“24/11/2021 tarihli ve 7343 sayılı Kanunun 5. maddesiyle İcra ve İflas Kanunun 36. maddesinin birinci yer alan ''bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan'' ibaresi ''takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden'' şeklinde değiştirilmiştir.
İcra ve İflas hukuku, icra ve iflas takiplerinin usul hukuku niteliğindedir. İcra ve iflas hukukunun en önemli kaynağı İcra ve İflas Kanunu olup bu kanun, icra ve iflas takibinden tahsile kadar uygulanması gereken usul hükümlerini düzenlemektedir. Kanunun, usul hükümleri ile icra takibinin tarafları arasında menfaat dengesi sağlanmaya çalışılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunun 36. maddesi de ilama dayalı icra takipleri yönünden icranın usul hükümlerini düzenleyen fıkralar içermektedir. Belirtmek gerekir ki takip genel haciz yoluyla ilamsız (örnek 7) icra olarak başlatılmış olmakla tehiri icraya konu olay itirazın iptali üzerine düzenlenen örnek 4-5 icra emri yönünden icranın geri bırakılması talebi olduğundan yargı uygulamasında itirazın iptali davaları yönünden de icranın geri bırakılması müessesi uygulanmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 367. maddesi; '' (1)Temyiz, kararın icrasını durdurmaz. İcra ve İflas Kanununun icranın geri bırakılmasıyla ilgili 36 ncı maddesi hükmü saklıdır. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemez.
(2) Kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin kararlar kesinleşmedikçe yerine getirilemez.'' hükmüne yer vermektedir. Kanun metni ile hangi kararların icra yoluyla infaz edilmesi için kesinleşmesi gerektiği sayılmış olduğundan bu kararlar dışındaki tüm kararlar kural olarak kesinleşmesine gerek olmaksızın ilk derece mahkemelerinde verildiği anda icraya konu edilip infaz edilebilir niteliktedirler.
Kanundaki bu sınırlamanın amacının icrası ile sonuçları dönülemez konulara ilişkin kararların kesinleşmesi gerektiği, bunun dışında kalan kararlar yönünden ise ilam alacaklılarının; lehlerine hükmedilen hak ve alacaklarına bir an evvel kavuşması olduğu değerlendirilmiştir. Kanunda İİK'nın 36. maddesi hükmü saklı tutulmuştur.
İİK'nın 36. maddesinde düzenlenen icranın geri bırakılması ise kanun yolu incelemesi sonunda ilk derece mahkemelerinden verilen kararların bozulma / ortadan kaldırılma ihtimali bulunduğundan henüz ilk derece mahkemesi kararı bozulmadan veya ortadan kaldırılmadan icra edilmesi halinde ağır sonuçlar doğurabileceği veya kararın bozulma ihtimalinin istinaf ile temyiz dilekçesinden anlaşılabildiği hallerde verilen icranın kanun yolu incelemesi sonuna karar ertelenmesi şeklinde tanımlanabilir.
Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı Adli Yargı sistemimizde kanun yolu incelemesi ile görevli ve yetkili makamlar Bölge Adliye Mahkemeleri ile Yargıtay'dır. İlk derece mahkemelerinin, itiraz kanun yoluna tâbi olan kararlar haricinde, birbirlerinin kararlarını incelemesi/denetlemesi mümkün değildir. Bu sebeple İcra Mahkemeleri tarafından icranın geri bırakılması kararı verilirken; kararı veren ilk derece mahkemesinin kararının bozulup bozulmayacağını ön görebilmesi mümkün değildir.
İcranın geri bırakılması kararlarının İcra Mahkemesince verilmesi; kararlarının farklı kanun yoluna tabi olmasına rağmen geçici de olsa yatay denetime tabi tutulması gibi bir sonuç oluşmaktadır. Bu sebeplerle itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 36. maddesine aykırı olduğu değerlendirilmiştir.
Öte yandan Anayasa’nın 35. maddesinde ''Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. /Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir./ Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.'' denilmektedir. Anayasa’nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır. Başka mahkemenin kararını denetleme görevi İcra Mahkemesinde olmadığından İİK'nın 36. maddesinde yazılı teminatların sunulması halinde İcra Mahkemesince icranın geri bırakılması kararları verilmektedir. Bu husus ise kanunen icrası için kesinleşmesine gerek bulunmayan ilamlardan kaynaklı alacakların, yeterince inceleme yapılamadan icranın geri bırakılmasına karar verilmesi sebebiyle, alacaklıya ödenmemesi veya geç ödenmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Alacaklının alacağına geç ulaşmasının İcra Mahkemelerince yeterli inceleme yapılamadan İcranın geri bırakılmasına karar verilmesi sebebiyle de itiraz konusu kuralın Anayasa'nın 35. maddesine aykırı olduğu değerlendirilmiştir. Açıklanan bu sebeplerle kanun maddesinin aşağıda belirtilen emredici kısmının iptali için norm denetimine başvurulması gerekmiştir.
