ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas sayısı:1969/52
Karar sayısı:1972/21
Karar günü:4/5/1972
Resmi Gazete tarih/sayı:23.1.1973/14426
İptal
dâvası açan : İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü.
Dâvanın
konusu : 22/5/1969 günlü, 1184 sayılı (Devlet Mühendislik ve Mimarlık
Akademileri) Kanununun tümünün Anayasa'nın 120 nci maddesine aykırılığı nedeni
ile iptali istenmiştir.
B-
İPTALİ İSTENEN YASA METNİ:
Bu
metin çok uzun olması dolayısiyle yalnızca bir kuralının veya tümünün iptali
öngörülen maddeler buraya alınmıştır. (22/5/1969 günlü, 1184 sayılı Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademileri Kanunu -Düstur 5. Tertip, Cilt 8/2, sayfa
2139 ve sonrası - Resmî Gazete 3/6/1969 günlü, 13213 sayılı) :
"Madde
l- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri Mühendis, Mimar, Yüksek Mühendis
ve Yüksek Mimar yetiştiren, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı, bilimsel özerkliği
olan yüksek dereceli öğretim ve araştırma kurumlarıdır.
Mühendis
ve Mimarlık bölümlerinin öğretim süresi en az dört yıl, tamamen denk
programlarla geceleri öğretim yapan bölümlerinin süresi ise en az 5 yıldır.
Yönetmeliğe
göre belirli şartları yerine getirmiş Mühendis veya Mimarları Yüksek Mühendis
ve Yüksek Mimar seviyesine çıkaracak olan bölümlerin öğretim süresi ise en az
bir yıldır.
Madde
2- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri, mühendislik ve mimarlık mesleklerinde
ve bu mesleklerle ilgili konularda öğretim ve araştırma yapan Makina, Elektrik,
inşaat, Mimarlık v.b. bölümlerden, enstitü ve bilimsel kuruluşlardan teşekkül
eder. Bu teşekküllerin kurulması, kaldırılması, değiştirilmesi malî yönden
Malîye Bakanlığı ile mutabık kalındıktan sonra yönetim esastan doğrudan doğruya
Akademi Yönetim Kumlunun teklifi ve Millî Eğitim Bakanının onamı ile yapılır.
Madde
7- Bölüm başkanı, bölüm genel kurulunca ve üye tamsayısının en az üçte iki
çoğunluğu ile yapacağı toplantıda bölüm profesörleri arasından salt çoğunlukla
iki yıl için seçilir ve Millî Eğitim Bakanlığınca atanır.
Bölüm
başkanı, arka arkaya ancak üç defe seçilir. Bölüm başkanının görevleri
şunlardır :
a)
Bölüm genel kurulu, bölüm profesörler kurulu ve bölüm yönetim kurulunu
toplantıya çağırmak, başkanlık etmek ve bu kurullarda alınan kararları gereğine
göre uygulamak veya yürütmek,
b)
Yönetmeliklerin bölümlere verdiği yönetim ve öğretim işlerini yürütmek.
Bölüm
başkam görevi Hasında bulunamıyacağı zamanlar içinde yönetim kurulu üyelerinden
bir profesörü vekil bırakılır.
Madde
11- Akademi Başkanı, akademi genel kurulu tarafından, akademinin aylıklı
profesörleri arasından üç yıl için salt çoğunlukla seçilir ve Millî Eğitim
Bakanınca atanır. Süresi dolan Akademi Başkanı bir defa daha seçilebilir.
Başkan
akademiyi temsil eder. Başkanın görevleri şunlardır :
a)
Akademi genel kuruluna ve akademi yönetim kuruluna başkanlık etmek ve bu
kurulların kararlarını uygulamak,
b)
Akademinin yönetimle ilgili her türlü işlerini görmek,
c)
Akademi yönetim kurulunca uygun görülen kanun tekliflerini tüzük ve
yönetmeliklerle bu kurul tarafından karara bağlanan şekliyle bütçe, kadro,
tayin, terfi, izin, disiplin ve ödenekle ilgili hususları Millî Eğitim
Bakanının onayına sunmak.
Başkan
bütün bölümler üzerinde genel denetleme yetkisine sahiptir. Bu kanunda
belirtilen görev ve yetkilerin kullanılmasını ve böylece Akademinin yönetim,
öğretim, eğitim, inceleme ve araştırma işlerinin gereği gibi yürütülmesini
sağlar. Başkan işi başında bulunmadığı zaman bölüm başkanlarından birini vekil
bırakır.
Madde
12- (Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademiler arası Kurul) her Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademilerinin Başkanı ve bölüm başkanları ile her
akademinin genel kurulunun kendi üyeleri arasından iki yıl için üye
tamsayısının salt çoğunluğu ile seçeceği birer profesörden kurulur. Bu kurula
Millî Eğitim Bakanı veya Bakanın kurul üyeleri arasından seçeceği kimse
başkanlık eder. Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerarası Kural
toplantılarına Millî Eğitim Bakânının teknik öğretimi idare eden Müsteşarı,
Talim ve Terbiye Dairesi Başkanı veya görevlendireceği bir üye tabiî üye olarak
katılır. Ayrıca meslek kademeleri arasındaki ahengin temini bakımından benzeri
meslek formasyonunu veren kurumlar ile tüzel kişiliği haiz Mühendis ve Mimar
Odaları Birliğine dahil odalardan gereği kadar temsilci, istişare maksadıyla
toplantıya davet edilebilir.
(Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademilerarası Kurul) yılda en az bir defa olmak
üzere, Millî Eğitim Bakanının çağrısı ile uygun göreceği yerde toplanır.
Ayrıca, Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri Başkanlarının çoğunluğunun
teklifi üzerine kurul, onbeş gün içinde Millî Eğitim Bakanı tarafından
olağanüstü toplantıya çağrılır. Bu kurulun raportörlüğü, toplantının yapıldığı
yerdeki Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisinin bölüm başkanlarından biri
tarafından yapılır.
(Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademilerarası Kurul) un görevleri şunlardır :
a)
Mühendislik ve mimarlık mesleklerine ait öğretim ve araştırma metotlarının
memleket gerçeklerine göre gelişmesine imkân verecek konuları inceler ve bu
akademilerin çalışmalarında uygulanmak üzere gerekli kararlan alır.
b)
Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri ile ilgili muadelet meseleleri,
diploma dereceleri, ihtisas çalışmaları hakkında incelemeler yaparak
mütalâasını Millî Eğitim Bakanlığına bildirir.
c)
Yeniden açılacak veya müstakil faaliyete devam edebilecek Devlet Mühendislik ve
Mimarlık Akademileri hakkında mütlâasını bildirir ve Millî Eğitim Bakanına bu
müesseselerde ilk olarak görev alacak öğretim üyeleri ve yardımcıları hakkında
teklifler yapar.
d)
Muhtelif Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerinin öğretim ve eğitim
çalışmaları arasında koordinasyonu sağlayacak tedbirleri inceler ve karara
bağlar.
e)
Öğretim üyelerinin akademik unvanı ve disiplin işleri ile ilgili olmak üzere
yapacakları müracaatları inceleyerek kesin karara bağlar.
f)
Millî Eğitim Bakanlığınca gönderilecek konular üzerinde gerekli incelemeleri
yaparak mütalâasını bildirir.
Madde
20- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri profesör ve doçentlerinin münhal
kadrolara tayinleri, bölüm profesörler kuruluna dahil profesörlerin seçmesi ve
Akademi Yönetim Kurulunun tekliti üzerine Millî Eğitim Bakanlığınca yapılır.
Madde
21- Sözleşme ile Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerinde
görevlendirilecek yabancı profesörler ve yabancı uzmanlar bölüm profesörler
kurulunun teklifi ve Akademi Yönetim Kurulunun kararı ve Millî Eğitim
Bakanlığının onamı ile tayin olunurlar. Sözleşme sürelerinin bitmesi ile veya
başka sebeplerle görevlerine son verilmesi de aynı usule bağlıdır. Sözleşmeli profesörler,
öğretim görevlilerinin icrası bakımından, aylıklı profesörler için konulmuş
olan hükümlere tabidirler. Ancak bunlar, enstitü müdürlüğü ve laboratuvar
şefliği dışında idarî görev alamazlar ve yönetim kurullarına giremezler.
Madde
23- Öğretim görevlileri : Doçenti bulunmayan dersleri okutmak için kendi
uzmanlık dallarındaki çalışma ve eserleriyle tanınmış kimseler (Öğretim
görevlisi) unvanı ile görevlendirilebilirler. Öğretim görevlileri, bölüm ve
akademi yönetim kurullarının teklifi ve Akademi Başkanının inhası ile Millî
Eğitim Bakanlığınca genel hükümlere göre tayin olunurlar. Bunların görevlerine
son verilmesi de tayinlerindeki usule bağlıdır.
Madde
24- Okutmanlar : Yabancı dil dersi öğretimi ile görevlendirilecek okutmanların
tayinleri bölüm ve akademi yönetim kurullarının teklifi ve akademi başkanının
inhası üzerine, münhal öğretim görevlisi kadrolarından biri karşılık
gösterilmek suretiyle Millî Eğitim Bakanlığınca genel hükümlere göre yapılır.
Madde
28- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri profesörleri ve doçentlerinden
isteyenler, 27 nci maddede belirtilen tazminatı almamak ve haftada 10 saati
aşmamak şartiyle, mesleklerine uygun olan serbest işleri yapabilirler. Ancak,
Devlet mühendislik ve mimarlık akademileri profesör ve doçentlerinin üniversitelerle
benzeri yüksek okullar ve kendi akademilerinde; üniversite ve benzeri yüksek
okullar profesör ve doçentlerinin de Devlet mühendislik ve mimarlık âkademi;
erinde, haftada 10 saati aşmamak üzere 3656 sayılı Kanunun 18 inci maddesi
esasları dahilinde görev almaları halinde, bu görevlerinden dolayı maaş veya
ücret almaları, esas görevlerine ait tazminatlarına halel getirmez.
Devlet
mühendislik ve mimarlık akademileri profesörler ve doçentleri, Öğretim
görevlileri, uzmanlar ve asistanlara bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte
(İstanbul, İzmir, Ankara hariç) yeni açılmış ve açılacak herhangi bir Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademisinde geçici olarak görevlendirilenlere bu
görevlerinin devamınca her ay her türlü istihkaklarından ayrı olarak brüt maaşlarının
% 50 ilâ % 100 ü nisbetinde ek ödenek verilir. Bu ödenekler hakkında 28 Şubat
1958 tarihli ve 7244 sayılı Kanunun 3 üncü caddesi hükmü uygulanmaz. Bu
ödenekler ay sonralarında verilir. Ödenek nispetleri Millî Eğitim Bakanlığınca
hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir.
Madde
34- Akademi başkanları ve bölüm başkanları hakkındaki disiplin cezaları Millî
Eğitim Bakanı tarafından verilir.
Madde
36- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri öğretim üyeleri ve
yardımcılarının görevleri dolayısiyle veya görevlerini yapma sırasında
işledikleri suçlardan dolayı "Memurin Muhakemat Kanununun gerektirdiği ilk
soruşturma akademi başkanın öğretim üyelerinden tayin edeceği bir veya üç
muhakkik taraflardan yapılır. Başkanlar hakkında yapılacak soruşturma
muhakkiklerini Millî Eğitim Bakanı tayin eder. Bu husustaki fezleke, Millî
Eğitim Bakanın tarafından Danıştay'a gönderilir. Yargılamanın gerekliliğine
veya gereksizliğine Danıştay ilgili dairesince karar verilir. Bu kararlara
ilgililer veya Millî Eğitim Bakanı tarafından yapılacak itirazlar, Danıştay
Genel Kurulunca incelenerek son karara bağlanır.
