ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas No.:1965/19
Karar No.:1965/42
Karar tarihi:12/7/1965
Resmi Gazete tarih/sayı:4.2.1966/12218
Davacı
: Cumhuriyet Halk Partisi
Dâvanın
konusu : Cumhuriyet Senatosu üyeleri ile Milletvekillerine Anayasa'nın 82 nci
maddesinin belli ettiği sınırı aşarak, geçmiş yılları da kapsamak üzere, Ödeme
yapılmasını sağlamak için, Cumhuriyet Senatosu 1965 yılı Bütçesinin 11310
numaralı maddesine (7.942.000) lira, 11330 numaralı maddesine (3.971.000) lira
ve bunların toplamı olarak 11000 numaralı "Ödenekler" bölümüne
(11.913.000) lira; Millet Meclisi 1965 yılı Bütçesinin 11310 numaralı maddesine
(19.000,000) lira, 11330 numaralı maddesine (9.900.000) lira ve bunların
toplamı olarak 11000 numaralı (Ödenekler) bölümüne (28.900.000) lira ödenek
eklenmiş, Bütçeye bağlı R işaretli cetvele, Cumhuriyet Senatosu üyeleri ile
Millet Meclisi üyelerinin geçen yıllara ait ödenek ve yolluklarının da zamlı
olarak Ödenmesini öngören metinler konulmuş ve böylece 1965 vılı Bütçe
Kanununun belirli madde ve hükümleri Anayasa'ya aykırı nitelik kazanmış
olduğundan, 1965 yılı Bütçe Kanununun sözü edilen bölüm ve maddelerindeki
ödenek fazlalıklarının ve buna ilişkin R cetveli ile diğer hükümlerin iptaline
karar verilmesi isteminden ibarettir.
İnceleme
:
Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğünün 15 inci maddesi gereğince yapılan ilk incelemede dosyada
eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine karar verilmesi üzerine
düzenlenen rapor, dâva dilekçesi ve ekleri, 1965 yılı Bütçe Kanununun iptali
istenilen hükümleriyle Anayasa'nın ilgili maddeleri ve bunlara ilişkin
gerekçeler, Meclisler görüşme tutanakları, dosyada mevcut diğer kâğıtlar
okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
Gerekçe
:
29/5/1965
günlü ve 619 sayılı 1965 yılı Bütçe Kanununun birinci maddesine bağlı A/1
işaretli cetvelde yer alan :
l -
Cumhuriyet Senatosu Bütçesinin 11000 numaralı "ödenekler"-bölümünün :
a-11310
numaralı "Cumhuriyet Senatosu üyeleri ödenekleri" maddesine.
Bütçe
tasarısında teklif olunan miktara nazaran 7.942.000 lira fazlası ile 14.510.800
liralık,
b -
11330 numaralı "Cumhuriyet Senatosu üyeleri yollukları" maddesine,
Bütçe
tasarısında teklif olunan miktara nazaran 3.971.000 lira fazlası ile 7.255.400
liralık,
II-Millet
Meclisi Bütçesinin 11,000 numaralı "ödenekler" bölümünün :
a -
11310 numaralı "Millet Meclisi üyeleri Ödenekleri" maddesine,
Bütçe
tasarısı ile teklif olunan miktara nazaran 19.000.000 lira fazlası ile
(38.980.000) liralık,
b-11330
numaralı (Millet Meclisi üyeleri yollukları" maddesine de,
Bütçe
tasarısı ile teklif olunan miktara nazaran 9.900.000 lira fazlası ile
(19.890.000) liralık,
Ödenek
kabul edildiği;
Aynı
kanunun 16 nci maddesine bağlı R işaretli cetvelde ise :
"Cumhuriyet
Senatosu üyeleri Ödenekleri" baslığı altında :
"Geçmiş
yıllara ait ödenek farkları 11310 uncu maddeden Ödenir."
"Cumhuriyet
Senatosu üyeleri yollukları" baslığı altında :
"Geçmiş
yıllara ait yolluk farkları 11330 uncu maddeden ödenir."
"Millet
Meclisi Üyeleri Ödeneği" başlığı altında:
"Geçmiş
yıllara ait ödenek farkları 11310 uncu maddeden ödenir."
"Millet
Meclisi Üyeleri Yollukları" başlığı altında :
"Geçmiş
yıllara ait yolluk farkları 11330 uncu maddeden ödenir."
Hükümlerinin
yer aldığı görülmekte ve dâvanın da, bütçe tasarısı ile teklif olunan
miktarlardan fazla olarak kabul edildiği yukarıda yazılı bulunan ve toplamı
40.813.00 liradan ibaret olan ödeneklerle R cetvelinde yer aldığı yukarıda
belirtilmiş bulunan hükümlere münhasır bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dâva
dilekçesinde, dâvanın sebepleri, Özetle :
"Anayasa'nın
147. ve 149 maddelerinde, kanunların ve Türkiye B. Millet Meclisi
içtüzüklerinin Anayasa Mahkemesince denetleneceği ve bunların Anayasa'ya
aykırılıkları iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal dâvası
açılabileceği, Anayasa'nın 64., 93., 94. ve 126 ncı maddelerinde Bütçelerden
söz edilirken (Bütçe Kanunu) teriminin kullanılmış olması itibariyle Bütçenin
de bir kanun olduğunun münakaşa edilemez bir gerçek olduğu, Anayasa'nın 126 ncı
maddesinde yer alan (Genel ve katma bütçelerin nasıl yapılacağı ve uygulanacağı
kanunla gösterilir.) fıkrasında sözü edilen kanunun, halen yürürlükte bulunan
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu olduğu, bu kanunun 29., 31. ve 35 inci
maddeleri gereğince Bütçe Kanununun metin, cetvel ve fasılları ve tabiatiyle
bunların ihtiva ettiği rakamların, diğer kanunlardaki hükümlerden farksız
olduklarından, Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi bulundukları;
Anayasa'nın
82 nci maddesinin açık hükmü karşısında Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin
ödeneklerinin ancak kanunla düzenlenebileceği ve bunun aylık tutarının birinci
derecedeki Devlet memurunun aylığını ve yolluğun da ödeneğin yarısını geçmesine
imkân olamayacağı, buradaki (Aylık) teriminin (Maaş) deyiminin
Türkçeleştirilmiş şeklinden ibaret olduğu, 82 nci maddenin son fıkrasında geçen
(Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin aylık ve ödenekleri) deyiminin, aynı
maddenin Önceki fıkralarında geçen (Ödenek ve yolluk) karşılığında kullanılmış
olup bundan başka bir manada anlaşılmasının mümkün bulunmadığı ve esasen
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenek ve yollukları hakkındaki
22/1/1962 günlü ve l sayılı kanun da Anayasa'nın 82 nci maddesindeki esaslara
göre hazırlanıp o tarihten beri uygulamanın bu yolda cereyan etmekte olduğu ve
bu hükümlerde herhangi bir değişiklik de yapılmadığı halde bu esaslara aykırı
olarak bahse konu ödenek ilâvelerinin kabul edilmiş bulunduğu"
belirtilmekte ve iptal istemine sebep olarak da yine özetle :
"l
- 1965 yılı Bütçesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin ödenek ve
yolluklarına ilişkin maddelerine yapılan ödenek ilâvelerinin, Anayasa'nın 82
nci maddesi ile konulmuş bulunan sınırı aşmakta olduğu,
2 -
Anayasa'nın 82 nci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi
üyelerinin ödenek ve yolluklarını ancak bir kanunla tâyin ve tesbit etmek
zorunluğunda olduğu ve bu husus l sayılı kanunla yerine getirilmiş bulunduğu
halde, o kanunda herhangi bir değişiklik yapılmaksızın Meclis çoğunluğunun
aldığı bir kararla ödeneklerin ve yollukların arttırılmasının ve Anayasa'nın
126 ncı maddesine aykırı hükümlerin Bütçe Kanununa konulmasının bir usul ve
yetki saptırılması niteliğinde bulunduğu,
3 -
Anayasa'nın 82 nci maddesinin son fıkrasına göre Türkiye Büyük Millet Meclisi
üyelerinin ödenek ve yolluklarına her ne suretle olursa olsun yapılacak zam ve
ilâveler, ancak bu zam ve ilâveleri takip eden Milletvekilleri genel seçiminden
sonra uygulanabileceğinden Bütçe Kanununa ödenek eklenmesi ve R cetveline
hükümler konulması suretiyle geriye doğru ödemeye de imkân verilmesinin
Anayasa'nın bu hükmüne de aykırı bulunduğu,
4 -
Yasama organı, yürürlükte bulunan kanunların uygulama esaslarını yorumla
değiştirmek yetkisine sahip olmadığından, l sayılı kanunun bugüne kadar
uygulanagelen hükümlerini yorum suretiyle değiştirerek Bütçe Kanununa ilâve
ödenek konulmasının bu bakımdan da Anayasa'ya aykırı bulunduğu"
ileri
sürülmektedir.