Karar; Yukarıda açıklanan sebeplerle,
1- 2709 Sayılı 1982 Anayasasının 35. ve 36. maddelerine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilen, 24/11/2021 tarihli ve 7343 sayılı kanunun 5 inci maddesiyle değiştirilen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan ''takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden'' şeklindeki emredici kısmın Anayasa'nın 35. ve 36. maddelerine aykırılığı nedeni ile iptali için Anayasanın 152. ve 6216 sayılı kanunun 40. maddeleri gereğince Anayasa Mahkemesi'ne başvurulmasına,
2- Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına,
3- Anayasaya aykırılığın değerlendirilmesi için, gerekçeli başvuru kararının aslı, başvuru kararına ilişkin tutanağın onaylı örneği ve dava dilekçesi ile dosyanın diğer ilgili bölümlerinin onaylı örneklerinin Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesine,
4- 1982 Anayasasının 152/3. maddesinin amir hükmü gereğince dosyanın Anayasa Mahkemesine gelişinden başlamak üzere 5 (beş) ay içerisinde karar verilmesinin beklenilmesine, bu süre içerisinde karar verilmezse davanın yürürlükte Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar verildi.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/84
Karar Sayısı : 2024/98
Karar Tarihi : 9/5/2024
R.G. Tarih – Sayı : Tebliğ edildi.
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 2/3/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değiştirilen 36. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden…” ibaresinin Anayasa’nın 35. ve 36. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: İcranın geri bırakılması talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un 36. maddesinin itiraz konusu ibarenin de yer aldığı birinci fıkrası şöyledir:
“(Değişik: 2/3/2005 – 5311/5 md.) İlâma karşı istinaf veya temyiz yoluna başvuran borçlu, hükmolunan para veya eşyanın resmî bir mercie depo edildiğini ispat eder yahut hükmolunan para veya eşya kıymetinde icra mahkemesi tarafından kabul edilecek taşınır rehni veya esham veya tahvilât veya taşınmaz rehni veya muteber banka kefaleti gösterirse veya borçlunun hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir. Bu süre ancak zorunluluk hâlinde uzatılabilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Derya ATAKUL tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un “Anayasaya aykırılığın mahkemelerce ileri sürülmesi” başlıklı 40. maddesinde Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yapılacak başvurularda izlenecek yöntem düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin (1) numaralı fıkrasında bir davaya bakmakta olan mahkemenin bu davada uygulanacak bir kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa'ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda, bu fıkrada sayılan belgeleri dizi listesine bağlayarak Anayasa Mahkemesine göndereceği belirtilmiş; anılan fıkranın (a) bendinde de “İptali istenen kuralların Anayasanın hangi maddelerine aykırı olduklarını açıklayan gerekçeli başvuru kararının aslı” Mahkemeye gönderilecek belgeler arasında sayılmıştır. Maddenin (4) numaralı fıkrasında ise açık bir şekilde dayanaktan yoksun veya yöntemine uygun olmayan itiraz başvurularının Anayasa Mahkemesi tarafından esas incelemeye geçilmeksizin gerekçeleriyle reddedileceği hükme bağlanmıştır.
3. Anılan İçtüzük’ün 46. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde de itiraz yoluna başvuran mahkemenin gerekçeli kararında, Anayasa’ya aykırılıkları ileri sürülen hükümlerin her birinin Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi nedenlerle aykırı olduğunun ayrı ayrı ve gerekçeleriyle birlikte açıkça gösterilmesi gerektiği, (2) numaralı fıkrasında da itiraz başvurusunda gerekçeli başvuru kararının aslının Anayasa Mahkemesine sunulacağı ifade edilmiştir.
4. İçtüzük’ün 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde ise Anayasa Mahkemesince yapılan ilk incelemede, başvuruda eksikliklerin bulunduğunun tespit edilmesi hâlinde itiraz yoluna ilişkin işlerde esas incelemeye geçilmeksizin başvurunun reddine karar verileceği; (2) numaralı fıkrasında da anılan (b) bendi uyarınca verilen kararın itiraz yoluna başvuran mahkemenin eksiklikleri tamamlayarak yeniden başvurmasına engel olmadığı belirtilmiştir.
5. Yapılan incelemede itiraz yoluna başvuran Mahkeme tarafından ara karar başlıklı belge ile itiraz başvurusunda bulunulduğu, söz konusu belgenin başvuru kararına ilişkin tutanak niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla Mahkemece İçtüzük’ün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekçeli başvuru kararının gönderilmediği tespit edilmiştir.
6. Açıklanan nedenle 6216 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile İçtüzük’ün 46. maddesinin (2) numaralı fıkrasına aykırı olduğu anlaşılan başvurunun anılan Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından reddi gerekir.
III. HÜKÜM
9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 2/3/2005 tarihli ve 5311 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değiştirilen 36. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “…takibin yapıldığı yer icra mahkemesinden…” ibaresinin iptaline karar verilmesi talebiyle yapılan itiraz başvurusunun 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddesinin (4) numaralı fıkrası gereğince yöntemine uygun olmadığından REDDİNE 9/5/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Kadir ÖZKAYA
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Basri BAĞCI
Üye
Engin YILDIRIM
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Yılmaz AKÇİL
Ömer ÇINAR