ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1975/24
Karar Sayısı : 1975/49
Karar Tarihi:11/3/1975
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEME : Sinop
Ağır Ceza Mahkemesi.
İTİRAZIN KONUSU : 15.5.1974 günlü, 1803 sayılı “Cumhuriyetin
50 nci Yılı Nedeniyle Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun”un 2. maddesinin
(B) bendinin, biçim yönünden Anayasaya aykırı olduğundan iptali istemidir.
I- OLAY :
Sanıkların eylemlerine uyan Türk Ceza Kanununun 403/1-3,ve 404/2.
maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının
görülmesi sırasında, 1803 sayılı Kanunun 2/B maddesini, Türk Ceza Kanununun
403. maddesi yönünden Cumhuriyet Savcısının iddiası üzerine ve 404. maddesi
yönünden re’sen Anayasanın 92. maddesinin beşinci fıkrasına aykırı gören
Mahkeme, iptali için Anayasanın değişik 151. ve 22.4.1962 günlü, 44 sayılı
Kanunun 27. maddeleri uyarınca itiraz yoliyle Anayasa Mahkemesine
başvurulmasına karar vermiştir.
II-İTİRAZIN GEREKÇESİ :
İtiraz yoluna başvuranı Mahkemenin gerekçesi özetle şöyledir:
(1803 sayılı Af Yasasının 2/B maddesindeki kuralın, Türk Ceza
Kanununun 403. ve 404. maddeleri yönünden Anayasanın 92. maddesinin beşinci
fıkrasındaki biçim kuralına aykırı olduğu kanısına varıldığından, iptali için
Anayasanın değişik 151. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesine başvurulmasına
karar verilmiştir.)
III- YASA METİNLERİ :
1- Anayasaya aykırılığı ileri sürülen Yasa kuralı:
15.5.1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin Anayasaya
aykırılığı ileri sürülen (B) bendi şöyledir:
“Madde 2-7.2.1974 tarihine kadar işlenmiş:
A)………….
B) Türk Ceza Kanununun 202, 203, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 212,
213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 403 ncü maddeleriyle 404 ncü maddesinin 1
nci bendinde ve
406,407,414/1,415,416/2-3,491,492,493,495,496,497,498,499,500,503 ve 510 ncu
maddeleriyle Askeri Ceza Kanununun 131 ve 132 nci maddelerinde gösterilen
suçları işleyenler hakkında Devlet zararının önceden ödenmek; tazminat
hükümleri ise saklı kalmak şartiyle bu maddenin (A) bendi hükmü uygulanır.”
2- Dayanılan Anayasa Kuralı:
Mahkemenin Anayasaya aykırılık gerekçesinde dayanak tutulan
Anayasa hükmü, 92. maddenin beşinci fıkrasıdır. Bu fıkra hükmü şöyledir:
“Madde 92/5-Millet Meclisi, Cumhuriyet Senatosundan gelen metni
benimsemezse, her iki Meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıdaki
üyelerden bir karma komisyon kurulur. Bu komisyonun hazırladığı metin Millet
Meclisine sunulur. Millet Meclisi, karma komisyonca veya Cumhuriyet Senatosunca
veya daha önce kendisince hazırlanmış olan metinlerden birini olduğu gibi kabul
etmek zorundadır. Cumhuriyet Senatosunda üye tamsayısının salt çoğunluğu ile
kabul edilmiş olan madde değişikliklerinde, Millet Meclisinin kendi ilk metnini
benimsemesi için, üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyu gereklidir. Bu halde
açık oya başvurulur.”
IV. İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi, İçtüzüğün 15. maddesi uyarınca 25.2.1975
gününde Muhittin Taylan, Kâni Vrana, Kemal Berkem, Halit Zarbun, Ziya Önel,
Abdullah Üner, Ahmet Koçak, Muhittin Gürün, Lütfi Ömerbaş, Hasan Gürsel, Ahmet
Salih Çebi, Şevket Müftügil, Adil Esmer, Nihat O.Akçakayalıoğlu ve Ahmet
H.Boyacıoğlu’nun katılmalarıyle yaptığı ilk inceleme toplantısında, aşağıdaki
sorunlar üzerinde durmuştur.