Yukarıdaki
açıklamalardan, davacının iddiasının :
1 -
Bütçe Kanunu ile ona bağlı cetvellerde yer alan ödeneklerin ve hükümlerin
Anayasa Mahkemesinin denetimine tâbi olduğu,
2 -
1965 yılı Bütçe Kanununa bağlı cetvellerde yer alan Millet
Meclisi
ve Cumhuriyet Senatosu Üyelerinin ödenek ve yolluklarına ilişkin bir kısım
ödeneklerle, bunların harcanmasına ilişkin olarak R cetveline konulan
hükümlerin Anayasa'ya aykırı bulunduğu,
yolunda
iki konuyu kapsadığı görülmektedir.
Bunları
sırası ile inceleyelim :
l -
29/5/1965 gününde kabul olunan 619 sayılı (1965 yılı Bütçe Kanunu), isminden de
açıkça görüldüğü üzere, bir (Kanun) dur.
Esasen
Anayasa'nın 64, 93 ve 94 üncü maddelerinde, (Bütçelerin), "Kanun"
deyimi ile nitelendirildiği görülmekte ve özellikle 126 ncı maddesinde :
"Madde
126 - Devletin ve kamu iktisadi teşekkülleri dışındaki kamu tüzel kişilerinin
harcamaları yıllık bütçelerle yapılır.
Genel
ve katma bütçelerin nasıl yapılacağı ve uygulanacağı kanunla gösterilir. Bütçe
Kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiç bir hüküm konulamaz"
denilmek suretiyle bütçenin bir (Kanun) olduğu açıklanmış olmakla birlikte
genel ve katma bütçelerin nasıl yapılacağının ve uygulanacağının da kanunla
gösterileceği esası kabul edilmiş bulunmak-tadır.
Bugün
de yürürlükte bulunan 26 Mayıs 1927 günlü ve 1050 sayılı (Muhasebeî Umumiye Kanunu)
nun; Bütçelerin nasıl yapılacağını ve uygulanacağını gösteren hükümleri
taşıması bakımından Anayasa'nın 126 ncı maddesinde öngörülen kanun olduğunda
şüphe yoktur.
Söz
konusu kanunun 6 ncı maddesi ile, (Devlet Bütçesi) başlığını taşıyan ikinci
bölümünün 28, 29 ve 35 inci maddelerinde :
(Madde
6 - Bütçe, Devlet devair ve müessesatının senevi varidat ve masarif
muhammenatını gösteren ve bunların tatbik ve icrasına mezuniyet veren bir
kanundur.)
(Madde
28 - Her senei maliyede. Devletçe istifa olunacak varidat ile tediye edilecek
masarif (Muvazenei Umumiye Kanunu) ile tâyin olunur.)
"Madde
29 - Muvazenei Umumiye Kanunu, bir metinden ve aşağıda yazılı cetvellerden
terekküp eder:
(A)
cetveli masarif tahsisatını,
(B)
cetveli, varidat muhammenatını,
..................................................
ihtiva
eder."
"Madde
35 - Meclis, Muvazenei Umumiye Kanununun metnini madde madde, varidat ve masraf
cetvellerini fasıl fasıl müzakere eder. Bütçe Kanunu senei maliye iptidasından
evvel Resmî Gazete ile neşrolunur."
denilmektedir.
Yukarıki
maddelerden, Genel Muhasebe Kanununun da bütçeyi bir (Kanun) olarak nitelemekte
olduğu ve kanun metni ile o metne bağlı bütün cetvellerin bir bütün halinde
(Bütçe Kanunu) nu meydana getirdikleri anlaşılmaktadır.
Görüldüğü
gibi gerek Anayasa'nın, gerekse Genel Muhasebe Kanununun hükümleri, Bütçenin
bir (Kanun) olduğunu tereddüde yer vermeyecek surette, açıkça göstermektedir.
(Doktrinde
de, bütçenin sadece şekil veya aynı zamanda maddi bakımdan bir kanun olduğu
hususu, tartışılan bir konu olmakla beraber sonuç olarak bunun bir (Kanun)
olduğunda tereddüt edildiğini gösteren bir düşünceye rastlanılmamaktadır.
Diğer
taraftan Bütçe Kanununun maddeleri ile maddelere bağlı cetveller Bütçe
Kanununun hükümlerini teşkil etmektedirler. Gerçekten, ilişkin olduğu malî yıl
içinde yapılacak harcamalar için sarfına mezuniyet verilen ödeneklerin
toplamını gösteren Bütçe Kanununun l inci maddesi; daireler ve masraf nevileri
itibariyle bu maddede yer alan ödeneğin dağıtımını gösteren ve maddeye bağlı
bulunan A/1, A/2 ve A/3 işaretli cetvellerle birlikte bir bütün teşkil ve ancak
bu suretle bir anlam ifade etmektedirler. Bunlardan, Bütçe Kanununun l inci
maddesinde, bir yıl içerisinde Devletin bütün masraflarını karşılamak için
ihtiyaç duyulacak ödeneğin, yekûn olarak, harcanmasına mezuniyet veren, bu
maddeye bağlı A/1, A/2 ve A/3 işaretli cetvellerde de daireler ve hizmet
nevileri itibariyle gerekli bulunan Ödeneklerin harcanmasına mezuniyet veren
hükümler yer almış bulunmaktadır. Yani bu cetvellerdeki bölüm ve maddeler
arasında dağıtılmış bulunan ödenek rakamları, aslında o bölüm ve maddelerde
ifade edilen hizmetler için o rakamlar miktarınca harcama yapılmasına izin
veren birer hükümden ibarettirler.
Yine
1965 yılı Bütçe Kanununun 16 ncı maddesine bağlı R işaretli cetvelde yazılı
bulunan harcama formülleri de ilişkin olduğu bölüm ve maddelerden yapılacak
harcamalar sırasında uygulanacak hükümleri teşkil etmektedir.
Anayasa'nın
147 nci maddesinde; Anayasa Mahkemesinin, Kanunların ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüklerinin Anayasa'ya uygunluğunu denetliyeceğine ve 149 uncu
maddesinde de; kanunların veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüklerinin veya
bunların belirli madde ve hükümlerinin Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa
Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal dâvası açılabileceğine ilişkin hükümler yer
almakta ve bu hükümlerde iptal dâvasına konu olabilmek için kanunlar arasında,
şekli veya maddi bakımdan kanun olup olmadıkları hususunda herhangi bir ayırım
yapıldığına dair açık veya kapalı bir kayıt ve işaret de bulunmamaktadır.
Aksine
olarak; Anayasa'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkilerini
gösteren 64 üncü maddesinin gerekçesinde:
".........
görülüyorki, madde iki çeşit kanun anlamını ihtiva etmektedir. Gerçekten (Kanun
koymak) ibaresinden maddî mânada kanun kastedilmekte, diğerlerinde ise şekli
mânada kanun bahis konusu olmaktadır. T. B. M. M. nin bu gibi tasarruflarının
kanun şekline bürünmesi, her iki Meclisin, yetkilerini müştereken
kullanabilmesini ve bu yolla kazai murakabenin sağlanmasını istihdaf
etmektedir."
denilmek
suretiyle, nitelikleri ne olursa olsun T. B. Millet Meclisince kanun adı
altında yapılan bütün tasarrufların Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi
olacağı esası açıkça belirtilmiş bulunmaktadır.
Yukarıdaki
açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, Bütçe Kanunlarının (Kanun) olma niteliği
üzerinde herhangi bir tereddüt söz konusu olmamasına göre bunların da diğer
kanunlar gibi iptal dâvasına konu olabilmeleri tabii olup gerek Bütçe
Kanunlarının metnini teşkil eden maddeler, gerekse bu maddelere bağlı cetveller
münderecatı, bütçe kanunlannın madde ve hükümlerini teşkil etmeleri itibariyle
1965 yılı Bütçe Kanununun l inci maddesine bağlı A/1 işaretli cetvelde yer alan
bir kısım ödeneklerle 16 nci maddesine bağlı R işaretli cetvelde yer alan bazı
hükümlerin iptali istemi ile açılmış olan bu dâvanın Mahkememizce incelenmesini
Önleyici bir hüküm ne Anayasa'da, ne de diğer kanunlarda bulunmaktadır.
2 -
Dâvanın esasına gelince :
Anayasa'nın
82 nci maddesinde:
"Madde
82 - Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla
düzenlenir. Ödeneğin aylık tutarı birinci derecedeki Devlet memurunun aylığını;
yolluk ta ödeneğin yansını aşamaz.
Ödenek
ve yolluğun en çok üç aylığı Önceden Ödenebilir.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyelerinin aylık ve ödeneklerine her ne suretle olursa
olsun yapılacak zam ve ilâveler, ancak bu zam ve ilâveleri takip eden
Milletvekilleri Genel Seçiminden sonra uygulanır." denilmektedir,
Bu
maddenin birinci fıkrasında öngörülen düzenleme de 22/1/1962 günlü ve l sayılı
kanunla yapılmıştır.
