ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas No:1963/106
Karar No:1963/270
Karar tarihi:11/11/1963
Resmi Gazete tarih/sayı:29.1.1964/11619
İptal dâvasını açan: Adalet Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grupu
İptal dâvasının konusu: 2556 sayılı Hâkimler Kanunun 64., 65. Ve 66. Maddelerinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 139 uncu maddesi hükümlerine aykırı olduğu ileri sürülmüş ve Anayasa'nın 149 uncu ve geçici 9 uncu maddelerine dayanılarak iptali istenilmiştir.
İlk inceleme :
Anayasa Mahkemesi içtüzüğünün 15 inci maddesi gereğince ve 4/3/1963 gününde yapılan ilk incelemede iptal dâvasının, Adalet Partisinin 22/1/1963 günü toplanan Türkiye Büyük Milet Meclisi Grupunun 44 sayılı ve 22/4/1962 günlü kanunun 25 inci maddesinin 2 nci bendine uygun kararına dayanılarak 21/2/1963 gününde ve kanuni süresi içinde açıldığı görülmüş; ancak dâva dilekçesinde imzaları bulunan Cahit Okurer ve Ali Nailî Erdem'in Grup Başkan veya Başkan vekili olduklarını belirten belgelerin gönderilmediği anlaşıldığından anılan 44 sayılı kanunun 26 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca bu konudaki belgelerin 15 gün içinde gönderilmesi için, tebligat yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.
Dâva dilekçesinde imzası bulunanlardan Cahit Okurer'in Adalet Partisi Cumhuriyet Senatosu Grup Başkanı ve Ali Nailî Erdem'in Adalet Partisi Millet Meclisi gurup Başkan Vekili olduğunu belirten belgeler 4/3/1963 günlü kararla verilen süre içinde gönderilmek suretiyle eksiklik tamamlandığından Anayasa'nın 149 uncu ve geçici 9 ve 44 sayılı kanunun 21., 25. ve geçici 5 inci maddelerine uygun olarak açıldığı sonucuna varılan dâvanın esasının incelenmesi 15/4/1963 gününde kararlaştırılmıştır.
Esasın incelenmesi :
Dâvanın esasına ilişkin rapor, dâva dilekçesi ve ekleri, Anayasaya aykırılığı ileri sürülen hükümler, dayanılan Anayasa hükmü, bunların gerekçeleri ve bunlarla ilgili meclis görüşme tutanakları okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü :
Davacının gerekçe ve kanuni mesnet olarak dayandığı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 139 uncu maddesinin dâva konusu hükümlerle ilgili ikinci fıkrasında :
(Yargıtay üyeleri Yüksek Hâkimler Kurulunca, Yargıtay Birinci Başkanıyla ikinci Başkanları ve Cumhuriyet Başsavcısı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca üye tam sayılarının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir) hükmü yer almaktadır. Bu fıkraya aykırılığı ileri sürülen hükümler aşağıda ayrı ayrı incelenmiştir.
l- 2556 sayılı kanunun 64 üncü maddesi : 2556 sayılı kanunun 64 üncü maddesi şöyledir :
(Temyiz Azalığı açıldığında, 49 uncu maddede gösterilen deftere ismi geçmiş olanlardan bir zat Adliye Vekili tarafından intihap ve millî iradeye arzolumır).
Ancak 22/4/1962 tarih ve 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanunu, 38 inci maddesiyle, (Yargıtay üyeliği açıldığında yeni üye, birinci sınıfa ayrılmış Hâkimler arasından Yüksek Hâkimler Kurulunca aşağıdaki maddeler hükümlerine göre seçilir) hükmünü koyarak konuyu Anayasa'ya uygun şekilde yeniden düzenlemiştir. Bu madde ve aynı kanunun Hâkimler Kanununun ve diğer kanunların bu kanuna uymayan hükümlerinin kaldırıldığını açıklayan 103 üncü maddesi yine aynı kanunun 104 üncü maddesinin son fıkrası gereğince Yüksek Hâkimler Kurulunun fiilen göreve başladığı 22/12/1962 gününde yürürlüğe girmek suretiyle dâva ve inceleme konusu 64 üncü maddeyi işbu dâvanın açılmasından önce yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır. Şu duruma göre dâvanın 64 üncü maddeye yönelen bölümünün, konusu bulunmadığından, reddi gerekir.