1- Anayasa Mahkemesinin itirazı inceleme görevli ve yetkili olup
olmadığı sorunu:
Suç ve cezaların affı hakkındaki yasama belgelerinin Anayasaya
uygunluk denetimine bağlı olduğu, daha önce Mahkememizce verilen ve 21.1.1975
sayı: 15125 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28.11.1974 günlü, Esas:1974/34,
Karar: 1974/50 sayılı kararında gerekçeleriyle birlikte belirtildiği üzere,
itiraz yoluyla gelen bu işe bakmanın da Anayasa Mahkemesinin görevi içinde
bulunduğu açıktır.
Bu görüşe Halit Zarbun katılmamıştır.
2- Anayasaya aykırılık itirazında bulunan Mahkemenin bu konudaki
yetkisi ve esasa ilişkin incelemenin sınırlandırılması sorunları:
a) İtiraz yoluna başvuran Mahkemenin elindeki davada uygulanması
istenen Türk Ceza Kanununun 404. maddesinin 2. bendi, 1803 sayılı Kanunun
itiraz konusu 2. maddesinin (B) bendinde yer almadığından, itirazın bu yöne
ilişen bölümünün Mahkemenin yetkisizliği yönünden reddine karar verilmelidir.
b) 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin Türk Ceza
Kanununun 403. maddesinin 3., 4. ve 6. bentleri yönünden iptaline 23.2.1975
günlü, 15158 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7.1.1975 günlü, Esas: 1974/51,
Karar: 1975/3 ve 5. bendi yönünden iptaline de 28.1.1975 günlü, Esas: 1974/55,
Karar: 1975/11 sayılı kararla karar verilmiş bulunduğundan bu konularda yeniden
karar verilmesine yer kalmamıştır.
c) 1803 Sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin Türk Ceza
Kanununun 403. maddesinin geri kalan hükümleriyle sınırlı olarak incelenmesine
karar verilmelidir.
Nihat O.Akçakayalıoğlu, uygulanacak kanun hükmü olması nedeniyle
esasın (B) bendinin tümü yönünden incelenmesi gerektiği karşıoyunda
bulunmuştur.
3- Yukarıda açıklanan sorunların incelenmesi sonucunda:
a) İşin incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin görevi içinde
bulunduğu Halit Zarbun’un karşıoyu ile ve oyçokluğu ile;
b) 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin Türk Ceza
Kanununun 404. maddesinin 2 sayılı bendi yönünden davada uygulama yeri
bulunmadığı anlaşıldığından itirazın bu yöne ilişen bölümünün Mahkemenin
yetkisizliği yönünden reddine oybirliğiyle;
c) 15.5.1974 günlü, 1803 Sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin
Türk Ceza Kanununun 403. maddesinin 3,4 ve 6 ncı fıkraları yönünden iptaline,
Resmi Gazetenin 23.2.1975 günlü, 15158 sayılı nüshasında yayımlanan 7.1.1975
günlü, Esas: 1974/51, Karar: 1975/3 ve 5 nci fıkrası yönünden iptaline de
28.1.1975 günlü, Esas: 1974/55, Karar: 1975/11 sayılı kararlarla karar verilmiş
bulunduğundan bu konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığından oybirliğiyle;
ç) 1803 Sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin Türk Ceza
Kanununun 403. maddesinin geri kalan hükümleriyle sınırlı olarak incelenmesine
Nihat O.Akçakayalıoğlu’nun incelemenin (B) bendinin tümü yönünden yapılması
gerektiği yolundaki karşıoyu ile ve oyçokluğu ile;
25.2.1975 gününde karar verilmiştir.