15
Ekim 1961 gününden beri yürürlükte olup uygulanagelmekte bulunan söz konusu
kanunun l inci maddesinde :
"Madde
l - Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin aylık ödenekleri, 7244 sayılı
kanunun birinci maddesindeki cetvelde yazılı kadrosu birinci derece olan Devlet
memurunun aylığına ve yollukları ise bunun yansına eşit olarak hesaplanır.)
denilmektedir.
Bu
duruma göre sorunun çözümlenebilmesi için, maddelerde sözü edilen (Devlet
memuru aylığı) ile (Birinci derecedeki Devlet Memurunun aylığı) terimlerinin
delâlet ettikleri anlamın tâyin ve tesbiti gerekmektedir.
Doktirinde
(Maaş ve aylık) ın kesin bir tarifi üzerinde birleşildiği görülmemektedir. Her
müellif, kendi hukuki, iktisadi ve sosyal eğilimine göre bu kavramda ayrı bir
nitelik görmekte ve tarifini de ona göre yapmaktadır. Bu bakımdan konunun
çözümlenmesi için bu tariflerden herhangi birisinin esas alınması, sorunun,
mevzuatımız içindeki gerçek yerinin belli edilmesinden çok, bir eğilim
istikametinde yön tutulması sonucunu doğuracağından uygun bulunmamıştır.
Bununla birlikte bu alanda da; görülen hizmetin karşılığı olarak alınan esas
istihkak ile çeşitli adlar altında ona ek veya yardımcı olarak ödenen sair
istihkakların, genellikle, birbirinden ayrı mütalâa edildiği ve hukuki
niteliklerinin ayrılığı üzerinde durulduğu görülmektedir.
Kanunlarımızda
da (Aylık veya (Maaş) terimlerinin tarifine raslanılmaktadır. Bu itibarla
konuya ışık tutabilmek için açık bir kanuni tarife dayanmak mümkün değildir.
Ancak, Devlet memurlarının aylıkları hakkında doğrudan doğruya veya dolayısiyle
hükümler koymuş bulunan çeşitli kanunların kabul ettiği esasları incelemek suretiyle
Devlet memurları aylığının niteliğini belli etmek imkanı mevcut bulunmaktadır.
Devlet
memurlarının ne gibi hallerde ve hangi tarihlerden itibaren maaşa hak
kazanacakları ve bu konuya ilişkin başka hususlar, 1108 sayılı Maaş Kanununda
düzenlenmiş; 788 sayılı Memurin Kanununda da maaş ile ilgili bir kısım
hükümlere yer verilmiş; Devlet memurları ile, subay, askerî memur ve
astsubayların ve bankalarla Devlet müesseseleri me memurlarının aylık
miktarlarına, terfi işlemlerine ve diğer bir kısım istihkaklarına ilişkin
hükümlerde, konuşma dilinde (Barem Kanunları) diye adlandırılan ve her grup
personel için ayrı olarak düzenlenmiş bulunan (Aylıkların Tevhit ve Teadülüne
dair Kanun) larda yer almış bulunmaktadır.
Bir
çok memleketlerde (Maaş - aylıkların miktarı, yıllık olarak hesap edildiği
halde memleketimizin geleneklerine göre (Memur maaşları) nın miktarı (Bir
aylık) süreye göre tesbit edildiği ve ödemeler de her ay yapıldığı için,
aslında hukuki bir terim olan (Maaş) deyimi konuşma dilinde (Aylık) olarak adlandırılmış
ve dilimizin yabancı kelimelerden kurtarılması çabalarının bir sonucu olarak bu
deyim, mevzuatımıza da girerek (Maaş) terimi yerine kullanılmaya başlanmış ve
bazen her iki deyimin de bir arada aynı kanun metni içinde, aynı anlama gelmek
üzere kullanıldığı da görülmüştür.
Nitekim
söz konusu kanunlar ve bunlarda zaman zaman yapılan değişiklikler
incelendiğinde, Devlet memurlarına, bir aylık hizmetleri karşılığında yapılan
ödemeye, eski terimlerin kullanıldığı devrelerde (Maaş), öz Türkçeye yönelen
devrelerde de (Aylık) adının verilmekte olduğu ve hatta aynı kanunda aynı
kavramın hem (Maaş) hem de (Aylık) terimleriyle ifade edildiği görülmektedir.
Buna
göre kanunlarımızda geçen (Maaş) ve (Aylık) terimleri arasında, birisinin eski
diğerinin de yeni deyim olmaktan başka bir anlam ayırımı bulunmadığı
anlaşılmaktadır. Öyle ki (Maaş Kanunu) adını taşıyan ve memurların ne gibi
hallerde maaşa hak kazanacaklarına ilişkin hükümleri kapsıyan kanunun, bu
istihkakların adının (Aylık) a çevrildiği zamanlarda da, adının (Maaş) olduğu
zamanlardaki gibi uygulanmasına devam edilmiştir.
Konunun
daha iyi aydınlatılabilmesi için, son günlerde Büyük Millet Meclisinde
müzakeresi tamamlanmak üzere olup kabulü halinde, Maaş, Memurin ve Teadül
Kanunlarının yerine geçecek olan (Devlet Memurları Kanunu) tasarısının 147 nci
maddesine ait hükümet gerekçesinde yapılan açıklamalardan söz edilmesinde de
fayda görülmektedir.
Bu
açıklamada :
"Bilindiği
üzere, halen uygulanan muhtelif barem kanunları ve maaş kanunu ile Memurin
Kanununda çeşitli personel kategorilerine hizmetleri karşılığında şu veya bu ad
altında ödenen pararların,bu arada meselâ aylıkların, ücretlerin ödeneklerin
tarifini yapan, bunların birbirine nazaran farkını belirten açık bir tarif ve
hükme rastlanmamaktadır. Keza bazan konuşmalarda aylık, maaş, ücret tabirleri
ile ödenek, tahsisat tabirlerinin birbirlerine karıştırıldığı, bazen aynı,
bazen de farklı anlamda kullanıldığı müşahade edilmektedir. Yabancı
memleketlerden bazılarında memura Ödenen aylık ile yine aynı memura hizmet
karşılığında veya ailesi ve çocukları dolayısiyle sosyal mahiyette ve çeşitli
adlar altında yapılan çeşitli ödemelerin tamamını ifade eden genel bir tabir
mevcuttur.........
................................................................................
Bizde
ise hem aylıklarla başka bütün ödemeleri belirten genel bir tabir ve hem de
çeşitli hizmet şartları ve sosyal amaçlarla yapılan ödeme unsurlarından birini
açık ve belirli şekilde belirten ayrı tabirler bulunmadığı için tasarıda bu
maddeye yer verilmesi faydalı görülmüştür.
A)
Aylıklar :
Bugün
memleketimizde memurlara esas görevleri dolayısiyle Ödenen para, bazen (Maaş)
bazen (Aylık), bazen de (Ücret) tabiri ile ifade edilmektedir.
Maddede
Anayasamızın tercih ettiği (Aylık) tabiri esas alınmış, (Maaş) tabiri uygun
görülmemiştir. (Aylık) tabiri ister görev, ister vekâlet görevi, isterse ikinci
görev, şeklinde olsun işgal edilen bir kadro karşılığında ay itibariyle Ödenen
parayı, (Esas görevlerinden başka ayrıca okul ve kurslarda öğretmenlik yapan,
ders saati ücretlerini belirli bir kadrodan alanlara ödenen ders saati ücreti
hariç) (Ücret) tabiri ise, meselâ (Fazla mesai ücreti) gibi, bir kadro işgal
etmeden yerine getirilen görev karşılığında ödenen para ile bu kanunda yazılı
yevmiyeli personele ay itibariyle Ödenen parayı bu ödeme, hafta itibariyle
yapılırsa (Haftalık), gün itibariyle yapılırsa (Gündelik) kelimeleriyle ifade
edilecektir.)
(Denilmekte
ve bu gerekçeye göre düzenlenen tasarının 147 nci maddesinde de aylık teriminin
:
"Madde
147 - Bu kanunda geçen :
A)
Aylık : Bu kanuna tabi kurumlarda görevlendirilen Devlet, memurlarına
hizmetlerinin karşılığında, kadroya dayanılarak ay itibariyle ödenen
parayı"
ifade
ettiği belirtilmiş bulunmaktadır.
Yukarıki
açıklamalardan da anlaşılacağı üzere mevzuatımızda yer almış bulunan (Maaş) ve
(Aylık) deyimleri arasında anlam ayırımı bulmağa imkân yoktur.
