ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
E. Sayısı:1971/59
K. Sayısı:1972/19
K. Günü:20/4/1972
Resmi Gazete tarih/sayı:8.10.1972/14330
İptal
davasını açan : İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü,
İptal
davasının konusu : 1/10/1971 günlü, 13973 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
"İzmir iktisadî ve Ticarî İlimler Akademisinin İktisadî ve Ticarî Bilimler
Fakültesi adı altında Ege Üniversitesine katılması hakkındaki 1170 sayılı
Kanunun geçici l inci maddesine iki fıkra ile Ege Üniversitesi Kuruluşu
Hakkındaki 6595 sayılı Kanuna bir ek madde eklenmesine dair" 21/9/1971
günlü, 1489 sayılı Kanunun l inci maddesinin Anayasa'nın 12 inci ve 120 nci
maddelerine aykırı olduğu ve konunun davacı Üniversitenin kendi varlığını ve
görevlerini doğrudan doğruya ilgilendiren bir alana girdiği ileri sürülmüş; yine
Anayasa'nın değişik 149 uncu ve 150 nci maddelerine dayanılarak iptali
istenilmiştir.
I-
YASA METİNLERİ :
1- iptali
istenen Kanun hükmü :
21/9/1971
günlü, 1489 sayılı Kanunun dâva konusu l inci maddesi şöyledir :
(Madde
l- İzmir iktisadî ve Ticarî ilimler Akademisinin "İktisadî ve Ticarî
Bilimler Fakültesi" adı altında Ege Üniversitesine katılması hakkındaki
30/4/1969 tarih ve 1170 sayılı Kanunun geçici l inci maddesine aşağıdaki iki
fıkra eklenmiştir :
Kendilerinin
üniversite öğretim üyeliğine intikallerine ait işlemler Ege Ünüversitesi
Senatosunca düzenlenecek esaslara göre yürütülür.
Senatoca
daha önce yapılmış olan intibaklar ve bu hususlarla ilgili işlem ve kazanılmış
haklar saklıdır.)
2-
Davacının dayandığı Anayasa hükümleri :
Davacının
1489 sayılı Kanunun l inci maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu yolundaki
iddiasını desteklemek üzere ileriye sürdüğü Anayasa'nın 12 nci ve 120 nci
maddeleri şöyledir :
"Madde
12- Herkes, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep
ayrımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşittir.
Hiçbir
kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
"Madde
120- (1488 sayılı Yasa ile değişik) Üniversiteler, ancak Devlet eliyle ve
kanunla kurulur. Üniversiteler, özerkliğe sahip kamu tüzel kişilerdir.
Üniversite özerkliği, bu maddede belirtilen hükümler içinde uygulanır ve bu
özerklik, üniversite binalarında ve eklerinde suçların ve suçluların
kovuşturulmasına engel olmaz.
Üniversiteler,
Devletin gözetimi ve denetimi altında, kendileri tarafından seçilen organları
eliyle yönetilir. Özel kanuna göre kurulan Devlet Üniversiteleri hakkındaki
hükümler saklıdır.
Üniversite
organları, öğretim üyeleri ve yardımcıları, üniversite dışındaki makamlarca,
her ne suretle olursa olsun, görevlerinden uzaklaştırılamazlar. Son fıkra
hükümleri saklıdır.
Üniversite
Öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe araştırma ve yayında bulunabilirler.
Üniversitelerin
kuruluş ve işleyişleri, organları ve bunların seçimleri, görev ve yetkileri
üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri ve
üniversite organlarının sorumluluğu, öğrenim ve öğretim hürriyetlerini
engelleyici eylemleri önleme tedbirleri, üniversiteler arasında ihtiyaca göre
Öğretim üyeleri ve yardımcılarının görevlendirilmesinin sağlanması, öğrenim ve
öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine
ve kalkınma planı ilkelerine göre yürütülmesi esasları kanunla düzenlenir.
Üniversitelerin
bütçeleri, genel ve katma bütçelerin bağlı olduğu esaslara uygun olarak
yürürlüğe konulur ve denetlenir.
Üniversitelerle
onlara bağlı fakülte, kurum ve kuruluşlarda Öğrenim ve Öğretim hürriyetlerinin
tehlikeye düşmesi ve bu tehlikenin üniversite organlarınca giderilmemesi
halinde Bakanlar Kurulu, ilgili üniversitelerin veya bu üniversiteye bağlı
fakülte, kurum ve kuruluşların idaresine el koyar ve bu kararını hemen Türkiye
Büyük Millet Meclisi Birleşik Toplantısının onamasına sunar. Hangi hallerin el
koymayı gerektireceği, el koyma kararının ilân ve uygulama usulleri ile süresi
ve devamınca Bakanlar Kurulunun yetkilerinin nitelik ve kapsamı kanunla
düzenlenir."
