altıda birini aşan sayıda
üyeleri.
İPTAL
DAVASININ KONUSU : 21/6/1978 günlü, 16323 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
15/6/1978 günlü, 2150 sayılı "Vatani Hizmet Tertibinden Aylık Alanların
Aylıklarının Yükseltilmesi Hakkında Kanunsun 1. maddesinde yer alan "Bütçe
Kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilmek suretiyle"
biçimindeki hükmün Anayasa'nın 2. ve 12. maddelerine aykırılığı ileri sürülmüş
ve iptali istenmiştir.
II-
YASA METİNLERİ :
l-
iptali istenen Yasa kuralı : 15/6/1978 günlü, 2150 sayılı "Vatani Hizmet
Tertibinden Aylık Alanların Aylıklarının Yükseltilmesi Hakkında Kanun"un
iptali istenen hükmü de içeren 1. maddesi 21/6/1978 günlü, 16323 sayılı Resmî
Gazete'de yayımlanan metne göre şöyledir :
"Madde
l- Bütçe kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilmek suretiyle
vatani hizmet tertibinden aylık alanların almakta oldukları aylıklar yerine
aşağıdaki esaslara göre tespit edilecek aylıklar ödenir.
a)
Aylıkların hesabında gösterge ve katsayı esası uygulanır.
b)
Gösterge rakamları kendileri için 400, dul eşleri için 300, yetim ve diğer
yakınları için 200'dür. .
c)
Aylıkların miktarı yukarıda belirtilen gösterge rakamlarının bütçe kanunlarında
gösterilen katsayı ile çarpılması suretiyle bulunur. Ancak bu şekilde
hesaplanacak aylık miktarı önceki aylıklarından az olduğundan eski aylıkların
ödenmesine devam olunur.
d)
Bu kanunun Kapsamına girenlerle ilgili özel kanunlardaki hükümler
saklıdır."
2-
Dayanılan Anayasa kuralları :
"Madde
2- Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına ve Başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, millî, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir."
"Madde
12- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep
ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz."
III-
İLK İNCELEME:
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğünün 15. maddesi uyarınca 29/6/1978 gününde Kani Vrana,
Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Şekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç, Muhittin Gürün,
Lütfi Ömerhaş, Ahmet Erdoğdu, Hasan Gürsel, Osman Tokçan, Ahmet Salih Çebi,
Adil Esmer, Nihat O. Akçakayalıoğlu, Ahmet H. Boyacıoğlu ve Necdet
Darıcıoğlu'nun katılmaları ile yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar
verilmiştir.
IV-
ESASIN İNCELENMESİ :
İşin
esasına ilişkin rapor, dava dilekçesi ve ekleri, iptali istenen yasa hükmü,
dayanılan Anayasa kuralları ve bunlara ilişkin gerekçelerle konu ile ilgili
öteki metinler okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
A-
Dava konusu hükmün kapsamı:
15/6/1978
günlü, 2150 sayılı "Vatanî Hizmet Tertibinden Aylık Alanların Aylıklarının
Yükseltilmesi Hakkında Kanun"un 1. maddesindeki "Bütçe Kanunlarına
bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilmek suretiyle" hükmünün
Anayasa'ya aykırı olduğu öne sürülmektedir.
Yasanın
1. maddesinde yer alan "Bütçe Kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde
ismen gösterilmek suretiyle" biçimindeki hüküm, Yasanın kapsamını
belirlemektedir. Buna göre (Ç) cetvelinde ismi bulunmayan kişiler, Yasadan
yararlanamıyacaklardır. Oysa, vatanî hizmet tertibinden aylık alanlar, yalnız
(Ç) cetvelinde gösterilenler değildir. Demek ki dava konusu hüküm, Yasanın uygulanma
alanı yönünden bir sınır getirmektedir. Davacı da bunun üzerinde durmakta,
vatani hizmet tertibinden aylık alanlardan bir bölümünün aylıkları
yükseltilirken ötekilerin eski durumda bırakılmasının doğru olmayacağını ileri
sürmektedir. Bu savın ne denli geçerli olduğunun saptanabilmesi için bütçe
kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde kimlerin gösterildiğinin vatani hizmeti
tertibinden aylık alıp da bu cetvelde yer almayan öteki kişilerin kimler
olduğunun belirlenmesi, daha sonra da dava konusu kuralın Anayasa açısından
incelenmesi gerekmektedir.
