"...
II. İTİRAZIN GEREKÇESİ :
"davada tatbiki istenilen kanun maddesi 56 ncı maddedir.
A- Bahse konu maddenin A bendinden mahalli ilköğretim kurullarına bir liradan iki liraya kadar her gün için hafif para cezası hükmedebilme ayrıca, bu kararın tebliğinden itibaren üç gün içinde çocuğun okula gönderilmemesi halinde mahalli ilköğretim kurullarınca ikinci defa olarak önceki cezanın iki katından aşağı olmamak kaydıyla ve azami 100.-lira hafif para cezasıyla mahkum edebilme yetkisini vermiştir. Ayrıca bu para cezalarının infazında amme alacaklarının tahsili usulü hakkındaki kanuna göre ilköğretim Müdürlüklerine ve özel idarelere bırakmıştır.
Bu haliyle ilköğretim kurullarına bir yargılama yetkisi bahşetmiş bulunmaktadır. Anayasanın 32 nci maddesinde hiç kimsenin tabii Hakiminden başka bir merci önüne çıkarılmayacağı belirtilmiştir.
22 Sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin C bendinde ise bu madde gereğince hazırlanan ihtara, para cezalarına rağmen çocuğunu okula göndermemekte ısrar eden veli, vasi veya aile başkanının hakkında C. Savcısının 3005 Sayılı kanun gereğince koğuşturma yaparak üç gün içinde Sulh Mahkemelerine dava açacağı ve Sulh Ceza Mahkemelerininde on günden otuz güne kadar hafif hapis cezasıyla mahkum edilebilecekleri belirtilmiş ayrıca bu cezaların temyiz edilemeyeceği belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun olay C.M.U.K. nun 289. ncu maddesinde kanun yoluna müracaat hakkının mevcut olduğu belirtilmiş ve kanun yollarından ibir olan olmayan hükümleri belirtirken "500.-liraya kadar olan hafif para cezasına dair hükümler, yukarı haddi 1000.-lirayı geçmeyen para cezasını müstelzim suçlardan dolayı verilen beraat kararları ile bu kanun ile sair kanunlarda kati olduğu yazılı bulunan hükümler temyiz olunamaz" denmektedir. Kanun koyucunun bu son şıktan maksadı para cezasıyla ilgili bulunan hükümler olduğu bugüne kadarki Yargıtay içtihatlarıyla sabittir.
Ayrıca diğer bir kanun yolu olan itirazda da itiraz edilemeyen mahkeme kararlarına istisna olarak tevkife taallûk eden kararlar bu hükümden müstesnadır, diyerek şahsın hürriyetini elinden alan hapis cezasıyla iye ilgili hükümlerin itiraz ve temyiz olabileceğini ortaya koymak istemiştir.
Anayasanın 10 uncu maddesinde "herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Devlet kişinin temel hak ve hürriyetlerini fert huzuru, Sosyal Adalet, ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasi, iktisadi, ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar." denmektedir.
Yine Anayasamızın 11 nci maddesi "temel hak ve hürriyetler Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir.
Kanun kamu yararı genel ahlak, kamu düzeni, sosyal adalet ve Milli Güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz." demektedir, davamıza konu olan 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 56 ncı maddesi metninde ilköğretim çağındaki çocukların okula gönderilebilme gayesine matuf ve tehdit mahiyetinde kamu yararı ve kamu düzeni gözetilerek verilen cezaların temyiz edilemeyeceği şeklindeki madde hükmü Anayasanın itibarıyla Anayasanın İşbu 11 nci maddesine de aykırıdır.
Aynı konu münderecatı itibarıyla Anayasanın 14 ncü maddesindeki kişi dokunulmazlığı maddesine de aykırıdır.
Keza; Anayasanın 31 nci maddesinde "herkes meşru bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınılamaz" şeklindeki hükmü karşısında bu cezalar temyiz olunamaz şeklindeki 56 ncı madde metnindeki paragraf Anayasanın 31nci maddesine aykırıdır. Vatandaş bir günde olsa hürriyetinde mahrum kalabilecek bir cezaya çarptırıldığı takdirde Anayasa gereğince kurulmuş adli mahkemelerde kendini savunabilmeli bu hakkı yine Anayasa gereğince kurulan ve adliye mahkemelerinden verilen karar ve hükümleri son merci olarak inceleyip karar vermeye yetkili Yargıtay nezdindede sahip olmalıdır.""
