ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1978/47
Karar Sayısı:1978/57
Karar günü:9/11/1978
Resmi Gazete tarih/sayı:3.2.1979/16539
İTİRAZ
YOLUNA BAŞVURAN : Danıştay 12. Dairesi
İTİRAZIN
KONUSU : 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar Akademileri
Kanunu"nun 1. maddesindeki "Bilimsel" ve "Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı" deyimleriyle 2. maddesinin birinci fıkrasındaki
"Millî Eğitim Bakanının onayı ile yapılır." deyiminin Anayasa'nın
120. maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenmiştir.
I-
OLAY :
Davacı
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Başkanlığı, Kültür Bakanlığı aleyhine
17/2/1977 gününde, Danıştay'da açtığı iptal davasında; İstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Sinema Televizyon Enstitüsü bünyesindeki "Film
Arşivi" nin döner sermayesi, elemanları, labaratuvar ve binaları ile
birlikte, Enstitüden ayrılarak "Devlet Film Arşivi" adıyla bağımsız
bir müdürlük olarak Kültür Bakanlığına bağlanmasına ilişkin davalı Bakanlığın
almış olduğu 6/1/1977 günlü, 227-27 sayılı kararın usûl ve kanuna aykırı
olduğunu ileri sürerek iptalini istemiştir. Dava dilekçesinde ayrıca, bu işleme
dayanak tutulan 1172 sayılı. Yasanın 1. ve 2. maddeleriyle öteki bir kısım
maddelerinin Anayasa'nın 120. maddesindeki Üniversite özerkliğine aykırı olduğu
öne sürülmüş ve bu hükümlerin de iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması
istenmiştir.
Danıştay
12. Dairesi; 1172 sayılı Yasanın 1. ve 2. maddelerinin davada uygulanmaları söz
konusu olduğundan, 1. maddede yeralan "bilimsel" sözcüğü ile
"Millî Eğitim Bakanlığına bağlı" deyiminin ve 2. maddenin birinci
fıkrasındaki "Millî Eğitim Bakanının onayı ile yapılır" tümcesinin
Anayasa'nın 120. maddesine aykırı olduğu iddiasını ciddi görerek iptalleri için
Anayasa'nın değişik 151. ve 44 sayılı Yasanın 27. maddeleri uyarınca Anayasa
Mahkemesine başvurmuştur.
III-
METİNLER:
l-
İtiraza konu edilen Yasa metni :
İtiraz
konusu hükümleri de içeren 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel
Sanatlar Akademileri Kanunu"nun 1. maddesi ile 2. maddesinin birinci
fıkrası şöyledir:
Madde
l- Devlet Güzel Sanatlar Akademileri, bölümleri ve enstitülerden kurulu,
bilimsel özerkliği olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı, yüksek dereceli,
öğretim, inceleme ve araştırma kurumlandır.
Madde
2- Birinci fıkra : Devlet Güzel Sanatlar Akademileri bu kanuna göre, Milli
Eğitim Bakanlığınca kurulur, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisine bağlıdır. Akademilerde yeniden bölüm açılması veya
bunların birleştirilmesi, yahut, kaldırılması Akademi Temsilciler Kurulunun
teklifi ve Milli Eğitim Bakanının onayı ile yapılır.
2-
İtiraza dayanak yapılan Anayasa kuralı :
Madde
120- (20/9/1971 günlü, 1488 sayılı Yasa ile değişik) Üniversiteler, ancak
Devlet eliyle kanunla kurulur. Üniversiteler, özerkliğe sahip kamu tüzel
kişileridir.
Üniversite
özerkliği, bu maddede belirtilen hükümler içinde uygulanır ve bu özerklik,
üniversite binalarında ve eklerinde suçların ve suçluların kovuşturulmasına
engel olmaz.
Üniversiteler,
Devletin gözetimi ve denetimi altında, kendileri tarafından seçilen organları
eliyle yönetilir. Özel kanuna göre kurulan Devlet Üniversiteleri hakkındaki
hükümler saklıdır.
Üniversite
organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları, Üniversite dışındaki makamlarca,
her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılamazlar. Son fıkra
hükümleri saklıdır.
Üniversite
öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştırma ve yayında bulunabilirler.
Üniversitelerin
kuruluş ve işleyişleri, organları ve bunların seçimleri, görev ve yetkileri,
üniversiteler üzerinde, Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri
ve üniversite organlarının sorumluluğu, öğrenim ve öğretim hürriyetlerini
engelleyici eylemleri önleme tedbirleri, üniversiteler arasında ihtiyaca göre
öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevlendirilmesinin sağlanması, öğrenim ve
öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine
ve kalkınma planı ilkelerine göre yürütülmesi esasları kanunla düzenlenir.
Üniversitelerin
bütçeleri, genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak
yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Üniversitelerle
onlara bağlı fakülte, kurum ve kuruluşlarda öğrenim ve öğretim hürriyetlerinin
tehlikeye düşmesi ve bu tehlikenin üniversite organlarınca giderilmemesi
halinde Bakanlar Kurulu, ilgili üniversitelerin veya bu üniversiteye bağlı
fakülte, kurum ve kuruluşların idaresine el koyar ve bu kararını hemen Türkiye
Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısının onamasına sunar. Hangi hallerin el
koymayı gerektireceği, el koyma kararının ilân ve uygulanma usulleri ile süresi
ve devamınca Bakanlar Kurulunun yetkilerinin nitelik ve kapsamı kanunla
düzenlenir."
IV-
İLK İNCELEME :
Anayasa
Mahkemesinin 13/6/1978 gününde, Kani Vrana, Şevket Müftügil, Abdullah Üner,
Ahmet Koçak, Sekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş,
Ahmet Erdoğdu, Hasan Gürsel, Osman Tokcan, Ahmet Salih Çebi, Nihat O.
Akçakayalıoğlu, Ahmet H. Boyacıoğlu ve Necdet Darıcıoğlu'nun katılmalariyle,
içtüzüğün 15. maddesi uyarınca yaptığı ilk inceleme toplantısında aşağıdaki
sorunlar üzerinde durulmuştur.
Anayasa'nın
değişik 151. maddesinde "Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir
kanunun hükümlerini Anayasa'ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri
sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa
Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır." Kuralı
yer almıştır.
Anayasa'ya
aykırılık iddialarını Anayasa Mahkemesine getirebilme yolunu mahkemelere açık
tutan bu kuralın işleyebilmesi; görülmekte olan bir davanın bulunması,
Anayasa'ya aykırılığı öne sürülen kanun hükmünün bu davada uygulanma durumunda
olması ve mahkemenin aykırılık savını ciddi görmesi, ya da kendiliğinden o
hükmü Anayasa'ya aykırı bulması koşullarının gerçekleşmesine bağlıdır.
l-
Görülmekte olan bir davanın bulunup bulunmadığı sorunu :
Yukarıda
açıklandığı üzere, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Başkanlığı, Kültür
Bakanlığına karşı Danıştay'a başvurarak dava açmış ve Bakanlığın almış olduğu
6/1/1977 günlü, 227-27 sayılı kararın iptalini istemiştir.