Madde
44- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri öğretim heyeti bilimsel
çalışmalar, araştırmalar veya dersleri ile ilgili araçların seçim ve temini
maksadiyle memleket içi ve dışında gereken inceleme gezilerini yapmak gibi
bilim ve meslek hizmetleri için Bölüm Profesörler Kurulunun karan Akademi
Yönetim Kurulunun teklifi ve Millî Eğitim Bakanlığının tasvibiyle bağlı
oldukları Akademinin dışında geçici olarak görevlendirilebilirler. Bu yolda
görevlendirilenler aylıklarını kendi akademilerinden almakla beraber başka
yerlere gönderilmişlerse geçici görev yolluklarını, akademi hesabına
gönderildikleri takdirde kendi akademilerinden başka daire ve idarelerce
istenmişlerse o daire ve idarelerden alırlar. Akademi hesabına memleket dışına
gönderilmeleri halinde kendilerine verilecek yolluklar hakiki yol masrafları ödenmek
ve gündelikleri bu konudaki dış seyahatler kararnamesine uygun olarak Akademi
Yönetim Kurulunun teklifi üzerine Millî Eğitim Bakanlığınca belirtilir.
Çalışmalarının gerektirdiği her çeşit idarî ve teknik harcamalar ilgili
bulunduğu bütçeden ödenir.
Bu
hükümler bu kanunun 27 ve 28 inci maddelerinde belirtilen görevliler hakkında
da uygulanır. Akademi öğretim üyesi ve yardımcı üyelerinden herhangi birini
üyenin kendi isteği ve ilgili bölüm profesörler kurulunun karar ve teklifi ile
başka akademi öğretim hizmetlerinden iki yılı aşmamak şartı ve kendi kadrosu
ile naklederek görevlendirmeye akademi yönetim kurulunun mütalâası alınmak
suretiyle Millî Eğitim Bakanı yetkilidir.
Madde
46- Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri öğretim üyelerinin öğretim yardımcılarının,
okul memur ve hizmetlilerinin izinleri gerektiğinde ilgili bölümlerin de
mütalâaları gözönünde tutularak Akademi başkanlıklarınca, başkanların izinleri
ise Millî Eğitim Bakanlığınca verilir.
Madde
50- Yeni açılacak veya henüz gelişmemiş Devlet Mühendislik ve Mimarlık
Akademilerinin yönetimleri, müstakil çalışabilecek hale gelinceye kadar Millî
Eğitim Bakanlığı tarafından mevcut akademilerden birine verilir. Bu gibi
akademilerin müstakil çalışmaya başlamaları ancak her bölümünde en az 3 profesörün
bulunması ve Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademiler arası Kurulun bu hususu
kararlaştırması ve bu kararın Millî Eğitim Bakanlığınca onanması ile olur.
Madde
54- Bu kanunun öngördüğü yeniden hazırlanacak tüzük yönetmelik ve
Akademilerarası Kurul kararları Millî Eğitim Bakanlığınca tetkik ve tasdik
edildikten sonra yürürlüğe girer."
C-
DAYANILAN ANAYASA KURALLARI :
(Anayasanın
20/9/1971 günlü, 1488 sayılı Yasa ile değişik 120 nci maddesi):
"Madde
120- Üniversiteler, ancak Devlet eliyle ve kanunla kurulur. Üniversiteler,
özerkliğe sahip kamu tüzel kişileridir, üniversite özerkliği, bu maddede
belirtilen hükümler içinde uygulanır ve bu özerklik, üniversite binalarında ve
eklerinde suçların ve suçluların kavuşturulmasına engel olamaz.
Üniversiteler,
Devletin gözetimi ve denetimi altında, kendileri tarafından seçilen organları
eliyle yönetilir. Özel kanuna göre kutulun Devlet Üniversiteleri hakkındaki
hükümler saklıdır.
Üniversite
organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları, üniversite dışındaki makamlarca,
her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılmazlar. Son fıkra
hükümleri saklıdır.
Üniversite
öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştırma ve yayında bulunabilirler.
Üniversitelerin
kuruluş ve işleyişleri, organları ve bunların seçimleri, görev ve yetkileri,
üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri ve
üniversite organlarının sorumluluğu, öğrenim ve öğretim hürriyetlerini
engelleyici eylemleri önleme tedbirleri, üniversiteler arasında ihtiyaca göre
öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevlendirilmesinin sağlanması öğrenim ve
öğretimi hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine ve
kalkınma planı ilkelerine göre yürütülmesi esasları kanunla düzenlenir.
Üniversitelerin
bütçeleri, genel ve katma bütçelerinin bağlı olduğu esaslara uygun olarak
yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Üniversitelerle
onlara bağlı fakülte, kurum ve kuruluşlarda öğrenim ve Öğretim hürriyetlerinin
tehlikeye düşmesi ve bu tehlikenin üniversite organlarınca giderilmemesi
halinde Bakanlar Kurulu, ilgili üniversitelerin veya bu üniversiteye bağlı
fakülte, kurum ve kuruluşların idaresine el koyar ve bu kararım hemen Türkiye
Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısının onamasına sunar. Hangi hallerin el
koymayı gerektireceği, el koyma kararının ilân ve uygulanma usulleri ile süresi
ve devamınca Bakanlar Kurulunun yetkilerinin nitelik ve kapsamı kanunla
düzenlenir."
Ç -
İLK İNCELEME
1)
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi uyarınca, Lûtfi Ömerbaş,
Feyzullah Uslu, A. Şeref Hocaoğlu, Fazlı Öztan, Celalettin Kuralmen, Fazıl
Uluocak, Sait Koçak, Avni Givda, Muhittin Taylan, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş,
Recai Seçkin, Ahmet Akar, Mustafa Karaoğlu ve Muhittin Gürün'ün katılmalariyle
yapılan 30/9/1969 günlü ilk inceleme toplantısında davacı üniversitenin vekili
olarak dâvayı açmış bulunan avukatla ilgili vekâletnamede vekil etme kaydı
bulunmadığından geçerli sayılamıyacağına ve usulünce düzenlenmiş vakâletname
gönderilmek üzere davacı üniversiteye otuz gün süre verilmesine ve 22/4/1962
günlü 44 sayılı Kanunun 26 ncı maddesi uyarınca tebligat yapılmasına Lütfi
Ömerbaş, Sait Koçak, İhsan Ecemiş, Recai Seçkin ve Muhittin Gürün'ün
vekâletnamenin geçerli olduğu yolundaki karşıoylariyle ve oyçokluğu ile karar
verilmiştir.
2)
Yukarıdaki bentte yazılı karar uyarınca usulüne uygun vekâletnamenin
verilmesinden sonra : Lûtfi Ömerbaş, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Hakkı
Ketenoğlu, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Avni Givda, Muhittin Taylan, Şahap Arıç,
İhsan Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel ve Muhittin
Gürün'ün katılmalariyle yapılan 4/-11/1969 günlü toplantıda :
Davacı
1184 sayılı Kanunun tümünün iptalini istemiş ve istem böylece Kanunun bütün
maddelerinin Anayasa'ya aykırılığının ileri sürülmesi niteliğinde bulunmuş
olmasına karşın dâva dilekçesinde genel gerekçeyle yenilmiş ve her madde için
ayrı gerekçe gösterilmemiş olduğundan, 44 sayılı Yasanın 26 ncı maddesinin
ikinci fıkrasına aykırı düşen bu eksiklik tamamlanmak üzere altmış gün süre
verilmesine ve anılan maddenin son fıkrası uyarınca davacıya tebligat
yapılmasına, Lûtfi Ömerbaş ve Muhittin Gürün'ün (Kanunun tümünün iptalinin
istenilmesi, her dâvaya bütün maddelerin Anayasa'ya aykırılığının öne sürüldüğü
anlamına gelmez. Nitekim, bu dâvada da, söz konusu 1184 sayılı Kanunun esasları
uyarınca akademi kurulmasının, ilke olarak, Anayasa'nın dilekçede belli edilen
kurallarına aykırı bulunduğu görüşüne dayanılmaktadır. Bu bakımdan incelemenin
Kanunun burun maddeleri üzerinde yapılması zorunlu olmayıp dâvanın
dayandırıldığı ilke bakımından sınırlandırılarak bu ilkeyi zedeleyen kuralların
ele alınması yolu ile dâva sonuçlandırılabilir. Bundan dolayı her madde için
ayrı bir gerekçe gösterilmesine zorunluluk yoktur) yolundaki karşıoyları ve
oyçokluğu ile karar verilmiştir.
3)
Yukarıdaki bentte yazılı karar gereğince davacı vekilinin verdiği açıklama
dilekçesinin mahkemeye ulaşmasından sonra, Lûtfi Ömerbaş, Salim Başol,
Feyzullah Uslu, Fazlı Öztan, Celâlettin Kuralmen, Hakkı Ketenoğlu, Fazıl
Uluocak, Sait Koçak, Avni Givda, Muhittin Taylan, Şahap Arıç, Recai Seçkin,
Halit Zarbun, Ziya Önel ve Muhittin Gürün'ün katılmaları ile yapılan 27/1/1970
günlü toplantıda : Davacının 4/11/1969 günlü karar gereğini süresi içinde
yerine getirdiği ve dosyanın eksiği kalmadığı anlaşıldığından işin esasının
incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
D-
İNCELEMEMİN ERTELENMESİNE VE İLGİLİLERİN DİNLENMESİNE İLİŞKİN KARARLAR :
1)
Esasa ilişkin raporun düzenlemesini izleyen, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait
Koçak, Nuri Ülgenalp, Muhittin Taylan, Şahap Arıç, Recai Seçkin, Ahmet Akar,
Halit Zarbun, Ziya Önel, Kani Vrana, Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Şevket
Müftigil ve Ahmet H. Boyacıoğlu'-nun katıldıkları 24/6/1971 günlü toplantıda :
Konunun görüşülmesine başlanmadan önce Recai Seçkin'in incelemeyi
bitiremediğini söylemesi üzerine Anayasa Mahkemesi içtüzüğünün 17 nci
maddesinin son fıkrası uyarınca işin 12 Ekim 1971 Salı günü saat 10.00 a
bırakılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
2)
Muhittin Tavlan, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Şahap Arıç, İhsan
Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kani Vrana, Mustafa
Karaoğlu, Muhittin Gürün, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun
katıldıkları 12/10/1971 günlü toplantıda davanın açılmasından sonra dâvanın
dayanağı bulunan Anayasa'nın 120 nci maddesi 20/9/1971 günlü, 1488 sayılı Yasa
ile değiştirilmiş olduğundan, işin raportörlükçe yeniden incelenip ek rapor
düzenlenmesine, Muhittin Taylan, Avni Givda, Şahap Arıç, Recai Seçkin ve
Mustafa Karaoğlu'nun karşıoylarıyle ve oyçokluğu ile karar verilmiştir.