V- ESASIN İNCELENMESİ :
İtirazın esasına ilişkin rapor, Mahkeme kararının gerekçesi,
25.2.1975 günlü sınırlama kararı uyarınca iptali istenen Yasa kuralı, Anayasaya
aykırılık iddiasına dayanaklık eden ve konuyu ilgilendiren Anayasa kuralları,
bunlarla ilgili gerekçeler ve başka yasama belgeleri, konu ile ilişkisi bulunan
öteki metinler okunduktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü: A)Görev sorunu:
1- 25.2.1975 günlü toplantıda yapılan ilk incelemede bulunmamış
kimi üyelerce Anayasa Mahkemesinin itirazı incelemekle görevli ve yetkili olup
olmadığı sorununun esasın incelenmesi evresinde de görüşülebileceğinin öne
sürülmesi üzerine yapılan tartışmalar sonunda, ilk inceleme evresinde görev
sorunu incelenerek çözülmüş olduğundan, konunun yeniden ele alınarak
görüşülmesine yer olmadığına Şahap Arıç ve Ziya Önel’in karşıoyları ve
oyçokluğu ile karar verilmiştir.
B) İtiraz konusu kuralın Anayasaya aykırılığı sorunu:
İtiraz eden Mahkemenin kararında uygulanacak yasa kuralının biçim
yönünden Anayasaya aykırı olarak yasalaştığı ve bu nedenle iptali gerektiği
belirtilmektedir.
15.5.1974 günlü, 1803 Sayılı Kanunun 2. maddesinin (A) bendi, daha
önce Anayasa Mahkemesine itiraz yolu ile getirilmiş ve Anayasanın 92. maddesinin
beşinci fıkrasında öngörülen biçim kuralına aykırılığını saptanarak Türk Ceza
Kanununun 127. ve Askeri Ceza Kanununun 56. maddelerinin olayla ilgili
hükümleriyle sınırlı olarak iptal edilmiş ve bu karar 21.1.1975 günlü, 15125
sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Yine 1803 Sayılı Kanunun 2. maddesinin
(B) bendinde Türk Ceza Kanununun 414/1. maddesiyle ilgili olarak yer alan kural
da, 28.11.1974 günlü,39/51 sayılı kararla Anayasanın 92. maddesinin beşinci
fıkrasında açıklanan biçim kuralına aykırı görülerek iptal edilmiştir. Bu karar
da 29.1.1975 günlü, 15133 sayılı Resmi Gazetede yayımlamıştır.
İtiraz konusu Yasa kuralı da 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B)
bendine ilişkindir ve biraz önce sözü geçen kararlarda belirtilen biçim
aksaklığı ile yasalaşmıştır. İptal nedenleri o kararlarda bütün açıklığı ile
belirtilmiş olduğundan burada yinelenmesine gerek görülmemiştir.
Ancak, 25.2.1975 günlü ilk inceleme toplantısında
kararlaştırıldığı üzere, 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin, Türk
Ceza Kanununun 403. maddesinin sadece 1., 2. ve 7. bentleriyle sınırlı olarak
iptal edilmesi gerekmektedir.
Nihat O.Akçakayalıoğlu bu sonuca değişik gerekçe ile katılmıştır.
Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Ahmet Koçak ve Ahmet Salih Çebi bu
görüşe katılmamışlardır.
3- İptal hükmünün yürürlüğe giriş günü:
Anayasanın değişik 152. maddesinin ikinci fıkrasına göre Anayasa
Mahkemesince Anayasaya aykırı olduğundan iptaline karar verilen kanun veya
içtüzük veya bunların iptal edilen kuralları, gerekçeli kararın Resmi Gazetede
yayımlandığı günde yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal
hükmünün yürürlüğe gireceği günü ayrıca kararlaştırabilir. Bu gün kararın Resmi
Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.