Davalı
Bakanlık, bu davaya verdiği yanıtta, Akademinin Bakanlığa bağlı, tüzel kişiliği
olmayan bir öğretim kurumu olduğu ve bu nedenle de dava ehliyetine sahip
bulunmadığı savında bulunmuştur.
521
sayılı Danıştay Yasasının öngördüğü yöntem ve kurallara uyularak Danıştay'a
açılmış olan, gerek davacı, gerek davalı tarafından öne sürülen yönleri ile
işin esası hakkında kanun sözcüsünden düşünce alınarak görüşülmeye başlanan bir
davanın yok ya da hiç açılmamış sayılması olanaksızdır. Çünkü, dava ehliyetine
yönelen savlar davanın görülmesine başlandıktan sonra ele alınarak çözülecek
konulardır. Kaldı ki Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarında açıklandığı
üzere, bu gibi yüksek eğitim ve öğretim kurumları Anayasa'nın 120. maddesinin
kapsamı içinde olduklarından, özel kanunlarında tüzel kişiliklerinin varlığı
konusunda hüküm bulunmasa bile, sözü geçen Anayasa kuralı gereğince tüzel
kişiliğe sahiptirler. O halde, Danıştay 12. Dairesi, elindeki bu davaya bakmak
ve yasalar çerçevesinde bir sonuca bağlamakla görevlidir.
Anayasa
Mahkemesinin 25/5/1976 günlü, 1976/1-28 sayılı (Resmî Gazete, gün 16/8/1976,
sayı: 15679) kararında da açıklandığı üzere, itiraz yoluna başvuran mahkemenin
elinde yöntemince açılmış bir davanın bulunduğu kuşkusuzdur.
Kani
Vrana, Ahmet Erdoğdu ve Hasan Gürsel bu görüşe katılmamışlardır.
2-
İtiraz konusu hükümlerin davada uygulanma durumunda olup olmadığı sorunu :
a)
Davacı, akademi kuruluşu içindeki bir birimin, kendisinden ayrılarak Bakanlığa
bağlanmasını sağlayan idarî işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Böylece
yasa ile öngörülen kuruluşun Bakanlık işlemiyle değiştirildiği ve başka bir
biçime dönüştürüldüğü öne sürülmektedir. Davanın bu hukukî yapısına göre, sözü
edilen yasanın itiraz konusu l. maddesinde yer alan "bilimsel" ve
"Millî Eğitim Bakanlığına bağlı" deyimlerini içeren hükmün bu davada
uygulanacağı açıktır.
Bu
görüşe Kani Vrana, Abdullah Üner, Muhittin Gürün, Lûtfi ömerbaş, Ahmet Erdoğdu,
Hasan Gürsel ve Necdet Darıcıoğlu katılmamışlardır.
b)
Aynı Yasanın 2. maddesinin birinci fıkrasının son tümcesindeki itiraz konusu
hükmün davada uygulanıp uygulanmayacağına gelince :
Sözü
geçen fıkranın son tümcesinde yer alan ve Anayasa'ya aykırılığı öne sürülen
".. .Millî Eğitim Bakanlığının Onayı ile yapılır." hükmünün
Danıştay'daki davada uygulanıp uygulanmayacağının saptanabilmesi için bu hüküm
ile Millî Eğitim Bakanlığına (şimdiki halde Kültür Bakanlığına) ne tür işlerin
yapılabilmesi yetkisinin verildiğinin açıklanması gerekmektedir. Bunun için,
itiraz edilen kuralı da içeren son tümcenin, bütünü ile incelenmesi zorunlu
bulunmaktadır. Bu tümce şöyledir :
"...Akademilerde
yeniden bölüm açılması veya bunların birleştirilmesi, yahut kaldırılması
Akademi Temsilciler Kurulunun teklifi ve Millî Eğitim Bakanının Onayı ile
yapılır."
Görüldüğü
gibi Kültür Bakanının Millî Eğitim Bakanının Onayı ile yapılabilecek işler
(Akademilerde yeniden bölüm açılması veya birleştirilmesi, yahut kaldırılması)
ndan ibaret olup bunların yapılabilmesi de, Akademi Temsilciler Kurulundan bu
yolda bir önerinin Bakanlığa gelmiş olması koşuluna bağlanmış bulunmaktadır.
Dosyadaki
dilekçeden ve ona bağlı belgelerden anlaşıldığına göre Danıştayda açılan
davanın konusu; İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Sinema Televizyon
Enstitüsü bünyesi içindeki film arşivinin; döner sermayesi, elemanları,
labaratuvarı ve binalariyle birlikte Enstitüden ayrılarak Kültür Bakanlığına
bağlanmasına ilişkin olan Bakanlık kararı ve bu kararın uygulanmasıyla ilgili
işlemlerin iptali isteminden ibarettir.
Görüldüğü
gibi Kültür Bakanlığının davaya konu olan kararı, İstanbul Devlet Güzel
Sanatlar Akademisinin her hangi bir bölümünün kısmen veya tamamen kaldırılarak
Bakanlığa bağlanmasına ilişkin olmayıp, Akademiye bağlı bir enstitüden bir
kısım işlerin alınarak Bakanlığa bağlanmasını öngörmektedir. Öteyandan, ortada
Akademi Temsilciler Kurulunun bu yolda da bir önerisi yokken, Bakanlık gördüğü
gereksinme üzerine kendiliğinden bu kararı almıştır.
Bu
duruma göre, Danıştaydaki davada iptali istenen Bakanlık kararının, konusu
bakımından, 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinin, sadece Akademi bölümlerine
ilişkin yetkileri içeren, son tümcesindeki kural ile ilgili bir yönü
bulunmadığı gibi Akademi Temsilciler Kurulunun önerisi koşuluna da dayanmadığı
ve bu halile sözü geçen kuraldaki yetkiye dayanılarak alınmış sayılamıyacağı
ortadadır. Akademinin bir enstitüsüne ve enstitümün film arşivi hizmetleri
döner sermayesine ilişkin olan sözü geçen kararın, 1172 sayılı Kanunun 2.
maddesinin ikinci fıkrasında, 10. maddenin ikinci fıkrasının a bendinde, 36. ve
sonraki maddelerinde yer alan ve enstitü ve döner sermaye konularını düzenliyen
hükümlerle ilgili olduğu düşünülebilir.