III-
İLK İNCELEME :
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi uyarınca 6/1/-1972 gününde Muhittin
Taylan, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Nuri Ülgenalp, Şahap Arıç, İhsan
Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Ziya Önel, Kani Vrana, Mustafa Karaoğlu,
Muhittin Gürün, Şevket Müftügil ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun katılmalariyle
yapılan ilk inceleme toplantısında :
a) l
inci maddesi dâva konusu edilen 21/9/1971 günlü, 1489 sayılı Kanunun l/İO/1971
günlü, 13973 sayılı Resmî Gezete'de yayımlandığı; dâva dilekçesinin 23/12/1971
gününde Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğince kaleme havale edilerek 1852
sıra ve 1971/59 esas sayısını aldığı, 22/4/1962 günlü, 44 sayılı Yasanın 26 nci
maddesine göre dâvanın bu tarihte açılmış sayılması gerektiği ve süresi içinde
olduğu; İstanbul Üniversitesi Senatosunun üye tamsayısının 35 olduğu ve bu
Senatonun 25 üyenin katıldığı 6 sayılı toplantısında iptal dâvasının açılmasına
oybirliğiyle karar verildiği ve şu duruma göre kararda 44 sayılı Kanunun 25
inci maddesinin birinci fıkrasının 3 sayılı bendi uyarınca salt çoğunluğun
bulunduğu; davanın bu karara dayanılarak Rektör Prof. Dr. Terzioğlu tarafından
açıldığı dosyanın eksiği bulunmadığı anlaşılmıştır.
b)
Dâva konusu hükümler, İzmir îktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi profesör,
doçent ve asistanlarının üniversite öğretim üyeliğine geçirilmelerine ilişkin
işlemlerin Ege Üniversitesi Senatosunca düzenlenecek esaslara gere
yürütülmesini, Senatoca daha önce yapılmış intibakların, bu konudaki işlemlerin
ve kazanılmış hakların saklı tutulmasın öngördüğü için 1489 sayılı Kanunun l
inci maddesiyle düzenlenen konuların dâvacı İstanbul Üniversitesinin varlığını
ve görevlerini ilgilendiren alana girdiği ve şu duruma göre de iptal dâvasının
Anayasa'nın değişik 149 uncu maddesine ve 44 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin
10 sayılı bendine ve son fıkrasına uygun bulunduğu saptanmıştır.
c)
Anayasa'nın değişik 147., değişik 149., 150 inci ve 44 sayılı Kanunun 21., 22.,
25., inci ve 26 nci maddelerine uygun olduğu anlaşılan işin esasının
incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.
IV-
ESASIN İNCELENMESİ:
Dâvanın
esasına ilişkin rapor, dâva dilekçesi, iptali istenilen hükümler, Anayasa'ya
aykırılık iddiasına dayanaktık eden Anayasa maddeleri; bunlarla ilgili
gerekçeler ve başka yasama belgeleri; konu ile ilişkisi bulunan öteki metinler
okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
l-
Sözlü açıklama konusu ;
28/3/1972
gününde Muhittin Taylan, Avni Givda, Fazıl Uluocak, Sait Koçak, Şahap Arıç,
İhsan Ecemiş, Recai Seçkin, Ahmet Akar, Halit Zarbun, Ziya Önel, Kani Vrana,
Muhittin Gürün, Lûtfi Ömerbaş, Şevket Müftigil ve Ahmet H. Boyacıoğlu'nun
katılmalariyle yapılan toplantıda sözlü açıklamanın gerekli olup olmadığı
üzerinde durulmuş; dâva dilekçesi, raportörce yapılan çalışmalar ve İzmir
îktisadî ve Ticarî ilimler Akademisinin fakülte olarak Ege Üniversitesine
katılmasının daha önceki evresine ilişkin 1969/48 esas ve 1971/5 karar sayılı
dosya konuyu yeterince aydınlattığından sözlü açıklamaların dinlenilmesine yer
olmadığı Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Halit Zarbun, Muhittin Gürün, ve Lûtfi
Ömerbaş'ın karşıoylariyle ve oyçokluğuyla kararlaştırıldıktan sonra İhsan Ecemiş
dosyayı inceleyeceğini söylediğinden işin 20/4/1972 Perşembe saat 14.30 a
bırakılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
2-
1489 sayılı Kanunun l inci maddesinin Anayasa'ya aykırı olup olmadığı sorunu :
İzmir
iktisadî ve Ticarî İlimler Akademesinin "iktisadî ve Ticarî Bilimler
Fakültesi" adı altında Ege Ünüversitesine katılması 1170 sayılı Kanunla
öngörüldüğünde Akademi profesör, doçent ve asistanlarıma ve doçentlik tezleri
kabul edilmiş adayların üniversiteye geçişleri bu Kanunun geçici l inci ve 2
nci maddeleri ile düzenlenmişti. Geçici l inci maddenin başındaki "Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte İzmir iktisadî ve Ticarî ilimler Akademisi
profesörü, doçenti ve asistanı unvanını haiz olanların bu haklan saklıdır"
kuralı dışındaki hükümleri ve geçici 2 nci maddenin tümü Anayasa Mahkemesinin
19/1/1971 günlü, 1969/-48, 1971/5 sayılı karariyle iptal edilince 1170 sayılı
Yasa'nın geçici l inci maddesi iptal edilmeyen tek kuraldan ibaret kalmıştır.
