ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı:1977/61
Karar Sayısı:1977/47
Karar Günü:21/4/1977
Resmi Gazete tarih/sayı:21.5.1977/15943
İptal
davasını açan : Millî Selâmet Partisi Millet Meclisi Grubu,
İptal
davasının konusu : 5/4/1977 günlü, 15900 Mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
"Millet Meclisi Genel Seçimlerinin yenilenmesine ilişkin" 5/4/1977
gününde ve 76. Birleşimle 644 sayı ile alman Millet Meclisi Genel Kurulu
Kararının, Anayasa'nın 12., 129., 85 .ve 91., Millet Meclisi İçtüzüğünün de
36., 27., 37., 50., 58. ve 88. maddelerine aykırı olduğu öne sürülerek iptaline
ve iptal kararı verilinceye kadar yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi
istenmiştir.
II.
İPTALİ İSTENEN KARAR :
Resmî
Gazete'nin 5 Nisan 1977 günlü, 15900 mükerrer sayılı nüshasında yayımlanan
metne göre iptali istenen Millet Meclisi kararı şöyledir :
"MİLLET
MECLİSİ KARARI
Millet
Meclisi Genel seçimlerinin yenilenmesine ilişkin: Karar No: 644
Millet
Meclisi Genel Seçimlerinin Yenilenmesine, Millet Meclisi Genel Kurulunun
5/4/1977 tarihli, 76. Birleşiminde (1) ret ve (7) çekimser oya karşı (342)
kabul oyuyla karar verilmiştir,
5
Nisan 1977"
III.
DAYANILAN KURALLAR;
l-
Anayasa Kuralları:
"Madde
12- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep
ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiç
bir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz."
"Madde
85- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Meclisler, çalışmalarını, kendi yaptıkları
İçtüzüklerin hükümlerine göre yürütürler.
İçtüzük
hükümleri, siyasî parti gruplarının, Meclislerin bütün faaliyetlerine
kuvvetleri oranında katılmalarını sağlayacak yolda düzenlenir. Siyasî Parti
Grupları, en az on üyeden meydana gelir.
Meclisler,
kendi kolluk işlerini Başkanları eliyle düzenler ve yürütürler."
"Madde
91- Kanun teklif etmeye, Bakanlar Kurulu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyeleri yetkilidirler.
Üyeler,
kendi tekliflerini her iki Meclisin ilgili komisyonlarında savunabilirler."
"Madde
129- İktisadî, sosyal ve kültürel kalkınma plâna bağlanır. Kalkınma bu plâna
göre gerçekleştirilir.
Devlet
Plânlama Teşkilâtının Kuruluş ve görevleri, plânın hazırlanmasında, yürürlüğe
konmasında, uygulanmasında ve değiştirilmesinde gösterilecek esaslar ve plânın
bütünlüğünü bozacak değişikliklerin önlenmesini sağlayacak tedbirler özel
kanunla düzenlenir."
2-
Millet Meclisi İçtüzüğü hükümleri :
"Madde
27- Komisyonlar, kendi başkanlarınca toplantıya çağrılır.
Zorunluluk
olmadıkça komisyon toplantısı için çağrı, en az iki gün önceden yapılır. Bu
çağrıda komisyon başkanınca hazırlanan gündem de belirtilir. Ancak, komisyon
gündemine hâkimdir.
Bu
çağrı ve gündem komisyon üyelerine, Başbakanlığa, ilgili bakanlıklara ve parti
gruplarına ve diğer ilgili komisyonların başkanlıklarına ve teklifleri gündemde
yer alan kanun teklifi sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinden ilk imza
sahibine gönderilir; ayrıca ilân tahtasına asılır."
"Madde
36- Komisyonlar, kendilerine havale edilen kanun tasarı veya tekliflerini aynen
veya değiştirerek kabul veya reddedebilirler; birbirleriyle ilgili gördüklerini
birleştirerek görüşebilirler ve Türkiye Büyük Millet Meclisi binasında, Millet
Meclisi Başkanlığınca kendilerine ayrılan salonlarda toplanırlar.