Buna
göre 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının son tümcesinin
Anayasaya aykırılığı öne sürülen (...Milli Eğitim Bakanının Onayı ile yapılır.)
biçimindeki hükmü, Bakanlık kararının dayanağını oluşturmadığından, daha açık
bir deyimle, dava konusu işlem ile sözü geçen hükmün herhangi bir ilgisi
bulunmadığından, bu davanın çözümünde Danıştayca bu hükmün uygulanmasına olanak
yoktur.
Açıklanan
nedenlerle 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasının son tümcesinde
yer alan (...Milli Eğitim Bakanının Onayı ile yapılır) biçimindeki hükme
yönelen itiraz, Danıştay 12. Dairesinin yetkisizliği nedeni ile
reddolunmalıdır.
Şevket
Müftügil, Şekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç, Nihat O. Akçakayalıoğlu ve Ahmet H.
Boyacıoğlu bu görüşe katılmamışlardır.
Böylece
yapılan ilk inceleme sonunda :
1-
Danıştayın elinde usulüne uygun açılmış bir dava bulunduğuna Kani Vrana, Ahmet
Erdoğdu ve Hasan Gürsel'in karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
2-
a) 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar Akademileri
Kanunu" nun 1. maddesinde yeralan itiraz konusu hükümlerin davada
uygulanacak kurallar bulunması nedeniyle işin esasının bu hükümler açısından
incelenmesine Kani Vrana, Abdullah Üner, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Ahmet
Erdoğdu, Hasan Gürsel ve Necdet Darıcıoğlu'nun karşıoylarıyle ve oyçokluğuyla,
b)
Aynı Yasanın 2. maddesindeki itiraz konusu hükmün dâvada uygulanacak hüküm
olmaması bakımından bu hükme yönelen itirazın, Mahkemenin yetkisizliği
nedeniyle reddine, Şevket Müftügil, Sekip Çopuroğlu, Fahrettin Uluç, Nihat O.
Akçakayalıoğlu ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun karşıoylarıyla ve oyçokluğuyla,
Karar
verilmiştir.
V-
ESASIN İNCELENMESİ :
İşin
esasına ilişkin rapor, Danıştay 12. Dairesinin gerekçeli kararı, itiraz konusu
kanun hükmü, Anayasa'ya aykırılık savına dayanarak gösterilen Anayasa
kuralları, bunlarla ilgili gerekçeler, öteki yasama belgeleri ve konu ile
ilgisi görülen metinler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
l-
İlk inceleme evresini sonuçlandırarak kapatan 13/6/1978 günlü kararın, esasın
incelenmesi sırasında yeniden ele alınarak oylama ve görüşme konusu yapılıp
yapılamayacağı üzerinde durulmuştur.
22/4/1962
günlü, 44 sayılı "Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun" un 26., 27 ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15.
maddelerinde öngörülen kurallara göre iptal davalarına ilişkin dilekçe ve
eklerinin, itiraz yolu ile mahkemelerce gönderilen işlerin, Başkanlıkça
görevlendirilen raportörler tarafından hemen incelenerek, başvurmaların Anayasa
Mahkemesinin görevine giren bir konu ile ilgili olup olmadığı, ehliyetli
kişiler ve görevli mahkemelerce yapılıp yapılmadığı hususlarını kapsayan bir
raporla Başkanlığa bildirilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesinin, bu rapor
üzerinde inceleme yaparak işin bu yönünü karara bağlaması ve böylece ilk
inceleme evresini yargısal yöntemlerle sonuca erdirmesi, 44 sayılı Yasanın
buyurucu hükümleri gereğidir. Bu bakımdan, esasın incelenmesine ilişkin ve ilk
incelemeyi sona erdiren 13/6/1978 günlü kararın yeniden ele alınarak
görüşülmesi ve oylama konusu yapılması olanağı bulunmamakta; başka bir deyimle,
bu incelemenin anılan kararla bağlı tutulması, yeniden görüşme önerisinin bu
nedenlerle oylamaya sunulamaması gerekmektedir.
Şevket
Müftügil, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Rüştü Aral, Muammer Yazar, Nahit
Saçlıoğlu ve Bülent Olcay bu görüşe katılmamışlardır.
2-
İtiraz yoluna başvuran Danıştay 12. Dairesi, 1172 sayılı Yasa ile kurulan
Devlet güzel Sanatlar Akademilerinin Üniversitelerle eşdeğerde eğitim ve
öğretim yaptıkları halde bunlara yönetimsel özerklik tanınmadığını ileri
sürerek söz konusu yasanın yönetimsel özerkliği ortadan kaldıran 1.
maddesindeki "bilimsel" sözcüğü ile "Milli Eğitim Bakanlığına
bağlı" deyiminin iptalini istemiştir.
Konunun
çözümü için öncelikle 1172 sayılı Yasa ile kurulması öngörülen akademilerin,
Anayasanın 120. maddesinde yeralan üniversitelerle eşdeğerde öğretim ve eğitim
görevi yapan birer örgüt olup olmadıkları üzerinde durulmalıdır.
Üniversite
adını taşımayan bir yüksek öğretim kurumunun, Anayasanın değişik 120. maddesi
kapsamına giren üniversite niteliğinde eğitim ve öğretim yapan bir örgüt
sayılması için o kurumda yapılan öğretimin, üniversitelerdeki öğretim düzen ve
amacıyla; bu kurumu bitirenlere sağlanan hakların ve olanakların da üniversiteleri
bitirenlere sağlananlarla eşdeğerde olması gerekir.
1172
sayılı Yasanın kapsamına giren bir akademinin üniversite niteliğinde bir
kuruluş olup olmadığının anlaşılması için onun izleyeceği öğretim yöntemi ile
birlikte özellikle verdiği diplomalarla sağlayacağı hakların üniversitelerin
verdikleri diplomalarla sağlanan haklara eşit olup olmadığının araştırılması
zorunludur.
1172
sayılı Yasanın 1. ve 2. maddeleri uyarınca bu yasa kapsamına giren akademiler,
yüksek dereceli öğretim, inceleme ve araştırına kurumlarıdır. 3. maddesi
uyarınca da Devlet Güzel Sanatlar Akademilerinin görevleri şunlardır:
"a)
Güzel Sanatların çeşitli dallarında ilmî inceleme ve araştırma yeteneğine ve
kendi mesleklerinde yaratma gücüne sahip, geniş kültürlü sanatçılar yetişmesini
sağlıyacak şekilde eğitim ve öğretim yapmak;
b)
Akademik kariyere intisap edenleri ve edecekleri bünyesinde yetiştirmek;
c)
Memleket sanatının gelişme ve ilerlemesi için akademilerin çalışma ve uzmanlık
alanlarına giren bilim ve sanat konularını öğretmek, incelemek ve araştırmak,
sonuçlarını millî ve milletlerarası alanda tanıtmak ve yayınlamak;
d)
Resmî veya özel kurumlar tarafından incelenmesi istenen ve akademinin çalışma
alanına giren konularda düşünce ve görüşlerini bildirmek ve gerekirse bunlarla
ilgili jürileri kurmak veya kurulacaklara katılmak;
e)
Türk toplumunun sanat, zevk ve kültürünü geliştirici ve yükseltici her türlü
çalışmalarda bulunmak;
f)
Türk plastik sanatlarının, bütün dallarıyle Türk süsleme sanatlarının, Türk
mimarisinin tarihi gelişmelerini tespit etmek; sanat eserlerinin bakım ve
korunması için ilmî inceleme ve araştırmaları yapmak, sonuçlarını yayınlamak ve
bu alanlarda uzmanlar yetiştirmek, Millî Eğitim Bakanlığının müsaadesi ile
milletlerarası sergi, kongre, toplantı ve konferanslar tertiplemek ve bunlara
katılmak.