l-
(Ç) cetvelinde adlarıyla gösterilenler :
28/2/1978
günlü, 2143 sayılı "1978 Yılı Bütçe Kanunu"nun "Diğer
Cetveller" başlıklı 33. maddesinin ilgili bölümü şöyledir.
"Madde
33.- a) 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 29 uncu maddesi gereğince :
...................................
b)
Kanunlarla bağlanmış vatani hizmet maaşları (Ç) cetvelinde :
.....................................
gösterilmiştir."
Bu
Yasaya bağlı (Ç) cetvelinin başında "Ç-Cetveli (Vatanî Hizmet
Aylıkları)" sözcükleri yazılıdır. Bu cetvelde özel yasalarla vatanî hizmet
tertibinden aylık almakta olan 296 kişinin ismi gösterilmiştir. Bunlardan
herbirinin hangi yasaya göre, ne kadar aylık alacağı belirtilmiştir.
Bütçe
Kanununun 33. maddesinde sözü edilen 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun
29. maddesinde "vatanî hizmet tertibi" nin tanımı yapılmış değildir.
29. maddenin konuya ilişkin bölümü şöyledir:
"Muhasebei
Umumiye Kanunu bir metinden ve aşağıda yazılı cetvellerden terekküp eder :
.......................................
(H)
cetveli; hidematı vataniye tertibinden kanun ile muhassas maaşların
müfredatını,
................................
ihtiva
eder."
1978
yılı Bütçe Kanununa ekli (Ç) cetvelinde 296 kişinin adı yazılıdır. Bu sayı her
an değişebilmektedir. Ölen kişiler sonraki cetvellerden çıkarılmakta yeni
yasalarla kendilerine aylık bağlananların adları ise eklenmektedir.
Yurda
üstün hizmetler vermiş kişilere ve bunların dul ve yetimlerine savaşta, iç
ayaklanmaların bastırılmasında ya da görevi başında şehit olmuş kimselerin dul
ve yetimlerine aylık bağlanması yasa koyucu tarafından uygun görülmüş ve bu
nedenle çeşitli tarihlerde özel yasalar çıkarılmıştır. Bu Yasalardan çoğunun adlarından
yürürlüğe konulmaları nedeni kolaylıkla anlaşıldığından üzerlerinde ayrıca
durulmasına gerek görülmemiştir.
2-
(Ç) cetvelinde adları gösterilmeyenler:
İstiklâl
Madalyası sahipleri ile Kore'de fiilen savaşa katılmış olanlara da vatanî
hizmet tertibinden aylık ödenmektedir. Bu konudaki iki yasa üzerinde ayrı ayrı
durulması gerekir :
A)
24/2/1968 günlü, 1005 sayılı "İstiklâl Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatanî
Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun" un 1. maddesi
şöyledir :
"Milli
mücadeleye iştirak eden ve bu sebeple kendilerine istiklâl Madalyası verilmiş
bulunan Türk vatandaşlarına, hayatta bulundukları sürece, vatanî hizmet
tertibinden üçyüz lira aylık bağlanır.
Bu
Kanundan önce, özel bir kanunla kendilerine vatanî hizmet tertibinden aylık
bağlanmış olanlar hakkında yukarıdaki fıkra hükmü uygulanmaz."