II- 2556 sayılı kanunun 3885 sayılı kanunla değişik 65 inci maddesi:
2556 sayılı kanunun 3885 sayılı kanunla değişik 65 inci maddesi şöyledir :
(Başmüddeiumumi Temyiz azâları veya ikinci reisleri arasından ve Temyiz ikinci Reisleride Temyiz azaları arasından Adliye Vekilliğince intihar ve millî iradeye arzolunur. Birinci sınıf hâkimlikten vekâlet hizmetine alınanların iktisap ettikleri haklar mahfuzdur).
Dâva konusu maddedeki hükümler nitelikleri ve bunlara ilişkin olarak varılan sonuçlar bakımından dört bölüm halinde ele alınmıştır.
l- 65 inci maddenin Cumhuriyet Başsavcısına ilişkin hükmü :
45 sayılı kanun, 79 uncu maddesiyle, (Cumhuriyet Başsavcısı, Cumhuriyet ikinci Başsavcıları arasından Yargıtay Büyük Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir) hükmünü koyarak konuyu yeniden düzenlemiştir. Bu madde ve aynı kanunun Hâkimler Kanununun ve diğer kanunların bu kanuna uymayan hükümlerinin kaldırıldığını açıklayan 103 üncü maddesi yine aynı kanunun 104 üncü maddesinin son fıkrası gereğince Yüksek Hâkimler Kurulunun fiilen göreve başladığı 22/12/1962 gününde yürürlüğe girmek suretiyle dâva ve inceleme konusu 65 inci maddeyi işbu dâvanın açılmasından önce yürürlükten kaldırmış bulunmaktadır. Her ne kadar 45 sayılı kanunun 79 uncu maddesi Anayasa Mahkemesinin 30/7/1963 günlü ve 11467 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan E. 1963/50 K. 1963/111 sayılı ve 15/5/ 1963 günlü karariyle iptal edilmişse de bu durumun dâva ve inceleme konusu hükmün kendiliğinden ve yeniden yürürlüğe girmesine imkân ve cevaz vermiyeceği meydandadır. Şu hale göre dâvanın 65 inci maddenin Cumhuriyet Başsavcısına ilişkin hükmüne yönelen bölümünün, konusu bulunmadığından, reddi gerekir.
Üyelerden Şemsettin Akçoğlu bu sonuca katılmakla birlikte gerekçe bakımından karara muhalif kalmıştır.
2- 65 inci maddenin Yargıtay ikinci Başkanlarının Adalet Bakanlığınca antihap edileceğini belirten hükmü :
(A) Bu konu görüşülmeğe başlandıkta Üyelerden Şemsettin Akçoğlu, ihsan Keçecioğlu, Hakkı Ketenoğlu, Avni Givda ve Lûtfi Ömerbaş Anayasanın 139 uncu maddesinin Yargıtay ikinci Başkanlarının seçiliş şeklini ayrıntılarıyla düzenleyen ikinci fıkrasının 2556 sayılı kanunun aynı konuyu farklı olarak düzenleyen değişik 65 inci maddesi hükmünü dolaysiyle yürürlükten kaldırdığı; yürürlükte bulunmayan bir hükmün Anayasa'ya aykırılığı düşünülemiyeceği ve bu yüzden de iptal dâvasına konu olâmıyacağı görüşünü ileri sürmüşlerdir.