Ancak,
komisyonlar, 90. maddedeki özel durum dışında kanun teklif edemezler,
kendilerince havale edilenler dışında kalan işlerle uğraşamazlar. Başkanlık
Divanının kararı olmaksızın Genel Kurulun toplantı saatlerinde görüşme
yapamazlar ve kanun tasarı ve tekliflerini bölerek ayrı ayrı metinler halinde
Genel Kurula sunamazlar."
"Madde
37- Komisyonlara havale edilen işlerin görüşülmesine, havale tarihinden
itibaren kırksekiz saat sonra başlanabilir. Komisyona havale edilen evrak,
Komisyon Başkanlığınca re'sen veya komisyon Üyelerinden beşi tarafından yazıyla
istenirse, bastırılarak komisyon üyeleri ne dağıtılır. Bu takdirde, söz konusu
süre, dağıtım tarihinden itibaren başlar.
Danışma
Kurulunun tavsiyesi veya bir kanun tasarı veya teklifinin tümünün veya belli
hükümlerinin komisyona geri alınması veya geri verilmesi hallerinde, yukarıdaki
fıkrada yazılı süre kaydına uyulmayabilir."
"Madde
50- Millet Meclisi Genel Kurulunun gündemi şu kısımlardan ibarettir :
1-
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları.
2-
Özel gündemde yer alacak işler.
3-
Seçim.
4-
Oylaması yapılacak işler.
5-
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması yapılmasına dair öngörüşmeler.
6-
Sözlü sorular.
7-
Kanun tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler.
Danışma
Kurulunun teklifi ve Genel Kurulun onayı ile, 5. ve 6. kısımların her biri için
haftanın belli bir gününde belli bir süre ayrılabilir.
3.
ve 4. kısımlarındaki seçimler ve oylamalar için de haftanın belli bir günü
ayrılabilir.
Gündemdeki
işlerin görüşme sırası Başkanlıkça alınış tarihlerine göre tespit edilir.
Başkanlıkça
lüzum görülen hallerde, 7. bentteki işlerin görüşme sırası Danışma Kurulunca
Genel Kurula teklif olunabilir. Hükümet, esas komisyonlar ve kanun teklifi
sahiplerinin bu konu ile ilgili istemleri de Danışma Kurulunda görüşülür.
Danışma
Kurulunun bu konudaki görüşü Genci Kurulun onayına sunulur.
Başkan
birleşimi kapatırken, gündemde bulunan hususlarda hangilerinin gelecek
birleşimde veya birleşimlerde görüşüleceğini Genel Kurula bildirir. Bu husus
ayrıca ilân tahtasında ilân edilir.
Danışma
Kurulunun görüşü alınıp, Genel Kurulca kararlaştırılmadıkça Başkan tarafından
görüşüleceği önceden bildirilmeyen hiç bir husus, Genel Kurulda
konuşulamaz."
"MADDE
58- Başkan birleşimi açtıktan sonra tereddüde düşerse yoklama yapar.
Görüşmeler
sırasında işaretle oylamaya geçilirken, on milletvekili ayağa kalkmak veya
önerge vermek suretiyle yoklama yapılmasını isteyebilir.
Yoklama,
elektronik oy düğmelerine basmak veya Başkan lüzum gördüğü zaman ad okunmak
suretiyle yapılır.
Yoklama
sonucunda, üye tamsayısının salt çoğunluğunun mevcut olmadığı anlaşılırsa,
oturum en geç bir saat sonrasına ertelenebilir. Bu oturumda da toplantı yeter
sayısı yoksa, birleşim kapatılır."
"MADDE
88- Kanunlarda veya İçtüzükte aksine hüküm yoksa, Kanun tasarısı veya teklifinde
bir maddenin reddi, komisyona iadesi, değiştirilmesi veya metne madde eklenmesi
hakkında, milletvekilleri, esas komisyon veya Hükümet değişiklik önergeleri
verebilir. Bu esaslar dairesinde milletvekilleri, tarafından tasan veya teklif
maddelerinin her fıkrası için dörtten fazla önerge verilemez.