Konu
ile ilgili bulunması nedeniyle, 1005 sayılı Yasaya ilişkin tasarının gerekçesinin
bir bölümü aşağıya alınmıştır:
"Vatani
hizmet aylıklarının tahsisi tarihinden bugüne kadar cereyan eden tatbikata göre
üstün vatanî hizmeti görülenlere veya dul ve yetimlerine hususi kanunlarla
aylık bağlanmakta ve bunların aylıkları, bütçelerin özel bölümlerinden
ödenmektedir.
Bu
aylıkların, emekli aylıklarında olduğu gibi, esas ve kıstaslarının ve sair
şartlarının umumî bir hüküm şevkiyle önceden tayin edilmesi zaman zaman
düşünülmüş ise de, her şahsın durumunun ve hizmetin mahiyetinin ayrı bir
hususiyet taşıması sebebiyle, bunlar için ayrı ayrı kanun çıkarılması şeklinde
cereyan eden tatbikatın değiştirilmesi mümkün olmamıştır.
Ancak,
bugün, İstiklâl Savaşına katılarak İstiklâl Madalyası ile taltif edilmiş
bulunan gazilerimizden bir çoğunun maddi durumlarının bozuk olduğu, muhtaç
vaziyette oldukları anlaşılmaktadır.
Millî
Mücadeleye iştirak edip vatanın müdafaası için canlarını hiçe sayan ve İstiklâl
Madalyası ile taltif edilenlerin, hizmetlerinin ehemmiyeti nazara alınarak,
bunlardan muhtaç durumda olanların geçimlerine bir yardım sağlamak maksadiyle
umumi mahiyet arz eden işbu kanun tasarısı hazırlanmıştır..." (M.M.T.D.,
Dönem: 2, Toplantı: 2, Birleşim: 21-32, Cilt: 23, S. Sayı; 439, Sayfa: 1-2)
1005
sayılı Yasaya ilişkin tasarının Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında söz
alan üyeler, İstiklâl Madalyası verilmiş bulunan herkese aylık bağlanmasının
daha doğru olacağını bildirmişlerdir. Bu görüş Genel Kurulca kabul edilmiş ve
kanunda yer alması düşünülen "muhtaçlık" koşulunun aranmasından da
vazgeçilmiştir.
b)
27/4/1976 günlü, 1985 sayılı "20/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı Kanunun l
ve 2 nci maddelerinde değişiklik yapılması ve Kore Gazilerine Aylık bağlanması
Hakkında Kanun" un 1. maddesi şöyledir:
"Millî
Mücadeleye iştirak eden ve bu sebeple kendilerine İstiklâl Madalyası verilmiş
bulunan Türk vatandaşları ile 1950 yılında Türk Tugayının Koreye ayak bastığı
Ekim ayında başlamak ve 1953 yılı Pam-munjon Ateşkes Anlaşmasına kadar Kore'de
fiilen savaşa katılmış olan Türk vatandaşlarına, hayatda bulundukları sürece,
vatanî hizmet tertibinden 85 gösterge rakamının her yıl Bütçe Kanunu ile tespit
edilen katsayı ile çarpılmasından bulunacak miktarda aylık bağlanır.
Bu
Kanundan önce özel bir kanunla kendilerine vatani hizmet tertibinden aylık
bağlanmış olanlar hakkında yukarıki fıkra hükmü uygulanmaz.
Vatani
hizmet tertibinden bağlanan aylıklar hiçbir suretle haczedilemez."
Bu
hükümler istiklâl Madalyası verilmiş olanlarla Kore savaşına fiilen katılmış
bulunan tüm vatandaşlara vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanmasını
öngörmektedir. Bu bakımdan, anılan yasa kuralları, onbinlerce yurttaşı
ilgilendirmektedir. Vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanmasını öngören öteki
yasalara göre 1005 ve 1985 sayılı yasalar genel niteliktedir.
B.
Dava konusu hükmün Anayasa'ya aykırı olup olmadığı sorunu :
l-
Anayasa'nın 2. maddesi açısından inceleme:
Davacı,
iptal istemine konu olan hükmün, "yasaların genelliği" ilkesine ters
düştüğünü ve bu nedenle de Anayasanın 2. maddesine aykırı bulunduğunu ileri
sürmektedir.