Bu
örgütler, güzel sanatlarla ilgili konularda öğretim ve araştırma yapan, Yüksek
Mimarlık, Yüksek Resim, Yüksek Heykel ve Yüksek Dekoratif Sanatlar ve benzeri
bölümlerden, enstitü ve bilimsel kuruluşlardan oluşmaktadır. Böylece akademiler
bu alanlarda yüksek öğretim ve araştırmalar yapan ve güzel sanatlar alanında
yüksek düzeyde sanatçılar ve ilim adamları yetiştiren kurumlar oldukları için,
toplumsal açıdan üniversite adı altında kurulmuş kurumların görevlerini yerine
getirmektedirler. Bu bakımdan, sözü edilen akademilerin üniversite niteliğinde
birer kuruluş sayılmaları Anayasanın 120. maddesi ile gerçekleştirilmek
istenilen ereğe uygun düşer. Bunların kuruluşlarında benimsenen ve
Üniversiteler Yasasındaki kuralların doğrultusunda konulmuş bulunan kimi
kurallar, bu düşüncenin doğruluğunu kanıtlar. Nitekim, 1172 sayılı Yasanın 27.
maddesinin yedinci fıkrasında "Bu maddede sözü geçen organlardan
Üniversite Senatosu yerine Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Genel Kurulu,
Fakülte Profesörler Kurulu yerine Devlet Güzel Sanatlar Temsilciler Kurulu
Fakülte Dekanı yerine Bölüm Başkanı aynı görevleri yaparlar. Bu husus ile
ilgili tahsisat Akademi Bütçesine konulur." denilmekte, sekizinci
fıkrasında akademilerin öğretim üye ve yardımcılarının, personel rejiminin 4936
sayılı Üniversiteler Kanunu ile ek ve tadillerine bağlı olduğunun yazılı
bulunduğu, yine 1172 sayılı Yasanın 4-7. maddelerinde bölümlerin organları
düzenlenirken Üniversiteler Kanunundaki fakülteler organlarına benzer
organlara, 8-13. maddelerinde üniversite organlarına benzer organlara ve 14.
maddesinde de Üniversitelerarası Kurula benzer bir kurula yer verildiği, bu
organ ve kurulların üniversitelerdeki benzerlerine tanınan yetkilere yakın
yetkilerle donatıldığı görülmektedir.
Bu
açıklamalardan, adları üniversite olmasa bile, 1172 sayılı Yasa ile kurulması
öngörülen akademilerin anayasal açıdan üniversite niteliğinde birer örgüt
olduğu ve bu nedenle de kuruluş ve işleyişlerinin Anayasanın 120. maddesindeki
kurallara uygun bulunması zorunluğu ortaya çıkmaktadır.
1172
sayılı Yasa uyarınca kurulan örgütlerin üniversite niteliğinde örgütler olduğu
kabul edilince, böyle bir örgütün bir Bakanlığa bağlı bulunması üniversite
özerkliği ile bağdaştırılamaz. Çünkü Anayasanın değişik 120. maddesi
üniversiteleri herhangi bir bakanlığa ya da Bakanlar Kuruluna bağlılığını öngörmüş
değildir.
Maddedeki
"bilimsel" deyimine gelince :
Üniversitelerde
ve bu düzeyde eğitim ve öğrenim veren yüksek öğrenim kurumlarında, çalışmaların
bilimin gereklerine uygun biçimde yürütülmesi temel ilkedir. İlk bakışta, bu
deyimin maddede yer almasının, Anayasa'nın 120. maddesine aykırı bir durum
oluşturmadığı düşünülebilir. Ancak, maddede özerklikten geniş anlamda, yani
yönetimsel özerkliği de kapsar biçimde değilde sırf bilimsel özerklik olarak
sözedilmesinin nedeni üstünde durulduğunda, sözkonusu "bilimsel"
deyimle özerkliğin sınırlandırılmasının ve bu yüksek öğretim kurumunun
yönetimsel özerkliğinin kaldırılması yoluyla onun bir bakanlığa bağlı
tutulmasının amaçlandığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Bu
nedenlerle, 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar
Akademileri Kanunu" nun itiraz konusu 1. maddesindeki "bilimsel"
ve "Millî Eğitim Bakanlığına bağlı" deyimleri Anayasa'nın 120.
maddesine aykırıdır; iptallerine karar verilmelidir.
"Bilimsel"
deyiminde, Şevket Müftügil, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Rüştü Aral, Adil
Esmer ve Kenan Terzioğlu; "Millî Eğitim Bakanlığına bağlı" deyiminde
ise Rüştü Aral bu görüşe katılmamışlardır.
SONUÇ.
1-
İlk inceleme evresini sonuçlandıran 13/6/1978 günlü kararın, esasın incelenmesi
sırasında yeniden görüşülmesi önerisinin oylamaya sunulamayacağına, Şevket
Müftügil, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Rüştü Aral, Muammer Yazar, Nahit
Saçlıoğlu ve Bülent Olcay'ın karşıoylariyle ve oyçokluğuyla;
2-
30/4/1969 günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar Akademileri
Kanunu" nun 1. maddesinde yeralan "bilimsel" ve "Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı" deyimlerinin Anayasa'ya aykırı olduklarına ve
iptallerine; (Bilimsel deyiminde Şevket Müftügil, Muhittin Gürün, Lûtfi
Ömerbaş, Rüştü Aral, Adil Esmer ve Kenan Terzioğlu'nun; (Millî Eğitim
Bakanlığına bağlı) deyiminde Rüştü Aral'ın karşıoylarıyle ve oyçokluğuyla,
9/11/1978
gününde karar verildi.
|
|
|
Başkan
Şevket
Müftügil
|
Başkanvekili
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
|
|
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Osman
Tokcan
|
Üye
Rüştü
Aral
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Salih Çebi
|
Üye
Muammer
Yazar
|
Üye
Adil
Esmer
|
|
|
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Nahit
Saçlıoğlu
|
Üye
Hüseyin
Karamüstantikoğlu
|
|
|
|
Üye
Kenan
Terzioğlu
|
Üye
Necdet
Darıcıoğlu
|
Üye
Bülent
Olçay
|
KARŞIOY
YAZISI
l-
İlk inceleme evresine ilişkin karşıoy :
İtiraz
yoluna başvuran Danıştay 12. Dairesi, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar
Akademileri Kanunu"nun 1. maddesindeki "Bilimsel" ve "Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı" deyimlerinin Anayasa'ya aykırı olduklarını öne sürmektedir.