İşte dâva konusu 1489 sayılı Yasa'nın l inci maddesi bu geçici l inci maddeye
iki fıkra eklemektedir.
Eklenen
fıkralardaki kurallara göre :
a)
1170 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği günde İzmir İktisadî ve Ticarî İlimler
Akademisi profesörü, doçenti, asistanı unvanını taşıyanların üniversite öğretim
üyeliğine geçişlerine ilişkin işlemler Ege Üniversitesi Senatosunca
düzenlenecek esaslara göre yürütülür.
b)
Senatoca daha önce yapılan intibaklar ve bu konu ile ilgili işlemler ve
kazanılmış haklar saklıdır.
Millet
Meclisi Tutanak Dergisinin 3 üncü dönem - 17 nci cildi incelenince görülür ki
1489 sayılı Kanuna ilişkin hükümet tasarısı Anayasa Mahkemesinin iptal karan ve
gerekçe doğrultusunda düzenlenmişken Meclis komisyonlarında tam bir değişikliğe
uğramış ve bugünkü metne dönüşmüştür. Tasarıda öngörülen kurallara göre; söz
konusu kimselere üniversite öğretim üyelikleri ünvanları 4936 sayılı Kanunla
saptanan esaslar uyarınca yetkili organlarca verilecek; unvanı alamayanlar
alınca kadar aynı kadrolarda öğretim görevlisi olarak çalıştırılabilecek,
isteyenlerin kendi ünvanlariyle başka akademilerde çalıştırılmaları Millî
Eğitim Bakanlığınca sağlanacak; işlemler tamamlanıncaya dek bunlar aldıkları
aylık ve tazminatlarla fakültede öğretim görevlisi olarak iş göreceklerdi.
Tasarıdaki kuralların Yasama Meclisinde "tümü değiştirilerek, kanunlaşan
metnin benimsenmesi nedenlerini açık ve ayrıntılı olarak ortaya döken doyurucu
bir gerekçeye yasama belgeleri arasında rastlanmamıştır.
Dâva
konusu 1489 sayılı Yasa'nın l inci maddesinin birinci fıkrası İzmir İktisadî ve
Ticarî ilimler Akademisi profesör, doçent ve asistanlarının Ege Üniversitesi
öğretim üyeliğine geçiş işlemlerinin yürütülmesini bu Üniversite Senatosunun
serbestçe yapacağı düzenlemeye bırakmaktadır. Böylece bir yandan Ege
Üniversitesinde profesör, doçent ve asistan unvanlarını ve unvanların hak ve
yetkilerini kazanmak isteyenler 4936 sayılı Üniversiteler Kanununun ve bu
Kanuna ilişkin tüzük ve yönetmeliklerin koyduğu usul ve hükümlerin koşullarına
ve sınırlamalarına bağlı tutulurken bir yandan da Akademiden gelenlere aynı yetki
ve hakların yalnızca Senatonun uygun göreceği yol ve yöntemlerle sağlanmasına
gidilmiş olmaktadır.
