“İİK'nın 121. maddesine göre: "Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukarki maddelerde gösterilmeyen başka nevi malların satılması lazım gelirse icra memuru satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorar.
İcra mahkemesi, yerleşim yerleri malüm olan alakadarları davet ve gelenlerini dinledikten sonra açık artırma yaptırabileceği gibi satış için bir memur da tayin edebilir, yahut iktiza eden diğer bir tedbiri alabilir."
Yukarıda anılan kanun maddesi incelendiğinde, alacaklı tarafından yapılan icra takibi sırasında iştirak halinde tasarruf olunan bir mal bulunması halinde icra memurunun satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorması gerektiği, bunun üzerine icra mahkemesinin ise, satışı açık arttırma ile yaptırma, satış için bir memur tayini veya diğer tedbirleri alabileceği hüküm altına alınmıştır.
Özellikle belirtilmesi gerekir ki, yapılan icra takibinde iştirak halinde bulunan bir miras malına ilişkin olarak, hakime yukarıda anıldığı şekilde sınırları belirsiz bir yetki verilmesi Anayasal mülkiyete hakkının ihlali niteliğini taşınmakta olup, yapılan icra takibinde iştirak halinde bulunan miras malının, mahkememiz iş bu dosyasında dava konusu olduğu gibi, taşınmaz bir mal olması halinde ise, bu tespitin evleviyetle kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu maddenin uygulaması hususunda var olan 14/04/1943 ve 48/15 sayılı İBK ise, mahkememiz tespitinin yerinde olduğunu göstermesi bakımından önem taşınmaktadır. Bu karara göre, icra mahkemesi takip alacaklısına bu madde doğrultusunda ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki verebilmektedir. Meselenin açıklanması açısından anılan İBK'nın mahkemelerce nasıl uygulandığının belirtilmesi ise ayrıca önem taşınmaktadır. Buna göre, iştirak halinde bir mal hissesinin bulunması halinde, alacaklı takip yaptığında icra memurunun başvurusu üzerine, icra mahkemelerince, "alacaklıya ortaklığın giderilmesi için dava açmak üzere yetki verilmesine", "alacaklıya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi için dava açmak üzere yetki verilmesine", "alacaklıya ortaklığın giderilmesi veya elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için dava açmak üzere yetki verilmesine", "alacaklıya elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi için dava açmak üzere yetki verilmesine" şeklinde hüküm kurulduğu, buna karşın bu farklılığın sebebinin ise belirsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda anılan hallerden son hal(elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi yetkisi) dışında alacaklıya ortaklığın giderilmesi için dava açmak üzere yetki verilmesi ise Anayasal mülkiyet hakkının ihlali niteliğindedir. Şöyle ki, belirtilen halde alacaklının borçludan alması gerekli bir alacağı, diğer bir deyişle nispi bir hakkı bulunmakta, karşısında ise, borçlu dışında taşınmazda (dava konusuna uygun olarak) malik olan ve borçla ilgisi bulunmayan tüm diğer taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkı, diğer bir deyişle mutlak hakkı bulunmaktadır. Hukukun genel ilkesi gereğince mutlak hak nispi haktan üstün olması rağmen, anılan şekilde yetki verilmesi ise taşınmazda malik olan ve borçla ilgisi bulunmayan diğer taşınmaz maliklerinin mutlak hakkına nazaran nispi hakkın üstün tutulması anlamına gelmektedir ki, bu durum Anayasal hukuk düzenine aykırılık taşımaktadır.
Sonuç olarak, alacaklı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davalarının temelini teşkil eden İİK 121 hükmünün, icra takibinde iştirak halinde bir mal bulunması halinde icra mahkemesinin ne şekilde hüküm kurması gerektiği hususunda belirsiz olduğu, bu belirsizliğin uzun yıllardır uygulana gelen yargı içtihadı ile doldurulduğu, ancak bu yargı içtihatlarında bazı durumların göz önüne alınmaması sebebiyle hukuka ve hakkaniyete aykırı durumların ortaya çıktığı anlaşıldığından İİK m.121 hükmünün bu haliyle Anayasanın 13.ve 35. maddelerine aykırı olduğundan ilgili maddelerin iptali hususu arz olunur.”