3)
Yukarıdaki bentte yazılı karar uyarınca ek rapor verildikten sonra 11/1/1972
gününde Muhittin Taylan, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Nuri Ülgenalp, Şahap Arıç,
İhsan Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kani Vrana,
Mustafa Karaoğlu, Muhittin Gürün, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun
katıldıkları toplantıda :
a-
Dâva açıldıktan sonra Anayasa'nın 120 nci maddesi ilkelerinde birtakım
değişiklikler yer aldığından bu durum dahi gözönünde bulundurularak sözlü
açıklamaları dinlenmek üzere davacı Üniversite Rektörlüğünün ve Millî Eğitim
Bakanlığının 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Kanunun 29. ve 30 uncu maddeleri
uyarınca çağrılmalarına ve sözlü açıklamaların 9/3/1972 Perşembe günü saat
10.00 da dinlenmesine. Muhittin Taylan, Avni Givda, İhsan Ecemiş ve Recai
Seçkin'in .davacı üniversite ile Bakanlığın, Şevket Müftügül'in ise davacının
dinlenmelerine gerek bulunmadığı yolundaki karşı oylariyle ve oyçokluğu ile;
b-
İstanbul, Ankara, Ege ve Hacettepe Üniversitelerinin dinlenmelerine yer
olmadığına Şahap Arıç ve Muhittin Gürün'ün karşıoylarıyle ve oyçokluğu ile
karar verilmiştir.
Davacı
İstanbul Teknik Üniversitesi temsilcisi ile Millî Eğitim Bakanlığı adına gelen
temsilcinin sözlü açıklamaları 9/3/1972 gününde dinlenmiştir.
E-
ESASIN İNCELENMESİ :
Esasa
ilişkin rapor ile ek rapor, sözlü açıklamalara ilişkin tutanak örnekleri, dâva
konusu Yasa ile dayanılan Anayasa kuralları ve bunlara ilişkin yasama
belgeleri, dosyadaki öteki belgeler ve dâva ile ilgili öteki metinler
incelendi; gereği görüşülüp düşünüldü :
1)
Anayasa'nın hangi metninin incelenmeye esas alınacağı sorunu :
Dâvanın
açılmasından sonra Anayasa'nın 120 nci maddesinde 20/-9/1971 günlü, 1488 sayılı
Yasa ile değişiklik yapılmıştır. Bu durum karşısında Anayasa'ya aykırılık
sorununun çözümünde Anayasa'nın değişik metninin mi, yoksa değişiklikten Önceki
metninin mi ölçü olarak kullanılacağının saptanması gerekmektedir. Anayasa
koyucu Anayasa"nın herhangi bir kuralında değişiklik yapmayı uygun görmüş
ise değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra yeni kuralın uygulanmasını istemiş
demektir. Anayasa değişiklikleri kamu düzenini ilgilendiren değişiklik olduğu
için, öze ilişkin Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesinden sonra karara
bağlanacak dâvalarda uygulanmaları kuraldır, incelenen dâvada bu kural için bir
ayrık durum kabulünü zorunlu kılan herhangi bir gerekçe yoktur. Demek ki bu
dâvada Anayasa'ya aykırılık sorunu; Anayasa'nın 120 nci maddesinin yeni metnine
göre çözülecektir.
2)
Yasanın tümünün Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Davacı
dâva konusu yasanın tümünün Anayasa'nın 120 nci maddesine aykırılığı nedeni ile
öz yönünden iptalini istemektedir. Yasama çalışmalarında bir yasanın tümü için
birtakım gerekçeler ileri sürüldüğü gibi maddelerin her biri için özel birtakım
gerekçeler dahi bildirilmektedir. Bundan dolayı Yasa kurallarının her biri,
ayrı ayrı incelenmeksizin genel gerekçeye göre yasanın tümünün öz yönünden
Anayasa'ya aykırı olup olmadığı, kural olarak, anlaşılamaz. Bu dâvada bu
ilkeden ayrılmayı gerektiren herhangi bir neden yoktur. Şu duruma göre
maddelerin herbirinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığının incelenmesi gerekli
bulunmuştur.
3)
1184 sayılı Yasanın l inci maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Davacı,
Anayasa'nın 120nci maddesinde üniversitelerin yönetim ve bilim özerkliği ile
donatılmış birer kuruluş olduğunu, yönetim özerkliği uyarınca atama ve görevden
çıkarma işlemlerinin ve üniversitelerin işleyişine ilişkin bütün işlemlerin,
başka bir yer veya organ karışmaksızın, yalnızca üniversitelerce yapılması
gerektiğini^ 1184 sayılı Yasa ile akademi adı altında üniversite görevi yapan
ve yönetim özerkliğinden yoksun bulunan öğretim örgütlerinin kurulması
istendiğini bildirerek sözü edilen yasanın tümünün ve bu arada birinci
maddesinin iptalini istemiştir.
İleri
sürülen bu savlara göre, ilk önce, Anayasa'nın değişik 120 nci maddesinde
üniversitelerin yönetim ve bilim özerkliği ile donatılmış olup olmadığını,
yönetim özerkliğinin atama ve görevden çıkarma işlemleriyle üniversitelerin
işleyişine ilişkin öteki işlemlerin, başka bir yer veya organın iradesi
karışmaksızın yalnız üniversitelerce yapılması yetkisini içerip içermediğini,
daha sonra da, üniversite görevi yapan öğretim kurumundan ne anlaşıldığını ve
1184 sayılı Yasa ile kurulması öngörülen akademilerin üniversite görevi yapan
birer örgüt olup olmadığını, incelemek ve varılacak sonuçları gözönünde tutarak
Anayasa'ya aykırılık sorununu çözmek gerekli görülmüştür.
a)
Anayasa'nın 120 nci maddesinin değişiklikten önceki metninde üniversitelerin
yönetim ve bilim özerkliğine sahip bulundukları yazılı iken yeni metinde
yalnızca özerklikten söz edilmiş ise de bu özerkliğin dahî hem yönetimsel hem
bilimsel özerklik olduğu, ancak maddede gösterilen sınırlandırmalar altında
uygulanacağı; üniversitelerin, Devletin, gözetim ve denetimi altında,
kendilerince seçilen organları eliyle yönetileceği, üniversite organları ile
öğretim üyeleri ve yardımcılarının (son fıkra hükümleri saklı kalmak üzere)
üniversite dışındaki yerlerce görevlerinden uzaklaştırılamayacakları
kurallarından ve ayrıca özerklik sözcüğünün (bilimsel) gibi bir sözcükle
kayıtlanmış olmamasından anlaşılmaktadır. Kaldı ki Üniversitenin kendisinin
seçeceği organlar eliyle yönetilmesi ve organlarla öğretim üyeleri ve
yardımcılarının üniversite dışındaki kişi veya yerlerce görevden
uzaklaştırılamaması, yönetim özerkliğini oluşturan yetki ve durumlardır.
Anayasa
değişikliğinin (Millet Meclisi Tutanak Dergisi - Cilt 17, Dönem 3, Toplantı 2
tutanağının sonuna ekli S. Sayısı 419) genel gerekçesinde de belirtildiği
üzere, bu değiştirmelerle Anayasa'nın temel ilkelerinde herhangi bir değişiklik
yapılması istenmiş değildir; teklif edildiği biçimde Meclislerce kabul edilmiş
bulunan değişik 120 nci maddenin yorumunda bu durum önemle gözönünde
tutulmalıdır. Çünkü, üniversitelerin yönetim özerkliği, 1961 Anayasa'sının
kurduğu Devlet düzeninin temel ilkelerindendir.
Üniversitelerin
yönetim özerkliğinden yoksun olduklarının kabulü durumunda, Anayasa'nın 120 nci
maddesinin değiştirilmesi ile güdülen ereğe, daha açıkçası üniversite
özerkliğinin yanlış anlaşılması veya kötüye kullanılması yüzünden öğretim ve
öğrenimin özgürlük ve güvence içinde, çağdaş bilimin nesnel ölçülerine göre
yürütülmesi ilkesinden sapmaları önlemek ereğine aykırı düşer; çünkü (Anayasa
Mahkemesinin 26/3/1971 günlü 13790 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmış bulunan
12/1/1971 günlü, 1969/31 - 1971/3 sayılı kararında da belirtildiği gibi)
yönetim özerkliğinin yokluğu, üniversitenin bilimsel ve nesnel ölçülere göre
öğretim yapmasını onu ister istemez siyasal güçlerin veya çevrelerinin etkisine
açık tutup, eylemli olarak, engeller, başka deyimle, yönetim özerkliği
bulunmayan yerde bilimsel özerklik dahi genellikle boş bir söz olur.
Şurası
da gözden uzak tutulmamalıdır ki Anayasa'nın 120 nci maddesinin değişik
metninde üniversitelerde "öğrenim ve öğretimin, çağdaş bilim ve teknoloji
gereklerine ve kalkınma plânı ilkelerine göre yürütülmesi" kurallarının
yasa ile konulacağı öngörülerek üniversitelerdeki öğretim ve öğrenimin çağdaş
bilim ve teknolojinin gereklerine aykırı bütün etkenlerin dışında tutulacağı
ayrıca belirtilmiştir. Bu kural dahi, yönetim özerkliğinin bir zorunlulu
olduğunu göstermektedir.
Bir
kuruluşun yönetilmesi, ona yükletilmiş olan işleri görmek için gereği gibi
işlemesinin sağlanması anlamına gelir. Düzenli bir işlemenin sağlanması ise,
ilk önce, o örgütte çalışacakların atanması, gerektiğinde disiplin cezalarına
çarptırılması ve görevden çıkarılmasiyle olur. Demekki yönetim yetkisi, özünde
görevlileri atama, disiplin cezası verme ve görevden çıkrama yetkilerini
içerir. Anayasa'nın değişik 120. maddesinin ikinci fıkrasındaki üniversitelerin
Devletin gözetim ve denetimi altında kendilerince seçilen organlar eliyle
yönetileceği kuralı, atama, disiplin ve görevden çıkarma işlemlerinin, başka
organ veya yerin karışması söz konusu olmaksızın, ancak üniversitelerce
yapılacağını anlatmaktadır. Kaldı ki az yukarıda da belirtildiği gibi
Anayasa'nın değişik 120 nci maddesinin üçüncü fıkrasındaki üniversite organları
dışında herhangi bir yer veya organca öğretim üyelerinin veya yardımcılarının
işten uzaklaştırılamıyacağı kuralı dahi bu görüşü ayrıca doğrulamaktadır.