Anayasa hükümleri, ister yalnız ilkeleri ana çizgileriyle ve kısaca, ister ele aldığı konuyu bütün ayrıntılariyle tam olarak belirtmiş bulunsun etki ve değer bakımından hep aynı niteliktedir. Yani bunlar üstün, bağlayıcı, temel hukuk kurallarıdır. Hiçbir kanunun hiçbir hükmü bu kurallara aykırı olamaz. Ancak uyuşmazlık ve çelişme durumlarında sonraki kanunun bazı hallerde önceki kanunun aykırı hükümlerini dolaysiyle kendiliğinden yürürlükten kaldırılışı gibi, temel hukuk kuralının uyuşmazlığı ve çelişmeyi meydana getiren kanun hükmünü kendiliğinden kaldırarak onun yerine geçmesi mümkün değildir. Aykırılığın giderilmesi için mutlaka bir eylem ve işlem gerekir ki bu da ya yasama yoliyle yahut iptal müessesesinin işletilmesiyle olur. Eğer Anayasa'nın yürürlüğe girdiği tarihte var olan kanunlardaki aykırı hükümleri kendiliğinden kaldıracağını düşünmek mümkün ve caiz bulunsaydı bu çeşit hükümlerin ayrıca iptali için bir yolun Öngörülmesi hiç de gerekmezdi. Oysa Anayasa'nın geçici 9 uncu maddesine, Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı günde yürürlükte olan kanunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiasiyle iptal dâvası açılabilmesini sağlayacak Özel bir hüküm konulmuş; bu da Anayasa'daki temel hukuk kurallarının aykırı hükümleri kendiliğinden ortadan kaldıramıyacağını ayrıca ve açıkça göstermekte bulunmuştur. Bu bakımdan çoğunlukça söz konusu görüş benimsenmemiş, incelenmekte olan hükmün yürürlükte bulunduğuna ve iptal dâvasına konu olabileceğine karar verilmiştir.
(B) Anayasa'nın 139 uncu maddesi Yargıtay ikinci Başkanlarının Yargıtay Büyük Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilmesi usulünü koymuştur. 2556 sayılı kanunun 3885 sayılı kanımla değişik 65 inci maddesinin Yargıtay İkinci Başkanlarının Adalet Bakanlığınca intihap edilmesini şart koşan hükmünün Anayasa'ya aykırılığı meydandadır ve iptali gerekir.
3- 65 inci maddenin Yargıtay îkinci Başkanları intihabının millî iradeye sunulmasına ilişkin hükmü :
45 sayılı kanun, atanma kararlarının tastiki hakkındaki 66 ncı maddesiyle (Yüksek Hâkimler Kurulunun, hâkim yardımcıları ile hâkimlere kadro tahsisine ve bunların nakil ve tâyinlerine ve yargı yargıtay üyelerinin seçimine ait kararları Adalet Bakanı ve Başbakanın müşterek kararnamesi ile Cumhurbaşkanının tasdikına sunulur.
Yargıtay Başkanlarının seçimlerine ait kararlar da aynı hükme tabidir.
Adalet Bakanlığına verildiği tarihten başlıyarak en geç bir ay içinde onandığı bildirilmeyen kararlar onanmış sayılır) hükmünü koyarak atanmaları millî iradeye sunma konusunu yeniden ve inceleme konusu hükümden farklı olarak düzenlemiştir. Bu madde ve aynı kanunun Hâkimler Kanununun ve diğer kanunların bu kanuna uymayan hükümlerinin kaldırıldığını açıklayan 103 üncü maddesi yine aynı kanunun 104 üncü maddesinin son fıkrası gereğince Yüksek Hâkimler Kurulunun fiilen göreve başladığı 22/12/1962 gününde yürürlüğe girmek su retiyle dâva ve inceleme konusu hükmü işbu dâvanın açılmasından önce yürürlükten kaldırmış bulunmaktadır. Her ne kadar 45 sayılı kanunun 66 ncı maddesi Anayasa Mahkemesinin 30/7/1963 günlü ve 11467 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan E. 1963/50 K. 1963/111 sayılı ve 15/5/1963 günlü karariyle iptal edilmişse de bu durumun dâva ve inceleme konusu hükmün kendiliğinden ve yeniden yürürlüğe geçmesine imkân ve cevaz vermiyeceği meydandadır. Şu hale göre dâvanın 65 inci maddenin Yargıtay İkinci Başkanları intihabının millî iradeye sunulmasına ilişkin hükmüne yönelen bölümünün, konusu bulunmadığından reddi gerekir.