Ege
Üniversitesi Senatosunun, düzenleyeceği yol ve yöntemlerde konuya ilişkin 4936
sayılı Kanun, tüzük ve yönetmelikleri hükümlerine uymasının doğal olduğu
yolunda bir görüşü benimsemeye olanak yoktur. Çünkü erek bu olsaydı kanun
tasarısındaki kural değiştirilmez olduğu gibi bırakılırdı. Kaldı ki yapacağı
düzenlemede Senatoyu bağlayıcı herhangi bir hükme incelenen maddede yer
verilmiş değildir. Senato düzenlenmesinde konuya ilişkin 4936 sayılı Kanun,
tüzük ve yönetmelikler kurallarına uyup uymamakta tüm serbesttir. Kanun, Ege
Üniversitesi öğretim üyeliğine geçirilecek bir bölük kişiler için olağan
olmayan, Özel bir yol seçmiştir. Yetkinin bir üniversite organına verilmiş
bulunması işin bu niteliğini değiştirmez. 1489 sayılı Kanunun l nci maddesinin
birince fıkrasındaki düzenlemenin Anayasa'nın 12 nci maddesinde yazılı kanun
önünde eşitlik ilkesine aykırı bir durumu oluşturduğu ortadadır.
Aynı
maddenin Senatoca daha önce yapılmış intibaktan, bu konu ile ilgili işlemleri
ve kazanılmış haklan saklı tutan ikinci fıkrası kuralına gelince: Senatoca
yapılmış intibaklar, konu ile ilgili işlemler ve kazanılmış haklar 1170 sayılı
Kanunun geçici l inci maddesi kuralına dayanmakta olacağından bunların
korunması gerçekte, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş ve yürürlükten kalkmış
olmasına rağmen bu madde kuralının dolaylı yoldan yürürlüğe sokulması ve
yürürlüğünün sürdürülmesi anlamını taşır. Kazanılmış hak kavramı üzerinde de
durulunca hemen görülecektir ki Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle iptal edilmiş
ve yürürlükten kalkmış bir hükme dayanan bu yararlanmanın kanunun niteliğine
göre, kazanılmış hak sayılması ve sürdürülmesi düşünülemez.
1489
sayılı Yasa'nın tartışılan l inci maddesinin ikinci fıkrası kuralında, bu
durumiyle, İzmir İktisadî ve Ticarî ilimler Akademisinden gelenleri, Ege
Üniversitesi içinde imtiyazlı bir zümre yapmaya yönelmiş olmasından başka bir
nitelik görmeye olanak yoktur.
Özetlemek
gerekirse 1489 sayılı Kanunun 1170 sayılı Kanunun .geçici l inci maddesine iki
fıkra ekleyen l inci maddesi Anayasa'nın 12 nci maddesine aykırıdır; iptal
edilmelidir.
Nuri
Ülgenalp, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Halit Zarbun, Muhittin Gürün ve Lütfi
Ömerbaş bu görüşe katılmamışlardır.
V-
SONUÇ :
21/9/1971
günlü, 1489 sayılı Yasa'nın l inci maddesinin Anayasa'nın 12 nci maddesine
aykırı olduğuna ve iptaline Nuri Ülgenalp, Şahap Arıç, İhsan Ecemiş, Halit
Zarbun, Muhittin Gürün ve Lûtfi Ömerbaş'ın karşıoylariyle ve oyçokluğu ile
20/4/1972 gününde karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Muhittin
Taylan
|
Başkanvekili
Avni
Givda
|
Üye
Fazıl
Uluocak
|
Üye
Sait
Koçak
|
|
|
|
|
Üye
Nuri
Ülgenalp
|
Üye
Şahap
Arıç
|
Üye
İhsan
Ecemiş
|
Üye
Recai
Seçkin
|
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Akar
|
Üye
Halit
Zarbun
|
Üye
Kâni
Vrana
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
|
|
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|
Üye
Şevket
Müftügil
|
Üye
Ahmet
H. Boyacıoğlu
|
KARŞIOY
YAZISI
I-
İptal konusu birinci fıkra, İzmir İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisinin
öğretim üyelerinin Üniversite öğretim üyeliğine intikallerine ait işlemlerin
Ege üniversitesi Senatosunca düzenlenecek esaslara göre yürütüleceğini
göstermektedir. Bu esas Anayasa'nın 120 nci maddesinde kabul edilen
üniversitelerin özerkliği ilkesine uygundur. Zira üniversite özerkliği bu
işlemlerin Üniversite tarafından yapılmasını öngörmektedir.
