"...
Mahkemenin dayandığı gerekçe :
Hilvan Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/1/1966 günlü kararında "4753 sayılı kanunun 5618 sayılı kanunla değişik l inci maddesine konulan hükümlerle, arazisi olmayan veya yetmeyen çiftçiler ile bu kanun gereğince topraklandırılmaları kabul edilenleri aileleriyle birlikte geçimlerini sağlayacak ve iş kuvvetlerini değerlendirecek ölçüde araziye sahip kılmak ve yurt topraklarının sürekli olarak işletilmesini sağlamak amacı güdülmüştür. Kanun, yeter toprağı bulunmayan çiftçiye bir aileyi geçindirecek toprağın verilmesini öngörmüştür. Güney Doğu Bölgesinde bir ailenin geçiminin sağlanabilmesi için 500 dönümlük bir toprak parçasına ihtiyaç vardır. Bu miktarın altında olan topraklar ailenin geçimini sağlamaya yetmediğinden ya kira yada ortakçılık yoluyla işletilmekte ve toprak sahibi ailesini geçindirebilmek için başka bir işte çalışmak zorunda kalmaktadır. 4753 sayılı kanunun 56 ncı maddesinin birinci cümlesinde "bu kanunla verilen arazi ortakçılıkla işletilemez" 57 nci maddesinin 1 inci fıkrasında "veya ortakçılıkla veyahut özürsüz olarak kira ile işletilirse Tarım Bakanlığının ...... gaynmenkullerin geri verilmesini mahkemeden istemeye hakkı vardır." denilmektedir. Mahkememiz dâvanın isbatı halinde bu maddelere dayanarak tapunun iptaline ve Hazine adına yazılmasına karar vermek zorundadır. Anayasa'nın 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında "Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir" ikinci fıkrasında da "Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir" denilmektedir. 4753 sayılı kanun uyarınca toprak sahibi olan bir kimse 25 yıl gibi uzun bir süre mülkiyet hakkını dilediği gibi kullanamayacaktır. Halbuki toprak sahibinin arazisini kira veya ortaklık yoluyla işletmesi halinde millî istihsalde bir azalma olmayacaktır. Çünkü arazi üretime hazırdır. Arazinin uzun bir süre kira ile veya ortakçılıkla işletilmesini önlemek suretiyle mülkiyet hakkının kısıtlanmasında kamu yararı düşünülemez öte yandan kamu yararının içinde kişinin yararı da saklıdır. Anayasa'nın 35 inci maddesi aileyi Türk toplumunun temeli saymıştır. Fert, ailenin geçimini sağlamak için hem arazisini kiralamakta veya ortakçılıkla işletmekte hem de başka işte çalışarak ailesine ve bu yoldan Türk toplumuna yararlı olmaktadır. Bu düşünceler karşısında 4753 sayılı kanunun 56. ve 57 nci maddeleri Anayasa'nın 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aykırı görüldüğünden iptali gerekir", denilmektedir. 4753 sayılı Kanunun inceleme konusu maddeleri şöyledir : "Madde 56 : (5618 sayılı kanunla değişik) bu kanunla verilen arazi ortakçılıkla işletilemez ve kiraya verilemez. Askerlik ve belgelendirilen uzun hastalık gibi makbul sebepler varsa dilediği şekilde işletebilir".
"Madde 57 : Bu kanunla verilen arazi sahibi tarafından işletilmeyerek terk edilir veya ortaklçılıkla veyahut özürsüz olarak kira ile işletilirse Tarım Bakanlığının bu kanun gereğince ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere gayrimenkullerin geri verilmesini ve tapu kaydının silinerek Hazine adına değiştirilmesini mahkemeden istemeye hakkı vardır.
Bu işlerde basit muhakeme usulü uygulanır.
Gayrimenkullerin geri alınması halinde ödenen taksitler ve yapılan zaruri, faydalı giderlerle arazide elde edilmiş olan intifaın bedelleri karşılıklı olarak hesap edilir. Değerlerde ziyade varsa fazlası geri alınır. Arazinin işletilmeyen yıllara ait ecrimisli tazminat olarak kendisinden alınır"."
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas No.:1966/3
Karar No.:1966/23
Karar tarihi:28/4/1966
Resmi Gazete tarih/sayı:11.7.1966/12345
İtiraz eden: Hilvan Sulh Hukuk Mahkemesi
İtirazın konusu : 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun değişik 56 ncı maddesiyle 57 nci maddesinin Anayasa'nın 36 ncı maddesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline karar verilmesi istenmiştir.