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Esas Sayısı : 2024/50
Karar Sayısı : 2024/50
Karar Tarihi : 22/2/2024
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Hassa Sulh Hukuk Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 121. maddesinin Anayasa’nın 13. ve 35. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptaline karar verilmesi talebidir.
OLAY: Ortaklığın giderilmesi talebiyle açılan davada itiraz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali için başvurmuştur.
I. İPTALİ İSTENEN KANUN HÜKMÜ
Kanun’un itiraz konusu kuralın da yer aldığı 121. maddesi şöyledir:
“Paraya çevirmenin diğer tarzı. İştirak halinde mülkiyet hisseleri:
Madde 121 – Bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi yukarki maddelerde gösterilmeyen başka nevi malların satılması lazımgelirse icra memuru satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden sorar.
İcra mahkemesi, yerleşim yerleri malüm olan alakadarları davet ve gelenlerini dinledikten sonra açık artırma yaptırabileceği gibi satış için bir memur da tayin edebilir, yahut iktiza eden diğer bir tedbiri alabilir.”
II. İLK İNCELEME
1. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü hükümleri uyarınca yapılan ilk inceleme toplantısında başvuru kararı ve ekleri, Raportör Fatih TORUN tarafından hazırlanan ilk inceleme raporu ve itiraz konusu kanun hükmü okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
2. Anayasa’nın 152. ile 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 40. maddelerine göre bir davaya bakmakta olan mahkeme, bu dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı görmesi hâlinde veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varması durumunda bu hükümlerin iptalleri için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidir. Ancak anılan maddeler uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görev kapsamına giren bir davanın bulunması, iptali talep edilen kuralın da o davada uygulanacak olması gerekir. Uygulanacak kural ise bakılmakta olan davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.
3. Başvuru kararında 2004 sayılı Kanun’un 121. maddesinin iptali talep edilmiştir.
4. İtiraz konusu kuralla bir intifa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak hâlinde tasarruf olunan bir mal hissesi gibi anılan Kanun’un diğer maddelerinde gösterilmeyen başka tür malların satılması gerektiğinde icra memurunun satışın nasıl yapılacağını icra mahkemesinden soracağı, icra mahkemesinin, yerleşim yerleri belirli olan ilgilileri davet edip gelenleri dinledikten sonra açık artırma yaptırabileceği gibi satış için bir memur da tayin edebileceği yahut gereken diğer bir tedbiri alabileceği hükme bağlanmıştır.
5. Bakılmakta olan dava Samandağ İcra Hukuk Mahkemesi tarafından itiraz konusu kural uyarınca davacıya tanınan dava açma yetkisinin kullanımı suretiyle açılmıştır. Diğer bir ifadeyle kural bakılmakta olan dava öncesinde Samandağ İcra Hukuk Mahkemesince görülen davada uygulanmıştır. Bu itibarla bakılmakta olan dava öncesinde uygulanmış kuralın başvuran Mahkemede görülmekte olan davada uygulanma imkânı bulunmamaktadır.
6. Açıklanan nedenle bakılmakta olan davada uygulanma imkânı bulunmayan kurala ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.
III. HÜKÜM
9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 121. maddesinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma imkânı bulunmadığından başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle REDDİNE 22/2/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Zühtü ARSLAN
Başkanvekili
Hasan Tahsin GÖKCAN
Kadir ÖZKAYA
Üye
Engin YILDIRIM
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Selahaddin MENTEŞ
Basri BAĞCI
İrfan FİDAN
Kenan YAŞAR
Muhterem İNCE
Yılmaz AKÇİL