Bir
Kanun Tasarı veya teklifinin, basılıp dağıtılmasından sonra en çok beş gün
geçmiş ve Genel Kurulda görüşüleceği, gün, Başkan tarafından Genel Kurula en az
kırksekiz saaat önce bildirilmişse, bu Kanunun maddelerine ait değişiklik
önergelerinin konuşulmasından en geç yirmidört saat önce Millet Meclisi
Başkanlığına verilmiş olması gereklidir. Kanunun görüşülmesine başlandıktan
sonra verilecek önergelerde en az beş üyenin imzası bulunmadıkça önerge işleme
konulmaz .
Değişiklik
önergeleri önce veriliş sonra aykırılık sırasına göre okunur ve işleme konur.
Başkan her Önerge için komisyona, katılıp katılmadığını sorar. Komisyonun
katılmaması halinde, önerge sahibi, isterse beş dakikayı geçmemek üzere
açıklama için söz alabilir.
Daha
sonra önergeler işaret oyu ile ayrı ayrı oylanır. Komisyonun katılmadığı ve
fakat Genel Kurulun kabul ettiği önerge ve ilgili maddeyi komisyon geri
istiyebilir.
Değişiklik
önergeleri ve gerekçeleri beşyüz kelimeden fazla ise, önerge sahibi önergesine
beşyüz kelimeyi geçmeyen bir özet eklemek zorundadır. Başkan, değişiklik
önergesinden derhal Komisyonu haberdar eder."
IV.
İLK İNCELEME :
İlk
İncelemede aşağıdaki sorunlar üzerinde durulmuştur :
A-
Davacı, Millet Meclisi İçtüzüğünün 93. maddesinde yapılan değişikliğin de
iptalini dava etmiş ve bu istemin, Anayasa Mahkemesinin 1977/60 esasında kaydı
yapılan dosya üzerinde incelenmesine başlanmıştır.
Dava
dilekçesinde, önce İçtüzüğün değiştirilmesi hakkındaki davanın incelenmesi,
sonra da Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine ilişkin Millet Meclisi
GenelKurulu kararına yönelik iptal davasının karara bağlanması istenmekte
olduğundan öncelikle bu konu üzerinde durulmuştur.
Millet
Meclîsi İçtüzüğünün değiştirilen 93. maddesine karşı açılan iptal davası
sonuçlanıncaya kadar Millet Meclisi Genel Seçimlerinin yenilenmesine ilişkin
olarak alınan Millet Meclisi Genel Kurulunun 5/4/ 1977 günlü, 644 sayılı
kararına yöneltilen iptal davasında bekletici sorun yapılması, ilk dava sonuca
bağlandıktan sonra, Millet Meclisi Genel Kurul kararına karşı açılan bu davanın
ele alınması ve ilk davanın sonucu doğrultusunda onun da, sonuçlandırılması
istenmektedir.
Anayasa,
Anayasa'ya uygunluk denetiminde uygulanacak yönteme ilişkin kimi kuralları
saptamış, 148. maddesinde de "Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Kanunla; ...... düzenlenir." buyruğunu getirmiştir. Gerek
Anayasa'da gerek Anayasa'nın 148. maddesi buyruğunca çıkarılan 22/4/1962 günlü,
44 sayılı "Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun" da ne Anayasa Mahkemesinin bekletici sorun yapması hususunda ve ne
de Anayasa'ya uygunluk denetimi konusunda açılan davaların birleştirilmesi
(tevhidi) hakkında bir kural yer almamıştır. Açılan davalar, ayrı ayrı
metinlerin iptal edilmesini öngördüğünden ve birbirinden bağımsız iptal
istemlerine konu edildiğinden, Millet Meclisi Genel Seçimlerinin yenilenmesine
ilişkin Millet Meclisi Genel Kurulu kararına karşı açılan iptal davasının, içtüzük
değişikliği hakkında açılan 1977/60 sayılı davanın karara bağlanmasından sonra
incelenmesine yasal bir neden olmadığı gibi aşağıda değinileceği üzere bir
gerek de yoktur.
Ahmet
Salih Çebi bu görüşe katılmamış, Nihat O. Akçakayalıoğlu da (Bu konuda Anayasa
Mahkemesinin yetki ve görev konusu çözüldükten sonra karar verilebileceği) ni
öne sürerek bu evrede bu konunun karara bağlanamıyacağını bildirmiştir.
