ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 1975/35
Karar Sayısı : 1975/48
Karar Tarihi:11/3/1975
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEME : İstanbul Beşinci Ağır Ceza Mahkemesi.
İTİRAZIN KONUSU : Resmi Gazetenin 18.5.1974 günlü, 14890 mükerrer sayılı nüshasında yayımlanan 15.5.1974 günlü,1803 sayılı “Cumhuriyetin 50 nci Yılı Nedeniyle Bazı Suç ve Cezaların Affı Hakkında Kanun”un 2. maddesinin (B) bendinin Türk Ceza Kanununun 493/1. maddesi yönünden iptali istemidir.
I- OLAY :
Mahkemenin bakmakta olduğu davada sanık hakkında uygulanacak olan Türk Ceza Kanununun 493. maddesinin yer aldığı 1803 sayılı Yasanın 2. maddesi (B) bendinin, Anayasanın 92. maddesinin beşinci fıkrası ile saptanan yöntemlere uyulmadan yasalaştırıldığı Cumhuriyet Savcılığınca ileri sürülmüş, bu iddia yersel Mahkemece ciddi bulunarak iptali için Anayasa’nın değişik 151. ve 22.4.1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 27. maddeleri uyarınca itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiştir.
II. İLK İNCELEME :
Anayasa Mahkemesi, İçtüzüğün 15. maddesi gereğince 11.3.1975 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, Mahkemesinin itirazı incelemeye görevli ve yetkili olup olmadığı sorunu üzerinde durulmuştur.
Suç ve cezaların affı hakkında yasama belgelerinin Anayasaya uygunluk denetimine bağlı olduğu, daha önce Anayasa Mahkemesince verilen ve Resmi Gazetenin 21.1.1975 günlü, 15125 sayılı nüshasında yayımlanan 28.11.1974 günlü, Esas: 1974/34, Karar: 1974/50 sayılı kararda gerekçeleriyle birlikte açıklanmıştır.
Orada da benimsendiği üzere, bir kuralı itiraz konusu yapılan 15.5.1974 günlü, 1803 sayılı Yasa, Anayasanın değişik 147. maddesindeki “kanun” deyiminin kapsamına girmektedir. Öbür yönden, Anayasanın Anayasaya uygunluk denetimin dışında bıraktığı yasalardan değildir. Şu duruma göre, itiraz yoluyla gelen bu işe bakmanın Anayasa Mahkemesinin görevi içinde bulunduğu ortadadır.
Bu görüşe Şahap Arıç katılmamıştır.
2- İtirazın yöneltildiği 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendinin Türk Ceza Kanununun 493. maddesi yönünden iptaline 11.3.1975 gününde Esas: 1975/18, Karar:1975/47 sayı ile karar verildiğinden, bu konuda yeniden karar verilmesine yer kalmamıştır.
III-SONUÇ :
1- İşin incelemesinin Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkisi içinde bulunduğuna Şahap Arıç’ın karşıoyu ile ve oyçokluğuyla;
2-15.5.1974 günlü, 1803 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendindeki Türk Ceza Kanununun 493. maddesi yönünden iptaline 11.3.1975 gününde Esas:1975/18, Karar:1975/47 sayı ile karar verilmiş bulunduğundan, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına oybirliğiyle;
11.3.1975 gününde karar verildi.
Başkan
Muhittin TAYLAN
Başkanvekili
Kâni VRANA
Üye
Şahap ARIÇ
Karşıoy ekli
İhsan ECEMİŞ
Ahmet AKAR
Ziya ÖNEL
Abdullah ÜNER
Ahmet KOÇAK
Lütfi ÖMERBAŞ
Hasan GÜRSEL
Ahmet Salih ÇEBİ
Şevket MÜFTÜGİL
Adil ESMER
Nihat O.AKÇAKAYALIOĞLU
Ahmet H.BOYACIOĞLU
KARŞIOY YAZISI
Görev sorununa ilişkin karşıoy:
İlk inceleme evresinde 1803 sayılı Af Kanuna ait Anayasaya aykırılık itirazının incelenmesinin Anayasa Mahkemesinin görevi içinde olmadığı ileri sürülmüş ise de bu itiraz Anayasa Mahkemesince çoğunlukla reddedilmiştir.
İtirazın konusu 1803 sayılı Af Kanunun bir maddesine ilişkindir. Anayasamızda yasama meclislerinin af yetkisinin Kanun niteliğinde olmayıp karar niteliğinde olduğu açıklanmıştır. (Anayasa M.64). Bu iki mefhumun hukuki sonuçları çok farklıdır. Zira, Anayasa, kanunları Anayasaya uygunluk denetimine tabi tuttuğu halde kararları bu denetime tabi tutmamış; ancak bu denetime tabi tutmak istemediği kanun maddelerini ve bu denetime tabi tutmak istediği kararları Anayasa’nın çeşitli maddelerinde göstermiştir. (Anayasa m.65,81 de olduğu gibi). Bu nedenledir ki Anayasa’nın 64. maddesinde karar şeklinde kullanacağı açıklanan af yetkisi, Anayasada istisnai bir hüküm bulunmadığından Kanun şeklinde tasarruf edilemez. Aksi görüşün kabulü, yasama meclisinin takdirine bırakılmış olan af yetkisi Anayasa Mahkemesinin takdirine verilmiş olur. Kanun yapma prosedürüne uymak mecburiyeti varsa o prosedüre riayet edilir, fakat bu af tasarrufu, sırf bu sebeple kanun niteliği almaz. Zira, af yetkisinin karar niteliği bir anayasal niteliktir. Anayasada bu hususta istisnai bir hüküm olmadıkça bu nitelik değişmiş kabul edilemez. Anayasada karar şeklinde kullanılacağı gösterilen bir yetkinin evvelden beri kanun şeklinde kullanılmış olması da neticeyi değiştirmez.
Açıklanan nedenlerle itirazın incelenmesi Anayasa Mahkemesi’nin görevi dışında kaldığından bu itirazın tetkikini Anayasa Mahkemesi’nin görevi içinde kabul eden karara karşıyım.