Devlet
memurlarının dereceleri ve her derecenin karşılığı olan (Maaş-Aylık)
miktarları, muhtelif zamanlarda çeşitli değişikliklere uğrayarak günümüze kadar
yürürlükte kalmış bulunan 30/6/1939 günlü ve 3656 sayılı (Devlet memurları
Aylıklarının Tevhit ve Teadülüne dair Kanun) da yer almaktadır.
Bu
kanunun 28/2/1959 günlü ve 7244 sayılı Kanunla değiştirilmiş bulunan 1.
maddesinde :
"Madde
l - Çeşitli teadül ve teşkilât kanunlarında mevcut maaş, aylık ve ücret
dereceleriyle bunların tutarlarını gösteren cetveller aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir." denildikten sonra, Devlet memuriyetleri 14 derece üzerine
kademelendirilmekte ve her derecenin maaş ve ücret tutan da hizalarında
gösterilmektedir. Bu cetvelin incelenmesinde. 14. derece memuriyetin maaş
tutarının 300 lira ve birinci derece memuriyetin maaş tutarının da 2000 lira
olduğu görülmektedir. 24/2/1961 günlü ve 263 sayılı Kanunda da aylıklara % 35
oranında bir zam yapılmış olduğundan birinci derecedeki Devlet memurunun aylık
miktarı 2.700 liraya yükselmiş bulunmaktadır.
Şu
duruma göre Anayasa'nın 82 nci maddesinde sözü edilen birinci derecedeki Devlet
memurunun aylığının, 263 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği günderberi 2.700
liradan ibaret bulunduğu anlaşılmaktadır.
Durumun
bu derece açık olmasına rağmen, çeşitli kanunlarla bir kısım kamu hizmetlerine,
görevlerinin gereği olmak üzere, ödenekte olan hâkim ödeneği, temsil ödeneği,
tazminat, tahsisat ve benzeri istihkakların, (Memur aylığı) ifadesine dahil
bulunup bulunmadığı konusunda tereddüde düşüldüğü görülmektedir.
Halbuki
bu gibi istihkaklar, Devlet memurlarının tümü ile ilgili olmayıp münhasıran belli
hizmetleri görenlere ait bulunmakta ve özel nitelikteki gerekçe ve ereklere
dayanmaktadır. Bu itibarla bu gibi Ödemelerin yukarıda açıklanmış bulunan genel
nitelikteki (Devlet memuru aylığı) teriminin kapsamı içinde düşünülmesi mümkün
değildir.
Zira
mevzuatımıza göre, görülen hizmetin kadrosundan, Aylıkların Tevhit ye Teadülü
Kanunlarına göre alınan esas (Maaş - Aylık) ile, ona müteferri olarak ödenek,
tazminat, yolluk ve benzeri adlarla yapılan ödemeler arasında esaslı bir
nitelik ayınmı bulunduğu aşikârdır. Bunların her birisinin özel bir nedeni,
ayrı bir niteliği ve miktarı, çeşitli ödeme zaman ve şartları ve bütün bu
durumlarını belirten kanuni adları vardır. Bu gibi istihkaklarından söz etmenin
gerekli olduğu hallerde veya kanunlarda bunlarla ilgili bir hükme yer verilmesi
gerektiği zamanlarda, kendi kanuni adları ile ifadelendirilmelerinde zorunluk
vardır ve gelenek te bu yolda kurulmuş bulunmaktadır. Onun için bunların
hepsini (Maaş) veya (Aylık) terimlerinin kapsamı içerisinde saymağa imkân yoktur.
Kanunun
daha da aydınlatılması için bu nitelikteki bazı ödemelerin üzerinde durulması
yararlı görülmektedir :
Örneğin,
Devlet Memurları Aylıklarının Tevhit ve Teadülüne Dair 3656 sayılı Kanunun bazı
maddelerinin değiştirilmesi ve bu kanuna bazı maddeler eklenmesi hakkındaki
4598 sayılı Kanunun 4 üncü ve 30/5/ 1963 günlü ve 242 sayılı Kanunun l inci
maddeleri gereğince birinci derece memurlardan, bu derece aylığını üç sene
müddetle alan ve tarife hak kazananlara ilk üç senenin sonunda verilen birinci,
altıncı sene sonunda verilen ikinci ve dokuzuncu sene sonunda verilen üçüncü
100 er liralık (Aylık tazminat) lar, (Birinci derecedeki Devlet memurunun
aylığı) ifadesine dahil değildir.
Zira
bu tazminat, Teadül Kanununun birinci maddesinde yer alan Devlet memurlarının
dereceleri ile bu derecelere ait aylık miktarları arasında bulunmadığı, yani
bunlar Devlet memurları için herhangi bir derece aylığı teşkil etmediği gibi,
memur aylıklarından kesilmekte olan emeklilik keseneğine de tabi tutulmamakta
ve memura bağlanacak emekli aylığına ve emekli ikramiyesine esas olacak
(Memuriyet aylığına) da dahil sayılmamaktadır. Bu niteliği itibariyle kanun
koyucu tarafından da (Aylık) sayılmadığı içindir ki adı (Aylık tazminat)
şeklinde tesbit edilmiş ve bu suretle, terfie hak kazandıkları halde daha üst
aylık derecesi bulunmadığı için terfi edemeyen birinci derecedeki memurların
şahsi kıdemlerinin bir karşılığını, bir tazminatını teşkil etmesi niteliği de
belirtilmiştir.
Keza
bunun gibi hâkimlere ve Danıştay üyelerine aylıklarından ayrı ve (Ödenek adiyle
verilmekte olan istihkaklarla diğer bazı teşkilât mensuplarına (Ödenek)
(Tazminat) ve benzeri adlarla yapılmakta olan ödemeler ve çeşitli isimler
altında (Yakacak zammı, çocuk zammı doğum ve ölüm yardımı, tedavi gideri gibi)
yapılan sosyal yardımlarda; nitelikleri, verilmiş sebepleri ve hak etme
esasları bakımından (Devlet memuru aylığı) terimine dahil bulunmamaktadırlar.
Esasen
Devlet memurları aylıklarını belli eden 3656, Subay ve Askerî Memurlarla
Astsubayların aylıklarını belli eden 3661, 5802 ve bankalarla Devlet
müesseseleri memurları aylıklarını belli eden 3659 sayılı kanunlarda (Maaş -
aylık) dereceleriyle miktarları, doğrudan doğruya görülen hizmetten doğan esas
istihkak karşılığı olarak gösterilmiş (Maaş - aylık) dışında çeşitli
gerekçelerle kabul edilmiş bulunan başka istihkaklar da (Tazminat, yakacak
zammı, çocuk zammı, doğum ölüm yardımı, tedavi gideri, ikramiyeler) gibi
kendilerine mahsus adlar altında sayılmış, büsbütün başka gerekçelere dayanan
hâkim ödeneği ve benzeri istihkaklar ise, umumi aylık kanunlarının da dışında
tamamen özel nitelikteki hükümlere konu teşkil etmekte bulunmuştur.
Diğer
taraftan (Aylık) konusunun Anayasa'nın çeşitli maddelerinde de yer aldığı
görülmektedir.
Gerçekten
Anayasa'nın 117 nci maddesinde memurların aylıklarından, 134 üncü maddesinde
hâkimlerin aylıklarından, 140 nci maddesinde Danıştay mensuplarının
aylıklarından, 143 üncü maddesinde Yüksek Hâkimler Kurulu Başkan ve üyelerinin
aylıklarından söz edilmektedir.
Bunlardan
117 nci maddenin son fıkrasında :
"Memurların
nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümleri, aylık ve
ödenekleri ve diğer Özlük işleri kanunla düzenlenir" denilmekte ve
yukarıda sayılan diğer maddelerde de (aylık ve ödeneklerin kanunla
düzenleneceği) ifadesi yer almaktadır.
Şu
hükümlerin açık ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Anâyasa'mız da (Aylık) ile
(ödenek) leri ayrı nitelikte düşünmüş ve bu nedenle de bunlara ayrı ayrı adlar
vermiştir.
Buna
göre, (Aylık) ile (Ödenek) konularını birbirinden ayrı nitelikte görerek
Anayasa'nın çeşitli maddelerinde, gerektikçe adlarını ayrı ayrı belirten
Anayasa koyucunun 82 nci maddeyi düzenlerken, bu ayrımdan vaz geçerek her iki
konuyu (Aylık) terimi içerisinde birleşik olarak Ön gördüğü ve böylece bu
maddede sözü geçen (Birinci derecedeki Devlet memurunun aylığı) deyimi ile,
memurların asıl görevleri dolayısiyle ve o görevin kadrosundan aldıkları
(Aylıkları) ile, bir kısım memurların gördükleri görevlerin Özellikleri
sebebiyle (Tazminat) (Ödenek) ve benzeri adlar altında aldıkları başka
istihkaklarını birlikte ifade etrnek istediği yolundaki düşünceyi haklı
gösterecek herhangi bir sebep ve maddenin metninde de, buna delil olacak açık
veya kapalı herhangi bir işaret mevcut değildir.