Yasaların,
ilke olarak, genel ve nesnel nitelikte bulunmaları gerekmekte ise de, yasa
koyucu kimi durumlarda, yasama yetkisini başka biçimde kullanamadığından, özel
ve öznel yasalar çıkarmak zorunluğu ile karşılaşmaktadır. Böylece, ancak
zorunlu ve ayrık durumlarda ortaya çıkan ve öğretide "biçimsel anlamda
yasa" diye adlandırılan bu yasama tasarruflarının Anayasa kuralları ile
çatışan bir yönü bulunmadığı ortadadır.
Yukarda
(A) paragrafının (1) işaretli bölümünde sözü edilen, vatanî hizmet tertibinden
aylık bağlanması konusundaki yasalar da, yasa koyucunun ilgili kişilerin
durumlarını ayrı zamanlarda ve tek tek ele almak zorunda kalması sonucu özel ve
öznel nitelikte hazırlanmış olup "Yasaların genelliği" ilkesinden
ayrılmayı zorunlu kılan bu özellikleri nedeniyle de Anayasaya aykırılıkları
düşünülemez.
Bir
hükmünün iptali istenen 15/6/1978 günlü, 2150 sayılı Yasa ise, sözü geçen özel
yasalarla bağlanan aylıkların tümüne ilişkin ve bunlara özgü yeni bir düzenleme
getirdiğinden, uygulanma alanını ve dolayısıyla niteliğini, ilişkili bulunduğu
o yasalardan ayrı düşünmeye olanak yoktur. Yani özel ve öznel yasalara ilişkin
ortak hükümler içeren bu yasa da özel ve öznel niteliktedir.
Bu
durum karşısında, düzenlediği konunun gereği "yasaların genel ligi"
ilkesinden zorunlu olarak ayrılan, iptali istenen yasa hükmünün de Anayasanın
2. maddesine aykırı bulunduğu düşünülemez.
2-
Anayasa'nın 12. maddesi açısından inceleme :
Dava
dilekçesinde, Bütçe Yasalarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde iki yüzyirmi
dolayında kişinin adı geçtiği, bunlardan ikiyüz kadarının Türkiye Büyük Millet
Meclisinin ilk üyeleri veya onların geride bıraktığı kişiler olduğu, Yasama
organının Meslek dayanışması ile de olsa böyle bir ayrıcalığa başvurmasının
uygun görülemiyeceği, bu bakımdan, vatanî hizmet tertibinden aylık alanlardan
bir bölümüne ötekilere göre ayrıcalık tanımanın Anayasa'nın 12. maddesine
kesinlikle aykırı düştüğü ileri sürülmüştür.
Anayasanın
12. Maddesinin birinci fıkrası, herkesin, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce,
felsefî inanç ve mezhep ayırımı gözetilmeksizin yasa önünde eşit olduğu; ikinci
fıkrası da, hiç bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa ayrıcalık
tanınamıyacağı kuralını koymuştur.
2150
sayılı Yasa, ülkeye üstün hizmetleri geçmiş olduğu için daha önce kendilerine
vatanî hizmet tertibinden aylık bağlanmış olan kimselerin aylıklarını günün
koşullarına uygun duruma getirmek amacıyla çıkarılmıştır. 1. maddedeki
"Bütçe Kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilmek
suretiyle" hükmü, yasanın kapsamını belirlemektedir. Bu hükme göre,
istiklâl Madalyası sahibi oldukları veya Kore Savaşına katıldıkları için
kendilerine aylık bağlananlar sözü edilen yasanın kapsamı dışında kalmaktadır.