4- 65 inci maddenin birinci sınıf hâkimlikten Bakanlık hizmetine alınanlara ilişkin hükmü:
Bu hükmün birinci sınıf hâkimlikten Bakanlık hizmetine alınanların kazanılmış haklarını saklı tutmaktadır. Kazanılmış hakların tanınması ve korunması hukuk devletlerinde benimsenen bir ana hukuk kuralıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında bu kuralı ortadan kaldıracak hiçbir hüküm yoktur; olabilmesi de düşünülemez. Kaldı ki Anayasa'nın Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu belirten 2 nci ve insanın maddi varlığını geliştirme hakkını temel haklardan sayan 14 üncü maddeleri bu kuralın kanunlarımızda yer almasını destekleyen bir niteliktedir. Öyle ise dâva ve inceleme konusu hüküm, Anayasa'ya aykırı değildir. Dâvanın bu hükme yönelen bölümünün reddi gerekir.
III- 2556 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi:
2556 sayılı Kanunun 66 ncı maddesi şöyledir :
(Temyiz Birinci Reisi, Başmüddeiumumi ile Temyiz İkinci Reisleri arasından İcra Vekilleri Heyetince intihap ve millî iradeye arzolunur).
Dâva konusu maddedeki hükümler nitelikleri ve bunlara ilişkin olarak varılan sonuçlar bakımından iki bölüm halinde ele alınmıştır.
1- 66 ncı maddenin Yargıtay Birinci Başkanının Bakanlar Kurulunca seçilmesine ilişkin hükmü:
(A) Bu konu görüşülmeye başlandıkta üyelerden Şemsettin Akçoğlu, İhsan Keçecioğlu, Hakkı Ketenoğlu, Avni Givda ve Lûtfi Ömerbaş yukarıda II sayılı fıkranın 2/A bendinde açıklanan görüşü ileri sürmüşlerdir. Çoğunlukça yine aynı bentte gösterilen gerekçeye dayanılarak bu görüş benimsenmemiş, incelenmekte olan hükmün yürürlükte bulunduğuna ve iptal dâvasına konu olabileceğine karar verilmiştir.
B) Anayasa'nın 139 uncu maddesi Yargıtay Birinci Başkanının, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilmesi usulünü koymuştur. 2556 sayılı kanunun 66 ncı maddesinin Birinci Başkanın Bakanlar Kurulunca seçilmesini şart koşan hükmünün Anayasa'ya aykırılığı meydandadır ve iptali gerekir.
2- 66 ncı maddenin Yargıtay Birinci Başkanı intihabının millî iradeye sunulmasına ilişkin hükmü :
Anayasa Mahkemesinin bu konudaki görüşü ve gerekçesi yukarıda II sayılı fıkranın 3 sayılı bendinde açıklanmıştır. Şu duruma göre dâvanın 66 ncı maddenin Birinci Başkanın intihabının millî iradeye sunulmasına ilişkin hükmüne yönelen bölümünün, konusu bulunmadığından, reddi gerekir.