Devletin
gözetim ve denetim yetkisi yönetim özerkliği bulunan bir kuruluşun yönetim
işlemlerine ve işlerine karışmasını haklı göstermez; çünkü yönetime üniversite
dışındaki bir organ veya yerin karışması durumunda, bir yandan üniversitenin
kendisince seçilen organlar eliyle yönetildiğinden artık söz edilemiyeceği gibi
öte yandan Devlet gözetim ve denetiminin kabul edilmesiyle güdülen ereğin
sınırları da aşılmış olur. Gerçekten, yönetim çalışmalarından, olan bir işlemin
tamamlanmasına veya bir işin görülmesine üniversite dışında bir organın veya
yerin karışması, o işlem veya işin ancak üniversite organlarından başka bir
yerin yönetime ortak olması sonunda tamamlanması demektir. Yine Anayasa'nın
1971 değişikliği ile üniversitenin Devlet gözetim ve denetimi altına konulması,
özerk birer kuruluş olan üniversitelerin, yalnızca bilimsel gereklere göre ve
özgürlük ortamında öğretim ve araştırma yapmak olan amaçlarından sapmaları
önleyerek bu ereklere varılmasını sağlamak düşüncesine dayanmaktadır; üniversite
dışındaki bir yerin yönetime katılması ise, belli bir ölçüde, herhangi bir
siyasal gücün üniversite yönetimi üzerinde etkili olması sonucunu doğurup
üniversitenin yalnızca bilimin nesnel gereklerine göre ve özgürlük içinde
çalışmasını kısıtlar.
b)
Bir yüksek öğretim kurumunun Anayasa'nın değişik 120 nci maddesi kapsamına
giren üniversite niteliğinde bir örgüt sayılması için, (Anayasa Mahkemesinin
yukarıda a bendinde anılan 12/1/1971 günlü kararında da belirtildiği gibî) o
kurumun benimsediği öğretim yöntemi ve özellikle onu bitirenlere sağlanan
haklar ve olanaklar bakımından üniversitelere eşit durumda olması
gerekmektedir. Gerçekten, Anayasa Koyucunun üniversitelere yönetim ve bilim
özerkliğini tanımak ve üniversitelerin kuruluşunu Devlet Tekeline almakla
varılmasını istediği erek, toplumun kilit yerlerinde görev alan kişilerin
herhangi bir siyasal çevrenin veya yarar topluluğunun etkisi altında
kalmaksızın yalnızca çağdaş bilimin isterlerine uygun biçimde yetiştirilmiş
bulunması, başka deyimle, toplumun kilit yerlerinde görev alarak ulusun alın
yazısı üzerinde etkili işler veya işlemler yapabilecek kişilerin yansızlığı
sağlanmış olmayan kurumlarda yetiştirilmesinin önlenmesidir; çünkü çağdaş batı
uygarlığının ve Atatürk ilkelerinin gereği her işte ve işlemle yalnızca aklin
ve musbet bilimin kılavuz olmasıdır; oysa yetiştikleri kurumlarda aklin ve
musbet bilimin isterlerine uygun olarak düşünmeye ve davranmaya alıştırılmayıp
belli siyasal çevrelerin veya yarar topluluklarının ereklerine göre
yetiştirilmiş kimselerden toplumun yararlarına gerçekten uygun bir düşünüş ve
davranış genellikle beklenilemez ve böyle kişilerin kilit yerlerde görev alması
bir çok zararlara yol açabilir (Anılan karar, H/2 a, d, H/3 bölümleri). Demek
ki toplumun kilit yerlerinde görev alacak kişileri yetiştirmek üzere kurulmuş
olup yetiştirdiği kişilere böyle önemli yerlerde görev alma yetkisi sağlayacak
diplomalar veren yüksek öğretim kuruluşları üniversite adını taşımasalar bile
üniversite görevi yapan ve Anayasa'nın değişik 120 nci maddesinin az önce
belirtilen konuluş ereklerine göre bu madde kapsamına girmesi gereken
üniversite niteliğinde örgütler sayılmalıdır.
c)
1184 sayılı Yasanın kapsamına giren bir akademinin yukarıdaki (b) bendinde
gösterilen ölçülere göre üniversite niteliğinde bir kuruluş olup olmadığının
anlaşılması için onun izleyeceği öğretim yöntemi ile birlikte özellikle verdiği
diplomalarla sağlayacağı hakların üniversitelerin verdikleri diplomalarla
sağlanan haklara eşit olup olmadığının araştırılması zorunludur.
1184
sayılı Yasanın birinci ve ikinci maddeleri uyarınca bu yasa kapsamına giren
akademiler, mühendis, mimar, yüksek mühendis ve yüksek mimar yetiştiren yüksek
öğretim ve araştırma kurumlarıdır. Bu örgütler mühendislik ve mimarlık
mesleklerinde ve bu mesleklerle ilgili konularda öğretim ve araştırma yapan
makina, elektirik, inşaat, mimarlık ve benzeri bölümlerden, enstitü ve bilimsel
kuruluşlardan oluşmaktadır. Demek ki akademiler mühendislik, mimarlık, yüksek
mühendislik ve yüksek mimarlık öğretimi yaparak mühendis, mimar veya yüksek
mühendis, yüksek mimar diplomaları veren ve bu alanlarda araştırmalar yapan
birer öğretim ve araştırma kurumu bulundukları için toplumsal açıdan yüksek
mühendis ve mimarlık öğretimi yaparak yüksek mühendis ve mimar diplomaları veren
İstanbul Teknik Üniversitesi gibi üniversite adı altında kurulmuş kurumların
görevlerini yerine getirmektedirler; bu bakımdan üniversite niteliğinde birer
kuruluş sayılmaları Anayasa'nın 120 nci maddesi ile gerçekleştirilmek istenilen
ereğe uygundur. Bunların kuruluşlarında benimsenen ve Üniversiteler Yasasındaki
kurulların doğrultusunda olarak konulmuş bulunan bir takım kurallar dahi bu
düşüncenin doğruluğunu ayrıca göstermektedir. Nitekim 1184 sayılı Yasanın 27.
maddesinin beşinci fıkrasında (Bu maddede sözü geçen organlardan üniversite
senatosu yerine akademi yönetim kurulu, fakülte profesörler kurulu yerine bölüm
profesörler kurulu, fakülte dekanı yerine bölüm başkanı aynı görevleri
yaparlar. Bu husus ile ilgili tahsisat ilgili bütçesine konur.) denildiği,
altıncı fıkrasında akademilerin öğretim üye ve yardımcılarının özlük
durumlarının 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu ile bu Yasaya eklenen veya bunu
değiştiren kurallara bağlı olduğunun yazılı bulunduğu, yine 1184 sayılı Yasanın
3. - 7. maddelerinde bölümlerin organları düzenlenirken Üniversiteler
Kanunundaki fakültelerin organlarına benzer organlara, 8. - 11. maddelerinde
üniversite organlarına benzer organlara ve 12. maddesinde Üniversitelerarası
Kurula benzer bir kurula yer verildiği ve bu organ ve kuralların
üniversitelerdeki benzerlerine tanınan yetkilere yakın yetkilerle donatıldığı
görülmektedir.
Bu
açıklamalardan anlaşılıyor ki adları akademi dahi olsa, 1184 sayılı Yasa ile
kurulmak istenilen yüksek öğretim kurumları anayasal açıdan üniversite niteliğinde
bulunan birer örgüttür; kuruluşlariyle işleyişleri de 120. maddedeki kurallara
aykırı olamaz.
ç)
1184 sayılı Yasa uyarınca kurulan örgütlerin üniversite niteliğinde örgütler
olduğu yukarıda (c) bendinde açıklanmış bulunduğuna göre, böyle bir örgütün
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bulunması hiç bir zaman üniversite özerkliği ile
bağdaştırılamaz; çünkü özerklik, az yukarıda bildirildiği gibi Devlet gözetimi
ve denetimi altında olmakla birlikte bir üniversitede görev alacak öğretim
üyeleriyle yardımcılarını o üniversitenin ataması ve işten çıkarılması
yetkisini kapsamaktadır ve Anayasanın değişik 120. maddesi üniversiteleri genel
idare örgütü dışında bırakmış olup herhangi bir bakanlığa ya da Bakanlar
Kuruluna bağlılığını öngörmüş değildir. Buna göre maddedeki (Milli Eğitim
Bakanlığına bağlı) deyiminin Anayasa'nın değişik 120. maddesine aykırılığı nedeniyle
iptali gerektir.
İlkece
üniversite niteliğinde birer kuruluş olarak benimsenen bu akademilerin
Anayasanın değişik 120. maddesi uyarınca hem bilimsel hem yönetimsel özerklikle
donatılmış olmaları zorunludur. Bu konuda karara katılan hâkimler arasında bir
görüş ayrılığı yoktur. Ancak maddedeki bilimsel sözünün iptali edilmesi gerekip
gerekmeyeceği tartışma konusu olmuş ve (bilimsel) sözcüğünün iptali gerektiği
sonucuna varılmıştır; çünkü maddede bu sözcük kaldıkça özel Yasanın bu
kuruluşlara yalnızca bilimsel özerklik tanıyıp onları yönetim özerkliği ile
donatmadığı, (bilimsel) sözcüğünün özerkliği sınırlayıcı bir anlama geldiği
kolayca savunulabilecektir. Ve böylelikle Anayasaya aykırı bir uygulamanın
gerçekleştirilmesi olanak içinde bulunacaktır. İptal kararında ileri sürülen
gerekçeler göz önünde tutularak böyle bir uygulama önlenemiyecek, gerekçe ne
olursa olsun, (bilimsel) sözcüğünün iptal dışı bırakılmış olmasına
dayanılabilecektir.
Özetlemek
gerekirse denilebilir ki (bilimsel) sözcüğü yönetimsel özerkliği ortadan
kaldıran bir sınırlandırma olarak yorumlanabilecek ve maddenin yazılışı böyle
bir yoruma elverişli bulunacaktır; imdi bu sözcük dahi iptal edilmelidir.
Sait
Koçak, Nuri Ülgenalp, ihsan Ecemiş, Muhittin Gürün, Lütfi Ömerbaş ve Şevket
Müftügil bu görüşe katılmamışlardır.
Maddenin
öbür kurallarında Anayasa'ya aykırı bir yön bulunmadığından bunlara yönelen
istem reddolunmalıdır.
4-
1184 sayılı Yasanın 2 nci maddesinin Anayasaya aykırılığı sorunu :
Bu
maddede akademilerin makina elektrik, inşaat, mimarlık ve benzeri bölümlerden,
enstitü ve benzeri kuruluşlardan oluştuğu, bu örgütlerin kurulmasının,
kaldırılmasının, değiştirilmesinin Millî Eğitim Bakanının onamı ile
gerçekleşeceği kurala bağlanmıştır. Yukarıda 3 üncü bentde açıklandığı üzere
akademiler üniversite niteliğinde birer örgüt bulunduklarından, bunların
bölümler enstitüler veya öteki bilimsel kurumları kurup kaldırmalarının kendi
yönetimlerini ilgilendirmesi nedeni ile Millî Eğitim Bakanının onamına bağlı
tutulması, üniversitelerin yönetim özerkliği ilkesi ile bağdaştırılamaz ve
bundan ötürü Anayasanın değişik 120. maddesine aykırılık gösterir. Sonuç olarak
maddenin ikinci cümlesinin iptali gerekir.
Maddenin
1 inci cümlesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmadığından, buna yönelen istemin
reddi gereklidir.
5-
1184 sayılı Yasanın 7 nci maddesinin Anayasaya aykırılığı sorunu:
Bu
maddenin birinci fıkrasında bölüm başkanının bölüm genel kurulunca seçileceği
ve Millî Eğitim Bakanınca atanacağı, kurala bağlanmıştır. Üniversite
niteliğindeki bir örgütün organlarından birisini görevlendirme işleminin Millî
Eğitim Bakanlığının iradesi ile tamamlanması yönetime karışma niteliğinde
bulunduğundan, Anayasanın değişik 120. maddesinin kendi kendini yönetme
ilkesine aykırıdır, bundan dolayı fıkradaki (ve Millî Eğitim Bakanlığınca atanır.)
kuralı iptal olunmalıdır.
Maddenin
öbür kurallarında Anayasa'ya aykırılık bulunmadığından bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
6-
1184 sayılı Yasanın 11 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
maddenin birinci fıkrasında akademi başkanın aylıklı profesörler arasında
seçileceği ve Millî Eğitim Bakanınca atanacağı kurala bağlanmıştır. Fıkradaki
(ve Millî Eğitim Bakanınca atanır.) deyimi yukarıki bentte anılan nedenle
Anayasa'nın değişik 120 nci maddesine aykırı olduğundan, bu deyimin iptali gerekir.
Maddenin
ikinci fıkrasında başkanın görevleri gösterilmektedir. Bu fıkranın (c) bendinde
akademi yönetim kurulunca uygun görülen kanun tekliflerini, tüzük ve
yönetmeliklerle bu kurulca karara bağlanan biçimiyle bütçe, kadro, atama,
yükseltme, izin, disiplin ve ödenekle ilgili konuları Millî Eğitim Bakanının
onayına sunmak söz konusudur.