Sözü
geçen birinci fıkradaki hüküm Üniversite Senatosuna, Üniversiteler Kanunundaki
hükümlere göre işlem yapmak yetkisini verdiği gibi, durumun gereklerine göre,
Üniversiteler Kanununda tespit edilen esaslar dışında tespit edilecek esaslara
göre bu intikali yapmak yetkisini de tanımaktadır. Yasama Meclisi,
Üniversiteler Kanunu hükümlerini, Anayasa hükümleri dairesinde, her zaman
değiştirmek yetkisine sahiptir. Yasama meclisi de hadisede bu Akademinin
Üniversiteye bağlanması sırasında bu öğretim üyelerinin hususî durumlarını
göz-önüne alarak, sırf bu intikal işlemine münhasır olmak üzere, Üniversiteler
Kanununda tespit edilen esaslardan başka esaslara dayanarak işlem yapma
yetkisini tanıyan iptal konusu Kanunu çıkarmıştır. Buna Anayasa'nın 120.
maddesince bir engel mevcut, değildir. Esasen iptal konusu hüküm, yalnız İzmir
iktisadî ve Ticarî ilimler Akademisinin mevcut öğretim üyelerinin intikal
şekillerini düzenlemiş olup, yoksa bu Fakülteye yeniden öğretim üyesi olmak
isteyenlere de uygulanacak genel bir hüküm getirmiş değildir. Bu nedenlerle
iptal konusu birinci fıkranın Anayasa'nın 120 nci maddesine aykırı bir tarafı
görünmemektedir.
İptal
konusu birinci fıkranın Anayasa'nın 12 nci maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı
olup olmadığı sorununa gelince : Anayasa Mahkemesinin bir çok kararlarında
kabul ettiği esaslara göre, Anayasa'nın 12 nci maddesinde yer alan eşitlik
ilkesi, nitelikleri, hukukî durumları aynı olanlar arasında söz konusu
olabilir. Buna göre haklı bir nedene dayanan bir Kanun hükmünün eşitlik
ilkesine aykırı olduğu kabul edilemeyecektir. Hadisemizde haklı bir neden
bulunup bulunmadığı hususunu araştıralım : Anayasa Mahkemesinin bundan evvelki
19/1/1971 gün ve 1971/5 - 1969/48 sayılı kararında, 1170 sayılı İzmir İktisadi
ve Ticarî ilimler Akademisinin İzmir iktisadî ve Ticarî ilimler Fakültesi adı
altında Ege Üniversitesine katılması hakkındaki Kanunun geçici birinci
maddesinin 2 ve 3 üncü cümleleri Anayasa'nın 12 ve 120 nci maddelerine aykırı
olduğu karara bağlanmışdı. Bu karara ait hadisede öğretim üyelerini seçim ve
tayin işlemi Kanunla yapılmışdı. Halbuki bu seçim işlemi ilmî kifayetleri
tespit işlemi olduğundan bu yetki, Anayasa'nın 120 nci maddesi esaslarına göre
Üniversite özerkliğinin icâbı olarak Üniversiteye aittir. Bilimsel bir konuya
ilişkin olan bu hususta ilmî kifayetleri tespit edilmeden söz konusu Kanunla
seçme ve atama işleminin yapılması özerklik ilkesini ihlâl ettiğinden
Anayasa'nın 120 nci maddesine aykırı düştüğü gibi 12 nci maddesi karşısında da,
bu suretle tayin edilen kimselerle Üniversiteler Kanununa göre işleme tabi
olanlar arasında bir eşitsizlik doyurduğundan dolayı sözü geçen Kanun
maddesinin iptaline karar verilmiştir.
Hadisemizde
iptal konusu fıkra ile öğretim üyelerinin seçimi işinin Üniversite Senatosuna
bırakılmasını öngören hüküm, bu elemanların ilmî kifayetlerinin tespit işini,
takdir yetkisini Üniversite Senatosuna bırakmaktadır. Bu da Anayasa'nın 120 nci
maddesine uygundur.
Senato
bunları seçerken, durumlarını gözönünde tutarak, düzenlediği esaslara göre ilmî
kifayetlerini takdir etmiş ve kabul etmiştir. İzmir iktisadî ve Ticarî îlimler
Akademisi öğretim üyeleri, zamanının mevzuatına göre bu akademide yıllarca
profesörlük ve doçentlik etmiş kimselerdir. Bunların ilmî kifayetlerinin
takdiri hususunda Akademinin Fakülteye çevirmesinden sonra hariçten yeni
gelecek kimseler durumunda kabul edilmesi, yeni gelecek kimselerin tabi olacağı
esaslara tabi tutulması onların evvelki mevzuata dayanan durumlarını gözönünde
tutmamak olur. Bu nedenlere o kimselerin, ilmî kifayetlerinin, durumlarının
gerekli kıldığı esaslara göre takdir yetkisinin Kanunla Üniversite Senatosuna
bırakılması, bir eşitsizlik teşkil etmektedir. Zira bu öğretim üyelerinin
nitelikleri ve hukukî durumları Üniversiteye dışardan yeni gelecek kimselerin
durumunun aynı değildir.