22.4.1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 50. maddesinin dördüncü
fıkrasında da Anayasa Mahkemesinin, iptal dolayısiyle oluşacak boşluğu kamu
düzenini tehdit edici nitelikte görürse, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günü
ayrıca kararlaştıracağı ve bu boşluğun doldurulması için Yasama Meclisleri
Başkanlıklarına ve Başbakanlığa durumu duyuracağı yazılıdır.
Yukarıda belirlendiği üzere, 15.5.1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun
2. maddesinin (B) bendinin, Anayasa biçim yönünden aykırılığı nedeniyle ve Türk
Ceza Kanununun 403. maddesinin 1., 2. ve 7. bentleri yönünden iptali
öngörülmüştür. İptal, yasa kuralının Anayasaya uygun biçimde oluşmamış
bulunduğu yolunda Anayasa Mahkemesince saptanan duruma ve varılan sonuca
dayanmaktadır. 1803 sayılı Kanunun affettiği suç ve cezaların niteliği ve
niceliği ile beliren kapsamı karşısında iptal hükmünün kamu düzenini tehdit
edici yasal bir boşluğu oluşturacağından söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, Anayasanın değişik 152. maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan ve uygulanması Anayasaca, Anayasa Mahkemesinin işi
değerlendirilip gerekli görmesine bırakılmış bulunan salt yetkisinin
kullanılmasına ve iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günün ayrıca
kararlaştırılmasına gerek görülmemiştir.
Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Ziya Önel, Abdullah Üner ve Nihat O.
Akçakayalıoğlu bu görüşe katılmamışlardır.
VI- SONUÇ :
1- İlk inceleme evresinde görev sorunu incelenerek çözülmüş
bulunduğundan konunun yeniden ele alınarak görüşülmesine yer olmadığına Şahap
Arıç ve Ziya Önel’in karşıoylariyle ve oyçokluğu ile;
2- 15.5.1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B)
bendindeki kuralına Millet Meclisinde Anayasanın 92. maddesinin beşinci fıkrası
hükmüne aykırı olarak oylanmış bulunması nedeniyle biçim bakımından ve Türk
Ceza Kanununun 403. maddesinin (1), (2) ve (7) nci bentleriyle sınırlı olarak
iptaline Nihat O.Akçakayalıoğlu’nun başka gerekçesiyle ve Şahap Arıç, İhsan
Ecemiş, Ahmet Koçak ve Ahmet Salih Çebi’nin karşıoylariyle ve oyçokluğu ile;
3- İşin niteliğine göre Anayasanın değişik 152. maddesinin ikinci
fıkrası uyarınca iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günün ayrıca
kararlaştırılmasına yer olmadığına, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Ziya Önel,
Abdullah Üner ve Nihat O.Akçakayalıoğlu’nun karşıoylariyle ve oyçokluğu ile:
11.3.1975 gününde karar verildi.
Başkan
Muhittin TAYLAN
|
Başkanvekili
Kâni VRANA
|
Üye
Şahap ARIÇ
Karşıoy ekli
|
Üye
İhsan ECEMİŞ
|
Üye
Ahmet AKAR
|
Üye
Ziya ÖNEL
Karşıoy yazısı
eklidir.
|
Üye
Abdullah ÜNER
|
Üye
Ahmet KOÇAK
|
Üye
Lütfi ÖMERBAŞ
|
Karşıoy yazısı eklidir. Karşıoy
ekli
Üye
Hasan GÜRSEL
|
Üye
Ahmet Salih ÇEBİ
Karşıoy yazısı
eklidir.
|
Üye
Şevket MÜFTÜGİL
|
Üye
Adil ESMER
|
Üye
Nihat
O.AKÇAKAYALIOĞLU
Karşıoy yazısı
ektedir.
|
Üye
Ahmet H.BOYACIOĞLU
|
KARŞIOY YAZISI
Anayasa Mahkemesince:
a) İlk inceleme ve esasın incelenmesi evrelerinde görev sorunu
tartışılarak, itirazın incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin görevine girdiğine;
b) 1803 sayılı Af Kanununun itiraz konusu maddelerinin biçim
yönünden iptaline;
c) İşin niteliğine göre Anayasa’nın değişik 152 nci maddesinin
ikinci fıkrası uyarınca iptal hükmünün yürürlüğe gireceği günün ayrıca
kararlaştırılmasına yer olmadığına oyçokluğuyla karar verilmiştir. Anayasaya
uygun görmediğimden kararın bu kısımlarına katılmıyorum.