Yasa koyucu, davacının öne sürdüğü gibi, meslekî dayanışma düşüncesiyle Türkiye
Büyük Millet Meclisinin ilk üyelerinin aylıklarını artırmış değildir. 2150
sayılı Yasadan yararlanan 208 kişi içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin
birinci döneminde bulunan üyeler ile eş ve çocuklarının önemli bir yekûn
tuttukları doğrudur, ancak, Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında gösterdikleri
büyük hizmetlerden dolayı bu üyelere veya bunlardan ölmüş bulunanların eş ve
çocuklarına 15/12/1948 günlü, 5269 sayılı Yasa ile ilk kez aylık bağlandığı,
daha sonra 18/7/1951 günlü, 5814 sayılı Yasa ile de bunun kapsamının
genişletildiği bilinmektedir. Yalnızca birinci dönem milletvekilleri için aylık
bağlanmış, öteki dönem milletvekillerinin yasa kapsamına alınmamış olması da
dayanışma düşüncesi ile hareket edilmediğini göstermektedir. 2150 sayılı Yasa
ile de özel yasalarla aylık alanların tümünün aylıkları yükseltilmiştir. Bu
yasanın çıkarılmasında da meslek dayanışmasının etkili olduğu düşünülemez.
Gerek
özel gerek 1005 ve 1985 sayılı Yasalarla vatani hizmet tertibinden kendilerine
aylık bağlananların ülkeye büyük hizmetleri geçtiği kuşkusuzdur. Bunlar
arasında yapılan ayrım, birinci düzenlemeye bağlı olanların ve yakınlarının
adlariyle yasalarda gösterilmiş olması, öteki yasalara konu edilenlerinse
"istiklâl Madalyası" verilmiş ya da "Kore'de fiilen savaşa
katılmış" bulunmasının bir ölçü olarak kabul edilmesidir.
Burada
şu yönü de belirtmekte yarar vardır. Dava dilekçesinde, özel nitelikte bir yasa
olan 2150 sayılı Yasanın kapsamını belli eden "Bütçe Kanunlarına bağlı (Ç)
işaretli cetvelde ismen gösterilmek suretiyle" biçimindeki hükmün iptali
ve böylece sözü edilen yasanın genel nitelikte bir yasa durumuna getirilmesi
Anayasa Mahkemesinden istenmektedir.
Anayasanın
4. maddesinde "Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasadan almıyan bir
devlet yetkisi kullanamaz" denildikten sonra 5. maddesinde "yasama
yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir. Bu yetki devredilemez"
kuralına yer verilmiştir.
Anayasa
Mahkemesinin, özel bir yasada yer almış kimi hükümleri ortadan kaldırmak yolu
ile başka yasalarla düzenlenmiş durumları özel yasanın kapsamı içine almaya ve
böylece o yasayı genel yasa niteliğine dönüştürmeye yetkili bulunduğu söz
konusu edilemez. O halde Anayasa Mahkemesi, Anayasaya aykırılığı öne sürülen
hükümleri o yasanın kendi yapısı içinde ele almak ve Anayasaya uygunluk
denetimini bu anlayış için de yerine getirmek durumundadır.
Öte
yandan iptali istenen yasada, söz gelimi 27/4/1976 günlü, 1985 sayılı Yasanın
1. maddesinin ikinci fıkrasında olduğu gibi "Bu Kanundan önce özel bir
kanunla kendilerine vatani hizmet tertibinden aylık bağlanmış olanlar hakkında
yukarıki fıkra hükmü uygulanmaz" biçiminde başka yasaların kapsamına
alınmış olan kişilerin haklarını kısıtlayıcı bir kural da yer almış değildir.
Bu nedenle 2150 sayılı Yasanın, öteki yasaların kapsamına giren vatani hizmet
tertibinden aylık alanların durumlarını günün koşullarına uygun hale
getirilmesine engellik ettiği de öne sürülemez.
Açıklanan
nedenlerle ayrı yasa kapsamına giren ve vatani hizmet tertibinden aylık
alanların tümünün aynı statü içinde bulunduğunu söylemek olanağı yoktur. Durum
böyle olunca, yasa koyucunun, yalnızca özel yasalarla aylık alanların
aylıklarını yükseltmesinin Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir yanı da
olamaz.