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1978/5
Karar Sayısı:1978/11
Karar Günü:2/2/1978
Resmi Gazete tarih/sayı:20.2.1978/16206
İtiraz yoluna başvuran : Solhan Sulh Ceza Mahkemesi.
İtirazın konusu : 5/1/1961 günlü, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 56. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu öne sürülerek iptaline karar verilmesi istenmiştir.
I. OLAY :
Velisi bulunduğu öğrenciyi okula göndermeyen sanık hakkında önce 5.1.1961 günlü, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 55. ve 56. maddeleri uyarınca işlem yapılmış, ancak sanığın, eyleminde direnmesi üzerine , sözü geçen yasanın 56. maddesinin (c) bendi uyarınca cezalandırılması için Cumhuriyet Savcılığınca kamu davası açılmıştır. Mahkeme, davada uygulama durumunda olduğu 56. maddenin Anayasaya aykırı bulunduğu kanısına vararak, iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur.
III. METİNLER :
1- İtiraz konusu yasa kuralları:
5.1.1961 günlü, 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanununun 56. maddesi şöyledir.
Madde 56-
İlköğretim kurullarınca yapılan ihtara veya itiraz üzerine üst kurulca verilen red kararına rağmen çocuğunu okula göndermiyen veli yahut vasi veya aile başkanları hakkında acabada gösterilen şekilde işlem yapılır:
a) Mahallî ilköğretim kurullarınca, en çok bir hafta içinde devamsız öğrencinin velisine yahut vasisine veya aile başkanına çocuğun okula devam etmediği beher gün için (1) liradan (2) liraya kadar hafif para cezası hükmolunur.
Para cezasına çarptırıldığının kendisine tebliği tarihinden itibaren üç gün içinde çocuğunu yine okula göndermediği okul idaresince bildirilen veli yahut vasi veya aile başkanları hakkında mahallî ilköğretim kurulunca ikinci defa olarak verilecek para cezası, beher gün için önce verilen cezanın iki katından aşağı olamaz. Ancak bu suretle verilen para cezaları 100 lirayı geçemez.
İlköğretim kurullarınca verilen ceza kararı kurulca, okul idaresine, öğrenci veli yahut vasi veya aile başkanlarına üç gün içinde tebliğ olunur. Diğer taraftan, para cezaları hakkındaki kararlar, ayrıca infaz işlemi yapılmak üzere ilçe ilköğretim müdürlüğüne gönderilir. İlköğretim müdürleri bu kararları üç gün içinde özel idareye göndererek infaz işlemini de takip ederler.
Bu kararlar, özel idarelerce Amme Alacaklarının usulü hakkındaki Kanun hükümlerine dayanılarak tahsil edilir.
b) İkinci defa para cezasına çarptırıldığının kendisine tabliğ tarihinden itibaren üç gün içinde çocuğunun okula devamını sağlamıyan veli yahut vasi veya aile başkanının isim ve adresleri okul idareleri tarafından derhal mahalli ilköğretim kuruluna verilir. İlköğretim kurulu bunlara ait dosyaları üç gün içinde hazırlıyarak ilçe ilköğretim müdürlüğüne gönderir.
İlçe ilköğretim müdürleri bu dosyaları inceledikten ve eksikleri varsa tamamladıktan sonra derhal Cumhuriyet savcılığına verir.
İlköğretim müdürleri taralından hazırlanan dosyalarda:
1- Devamsız Öğrencilerin adları ve durumları hakkında okul idaresince ilköğretim kuruluna verilen belgeler,
2- Çocuğun veli yahut vasi veya aile başkanına yapılan ihtara ve bu ihtarın tebliğ ve tebellüğüne ait belgeler,
3- İlköğretim kurulunca verilen para cezalarına ait kararlar ve bu kararların veli yahut vasi veya aile başkanına tebliğ ve tebellüğüne dair belgeler bulunur.
c) Cumhuriyet savcısı 3005 sayılı kanun hükümleri dairesinde kovuşturma yapar ve en geç üç gün içerisinde sulh mahkemelerinde dâva açar.
Sulh ceza mahkemesince her çocuğun veli yahut vasi veya aile başkanı hakkında 10 günden 30 güne kadar hafif cezası hükmolunur.
Bu cezalar temyiz olunamaz.