Bu konudaki karşıoylarım, (21 Ocak 1975 gün ve 15125 sayılı Resmi
Gazetede yayınlanan, Anayasa Mahkemesinin 1974/34,1974/50 sayı ve 20.11.1974
günlü) kararındaki karşıoy yazılarımın. I,II,III nolu kısımlarında tafsilatlı
olarak yazdığım karşıoyların, prensipleri itibariyle aynı nitelikte olduğundan
bunların tekrarına lüzum görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Anayasa Mahkemesi bu kararının Anayasaya
uygun olmadığını bildirdiğim kısımlarına, sözügeçen karşıoy yazımın I,II,III
nolu bendlerinde gösterilen nedenlerle karşıyım.
KARŞIOY YAZISI
12.7.1974 günlü ve 14943 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
Mahkememizin 2.7.1974 gün ve 1974/19-31 sayılı kararına ilişkin karşıoy yazımda
açıkladığım gerekçelerle, çoğunluğun bu kararındaki görüşlerine de karşıyım.
KARŞIOY YAZISI
21.1.1975 günlü 15125 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan
Anayasa Mahkemesinin 28.11.1974 günlü, 1974/34 Esas ve 1974/50 sayılı kararında
açıkladığım nedenlerle çoğunluğun görev ve süreye ilişkin görüşlerine
katılmıyorum.
KARŞIOY YAZISI
Cumhuriyetin 50 nci Yılı Dolayısiyle çıkarılan 1803 sayılı Af
Kanununun 2. maddesinin (B) bendinin, Millet Meclisinde Anayasanın 92. maddesinde
yazılı biçimde oylanmamış olması nedeniyle ve esasa girişilmeksizin biçim
yönünden (T.C.K.nun 403. maddesiyle sınırlı olarak) iptaline karar verilmiştir.
Böyle olunca sözü edilen hükmün yasama organında yeniden ele alınıp
düzenlenmesi mümkün olduğundan yasama organına bu yetkisini kullanabilme
olanağının sağlanması zorunluğu ortaya çıkmaktadır. Yasama organının bu
yetkisini kullanabilmesi de Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girmesi
konusunda Anayasanın 152. maddesi ile 44 sayılı Kanunun 50. maddesinin üçüncü
fıkrası gereğince uygun bir sürenin tanınmasına bağlı bulunmaktadır. Böyle bir
süre verilmediği takdirde Anayasa Mahkemesinin iptal kararı Resmi Gazete’de
yayımlandığı tarihte sözü edilen Af Kanununun 2. maddesinin (B) bendindeki
kural yürürlükten kalkacak ve bu suretle yasama organının maddeyi yeniden
düzenlenmesine imkân kalmayacaktır.
Anayasa Mahkemesi kararının yürürlüğe girmesinde bir süre kabul
edilmek için her halde (iptal hükmünün kamu düzenini tehdit edici yasal bir boşluğun
meydana gelmesi) ne gerek yoktur. Anayasanın 152. maddesinde Anayasa
Mahkemesinin iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi kararlaştırabilmesi için böyle
bir şart aranmamış ve Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkındaki 44 sayılı Kanunun 50. maddesinde ise; Anayasa Mahkemesinin, gerekli
gördüğü hallerde iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca
kararlaştırabileceği hükme bağlanmıştır.