Bu
durum karşısında, 2150 sayılı Yasanın 1. maddesindeki "Bütçe Kanunlarına
bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilmek suretiyle" hükmünün
Anayasa'ya aykırı olmadığına ve davanın reddine karar verilmelidir.
V-
SONUÇ :
15/6/1978
günlü, 2150 sayılı "Vatanî Hizmet Tertibinden Aylık Alanların Aylıklarının
Yükseltilmesi Hakkında Kanun" un 1. maddesinde yeralan ve iptal davasına
konu edilen "Bütçe Kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen
gösterilmek suretiyle" biçimindeki hükmün Anayasa'ya aykırı olmadığına ve
davanın reddine, Kenan Terzioğlu'nun karşı oyuyla ve oyçokluğuyla,
23/11/1978
gününde karar verildi.
|
|
|
Başkan
Şevket
Müftügil
|
Başkanvekili
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
|
|
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Ahmet
Erdoğdu
|
Üye
Osman
Tokcan
|
|
|
|
Üye
Rüştü
Aral
|
Üye
Muammer
Yazar
|
Üye
Adil
Esmer
|
|
|
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Nahit
Saçlıoğlu
|
Üye
Hüseyin
Karamüstantikoğlu
|
|
|
|
Üye
Kenan
Terzioğlu
|
Üye
Necdet
Darıcıoğlu
|
Üye
Bülent
Olçay
|
KARŞIOY
YAZISI
Davada;
15/6/1978 tarih ve 2150 sayılı "Vatanî Hizmet Tertibinden Aylık Alanların
Aylıklarının Yükseltilmesi Hakkında Kanun" un birinci maddesinde yer alan
"Bütçe Kanunlarına bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilmek
suretiyle" deyiminin Anayasa'nın 2 ve 12 nci maddelerinde yazılı kurallara
aykırılığı nedeniyle iptali istenmiştir.
Söz
konusu tümcede ilk çözülecek husus, Vatanî hizmet tertibi kavramının ne
olduğunun saptanması gerekir. Yasalarımızda bunu belirliyen bir kural yoktur.
Anayasa'nın Başlangıç kısmındaki "Tarihi boyunca bağımsız yaşamış, hak ve
hürriyetleri için savaşmış olan" ... ve "... millî mücadele ruhunun,
millet egemenliğinin... tümcelerinde ifadesini bulan anlamdan, vatanı uğruna
canı ve kanı pahasına olağanüstü yararlıklar göstermiş bu uğurda şehir veya
gazi olmuş Türk vatandaşlarının hizmetlerinin amaç alındığı anlaşılmaktadır. Bu
görevler; Kurtuluş Savaşında Sivas Kongresince seçilen Temsil Heyeti Üyeliği
veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin Birinci Dönem üyeliğine katılmak veya cephede
çarpışmak, iç ayaklanmaları bastırmak suretiyle üstün yararlık göstermek
biçimlerinde yerine getirilmiştir.
Bu
örnekler daha da çoğaltılabilir:
Dava
konusu tümcenin anlamı bu örneklerle açıklandıktan sonra, uygulanan kanunlarda
eşitlik ilkesinin mevcut olup olmadığı hususuna gelince :
17/4/1976
günlü, 1985 sayılı "24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı Kanunun l ve 2 nci
maddelerinde değişiklik yapılması ve Kore Gazilerine aylık bağlanması
hakkındaki kanunda:
Millî
mücadeleye iştirak eden ve bu nedenle kendilerine istiklâl Madalyası verilmiş
bulunan Türk Vatandaşları ile Kore'de fiilen savaşa katılmış Türk
Vatandaşlarına hayatta oldukları sürece, Vatanî Hizmet Tertibinden 85 gösterge
rakamının her yıl Bütçe Kanunu ile tesbit edilen katsayı ile çarpılmasından bulunacak
miktarda aylık bağlanacağı açıklanmıştır.