İLK İNCELEME:
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi gereğince 8/2/1966 gününde yapılan ilk incelemede dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından işin esasının incelenmesine karar verilmekle düzenlenen rapor, mahkemenin 19/1/1966 günlü kararı, iptali istenen kanun maddeleri, kanunun gerekçesi, Anayasa'nın konu ile ilgili hükümleri ve bunlara ilişkin Meclis tutanakları okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
OLAY :
Dâvacı İmar ve iskân Hakanlığı, dâvâlıya 4753 sayılı kanun uyarınca 25 yıl bizzat işletmek ve bu süre içinde borcunu ödemek üzere kendisine temlik edilen iki tarlayı, dâvâlının anılan kanun ve ilgili tüzük hükmüne aykırı olarak bir üçüncü kişinin kullanmasına terkettiğinden, bahisle tapu kaydının iptaliyle Hazine adına yazılmasına, taşınmaz malın Hazineye teslimine ve üç yıllık işgal tazminatı tutarı 400 liranın dâvâlıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece dayanılan Anayasa maddesi şöyledir :
"Madde 36 : Herkes mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz". Konu ile doğrudan doğruya ilgisi dolayısiyle incelenmesi gereken Anayasa maddeleri ise şöyledir:
"Madde 37 : Devlet, toprağın verimli olarak işletilmesini gerçekleştirmek ve topraksız olan veya yeter toprağı bulunmayan çiftçiye toprak sağlamak amaçlariyle gereken tedbirleri alır. Kanun bu amaçlarla, değişik tarım bölgelerine ve çeşitlerine göre toprağın genişliğini gösterebilir. Devlet, çiftçinin işletme araçlarına sahip olmasını kolaylaştırır.
Toprak dağıtımı ormanların küçülmesi veya diğer toprak servetlerinin azalması sonucunu doğuramaz.
"Madde 11 : Temel hak ve hürriyetler, Anayasa'nın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir.
Kanun, kamu yararı, genel ahlâk, kamu düzeni, sosyal adalet ve millî güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz".
Konunun toprak hukuku yönünden incelenmesi :
Topraksız veya yeter toprağı olmayan çiftçilere toprak dağıtımı, dağıtılan toprakların kullanılması ve işletilmesi rejiminin düzenlenmesi toprak hukukunun en önemli konusunu teşkil etmekte ve bu gün "Toprak reformu" diye adlandırılmaktadır.
Toprak reformu başlıca şu ana ilkelere dayanmaktadır.
1- Topraksız veya yeter toprağı olmayan çiftçiyi toprak sahibi yapmak.
2- Sosyal düzeni sağlamak.
3- Tarımsal kalkınma yolundan iktisadi kalkınmayı sağlamak.
l- Türk toplumunun sosyal yapısı özel mülkiyet esası üzerine kurulmuş bulunduğu halde geçimlerini toprağa bağlamış olanların çoğunun eline toprak geçmemiş veya toprakları geçimlerini sağlamağa yetmemiştir. 4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun uygulama alanına girmesinden bu yana uzunca bir süre geçtiği halde önemli sayıda topraksız çiftçi topluluğu büyük arazi sahiplerinin topraklarında çalışmaktadır. Bu durumun sürüp gitmesinin sakıncalarını ve yürürlükteki kanunun yetersizliğini bilenler yeni bir toprak reformunun zorunlu olduğunda birleşmektedirler. Konunun fert ve toplum yönünden taşıdığı önem, Devletin, toprak dağıtımı ve toprakların işletilmesiyle ilgili görevinin Anayasa'da düzenlenmiş olmasından da anlaşılmaktadır. (Anayasa madde 37) o halde toprak reformunun ilk hedefi topraksız veya yeter toprağı olmayan çiftçiye toprak sağlamaktır.
2- Geniş anlamda toprak reformu, sadece toprak dağıtmakla gerçekleşmiş sayılamaz. Ferdin, toprak sahibi olması yanında, bağımsız bir çiftçi topluluğu yaratmak, topraktan yoksun kimselerin büyük şehirlere göç etmelerini önlemek, yeter toprakları olmadığı için bulundukları yerlerdeki tabiî kaynakları tüketen iskân topluluklarını daha elverişli yerlerde barındırmak ve toplumun yaşama düzeyini yükseltmek gibi sosyal hedeflere ulaşılması da toprak reformu ile güdülen amaçlardandır.