B-
Anayasa mahkemeler bakımından 136. madde ile koyduğu ilkeden Anayasa Mahkemesi
yönünden ayrılmış ve Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkisini, kanunlara
bırakmamış, doğrudan doğruya kendisi belirleyerek saptamıştır.
Usul
hukukumuzda görev deyimi, çoğunlukla dar ve teknik anlamda kullanıldığı halde,
yetki deyimi hem dar ve teknik ve hem de görev kavramını dahi içerecek biçimde
ve geniş anlamda kullanılagelmiştir.
Geniş
anlamıyle yetki, bir mahkemenin anlaşmazlıklara bakma hususundaki hak ve
yükümleri anlamına geldiği için yargı hakkı (Yargı yetkisi) kavramı ile iç içe
girmekte ve bir davada her şeyden önce bu hususun araştırılması gereğini ortaya
koymaktadır. Gerçekten 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 42. maddesinde yer alan
"Görev" deyimi, yargı hakkı kavramıyle eş anlamda ve geniş bir
biçimde kullanılmış olduğundan, her şeyden önce, Millet Meclisi Genel Kurulu
kararına karşı açılan iptal davasına bakmanın, Anayasa Mahkemesinin görevi
içinde olup olmadığının araştırılmasını, incelenmesini ve saptanmasını zorunlu
duruma sokmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi içtüzüğünün 15. maddesinin üçüncü
fıkrasında "Dilekçelerin, Mahkemenin görevine giren bir konu ile ilgili
olup olmadığı veya ehliyetli kişiler tarafından yahut süresinde verilip
verilmediği hususları da raportörlerce önceden incelenir." yolunda bir
kuralın öngörülmüş bulunması da bu görüşü doğrulamaktadır.
O
halde açılan bu davanın Anayasa Mahkemesinin görevine girip girmediği hususu
önce ele alınıp incelenmelidir.
Nihat
O. Akçakayalıoğlu, önce davacının başvurmaya yetkili olup olmadığı açısından
inceleme yapılması gerektiğini öne sürerek bu görüşe katılmamıştır.
Böylece
yapılan ilk incelemede :
l-
5/4/1977 günlü ve 15900 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millet Meclisi Genel
Seçimlerinin yenilenmesine ilişkin Millet Meclisi Genel Kurulunun 5/4/1977
günlü, 644 sayılı kararının, içtüzük değişikliği, hakkında açılan 1977/60
sayılı davanın karara bağlanmasından sonra incelenmesine gerek bulunmadığına
Ahmet Salih Çebi'nin karşıoyuyla ve Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun (Bu konuda
Anayasa Mahkemesinin yetki ve görev konusu çözüldükten sonra karar
verilebileceği) yolundaki karşıoyuyla ve oyçokluğuyla;
2-
Davanın, Anayasa Mahkemesinin görevine girip girmediği konusunun önce
incelenmesine Nihat O. Akçakayalıoğlu'nun (Önce davacının başvurmaya yetkili
olup olmadığı açısından inceleme yapılması gerektiği) yolundaki karşıoyuyla ve
oyçokluğu ile karar verilmiştir.
C-
Konunun Anayasa Mahkemesinin görevi içinde olup olmadığı sorunu :
Anayasa'nın
69. maddesi "Millet "Meclisi seçimleri dört yılda bir yapılır.
Meclis,
bu süre dolmadan seçimin yenilenmesine karar verebilir. Süresi biten
milletvekili yeniden seçilebilir.
Yenilenmesine
karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer."
kuralını getirmiş, değişik 73. maddesinin dördüncü fıkrasında da "74 üncü
maddeye göre seçimlerin geriye bırakılması yahut 69 uncu veya 108 inci maddeye
göre seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hallerinde, Cumhuriyet
Senatosunun yenileme seçimleri de Millet Meclisi seçimleriyle birlikte yapılmak
üzere geriye bırakılmış veya öne alınmış olur. Bundan sonraki Cumhuriyet
Senatosu yenileme seçimleri 3 üncü fıkra hükümlerine göre yapılır." kuralı
yer almıştır,
Anayasa'nın
bu hükümlerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, 108. maddede öngörülen durum ayrık
olmak üzere, Millet Meclisi seçimlerinin süresi dolmadan yenilenmesi Millet
Meclisi Genel Kurulunun yetkilerindendir ve Millet Meclisi bu yetkisini karar
vermek yoluyla kullanır.