Anayasa'nın
151. maddesine göre, bir davaya bakmakta olan mahkemenin Anayasa Mahkemesine
itiraz yoluyla başvurabilmesi için varlığı zorunlu olan koşullardan birisi de
itiraz edilen hükmün o davada uygulanacak nitelikte olmasıdır.
Kanunun,
Anayasa'ya aykırılığı öne sürülen deyimleri içeren l. maddesi Devlet Güzel
Sanatlar Akademelerinin bölümlerini ve niteliklerini anlatan bir kuruluş
maddesi olup yürütme organı içinde bağlı bulundukları Bakanlığı da
göstermektedir.
Davanın
konusu ise, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinin bir enstitüsüne bağlı film
arşivinin akademi bünyesinden alınarak Bakanlığa bağlanmasından ibarettir.
Bakanlığa,
böyle bir işlemi yapabilmesi yetkisini veren hükümler, sözü geçen 1. maddenin
itiraza konu yapılan hükümleri değildir, bu ve benzeri yetkiler, kararın (IV
ilk inceleme) bölümünün (2) işaretli bendinin (b) paragrafında da açıklandığı
gibi kanunun başka maddelerinde yer almaktadır.
Bu
nedenle Danıştaydaki davanın çözümünde 1172 sayılı: Kanunun 1. maddesinin ve
özellikle bu madde içinde yer alan ve Anayasa'ya aykırılığı öne sürülen
"Bilimsel" ve "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı" deyimlerinin
uygulanması söz konusu değildir. Böyle olunca Danıştay 12. Dairesinin sözü
geçen hükümler açısından Anayasa Mahkemesine itirazda bulunmağa yetkisi yoktur.
2-
Esasın incelenmesi evresine ilişkin karşıoy:
a-
Bir kısım üyeler esasın incelenmesine bağlanacağı sırada 13/6/1978 gününde
verilen ilk inceleme kararının yeniden görüşülmesini önermişlerdir. Bu öneri,
"oylamaya sunulamaz" gerekçesiyle reddolunmuştur.
Halbuki
Anayasa Mahkemesinin her üyesi, görüşülmekte olan konuyla ilgili gördüğü her
sorun hakkında öneride bulunabilir. Bu önerinin görüşülerek karara bağlanması
mahkemenin görevidir. Her hangi bir önerinin (oylanamaz) gerekçesiyle görüşme
ve inceleme dışı bırakılması mümkün değildir.
Bu
bakımdan ilk inceleme kararının yeniden görüşülmesi önerisinin ele alınması ve
oylamaya konularak (ilk inceleme kararlarının, karara katılan üyelerin
sorumluluğu altında olup onları bağlayıcı nitelikte olduğundan ve görüşmelerde
bulunmamaları nedeniyle karara katılmamış olanları da ilgilendirmeyeceğinden,
maddî hatalar dışında, değiştirilmelerine olanak bulunmadığı) yolunda bir
sonuca bağlanması gerekirdi.
b-
Yukarıki kararda 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinde yer alan
"Bilimsel" deyiminin Anayasa'ya aykırılığı kabul edilmektedir.
Sözkonusu
"Bilimsel" deyimi, Devlet Güzel Sanatlar Akademilerinin
"Bilimsel Özerkliğe" sahip olduklarını hükme bağlamaktadır. Buna göre
bu kararla Devlet Güzel Sanatlar Akademilerinin Bilimsel özerkliğe sahip
olduklarını dile getiren hüküm Anayasa'ya aykırı bulunarak iptali öngörülmüş
bulunmaktadır.
Anayasa'nın
120. maddesinde Üniversitelerin özerkliğe sahip oldukları ve özerkliğin maddede
belirtilen hükümler içinde uygulanacağı kuralı yer almaktadır. Yani
Üniversiteler 120. maddedeki öteki hükümlerin sınırları içinde kalmak kaydıyla
özerkliğe sahiptirler.
Konuya
bu açıdan bakıldığında Üniversitelerin idarî özerkliğinin, Anayasa'nın 120.
maddesinin üçüncü, dördüncü, sekizinci fıkralarında; Bilimsel Özerkliğin,
beşinci fıkrasında düzenlendiği görülmektedir. Bu hükümler aynı zamanda söz
konusu özerkliğin, yönetimsel alandaki sınırlarını da beraberinde saptamış
bulunmakta ve sadece Bilimsel Özerkliğe hiçbir sınır getirmeden tam bir
serbestlik tanımaktadır.
Bu
açıklama göstermektedir ki, 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinde yer alan Bilimsel
Özerklik hükmü Anayasa'ya tamamiyle uygun olarak yapılmış bir düzenlemedir. Bu
hükümle, Anayasa'nın 120. maddesinin kapsamı içindeki idarî özerklik alanına
her hangi bir müdahale yapılmış veya idarî Özerklik kaldırılmış değildir. Çünkü
Anayasa kurallariyle açıkça tanınmış bir yetkinin, sınırlandırılmış veya
büsbütün ortadan kaldırılmış olduğunu öne sürebilmek için ortada açık ve seçik
bir kanun hükmü bulunmak gerekir. Bir kanun hükmünün, karşı veya örtülü anlamı
öne sürülerek Anayasa kuralının işlemiyeceği savı geçerli değildir.
Bu
bakımdan 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinde idarî Özerklikten söz edilmemiş olması
bir eksik düzenleme olup, özel hüküm bulunmayan alanda Anayasa kuralının
uygulanmasına bu durum engel olamaz.
Bu
nedenle, 1172 sayılı Kanunun 2. maddesinde yer alan "Bilimsel"
deyiminin Anayasa'nın 120. maddesindeki "Özerklik" kuralına bir sınır
getirerek idarî Özerkliği kaldırdığı görüşüne katılmak olanaksızdır.
Anayasa
Mahkemesinin 4/5/1972 günlü 1969/52-1972/21 sayılı kararına ilişkin karşıoy
yazısında da bu konuya değinilerek gerekli açıklamalar yapılmıştır.
Kararın,
yukarıda açıklanan konulara ilişkin bölümlerine belirtilen nedenlerle karşıyız.