Anayasa'nın
değişik 120 nci maddesi uyarınca üniversiteler veya bu nitelikteki yüksek
öğretim örgütleri, kamu tüzel kişileridir. Anayasanın 113 üncü maddesi
gereğince yönetmelik yapmak, kamu tüzel kişilerinin yetkileri içindedir. Kaldı
ki yönetim özerkliği dahi nesnel nitelikte yönetim kuralları koymak yetkisini
Anayasa ile belli sınırlar içinde, içerir. Bu tür kurallar koymanın bir yolu da
yönetmelik düzenlemektir. Yine atama, yükseltme, izin ve disiplin işlerinde
geçerli kararlar vermek dahi Anayasa'nın değişik 120 nci maddesindeki yönetim
özerkliği ilkesine göre yalnızca bu örgütlerin görevi içindedir. Bu nedenlerle
yönetmeliklerin, atama, yükseltme, izin ve disiplin işlemlerinin Millî Eğitim
Bakanının onayına sunulması kuralı Anayasa'nın değişik 320 nci maddesine aykırı
bulunmaktadır. Bundan başka bu bent metinde yasalara ilişkin öntasarıların,
tüzük taslaklarının, bütçe öntaslaklarının, kadro alınmasına ilişkin önerilerin
Millî Eğitim Bakanlığının onayı ile tamamlanacakmış gibi bir yazılış
benimsenmiştir; oysa yasa öntaslaklarının Bakanlar Kurulundan geçtikten sonra
Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabulü ile yasalaşması, tüzüklerin ise
Danıştay'ın incelemesi, ve Bakanlar Kurulunun kabul etmesi ile yapılıp
yürürlüğe konulması, bütçe ve kadroya ilişkin istemlerin dahî Bakanlar
Kurulundan geçtikten sonra bütçe ve kadro yasalarının bağlı olduğu kurallar
uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edilmesi, Anayasa'nın değişik 64
üncü maddesi ile 91 inci ve sonraki maddeleri, 107 nci maddesi ve değişik 120
nci maddesinin yedinci fıkrası gereğidir. Her ne kadar yasa ve tüzük
öntaslaklarının bütçe, kadro ve ödenekle ilgili istemlerin herhangi bir
bakanlık aracılığı ile ilgili yerlere ulaştırılmasında Anayasa'ya aykırılık
düşünülemez ise de bu bent metninde yalnızca ulaştırmadan değil, onaydan söz
edilmekle Anayasa'ya aykırı bir durum yaratılmış bulunmaktadır.
11
inci maddenin (c) bendinde atamaya ilişkin bölümünde oybirliği ile sonuca
varılmış ise de bendin tümünün iptali gerektiği görüşüne Şahap Arıç, İhsan
Ecemiş ve Ziya Önel, katılmamışlardır.
Maddenin
öteki kurallarında Anayasa'ya aykırılık bulunmadığından, bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
7-
1184 sayılı Yasa'nın 12 nci maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
madde Akademilerarası Kurulu düzenlemekte ve bunun görev ve yetkilerini
belirlemektedir. Üniversite niteliğinde bulunan kurumların ortaklaşa
çalışmalarım düzenleyecek olan böyle bir örgütün bu tür özerk kuruluşların
yönetimlerine dışardan karışılmasını önleyecek biçimde kurulmuş bulunması,
Anayasanın değişik 120 nci maddesi ile tanınan yönetim özerkliği ve bunun
gereği olan kendi kendini yönetme ilkelerinin dosal bir sonucudur. Oysa
maddenin birinci fıkrası uyarınca bu kurula Millî Eğitim Bakanı veya bakanın
kurul üyeleri arasından seçeceği kimsenin başkanlık edeceği, kurul
toplantılarına Millî Eğitim Bakanının teknik öğretimi yöneten müsteşarı ile
Talim ve Terbiye Dairesi Başkanı veya görevlendireceği bir üyenin doğal üye
olarak katılacağı, maddenin ikinci fıkrasında kurulun gerek olağan, gerekse
olağanüstü toplantılarını Millî Eğitim Bakanının çağrısı üzerine ve onun uygun
göreceği yerde yapacağı ve üçüncü fıkrasının (c) bendinde ise, akademilerde ilk
kez görev alacak öğretim üyeleri ve yardımcıları için Kurulun Millî Eğitim
Bakanına önerilerde bulunacağı kuralları ver almıştır. Demek ki anılan
kurallar, Anayasa'nın değişik 120 nci maddesine aykırı bulunduğundan, bunları
kapsayan birinci fıkradaki (Bu Kurula Millî Eğitim Bakanı veya bakanın kurul
üyeleri arasından seçeceği kimse başkanlık eder. Devlet Mühendislik ve Mimarlık
Akademilerarası Kurul toplantılarına Millî Eğitim Bakanının teknik öğretimi
idare eden müsteşarı, Talim ve Terbiye Dairesi Başkanı veya görevlendireceği
bir üye tabiî üye olarak katılır.) ve ikinci fıkradaki (...Milli Eğitim
Bakanının çağrısı ile uygun göreceği yerde) ve (Millî Eğitim Bakanı tarafından)
deyimleri ile üçüncü fıkranın (c) bendindeki (ve Millî Eğitim Bakanına bu
müesseselerde ilk olarak görev alacak öğretim üyeleri ve yardımcıları hakkında
teklifler yapar.) kuralının iptallerine karar verilmelidir.
Maddenin
öteki kurallarında Anayasa'ya aykırılık görülmediğinden, bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
8-
1184 sayılı Yasa'nın 20 nci maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu:
Bu
maddede profesörlerle doçentlerin açık kadrolara Millî Eğitim Bakanlığınca
atanacakları bildirilmektedir. Akademiler üniversite niteliğinde birer kuruluş
sayıldıklarından, Millî Eğitim Bakanının bunların öğretim üyelerini atama
yetkisi, Anayasa'nın değişik 120 nci maddesindeki yönetim özerkliği ve bunun
sonucu olan kendi kendini yönetme ilkelerine aykırı bulunmaktadır. Maddenin
yazılışı açısından bir bölümünün iptali ile Anayasaya uygun bir durum gerçekleşmiş
olamayacağından maddenin tümünün iptali gerekmektedir.
9-
1184 sayılı Yasa'nın 21 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
maddede Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerinde sözleşme ile
görevlendirilecek yabancı profesör ve yabancı uzmanların bölüm profesörleri
kurulunun önermesi ve akademi yönetim kurulunun kararı ve Millî Eğitim
Bakanının onamı ile atanacağı kurala bağlanmıştır. Milli Eğitim Bakanının bir
profesör, veya uzmanı atama işlemine karışması, Anayasa'nın değişik 120 nci
maddesindeki yönetim özerkliği ve bunun sonucu olan kendi kendini yönetme
ilkelerine aykırı bulunduğundan, maddenin birinci cümlesindeki (ve Millî Eğitim
Bakanının onamı) deyiminin iptali gerekmektedir.
Maddedeki
öbür kurallarda Anayasa'ya aykırılık görülmediğinden, bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
10-
l î 84 sayılı Yasanın 23 ve 24 üncü maddelerinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu:
23
üncü maddenin ilk cümlesinde ne gibi durumlarda öğretim 20 görevlisi
atabileceği ve bunların nitelikleri, ikinci cümlesinde ise atamanın Millî
Eğitim Bakanınca yapılacağı, üçüncü cümlesinde de görevlerine son verilmesinde
atanmalarındaki yöntemin uygulanacağı 24 üncü maddesinde ise okutmanların
görevleri ve atama yöntemleri gösterilmekte ve bunların atanmaları da Millî
Eğitim Bakanlığına bırakıl maktadır. Öğretim görevlilerinin ve okutmanların
atanmalarının Bakanlığa bırakılması Anayasa'nın değişik 120 nci maddesindeki
yönetin özerkliği ve bunun sonucu olan kendi kendini yönetme ilkelerine aykırı
bulunduğundan, her iki madde metnindeki (Millî Eğitim Bakanlığınca)
deyimlerinin iptali ve maddelerin bunun dışında kalan kurallarında Anayasa'ya
aykırılık görülmediğinden bunlara yönelen istemin reddi gereklidir.
11-
1184 sayılı Yasa'nın 28 inci maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
maddenin ikinci fıkrasının son cümlesinde yeni açılmış ve açılacak bir
akademide geçici olarak görevlendirilenlere her türlü alacaklarından ayrı
olarak brüt aylıklarının % 50 sinden % 100 e değin verilecek ek ödeneklerin
oranlarının Millî Eğitim Bakanlığınca düzenlenecek bir yönetmelikle
belirtileceği kurala bağlanmıştır. Yukarıda, 6 ncı bentte açıklanan
gerekçelerden ötürü, yönetmenlik düzenlemeye akademilerin kendileri yetkili
bulunduklarından, maddedeki bu yetkiyi Milli Eğitim Bakanlığına veren (Millî Eğitim
Bakanlığınca) deyiminin Anayasa'nın 113. ve değişik 120 nci maddelerine
aykırılığı yüzünden, iptali gerekmektedir.
Bu
maddenin öteki kuralarında Anayasa'ya aykırılık görülmediğinden, bunlara
yönelen istem reddolunmalıdır.
12-
1184 sayılı Yasa'nın 34 üncü maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Akademilerin
yönetim özerkliği ve bunun sonucu olarak kendi kendilerini yönetme yetkisiyle
donatılmış birer kuruluş olmaları gerektiğinden ve kendi kendini yönetim
yetkisi disiplin cezaları verme yetkisini dahi içerdiğinden, (Yukarıdaki 3/a
bendi), Akademi Başkanlarına ve Bölüm Başkanlarına disiplin cezası verme
yetkisini Milli Eğitim Bakanına tanıyan 34 üncü madde kuralı, Anayasa'nın
değişik 120 inci maddesine aykırı düştüğü için bu maddenin iptaline karar
verilmelidir.
13-
1184 sayılı Yasa'nın 36 ncı maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
maddede, Akademi öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevleri dolayısiyle veya
görevleri sırasında işledikleri suçlardan ötürü memurların yargılanmasına
ilişkin Yasa gereğince ilk soruşturmanın Akademi Başkanının öğretim üyeleri
arasından seçeceği bir veya üç soruşturmacı tarafından yapılacağı, başkanlar
yönünden soruşturma yapacak kişileri Millî Eğitim Bakanının atayacağı ve bu
konudaki fezlekenin Millî Eğitim Bakanınca Danıştay'a gönderileceği,
yargılamanın gerekliliğine veya gereksizliğine Danıştay'ın ilgili dairesince
karar verileceği, bu kararlara karşı ilgililerce veya Millî Eğitim Bakanınca
ileri sürülecek itirazların Danıştay Genel Kurulunca incelenip karara
bağlanacağı kuralları yer almıştır.
Millî
Eğitim Bakanının başkanlar için yapılacak soruşturma ile görevli kimseleri
ataması ve soruşturma sonunda fezlekeyi Danıştay'a göndermesi, özerklik ile
donatılması gerekli Akademilerin yönetim işlerine karışma niteliğinde birer
işlem bulunduğundan, Anayasa'nın değişik 120 inci maddesine ay kındır. Bundan
dolayı tartışma konusu maddenin (Başkanlar hakkında yapılacak soruşturma
muhakkiklerini Millî Eğitim Bakanı tayin eder. Bu husustaki fezleke, Millî
Eğitim Bakanı tarafından Danıştay'a gönderilir.) kuralının iptaline karar
verilmelidir.