Bu
cihet Anayasa'nın 82 nci maddesinin açık ifadesinden böylece anlaşıldığı gibi
madde hakkında Temsilciler Meclisinde geçen görüşmeler de başka türlü bir anlam
verilmesine imkân bırakmamaktadır.
Gerçekten
Temsilciler Meclisi Anayasa Komisyonu tarafından hazırlanan Anayasa
tasarısından bu hususta teklif olunan hüküm :
"Türkiye
Büyük Millet Meclisi Üyelerinin ödenekleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık
tutarı birinci derecedeki Devlet memurunun aylığını, yollukta ödeneği
aşamaz."
Şeklindedir.
Maddenin
Temsilciler Meclisindeki ilk görüşülmesi sırasında birinci derece Devlet
memurlarına zammı ile birlikte 2.700 lira verilmekte olduğundan teklif olunan
hükmün kabulü halinde bir misli de yolluk eklenmesiyle, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Üyelerine ayda toplam olarak 5.400 lira ödenmesi lâzım geleceği,
memleketin malî gücünün bunu kaldırmağa yeterli olmadığı yolunda itirazlar
yapılmış, yolluğun, ödeneğin yarısını aşmamasını sağlamak için Önergeler
verilmiş, neticede önergelerin hepsi de reddolunarak madde, teklif edildiği
gibi kabul edilmiştir.
Maddenin
ikinci görüşülmesinde; verilen değiştirme önergelerinden Meclisçe kabul edilen,
metni aşağıda yazılı, önergelerin sahipleri; maksatlarının memura verilecek
memuriyet maaşının esas tutulmasından ibaret olduğunu, ödenek, tahsisat vesair
namlarla memurlara verilen diğer istihkakların hesaplarına dahil bulunmadığını
belirtmek lüzumunu duymuşlar ve bu görüşmeler sonucunda :
(Türkiye
Büyük Millet Meclisi Üyelerinin Ödenekleri kanunla düzenlenir. Ödeneğin aylık
tutarı birinci derecedeki Devlet memurunun aylığını, yolluk da ödeneğin
yarısını aşamaz.)
Şeklindeki
önerge ile aynı mahiyetteki diğer altı Önerge kabul olunarak Anayasa'nın 82 nci
maddesinin ilk fıkrası, şimdiki şekli ile kanunlaşmıştır.
Görüldüğü
gibi 82 nci maddenin Temsilciler Meclisindeki müzakereleri sırasında da,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin aylık ödeneklerinin, birinci derecedeki
Devlet memurlarının memuriyet kadroları üzerinden, Barem Kanunlarına göre,
almakta oldukları aylıklarından fazla olamıyacağı ve bu hesaba bir kısım
memurlara aylıkları dışında çeşitli sebeplerle ödenmekte olan başka adlı
istihkakların katılmayacağı esası kabul edilmiş bulunmaktadır,
Diğer
taraftan Anayasa'nın 82 nci maddesine dayanarak Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyelerinin ödenek ve yolluklarını düzenleyen 22/1/1962 günlü ve l sayılı
Kanunla da aynı esas kabul edilmiştir.
Nitekim
bu kanunun l inci maddesinde :
"Madde
l - Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin aylık Ödenekleri, 7244 sayılı
Kanunun l inci maddesindeki cetvelde yazılı kadrosu birinci derece olan Devlet
memurunun aylığına ve yollukları ise bunun yarısına eşit olarak
hesaplanır" denilmekte ve maddenin bu hükmü ile Türkiye Büyük Millet
Meclisi Üyelerinin aylık ödeneklerinin, Anayasa' nın 82 nci maddesine uygun
olarak, Devlet Memurları Aylıklarının Tevhit ve Teadülü hakkındaki Kanunda
değişik yapan 7244 sayılı Kanunun l inci maddesindeki cetvelde birinci derece
Devlet memurunun aylığını gösteren miktara eşit olarak hesaplanacağı kabul
edilmiş bulunmaktadır.
Bu
derece açık olan ifade karşısında, maddede geçen "Aylık" teriminin
kapsamı içerisine bir kısım birinci dereceli memurlara, memuriyetlerinin
Özellikleri sebebiyle veya şahsi kıdemlerine dayanan terfi haklarına karşılık
olarak, tazminat, ödenek ve benzeri adlar altında ödenen başka istihkakların da
dahil bulunduğu yolundaki iddianın haklı bir sebebe dayanmadığı meydandadır.
Esasen
söz konusu l sayılı Kanunun Büyük Millet Meclisindeki müzakeresinin geçirdiği
safhalar da bu ciheti açıkça ortaya koymaktadır.
Gerçekten
Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi İdare Âmirleri tarafından, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Üyelerinin aylıkları hakkında yapılmış olan kanun teklifinin
birinci maddesinde :
"Madde
1 - Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri ile hariçten gelen Bakanların aylık
Ödenekleri birinci derecedeki memur aylığı, yollukları da bu ödeneğin % 50
sidir."
Denilmekte
iken teklifi inceleyen Millet Meclisi Maliye Komisyonu; Anayasa'nın 82 nci
maddesinin birinci derecedeki Devlet memurunun aylığı ibaresindeki (Aylık)
teriminin kapsamı üzerinde durarak bu ibarenin (Birinci derecedeki Devlet
memurunun bir ayda eline geçen meblâğ" mânasında anlaşılması lâzım
geleceği ve bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin, ödeneklerinin
birinci derecedeki memurlara, maaş, tahsisat ve tazminat olarak bir ayda ödenen
parayı geçmemesi gerekeceği neticesine vararak teklifin birinci maddesini,
"Madde
1 - Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri ile bu üyeler dışından tâyin edilen
Bakanların aylık ödenekleri 7244 sayılı Kanunun birinci maddesindeki cetvelde
yazılı birinci derecedeki Devlet Memurunun kıdem tazminatı ile birlikte
alabileceği maaş ve en yüksek tahsisat tutarına, aylığına, yollukları ise,
bunun yarısına eşit olarak hesaplanır.
Ödeneklerle
ve yollukların üç aylığı birlikte peşinen ve çekle ödenir. Şeklinde
değiştirilmiştir.
Konuyu
inceleyen Millet Meclisi Bütçe Komisyonu, Maliye Komisyonunun düşüncesini ve bu
düşünceye dayanarak hazırladığı madde metnini Anayasa'nın 82. maddesine uygun
bulmamıştır.
Bütçe
Komisyonunun raporunda :
"Anayasa
sadece (Birinci derecedeki Devlet memurunun aylığı) demiş, kıdem tazminatı ile
tahsisattan bahsetmemiştir.
Gerçekte
kıdem tazminatı memurların şahısları ile ilgili özel istihkaklar olduğu gibi
tahsisatlarda özel kanunlarla bazı idarî ve adlî makamlara verilen
istihkaklardır. Bunların "Aylık" içinde mütalâa edilmesine imkân
görülmemiştir"
Denilerek
söz konusu birinci madde :
"Madde
l - Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri ile bu üyeler dışında tâyin edilen
Bakanların aylık ödenekleri 7244 sayılı Kanunun birinci maddesindeki cetvelde
yazılı birinci derecedeki Devlet memurunun aylığına yollukları ise bu aylığın
yarısına eşit olarak ödenir.
Ödenek
ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir" Şeklinde
değiştirilmiştir.
Kanun
teklifinin Millet Meclisindeki müzakereleri sırasında Maliye ve Bütçe
Komisyonlarının ayrı görüşlerinden hangisinin Anayasa'ya uygun bulunduğu
hususunda Anayasa Komisyonundan mütalâa alınmasına lüzum görülmesi üzerine adı
geçen komisyonca :
"Aylık
ve maaş tâbirleri umumiyetle mevzuatımızda karışık şekilde kullanılmış olmakla
beraber maaşın her derecedeki Devlet memuruna hizmeti karşılğı verilmekte olan
sabit ücret, aylığı ise memurun maaşı ile birlikte kıdem tazminatı vesair
muhtelif namlar altında ve maaşın teferruatını teşkil eder şekilde her ay eline
geçen paradan ibaret bulunduğu anlaşılmaktadır..........."
Şeklinde
verilen mütalâa ile, Maliye Komisyonunca hazırlanan madde metninin Anayasa'nın
82 nci maddesine uygun olduğu bildirilmiş ve bu rapor üzerine Millet Meclisinde
devam olunan görüşmeler sırasında bu görüşün itirazlara uğraması karşısında
Maliye Komisyonu Önceki teklifini geri alarak bu günkü kanun metnine esas olan
şu metni teklif etmiştir. :
"Madde
l - Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeleri ile bu üyeler dışında tâyin edilen
Bakanların aylık Ödenekleri 7244 sayılı Kanunun birinci maddesindeki cetvelde
yazılı kadrosu birinci derece olan Devlet memurunun aylığına, yollukları ise
bunun yarısına eşit olarak hesaplanır. Ödeneklerle yollukların 3 aylığı
birlikte peşinen ve çekle ödenir."