9/11/1978
|
|
|
Başkan
Şevket
Müftügil
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
KARŞIOY
YAZISI
Davacı
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Başkanlığı kendisine bağlı Sinema Televizyon
Enstitüsü bünyesindeki (Film Arşivi" nin, döner sermayesi, elemanları,
laboratuar binaları ile birlikte Enstitüden ayrılarak "Devlet Filim
Arşivi" adıyle bağımsız bir müdürlük olarak Kültür Bakanlığına
bağlanmasına ilişkin idarî işleminin iptali istemiyle dava açmıştır. Kararda da
açıklandığı üzere yapılan idarî işlemin ve açılan davadaki isteğin niteliği,
yasa ile öngörülen bir yüksek eğitim kuruluşunu, idarî bir işlemle değiştirmek
ve başka bir biçime dönüştürmek ve bu sonucu sağlayan tasarrufun iptali ile
yasal durumun sürdürülmesini temin etmektir.
Danıştay
Kanunu'nun 30. maddesine göre, idare işlemleri hakkında yetki, şekil, sebep,
konu ve maksat yönlerinden biri ile kanuna aykırı olduklarından dolayı
iptalleri için açılan davaları karara bağlamak, Danıştayın görev alanına
girmektedir. Yetki konusu Danıştayca incelenmesi, 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı
Devlet Güzel Sanatlar Akademileri Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasındaki
"Milli Eğitim Bakanlığının onayı ile yapılır" yolundaki hükmü bu
davada uygulanma durumuna sokar. Gerçekten bu idari işlemle Akademinin ve
özellikle ona bağlı Enstitünün yapısı değiştirilmiş ve Akademi kuruluşu içinde
yer alan bir birim ondan ayrılarak Bakanlığa bağlı bir duruma getirilmiştir.
Bakanlıkça yapılan bu idarî işlemin içinde ve içeriğinde "Bakanlık
Onayı" kavramının kendiliğinden var olduğu açık bulunduğuna göre,
görülmekte olan davada da sözü edilen 2. maddenin birinci fıkrasındaki "Milli
Eğitim Bakanlığının onayı ile yapılır" hükmünün uygulanma durumuna
gireceği ortadadır.
Bu
nedenlerle sözü edilen hüküm hakkında yapılan başvurmayı yetkisizlik yönünden
reddeden çokluk kararına karşıyız. 13/6/1978
|
|
Başkanvekili
Şevket
Müftügil
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
İstanbul
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Başkanlığı adına Başkanın ve vekillerinin
Kültür Bakanlığına karşı Danıştay 12. Dairesinde 17/2/1977 günlü dilekçe ile
açtıkları davanın konusu şudur. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Sinema
Televizyon Enstitüsü bölümü içindeki "Film Arşivi"nin ve (1975
yılında yapılan yönetmelik değişikliği ile "İstanbul Devlet Güzel Sanatlar
Akademisi Sinema Televizyon Enstitüsü" adını alan kurumun, döner sermayesi,
elemanları, labaratuvarı ve binalariyle birlikte Akademi bünyesinden ayrılıp,
"Devlet Film Arşivi" adıyla bağımsız bir müdürlük olarak Kültür
Bakanlığına bağlanması, hakkındaki, adı geçen Bakanlığın;
1-
6/1/1977 günlü, 227-27 sayılı onay kararının,
2-
Buna dayalı 14/1/1977 günlü, 327/10-103 sayılı devir-teslim emrinin,
3-
Bunlara ilişkin işleminin,
iptali
ile yürütmenin durdurulması) istemidir. Bu davanın görülmesi sırasında Danıştay
12. Dairesi, davacı yanın 1172 sayılı Yasanın bir çok maddelerinin Anayasa'ya
aykırı olduğu yolundaki savının bir kesimini ciddi bularak benimsemiş ve söz
konusu 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar Akademileri
Kanunu" nun 1. maddesindeki "bilimsel" sözcüğü ile "Millî
Eğitim Bakanlığına bağlı" deyiminin ve 2. maddesinin birinci bendindeki
"Millî Eğitim Bakanlığının onayı ile yapılır" tümcesinin Anayasa'nın
120. maddesine aykırı olduğu ve iptalleri gerekeceği düşüncesiyle itiraz yoluna
başvurmuştur.
Anayasa
Mahkemesi Raportörünce yapılan ilk inceleme sonunda düzenlenen raporun okunması
ve yapılan tartışmalardan sonra şu sonuçlara varılmıştır.
A-
1) Davalı Kültür Bakanlığı dava dilekçesine 28/4/1977 günlü dilekçe ile verdiği
yanıtda : "1172 sayılı Yasaya göre tüzel kişiliği olmayan, Bakanlığımıza
bağlı eğitim ve öğretim kurumudur. Tüzel kişiliği olmayan bir kuruluşun da dava
açma ehliyeti ve yetkisi yoktur." diyerek davacının ehliyetsizliğini ileri
sürmüştür.
Danıştay
12. Dairesi bu savı yerinde görmeyerek, yargılamayı sürdürmüştür. Bu duruma
göre Danıştay 12. dairesinde yöntemine göre açılmış ve bakılmakta olan bir dava
olup olmadığını incelemek gerekir.
Bakılmakta
olan dava, yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren ve görülmekte olan
dava anlamındadır. 521 sayılı Danıştay Yasasının 1740 sayılı Yasa ile değişik
74. maddesine göre, Danıştay'a açılacak davalar için verilen dilekçeler üzerine
ilk inceleme yapılır. Altı noktada belirtilen ilk inceleme konularından üçüncü
sıradaki ehliyettir. 521 sayılı Danıştay Yasasının 88. maddesine göre ehliyetin
belirlenmesinde ölçü, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun genel kurullarıdır.
H.U.M.K. nun 38. maddesinde de ehliyetin, Türk Medeni Kanunu yargılarına göre
belirleneceğini göstermiş ve adı geçen yasa 39. maddesi ilk fıkrasında ayrıca
tüzel kişilerin ehliyetli olmaları durumunda, yasal uzuvları aracılığı ile ve
gerekirse izin alınarak türesel eylem ve işlemlerini yürütecekleri ilkesini
koymuştur. Öte yandan Türk Medeni Kanunu 8. maddesinde kişilerin, 46.
maddesinde de tüzel kişilerin yeteneklerini belirledikten sonra 48. maddesinde,
tüzel kişilerin iradelerinin uzuvlarınca açıklanacağı kuralını getirmiştir.
Ehliyet
"yetenek" konusunda bu üç yasanın ortaya koyduğu gerçek, dava açmağa
yeteneği bulunan tüzel kişilerin, uzuvları ile bu haklarını kullanabilecekleri
kuralıdır. 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı Yasanın 1. maddesine göre, Devlet Güzel
Sanatlar Akademileri, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı, öğretim, inceleme ve
araştırma kurumlarıdır. Akademilerin, Millî Eğitim Bakanlığınca kurulacağı,
bölüm açılması veya kaldırılması, araştırma ve yayın yapacak enstitüler
açılması gibi işlemlerinde ancak adı geçen Bakanlığın onayı ile olacağı da yine
bu yasanın 2. maddesinin buyruğu gereğidir. Böyle olunca, davacı Akademi, dava
açma yeteneği olan bir tüzel kişi durumunda değildir. Bu nedenle, Danıştay 12.
dairesinde yöntemince açılmış, bakılmakta olan bir dava yoktur.