Mahkemece verilen ceza kararı suçluya ve ilköğretim müdürüne bildirilir. Bu kararın suçluya bildirilmesinden itibaren bir hafta içinde çocuğunu okula göndermiyen veya devamını sağlamayan veli yahut vasi veya aile başkanının durumu ilköğretim müdürlüğünce yeniden Cumhuriyet savcılığına bildirilir. C. Savcılığınca aynı hükümler dairesinde kovuşturma yapılır.
2- Dayanılan Anayasa Kuralları:
Madde 10-
Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Devlet, kişinin temel hak ve hürriyetlerini, fert huzuru, sosyal adalet ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşamayacak surette sınırlayan siyasî, iktisadî ve sosyal bütün engelleri kaldırır; insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlar.
Madde 11-
Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile veya Anayasanın diğer maddelerinde gösterilen özel sebeplerle Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak, ancak kanunla sınırlanabilir.
Kanun, temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz .
Bu Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirisi, insan hak ve hürriyetlerini veya Türk devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayrımına dayanarak, nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak kasdı ile kullanılamaz.
Bu hükümlere aykırı eylem ve davranışların cezası kanunda gösterilir.
Madde 14-
Herkes, yaşama, maddî ve mânevi varlığını geliştirme haklarına ve kişi hürriyetine sahiptir.
Kişi dokunulmazlığı ve hürriyeti, kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça kayıtlanamaz.
Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz.
İnsan haysiyetiyle bağdaşmıyan ceza konulamaz.
Madde 31-
Herkes, meşru bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde dâvacı, veya dâvalı olarak, iddia ve savunma hakkına sahiptir.
Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki dâvaya bakmaktan kaçınamaz.
3- İlgili Anayasa Kuralı:
Anayasanın Geçici 4. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir.
"Normal demokratik rejimi bütün teminatı ile kurmak amacıyla gerçekleştirilen ve yürütülen 27 Mayıs 1960 Devrim tarihinden 6 Ocak 1961 tarihine kadar çıkarılan kanunlar, Türkiye Cumhuriyetinin diğer kanunlarının değiştirilmesi ve kaldırılmasında uygulanan kurallara göre değiştirilebilir veya kaldırılabilir. Ancak, bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde iptal dâvası açılamıyacağı gibi, itiraz yoluyla dahi mahkemelerde Anayasa aykırılık iddiası ileri sürülemez."
IV- İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesinin; İçtüzüğün 13. maddesi uyarınca yaptığı ilk inceleme toplantısında; iğin niteliği yönünden incelemenin başka güne bırakılmasına gerek görülmeyerek aşağıda açıklanan konu üzerinde durulmuştur.:
Anayasanın Geçici 4-. maddesinin üçüncü fıkrasında; 27 Mayıs 1960 tarihinden Kurucu Meclisin toplandığı 6 Ocak 1961 gününe kadar çıkarılan kanunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasiyle, Anayasa Mahkemesinde iptal davası açılamayacağı ve bu konuda itiraz yoluyla dahi mahkemelerde Anayasaya aykırılık iddiası ileri sürülemeyeceği hükme bağlanmıştır.22.4.1962 günlü, 44 sayılı yasanın Geçici 6. maddesi de aynı nitelikte bir kurala yer vermiştir.
İtiraz konusu hükmü içeren 5.1.1961 günlü, 222 sayılı yasa, Anayasanın Geçici 4. ve 22.4.1962 günlü, 44 sayılı yasanın geçici 6. maddelerinde sözü egeçen kanunlardandır. Durum böyle olunca mahkemenin, Anayasa Mahkemesine başvurması olanaksızdır. itiraz, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddedilmelidir.
V- SONUÇ:
İtiraz konusu hükmün yeraldığı 5.1.1961 günlü, 222 sayılı ilk öğretim ve Eğitim Kanunu; Anayasanın geçici 4. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması olanaksız yasalardan bulunduğundan, itirazın mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine,
2.2.1978 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan
Kâni Vrana
Başkanvekili
Şevket Müftügil
Üye
Ziya Önel
Abdullah Üner
Ahmet Koçak
Şekip Çopuroğlu
Fahrettin Uluç
Muhittin Gürün
Ahmet Erdoğdu
Hasan Gürsel
Ahmet Salih Çebi
Adil Esmer
Nihat O. Akçakayalıoğlu
Ahmet H. Boyacıoğlu
Necdet Darıcıoğlu