Görülüyorki: İptal hükmünün yürürlüğe girmesinde bir süre
verilmesi için her halde (Kanunda kamu düzenini tehdit edici bir boşluğun)
meydana gelmesi gerekmemekte ve (gereken haller) de böyle bir süreni verileceği
öngörülmüştür.
Anayasanın 152. maddesiyle 44 sayılı Kanunun 50. maddesinin üçüncü
fıkrasında yer almış olan (gereken haller) in olayda gerçekleşmiş olup olmadığı
sorununa gelince:
Anayasanın 64. maddesi hükmüne göre genel ve özel af ilân etme
yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Affın kapsamının saptanması da
bu yetki cümlesinden bulunmaktadır. Kanun koyucu da bu yetkisine dayanarak 1803
sayılı Af Kanununda bir bölüm suçları ve cezaları tamamen affederken bir bölüm
suçların cezalarının 12 yılını, diğer bir bölüm suçların cezalarının da yalnız
5 yılını affetmeyi uygun bulmuş ve bu arada Türk Ceza Kanunun 403 maddesinde yazılı
esrar imal etmek ve satmak suçlarını tamamen değil kısmi affa tabi tutmayı
öngörmüştür.
Kanun koyucu, yukarıda da açıklandığı gibi 1803 sayılı Af
Kanununun 2. maddesinin (B) bendindeki bu gibi esrar imal etmek ve satma
suçlarını genel değil özel affa tabi tuttuğuna ve af Kanunun bu hükmü Anayasa
Mahkemesince esası incelenmeksizin biçim yönünden iptal edilmiş olduğuna göre
yasama organına bu hükmü yeniden düzenlemek imkânını sağlayarak bir süre
verilmediği takdirde iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlandığı tarihde
yürürlüğe girmesi ile bu suçlar, kanun koyucunun istek ve iradesi dışında 12
saatlik afdan yararlanmış olacaktır.
Yukarıda yazılı nedenlerle, süre verilmesini zorunlu kılan özel
durum yarattığından, Anayasa’nın 152. maddesi gereğince iptal hükmünün yürürlük
tarihinin ayrıca saptanması gerekeceği görüşündeyim.
KARŞIOY YAZISI
21.1.1975 günlü 15125 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1974/34,
Karar:1974/50 sayılı Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin karşıoy yazımın 3
numaralı bendinde açıkladığım gerekçe ile, çoğunluğun bu kararının aynı konu
ile ilgili kısmına katılmıyorum.
KARŞIOY YAZISI
21.1.1975 günlü 15125 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Mahkememizin 1974/34-50 sayılı kararına ilişkin karşıoy yazımın 2 numaralı
bendinde açıkladığım gerekçelerle, çoğunluğun iptale ilişkin görüşüne
katılmıyorum.
KARŞIOY YAZISI
T.C.Anayasası’nın
92. madde beşinci fıkra hükmünün işleyiş koşul ve biçimi hakkında, 14943 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Mahkememizin 2.7.1974 gün ve 19/34 sayılı kararına
bağlı karşıoy yazımda açıkladığım;
1803
sayılı Kanunun 2. maddesi (B) bendinin yer alan ayrıcalık kuralının niteliği
hakkında, aynı madde (A) bendi için dahi geçerli olarak ve Resmi Gazetenin
15125 sayısında yayımlanmış Mahkememiz 28.11.1974 günlü Kararına ek karşıoy
yazımda belirttiğim,
Yine
hemen yukarda sözünü ettiğim 15125 sayılı Resmi Gazete’de yer almış karşıoy
yazımda iptal hükmünün yürürlüğünün bir ileri tarihe bırakılması zorunluğuna
neden olarak gösterdiğim,
Görüş
ve düşüncelerimle, 11.3.1975 gün ve 24/49 sayılı Kararın, iptal hükmü
gerekçesine ve bu hükmün yürürlüğü için bir ayrı gün kararlaştırılmayışına
karşıyım.
|
|
|
|
Üye
Nihat
O. AKÇAKAYALIOĞLU
|