2-
Bundan başka, bizi bu sonuca getiren öteki neden de, 521 sayılı Danıştay
Yasasının 74. maddesine 1740 sayılı Yasa ile eklenen Ek fıkradır. Bu fıkraya
göre ehliyet ilk incelemeden sonra saptanırsa davanın her aşamasında reddine
karar verilebileceği ilkesi konulmuştur. Bu durum karşısında itiraz yoluna
başvuran Danıştay 12. Dairesi dava sonuna değin yetenek yönünden davanın
reddine karar verebilir. İtiraz yolu ile açılan bu davada, itirazın kabulü ile
dava konusu yasa kurallarının, Anayasa Mahkemesince iptallerine karar verilir
ve ondan sonra da Danıştay 12. Dairesi ehliyetsizlik gerekçesiyle davayı
reddederse, o takdirde bakılmakta olan bir dava bulunmaksızın Anayasaya
uygunluk denetimi yapılmış olur. Bu durum ise Anayasa'nın 151. maddesinin ilk
fıkrasındaki "bakılmakta olan dava" kuralına aykırı düşer. Bu durum,
ortada bakılmakta olan bir dava bulunmadığı görüşünü doğrular.
B-
1) İtiraz yoluna başvuran Danıştay 12. Dairesi, 30/4/1969 günlü, 1172 sayılı
(Devlet Güzel Sanatlar Akademileri Kanununun) 1. maddesinde yeralan
"bilimsel" sözcüğü ile "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı"
deyiminin Anayasanın 120. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek iptallerini
istemiştir. İtiraz yoluna başvuran bu Mahkemeye açılan iptal davasının konusu
ise. İstanbul (Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Sinema Televizyon Enstitüsü
bünyesindeki "Film Arşivi" nin buradan ayrılarak bakanlığa bağlı
"Devlet Filim Arşivi" adı altında bir müdürlüğe dönüştürülmesine
ilişkin davalı Kültür Bakanlığı işleminin iptali istemidir.
Akademilerin
dava konusu ettiği karan Kültür Bakanlığı vermiştir. Danıştay 12. Dairesinin
itirazı yoluyla Anayasa Mahkemesinden iptallerini istediği yasa maddeleri ise
Milli Eğitim Bakanlığının yetkileriyle ilgilidir ve bu maddelerde Kültür
Bakanlığından söz edilmemiştir. Bundan başka 1172 sayılı Yasanın 1. ve 2.
maddelerinde adı geçen Milli Eğitim Bakanlığı yerine Kültür Bakanlığının
görevlendirildiğini belirleyen açık bir yasal yargı da yoktur.
13/9/1946
günlü, 4951 sayılı "Bakanlıklar Kuruluşu Hakkında Kanun" da da böyle
bir değişikliği doğrulayacak hiç bir yasal yargı bulunmamaktadır. Bu durumda
itiraz yoluna başvuran mahkeme, Kültür Bakanlığı işleminin iptaline karar
verdiği takdirde, 1172 sayılı Yasanın itiraz konusu 1. ve 2. maddelerini
uygulayacak değildir. Çünkü bu maddeler Milli Eğitim Bakanlığının yetkilerini
göstermektedir. Yönetim Hukuku, yönetimsel bir eylem veya işlemi yapan
yetkilisi yerine bir başka orun'u sorumlu tutmaz. Bu bakımdan itiraz konusu
sözcük ve deyimler uygulanacak yasa kuralı olamazlar
2-
1172 sayılı Yasanın 1. maddesi, Devlet Güzel Sanatlar Akademilerinin, kuruluş
biçimini, görevlerinin ne olduğunu, Millî Eğitim Bakanağına bağlı birer kurum
olduklarını belirtmektedir, itiraza başvuran mahkeme, kendisine açılan iptal
davasında, kurumun yapacağı görevleri, bölümleri, enstitüleri belirleyen 1172
sayılı Yasanın 1. maddesini uygulayacak değildir. Kültür Bakanlığının, bu
maddedeki Millî Eğitim Bakanlığı yerine geçeceği, bir yanılgı olarak
düşünülebilse bile "Filim Arşivi" nin, Sinema Televizyon Enstitüsü
bünyesinden ayrılarak Kültür Bakanlığına bağlanması işleminin iptali konusunun
1. madde ile bir ilgisi düşünülemez. Bu bakımdan da 1. maddede yeralan itiraz
konusu yargılar davada uygulanacak yasa kuralı değildir.
Bu
nedenlerle, Anayasa Mahkemesinin 13/6/1978 günlü, 1978/57 sayılı Kararının 1.
maddesiyle 2. maddesinin (a) bölümünde yeralan yargısına karşıyız. 13/6/1978
|
|
Başkan
Kani
Vrana
|
Üye
Ahmet
Erdoğdu
|
KARŞIOY
YAZISI
Mahkememizin
Esas:1978/47, Karar:1978/57 sayılı Kararında, Sayın Ahmet H. Boyacıoğlu'nun
Karşıoy yazısına katılıyoruz. 13/6/1978
|
|
Üye
Şekip
Çopuroğlu
|
Üye
Fahrettin
Uluç
|
KARŞIOY
YAZISI
Konunun
çözümü için önce, yönetim özerkliği ve daha sonra bilimsel özerklik noktasının
incelenmesi yerinde olur.
l-
Yönetim özerkliği:
Anayasa'nın
112. maddesi uyarınca idarenin kuruluş ve görevleri, merkezden yönetim ve
yerinden yönetim esaslarına yani idare, merkezi idarenin hiyerarşik ve vesayet
denetimine bağlıdır, idare içinde yeralan üniversiteler ise vesayet ve
hiyerarşi denetimi dışında kalan özerk, otonom kuruluşlardır. 120. madde hükmü
gereğince de üniversiteler kamu tüzel kişiliğini haizdirler, İstanbul Devlet
Güzel Sanatlar Akademisinin tüzel kişiliği olmadığı da taraflar arasında
anlaşmazlık konusu değildir.
Konu
yukarıki açılardan incelendiğinde görülür ki İstanbul Güzel Sanatlar
Akademisini, yönetim bakımından, değil özerk bir kuruluş, yerinden yönetim
esaslarına bağlı bir kuruluş saymaya da olanak bulunmamaktadır. Zira akademinin
tüzel kişiliği yoktur. Yerinden yönetim ve özerk bir idare için tüzel kişilik
ise şarttır. Böylece akademinin merkezî idare hiyerarşisine tabi olduğu
açıktır.