Bu
nedenlerle iptal konusu birinci fıkranın, İzmir iktisadî ve Ticarî ilimler
Akademisinin öğretim üyelerinin durumunu gözönünde tutarak bunlar hakkında
Üniversiteler Kanununda tespit edilen hükümlerden başka hükümleri uygulama
yetkisini Senatoya tanıması haklı bir sebebe dayanmakta olduğundan, Anayasa'nın
12 nci maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu kabul edilemez.
II-
İptila konusu ikinci fıkra : Bu fıkrada, Senatoca daha önce yapılmış olan
intibaklar ve bu hususla ilgili işlem ve kazanılmış haklar saklıdır,
denilmektedir. Bu hüküm daha önce yapılmış intibaklara ve bu intibaklarla
ilgili işlem ve kazanılmış haklara ilişkindir.
İptal
konusu birinci fıkrada sözü geçen İzmir iktisadî ve Ticarî ilimler Fakültesine
intikalleri tespit eden hükümlerin Anayasa'ya aykırı bulunmadığı yolundaki
yukarıda I numaralı kısımda açıklanan gerekçeler karşısında iptal konusu,
ikinci fıkranın da Anayasa'ya aykırı bir tarafı görünmemektedir.
i I
ve II numaralı kısımlarda açıklanan nedenlere göre iptal isteminin reddi
gerektiği kanısında olduğumdan iptal kararına karşıyım.
Sayın
Şahap Arıç'ın yukarıda yazılı karşıoy yazısına katılıyorum.
Sayın
Şahap Arıç'ın karşıoy yazısına katılıyorum.
KARŞIOY
YAZISI
I-
Sözlü açıklama sorunu :
4/8/1971
günlü ve 13916 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 19/-1/1971 günlü ve 1969/48 -
1971/5 sayılı Anayasa Mahkemesi karariyle, (İzmir İktisadî ve Ticarî İlimler
Akademisinin iktisadî ve Ticarî Bilimler Fakültesi adı altında Ege
Üniversitesine katılması) hakkındaki 30/-4/1969 günlü ve 1170 sayılı Kanunun,
katılma, sırasında Akademide görevli olan öğretim üyelerinin haklarım ve yeni
Fakültede ne suretle göreve devam edeceklerini düzenleyen geçici l inci
maddesinin bir cümlesi dışında kalan hükümleriyle geçici 2 nci maddesi hükmünün
Anayasa'nın 120 nci ve 12 nci maddelerine aykırı görülerek iptallerine karar
verilmiştir.
Bu
kararın gerekçesi, özet olarak, aşağıdaki düşünceler doğrultusunda
açıklanmıştı:
Üniversiteler
çevresi dışında bulunan ve kanunî nitelikleri olmayan kimseleri üniversite
profesörlüğüne, doçentliğine, asistanlığına kanunla atama niteliğinde olan bu
hüküm, Anayasa'nın 120 nci maddesi ile üniversitelere tanınmış bulunan bilimsel
ve idarî özerkliğe aykırıdır. Zira bu özerklik, üniversitenin öğretim
üyelerinin ve yardımcılarının kendi olağan usulleri ve ölçülerince yine kendi
organları tarafından seçilmesi temeline dayanır. Üniversite dışındaki
mercilerin iradeleriyle, örneğin kanunla, öğretim üyesi atanması bu ilkeye
doğrudan doğruya aykırı olduktan başka, bu suretle tayin edilmiş öğretim
üyelerinin üniversitenin yönetim ve denetim organlarında ver almaları yolu ile
de üniversitenin yönetim ve denetiminde dış etkilere yer verilmesine yol açar
ki bu da özerkliğin ihlâli sonucunu doğurur.)
Bu
dosyada dâva konusu olan 1485 sayılı Kanun ise, söz konusu Anayasa Mahkemesi
kararının ışığı altında Ege Üniversitesince ve Hükümetçe hazırlanarak teklif
edilen kanun tasarısının Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosunun
Komisyonlarında ve genel kurullarındaki çalışmalar sonucunda değiştirilerek
kabul edilmesiyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Kanunun
1. maddesi, İzmir İktisadî ve Ticarî ilimler Akademisinin, (iktisadî ve Ticarî
Bilimler Fakültesi) adiyle Ege Üniversitesine katıldığı günde Akademide görevli
bulunan öğretim üyelerinin ve yardımcılarının üniversite öğretim üyeliğine ve
yardımcılığına intikallerinde uygulanacak esasların Ege Üniversitesi
Senatosunca düzenleneceği ve bu Senatoca yapılmış önceki intibaklar ve
işlemlerle kazanılmış hakların saklı tutulacağını hüküm altına almaktadır.