Maddenin
son cümlesindeki Danıştay Dairesinin kararlarına karşı Millî Eğitim Bakanınca
itiraz edilebilmesi kuralı özerk üniversite niteliğindeki örgütün işlerine karışma
durumunu yaratan bir kural olmayıp Anayasa'nın değişik 120. maddesinin üçüncü
fıkrasında öngörülen Devletin gözetim ve denetim yetkisinin sınırlan içinde
kalan bir nitelik göstermektedir ve bundan ötürü Anayasa'ya aykırı değildir;
çünkü itiraz üzerine yapılacak işlemde Bakanlığın iradesinin şu veya bu biçimde
bir etkisi olmayacaktır.
Maddedeki
öteki kurallarda da Anayasa'ya aykırılık bulunmadığından, bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
14-
1184 sayılı Yasa'nın 44 üncü maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
maddenin ilk fıkrasının birinci cümlesinde, Akademiler öğretim kurulu
üyelerinin bilimsel çalışmalar, araştırmalar ya da dersleri ile ilgili
araçların seçilmesi ve sağlanması için yurt içinde ve dışında inceleme gezileri
yapmak ile görevlendirilebilecekleri, bu işlemin bölüm Profesörler kurulu
kararı, Akademi Yönetim Kurulunun önerisi ve Millî Eğitim Bakanının uygun
bulması ile yapılacağı bildirilmektedir. Millî Eğitim Bakanının uygun bulma
yetkisi Akademinin özerkliği ve bunun sonucu olarak kendi kendisini yönetmesi
ilkeleri ile bağdaştırılamayacağından Anayasa'nın değişik 120 inci maddesine
aykırı bulunmaktadır; bundan dolayı cümledeki (Teklifi ve Millî Eğitini
Bakanlığının) deyimi iptal edilmelidir.
Maddenin
birinci fıkrasının üçüncü cümlesinde yurt dışına gönderilecek öğretim üyelerine
ödenecek gündeliklerin Akademi Yönetim Kurulunun önerisi üzerine Millî Eğitim
Bakanlığınca belirtileceği ve maddenin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinde de
akademi öğretim üyesi ve yardımcılarının Millî Eğitim Bakanınca başka
akademilerde görevlendirilebileceği kurala bağlanmıştır. Millî Eğitim Bakanına
tanınan bu yetkiler, akademilerin yönetim işlerine karışma niteliğinde
bulunduklarından Anayasa'nın değişik 120. maddesine aykırıdırlar ve bu
yetkilere ilişkin kuralların iptali gerekir.
Maddenin
öteki kurallarında Anayasa'ya aykırılık bulunmadığından, bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
15-
1134 sayılı Yasanın 46. maddesinin Anayasa'ya aykılığı sorunu :
Bu
maddede akademi görevlilerine izin verme yetkisi düzenlenmiş ve bu arada
akademi başkanlarına Millî Eğitim Bakanınca izin verilmesi öngörülmüştür. Oysa
bir görevliye izin verme, yönetim özerkliği ile donatılmış olması gerekli bir
örgütün yetkisine giren yönetim işlerindendir. Demek ki Milli Eğitim Bakanına
tanınan başkanlara izin verme yetkisine ilişkin kural, Anayasa'nın değişik 120.
maddesindeki yönetim özerkliği ve bunun sonucu olarak kendi kendini yönetme
ilkelerine aykırıdır ve bu yüzden iptal edilmelidir. Maddenin öteki
kurallarında Anayasa'ya aykırılık görülmediğinden, bunlara yönelen istem
reddolunmalıdır.
16-
1184 sayılı Yasanın 50. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
maddede yeni açılacak olan ya da henüz gelişmemiş olan akademilerin
yönetimlerinin, bakımsız çalışabilecek duruma gelinceye değin Millî Eğitim
Bakanlığınca öteki Akademilerden birine verileceği, bu tür akademilerin
bağımsız çalışmaya başlamalarının ise ancak her bölümünde en az üç profesörün
bulunması, Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademilerarası Kurulun bu yönü
kararlaştırılması ve bu kararın Millî Eğitim Bakanınca onanması sonucunda
gerçekleşebileceği belirlenmektedir. Kurulmakla olan veya gelişmemiş bulunan
bir akademinin yönetiminin Milli Eğitim Bakanlığınca başka bir akademiye
verilmesi yetkisi, hem kurulmakta olan akademinin hem de kendisine görev
verilen akademinin yönetim işlerine karışma niteliğini gösterdiğinden,
Anayasa'nın değişik 120. maddesindeki yönetim özerkliği ve bunun .sonucu olarak
kendi kendini yönetme ilkelerine aykırı bulunduğu gibi Akademilerarası Kurulun
bir akademinin bağımsız çalışabileceği yollu kararının Millî Eğitim
Bakanlığınca onanması yetkisi dahi, hem başlı başına yönetime geçecek
akademinin hem de Akademilerarası Kurulun işlerine ve yetkilerine karışma
niteliğini göstermekte ve bu bakımdan Anayasa'nın değişik 120. maddesindeki
yönetim özerkliği ve bunun sonucu olan kendi kendini yönetme ilkelerine aykırı
bulunmaktadır.
Açıklanan
nedenlerden ötürü tartışma konusu 50. maddede Millî Eğitim Bakanlığına tanınan
yetkilere ilişkin kuralların Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptallerine karar
verilmelidir.
Maddenin
öteki kurallarında Anayasa'ya aykırılık görülmediğinden, bunlara yönelen istem,
reddolunmalıdır.
17-
1184 sayılı Yasanın 54. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Bu
madde uyarınca, 1184 sayılı Yasanın yeniden düzenlenmesini öngördüğü tüzük ve
yönetmeliklerle Akademilerarası Kurul kararlarının Millî Eşitim Bakanlığının
incelemesinden ve onanımdan geçtikten sonra yürürlüğe girmesi zorunludur.
Yukarıda
6 sayılı bentte tartışma konusu edilen Yasanın 11. maddesinin Anayasa'ya
aykırılığı sorunu incelenirken belirtildiği gibi tüzüklerin yapılması
Anayasa'nın 107. maddesi gereğince Danıştay ve Bakanlar Kumlunun yetkileri
içine girdiğinden ve yönetmeliklerin yapılması dahi Anayasa'nın değişik 120. ve
113. maddeleri uyarınca akademilerin kendi yetkileri içinde bulunması
gerektiğinden, bu maddede tüzük ve yönetmelikler konusunda Bakanlığa yetki
tanınması, Anayasa'ya aykırıdır.
Akademiler
arası Kurulun kararlarının Millî Eğitim Bakanlığının inceleme ve onanımdan
sonra yürürlüğe girmesi de, Bakanlığın özerklikle donatılması gerekli
akademilerin yönetim işlerine karışması niteliğini göstermesinden dolayı,
yukarıda 7 sayılı bentte 1184 sayılı Yasanın 12. maddesi incelenirken
belirtildiği üzere, Anayasa'nın değişik 120. maddesine aykırıdır.
Açıklanan
gerekçelere göre maddenin tümü iptal edilmelidir.
18-
1184 sayılı Yasanın 3., 4., 5., 6, 8,, 9, 10., 13,, 14., 15., 16., 17., 18.,
19., 22.; 25. 26., 27., 29., 30., 31, 32., 33., 35., 37., 38, 39,
40, 41, 42, 43;, 45,47.. 48, 49., 51, 52, 53, 55, 56. ve geçici 1., 2, 3, 4..
5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13. maddelerinin Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Yukarıdaki
bentlerde açıklanan gerekçelerle o bentlerde gösterilen kuralların iptali
sonunda 1184 sayılı Yasa konusu Akademilerin kuruluş ve işleyişleri Anayasa'ya
aykırı olmaktan çıkmış ve bu bendin başlığında sayılan maddelerdeki kurallar
nitelikçe Anayasa'ya aykırı görülmemiş bulundukları için, bunların iptaline
yönelen istemin reddi gerekmiştir.
Ancak
bunlardan aşağıda anılan maddeler kuralları üzerinde ayrıca açıklamada bulunmak
gerekli görülmüştür :
Yasanın
10. maddesinde Akademi yönetim Kurullarının kuruluşları ile görevleri
gösterilmiştir. Görevlere ilişkin ikinci fıkranın (a) bendinde kanun, tüzük,
genel kurul önerileri ve yönetmelik kuralları ile (Devlet Mühendislik ve
Mimarlık Akademilerarası Kurul) kararlarının yerine getirilmesini sağlayacak
karar ve tedbirleri almak görevi yer almıştır. Bu kurala göre Devlet
Mühendislik ve Mimarlık Akademilearası Kurul akademileri bağlayıcı nitelikte
bir takım kararlar verecektir. Akademilerin Anayasa'nın değişik 120. maddesi
kurallarına bağlı üniversite niteliğinde, başka deyimle özerk birer kuruluş
olması ilkesi ile söz konusu bağlayıcı kararlara uyma yükümünün bağdaştırılması
ilk bakışta olanaksız gibi görünmektedir. Ancak üniversitelere ya da üniversite
niteliğindeki örgütlere tanınan yönetim ve bilim özerkliğiyle bunun sonucu olan
kendi kendini yönetme yetkisinin ereği, yukarıda (3/a bendi) belirtildiği
üzere, bu kuruluşların yalnızca bilimin nesnel ölçülerine ve kalkınma plânı
ilkelerine göre öğretim ve araştırma yapmaları ve adam yetiştirmeleri olduğu,
böyle bir çalışmanın ise akademilerin tümünde gerçekten uyumlu olarak ve
emeklerin ve akçalı kaynakların savrulup saçılmasına yol açmayacak bir çalışma
düzeninin benimsenmesine bağlı bulunduğu gözönünde tutulunca, Yasanın 12.
maddesindeki Akademilerarası Kurulu Anayasa'ya aykırı kılan kuralların
iptalleri üzerine, herbiri özerk akademilerin temsilcilerinden oluşan bir kurul
durumuna giren böyle bir organın bunları bağlayıcı kararlar vermesi,
Anayasa'nın değişik 120. maddesindeki ilkelere aykırı bir durum yaratmaz; tam
tersine bu ilkelerin konulması ile sürüülen ereğin gerçekleşmesi yolunda daha
etkin bir tedbir olabilir. Şurası da belirtilmelidir ki Akademilerarası Kurulca
verilen bağlayıcı bir kararın hukuka ya da işin gereklerine aykırı bulunması
durumunda herhangi bir akademinin dâva açarak bunu iptal ettirme yetkisi
Anayasa'nın değişik 114. maddesinin birinci fıkrasındaki (İdarenin her türlü
eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır.) kuralı gereğince vardır ve bu
konuda Danıştay Kanununun ilgili kuralları uygulama yeri bulur.
Yasanın
38.- 43. maddelerinde akademilerin akçalı işlerine ilişkin kurallar
konulmuştur. Bunlardan 39. maddede akademilerin bütçesinin Millî Eğitim
Bakanlığı bütçesi içinde ayrı bir başlık altında gösterilmesi öngörülmüştür.
