"...
II- İTİRAZIN GEREKÇESİ :
"2279-Sayılı Ödünç para verme işleri kanununun 17. maddesinin 1. fıkrası (tefecilik edenlerle, Bakanlar kurulu tarafından tesbit edilen herhangi bir fiil ve harekette bulunanlar veya alınacak faiz nisbeti hususunda hükümetçe ittihaz olunacak terfi re kararlara her ne surette olursa olsun aykırı hareket edenler 6 Aydan seneye kadar hapis cezası ile birlikte temin ettikleri menfaatlerin 5-misli ağır para cezası ile) cezalandırılacağını ve aynı kanunun 17. maddesinin 4. fıkrası (Mezkur suçları hükmü şahsiyeti haiz bir teşebbüs tarafından işlenmesi halinde para cezaları bu teşekkül, diğer cezalar ise idare mecilis veya irade komitesi reis ve azalarından ve imzaları ile o müesseseyi ilzama selahiyetli müdür veya memurlardan cezai müstelsil fiili işlemiş veya buna iştirak etmiş veya buna emir vermiş olanlara) uygulanacağını bildirmiş olup 2279 sayılı kanunun 17. maddesinin 4. bendinde para cezalarını teşekküle diğer cezaların teşekkülün sorumlularına uygulanacağına dair isteğinin Anayasamız'ın 33. Maddesinin 5. fıkrasındaki (Ceza sorumluluğu şahsidir.) prensibine aykırı olduğu sanık müdafileri tarafından iddia edilmiş ve bu iddia mahkememizcede ciddi bulunmuştur."
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1978/11
Karar Sayısı:1978/14
Karar günü:16.2.1978
Resmi Gazete tarih/sayı:12.3.1978/16226
İtiraz yoluna başvuran: Elazığ Asliye Ceza Mahkemesi
İtirazın konusu : 8.6.1933 günlü, 2279 sayılı "Ödünç Para Verme İşleri Kanunu"nun, 14.7.1960 günlü, 18 sayılı yasa ile değişik 17. maddesinin dördüncü fıkrasının Anayasaya aykırılığı öne sürülerek iptali istenmiştir.
I- O L A Y :
Sanık banka müdürünün, müşterilerine açtığı kredi işlemlerinde, 2279 sayılı yasanın 9. maddesi uyarınca çıkarılan Bakanlar Kurulu kararlarına aykırı olarak aşırı masraf gösterdiği ve bu yoldan çıkar sağladığı öne sürülmüş ve hakkında açılan kamu davası sonunda 713.122.75 TL. ağır para cezasına mahkum edilmiştir. Hüküm temyiz edilmiş, 2279 sayılı Yasanın 17. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, para cezasının banka tüzel kişiliğine yükletilmesi gerektiğinden sözedilerek karar, Yargıtayca bozulmuştur. Bozmadan sonra, anılan Yasanın, 14.7.1960 günlü, 18 sayılı kanunla değişik 17. maddesinin dördüncü fıkrası hükmünün Anayasaya aykırı olduğu yolundaki sanık iddiası, mahkemece ciddi görülerek Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
III- METİNLER:
l- İtiraz konusu yasa kuralı:
8.6.1933 günlü, 2279 sayılı "Ödünç Para Verme İşleri Kanunu'nun 14.7.1960 günlü, 13 sayılı yasa ile değişik l7.maddesi şöyledir:
"Madde l7-Tefecilik edenlerle, Bakanlar Kurulu tarafından tesbit edilen nispetler üstünde menfaat teminine müncer olabilecek herhangi bir fiil ve harekette bulunanlar veya alınacak faiz nispeti hususunda Hükümetçe ittihaz olunacak tedbir ve kararlara ne suretle olursa olsun, aykırı hareket edenler 6 aydan seneye kadar hapis cezasiyle birlikte temin ettikleri menfaatlerin 5 misli ağır para cezasiyle cezalandırılır.
Kabul ettikleri mevduata 9 uncu madde gereğince tesbit edilen nisbetler üzerinde faiz verenlerle mezkûr madde gereğince tâyin olunan esaslar haricinde herhangi bir menfaat sağlayan veya faat taahhüdünde bulunanlar veyahut mevduata verilecek faiz hususunda Hükümetçe ittihaz olunun tedbir ve kararlara ne suretle olursa olsun aykırı hareket edenler hakkında da yukarıdaki fıkrada yazılı cezalar tatbik olunur.
Bu suçların tekerrürü halinde cezalar 3 misline çıkarılarak hükmolunur.
Mezkûr suçların, hükmi şahsiyeti haiz bir teşekkül tarafından işlenmesi halinde para cezaları bu teşekküle, diğer cezalar ise İdare Meclisi veya idare Komitesi Reis ve Azalarından veya imzaları ile o müesseseyi ilzama salahiyetli müdür veya memurlarından cezayı müstelzim fiili işlemiş veya buna iştirak etmiş veya buna emir vermiş olanlara uygulanır.
Bankalar Kanununun 80 inci maddesi hükmü mahfuzdur."
Mahkemece bu maddenin dördüncü fıkrasında yeralan hükmün iptali istenmektedir.
2- Dayanılan Anayasa kuralları:
Madde 33- Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilinden dolayı cezalandırılamaz.
Cezalar ve ceza tedbirleri ancak kanunla konulur.
Kimseye, suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Kimse, kendisini veya kanunun gösterdiği yakınlarını suçlandırma sonucu doğuracak beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
Genel müsadere cezası konulamaz."
IV- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesinin, İç tüzüğünün 15. maddesi uyarınca yaptığı ilk inceleme toplantısında, işin niteliği yönünden incelemenin başka güne bırakılmasına gerek görülmeyerek aşağıda açıklanan konu üzerinde durulmuştur:
Anayasanın geçici 4. maddesinin üçüncü fıkrasında; 27 Mayıs 1960 tarihinden Kurucu Meclisin toplandığı 6 Ocak 1961 gününe kadar çıkarılan kanunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasiyle, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılamayacağı ve bu konuda itiraz yoluyla dahi mahkemelerde Anayasaya aykırılık iddiası ileri sürülemeyeceği hükme bağlanmıştır. 22.4.1962 günlü, 44 sayılı yasanın Geçici 6. maddesi de aynı nitelikte bir kurala yer vermiştir. 8.6.1933 günlü, 2279 sayılı kanunun itiraz konusu hükmü içeren 17. maddesi; 13.7.1960 günlü, 18 sayılı yasa ile değiştirilmiştir. 18 sayılı yasa; Anayasanın Geçici 4. ve 22.4.1962 günlü, 44 sayılı kanunun Geçici 6. maddelerinde sözü geçen yasalardandır. Durum böyle olunca, mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurması olanaksızdır. İtiraz, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddedilmelidir.
V- SONUÇ.
İtiraz konusu kuralın yeraldığı 8.6.1933 günlü, 2279 sayılı Kanunun 17. maddesi, 13.7.1960 günlü, 18 sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve bu yasa; Anayasanın geçici 4. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması olanaksız yasalardan bulunmuş olduğundan, itirazın Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
16.2.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Kâni Vrana
Başkanvekili
Şevket Müftügil
Üye
Ziya Önel
Abdullah Üner
Ahmet Koçak
Fahrettin Uluç
Muhittin Gürün
Lütfi Ömerbaş
Ahmet Erdoğdu
Hasan Gürsel
Ahmet Salih Çebi
Adil Esmer
Nihat O. Akçakayalıoğlu
Ahmet H. Boyacıoğlu
Necdet Darıcıoğlu