Görüldüğü
gibi kanun, bu konularda Senatoya, yani Üniversitenin en üst kademedeki yönetim
organına görev ve yetki vermek suretiyle Anayasa Mahkemesinin yukarıda sözü
geçen kararına tamamiyle uygun, bir düzenleme yapmış bulunmaktadır. Bu cihetle
hükümde ilk bakışta bile, Anayasa'nın 120. maddesindeki özerklik ilkesine
aykırı bir durum görülememektedir. Ancak bir başka üniversite bu derece acık
olan bir hükümde Anayasa'ya aykırı yön bulunduğunu öne sürerek bu dâvayı açmış olduğuna
göre konunun gereği gibi aydınlığa kavuşması ve her iki üniversitenin de konuya
ilişkin görüş ve düşünüşlerinin daha etraflı bir şekilde ve yakından
öğrenilerek değerlendirilmesi için davacı durumundaki İstanbul Üniversitesi ile
konu ile birinci derecede ilgili olan Ege üniversitesinin sözlü
açıklamalarının, 44 sayılı Kanunun 29. ve 30. maddelerine göre dinlenmesinin
yarar olacağı ortadadır.
Bu
nedenlerle kararın, sözlü açıklamayı gerekli görmiyen bölümüne karşıyım.
2-
Hükmün esas yönünden Anayasa'ya aykırı olup olmadığı sorunu :
Anayasa'nın
1488 sayılı Kanunla değişik 120. maddesinde, üniversitelerin, özerkliği sahip
kamu tüzel kişileri oldukları ve üniversite özerkliğinin bu maddede belirtilen
hükümler içinde uygulanacağı, üniversitelerin, Devletin gözetim ve denetimi
altında, kendileri tarafından seçilen organları eliyle yönetileceği, üniversite
öğretim üyeleri ve yardımcılarının, üniversite dışındaki makamlarca, maddenin
son fıkrası hükmü dışında, her ne suretle olursa olsun, görevlerinden
uzaklaştırılamayacakları ilkeleri yer almaktadır.
Bu
ilkeler arasında üniversite öğretim üyelerinin ve yardımcılarının seçilme ve
atanmalarının üniversitece yapılacağı hakkında açık bir hüküm bulunmamakla
beraber atamaların üniversite dışındaki mercilerce yapılabileceği veya
atamaların her hangi bir evresinde dış mercilerin etki ve müdahelede
bulunabilecekleri hakkında da açık veya kapalı her hangi bir işarete de
rastlanmamaktadır. Buna karşılık maddede yer alan hükümlerle belirlenmiş
sınırlar dışında genel ve mutlak nitelikte bir (özerklik) in üniversitelere
tanınmış olduğu ve atama konusunda bu özerkliği sınırlayıcı her hangi bir
koşula da yer verilmediği görülmektedir.
Bu
durum karşısında, öğretim üyelerinin ve yardımcılarının seçilme ve atanma
işlemlerinin tamamen üniversiteye ait olduğu, yasama organı da dahil olmak
üzere üniversite dışındaki hiçbir makam ve merci tarafından dolaylı veya
dolaysız her hangi bir etki ve müdahele yapılmasına Anayasa'nın 120. maddesinde
yer alan özerklik ilkesinin izin vermiyeceği savının kuşkusuz doğru olduğu
anlaşılmaktadır.
1489
sayılı Kanunun yukarıdaki açıklamaların ışığı altında incelenmesi aşağıdaki
sonuçlan ortaya koyar :
Yukarıda
l no. lu bentde de açıklandığı gibi iptali istenen hükümlerin nitelikleri
şöyledir :
1-
Üniversiteye geçiş sırasında Akademide görevli olan öğretim üyelerinin
üniversite öğretim üyeliğine intikallerine ait işlemler Ege Üniversitesi
Senatosunca düzenlenecek esaslara göre yürütülür.
2-
Ece Üniversitesi Senatosu tarafından daha önce yapılmış intibaklar ve bu
hususla ilgili işlem ve kazanılmış haklar saklıdır.