Anayasa'nın değişik 120. maddesinin altıncı fıkrasında üniversitelerin
bütçelerinin genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak
yürürlüğe konulacağı ve denetleneceği ilkesi benimsenmiştir. Buna göre bir
akademi bütçesinin genel bütçesinin bir parçası olan bir Bakanlık bütçesi
içinde ve ayrı bir başlık altında yer almasında Anayasa'ya aykırılık
düşünülemez; yeter ki, ita amiri Akademi içinde bir görevli olsun, Yasanın 40.
maddesinde akademilere döner sermaye verileceği belirlendikten sonra gerek bu
maddede gerekse 41. maddede döner sermaye çalışmalarına katılacak kimselerin
çalışma karşılıklarının ödenme biçiminin, döner sermayeye ilişkin öteki
işlemlerin, elde edilecek kazançlar konusunda ne yapılacağının ve döner
sermayenin saymanlık, alım, satım ve harcama yöntemlerinin Maliye ve Millî
Eğitim Bakanlıklarınca birlikte düzenlenecek yönetmeliklere göre yürütüleceği
kurala bağlanmıştır. Bu yönetmelikler bütçe konularını ilgilendirdikleri için
yapılmalarına Maliye ve Millî Eğitim Bakanlıklarının katılmaları Anayasa'nın az
önce alınan değişik 120. maddesinin altıncı fıkrası kuralı gereğidir ve bu
bakımdan bu bakanlıkların yönetmelik çalışmalarına katılmalarında Anayasa'ya
aykırılık yoktur. Ancak yönetim özerkliği ile donatılması gerekli birer tüzel kişi
olan akademilerin dahi bu yönetmelik çalışmalarına katılmaları gerekli ise de
bu eksiklik nedeni ile Anayasa'ya uygun bulunan kuralın iptali yönüne
gidilmemiştir; çünkü iptal için Anayasa'ya aykırı bir kuralın var olması ana
ilkedir.
Geçici
maddelerde, eski kuruluşların yerine 1184 sayılı Yasanın öngördüğü biçimde
kuruluşların geçmesi sırasında kamu işlerinin aksamadan yürütülmesini sağlayan
bir takım kurallara yer verilmiştir. Sürekli nitelikte bulunan kamu işlerinin
düzen değişikliği bile olsa aksamadan yürütülmesi Anayasa düzeninin dayandığı
temel ilkelerden bulunduğu için, bu ereği sağlayacak nitelikteki kurallarda
Anayasa'ya aykırılık görülmemiştir.
Bu
arada geçici 4. ve 5. maddeler ile biç tokun koşullar altında bir takım
görevlilere profesörlük ve doçentlik sanları verilmekte ise de bu sanlar
Yasanın yürürlüğe girdiği zaman öngördüğü biçimdeki akademiler açısından
profesörlük ve doçentlik sanları olduğundan bunların verilmesinde Anayasa'ya
aykırılık bulunmamıştır.
Geçici
6., 7, ve 8. maddelerde getirilen düzenlemeler dahi Yasanın yürürlüğe girdiği
zamandaki akademileri erek edindiğinden bunlarda da Anayasa'ya aykırılık
yoktur.
D-
SONUÇ :
22/5/1969
günlü, 1184 sayılı Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademileri Kanununun:
1-
Birinci maddesinin birinci fıkrasındaki (Millî Eğitim Bakanlığına bağlı,
bilimsel) deyiminin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline, (Millî Eğitim
Bakanlığına bağlı) deyiminde oybirliğiyle, (Bilimsel) deyiminde Sait Koçak,
Nuri Ülgenalp, İhsan Ecemiş, Muhittin Gürün, Lütfi Ömerbaş ve Şevket
Müftügil'in karşıoyları ile ve oyçokluğu ile; dâvanın maddenin öteki
kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
2-
İkinci maddesinin son cümlesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline ve
dâvanın maddenin öteki kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
3-
Üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, sekizinci, dokuzuncu, onuncu, onüçüncü,
ondördüncü, onbeşinci, onaltıncı, onyedinci, onsekizinci, ondokuzuncu,
yirmiikinci, yirmibeşinci, yirmialtıncı, yirmiyedinci, yirmidokuzuncu,
otuzuncu, otuzbirinci, otuzikinci, otuzüçüncü, otuzbeşinci, otuzyedinci,
otuzsekininci, otuzdokuzuncu, kırkıncı, kırkbirinci, kırkikinikinci,
kırküçüncü, kırkbeşinci, kırkyedinci, kırksekizinci, kırkdokuzuncu,
ellibirinci, elliikinci, elliüçüncü, ellibeşinci, ellialtıncı ve geçici
birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, beşinci, altıncı, yedinci, sekizinci,
dokuzuncu, onuncu, onbirinci. onikinci onüçüncü maddelerinin Anayasaya aykırı
olmadığına ve dâvanın bu maddelere yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
4-
Yedinci maddesinin birinci fıkrasındaki (ve Millî Eğitim Bakanınca atanır.)
kuralının Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ve dâvanın maddenin öteki
kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
5-
Onbirinci maddesinin birinci fıkrasındaki (ve Millî Eğitim Bakanınca atanır.)
kuralının ve (c) bendinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline atama
kuralında oybirliğiyle, (c) bendinde bu bendin bir bölümünün iptali gerektiği
görüşünde olan Şahap Arıç, İhsan Ecemiş ile Ziya Önel'in karşıoyları ile ve
dâvanın maddedeki öteki kurallara yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
6-
A) Onikinci maddesinin birinci fıkrasındaki (Bu kurula Millî Eğitim Bakanı veya
bakanın kurul üyeleri arasından seçeceği kimse başkanlık eder. Devlet Mühendislik
ve Mimarlık Akademilerarası Kurul toplantılarına Millî Eğitim Bakanının Teknik
Öğretimi idare eden müsteşarı, Talim ve Terbiye Dairesi Başkanı veya
görevlendireceği bir üye tabiî üye olarak katılır.) kuralının ve ikinci
fıkrasındaki (.......... Millî Eğitim Bakanının çağrısı ile uygun göreceği
yerde) ve (Millî Eğitim Bakanı tarafından) deyimlerinin Anayasaya aykırı
olduğuna ve iptaline oybirliğiyle;
B)
(c) bendindeki (ve Millî Eğitim Bakanına bu müesseselerde ilk olarak görev
alacak öğretim üyeleri ve yardımcıları hakkında teklifler yapar) kuralının
Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle;
C)
Dâvanın maddenin öteki kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
7-
Yirminci maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle;
8-
Yirmibirinci maddesindeki (ve Millî Eğitim Bakanlığının onamı) deyiminin
Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ve dâvanın bu maddenin öteki kurallarına
yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
9-
Yirmiüçüncü ve yirmidördüncü maddelerindeki (Millî Eğitim Bakanlığınca)
deyimlerinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ve dâvanın bu maddelerin
öteki kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
10-
Yirmisekizinci maddesinin son fıkrasındaki (Millî Eğitim Bakanlığınca)
deyiminin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ve davanın bu maddenin öteki
kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
11-
Otuzdördüncü maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle;
12-
Otuzaltıncı maddesindeki (Başkanlar hakkında yapılacak soruşturma muhakkiklerini
Millî Eğitim Bakanı tayin eder. Bu husustaki fezleke, Millî Eğitim Bakanı
tarafından Danıştaya gönderilir.) kuralının Anayasaya aykırı olduğuna ve
iptaline ve dâvanın bu maddenin öteki kurallarına yönelen bölümünün reddine
oybirliğiyle;
13-
Kırkdördüncü maddesinin birinci fıkrasındaki (teklifi ve Millî Eğitim
Bakanlığının) deyiminin ve gündelikler konusunda Millî Eğitim Bakanına verilen
yetkiye ilişkin kural ile ikinci fıkrasında başka yerde görevlendirme konusunda
Millî Eğitim Bakanına tanınan yetkiye ilişkin kuralın Anayasaya aykırı olduğuna
ve iptaline ve dâvanın bu maddenin öteki kurallarına yönelen bölümünün reddine
oybirliğiyle;
14-
Kırkaltıncı maddesindeki başkanların izinlerinin Millî Eğitim Bakanlığınca
verileceğine ilişkin kuralın Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ve dâvanın
bu maddenin öteki kurallarına yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;
15-
Ellinci maddesindeki Millî Eğitim Bakanına tanınan yetkilere ilişkin kuralların
Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline ve dâvanın bu maddenin öteki kurallarına
yönelen bölümünün reddine oybirliğiyle;;
16-
Ellidördüncü maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline oybirliğiyle;
4/5/1972
gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Muhittin
Taylan
|
Başkanvekili
Avni
Givda
|
Üye
Fazıl
Uluocak
|
Üye
Sait
Koçak
|
|
|
|
|
Üye
Nuri
Ülgenalp
|
Üye
Şahap
Arıç
|
Üye
İhsan
Ecemiş
|
Üye
Recai
Seçkin
|
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Akar
|
Üye
Ziya
Önel
|
Üye
Kâni
Vrana
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
|
|
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Şevket
Müftügil
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
l-
12/10/1971 gününde verilen geri bırakma karan :
Anayasanın
120. maddesine 20/9/1971 günlü, 1488 sayılı Yasanın getirdiği değişikliklerden
dâva konusu ilgilendirmesi olasılığı bulunan yalnızca yeni metindeki
"üniversitelerin Devletin gözetim ve denetimi altında olması"
ilkesidir. Bu, uzun incelemeleri gerektirmiyen, niteliği açık, kapsamı belli
bir kavram olmakla birlikte esasen Anayasa'nın değişik 120.. maddesinin beşinci
fıkrası kuralına göre "üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim
hakkını kullanma usulleri" kanunla düzenleneceğinden, böyle bir kanun da
henüz çıkmamış olduğundan üzerinde bu gün için uzun uzadıya durulmasının ve
konunun Raportörlükçe yeniden incelenmesinin yeri ve değişikliğin dâvanın hemen
ele alınmasına engellik edecek yanı yoktur.
2-
Sözlü açıklamaların dinlenmesi konusunda 11/1/1972 gününde verilen karar :
Dava
dilekçesi, ek dilekçe ve Raportörlükçe düzenlenen ayrıntılı raporlar konuyu
gereği gibi aydınlattığı gibi Anayasa'nın 120. maddesindeki dâvayı
ilgilendirmesi olasılığı bulunan değişiklik, yukarıda belirtildiği üzere, yeni
açıklamaları zorunlu kılacak bir nitelikte bulunmadığından davacının ve Millî
Eğitim Bakanlığının sözlü açıklamalarının dinlenmesine karar verilmesi yerinde
değildir.
3-
Sonuç :
1969/52
esas sayılı işin incelenmesi sırasında verilen ve 1969 yılında açılmış önemli
bir dâvanın büsbütün gecikmesine yol açmaktan başka sonucu olmayacağı belli
bulunan 12/10/1971 ve 11/1/1972 günlü ara kararlarına yukarıda yazılı
gerekçelerle karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
1.
Dâvanın açılmasından sonra Anayasa'da yapılan değişildik nedeni ile
Raportörlükçe yeniden inceleme yapılması, ek rapor alınması gerekip
gerekmediği:
Anayasa'nın
120. maddesinin, dâvanın açılmasından sonra 20/9/l971 gününde değiştirilmiş
olması nedeni ile Raportörlükçe yeniden incelenip ek rapor düzenlenmesine gerek
bulunmadığı kanısındayım. Zira, evvelce Raportörlükçe esas yönünden inceleme
yapılmış, rapor hazırlanmış, gereken hususlar tespit edilmiştir. Dâvanın
dayanağı olan Anayasa'nın 120. maddesinin değiştirilmiş bulunması karşısında
değişen hükümlere göre takdir hakkını kullanıp dâvanın halli Anayasa
Mahkemesine aittir. Bu nedenle işin yeniden Raportörlükçe incelenmesi herhangi
bir yarar sağlamayacak, işi geciktirecektir. Bu nedenlerle yeniden inceleme
kararına karşıyım.
II.