Maliye
Komisyonu sözcüsü tarafından, bu seferki tekliflerinin gerekçesini belirtmek
üzere yapılan konuşmadan, evvelki metnin değiştirilmiş olmasına rağmen eski
görüşte İsrar edildiğinin anlaşılması üzerine metnin Anayasa'ya uygun olduğu,
fakat Maliye Komisyonunun gerekçesinin uygun bulunmadığı belirtilmek suretiyle
müzakerelere devam olunmuş ve bu müzakerelerin ışığı altında madde oylanarak
kabul edilmiştir.
Kanun
teklifinin, Cumhuriyet Senatosunun ilgili Komisyonundaki ve Genel Kurulundaki
görüşmeler sonucunda, madde metninden, Büyük Millet Meclisi Üyeleri dışında
kalanlar çıkartılarak esas hüküm, olduğu gibi kabul edilmiş ve Millet Meclisi
de bu değişikliği benimsediğinden sözü geçen l nci madde bu günkü şekli ile
kanunlaşmıştır.
Görülüyor
ki Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin ödenekleri hakkındaki l sayılı Kanun
da, gerek metin olarak, gerekse Millet Meclisi ve C. Senatosundaki görüşmelerin
geçirdiği safhaları bakımından Anayasa'nın 82 nci maddesine uygun olup, burada
geçen "Kadrosu birinci derece olan Devlet memurunun aylığı" deyiminin
ifade ettiği para miktarını; 7244 sayılı Kanunun l inci madddesindeki cetvelde
birinci derece Devlet memurunun aylığı olarak gösterilen 2.000 lira ile 263
sayılı Kanunla yapılan % 35 zammın tutan 700 liranın toplam olan 2.700
lira olarak kabul etmek gerekmekte, bu miktara, bir kısım birinci derece
memurlara başka hükümlere göre ve başka adlar altında verilmekte olan diğer
istihkakların dahil bulunmadığı anlaşılmaktadır.
(Maaş)
ve (Aylık) terimleri ile aylığa müteferri sair istihkakların hukuki nitelikleri
ve bunların, Anayasa'nın 82 nci maddesinde l sayılı Kanunda ve diğer
kanunlardaki anlamları hakkında buraya kadar yapılan açıklamalardan; (Devlet
memuru aylığı teriminin kapsamı içerisinde, sadece Devlet Memurları
Aylıklarının Tevhit ve Teadülü hakkındaki" Kanunda memumriyet dereceleri
için belli edilmiş bulunan (Aylık) miktarının dahil bulunduğu,
teadül kanunları ile veya sair kanunlarla, değişik maksatlar ve çeşitli adlar
altında memurlara ödenmesi kabul edilmiş bulunan diğer istihkakların bu terimin
dışında kaldığı gerçeği meydana çıkmaktadır.
Binaenaleyh
Anayasa'nın 82 nci maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin
ödeneklerinin aşamıyacağı miktarı göstermek üzere ölçü olarak kabul edilmiş
olan (Birinci derecedeki Devlet memurunun aylığı) deyimi, Devlet Memurları
Aylıklarının Tevhit ve Teadülüne dair olan Kanunun birinci maddesinde yer alan
ve 28/2/1959 günlü ve 7244 sayılı kanunla değiştirilip 24/2/1961 gün ve 263
sayılı Kanunla da % 35 zamma tabi tutulmuş bulunan birinci derece
memurun bu gün almakta olduğu, 2.700 lirayı ifade etmektedir. Şu halde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Üyeleri ödeneğinin 2.700 liranın üstünde tesbitine Anayasa
hükmü engel bulunmaktadır.
Bu
konudaki açıklamalara son verilmeden önce Anayasa'nın 82 nci maddesinin son
fıkrasında geçen bir deyime de kısaca değinmekte fayda vardır.
Söz
konusu fıkrada :
"Türkiye
Büyük Billet Meclisi Üyelerinin aylık ve ödeneklerine her ne suretle olursa
olsun yapılacak zam ve ilâveler, ancak bu zam ve ilâveleri takip eden
milletvekilleri genel seçiminden sonra uygulanır." denilmektedir.
Maddenin
birinci fıkrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin istihkakları,
sadece (Ödenek) ve (Yolluk) olarak adlandırıldığı halde, son fıkrasında (Aylık
ve Ödenek) denilmek suretiyle birinci fıkradan ayrı olarak (Aylık) teriminin de
kullanılmış olmasından özel bir anlam çıkarılmak istenildiği ve yukarıda sözü
edilen Millet Meclisi Anayasa Komisyonu raporunda :
".............
Nitekim Maddenin 3 üncü fıkrasında kullanılan (Aylık ve ödenek) tâbirlerinin,
aynen Anayasa'nın memurlar için sevkettiği 117 nci ve hâkimler için derpiş
ettiği 134 üncü maddelerinde kullanılmış olmakla 82 nci maddenin sevkindeki
gerekçenin yani Milletvekilleri ve Senato Üyelerinin hizmet karşılığı doğan
malî menfaatları bakımından kaderlerini birinci derecedeki Devlet memurlarının
kaderine bağlamak ve asla ondan dûn bir seviye de tesbit etmemek hususundaki
maksadın tahakkuk gayesiyle kullanıldığı kanaatına varılmıştır.."
Denilerek,
Anayasa'nın 117 nci maddesi ile 'memurlara, 134 üncü maddesiyle de hâkimlere
verileceği ön görülen (Aylık ve ödeneklerin) ve bunlar arasında bir kısım
birinci derecedeki memurlara verilmekte olan (Aylık ve ödeneklerin) Türkiye Büyük
Millet Meclisi Üyelerine de verilmesinin 82 nci madde ile kabul edilmiş olduğu
iddiasının, pek de açık olmayan bir ifade ile, öne sürüldüğü görülmektedir.
Halbuki
Anayasa'nın 82 nci maddesi Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin istihkakını
(Ödenek) ve (Yolluk) olmak üzere bir birinden ayrı nitelikte ve ayrı ad altında
iki çeşit olarak belli etmiş ve Ödeneğin aylık tutarının hangi miktarı
aşamıyacağını da göstermiştir.
Şu
halde bu maddeye göre Milletvekilleri ve Senato Üyeleri, istihkak olarak sadece
(Aylık olarak hesaplanan Ödenek) ve bunun yarısı miktarında da (Yolluk)
alacaklardır.
Zaten
bu maddeye dayanılarak düzenlenmiş bulunan l sayılı kanunun l inci maddesinde
de, "Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyelerinin aylık ödenekleri .........
hesap olunur." denilmek suretiyle Anayasa'nın 82 nci maddesindeki gibi
istihkakın birinci çeşidinin adı (Aylık ödenek) diye açıklanmıştır.
82
nci maddenin; Anayasa tasarısının ilk metninde bulunmayan son fıkrası,
Temsilciler Meclisindeki ikinci müzakeresi sırasında verilen bir önerge üzerine
maddeye girmiş ve bu Önerge ile güdülen hedefin de; Türkiye Büyük Millet
Meclisi Üyelerine, maddenin birinci fıkrasında yer alan Ödeneklerinden başka
bir de (Aylık) adında diğer bir istihkak ödenmesi veya tersine, bir kısım
memurlara kıyasla bunlara da (Aylık) larına ek olarak (Ödenek) verilmesi
maksadı güdülmüş olmayıp münhasıran, maddenin ilk fıkrasında yer alan (Ödeneğe
ve dolayisiyle ona dayanan yolluğa) zam kabul edilmesi halinde, bunun, zam
kararını takip eden Milletvekilleri Genel Seçiminden sonraki devre için
uygulanmasını sağlamak maksadının güdülmüş olduğu; hem fıkranın metninden hem
de önergelerle bu önergeleri verenlerin Temsilciler Meclisindeki sözlerinden
açık olarak anlaşılmaktadır.
Fıkradaki
(Aylık) kelimesi ile senato üyeleri ve milletvekillerine verilecek olan (Aylık
ödeneğin), (Ödenek) kelimesiyle de, (Harcırah) karşılığı olduğu kadar, herhangi
bir yol masrafı yapılıp yapılmadığı ile ilgilenilmeksizin eşit ve maktu olarak
ödenmesi bakımından memurların aylık dışında verilen ve çok defa (Ödenek) adı
ile adlandırılan diğer istihkaklara da benzemesi itibariyle, (Yolluğun)
kasdedildiği meydanda olup söz konusu deyimlerden başka anlam çıkarılması
mümkün değildir. Bunun hilâfındaki düşünce, Anayasa'nın 82 nci maddesinin, istihkakın
esasını belli eden birinci fıkrasındaki temel hüküm ile bağdaştırılması mümkün
olmayan bir çelişmeden kendisini kurtaramaz.