Sonuç:
I- 2556 sayılı Hâkimler Kanununun 64 üncü maddesi hükmü yürürlükten kalkmış olması dolayısiyle dâvanın bu hükme yönelen bölümünün konusu bulunmadığından reddine oybirliğiyle;
II- Aynı kanunun 3885 sayılı Kanunla değişik 65 inci maddesinin :
1- Cumhuriyet Başsavcısına ilişkin hükmünün yürürlükten kalkmış olması dolayısiyle dâvanın bu hükme yönelen bölümünün konusu bulunmadığından reddine esasta oybirliğiyle ve gerekçede üyelerden Şemsettin Akçoğlu'nun muhalefetiyle ve oyçokluğu ile;
2- Yargıtay İkinci Başkanlarının Adalet Bakanlığınca intihap edileceğini belirten hükmünün, Anayasa'nın 139 uncu maddesine aykırı bulunduğundan, iptaline oybirliği ile;
3- Yargıtay İkinci Başkanları intihabının millî iradeye sunulmasına ilişkin hükmünün yürürlükten kalkmış olması dolayısiyle dâvanın bu hükme yönelen bölümünün konusu bulunmadığından reddine oybirliğiyle;
4- Birinci sınıf hâkimlikten Bakanlık hizmetine alınanlara ilişkin hükmü Anayasa'ya aykırı olmadığından bu hükmün iptaline ilişkin istemin reddine oybirliği ile;
III- Aynı kanunun 66 ncı maddesinin :
1- Yargıtay Birinci Başkanının Bakanlar Kurulunca seçilmesine ilişkin hükmü Anayasa'nın 139 uncu maddesine aykırı bulunduğundan iptaline oybirliği ile;
2- Yargıtay Birinci Başkanı intihabının millî iradeye sunulmasına ilişkin hükmünün yürürlükten kalkmış olması dolayisiyle dâvanın bu hükme yönelen bölümünün konusu bulunmadığından reddine oybirligiyle;
Anayasa'nın 149, 152 ve geçici 9 uncu maddeleri gereğince 11/11/1963 gününde karar verildi.
Başkan
Sünuhi Arsan
Üye
Rifat Göksu
İ. Hakkı Ülkmen
Lütfi Akadlı
Şemsettin Akçoğlu
İbrahim Senil
İhsan Keçecioğlu
Salim Başol
Celalettin Kuralmen
Hakkı Ketenoğlu
Fazıl Uluocak
Avni Givda
Muhittin Gürün
Lütfi Ömerbaş
Ekrem Tüzemen
MUHALEFET ŞERHİ
Anayasa'nın belirli bir konuyu bütün ayrıntıları ile doğrudan doğruya düzenliyen hükümleri, daha önceki kanunların aynı konuyu farklı olarak düzenliyen hükümlerini kendiliğinden ortadan kaldırır. Alelade kanunlar için kabul edilen bu esasın Anayasa için tanınmamasını haklı gösterecek hukuki bir sebep mevcut değildir.
Ancak özel kanunun düzenlediği bir konu, Anayasanın açık hükmü ile başka türlü düzenlenmemiş olmakla beraber özel kanunun bir hükmü ile Anayasanın genel olarak koyduğu hükmün çatışmış olması halinde ise; Anayasa'ya aykırılık söz konusu olur ve bu aykırılık sebebiyle Anayasa Mahkemesine iptal dâvası açılabilir.
Anayasa'nın geçici 9 uncu maddesinde; Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlükte bulunan kanunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiası ile iptal dâvası açılabileceğinin yer almış bulunmasından faydalanılarak (Kanunların zımnî olarak kaldırılması) hukuki müessesesinin Anayasa bakımından kabul edilmediği mânasını çıkarmak doğru olamaz. Nitekim; incelenen dâva dolayısiyle bu konu daha da açıklık kazanmıştır. Anayasa koyucu, Yargıtay Birinci Başkanı ile İkinci Başkanlarının seçimini özel kanununa bırakmak istemiyerek 139 uncu madde ile doğrudan doğruya ve eksiksiz olarak bu konuyu düzenlemekle Hâkimler Kanununun 65, 66 ncı maddelerindeki aynı konuya ilişkin hükümleri kendiliğinden hükümsüz bırakmış ve başka bir deyimle yürürlükten kaldırmıştır. Bu sebeple dâvada; Anayasa'nın geçici 9 uncu maddesine dayanmak da mümkün bulunmamaktadır. Çünkü bu madde yürürlükteki kanunlar hakkındadır.