3- Uygun bir kullanma (Tasarruf) ve işletme rejiminin düzenlenmesi, toprak reformunun vazgeçilmez koşullarındandır. Gerçekten yurtta tarımın gelişmesi, toprakların kültüre elverişli hale getirilmesine, dağıtılan toprakların benimsenip işletilmesine ve ücretimin çoğaltılmasına bağlıdır. Toprak sahibi çiftçi, tarım tekniğinden ve devlet yardımından yararlanarak toprağını, kendi sorumluluğu altında işletmedikçe, reform uğrunda harcanan para ve emek boşa gidecektir. Öte yandan başkalarının toprağında çalışanlar bu topraklara gereği gibi sarılmamaktadır. Yurtta geniş toprak parçalarının bakımsız kalmasının ve bunlardan gereği gibi yararlanılamamasının nedenlerinden biri de toprakların ortakçılıkla veya kiralama yoluyla işletilmekte olmasıdır. Bu sakıncaların ortadan kaldırılması ve toprak reformuyla güdülen amaçlara ulaşılabilmesi için toprak dağıtımının yükümlere ve koşullara bağlanması gerekmektedir.
Bu düşünceler kanun tasarısının gerekçesiyle geçici komisyon raporunun gerekçesinde ve bilim alanında da benimsenmiştir. (T. B. M. M. Tutanak Dergisi Cilt 17 B. 54. 14.5.1943)
Konunun Anayasa hükümleri yönünden tartışılması :
Mahkeme, inceleme konusu kanun maddelerinin çiftçiye verilen toprarağın uzun bir süre kiralanmasını veya ortakçılıkla işletilmesini önliyen hükümlerinin Anayasa'nın 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Mülkiyet hakkı eski anlamında ferdin dediği şekilde kullanabileceği bir hak ve sınırsız bir hürriyet olmak niteliğini çoktan yitirmiş, Mülkiyet anlayışı, bu hakkın, bir bakıma, sosyal yapıda bir hak olduğu yolunda gelişmiş, bir çok haklar gibi bu hakkın da kamu yararı amacıyla sınırlanabileceği ilkesi kabul edilmiştir. Mülkiyet hakkının Anayasamızın (Temel haklar ve ödevler) kısmının (Sosyal ve İktisadi haklar ve ödevler) bölümünde yer alması ve 36 ncı maddenin ikinci ve ondan sonraki fıkrasiyle 37 nci maddenin ikinci fıkrasına bu hakkın sınırlanabileceğini gösteren, hükümler konulması bu anlayışın ifadesidir.
Görülüyorki mülkiyet hakkı Anayasamızda sınırsız bir hak olarak tanınmamış, fert yararı ile toplum yararının karşılaştığı alanlarda, toplum yararı üstün tutulmuştur. Toprak reformunda da toplum yararının üstün tutulduğu reform düşüncesine hâkim olan ana ilkelerin ve Anayasa'nın konu ile ilgili hükümlerinin birlikte incelenmesinden açıkça ortaya çıkmaktadır. O halde, toprak dağıtımını kamu yararı amaciyle bazı yükümlere ve koşullara bağlamak ve böylece mülkiyet hakkını kanunla sınırlamak devletin hakkı, yükümlere ve koşullara uymakta toprak sahibinin borcu olmak gerekir.
4753 sayılı kanunun değişik 56 ncı maddesine toprağın belli bir süre içinde kiralanmasını ve ortakçılıkla işletilmesini yasaklayan hükümler konulması, yukarıda belirtilen esaslara dayanmaktadır. Yükümler ve koşullar belli bir süre ile sınırlandığı ve çiftçi toprağı, bu yükümler koşullarla kabul ettiği için, Burada Anayasa'nın 11 inci maddesine dayanılarak mülkiyet hakkının özüne dokunluğu da ileri sürülemez,
Bu açıklamaların tümünden çıkan sonuç, 4753 sayılı Kanunun değişik 56 ncı maddesindeki yasaklayıcı hükmün, Anayasa'nın 36 ncı maddesinin ikinci ve ondan sonraki fıkrasiyle 37 nci maddesinin ikinci fıkrasında yeralan hükümlerin sözüne ve özüne uygun olduğu gerçeğidir,
Değişik 56 ncı maddenin Anayasa'ya aykırı olmadığı kabul edilince, anılan maddedeki yasaklayıcı hükmün müeyyidesi olan 57 nci maddenin de Anayasa'ya aykırılığı düşünülemez. Bu nedenlerle itiraz reddedilmelidir.
SONUÇ :
4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun itiraz konusu 57 nci maddesi ile 5618 sayılı Kanunla değişik 56 ncı maddesi Anayasa'ya aykırı olmadığından itirazın reddine 28/4/1966 gününde oybirliği ile karar verildi.
Başkan
Lütfi Akadlı
Başkanvekili
Rifat Göksu
Üye
Asım Erkan
Şemsettin Akçoğlu
İbrahim Senil
İhsan Keçecioğlu
Salim Başol
Celalettin Kuralmen
Fazıl Uluocak
Sait Koçak
Avni Givda
Muhittin Taylan
Recai Seçkin
Muhittin Gürün
Lütfi Ömerbaş