1965
yılı Bütçe Kanununun dâva konusu hükümlerinin gerekçesini ve dayanağını teşkil
ettiği anlaşılan ve bir eski Senato üyesi tarafından yapılan müracaat üzerine
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Karma Komisyonunca verilen ve itiraz
üzerine Cumhuriyet Senatosunun 11/3/ 1965 günlü ve Millet Meclisinin 26/3/1965
günlü oturumlarında uygun görüldüğü anlaşılan 25/2/1965 günlü ve 1936 sayılı
kararda :
(Hesapları
inceleme Komisyonu hukuki ve kanunî görüşlere dayanarak Anayasa'nın Büyük
Meclisi Üyeleri maaşlarını aylık ve ödenek olarak vasıflandırdığı ve
Anayasa'nın 82 nci maddesi sarahati muvacehesinde dilekçenin senatör bulunduğu müddet
içinde münhasıran aylık aldığı ve ödeneklerini almadığı ve bu sebeple 800 lira
ödeneğin birinci derecedeki memurlar tarafından alınmakta olması hasebiyle
ödeneklerin dilekçiye ödenmesi lüzumunu karara bağlamış ve Başkanlık Divanınca
da mesele bütün derinliği ile ele alınmış ve esas olarak birinci derecedeki
memur nazarı itibare alınarak, almakta oldukları aylık ile beraber 7244 sayılı
Kanunun dışında memur, hâkim, Danıştay üyelerine ödenen ve muhtelif isimler
alan ödenek manasının Büyük Millet Meclisi Üyelerine de şamil bulunduğunu ve
binaenaleyh, bu 800 lira ödeneğin ödenmesi lâzım geleceğini Hesapları İnceleme
Komisyonunun görüşüne uygun olarak kararlaştırılmış...... dır.
Gereği
görüşüldü :
Dilekçi......
nin dileği hakkında Meclis içi harcamaların icra ve murakabe uzuvları
tarafından müsbet olarak mütalâa beyan edildiğine, yani talebin kabul
olunduğuna ve bu takdirde ise muktezasınm yerine getirilmesi de hukuk kaideleri
icabı olmakla...... noksan verildiği anlaşılan 800 lira ödeneğinin verilmesine ittifakla
karar verildi."
denilmektedir.
Dilekçe
Karma Komisyonunun yukarıdaki kararında Büyük Millet Meclisi Üyelerinin (Maaş)
larının, Anayasa'da (Aylık) ve (Ödenek) olarak vasıflandırıldığı ileri
sürülmekte ve şu hale göre, kararda adı geçmemekle beraber Anayasa'nın 82 nci
maddesinde yer alan (Yolluk) da nazara alınmak suretiyle, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Üyelerinin istihkakının (Aylık, ödenek ve yolluk) olmak üzere üç
unsurdan meydana geldiği durumu ortaya çıkmaktadır.
Halbuki
yukarıdanberi yapılmakta olan açıklamalarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Üyelerinin istihkakının; miktarı aylık olarak hesaplanacak (Ödenek) ile, bunun
yarısını geçmeyecek (Yolluk) olmak üzere iki unsurdan ibaret olduğu, (Aylık
Ödeneklerinin) ise birinci derecedeki Devlet memurlarının aylığını
geçemiyeceği, (Birinci derecedeki Devlet memurunun aylığı) ifadesine de, sadece
Devlet Memurlarının Aylıklarının Tevhit ve Teadülü hakkındaki Kanunda birinci
derece Devlet Memuriyetinin karşılığı olmak üzere belli edilmiş ve adı da
kanunlarda (Maaş) veya Aylık olarak belirtilmiş bulunan esas istihkaklar dâhil
olup bunun dışında bir kısım birinci derece memuriyetlerde bulunanlara,
görevlerinin özelliği sebebiyle verilmekte olan veya terfie hak kazandıkları
halde daha üst aylık derecesi bulunmadığı İçin şahsi kıdemlerinin karşılığını
teşkil etmek üzere verilen ödenek; tazminat ve benzeri diğer istihkakların
(Memur aylığı) teriminin kapsamına dâhil bulunmadığı, buna karşı olan
görüşlerin, mevzuatımız bakımından yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Şu
duruma göre Dilekçe Karma Komisyonunun sözü geçen kararında yer alan ve
yukarıdanberi açıklanan esaslarla bağdaştırılması mümkün bulunmayan
düşüncelerin Anayasa'nın 82 nci maddesine uygun olmadığı meydandadır.
Diğer
taraftan, 1965 yılı Bütçe Kanununa eklenmiş bulunan ve ayrıntıları aşağıda
gösterilecek olan dâva konusu 40.813.000 liralık ödeneğin; Türkiye Büyük Millet
Meclisi Karma Bütçe Komisyonuna verilen ve (Karma Dilekçe Komisyonu tarafından
verilip Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisinin tasviplerine iktiran etmek
suretiyle kesinleşen karar karşılığı) gerekçesi ile bu miktar ödeneğin
ilâvesini ve eski yıllara ait ödenek farklarının da verilmesini sağlamak üzere
Bütçe Kanununa bağlı R işaretli cetvele gerekli meşruhatın verilmesini istiyen
dört ayrı önerge üzerine Bütçeye eklendiği anlaşılmakta ve şu suretle söz
konusu ödenek zammının 1965 yılı Bütçesine konulmasına Dilekçe Karma
Komisyonunun adı geçen kararı dayanak olarak kabul edilmiş bulunmaktadır.
Halbuki
Anayasa, yargı yetkisinin, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce
kullanılacağını ve hiç bir kimse veya organın kaynağını Anayasa'dan almayan bir
Devlet yetkisi kullanamayacağını temel kurallar arasında saymış olması
bakımından Devletten alacaklı olduğunu sanan bir kimsenin istemi üzerine Dilekçe
Karma Komisyonunun ve bu Komisyonun kararı üzerine de Türkiye Büyük Millet
Meclisinin, yasama ve idare organlarını bağlayıcı kazai nitelikte karar vermesi
mümkün olmadığından söz konusu kararın; ister sadece karar konusunu teşkil eden
şahıs için, isterse o durumda olanların tamamı için, bütçelere ödenek konulması
zorunluğunu doğurmayacağı da tabiidir.
Bu
sebeple, 1965 yılı Bütçe Kanununun dâva konusu hükümlerinin yerinde ve
Anayasa'ya uygun olduklarını savunmağa bu bakımdan da imkân bulunmamaktadır.
1965
yılı Bütçe Kanununun, dâva konusu hükümlerinin kapsamını belirtmek için yapılan
incelemede :
1965
yılı Bütçe Kanunu tasarısına bağlı A/1 işaretli cetvelin :
I -
Cumhuriyet Senatosu Bütçesine ilişkin kısmının :
a)
11310 numaralı (Cumhuriyet Senatosu Üyeleri ödeneği) maddesine :
(184
Senato Üyesi sayısı üzerinden)
5.961.600
lirası, Birinci derece memur aylığı 2.700 liranın yıllık tutarı.
607.200
lirası, Birinci derece memurlara 4598 sayılı Kanunun 4 üncü ve 242 sayılı
Kanunun birinci maddeleri gereğince verilmekte olan 100 er liralık aylık
tazminatın yıllık tutarı (Yeni seçimler düşünülerek 3 ay için 200 lira ve 9 ay
için 300 lira hesabiyle) olmak üzere :
6.568.800
liralık;
b -
11330 numaralı "Cumhuriyet Senatosu Üyeleri yollukları" maddesine :
(Yukarıdaki
Ödeneğin yarısı olmak üzere)
3.284.400
liralık;
II -
Millet Meclisi Bütçesine ilişkin kısmının :
a -
11310 numaralı "Millet Meclisi Üyeleri ödeneği" maddesine . (450 üye
sayısı üzerinden)
14.580.000
lirası, Birinci derece memur aylığı 2.700 liranın yıllık tutarı.
3.645.000
lirası, Haziran'da seçimlere gidileceği düşüncesiyle yeni seçilenlere,
gidenlere verilmiş olan aylar için verilecek üç aylık ödeneği karşılamak üzere
2.700 liranın üç aylık tutarı.
1.755.000
lirası, Birinci derecedeki memurlara 4598 sayılı Kanunun 4 üncü ve 242 sayılı
Kanunun l inci maddeleri gereğince verilmekte olan 100 er liralık aylık
tazminatın tutarı "ilk üç ay için 200 lira, geri kalan aylar için 300 lira
hesabiyle" olmak üzere,
19.980.000
liralık;
b -
11330 numaralı "Millet Meclisi Üyeleri yollukları" maddesine,
(Yukarıdaki ödeneğin yarısı olmak üzere)
9.990.000
liralık;
ödenek
teklif edildiği görülmüştür.