Bu
Kanundan önce özel bir kanunla kendilerine Vatanî Hizmet Tertibinden aylık
bağlanmış olanlar hakkında yukarıki fıkra hükmünün uygulanmıyacağı hususu kabul
edilmiştir.
1050
sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 29 ncu maddesinin (B) bendinde, kanunlarla
başlanmış vatanî hizmet maaşlarının (Ç) cetvelinde Hidematı Vataniye
Tertibinden Kanun ile muhasses maaşların müfredatı da (H) cetvelinde
gösterilmiştir. Bu tertipten maaş alanların cümlesi (H) cetvelinde gösterildiği
halde 1978 yılı Bütçe Kanununa ekli (Ç) cetvelinde sadece 296 kişinin ismi
yazılmıştır. Bu Cetvelde isimleri yazılı kişiler önceleri belli miktarda Vatanî
Hizmet tertibinden aylık alırken 15/6/1978 tarihli 2150 sayılı Kanunun 1.
maddesiyle :
"Bütçe
Kanunlarına Bağlı (Ç) işaretli Cetvelde Gösterilmek Suretiyle Vatanî Hizmet
Tertibinden Aylık Alanların, Almakta Oldukları Aylıklar Yerine, aşağıdaki
esaslara göre tesbit olunacak aylıklar ödenir.
a)
Aylıkların hesabında gösterge ve katsayı esası uygulanır.
b)
Gösterge rakamları kendileri için 400, dul eşler için 300, yetim ve diğer
yakınları için 200 dür.
c)
Aylıkların miktarı yukarıda belirtilen gösterge rakamlarının bütçe kanunlarında
gösterilen katsayı ile çarpılması suretiyle bulunur. Ancak bu şekilde
hesaplanacak aylık miktarı önceki aylıklarından az olduğunda eski aylıkların
ödenmesine devam olunur.
d)
Bu kanunun kapsamına girenlerle ilgili özel kanunlardaki bölümler
saklıdır" hükmü getirilmek suretiyle bu kanuna nazaran daha genel bir
kanun olan 1005 ve 1985 sayılı Kanunlara tabi olanlara nazaran çok daha farklı
ayrıcalık tanımış, "yasa önünde eşitlik ilkesi" bu suretle
bozulmuştur. Zira eşitlik ilkesiyle güdülen amaç; aynı koşullar içinde olan,
özdeş nitelikte bulunan durumların yasalarca aynı işleme uyruk tutulmasını
gerektirir. Halbuki, kurtuluş savaşına katılan ve bu sebeple kendilerine istiklâl
Madalyası verilmiş bulunan Türk Vatandaşından bir kısmına 1005 ve 1985 sayılı
Kanunlara göre 85 gösterge üzerinden aylık bağlanacak, İstiklâl Madalyası
verilmiş bulunan ve Bütçe Kanununa bağlı (Ç) işaretli cetvelde ismen gösterilen
290 Türk Vatandaşına da 400 gösterge üzerinden aylık bağlanacaktır. Bu örnekten
de anlaşılacağı üzere yasa önünde eşitlik ilkesi zedelenmektedir.
Vatani
Hizmet Tertibinden aylık almayı düzenleyen 1005 ve 1985 sayılı genelmahiyette
kanunlar varken bunu bir tarafa bırakıp, Bütçe Kanunlarında isim gösterilmek
suretiyle belli kişilere 2150 sayılı özel nitelikteki yasayla farklı ve
ayrıcalık haklar tanınması Anayasa'nın 2 nci maddesindeki Hukuk Devleti
gereklerinden olan "Yasaların genelliği" ilkesine de ters
düşmektedir. Bu nedenlerle :
2150
sayılı Kanunun l inci maddesinde yer alan "Bütçe Kanunlarına bağlı (Ç)
işaretli cetvelde ismen gösterilmek suretiyle" deyimi Anayasa'nın 2 ve 12
nci maddelerindeki kurala aykırı görüldüğünden iptaline karar verilmesi
oyundayım.