Millet
Meclisinin bu yetkisini kullanırken aldığı kararı, Anayasa'nın değişik 64.
maddesinde gösterilen ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkileri arasında
belirlenen işlemler olarak görmeye, şekli veya maddî bakımdan kanun ya da bu
nitelikte bir yasama tasarrufu saymaya yahut da bir İçtüzük hükmü olarak
nitelendirmeye olanak yoktur.
Millî
Birlik Komitesi tarafından kurulan Anayasa Komisyonunca hazırlanan Anayasa
Tasarısında, "Kanunların, yasama meclisleri İçtüzüklerinin ve bu
meclislerce verilen her türlü kararların Anayasa'ya uygunluğunu
denetlemek" görev olarak Anayasa Mahkemesine tanındığı, böylece Türkiye
Büyük Millet Meclisinin ister kanun, ister karar şeklinde maddî bakımdan
"kural tasarruf" veya "şart tasarruf" niteliğinde olan
bütün kararları Anayasa Mahkemesinin yargı denetimine tabi tutulması
öngörüldüğü halde, Anayasa, 147. maddesinin birinci fıkrası ile "Anayasa
Mahkemesi, Kanunların ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin
Anayasa'ya, Anayasa değişikliklerinin de Anayasa'da gösterilen şekil şartlarına
uygunluğunu denetler." yolundaki ilkeyi benimsemek suretiyle bu denetimi
sadece kanunlara, İçtüzüklere ve Anayasa değişikliklerinin Anayasa'da
gösterilen biçim koşullarına hasretmiş, başka bir deyişle Türkiye Büyük Millet
Meclisi ya da Meclislerin, Kanun veya İçtüzük niteliğinde olmayan kararlarını -
Anayasa'nın ayrık olarak düzenlediği hükümler saklı olmak üzere - bu denetimin
dışında bırakmıştır.
Yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına veya üyeliğin düştüğüne Meclislerce karar
verilmesi hallerinde bu kararların Anayasa Mahkemesince denetlenebilmesini
sağlamak için Anayasa Koyucunun 81. maddeyi düzenlemiş olması ve değişik 64.
maddesi ile de Kanun Kuvvetinde Kararnamelerin denetiminin Anayasa Mahkemesinin
görev alanına alınması bu görüşün doğruluğunu açıkça kanıtlar.
Yeri
gelmişken şu yön de açıklanmalıdır ki, Meclislerin İçtüzük değişikliği
niteliğinde aldığı Kararlarla, Anayasa Mahkemesinin denetimi dışında tutulan
bir yasama işleminin oluşturulmasında kimi İçtüzük kurallarına uyulmamış
olmasını ya da aykırı uygulamalar yapılmış bulunduğunu birbirinden ayrı konular
olarak görmek gerekir. Millet Meclisi, Anayasa'nın 69. maddesinde belirtilen
yetkiyi kullanmış ve bu konuda bir karar almıştır. Bu kararın
oluşturulmasındaki Anayasa'ya, ya da İçtüzüğe ters düştüğü öne sürülen
davranışların Anayasa'ya uygunluk denetiminden geçirilebilmesi, ancak bu
kararın denetiminin Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkisi içinde olması koşulu
ile gerçekleştirilebilir. Eğer Anayasa, bu karan Anayasa'ya uygunluk denetimine
bağlı tutmamışsa, oluşması sırasındaki Anayasa ve İçtüzük kurallarına uyulup
uyulmadığının da denetlenmesine olanak yoktur. Bundan başka, İçtüzük
kurallarının Anayasa Mahkemesinin denetimine bağlı olması da, Anayasa
Mahkemesine, denetimi dışında tutulan bir yasama tasarrufuna karşı açılan
davada, içtüzük hükümlerinin uygulanma biçimlerini inceleme yetkisi vermez.
Açıklanan
bu nedenlerle Anayasa'nın 69. maddesi uyarınca Millet Meclisi seçimlerinin
yenilenmesine ilişkin olarak 5/4/1977 günlü, 76. Birleşimde verilen 644 sayılı
Millet Meclisi kararı, Kanun ye İçtüzük niteliğinde bulunmadığından, Anayasa
Mahkemesinin görev alanına girmeyen davanın reddine karar verilmelidir.