Buna
karşılık tasarının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Karma Bütçe Komisyonunda
görüşülmesi sırasında verilen ve yukarıda gerekçeleri de gösterilmiş bulunan
dört ayrı önerge ile:
a -
Cumhuriyet Senatosu Bütçesinin Cumhuriyet Senatosu Üyelerinin ödenekleri
maddesine 7.942.000 lira ve yollukları maddesine 3.971.000 lira,
b -
Millet Meclisi Bütçesinin Millet Meclisi Üyeleri ödeneği maddesine 19.000.000
lira ve yollukları maddesine de 9.900.000 lira,
Eklenmesinin
ve geçmiş yıllara ait ödenek ve yolluk farklarının da bu maddelerdeki
ödeneklerden Ödenebilmesi için R işaretli cetvele gerekli meşruhatın
verilmesinin teklif olunması üzerine, Komisyonda yapılan görüşmeler sonunda,
teklif, kabul olunarak sözü geçen maddelerdeki ödenekler, aşağıdaki tabloda
gösterilen miktarlara yükseltilmiş ve bütçenin Cumhuriyet Senatosu ve Millet
Meclisindeki müzakereleri sonunda da bu miktarlar ve R işaretli cetvele
verilmesi teklif olunan meşruhat aynen kabul olunarak kanuniyet kesbetmiş
bulunmaktadır.
Bütçe
tasarısında Karma Bütçe Bütçe Kanunu Riyaset Divanınca Komisyonunda ile kabul
olunan istenilen Ödenek eklenen ödenek Ödenek
No.
|
Çeşidi
|
Lira
|
Lira
|
Lira
|
11310
|
C.
Senatosu Üyeleri ödeneği
|
6.568.800
|
7.942.000
|
14.510.800
|
11330
|
C.
Senatosu Üyeleri yollukları
|
3.284.400
|
3.971.000
|
7.255.400
|
11310
|
M.
Meclisi Üyeleri ödeneği
|
19.980.000
|
19.000.000
|
38.980.000
|
11330
|
M.Meclisi
Üyeleri yollukları
|
9.990.000
|
9.900.000
|
19.890.000
|
|
|
39.823.200
|
40.813.000
|
80.636.200
|
Yukarıdaki
tablonun incelenmesinden :
Dâva
ile ilgili bulunan dört bütçe maddesine, bütçe tasarısı ile teklif olunan
ödeneğin toplamının 39.823.200 lira, ilâvesi kabul olunan ödeneğin toplamının
ise 40.813.000 lira olduğu görülmektedir.
Davacı
tarafından Anayasa'ya aykırılığı sebebiyle iptali istenen miktar ise, dâva
dilekçesinde müfredatı açıkça gösterildiği üzere, bütçe tasarısı ile teklif
olunan ödeneğe eklenmiş bulunan söz konusu 40.813.000 liradan ibaret
bulunmaktadır.
Her
ne kadar bütçe tasarısı ile teklif olunan 39.823.200 liralık ödeneğin
içerisinde, yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere, aslında
(Birinci derecedeki Devlet memuru aylığı) ifadesine dahil olmayıp, 4598 ve 242
sayılı Kanunlar gereğince birinci derece memurlardan o derece maaşını bir terfi
devresi olan üç sene müddetle almış ve terfie de hak kazanmış bulunanlara üç
sene sonunda kadro aylıklarının üstünde olmak üzere verilen birinci, altı sene
sonunda verilen ikinci ve dokuz sene sonunda verilen üçüncü yüz liraların da,
Anayasa'nın 82 nci maddesine aykırı olarak, dâhil edilmiş olduğu tesbit edilmiş
bulunmakta ise de, dâva söz konusu (Aylık tazminat)ı kapsamayan ve onların
dışında kalan 40.813.000 liranın iptali isteminden ibaret olmasına ve Anayasa
Mahkemesinin de, 22/4/1962 günlü ve 44 sayılı Kanunun 28 nci maddesi gereğince,
açılan iptal dâvalanndaki istem ile bağlı bulunmasına göre kararın, istem
dışında kalan ve bütçe tasarısı ile bidayette teklif olunan ödenekler
içerisinde yer alan söz konusu 100 zer liralık. (Aylık tazminat) ile ilgili
bulunan ödeneğe teşmili mümkün olamayacağından bu kısım karar dışı
bırakılmıştır.
Geriye
kalan ve Cumhuriyet Senatosu ile Millet Meclisi bütçelerinin Karma bütçe
Komisyonunda görüşülmesi sırasında (Karma Dilekçe Komisyonunun kesinleşen
kararının karşılığı) olduğu gerekçesiyle yapılan teklif üzerine eklenen ve
ayrıntıları yukarıda gösterilmiş bulunan 40.813.000 liralık ödeneğin; hesap
şekli söz konusu önergelerde gösterilmemiş olmakla beraber (Dilekçe Karma
Komisyonunun) kararına atıf yapıldığına ve metni yukarıda yazılı bulunan Dilekçe
Karma Komisyonunun 25/2/1965 günlü ve 1936 sayılı kararında ise, hâkim danıştay
üyeleri ile bir kısım birinci derece memurlara, aylıklarına ilâveten Ödenmekte
olan 800 liralık ödeneklerin Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi üyelerine de
verilmesinin gerektiği belirtilmiş olduğuna göre, 1961 genel seçimlerini
takiben toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışmaya başladığı tarihten
bu yana Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi üyeliklerinde bulunanlara, geçmiş
yıllara isabet eden müterakimleri ile birlikte sözü edilen meblağın tamamının
Ödenek ve yarısının da yolluk olmak üzere ödenmesini sağlamak amacı ile dâva
konusu ödenek miktarının teklif ve kabul edildiği neticesine varılmaktadır.
Bu
duruma göre, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisinin 1965 yılı bütçelerine
konulmuş olup müfredatı ve madde numaraları yukarıda gösterilmiş bulunan
40.813.000 liralık ödenek ile geçmiş yıllara ait farkların da bu ödenekten
tediyesini sağlamak amacı ile Bütçe Kanununun 16 ncı maddesine bağlı R işaretli
cetvele konulmuş olan harcama formüllerinin Anayasa'ya aykırılığı anlaşılmış
bulunduğundan iptalleri gerekmektedir.
Sonuç
:
29/5/1965
günlü ve 619 sayılı 1965 yılı Bütçe Kanununun l inci maddesine bağlı A/1
işaretli cetveldeki Cumhuriyet Senatosu Bütçesinin 11 000 numaralı bölümünün :
11
310 numaralı "Cumhuriyet Senatosu Üyeleri ödeneği : maddesinden yedi
milyon dokuzyüz kırk iki bin liralık,
11
330 numaralı Cumhuriyet Senatosu Üyeleri yollukları" maddesinden üç milyon
dokuzyüz yetmiş bir bin liralık,
Yine
A/1 işaretli cetveldeki Millet Meclisi Bütçesinin 11 000 numaralı bölümünün ;
11
310 numaralı "Millet Meclisi Üyeleri ödeneği" maddesinden ondo kuz
milyon liralık,
11
330 numaralı "Millet Meclisi Üyeleri yollukları maddesinden dokuz milyon
dokuz yüz bin liralık,
Ödeneklerle,
Aynı
Kanunun 16 ncı maddesine bağlı R işaretli cetveldeki :
"Cumhuriyet
Senatosu Üyeleri Ödenekleri
Geçmiş
yıllara ait ödenek farkları 11 310 uncu maddeden ödenir."
"Cumhuriyet
Senatosu Üyeleri yollukları :
Geçmiş
yıllara ait yolluk farkları 11 330 uncu maddeden Ödenir."
Yine
R işaretli cetveldeki :
"Millet
Meclisi Üyeleri ödeneği :
Geçmiş
yıllara ait ödenek farkları 11 310 uncu maddeden ödenir."
"Millet
Meclisi Üyeleri yollukları :
Geçmiş
yıllara ait yolluk farkları 11 330 uncu maddeden ödenir."
Yolundaki
hükümlerin Anayasa'nın 82 nci maddesine aykırı bulunduklarından
İptallerine
12/7/1965 gününde oybirliği ile karar verildi.
|
|
|
|
Başkan
Lûtfi
Akadlı
|
Üye
Cemalettin
Köseoğlu
|
Üye
Asım
Erkan
|
Üye
Şemsettin
AKçoğlu
|
|
|
|
|
Üye
İbrahim
Senil
|
Üye
İhsan
Keçecioğlu
|
Üye
A.
Şeref Hocaoğlu
|
Üye
Salim
Başol
|
|
|
|
|
Üye
Celâlettin
Kuralmen
|
Üye
Hakkı
Ketenoğlu
|
Üye
Fazıl
Uluocak
|
Üye
Sait
Koçak
|
|
|
|
Üye
Ahmet
Akar
|
Üye
Muhittin
Gürün
|
Üye
Lütfi
Ömerbaş
|