Diğer
taraftan Anayasa'nın 6. maddesi uyarınca, yürütme görevi kanunlar çerçevesinde
yerine getirilir. Kanunlar çerçevesinde sözünün anlamı açıktır. Kanun olmayınca
yürütme görevi de olmaz, idare ise yürütme organının uzantısı ve
tamamlayıcısıdır. Yürütme ve idare ancak, kanunları uygularlar. Bunların
uygulamadaki hareket serbestisi ise, ancak kanun koyucunun tanıdığı oran ve
miktardadır. Yasama organınca özerklik yani kendi kendini yönetme ve bir yere
bağlı olmama yetkisi verilmiş olmadıkça, idarenin, olayımızda İstanbul Güzel
Sanatlar Akademisinin özerkliğinden söz edilemez.
Öte
yandan Anayasa'nın 4. ve 8. maddeleri hükümlerine göre egemenlik, Anayasa'nın
koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanılır ve Anayasa hükümleri
yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunların özerklik tanımadığı ve tüzel kişiliği olmayan bir idare birimine
idari özerklik tanınamaz.
Ve
nihayet 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu gerekçesinde, "Akademiler ve
Yüksek Okullar kanallarından, daha çok, yüksek seviyede uygulayıcı meslek
elemanları, üniversite kanalından ise bilim adamı, araştırıcı, yüksek öğretime
öğretim üyesi ve üretim ve hizmet birimlerinin üst düzeyinde yönetim ve
denetimi sağlayıcı elemanlar" yetiştirileceği belirlenmiştir. Böylece
üniversite ve akademilerin kuruluş ve yetiştirme amaçlarının ve müfredat
programlarının birbirlerinden farklı olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bu
farklılıklar üniversite ve akademilerin birbirlerine eş sayılmasına bu yönden
de olanak vermemektedir.
B-
BİLİMSEL ÖZERKLİK :
Bir
kuruluşun özerkliğe sahip olması istisnalar dışında yasa koyucunun görev
alanına giren bir husus olmakla birlikte, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine
kanun koyucu tarafından bilimsel özerklik verilmesinde, Anayasa'nın 21. maddesi
karşısında (Danıştay Kararlar Dergisi Sayı : 107-110, Sh. : 23, D.D.K. Karar :
1966/251) Anayasaya aykırılık bulunmadığı kanısındayım.
Açıklanan
nedenlerle çoğunluk kararına karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
Anayasa
Mahkemesindeki görüşmelerde, üyelerin, yargılama yöntemine ya da işin özüne
ilişkin olarak ileri sürdükleri önerilerin oya konulmasını engelleyen bir kural
22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasada ve Anayasa Mahkemesi içtüzüğünde yer almış
değildir. Kanımızca, dava ya da itiraz konusu işin bütün yönleri ile
incelenmesine ve hukuk gereklerine en uygun karara varılmasına engel olabilecek
böyle bir kuralın sözü geçen Yasada ya da içtüzükte yer alması da düşünülemez.
Bu
bakımdan, ilk inceleme kapsamına giren konuların işin özü incelenirken yeniden
ele alınması hakkındaki önerinin oya konulmasına olanak bulunmadığı yolundaki
çoğunluk görüşüne karşıyız.
Kaldı
ki, bu konudaki çoğunluk görüşü, kanımızca ilk incelemenin içerik ve niteliği
ile de bağdaştırılamaz.
Gerçekten,
Anayasa Mahkemesinin yargılama yönteminde ilk inceleme, dava koşullarının
başvuruyu izleyen kısa bir süre içinde, topluca gözden geçirilmesini ve
Mahkemede görülmesine Anayasal olanak bulunmayan işlerin başlangıçta, ve işin
özüne geçmeden belirlenmesini sağlayan bir evredir. Bu inceleme sonunda, işin
Anayasa Mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılırsa, verilecek karar,
yargılamayı sonuçlandıran, kesin bir karardır. Ancak, tersine bir sonuca
varılarak işin özünün incelenmesine karar verilirse yargılama sürecektir. Böyle
olunca da, dava koşullarının yargılamanın sonuna kadar, her zaman, yeniden
inceleme konusu edilebilmesi ya da ilk incelemede gözden kaçmış bir nokta varsa
üstünde durulması, genel yargılama yöntemi kuralları gereğidir. Tersine bir görüşün
benimsenmesi, ilk inceleme sonunda verilen karara "kesin hüküm"
niteliği tanımak ya da en azından bu kararın başvuran mahkeme ve kuruluşlar
yararına bir "yöntemsel kazanılmış hak" doğurduğunu kabul etmek
anlamına gelir. Oysa 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasada ve Anayasa Mahkemesi
İçtüzüğünde genel yargılama yöntemi kurallarına aykırı böyle bir hüküm yer
almadığı gibi, kanımızca, yer almasına da Anayasa kuralları elverişli değildir.
Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin görev alanına giren işlerde dava koşulları,
Anayasa'nın buyurucu ve sınırlandırıcı hükümleriyle saptanmıştır. Bu
koşullardan biri, örneğin başvuran mahkemenin itiraz yetkisinin bulunmadığı,
ancak işin özü incelenirken ortaya çıkmışsa, sırf ilk inceleme evresinde bu
hususun noksanlık sayılmadığı ve o evreyi kapayan kararın kaldırılmayacağı
gerekçesi ile yargılamayı sürdürmek, Anayasa'ya uygunluk denetimini Anayasa
kurallarını aşarak yürütmek anlamına gelir.
Sonuç
olarak, ilk incelemede ele alınması gereken konuların, dayanağını Anayasa'dan
alan dava koşulları niteliğinde oldukları, bu nedenle yargılamanın sonuna,
kadar her zaman inceleme konusu edebilecekleri ve böyle bir inceleme istemini
içeren önerilerin işin özü incelenirken de oylanabileceği kanısıyla çoğunluk
görüşüne karşıyız.
|
|
|
Üye
Muammer
Yazar
|
Üye
Nahit
Saçlıoğlu
|
Üye
Bülent
Olçay
|
KARŞIOY
YAZISI
Anayasa
Mahkemesinin 1978/47 57 sayılı kararının sonuç bölümünün ikinci maddesinde
geçen "bilimsel" deyiminde, sayın Muhittin Gürün ile Lûtfi Ömerbaş'ın
karşıoy yazısının (2) maddesinin (b) bendine katılıyoruz.
|
|
Üye
Adil
Esmer
|
Üye
Kenan
Terzioğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
30/4/1969
günlü, 1172 sayılı "Devlet Güzel Sanatlar Akademileri Kanunu" nun 1.
maddesinde yeralan itiraz konusu hükümlerin davada uygulanacak kurallar
niteliğinde olması nedeniyle işin esasının bu hükümler açısından incelenmesine
ilişkin 13/6/1978 günlü kararın (2 a.) Bölümüne, Sayın Ahmet Erdoğdu'nun
karşıoy yazısının (B) işaretli Bölümünde ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle
katılmıyorum.