Bu
Hükümlerde, yukarıda değinilen özerklik açısından Anayasa'nın 120. maddesine
aykırı bir yön bulunmadığı pek açıktır. Zira öğretim üyelerinin ve
yardımcılarının atanmaları konusundaki bütün yetki, üniversitesinin en üst
düzeydeki organına, Üniversite Senatosuna, verilip onun dışında hiç bir merci
ve makama bu konuda en küçük ölçüde bir yetki, hattâ ilgi bile tanımadığına
göre hüküm, söz konusu özerklik ilkesine tamamiyle uygun niteliğe sahiptir.
Durum
bu derece açıkken hükümde özerklik ilkesine aykırılık bulunduğundan söz
edilmesi bile yerinde değildir.
Anayasa'nın
12. maddesi açısından konuya eğilince görülen gerçek durum şudur:
Anayasa'nın
eşitlik ilkesi; nitelikleri, hukukî durumları aynı olanlar arasında söz konusu
olabilir. Değişik hukukî durumlar ve haklı nedenler bulundukça, değişik
hükümlerin uygulanmasında eşitlik ilkesine aykırı bir yön olamıyacağı Anayasa
Mahkemesi'nin çok sayıdaki kararlarında dile getirilmiştir.
Yıllarca
Akademide öğretim yaparak belli bir bilim dalında uzmanlık kazanmış bir öğretim
üyesinin, görev yapmakta bulunduğu öğretim kurumunun üniversiteye katılması
üzerine üniversitenin yetkili onca gerekli ve faydalı görülerek öğretim
görevine devam etmeğe çağrılmasiyle, her hangi bir kimsenin dışardan ve yeniden
üniversite öğretim görevine alınması arasındaki farkı görmezlikten gelerek
bunlar eşit saymanın ve haklarında aynı hükmün uygulanmasını öne sürmenin,
(eşitlik) ilkesi ile bağdaşır bir yönü olmadığı, aksine o ilkeyi zedeleyen ve
adalet duygularını rencine eden nitelikte bir düşünce olduğu ortadadır.
Halen
yürürlükte bulunan üniversiteler Kanunu, Anayasa niteliğinde olmadığından her
üniversitenin özel kanununda, ona aykırı sayılabilecek nitelikte, fakat ilgili
üniversitenin bünyesinin gerektirdiği ölçüde değişik hükümlerin yer alması
doğaldır ve uygulamada da bunun çeşitli örnekleri görülmektedir. Zira bu gibi
hükümler, üniversiteler Kanununa aykırı bulunsalar bile, değişik bünyenin ve
kamu hizmetlerindeki farklılığın zorunlu kıldığı Ölçüde kamu yararına
dayandıkları müddetçe haklı bir nedenin sonucudurlar ve bir bakıma da bu gibi
hallerde, yanî haklı nedene dayanan farklılık hallerinde, Anayasa'nın eşitlik
ilkesinin sağlanması, haklı neden ölçüsüne uygun düşen nitelikteki farklı
hükümlerle mümkün olabilir bir başka deyimle eşitlik dengesi ancak bu yolla
sağlanabilir.
Şu
halde bu gibi durumlarda Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılıktan değil, ancak
uygunluktan söz edilmesi mümkündür.
Durumlarının
yukarıda açıklanan özelliğine göre, üniversiteye katılma gününde İzmir iktisadî
ve Ticarî ilimler Akademisinde görevli bulunan öğretim üyelerinin ve
yardımcılarının, üniversiteye geçişlerinde, bilimsel ve meslekî değerlerine
uygun olan görev unvanlarının, üniversiteye ilk defa ve açıktan intisap
edecekler hakkında uygulanan ölçülerden farklı ölçülerle saptanmasındaki
zorunluk meydandadır ve bunlar arasındaki eşitlik ilkesinin de ancak bu konuda
uygulanacak farklı ölçülerle sağlanması mümkün olabilir.
İptali
istenen Kanun, bu konuda uygulanacak farklı ölçüleri bulma ve ona göre gerekli
düzenlemeyi yapma işini, görevi verecek olan üniversitenin en yüksek organına
bırakmakla en isabetli çözüm yolunu bulmuş olmakta ve bu organca daha önce
yapılmış olan işlemleri ve bu işlemlerden doğan kazanılmış hakları da saklı
tutmaktadır.
Görüldüğü
gibi söz konusu hükümlerde Anayasa'nın 12. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı
bir yön bulunduğu iddiası da dayanaktan yoksun bulunmaktadır.
Yukarıdaki
nedenlerle dâvanın reddi gerektiğinden aksi sonucu belirten karara karşıyız.
|
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lûtfi
Ömerbaş
|
Sayın
Muhittin Gürün'ün karşıoy yazısının ikinci kısmına katılıyorum.