Ahmet
Salih Çebi bu görüşe katılmamıştır,
V.
SONUÇ :
Anayasa'nın
69. maddesi uyarınca Millet Meclisi Genel Seçimlerinin yenilenmesine ilişkin
olarak 5/4/1977 günlü, 76. Birleşimde verilen 644 sayılı Millet Meclisi
Kararının iptaline ilişkin davanın Anayasa Mahkemesinin denetim görevi dışında
olduğuna ve istemin bu nedenle reddine Ahmet Salih Çebi'nin karşıoyuyla ve
oyçokluğu ile, 21/4/1977 gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Kâni
Vrana
|
Başkanvekili
Şevket
Müftügil
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Ziya
Önel
|
|
|
|
|
Üye
Abdullah
Üner
|
Üye
Ahmet
Koçak
|
Üye
Şekip
Çopuroğlu
|
Üye
Fahrettin
Uluç
|
|
|
|
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Ahmet
Erdoğdu
|
Üye
Hasan
Gürsel
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Salih Çebi
|
Üye
Nihat
O. Akçakayalıoğlu
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
Davacı
: Millî Selâmet Partisi Millet Meclisi Grubu "Millet Meclisi Genel
seçimlerinin yenilenmesine ilişkin" 5/4/1977 gününde ve 76. Birleşimde
alınan 644 sayılı Kararın iptalini dava etmiş olduğu gibi, Anayasa Mahkemesinin
1977/60 sayısında kayıtlı davada da Millet Meclisi İçtüzüğünün 93. maddesinde
yapılan değişikliğinde iptalini istemiş ve içtüzük değişikliğinin iptaline
ilişkin davanın Millet Meclisi genel seçimlerinin yenilenmesine ilişkin kararın
iptali hakkındaki davayı etkileyeceğini ileri sürerek içtüzük değişikliğine
yönelik davanın bekletici sorun olduğunu öne sürmüştür.
Çoğunluk,
Anayasa Mahkemesince açılan davaların birleştirileceğine ve bir davanın diğer
davada bekletici sorun yapılacağına dair Anayasa'da ve Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu, yargılama usulü hakkındaki 44 sayılı Kanunda bir kural olmadığı
gerekçesiyle bekletici sorun yapılması hakkındaki davacı isteğinin reddine
karar verilmiştir.
Öte
yandan dava konusu, Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine ilişkin kararın
kanun ve içtüzük tadili niteliğini taşımadığı ve Anayasa'nın Anayasa
Mahkemesinin denetimine bağlı tuttuğu kararlardan olmadığı nedeniyle de davanın
görev yönünden reddini kararlaştırmıştır.
Gerçekten,
dava konusu karar kanun ve içtüzük niteliğinde olmadığı gibi Anayasa'nın, Anayasa
Mahkemesinin denetimine tabi tuttuğu nitelikte yasama meclisi kararlarından da
değildir. Ne varki, dava konusu karar, Millet Meclisi İçtüzüğünün 93.
maddesinin değişikliğinden evvelki hükmüne dayanılarak değil, 93. maddenin
değiştirilmesi suretiyle alınmıştır. Bu itibara kararın dayanağı İçtüzüğün
değiştirilen hükmüdür. İçtüzük değişikliği ise Anayasa Mahkemesinin denetimine
tabidir. İçtüzük değişikliğinin iptali, seçimin yenilenmesine ilişkin Millet
Meclisi kararının, Anayasa'nın denetimine tabi olmaması bakımından, sonucu
etkileyemeyeceği düşünülse bile, iptal kararının gerekçesinde etkisi
kuşkusuzdur.
Anayasa'da
ve 44 sayılı Kanunda bekletici sorundan söz edilmemesi, bekletici sorun
yapılması gerek duyulan hallerde o davanın sonucunu beklemeye engel değildir.
SONUÇ:
Millet Meclisi İçtüzüğünün 93 .maddesinin iptali hakkında açılıp Anayasa
Mahkemesinin 1977/60 sayısında kayıtlı davanın sonucu beklenmeden bu davanın
reddine karar verilmesi hakkındaki çoğunluk görüşüne karşıyım.