Esasa ilişkin karşıoyum :
1184
sayılı Yasanın 11. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi hükümlerinin
Anayasa'ya aykırılığı sorunu :
Sözü
geçen 11. maddenin ikinci fıkrasında Başkanın görevleri gösterilirken bu
fıkranın (c) bendinde "Akademi Yönetim Kurulunca uygun görülen kanun
tekliflerini tüzük ve yönetmeliklerle bu kurulca karara bağlanan biçimle bütçe,
kadro, atama, yükseltme, izin, disiplin ve ödenekle ilgili konuları Millî
Eğitim Bakanının onayına sunmak" Başkanın görevleri arasında olduğu
gösterilmiştir.
Kararda
çoğunlukça, bu konuya ilişkin olan gerekçelere dayanılarak iptal konusu (c)
bendinde yer alan hususların Millî Eğitim Bakanının onayına sunulması özerklik
ilkesini ihlâl edici, Anayasa'ya aykırı görülmüş ve bu bendin tümünün iptaline
karar verilmiştir.
İptal
konusu (c) bendindeki atama hükmü hariç diğer hükümlerin tamamının iptali
görüşüne katılmıyorum. Zira :
Anayasa'nın
değişik 120. maddesinde yer alan özerklik ilkesi, niteliği itibariyle, maddenin
değişmeden önceki metnindeki anlamda bir özerklik değildir. Değişik 120.
maddenin birinci fıkrasında "üniversite özerkliği bu maddede belirtilen
hükümler içinde uygulanır" denilmek suretiyle bu maddede gösterilen kayıt
ve şartlara bağlı bir özerklik kasdedilmiştir. İşte bu özerkliğin anlamını ve
şümulünü 120. maddenin tümünde yer alan hükümler tayin etmektedir. Bu
hükümlerden birisi "üniversiteler Devletin gözetimi ve denetimi altında
kendileri tarafından seçilen organları eliyle yönetilir." İlkesidir.
Yönetimdeki Devletin gözetim ve denetim hakkı, üniversitelerin yönetimine ait
tasarrufların bizzat Devlet tarafından yapılmasını gerektirmediği kuşkusuzdur.
Örneğin, Millî Eğitim Bakanına kanunla, görevden, çıkarma yetkisi tanımak
yönetime ait bir tasarrufun bizzat kullanılması durumunu teşkil eder ve
özerklik ilkesine aykırı düşer. Keza, iptal konusu kanunda yer alan atama
tasarruflarının Millî Eğitim Bakanının onayına tabi tutulması durumunun,
gözetim ve denetimin anlam ve şümulü dışında kaldığı da açıktır. Atama
işleminin onaya tabi tutulması, üniversite niteliğindeki bu örgütün yapacağı
seçimleri kabul etmemek yetkisini dahi verir. Bu ise Anayasa'nın üniversiteye
açıkça tanıdığı seçme hakkının bertaraf eder ki atamaların onaya tabi tutulması
özerklik ilkesine aykırı düşer.
Ancak,
Devletin üniversite yönetimini gözetim ve denetim hakkı, yönetime ait tasarrufu
bizzat Devletin yapması niteliğinde olmamak kaydı ile, üniversitelere tanınan
yönetime ait görev ve yetkilerin neler olduğu ve bunların kullanma ve usul ve
şekillerini kanunla göstermek yetkisini kanun koyucuya bahşeder. Bu sonuç,
üniversitelerin yönetiminin Devletin gözetim ve denetimine tabi olduğu
hakkındaki anayasal ilkenin bir sonucu olduğu gibi, Anayasa'nın 120. maddesinin
besinci fıkrası hükmünün de gereğidir. Zira, sözü geçen beşinci fıkrada
"üniversitelerin kuruluş ve işleyişleri, organları ve bunların görev ve
yetkileri ve üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını
kullanma usulleri ve üniversite organlarının sorumluluğu ......... Kanunla
düzenlenir." denilmek suretiyle bu yetki kanun koyucuya tanınmıştır. Bu
fıkradaki yetkiler özerkliği sınırlayan hükümlerdendir. Kanun koyucu da bu
yetkiye dayanarak iptal konusu (c) bendi hükümlerini koymuş ve üniversite
niteliğindeki bu yüksek öğretim örgütünün görev ve yetkilerini bu bend içindeki
hükümler şeklinde tespit etmiştir. Bu bend hükümlerinin tamamı Devletin
üniversite yönetimine ait işleri bizzat yapması niteliğinde olmadığından (c)
bendindeki bu hükümlerin tamamının özerklik ilkesine aykırı düşeceği kabul
edilememek gerekir. Anayasa'nın 120. maddesi ile zaten kayıtlara tabi bir
özerklik kabul edilmiştir. Bu kayıtlardan birisi de 120, maddenin beşinci fıkrasındaki
kayıtlardır. Aksi görüşümün kabulü halinde, Devletin üniversitelerin
yönetiminde haiz olduğu gözetim ve denetim hakkının kullanılmasına imkan
bulunmayacaktır. Anayasa koyucunun ise Devlete uygulama olanağı bulunmayan bir
gözetim ve denetim hakkı tanımış olacağı da düşünülemez.
Bu
nedenlerle çoğunluğun iptal konusu (c) bendinin tamamının iptali kararına
karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
l-
İnceleme konusu 1. maddenin 1. fıkrasındaki (Bilimsel) kelimesi, bu kelime
kanunda kaldıkça idarî özerkliğin tanınmadığı anlamına geleceği düşüncesiyle
iptal edilmiştir.
Birkez,
kuruluşun bilimsel özerkliğe sahip olması Anayasa gereği olduğuna göre kanunda
bu kelimenin yer almış olmasında Anayasa ya aykırılık söz konusu olamaz ve
kanunda idarî özerkliğin de ayrıca bir kelime ile belirtilmemesi, bir bakıma
eksiklik sayılsa bile, Anayasaya uygun bir kelimenin iptaline sebep teşkil
etmez.
Öte
yandan idarî veya bilimsel özerkliğin tanınıp tanınmadığına bu kelimelerden
çok, kanunun tüm hükümlerine bakarak hükmetmek gerekeceğine, bu kelimelerin
kanunda ayrıca yer almamış olması idari özerklikle bağdaşmayan hükümlerin
iptaline bir engel teşkil etmiyeceğine göre (Bilimsel) kelimesinin iptali
gerekmez.
2-
Kanunun 11. maddesinin (c) bendindeki yasa, tüzük, bütçe, kadro ve ödeneklere
ilişkin hususların Millî Eğitim Bakanının onayına sunulacağına dair hükümde,
Anayasa'nın 120. maddesinin tanıdığı yetki ve özerkliğe dokunan bir yön
olmadığı gibi, burada sözü geçen onayın, bu konulardaki Anayasa ve ilgili
kanunlar hükümleri ile çelişen, ve onları ortadan kaldırmaya yönelen bir
niteliği de yoktur. Bir aracılık olarak ise Anayasa'nın 120. maddesinin
tanıdığı Devlet gözetim ve denetimin sınırları içinde kalmaktadır.
Bu
sebeplerle kararın bu yönlere ilişkin bölümlerine karşıyım.
KARŞIOY
YAZISI
1184
sayılı Yasanın 11. maddesinin C bendi hükmüne ilişkin Sayın Şahap Arıç'ın
karşıoy yazısındaki düşüncelere katılıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
1-
Yukarıki kararın (E - esasın incelenmesi) bölümünün 2 işaretli bendinde yer
olan ve Yasanın tümünün Anayasa'ya aykırı bulunduğuna ilişkin olan iddianın
incelenmesinde uygulanacak usulü belirten görüş doğru değildir. Zira bu konu,
kararın (Ç - ilk inceleme) bölümünün 2 işaretli bendinde tartışılan sorunun
değişik biçimde tekrar edilmesinden ibaret olup bu husustaki düşüncelerimin
gerekçesi ise sözü geçen bendin içinde yazılı bulunduğundan, burada tekrarı
gereksiz bulunmuştur.
2-
Anayasa Mahkemesinin Anayasa ile belli edilen görevlerinden birisi, dâva veya
itiraz halinde Anayasa'ya aykırı hükümlerin iptaline karar verilmesinden
ibarettir. Anayasa'ya uygun hükümlerin iptali konusunda Mahkememize her hangi
bir görev ve yetki verilmiş değildir.
Halbuki
yukarıki kararın (D - sonuç) bölümünün I işaretli bendi ile, 1184 sayılı
Kanunun 1. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve akademilerin niteliğini
gösteren (Bilimsel) deyiminin iptaline karar verilmiş ve bu sonucun gerekçesi
de kararın (E - esasın incelenmesi) bölümünün 3 işaretli bendinde ve özellikle
bu bendin Ç fıkrasında gösterilmiştir. Gerekçeye göre (Bilimsel) deyiminin
iptal nedenini, bu sözcüğün özerkliği sınırlayıcı bir anlama alınabileceği
kuşkusunun teşkil ettiği görülmektedir.
Üniversitelerin,
Anayasa'nın 120. maddesinin, 1488 sayılı Kanunla değiştirilmeden hem önceki ve
hem de sonraki metnine göre (Bilimsel) ve (İdarî) özerkliğe sahip kamu
kuruluşları olduğunda ve bu özerkliklerin, bu maddede belirtilen esaslar ve
sınırlar içinde uygulanacağında şüphe yoktur.
Şu
hale göre 1184 sayılı Kanunun 1. maddesinde yer alan (Bilimsel) özerklik
deyimi, Anayasa'ya aykırılık şöyle dursun, aksine tamamen uygun bir hükmü
getirdiğinden iptaline karar verilmesi mümkün değildir.
Bu
deyimin madde de yer almasının yönetim özerkliği ile üniversiteyi donatmadığı
ve bu açıdan özerkliği sınırlayıcı bir anlam getirdiği görüşüne gelince:
Madde
içinde (Yönetim özerkliği) deyiminin yer almamış olması, öne sürüldüğü gibi, bu
konuda bir sınırlama sonucunu doğuramaz. Zira bu nitelikteki sınırlamalar ancak
kanun içinde yer verilen hükümlerle yapılabilir. Esasen Anayasa'nın 120.
maddesine göre üniversite özerkliği sınırsız değildir. Sınırları o madde içinde
belirtilmiştir. Şayet 1184 sayılı Kanun, çeşitli maddelerindeki hükümleriyle Anayasa'nın
120. maddesindeki sınırların ötesinde bir takım sınırlamalar getirmişse ancak
bunlar Anayasa'ya aykırı olur. Yoksa idari özerkliğin kanun içinde bir deyim
olarak yer alması veya almaması önem taşımaz. Bu açıdan madde içinde sadece
(Bilimsel Özerklik) deyimine yer verilmiş olması, kanunda başkaca sınırlama
yoksa, Anayasa'nın 120. maddesindeki özerkliğe, bu arada idarî özerkliğe, bir
sınır getirme sonucunu doğuramaz.
Bu
nedenlerle Anayasa'ya uygunluğu pek açık olan (Bilimsel) deyiminin iptaline karar
vermeye Anayasa Mahkemesi yetkili olmadığından kararın buna ilişkin bölümüne
karşıyım.
Sayın
Muhittin Gürün'ün yukarıda yazılı karşıoy yazısının ikinci kısmındaki görüşüne
aynen katılıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
Dâva
dilekçesinde; iptal nedenleri yeterli bir şekilde açıklanmış bulunduğundan,
sözlü açıklamada ayrıca davacının tekrar dinlenmesine, bu dâvada, yer olmadığı
düşüncesindeyim. Aksi yönde beliren çoğunluk görüşüne bu gerekçe ile
katılıyorum.