Yürürlükte bulunmayan kanunların Anayasa'ya aykırılığı ve iptal dâvasına konu olması düşünülemiyeceğinden dâvanın bu yönden reddine karar verilmesi gerektiği görüşündeyiz.
Yargıtay Birinci Başkanı ile İkinci Başkanlarının ve Başsavcısının "Yargıtay Büyük Genel Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ve gizli oyla seçileceği Anayasa'nın 139 uncu maddesinde ifadesini bulan bir Anayasa kuralı haline gelmiştir.
Kararın II numaralı bendinin 2/A fıkrasında yazılı sebeple bu Anayasa hükmü, Hâkimler Kanununun buna aykırı 65 ve 66 ncı maddelerini; bu arada C. Başsavcısının seçimine ait hükmü, Anayasanın yürürlüğe girdiği günde, hükümsüz bırakmıştır.
C. Başsavcısına ait hükmün, Anayasanın 139 uncu maddesiyle değil de bundan sonra kabul edilen 45 sayılı Yüksek Hâkimler Kurulu Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış olduğuna dair gerekçeye muhalifim.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sında sadece özü belirtilmiş temel hukuk kuralları değil bazı konuları ayrıntılariyle doğrudan doğruya düzenliyen geniş hükümler de yer almıştır. Yargıtay Üyelerinin, Yargıtay Birinci Başkanı ve ikinci başkanlarının ve Cumhuriyet Başsavcısının seçim şeklini belirten 139 uncu maddenin 2 nci fıkrası da bu hükümler arasındadır. Yalnız Özü belirtilmiş temel hukuk kuralları ile kanunlar arasında çelişme bulunduğu takdirde aykırılığın giderilmesi için mutlaka bir eylem ve işlem gerekir ki bu da ya yasama yoliyle yahut iptal müessesesinin işletilmesiyle olur. Belirli konular ayrıntılariyle doğrudan doğruya düzenliyen hükümler ise daha önceki kanunlarda bulunupta aynı konulan düzenliyen fakat Anayasa'dakine aykırı veya ondan farklı olan hükümleri kendiliğinden yürürlükten kaldırır. Alelade kanunlar için tabiî olan bu nüfuz ve etkiyi Anayasa'ya Tanımamayı destekliyecek bir hukuk kuralı düşünülemez. Anayasa'nın geçici 9 uncu maddesi Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlük te olan kanunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiasiyle ve belirli süre içinde iptal dâvası açılabilmesini sağlıyacak özel bir hükmün konulması ancak Anayasa'nın bir kısım, yani sadece özü belirtilmiş temel hukuk kurallarına aykırı hükümleri kendiliğinden tasfiye edemiyeceğini gösterir. Belirli konuları ayrıntılariyle doğrudan doğruya düzenliyen hükümlerin, önceki kanunlardaki aynı konuya ilişkin aykırı veya farklı hükümleri kendiliğinden yürürlükten kaldırma hususundaki nüfuz ve etkisine söz getirmez.
2556 sayılı Hâkimler Kanununun 66 ncı ve 3885 sayılı kanunla değişik 65 inci maddelerinde, tıpkı Anayasa'nın 139 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında olduğu gibi, Yargıtay Birinci ve İkinci Başkanlarının seçimini düzenliyen hükümler vardır. Bunlar 139 uncu maddeye aykırıdır. Bu itibarla Anayasa'nın 139 uncu maddesi yürürlüğe girer girmez 2556 sayılı kanunun söz konusu hükümleri kendiliğinden yürürlükten kalkmıştır. Yargıtaydaki uygulama da şu görüşü teyit eder niteliktedir. Yürürlükte bulunmıyan hükümlerin ise Anayasa'ya aykırılığı ve iptal dâvasına konu olması düşünülemez.
Karara bu bakımdan muhalifim.